Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Hamiline çek yaprağı kullanmadan hamiline çek-beraat

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 26-03-2011, 11:28   #1
m.fahrikoc

 
Soru Hamiline çek yaprağı kullanmadan hamiline çek-beraat

Hamiline çek yaprağı kullanmadan hamiline çek düzenlemiş olan 2 müvekkilim var. iki müvekkiliiminde yaklaşık yedi sekiz tane ayrı illerde bankaya ibraz edilmiş ve hakkında dava açılmış çeki bulunmakta. Ancak bulundukları pozisyon ve ticari geçmişleri sebebi ile kasıtlarının olmadığı ortada, bu durumda ilgili suçta kasıt olmadığı için beraat verilebilirmi. elinde örnek karar olan bir meslektaşımız varsa paylaşırsa sevinirim, Cevaplarınızı bekliyorum.
Old 26-03-2011, 16:46   #2
Arif Aydın

 
Varsayılan

Diğer ceza hükümleri

MADDE 7 - (1) Tacirin ticari işletmesiyle ilgili iş ve işlemlerinde, tacir olmayan kişinin çek defterini kullanarak çek düzenleyen ve düzenleten kişi altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(2) Tacir olmayan kişiye tacir kişiye verilmesi gereken çek defteri veren banka görevlisi hakkında elli günden yüzelli güne kadar adli para cezasına hükmolunur.

(3) 2 nci maddenin üçüncü fıkrasındaki yükümlülüğe aykırı olarak bankaya gerçek dışı beyanda bulunan kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Beyanname almadan veya beyannameye rağmen, hakkında çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı bulunan kişiye veya bu kişinin yönetim organında görev yaptığı veya temsilcisi ya da imza yetkilisi olduğu tüzel kişiye çek defteri veren banka görevlileri elli günden yüzelli güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.

(4) Kısmen veya tamamen karşılığı bulunmayan çekle ilgili olarak, talebe rağmen, karşılıksızdır işlemi yapmayan banka görevlisi, şikayet üzerine bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(5) Karşılığı tahsil edilmek üzere bankaya ibraz edilen çekin karşılığının hesapta mevcut olmasına rağmen, hamile ödemede bulunmayan ya da bankanın kanunen ödemekle yükümlü olduğu miktarı hamile ödemeyen banka görevlisi, şikayet üzerine bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(6) Hakkında çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı kararı verilmiş olan kişi, buna rağmen çek düzenlerse, fiil daha ağır cezayı gerektiren başka bir suç oluşturmadığı takdirde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(7) Hakkında çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı kararı verilmiş olan kişi adına çek hesabı açan banka görevlisi, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(8) Çek defteri basmaya veya bastırmaya kanunen yetkili kılınanlar dışında çek defteri basanlar ve bastıranlar iki yıldan beş yıla kadar hapis ve binbeşyüz güne kadar adli para cezasıyla cezalandırılır.

(9) Hamiline çek defteri yaprağını kullanmadan hamiline çek düzenleyen kişi, bu aykırılığı içeren her bir çekle ilgili olarak, bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(10) 2 nci maddenin, sağlanması ve saklanması gereken bilgi ve belgelere ilişkin hükmüne aykırı hareket edilmesi veya çekin karşılıksız çıkması dolayısıyla hamili tarafından talep edilmesi üzerine düzenleyicinin banka kayıtlarındaki adreslerinin kendisine verilmemesi halinde, ilgili bankaya Cumhuriyet savcısı tarafından beşyüz Türk Lirasından beşbin Türk Lirasına kadar idari para cezası verilir.
Old 26-03-2011, 20:23   #3
m.fahrikoc

 
Varsayılan

Kanun maddesini biliyorum ancak bilgisizlik sebebi ile çek üzerine eli ile hamiline yazan herkez ceza alacakmı? Şimdi kanun açıkca yazmış illaki ceza alacak diye düşünmeksizin kasıt olmaması, bilgisizlik, muhasebecinin hazırladığı çeki sadece imzalamak vs. gibi her hangi bir sebep ile ceza verilmemesi mümkün olabilirmi. Zira, sorum bir kaç ay içinde bir çok esnaf ya da tacirin başına gelecek bir durum olması hasebi ile bu suç için ceza vermek bu kadar bait olabilir mi, benim müvekkiliminde içinde olduğu çok sayıda insanın zarar göreceği bu duruma tedbir alabilmek için bilgi edinmek amacını taşımakta.
Old 27-03-2011, 13:55   #4
Av. Rak

 
Varsayılan

Evrensel hukuk kuralı: Kanunu bilmemek mazeret değildir.
Old 27-03-2011, 14:54   #5
wellan

 
Varsayılan

Sayın meslektaşım;kanunu bilmemek mazeret sayılmayacağından dolayı ve değerli meslektaşlarımında belirtmiş olduğu üzere 5941 sayılı yeni çek yasası bu konuda açık hüküm içermektedir.Bu sebeple suçu işlediği anlatmış olduğunuz duruma göre sabit görünmektedir.SAYGILARIMLA.Çalışmalarınızda başarılar diliyorum.
Old 27-03-2011, 21:00   #6
Av.Ömer Güntay

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan m.fahrikoc
Hamiline çek yaprağı kullanmadan hamiline çek düzenlemiş olan 2 müvekkilim var. iki müvekkiliiminde yaklaşık yedi sekiz tane ayrı illerde bankaya ibraz edilmiş ve hakkında dava açılmış çeki bulunmakta. Ancak bulundukları pozisyon ve ticari geçmişleri sebebi ile kasıtlarının olmadığı ortada, bu durumda ilgili suçta kasıt olmadığı için beraat verilebilirmi. elinde örnek karar olan bir meslektaşımız varsa paylaşırsa sevinirim, Cevaplarınızı bekliyorum.

Fail, ceza hükmü içeren herhangi bir özel veya genel ceza kanununu/hükmünü bilmemeye dayanamaz.

Aksi takdirde, "bilmiyorum" gibi, deruni bir halin tesbitindeki müşkülat, cezasızlık sonuçları doğurur.

Saygılarımla.

Alıntı:

TCK.m.4- Ceza kanunlarını bilmemek mazeret sayılmaz.
Old 28-03-2011, 09:24   #7
kezzy

 
Varsayılan

beraat kararı verilmese de benzer suçlardan adli sicil kaydı yok ise hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilir
Old 28-03-2011, 09:37   #8
S.Orhan

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan kezzy
beraat kararı verilmese de benzer suçlardan adli sicil kaydı yok ise hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilir

5941 Sayılı Çek Yasası
madde:5
fıkra 11) Birinci fıkrada tanımlanan suç nedeniyle kamu davasının açılmasının ertelenmesine, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, ön ödemeye ve 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 297 nci maddesinin üçüncü fıkrasındaki tebliğnamenin tebliğine ilişkin hükümler uygulanmaz.

Bilgilerinize sunulur.
Old 28-03-2011, 13:41   #9
csk

 
Varsayılan

mevcut konu 9. fıkrada düzenlenmiş olduğu için HAGB kararı verilebilir.


9) Hamiline çek defteri yaprağını kullanmadan hamiline çek düzenleyen kişi, bu aykırılığı içeren her bir çekle ilgili olarak, bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Old 28-03-2011, 14:12   #10
Av.Ömer Güntay

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan S.Orhan
5941 Sayılı Çek Yasası
madde:5
fıkra 11) Birinci fıkrada tanımlanan suç nedeniyle kamu davasının açılmasının ertelenmesine, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, ön ödemeye ve 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 297 nci maddesinin üçüncü fıkrasındaki tebliğnamenin tebliğine ilişkin hükümler uygulanmaz.

Bilgilerinize sunulur.

Bu düzenlemenin "karşılıksızdır işlemine sebebiyet vermek" fiili bakımından getirilmiş olduğunu, öte yandan 5941 sayılı yasa ile ihdas edilen yeni suç tipleri açısından, bu arada 7. maddenin 9. fıkrasındaki suç açısından CMK. 231/5 ve diğer CMK. müesseselerinin uygulanmayacağına ilişkin düzenlemenin uygulanmayacağını söylemek daha maddi hukuka uygun görünüyor.

Üstelik, 5. maddenin 11. fıkrası istisnayı lafzen sadece 1. fıkradaki suça inhisar etmiştir. Ancak, tartışmaya değer bir konu.

"Barika-ı hakikat, müsademe-i efkardan doğar."

Saygılarımla.
Old 28-03-2011, 15:16   #11
S.Orhan

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Ömer Güntay
Bu düzenlemenin "karşılıksızdır işlemine sebebiyet vermek" fiili bakımından getirilmiş olduğunu, öte yandan 5941 sayılı yasa ile ihdas edilen yeni suç tipleri açısından, bu arada 7. maddenin 9. fıkrasındaki suç açısından CMK. 231/5 ve diğer CMK. müesseselerinin uygulanmayacağına ilişkin düzenlemenin uygulanmayacağını söylemek daha maddi hukuka uygun görünüyor.

Üstelik, 5. maddenin 11. fıkrası istisnayı lafzen sadece 1. fıkradaki suça inhisar etmiştir. Ancak, tartışmaya değer bir konu.

"Barika-ı hakikat, müsademe-i efkardan doğar."

Saygılarımla.



Sayın Güntay, görüşünüze katılıyorum.

Soru açık ve net olmadığı için, ya da ben yanlış anladığım için davanın karşılıksız çek düzenlemek suçundan açılmış olabileceğini düşünerek bu cevabı vermiştim.Tabi ki 5/1. fıkra dışında kalan suçlarda CMK.231.maddenin uygulanmasına yasal bir engel yoktur.

Saygılarımla.
Old 30-03-2011, 20:49   #12
advocate19

 
Varsayılan

sayın meslektaşım aynı sorunla benimde birkaç tane müvekkilim karşı karşıya.çeklerin bedelleri ödenmiş fakat kanun yeni yürürlüğe girdiği için bilgisizlikten çekleri hamiline yazmış.hakim de ceza vermekten yana değil fakat kanun maddesi açık olduğu içinde birşey yapılamıyor.örnek bir beraat kararı getirirseniz bende beraat vereyim diyor ama bende henüz bir karar bulamadım.ama bu hususla ilgili çek bedellerini ödemiş olan sanıklara geçici bir yasal düzenleme getirirler sanırım.yoksa bu durum bir çok tacir açısından sıkıntı yaratacak.
Old 01-04-2011, 16:17   #13
m.fahrikoc

 
Varsayılan

üstat, aslında ben bir kaç ay önce beraata şahit oldum ama sanık bir kadındı, kocası imzalamış çeki, hakim imza seninmi diye sordu sadece, kadın benim değil eşimin deyince beraat verdi, ayrıca bir soruşturma açılması v.s. söz konusu olmadı. O adliye ye bir daha yolum düşmesi ama en kısa sürede gideceğim belki kasıt olmadığı için beraat veren olabilir diye düşünüyorum, zira birden çok çek keşide etmiş olanların hapis cezası ile karşılaşması muhtemel ve bu insanların bir kısmı hayatında adliyeye hiç gitmemiş insanlar...
Old 28-05-2011, 17:25   #14
Metel

 
Karar

Değerli Meslektaşlar;
Bu suç şekli bir suç olduğu için suç işleme kastının olmaması da beraat kararını getirmeyecektir. Yasa çok açık. Ancak çekin geçerlilik şartlarının oluşmaması durumunda (kasıtlı ya da kasıt olmadan) duruma göre başka suçlar oluşabilir ya da başka bir nedenden beraat olabilir.
Konuyla ilgili olarak; bu suçtan beraat etmek yasal olarak mümkün değil. Ancak malum savunmayla (suç işleme kastı yoktur, zarar yoktur, çek bedelleri ödenmiştir, eski uygulama farklıdır v.s) yetinilmesi gerekecektir.
Bu suçtan dolayı yapılan bir duruşmada bulundum. Savunma bahsettiğim şekildeydi. mahkeme savunmaya itibar etmeyerek her çek için 30 gün , 1/6 takdiri indirim uygulalyıp 25 gün hapis cezası verdi. Hapis cezasını adli para cezasına çevirerek Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması kararı verdi. Hakimler de durumun farkındalar bu sebeple olağan durumlarda bundan farkı bir karar verileceğini sanmıyorum.
Selamlar.
Old 30-05-2011, 15:14   #15
princepss

 
Varsayılan

İyi Günler,

Bu konuyla ilgili karara çıkan doayası bulunan bir meslektaşım var mı?
Old 30-05-2011, 23:03   #16
avukat444

 
Varsayılan

Ben geçenlerde bu konuda savcılığın takipsizlik kararı verdiğine şahit olmuştum. Ancak daha sonra başka çeklerde çıkmıştı ortaya sonucunu öğrenirsem paylaşacağım. Kolay gelsin
Old 23-03-2012, 16:06   #17
mustafacan26

 
Varsayılan

T.C.
İSKENDERUN 2. SULH CEZA MAHKEMESİ
“Türk Milleti Adına”
GEREKÇELİ KARAR
DOSYA NO : 2011/73
KARAR NO : 2011/588
[C.SAVCILIĞI ESAS NO] : 2011/287
HAKİM : MEHMET SELİM EREN 42578
KATİP : ŞEKÜRE ÖZTÜRK: 117743
DAVACI: K.H.
SANIK : Yenişehir mah/köy nüfusunda kayıtlı. İskenderun/ HATAY adresinde oturur.
VEKİLİ : AV.MİRAY ACAR
SUÇ : Hamiline Çek Defteri Yaprağını Kullanmadan Hamiline Çek Düzenlemek

KARAR TARİHİ : 26/05/2011

Sanık hakkında mahkememizde yapılan açık yargılama sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

İDDİA
İskenderun Cumhuriyet Başsavcılığının 18/01/2011 tarih ve 2011/287 esas sayılı iddianamesi ile sanığın 09/12/2010 tarihinde 1.000,00- TL bedelli Anadolubank'a ait 6431796 no'lu çeki hamiline çek defteri yaprağı kullanmadan İskenderun'da keşide ettiği, sanığın savunmasında üzerine atılı suçlamayı kabul etmediği, ancak 20/12/2009 tarihinde Resmi Gazete'de yayınlanan 5941 Sayılı Çek Kanunu'ndaki düzenleme karşısında sanık hakkında kamu davası açma mecburiyetinin doğduğu, açıklanan nedenlerle sanığın eylemine uyan 5941 Sayılı Çek Kanununun 7/9 maddesi, TCK nun 53/1-3 mad. gereğince cezalandırılması istemi ile mahkememize kamu davası açılmıştır.

SAVUNMA
Sanık Savunmasında: "Ben mimarlık yapmaktayım. 8-10 yıldır da çek keşide ediyorum. Son yasa değişikliğinden önce hamiline çek keşide ediyordum. Yasa değişikliğinden haberimiz olmadığı ve uyarılmadığımızdan dolayı bilmeyerek hamiline çek keşide ettim, Suç kastım yoktur." şeklinde beyanda bulunmuştur.

DELİLLER
Sanığın nüfus ve adli sicil kaydı, banka yazıları dosyada bulundurulmuştur.

GEREKÇE
Sanık hakkında hamiline çek defteri yaprağını kullanmadan hamiline çek düzenleme suçundan dolayı kamu davası açılmış ise de; sanığın savunmasında da belirttiği gibi mevcut yeni düzenlemeden haberi olmadığına dair aksi kesin, her türlü şüpheden uzak bir delille ispatlanamayan savunması göz önünde tutulması gerekmiştir.

Ceza hukukunun genel ilkeleri kapsamında, iradi olarak ceza hukuku anlamında bir hareketin bulunması tek başına suç oluşturmayıp, ayrıca kusurun da bulunması gerekmektedir (Actus non facit reum nisi mens sit rea= Beyin kusurlu olmadığı müddetçe, hareket tek başına kusurlu yapmaz). Dolayısıyla, suçun objektif unsurları olan, kanundaki tipe uygun, hukuka aykırı bir fiil, failin sorumlu tutulması için yeterli değildir. Bu unsurlara subjektif nitelikte "manevi unsur", "subjektif unsur", "kusur" veya "kusurluluk" şeklinde isimlendirilen bir unsur eklenmesi gerekmektedir. Nitekim karşılaştırmalı hukukta, maddi ve manevi unsurun gerekliliği şöyle ifade edilmektedir. Suçun oluşması için kötülük isteyen beyin ve kötülüğü yapan el gereklidir (evil meaning mind and evil doing hand).

Kusur, suç teşkil eden bir fiilin, isnat kabiliyetine sahip bulunan bir kimse tarafından bilerek ve isteyerek (kasten) veya en azından bilerek (taksirle) yapılmasıdır. Ceza hukukunda kusurluluk denilince failin değil, fiilin kusurlu olması anlaşılır ve sadece işlenen fiile mahsus olarak ele alınır.

Yeni TCK'nın hazırlanmasında esas alınan suç teorisine göre, suç, toplumsal düzenin devamı açısından korunması gereken hukuki değerlerin açık ve bilinçli bir ihlali niteliği taşıyan insan davranışlarıdır. Bu itibarla suç, bir haksızlıktır. Her hukuk kuralının temelinde bir değer yatmaktadır. Hukuki değerler, hukuk toplumundaki sosyal düzenin devamı için geçerliliği zorunlu olan ideal, manevi değerlerdir. Hukuki değerlerin kaynağı, davranış normlarıdır. Suçun işlenmesiyle ihlal edilen hukuki değerdir. Bu nedenle, bir hukuki değerle ilişkilendirilemeyen bir suçtan ve daha genel bir ifadeyle, haksızlıktan bahsedilemez.

İşlenen bir fiilin haksızlık teşkil ettiğinin bilinmesi, kişiyi cezalandırmak için gereklidir, ancak toplumda yaşayan herkesin genel olarak hukuk kurallarının bilincinde olduğu farzedilir.

Pozitif hukuk düzenlemelerinin karmaşık bir yapı alması dolayısıyla, bazen kişi işlediği fiilin hukuka aykırılık teşkil ettiğini bilemeyebilir. Bu itibarla zamanla bazı teoriler gelişmiştir.

Bir kişinin işlediği fiilden dolayı sorumlu addedilebilmesi için, bu fiilin bir haksızlık teşkil ettiğini, davranışının hukuk toplumunda hakim olan düzeni korumaya matuf bir davranış normunu ihlal ettiğini bilmesi gerekmektedir. Burada kanun metninin bilinip bilinmemesi değil, gerçekleştirilen davranışın esasen bir haksızlık teşkil ettiğinin bilinmesi ceza sorumluluğu açısından önemlidir. Bu bakımdan, kişi gerçekleştirdiği davranışın esasen bir haksızlık oluşturduğunun bilincinde olmasına rağmen, bu davranışın kanunlarda suç olarak tanımlanmış olduğunu bilmese dahi, (error iuris nocet, kanunu bilmemek mazeret sayılmaz) ceza hukuku bakımından sorumluğuna gidilir. Buna karşılık işlediği fiilin haksızlık teşkil ettiğini bilmeyen kişiye ceza verilmez, ancak, bu hatanın kaçınılmaz olması gerekmektedir.

Yeni ceza kanununda da kabul edilen (m.30) bu kusur teorisine göre, işlenen fiilin haksızlık teşkil ettiği hususunda düşülen yanılgı kaçınılmaz ise, kişi kusursuz addedilecektir. Buna karşılık, söz konusu yanılgı, kişi açısından kaçınılabilir ise, yanılgının varlığına rağmen, kişi kusurlu telakki edilecektir. Bir başka ifadeyle, içinde bulunduğu şartlar itibariyle gerekli özeni göstermiş olsaydı, işlediği fiilin haksızlık teşkil ettiğini bilebilecek idiyse, kişi kusurludur. Ancak bu durumda kasten işlediği suç dolayısıyla kişiye verilecek cezada bir indirim yapılabilecektir.

Aksi takdirde Mahkememizde bu suç nedeniyle yargılanan bir çok sanık hamiline olarak özel bastırılmayan çek defterinde bulunan 20-25 adet çek yaprağını, yasadaki bu hükümden haberdar olmadığı için kaçınılmaz şekilde düştüğü hata sonucu, yukarıda açıklanmaya çalışıldığı üzere her hangi bir haksızlık saiki de bulunmadan ticari işleri gereği çok kısa süre içerisinde hamiline olarak keşide edip karşı tarafa verdiği ve bu çeklerin karşılıklarının da ödendiği halde, yüklenen eylemin suç olması ve bankaların ihbar zorunluluğu nedeniyle bankalara tahsil için ibraz edilen her bir çek yaprağı ile ilgili olarak (TCK m.43 uygulanamayacağından) suç duyurusunda bulunulduğu ve bir sanık hakkında bu suçtan dolayı açılan çok sayıda dava bulunduğu ve bu suçun sanıklarının bu şekilde çok ağır ceza tehdidi altında bulundukları görülmüştür.

Yapılan bu açıklamalar ışığında, esnaf/tacir olan sanığın savunmasında da belirttiği gibi 8-10 yıldır çek keşide ettiği, yüklenen eylemin 20/12/2009 tarihinde yürürlüğe giren 5941 Sayılı Çek Kanunu suç olarak düzenlendiği, madde gerekçesinde kayıt dışı ekonominin önüne geçmek ve yolsuzlukla mücadele etmek amacına yönelik olarak kabul edildiği ve TCK m.43 hükmünün uygulanma ihtimalinin bulunmadığı, bu itibarla her bir çek yaprağının ayrıca cezalandırılacağı anlaşılan bu suç tipi ile korunmak istenen hukuki değerin niteliği de göz önüne alındığında hamiline çek defteri yaprağı kullanmadan hamiline çek düzenleyen herkes cezalandırılabilecektir.

Her bir çek defterinin 20-25 çek yaprağından ibaret olduğu, ticari hayatta nakit para yerine güvenilir ödeme aracı olarak çek kullanılmasında hem kişilerin hem de kamunun menfaati bulunmaktadır. Günlük ticari hayatta esnaf/tacirlerin ödeme aracı olarak çok sayıda çek kullandıkları, genelde Mahkememize açılan davalardan da anlaşıldığı üzere çekte yazılı miktarların 100 ila 5000 TL arasında olduğu ve hamiline çek defteri yaprağı kullanmadan hamiline çek düzenleyen sanıkların suçuna konu bu çeklerin karşılıklıksız çıkmadıkları, sanıkların savunmalarında ayrıca yeni çek kanununun bu hükmünü bilmedikleri, uzun yıllardır bu şekilde çek keşide ettiklerini, bankaca kendilerine çek defteri teslim edilirken hamiline düzenlenmeyeceği konusunda her hangi bir bilgi verilmediği, kaldı ki, bir kaç davada olduğu gibi banka yöneticilerinin de başlangıçta kanunun bu hükmünü bilmedikleri zira ilk çek defterlerini teslim ederken kendilerine sorulan soru üzerine hamiline çek düzenleyebileceklerini müşterilerine söyledikleri anlaşılmaktadır.

Yeni ihdas edilen bu suç tipinin ihlal edilmesi nedeniyle işlediği bu fiilden dolayı yukarıda açıklandığı üzere bir kişinin sorumlu addedilebilmesi için, bu fiilin bir haksızlık teşkil ettiğini, davranışının hukuk toplumunda hakim olan düzeni korumaya matuf bir davranış normunu ihlal ettiğini bilmesi gerekmektedir. Suça konu maddi olayda olduğu gibi esnaf/tacir olan sanığın ekonomik durumu ve iştigal konusu itibariyle, kayıtdışı ekonomi oluşturmak, yolsuzluk yapmak, karapara aklamak veya terörü finanse etmek gibi amaç ve saiklerle hamiline çek defteri yaprağı kullanmadan bilinçli olarak veya en azından ihmalde bulunarak hamiline çek keşide ettiğine dair en küçük bir emare ve şüphe bulunmamaktadır. Kaldı ki,çekte yazılı bedel, sanığın şahsi, sosyal, mesleki ve ekonomik durumu ile olayın mahiyeti, öteden beri süre gelen alışkanlık itibariyle bilmeyerek birden çok aynı şekilde çek keşide edildiği, yüklenen eylemin henüz suç olarak yeni kanunda yer alması ve sanığın bu düzenlemeyi bilmediğine dair aksi ispatlanamayan savunması, şüpheden sanık yararlanır ilkesi ve sanığın hamiline çek defteri yaprağı kullanmadan hamiline çek keşide etmesinde her hangi bir menfaatinin bulunmaması da gözetilmek suretiyle TCK m.30/son'da düzenlendiği üzere, işlediği fiilin haksızlık teşkil ettiği hususunda kaçınılmaz surette hataya düşen sanığa ceza verilemeyeceği vicdani kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklanmaya çalışıldığı üzere,
1-Sanığın üzerine atılı "Hamiline Çek Defteri Yaprağını Kullanmadan Hamiline Çek Düzenlemek" suçunun işlenmesinde kusurluluğunu ortadan kaldıran hataya düşmesi nedeniyle CMK m.223/3-d gereğince CEZA VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,

2-Yargılama giderlerinin kamu üzerine bırakılmasına,
Dair, sanığın ve vekilinin yüzüne karşı kararın tefhimden itibaren 40 TL temyiz harcı alınmak suretiyle 7 gün içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya tutanağa geçirilmek koşuluyla zabıt katibine yapılacak beyanla Yargıtay Temyiz Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu,usulen anlatıldı. 26/05/2011
Old 26-03-2012, 10:52   #18
gnchukukcu

 
Varsayılan

Müthiş bir gerekçe ve müthiş bir hukukçuluk hakim beyi tebrik ediyorum. Keşke tüm meslektaşları bu kadar cesur olabilse
Old 26-03-2012, 14:03   #19
ynpzrlyz

 
Varsayılan

Benzer bir konuda verilen beraat kararının mahalli savcılıkça temyizi üzerine verilen cevap dilekçesi örneğini bilgilerinize sunuyorum.


YARGITAY ( ) CEZA DAİRESİ BAŞKANLIĞI’NA
SUNULMAK ÜZERE
…. 1. SULH CEZA MAHKEMESİ’NE


CEVAP VEREN SANIK : …
VEKİLİ : Av. …
TEMYİZ EDEN : … Cumhuriyet Başsavcılığı
DAVACI : K.H.
DOSYA NO : … Sulh Ceza Mahkemesi ….
TEBLİĞ TARİHİ : 11.11.2011
DİLEKÇE KONUSU : Temyiz itirazlarına karşı cevaplarımızdır.
AÇIKLAMA :

… 1. Sulh Ceza Mahkemesi’nce verilen yukarıda esas ve karar numarası belirtilen karar … Cumhuriyet Başsavcılığı’nca temyiz edilmiştir. Temyiz itirazları doğru değildir.

. 1)- Yargılama sonucunda müvekkilimin 5271 Sayılı CMK.’nun 223/2-c,e maddesi uyarınca beraatına hükmedilmiştir.
Sözü edilen maddenin 2. fıkrasının (c) bendinin dayanağı ise 5237 Sayılı TCK.’nun 21. maddesidir.
Madde metninde aynen “… Suçun oluşması kastın varlığına bağlıdır. Kast, suçun kanuni tanımındaki unsurların bilerek ve istenerek gerçekleştirilmesidir.” denilmiştir. Açıklamamız doğrultusunda yüklenen suç açısından failin kast veya taksirinin bulunmaması halinde beraat kararı verilmesi yasal zorunluluktur. Sabıkasız olan ve 23 yıldan bu yana esnaflık yapan müvekkilimin atılı suç açısından bir kastı yoktur. Bilmeden yaptığı eylem ile ekonomik veya sosyal yönlerden bir yarar sağlaması da olanaklı değildir. Verilen beraat kararı TCK.’nun 4. maddesine değil 21. maddesine dayandığından doğru ve yerindedir.

2)- 5941 Sayılı Yasanın 4/3. maddesinde aynen “…Bankalar, hamiline çek defteri yaprağını kullanmadan hamiline çek düzenlendiğini tespit etmeleri halinde, mevcut delilleriyle birlikte durumu, tespit tarihinden itibaren en geç bir hafta içinde Cumhuriyet başsavcılığına ve Gelir İdaresi Başkanlığına bildirmekle yükümlüdür.” denilmiştir.
Çek tahsilâtlarında yetkili banka şubesine bir başvuruda bulunulması prosedür uyarınca gereklidir. Hamiline çek defteri yaprağı kullanılmadan düzenlenen çek’e ilişkin olarak banka şubesine yapılacak bir başvurunun ise yukarıda sözü edilen yasa maddesi uyarınca yetkili makamlara ihbarı yasal zorunluluktur. Aksi takdirde bankanın sorumluluğu mevcuttur. Bu nedenle iddianameye konu suçu işleyen kişinin eyleminin Cumhuriyet Başsavcılıkları ve Gelir İdaresi Başkanlıklarına ihbarı her halükarda gerçekleşecektir.
Hal böyle iken sanık müvekkilimin ALEYHİNE DAVA AÇILACAĞINI BİLE BİLE, mutad bir ticari ilişkide, hiçbir yarar sağlamayacak şekilde hamiline çek defteri yaprağını kullanmadan hamiline çek düzenlemesi mantığa aykırıdır. Bu hâl müvekkilimin suç işleme kastının olmadığının açık göstergesidir.
Ayrıca 5941 Sayılı Kanunun 7/9. maddesinin gerekçesinde “…Kayıt dışı ekonominin önüne geçmek ve yolsuzlukla mücadele etmek amacına yönelik olarak kabul edilen bu hükmün uygulanabilirliğini sağlayabilmek için, dokuzuncu fıkrada bir suç tanımına yer verilmiştir. …” denilmek sureti ile yasal düzenlemeden beklenilen amacı açıklamıştır. Oysa müvekkilimin eylemi basit bir ticari ilişkiden öteye gitmemektedir.

3)- Yargılama konusu suç, şekli bir suçtur. Hırsızlık, etkili eylem vs. suçlar gibi
mutlak bir suç değildir.
Devletin, yurttaşlarına yasaları öğretmesi ve duyurması ise anayasal bir ödevidir. Oysa Devletçe bu yönde yapılan bir çalışma yoktur. Bu nedenle vatandaşın bu işlemlerden haberi olduğunu söylemek mümkün değildir. Müvekkilim de bilmeden fiili ika etmiştir.
Örnekleme amacı ile konumuza ilişkin olarak yazılı basında çıkan haberlerden sadece bir tanesi internet ortamından aktarılmak sureti ile dilekçemize alınmıştır.
Bu haberde aynen ;
“….İSTANBUL - Ticari çek koçanına hamiline çek yazanlar 'hapis şoku' yaşıyor. 1.5 yıl önce yürürlüğe giren Çek Kanunu'na göre hamiline çekler yalnızca hamiline çek kullanmak üzere basılan koçanlara yazılabiliyor. Yasada ticari çek koçanlarına hamiline çek yazanlar için ise "bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır" hükmü var. Ancak bunu bilmeyenler hala normal çeklere hamiline ibaresini yazmaya devam ediyor. İSMMMO Başkanı Yahya Arıkan, meslek odalarını bu konuda üyelerini bilgilendirmeye çağırırken, aksi taktirde birçok kişinin mağdur olabileceği uyarısında bulundu. Maliye Bakanlığı, orta vadede hamiline çekleri tamamen yasaklamayı planlıyor.” denilmiştir.(*http://www.google.com.tr/imgres?imgu...s/cek_defteri….)
Görüleceği üzere yapılan yasal düzenleme halka ulaştırılmamıştır.

4)- En azından çek defterini veren banka şubesince yeni yasal düzenleme nedeni ile eski çek karnelerinin hamiline keşide edilmemesi hususunda müvekkilime ihbarı gerekirdi.

Bu nedenlerle müvekkilimin beraatına yönelik olarak tesis olunan yerel mahkeme kararı doğru ve yerindedir. Kararın onanmasını dileriz.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan yerel mahkeme kararının ONANMASINA karar verilmesini müvekkilim adına saygı ile arz ve talep ederim.




Sanık Vekili Av. [/size][/size][/font][/font]
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Hamiline yazılı çek - Vekaleten ibraz Av. Hulusi Metin Meslektaşların Soruları 7 28-01-2011 08:19
Hamiline Olan Bir Çekte Takip zerafettt Meslektaşların Soruları 10 31-10-2009 12:58
hamiline yazılı bono avenginakbaba Meslektaşların Soruları 17 03-10-2009 18:24
Hamiline Yazılı Çek-İtirazın İptali Kemosabe Meslektaşların Soruları 2 02-03-2008 23:38
hamiline yazılı bono düzeltilebilirmi? karanol Meslektaşların Soruları 1 20-09-2006 15:37


THS Sunucusu bu sayfayı 0,12672305 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.