Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Hukuk Soruları Arşivi THS Hukuk Soruları alanına 2000-2007 yılları arasında gönderilmiş eski soruların arşivlendiği forum alanımız. Bu alan yeni mesajlara ve yanıtlara kapalıdır ve sadece arşiv amaçlı olarak yayında tutulmaktadır.

Avukatın Yalan Beyanı

 
Old 16-04-2004, 20:04   #1
Ameno

 
Varsayılan Avukatın Yalan Beyanı

Merhabalar,
Geç yatırdığım bir fatura için hattım kapandıktan sonra gelen (ki elime gelmedi bile) bir faiz faturasına, firma tarafından yüklü miktarda faiz talep edildi. İlamsız takip dosyasında istenen faize süresinde itiraz ettiğimde, firmanın avukatı itirazın iptali davası açtı. Bunu yaparken benim yaptığım "bu bedel asıl alacak değil faizdir, faize faiz istenemez" şeklindeki itirazı mahkemeye "davalı asıl alacağı kabul etmiştir" şeklinde yanlış aksettirerek ve davanın tek delili olan faturayı (ki tamamen faiz bedelinden oluştuğu üzerinde yazmaktadır) "konuşma bedelinden oluşan borç" olarak mahkemeye sunarak tamamen meslek ahlakına ters davrandı. Bilirkişi de benim tezimi onayladı. Şimdi bu davranışı sergileyen bu avukata baro yada mahkemeler kanalıyla bir yaptırım uygulanmasını, bir ceza görmesini sağlayamaz mıyım? Nasıl bir yol izlemem gerektiğinle alakalı görüşlerinizi paylaşırsanız sevinirim..
Old 19-04-2004, 11:57   #2
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Sayın Ameno,

Anlattıklarınızdan benim çıkardığım sonuç, eğer gerçekten bir faturanın gizlenmesi ve başka bir faturanın mahkemeye sunulması söz konusu ise, bu olaydan avukatın değil; vekili olduğu firmanın sorumlu tuluması gerektiğidir.

Mahkemeye bildirilecek delilleri müvekkiller avukata verir. Fatura düzenlemek avukatın işi değildir. Bu nedenlerle avukat hakkında bir işlem yaptırmanız olası gözükmüyor.

Saygılarımla

Bir Dost
Old 20-04-2004, 08:57   #3
Ameno

 
Varsayılan

İlginize çok teşekkür ederim. Bahsettiğim avukat icra takibine yaptığım itirazdaki "bu borç asıl alacak değil bir faiz borcudur" şeklindeki itirazımı mahkemeye verdiği dilekçede "davalı borcu kabul etmiştir" ; davanın yegane delili olan faturanın üzerindeki tek bedel olan "gecikme faizi" yazısı elinde olduğu ve bunu kendisine de söylediğim halde "hizmetten doğan borca tahakkuk eden faturadır" şeklinde ibarelerle dava dilekçesi oluşturdu. Eğer tesadüfen davadan haberim olmasa okka altına gitmem işten bile değildi. Üstelik davada "siz bunu neye dayanarak yaptığınızı zabıtlara geçmek üzere burada tekrar edin" şeklindeki soruma da kekeleyip davanın ertelenmesini talep etti. Ben zaten benden haksız talepde bulunan firmadan İİK 67'nin 3494/2 fk gereğince ve HUMK'nin 422. md gereğince dava içinde de tazminat ve ceza talep ettim. Şimdi bürosunda beni hor gören (hukuk bilmiyorum ya ona göre) ve bu şekilde gerçekleri saptıran avukata ne yapabileceğimi araştırıyorum
Old 26-04-2004, 17:24   #4
ibrahimbey

 
Varsayılan

Hem Hukuk hem de genel anlamda oldukça bilinçli bir vatandaş olarakk böyle bir haksızlığa ve görevi kötüye kullanmaya kayıtsız kalmayacağınızdan eminim.

Bence, öncelikle Avukatı derhal baroya şikayet edin. Daha sonra sonucu dahi beklemeden savcılığa da şikayet edip Avukat hakkında maddi ve manevi tazminat davası da açabilirsiniz.

Sonucu da bizimle paylaşırsanız sevinirim.
Old 26-04-2004, 17:40   #5
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
İlamsız takip dosyasında istenen faize süresinde itiraz ettiğimde, firmanın avukatı itirazın iptali davası açtı


Sayın ameno!

yukarıda yer alan ifadeniz gerçek iradenizi yansıtıyorsa, başka bir ifade ile borcun aslına değil sadece faizine yönelik olarak: '' Faizi kabul etmiyorum, yada faize itiraz ediyorum'' gibi ifade kullanmış iseniz, ne yazık ki avukat haklıdır.

Çünkü: Faturadaki tutar bir önceki dönemde ödenmesi gereken faiz olup, ilasız takip konusu için asıl alacaktır. Bu tutara ek faiz istenmiş ise, sizin itirazınız ilave faize itiraz olarak değerlendirilecektir.

Avukat, müvekkilinin yasal haklarını savunmak zorundadır.

Alacak-borç ilişkileri, şekli hukuka tabidir ve taraf işlemleri ile ancak sonuç verirler. Sizin hukuku bilmemeniz, bir hukukçuya danışmanıza engel değildi.

Durumunuza bir vatandaş olarak üzüldüm.

Ancak, avukata da hak vermek zorundasınız.

Avukattan şunu bekleyemeyiz : ''Vatandaş hukuki bir hata yaptı. Aman yazık adama, ben şu hatayı görmezden geleyim! ''

Bu olmaz.

Eğer siz, hem borca hem de faizine itiraz etti iseniz, durum farklı düşünülebilir.

Selamlar.
Old 26-04-2004, 18:23   #6
ibrahimbey

 
Varsayılan

Sayın Tikici ; bu olmadı işte !

Öncelikle, lütfen sözlerimi kişisel anlamda değil, özgür bir forum ortamı olarak algılayın. Ben size değil, fikirlerinize cevap veriyorum.

Gelelim, neden olmadığına.

Forum alanları değişse de bence ilkeler değişmemeli.

Takip talebinde reeskont faiz oranını yanlış yazan avukatın cezalandırılması ile ilgili olarak bir yorumunuz aynen aşağıda:

Aktarıyorum.

"
Harika bir karar. Bu kararı alanları kutlamak gerekir. Avukat, işportacı değildir! avukat, üç kağıtcı tüccar hiç değildir. Avukat, santajcı, istismar eden, fırsat kollayıcı asla değildir. Bu mektubu sözleşmeye rağmen yazabilen kişi değil avukat katip bile olamamalıdır. Hukuktan bihaber, elifi mertek zanneden bazı kişilerin diploma alıp ortalıkta abuk subuk işlere sebebiyet vermesi rastlantı değil bir gerçektir.

Öyleki, günümüzde bu bozukluk sahte avukatlık yaptığı halde mahkemelerin bile fark edemeyeceği düzeye ulaşmıştır. O kadar sıradanlaştı ki avukatlık, yoldan geçen adam bile duruşmaya girse, bir şey fark edilmiyor, anlaşılamıyor.

Yazıklar olsun!

Bence de verilen karar hafif kalmış."

Bu yorumunuzda demişsiniz ki "Avukat, istismar eden, fırsat kollayıcı asla değildir"

Sayın Tikici, Sayın Ameno'nun anlattığı olayda avukat (sizin yorumlarınıza göre, ben yorum yapmıyorum) fırsatçılığın daniskasını yapmıştır. Zavallı borçlunun, hukuki bir hatasından yararlanmaya çalışmaktadır.

Eğer açtığı takipte ya da davada faiz oranını bilerek veya bilmeyerek yüksek isteyen bir avukatı cezalandıracaksak (ki hep söylüyorum, borçlunun-davalının haksız taleplere itiraz hakkı vardır ve haksızsa mahkeme iptal eder, nazara almaz, dolayısıyla borçlu davalı mağdur olmaz, haksız talepte bulunan taraftan zararlarını isteyebilir), tamamen hukuki teknik bir husus yüzünden asıl borcu zımnen kabullenmiş sayılan borçlunun bu durumu karşısında, fırsatçı avukatın cezalardan ceza beğenmesi gerekir.

Bana göre değil ama size göre öyle !
Old 27-04-2004, 00:20   #7
Çaba

 
Varsayılan

Sayın Ameno,
BK 112 md. göre faize faiz istenemez.
Sizin okka altına gitmenize sebep olabilecek,hatta duruşma sırasında sizin sorduğunuz soruya kekeleyerek,duruşmayı erteleten Avukatı Baroya şikayet edebilirsiniz..Çünkü Avukat yapmış olduğu takiple sizi zor durumda bırakmıştır.Bir Avukat müvekkilinin talebi ne yönde olursa olsun görevini yerine getirirken, Hukuktan ve Yasalardan yana olmak,mesleğinin itibarınının zedelenmesine neden olabilecek davranışlardan kaçınmak zorundadır.Bu sebeplerle şikayet etmeniz ve sitede mevcut emsal kararıda eklemeniz halinde ceza alacaktır.
Kaldı ki mesleğin onur ve haysiyetine zarar veren Avukatların disiplin suçu işleyecekleri muhakkaktır.Disiplin cezası verilebilmesi için bahsettiğiniz davanın sonucu önemli değildir.
Old 28-04-2004, 09:21   #8
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Sayın İbrahim bey,

Ben ameno' nun sorusunu sanıyorum doğru anladım. Ve avukatın savunmasını hatalı bulmuyorum.

Diğer olay ile bu olayı karıştırmak bence büyük hata olur. İlkinde, ciddi bir kasıt var. Alacak iddia eden fırsatçı ve dolandırıcı şirket'in vekili sıfatıyla, günü henüz gelmemiş bir alacak için tehdit eden bir mektup veya (ihtar) var.

Bu olayda, devletin bir kurumunun bir önceki faturanın geç ödenmesinden kaynaklanan bir faiz alacağı var. Burada dikkat etmeniz gereken husus faturadaki ana para alacağının bir önceki faturanın faizi olduğudur.

Bilindiği gibi icrai itirazlarda alacağın aslına ve faizine ayrı ayrı itiraz etmek zorunludur. Sayın ameno, takip konusu alacağın işletilen faizine itiraz etmiştir ( bunun gerekçesi ise faize faiz işletilemez noktasındadır)..

Avukat arkadaşımızın, asıl alacağa itiraz edilmediği halde, bunu görmezdn gelmesi:

1) Herşeyden önce vekilliğini yaptığı kuruma karşı yasal sormluluğunu zorunlu kılar,
2) Hukuk kurallarının uygulanmasını sağlamak ve müvekkilinin haklarını korumak adına yemin eden avukatın mesleğine ihaneti akla getirir.

Her iki olay tamamen farklıdır.

Lütfen bu tür afaki yaklaşımlardan kaçınalım. Ve olayları iyi analiz edelim.

İlk olay: Doğmayan bir alacak için şantaj kokuyor. Yani müvekkilinin olmayan (doğmayan) hakkını almaya çalışan avukat!

İkinci olay: Doğmuş ve savunulması zorunlu bir hakkı savunan avukat!
Old 28-04-2004, 15:39   #9
ibrahimbey

 
Varsayılan

Sayın Tikici;

Sizin de bildiğiniz üzere, hukukta, iki tür gerçek var. Maddi gerçek ve şekli gerçek.

Bizim medeni usul hukukumuz, özellikle alacak borç ilişkilerinde şekli gerçeğe önem verir. Örneğin yazılı ispat kuralı. Birinden 100 milyon alacağınız varsa, bunu 70 milyon insan bilse ve tanıklık yapmaya hazır olsa bile, hukuk nazarında sıfırdır. Yani GEÇERLİ VE YÜRÜRLÜKTEKİ HUKUK AÇISINDAN ELİNİZDE YAZILI BELGENİZ YOKSA, GERÇEKTEN ALACAĞINIZ OLSA BİLE, ALACAĞINIZI MAHKEMEDE İSPAT EDEMEZSİNİZ. DAHA DOĞRUSU, HUKUKA GÖRE SİZ ALACAKLI DEĞİLSİNİZ. Diyelim hakim bile sizin alacaklı olduğunuzu biliyor. Ama içi kan ağlaya ağlaya da olsa sizin davanızı red etmek zorundadır.

Aynı usul kuralları nasıl hakimi bağlarsa, avukatı da bağlar. Bu yüzden kimse bir avukatı ŞEKLİ HUKUKU TATBİK ETTİĞİ İÇİN (ki bu olayda avukat usul hukukunu tatbikini istemiştir) hukuk etiği açısından kınayamaz (ki siz de aynı görüştesiniz ve haklısınız). Ve fakat, gerçekten de şekli olarak bir hak olsa bile, gerçekte böyle bir hak yoksa ve avukat bunu biliyorsa, bence sadece ve sadece vicdan açısından kınanabilir. Ama böyle bir davayı açan, takibi yapan avukat, kesinlikle cezalandıralamaz, cezalandırılmaması gerekir. Eğer avukat cezalandırılacaksa, hakimin de cezalandırılması gerekir. Öyle ya, haklı olduğunu bile bile, sırf elinde yazılı belgesi olmadığı için bir tarafın davasını red etmiştir. Yani maddi gerçeği görmezden gelmiştir.

Hukuk, şekli gerçeği esas alınca, ister istemez, sırf şekli bir takım eksiklikler ya da hatalar yüzünden, hak kayıplarının olması mümkündür. Örneğin, zımni ikrar, itiraz süresinin kaçırılması, temyiz süresinin kaçırılması gibi. Ama bu sorun, avukatların değil, yasa koyucunun sorunudur. Avukat yasayı tatbik etmelidir, ettirmelidir.

Büronuza giren ya da mahkemede davası olan hiç bir kişinin kendisini haksız gördüğü olmamıştır. Bürosunda, kendisine başvuran bir müvekkilinin kötüniyetini avukatın her zaman anlaması mümkün de değildir. Esas olan insanların iyi niyetli olduğudur ve avukatın bürosuna hakkını aramak için gelmiştir.

1136 sayılı Avkutlık Kanunu'nun işin reddini düzenleyen hükmü "Kendisine yapılan teklifi yolsuz veya haksız görür yahut sonradan yolsuz veya haksız olduğu kanısına varırsa," demektedir. Burdaki yolsuzluk "yasa dışılık, illegal" anlamındadır. Yoksa, müvekkilce iddia edilen bir hak yüzünden dava açmak, takip yapmak yolsuzluk değildir. "Haksız görmek" ise sübjektif bir kıstasdır. Avukatların ellerinde haksızlığı ölçen bir sihirli cihaz yoktur. O yüzden, bu husus avukatın tecrübesine, bilincine, tarzına ve en önemlisi vicdanına bağlı bir durumdur. BİR AVUKAT HAKSIZ BİR DAVAYI ALDI DİYE, HUKUK YA DA KURUMLAR (BAROLAR) AVUKATI ASLA KINAYAMAZ, CEZALANDIRAMAZ. ÇÜNKÜ HAKLI VE HAKSIZI KARARA VERECEK TEK MERCİİ MAHKEMELERDİR VE YARGILAMA SONUCUNDA OLUŞUR. Avukat kendisine anlatılanlara göre davasını açar.

Türkiye'de yargının gerçek sorunlarını ve tıkanık noktalarını PEKALA VE ÇOK ÇOK İYİ BİLENLER, AVUKATLARI OLUR OLMAZ ŞEYLERLE CEZALANDIRARAK, ONLARI İYİCE YALNIZLIĞA VE ÇARESİZLİĞE İTMEYE ÇALIŞMAKTA, ELİNE KOLUNU BAĞLAMAYA ÇALIŞMAKTA VE BÖYLELİKLE GERÇEK GÜNDEMİ SAPTIRMAKTADIRLAR.

Çok ender bir şekilde, cesur insanlar, yargının gerçek sorunlarını söyleyebilmektedir.

Avukatlar kendi kendilerini saçma sapan şeyler yüzünden cezalandırmaktan, kafalarını kaldıramamışlar ve hiç bir zaman hiç bir konuda BASKI GRUBU olamamışlardır.

Ben hiç bir zaman avukatlar cezalandırılmasın demedim, demem de. Ama bu oyun içinde lütfen her oyuncuya eşit davranılsın. Avukattan beklenen erdem, hakimden, savcıdan, doktordan herkesten ama herkesten beklensin. Eğer avukatlar için terazinin ayarı hassasa getiriliyorsa, herkes için getirilsin.
 


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Bir Delinin Mal Beyanı Av.Habibe YILMAZ KAYAR Site Lokali 7 31-10-2012 06:39
Mal Beyanı ege Meslektaşların Soruları 12 06-09-2004 23:52
Eski Evsahibimin Yalan Beyanları ref_sez Hukuk Soruları Arşivi 2 20-05-2003 12:58
Mal Beyanı YEŞİL Meslektaşların Soruları 1 29-03-2002 23:42
Mal Beyanı dilfuze Hukuk Soruları Arşivi 1 02-03-2002 11:02


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06021309 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.