İşverenin Sebebsiz ve Kanuni Alacakları Ödemeden İşten Akdini Fesh Etmesi

03/02/1997 yılından beri Planlama Sorumlusu olarak çalışmakta olduğum Destan Textil San. ve Tic. Ltd. Şti. den 31/05/2000 tarihinde firmanın Genel Müdürü tarafından iş akdimin feshedildiği ve firmayı hemen terketmem istendi. Alacaklarımın muhasebe tarafından hesaplandığı ve 05/06/2000 tarihinde ödeneceği söylendi.Benim iş akdimin fesh edilmesinden ve firmayı terketmemden hemen sonra Üretim Müdürü de alacaklarının aynı tarihte verileceği söylenerek işten çıkartılmış.05/06/2000 tarihinde firma Genel Müdür'ü ile yaptığım telefon görüşmesinde hem benim hem de Üretim Müdürü'nün alacaklarımızın firma sahibi tarafından ödenmek istenmediğini öğrendim.Ertesi gün firmayı tekrar telefonla ardığım da ise Genel Müdür'ün de işten ayrıldığını öğrendim.Sonraki 1 hafta içinde yaptığım bütün başvurular sonucunda 15 günlük maaşımın haricinde başka ödemenin yapılmayacağı ve hiçbir hakkımın kalmadığına dair ibraname imzalamam istendi.Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İstanbul Bölge Müdürlüğü'ne 09/06/2000 tarihinde başvuru yaptım.Ancak bana 4-5 ay gibi çok uzun bir zaman sonra müfettişlerin gideceği söylendi.İş Mahkemesi ile bu işin çözülebileceğini bunun da 1,5 - 2 yıl gibi bir zamanda sonuçlanabileceğini öğrendim.Alacaklarımızı almak için bu kadar uzun zaman beklemenin işverenin küçülme politikası sebebiyle yönetim kademesininin hak ettiği alacaklarını vermeden işten çıkatmasına zemin hazırlamakta olduğu düşüncesindeyim.
Haklarımı ivedilikle tahsil edebilmemin yolu nelerdir?
Yardımcı olabilirseniz sevinirim.

Saygılarınla.


23-06-2000 23:05:54

Sayın Belkıs Demirağ,
'Adaletin acelesi yoktur' ya da 'Gecikmiş adalet adalet sayılmaz.'
Bu iki cümleden birini davacılar, ötekini de davalılar severler.

Sizin davanızı hukukçular hızlandıramaz.Politikacılar hızlandırabilir.
Yeterli sayıda iş mahkemesi açılabilmesi, Adalet Bakanlığına bütçeden
ayrılacak payın arttırılması gibi pek çok konu çözülmedikçe sizin
davanız bir buçuk yıl sürer. Politikacılar (parti ayırımı olmaksızın)
Adalet Bakanlığı'na para ayırma konusunda hep nekes davrandılar. Oy
kaygısı taşımayan 1980 sonrası askeri yönetimler bile gerekli maddi
kaynağı sağlayamadılar.

Davaların uzun sürmesi davacılardan çok hukukçuları üzen bir konudur.
Ancak hukuki değil, politik bir sorun olduğundan çözülememektedir.
Cezaevlerinin yetersizliğinden ve ceza mahkemelerindeki dosya fazlalığından çaresiz kalan Bakanlık af çıkarmayı önermektedir.

İş Mahkemelerindeki yığılma nedeni ile bulunan pratik çözüm ise
kıdem tazminatı alacakları için mevduata uygulanan en yüksek faiz
oranının (bugünlerde yüzde 150 )kıdem tazminatına hak kazanıldığı
günden başlayarak (ihtara gerek kalmadan) uygulanması ile işvereni
ödemeye özendirmektir.

Bu çözüm elbette adaleti sağlamamakta fakat yine de işçi alacakları
nın kutsal olduğu yolundaki duyarlılık açısından bana sevimli gözükmektedir.

Ücret alacaklarınız ve ihbar tazminatınız konusunda ise yasal faiz
uygulanacaktır ki bu yıl geçerli olan yasal faiz yüzde 60 dolayındadır.

Faizler teselli edici olmadığı gibi şirketin mal varlığının yok olması
veya yok edilmesi ile uzun sürede kazandığınız davaların sonunda alacaklarınızı alamamanız da ayrı bir tehlikedir.

Herkesin emeğine herkesin saygılı olması dileklerimle...


26-06-2000 03:58:16

Sayın Armağan;
İlginiz için teşekkür ederim.
Bu ülkede "param ve tanıdıklarım varsa güç bende artık,istediğimi yaparım" mantığı yerini hukuka ve insanlığa saygıya bırakmadığı sürece sanırım bunları hep yaşayacağız.
Ben mücadelemi sürdüreceğim.Yolum belki uzun ama; o kişiye de 3 yıldan fazla emek verdiğim işletmesinin batmaya doğru gitme sebebinin hakkımızı vermeyerek kapı dışına koyduğu bizler değil kendi yanlış politikaları olduğunu anlatmak gerekiyor sanırım.

Saygılarımla..


26-06-2000 14:46:04

Merhabalar ;
İş Kanunu'nu incelerken Madde 17 de ;

g)İşçinin yapmakla, ödevli bulunduğu görevleri kendisine hatırlatıldığı halde yapmaması,
şeklinde bir şık var.

İşverenin en kolay olarak "işini yapmadığı için işten çıkardım" diyebileceği bir şık gibi görünüyor. Sanırım bunu kanıtlaması gerekir.Bu konuda makhkeme tarafından istenen şeyler nelerdir?

İlginiz için tekrar teşekkür ederim.

Saygılarımla


26-06-2000 15:19:57

Merhaba
Her türlü delille kanıtlayabilir ancak uygulamada en çok kullanılan doğal olarak tanık oluyor.

Siz de aksini yine tanıkla ispatlayabilirsiniz.


26-06-2000 17:41:28

Merhaba

Firma çalışanlarının firma sahibi lehine tanıklık yapması mahkemede kabul edilmiyormuş.Bu doğrumu?.Eğer doğruysa tanık olarak kimi gösterebilir ki?
Teşekkürler..

27-06-2000 09:47:18

Sayın Demirağ,
Firma çalışanlarının işveren tarafından tanık gösterilmesi halinde, bu kişilerin tanıklığına itibar edilmez.

İş aktinizin feshi, size bir kusur atfedilerek mi yapıldı. Yoksa ilk mesajınızda belirttiğiniz gibi, gerekçesiz olarak mı fesih işlemi yapıldı? Eğer size herhangi bir kusur yüklenmeden iş aktiniz feshedilmiş ise ihbar ve kıdem tazminatı isteyebilirsiniz.

Yok eğer verilen görev talimatını yerine getirmemeniz veya benzeri başka gerekçeler gösterilerek iş akti feshedilmiş ise şu ayırım önemlidir: Size yöneltilen suçlamanın konusu olan eyleminizi işverenin öğrendiği tarihten itibaren altı iş günü içinde fesih hakkını kullanması gerekir. Bu, hak düşürücü süredir. Bu hak düşürücü süre geçtikten sonra sözü edilen gerekçeye dayanarak iş aktinin işverence feshedilmesi, sizin kıdem ve ihbar tazminatı istemenizi ve dava açmanızı engelleyemez. Bu durumda, iş aktinin haklı nedenle feshedilip edilmediği tartışılmaz ve işverenin bu konuya ilişkin tanık dinletme talebine itiraz edebilirsiziniz.

İş akti bu süre içerisinde feshedilmiş ise, işverenin fesih nedenine ilişkin uyuşmazlık konusunda her iki taraf tanık dinleteblir. Ancak, yukarıda da değindiğim gibi işyerinde çalışanların işveren tarafından tanık gösterilmesi halinde, bunların tanıklığına itibar edilmez. Aynı şekilde, sizin göstereceğiniz tanıklar, işveren ile ihtilaf halinde olan kişilerden olduğu takdirde, bunların tanıklığına da itibar edilmez.

Bol şans!


27-06-2000 23:27:22