Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

7 yıl sonra işe iade olurmu....

Yanıt
Old 28-04-2007, 18:14   #1
Av.Ayse E.

 
Varsayılan 7 yıl sonra işe iade olurmu....

Sayın meslektaslarım...
sözleşmeli olarak calışan bir memurun:2000 yılında
ise devamsızlıktan dolayı sözleşmesi fesh ediliyor..Ancak kanuna göre YK kararıyla olması gereken bu fesih genel müdür yardımcısının oluru ile yapılıyor...YK genel müdür yardımcısına yetki devride bulunmamakta...aradan 7 yıl gecıyor...simdi işci göreve iadesini ve 80 milyar civarında maddi tazminat talep edebilirmi...karar yok hükmündemidir zamanasımı mevcutmudur...
şimdiden teşekkürler...iyi çalışmalar...
Old 28-04-2007, 18:25   #2
av.fundasin

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ


Esas No.
2006/7831
Karar No.
2006/10473
Tarihi
18.04.2006


İLGİLİ MEVZUAT
4857-İŞ KANUNU (İK)/18/19/21


KAVRAMLAR
FESHİN GEÇERSİZLİĞİ VE İŞE İADE TALEBİ
DAVASI AÇMA SÜRESİ
HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE


ÖZET
DAVACI, FESHİN GEÇERSİZLİĞİNE VE İŞE İADESİNE KARAR VERİLMESİNİ İSTEMİŞTİR. İŞ SÖZLEŞMESİ FESHEDİLEN İŞÇİ TARAFINDAN İŞ KANUNUNUN 19. MADDESİ UYARINCA, FESİH BİLDİRİMİNDE SEBEP GÖSTERİLMEDİĞİ VEYA GÖSTERİLEN SEBEBİN GEÇERLİ BİR SEBEP OLMADIĞI İDDİASI İLE FESİH BİLDİRİMİNİN TEBLİĞİ TARİHİNDEN İTİBAREN BİR AY İÇİNDE İŞ MAHKEMESİNDE DAVA AÇILMASI GEREKİR


Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.

Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : İş sözleşmesinin 4857 sayılı İş Kanununun 18 ve devamı maddelerine aykırı olarak feshedildiğini iddia eden davacı, feshin geçerli nedenle yapılmadığını belirterek feshin geçersizliğine ve işe iadesi ile İşe başlatmama tazminatı ile boşta geçen süre ücretini talep etmiştir.

Davalı işveren davanın süresi içinde açılmadığını savunmuştur. Mahkemece feshin gerçekleştiği tarihe göre davanın süresinde açıldığı gerekçesi ile feshin geçersizliğine ve işe iadeye karar verilmiştir.

İş sözleşmesi feshedilen işçi tarafından aynı kanununun 19. maddesi uyarınca, fesih bildiriminde sebep gösterilmediği veya gösterilen sebebin geçerli bir sebep olmadığı iddiası ile fesih bildiriminin tebliği tarihinden itibaren bir ay içinde iş mahkemesinde dava açılması gerekir.

Somut olayda, davacının iş sözleşmesinin 18.8.2004 tarihinde feshedileceği 1.7.2004 tarihinde bildirilmiştir.

Yasanın açık hükmü karşısında bir aylık dava açma süresi, feshin gerçekleştiği tarih yerine, fesih bildirimin yapıldığı tarihten itibaren başlatılmalıdır. Dava, 14.9.2004 tarihinde açılmış olmakla, dava açma yönünden bir aylık hak düşürücü süre geçmiş durumdadır. Davanın hak düşürücü süre yönünden reddi gerekirken mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi hatalı bulunmuştur.

4857 sayılı İş Yasasının 20/3 maddesi uyarınca Dairemizce aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.

SONUÇ : Yukarda açıklanan gerekçe ile;

1. B. 1. İş Mahkemesinin kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. Davanın REDDİNE,

3. Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,

4. Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı yargılama ( 15.60 )YTL giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,

5. Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 400YTL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,

6. Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine, kesin olarak 18.4.2006 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Old 28-04-2007, 18:27   #3
av.fundasin

 
Varsayılan

Sayın eroral bildiğim kadarıyla feshin geçersiz olması nedeniyle işe iade davası ancak fesih bildiriminden itibaren bir ay içinde açılabilir.Saygılar
Old 28-04-2007, 19:57   #4
Av.Ayse E.

 
Varsayılan

Sayın av.fundasin öncelikle cok tesekkurler...
burada kişinin sözleşmeli memur olmasının 399 sayılı KHK ye tabi olmasının davanın idari mahkemede görülmesinin bir farkı olabilirmi....simdiden tesekkurler...
Old 28-04-2007, 20:06   #5
av.fundasin

 
Varsayılan

Üstadım emin olmamakla birlikte davanın idari mahkemede görülmesi gereken hallerde de 60 günlük süreye uyulması gerekiyor diye biliyorum.Memur ise 60 gün içinde idare mahkemesinde işçi ise 30 gün içinde iş mahkemesinde dava açılmalıdır diye biliyorum.Ancak her iki durumda da süreler feshin bildirimi ile başlar.Saygılar.
Old 28-04-2007, 22:07   #6
Kadir COŞKUN

 
Varsayılan

Sayın Eroral eğer müvekkiliniz sözleşmeli personel ise kanımca 4857 sayılı kanun kapsamında olmayacaktır. Aşağıdaki kararda belirtildiği üzere yetkisi olmayan bir kişi tarafından müvekkilinizin sözleşmesinin feshedilmesi bu işlemi kanımca yoklukla sakatlar. Bir süreye bağlı olmaksızın yok hükmünde olan bir işlemin yoklukla sakatlandığı her zaman tespit edilebilir ve işlemin iptali talep edilebilir düşüncesindeyim. Saygılarımla...


D 10 Esas : 1995/000397 Karar: 1997/001911 Tarih: 20.05.1997[*]YOK HÜKMÜNDEKİ İDARİ İŞLEM [*]TESPİT DAVASI [*]BATIL İŞLEMLER
Yok hükmünde olan bir idari işlemin yoklukla malûl olduğunun tespiti istemiyle açılan dava, iptal davası formunda incelenmelidir.
(2577 s. İYUK. m. 2)
Temyiz Eden (Davacı) : ... Çelik ve Demir İzabe Sanayi A.Ş.
Vekili : Av. ...
Karşı Taraf (Davalılar) :
1- Başbakanlık
2- Başbakanlık Toplu Konut İdaresi Başkanlığı
3- Türkiye Elektrik Kurumu Genel Müdürlüğü
4- TEK
Savunmaların Özeti: Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
İstemin Özeti: ... Elektrik Dağıtım Müessesesi Ankara 1.İdare Mahkemesinin 27.10.1994 tarih ve E:1994/1433, K:1994/1289 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması davacı tarafından istenilmektedir.
D.Tetkik Hakimi : T.Tuncay Varlı
Düşüncesi: Davacının, idarenin açıkça hukuka aykırı olan, hukuk aleminde hiç varlık kazanmamış, yok hükmünde olan işleminin tespiti istemiyle açtığı davanın iptal davası niteliğinde görülerek bakılması gerektiği düşünülmektedir,
Danıştay Savcısı: Metin Yüksel
Düşüncesi Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49.maddesinin 1.fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp idare mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin reddiyle idare mahkemesi kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasanın 17.maddesine göre yerinde görülmeyen duruşma istemi reddedilerek gereği düşünüldü:
Dava; 10.5.1992 tarih ve 92/3019 sayılı Bakanlar Kurulu Kararına göre, tüketilen elektrik enerjisinden alınmakta olan %10 oranındaki toplu konut fonu oranının sıfıra indirilmesi nedeniyle Türkiye Elektrik Kurumunun toplu konut fonu tahakkuk ve tahsil etmesinin yasal dayanağı bulunmadığının, ortada mevcut kesin yokluk halinin idari yargı yoluyla tespitine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
Ankara 1.İdare Mahkemesi 27.10.1994 tarih ve E:1994/1433, K.-1994/1289 sayılı kararıyla: 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu''nun idari dava türlerinin sayıldığı 2.maddesinde tespit davasına yer verilmediği, bu nedenle iptal davasına konu olabilecek bir idari işleme bağlı olmayan davacının; 10.5.1992 tarih ve 92/3019 sayılı Bakanlar Kurulu Kararına göre, tüketilen elektrik enerjisinden alınmakta olan %10 oranındaki toplu konut fonunun oranının sıfıra indirilmesi nedeniyle Türkiye Elektrik Kurumunun toplu konut fonu tahakkuk ve tahsil etmesinin yasal dayanağının bulunmadığının, ortada mevcut kesin yokluk halinin idari yargı yoluyla tespitine karar verilmesi isteminin incelenme olanağı bulunmadığı gerekçesiyle istemi reddetmiştir.
Davacı, hukuka aykırı olduğu savıyla anılan kararın temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
İdarenin görevlerini yerine getirirken tek yanlı olarak yaptığı irade açıklaması ile hukuksal sonuç yaratan, hukuk düzeninde değişiklik yapan idari işlemler yetki, şekil, sebep, konu ve amaç yönlerinden hukuka uygun olmak zorundadır. Bu öğelerden herhangi birinde hukuka aykırılığın bulunması idari işlemi sakatlar.
İdari işlemlerdeki sakatlık, idarenin hukuk dışı davranışlarından ya da işlemi tesis ederken iradesinde meydana gelen bozukluklardan doğabilir. Bazı sakatlıklar, idari işlemin geçerliğine olumsuz bir etkide bulunmaz iken, bazı sakatlıklar işlemin iptalini gerektirecek nitelikte olabilir.
Bazı idari işlemler vardır ki, idare hukukunda "yok hükmünde" olan idari işlemler denilen, sakatlıkları çok ağır olan ve hukuk dünyasında hiç doğmamış kabul edilen "batıl" işlemlerdir. Bu tür "batıl" işlemler, ilgililer hakkında hüküm ifade etmezler, hukuksal durumda değişiklik yaratmazlar, çünkü hiç var olmamış sayılırlar.
Bir idari işlem, açıkça yasaya aykırı veya idarenin hiç yapamayacağı işlemlerden ise, yok hükmünde bir idari işlemden söz ediliyor demektir. Yok hükmünde olan bir idari işlemin iptali için idari yargıda dava açmaya esasen gerek bulunmamaktadır. Fakat, idarenin işlemini yok hükmünde saymayıp yürütmeye devam etmesi, ilgiyi bu işlemin iptali için dava açmaya zorunlu bırakabilir. Bu gibi durumlarda, idari yargı yerinin, dava konusu işlemin yok hükmünde olduğunu saptayıp uyuşmazlığı çözmesi, idarenin her türlü eylem ve işleminin yargısal denetime bağlı tutulmasını gerektiren "Hukuk Devleti" ilkesine de uygun düşecektir.
Uygulamada tespit davaları, bir olayın veya bir hukuksal ilişkinin var olup olmadığının belirlenmesi amacıyla açılan ve eda davasının öncüsü niteliğindedir.
Bakılan dava; soyut bir olayın yargı kararıyla belirlenmesi isteminden çok açıkça hukuka aykırı olan bir işlemin, mutlak butlanla batıl olması nedeniyle yok hükmünde olduğunun tespiti istenilmiş olması nedeniyle iptal davası formunda görülmesi gereken bir davadır.
Açıklanan nedenlerle, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49.maddesine uygun bulunan davacının temyiz isteminin kabulüyle, Ankara 1.İdare Mahkemesinin 27.10.1994 tarih ve E:1994/1433. K-.1994/1289 sayılı kararının bozulmasına, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine, 20.5.1997 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Old 28-04-2007, 22:17   #7
Kadir COŞKUN

 
Varsayılan

İdare mahkemesinin görevli olduğuna ilişkin örnek bir karar....



D 12, E: 1999/000003, K: 2000/003297, Tarih: 09.10.2000[*]ESKİ HÜKÜMLÜLERİN İSTİHDAMI
Görevine son verilmesinden önce yapılan tüzük değişikliği nedeniyle eski hükümlü sayılan ve göreve alınma koşulunu sonradan kazanmış olan davacıya eski tüzük hükmü uygulanamaz.
(399 s. KHK. m. 45)
Temyiz isteminde Bulunan (Davacı): ...
Vekili : Av. ...
Karşı Taraf : Türk Telekomünikasyon AŞ
Vekili : Av. ... - Av. ...
İsteğin Özeti : Erzurum İdare Mahkemesinin 14.10.1998 günlü, E:1998/228, K:1998/714 sayılı kararının dilekçede yazılı nedenlerle temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.
Savunmanın Özeti : Temyizi istenen kararın usul ve kanuna uygun olduğu, ileri sürülen nedenlerin 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesine uymadığı, bu nedenle istemin reddi gerekeceği yolundadır.
Danıştay Tetkik Hakimi: Safiye Coşkun
Düşüncesi : Göreve başlatıldığı, 7.10.1996 tarihinde yürürlükte bulunan tüzük hükmüne göre ömür boyu memuriyetten men cezası bulunan davacının eski hükümlü kontenjanından yararlandırılmak suretiyle işe alınması mevzuata uygun bulunmamakla birlikte davacının görevine son verilmesinden 2 yıl kadar önce tüzük değişikliği yapılarak ömür boyu memuriyetten men cezası bulunanlarında eski hükümlü sayılması karşısında davacının görevine son verilmesinde hukuka uyarlık bulunmadığından davanın reddi yolundaki mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı Sevim Göle
Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1. fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp idare mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin reddiyle idare mahkemesi kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜÇK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onikinci Dairesince işin gereği düşünüldü:
Davacı, sözleşmesinin feshedilerek görevine son verilmesine ilişkin işlemin iptali istemiyle dava açmıştır.
Erzurum İdare Mahkemesinin 14.10.1998 günlü, E:1998/228, K:1998/714 sayılı Kararıyla; dava dosyasının incelenmesinden, davacının eski hükümlü statüsü ile ... Telekom Müdürlüğü emrine sözleşmeli olarak teknisyen yardımcısı sıfatıyla açıktan atandığı, ancak göreve başladıktan sonra ilgili hakkında yapılan güvenlik soruşturması sonucunda, davacının ... Ağır Ceza Mahkemesinin 24.1.1994 gün ve E:1993/1, K.1994/2 sayılı kararıyla adam öldürmek suçundan dolayı hapis cezası ile cezalandırıldığı, mahkeme kararıyla kamu hizmetlerinden müebbeten yasaklandığının anlaşılması üzerine sözleşmesi feshedilerek görevine son verildiğinin anlaşıldığı, eski hükümlü statüsü ile sözleşmeli olarak açıktan atanan davacının, eski hükümlü belgesinde belirtilen mahkumiyet kararının araştırılması sonucunda, davacının müebbeten kamu hizmetlerinden yasaklandığı tesbit edildiğinden davalı idarece 399 sayılı KHK''nin 45. maddesinin (b) bendi uyarınca sözleşmesinin feshedilerek görevine son verilmesine ilişkin işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı, eski hükümlü olduğu için işe alındığım, kazanılmış haklarının göz önüne alınmayarak işine son verilmesinin hukuka aykırı olduğunu öne sürmekte ve idare mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
21.12.1992 tarihinde işlemiş olduğu adara öldürme suçundan dolayı ... Ağır Ceza Mahkemesinin 24.1.1994 günlü, E:1993/l, K:1994/2 sayılı kararıyla, 6 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılması ve ömür boyu memuriyetten mahrumiyetine karar verilen davacının, bu cezasının infaz edilmesinden sonra 10.8.1996 tarihinde davalı idarece yapılan eski hükümlü personel alımı sınavına girdiği, sınavda başarılı bulunması üzerine 7.10.1996 tarihinde göreve başlatıldığı, daha sonra ömür boyu memuriyetten men cezası bulunduğu için durumunun Eski Hükümlülerin İstihdamı Hakkındaki Tüzüğün kapsamında bulunmadığı gerekçesiyle 17.2.1998 günlü işlemle görevine son verildiği dosyanın incelenmesinden anlaşılmıştır.
17.3.1987 günlü, 19403 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe konulan Eski Hükümlülerin İstihdamı Hakkında tüzüğün 2. maddesinde, altı aydan daha uzun süreli hürriyeti bağlayıcı bir cezaya hüküm giymiş ve cezasını infaz kurumlarında tamamlamış veya cezası tecil edilmiş yahut şartlı salıverme yoluyla tahliye edilmiş olanların bu tüzük hükümleri yönünden eski hükümlü sayılacakları hükme bağlanmış olup, madde hükmünde hapis cezası ile mahkumiyetin yanında ömür boyu memuriyetten mahrumiyetine karar verilenlere ilişkin bir hükme yer verilmiştir.
Bu nedenle davacının sınava girdiği 10.8.1996 ve göreve başlatıldığı 7.10.1996 tarihlerinde söz konusu tüzük kapsamında olmadığı açıktır. Ancak 7.10.1996 tarihinde göreve başlatılan davacının görevine son verildiği 17.2.1998 tarihinden önce 24 Aralık 1996 tarihinde söz konusu tüzük hükmünde değişiklik yapılarak ömürboyu kamu hizmetlerinden yasaklı bulunanların da bu tüzük hükümleri bakımından eski hükümlü sayılacakları kabul edilerek bu durumda olanlar da kapsama dahil edilmiştir.
Bu durumda sınava girdiği 10.8.1996 ve göreve başlatıldığı 7.10.1996 tarihlerinde yürürlükte bulunan tüzük hükmüne göre ömürboyu memuriyetten men cezası bulunan davacının, eski hükümlü kontenjanından yararlandırılmak suretiyle işe alınması mevzuata uygun bulunmamakla birlikte davacının görevine son verilmesinden önce adı geçen tüzükte değişiklik yapılarak ömür boyu memuriyetten men cezası bulunanların da eski hükümlü sayılmış olması karşısında göreve alınma koşulunu sonradan kazanmış olan davacının görevine son verilmesine ilişkin işlemde ve bu işlemin iptali istemiyle açtığı davanın reddine ilişkin idare mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davacı temyiz isteminin kabulüyle, Erzurum İdare Mahkemesince verilen 14.10.1998 günlü, E:1998/228, K:1998/714 sayılı kararın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun,49. maddesinin l/b fıkrası uyarınca bozulmasına, aynı maddenin 3622 sayılı Yasa ile değişik 3. fıkrası gereğince ve yukarıda belirtilen hususlar gözetilerek yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine 9.10.2000 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.
AZLIK OYU
Temyize konu idare mahkemesi kararı hukuk ve usule uygun bulunduğundan onanması gerektiği görüşüyle çoğunluk kararına karşıyız.

Kaynak=DKD Sayı 105
Old 29-04-2007, 21:48   #8
boztepe118

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Ayse Eroral
Sayın meslektaslarım...
sözleşmeli olarak calışan bir memurun:2000 yılında
ise devamsızlıktan dolayı sözleşmesi fesh ediliyor..Ancak kanuna göre YK kararıyla olması gereken bu fesih genel müdür yardımcısının oluru ile yapılıyor...YK genel müdür yardımcısına yetki devride bulunmamakta...aradan 7 yıl gecıyor...simdi işci göreve iadesini ve 80 milyar civarında maddi tazminat talep edebilirmi...karar yok hükmündemidir zamanasımı mevcutmudur...
şimdiden teşekkürler...iyi çalışmalar...


Sayın meslekdaşım!
yönetim kurulu yerine genel müdür tarafından çalışanını işine son verilmişse, kanunda yönetim kurulu yetkili ise ve geçerli bir yetki devri de söz konusu değilse; bu durumda yetki tecavüzü sözkonusudur. Burdaki yetki tecavüzü açık ve bariz bir yetki tecavüzüdür, bu nedenle idari işlem yok hükmündedir. Yok hükmündeki idari işlemleri idare her zaman geri alabileceği gibi ilgililer de her zaman dava açabilirler.Aslında sizin açacağınız dava tespit davası niteliğindedir.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
temyizden feragat olusa harç iade olurmu.. seyitsonmez Meslektaşların Soruları 13 10-01-2013 14:26
TİS'de işe iade için özel hakem şartı, mahkemeden işe iade talep etmeye engel midir? Av.Ayşe Batumlu Meslektaşların Soruları 6 09-01-2010 00:28
46 YTL karşı vekalet ücreti olurmu? Av.Caglar Hukuk Sohbetleri 4 03-04-2007 19:41
ölümden sonra,vekaletname ile gayrimenkul satışı-45 yıl sonra dava Av.Hikmet ÖZLÜ Meslektaşların Soruları 1 03-04-2007 11:49
Bir Yıllık Sözleşme Sırasında 3 Yıl Sonrası İçin Tahhüte Bulunulması Mümkün Olurmu ali kaçmaz Hukuk Soruları Arşivi 1 27-02-2002 17:03


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05040693 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.