Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Hukuk Sohbetleri Hukuki yorumlar, görüşler ve tartışmalar.. Soru niteliği taşımayan her türlü hukuki sohbet için.

Karşılaştığımız en garip müvekkil soru ve sorunları..

Yanıt
Old 03-04-2008, 19:12   #31
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Selim Balku
.... makbuza DANIŞMA ÜCRETİ yazarak verdim......

Sayın Balku,
Adamın zararı bununla bitmiyor ki; tarifenin altında ücret alarak bir de disiplin suçu işlediniz.
Ama savunma olarak "ben ona danıştım ve 20 YTL ücret verdim" diyebilirsiniz.
Şaka bir yana, geçmiş olsun sayın meslektaşım.
Old 03-04-2008, 20:59   #32
Av.Sever Köz

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Selim Balku

Garip bir gündü günü sıftahsız kapattım diye düşünürken eksi 20 deyim ve kestiğim meslek makbuzuna acırken size olayın en garibini yazayım;

Adamın danışmak istediği konu; oğlu yurtdışında sahte parayla yakalanmış, ne yapılabilirmiş.

Ne denilebilir ki, işimizin bir parçası böyle bir insan profiline hizmet etmek

Geçmiş olsun
Old 04-04-2008, 10:38   #33
ozlemdurucan

 
Varsayılan

daha dün başıma gelen ilginç bir olayı paylaşayım sizle..
hayatımda hiç böyle şey görmedim!! bir müvekkilimizin 6 adet yüklü meblağlı(!) bonosu var icra takibi yapılacak ama senetler üzerindeki damga vergisi ödenmemiş. (tarihte 2003 ün nisan ayına ait,yani ağustos 2003te gelen uygulamaya yetişilememiş)
vergi dairesinde işimizi halledemedik.2003 e ait tam 260 sayfa pulu 6 tane senede alonjladık
ve sonunda ne oldu beğernirsiniz...
icra müdürlüğünde deli gözüyle baktıkları yetmediği gibi,müvekkilde e nasıl olmuş bu yani şimdi,ben böyle saçma şey görmedim? diyerek yaygarayı kopardı..
ödeseydin zamanında vergini demeyi çok isterdim ama ,malesef...
Old 04-04-2008, 15:45   #34
caner87

 
Varsayılan

Selim Bey, çok üzüldüm, bir anlık dikkatsizliğine gelmiş demek, seni bilirim böyle durumlarda uyanık olursun ama boşluğuna gelmiş üzüldüm.. Bari makbuz kesmeseydin,
Adamla ilgili birşey yapamayacak mıyız şimdi?
Old 04-04-2008, 16:04   #35
Av.Elvan Akkaya

 
Varsayılan

hepsi çok güzeldi ama en ilginç olay sizin başınıza gelenmiş bence syn Selim balku
hakkaten çok garip
çok çok geçmiş olsun
Old 04-04-2008, 16:09   #36
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Selim Balku
Danışdı, çıkarken teşekkür etti, borcum ne kadar dedi, nezaket dolu şahsa ücret almaktan vazgeçtiğimi belirttim ancak kabul etmedi ödemek için ısrar etti. -garip


Sayın Balku,

Basiretli bir avukat gibi davranmamışsınız. Ben bunca yıllık meslek hayatımda danışma ücretini ödemek için ısrar eden danışan görmedim.(Belki bana da denk gelseydi, o şaşkınlıkla ben de dolandırılabilirdim. )

Bir borçlu hayli yüksek miktardaki borcunu dolarla ödemişti. O çıktıktan sonra, hemen döviz bürosundan sahte olup olmadıklarını kontrol ettirmiştim. Hem dolarları sarf ederken başım belaya girmesin; hem de sıcağı sıcağına savcılığa başvurayım diye...

Neyse, küçük bir kayıpla atlatmışsınız. Geçmiş olsun.

Saygılarımla
Old 04-04-2008, 16:55   #37
Admin

 
Varsayılan

Sayın Balku, bu olayın yayın haklarını bir medya kuruluşuna satarak zararınızı kapatabileceğinizi düşünüyorum. Sadece bu konu altında okuduğum değil, duyduğum en ilginç olaylardan birisiydi. Adeta fıkra gibi, hatta 2 gün önce yazsaydınız 1.Nisan şakası der kesinlikle inanmazdım.
Old 05-04-2008, 19:04   #38
serhatçetin

 
Varsayılan

Kendisi cahil olan (gerçek manada okuma yazması yok) ama sağında solunda davadan geçilmeyen bir müvekkilimiz sık sık büroya gelir ve kendi dilekçelerinin yazılışında büroda olurdu. Şahıs emekli olduğundan işi gücü yok her duruşmasında her hacizde bulunurdu. Bir keresinde benden dilekçenin açıklamalar kısmının ilk cümlesi olarak " Sayın Hakime Hanım öncelikle okuyormuş gibi yapıp kağıdı yana bırakmayın" yazmamı istedi. Ne diyeceğimi şaşırmıştım ama adam ciddi.İkna edene dek kendimden geçtim. Yine aynı adam hacizde icra memuruna "Sayın Belediye Başkanım" demişti
Old 05-04-2008, 20:52   #39
uye23620

 
Varsayılan

iki hafta önce bir bayan boşanmak istediğini söyledi. vekalet ücretinde anlaşamadık daha doğrusu geliri pek iyi olmadığı için vekalet ücretini karşılayamacağını söyledi. Bende dilekçelerini yazabilceğimi kendisinin duruşmaları takip etmesini söyledim.. sohbet ilerledi, havadan sudan derken, hangi ara söyledim bilmiyorum ama yaprak dolmasını sevdiğimi söylemişim (demek ki yemeklerden konuşuyorduk.. bir iki gün sonra bayan elinde küçük bir tencere yaprak dolmasıyla geldi (bende afiyetle yedim tabi)
Old 05-04-2008, 22:18   #40
Av.Bülent AKÇADAĞ

 
Varsayılan

Bende iki dosyası bulunan bi müvekkilim aradı geçenlerde, hani çok samimi olmadığım, amiyane tabirle geyik yapmadığım ciddi müvekkillerimden.

- Avukat Bey bişey soracağım siz bilirsiniz, dedi, bende Tabiki buyrun dedim, aklımdan acaba hangi dosyası ile ilgili soracak yada yeni bir dosyamı diye düşünürken soru geldi,

- Yahu Avukat Bey burda arkadaşlarla tartışıyoruz, bunu bilse bilse benim avukatım bilir diyerek sizi aradım, şimdi Avukat Bey bu sözün aslı nedir,


- Bundan iyisi şamda kayısımı yoksa bundan iyisi ham kaysımı !!!



Tabiki bende dumur vaziyeti
Old 05-04-2008, 23:41   #41
serhatçetin

 
Varsayılan

Müvekkillerimizden biri Fener Chelsea maçının hukuki durumunu sordu? Deivid ilk golü atacak diye iddaa oynamış kendisi. Hakikaten Deivid ilk golü attı ama kendi kalesine. Kazanmış mı kaybetmiş mi?

Durumu gerçek bir Fenerbahçeli olan abimle değerlendirirken şunlar döküldü ortaya şakayla karışık ;

*** Bana kalırsa Deivid, yedek kalmasına içerleyen Schevchenko'nun "temsilcisi"dir. Gol direkt olarak Chealsea üzerinde hüküm ve sonuç doğurmuştur.Dolayısıyla "dolaysız temsil" söz konusudur. Ancak Deivid'in Futbol Lisansı ve Bonservisi Fenerbahçe'ye ait olduğundan "vekaletsiz iş görme" hükümleri uygulanmalıdır.Bu gol ancak Chelsea teknik heyetinin sonradan açıkladığı rızasıyla hukuki etki yaratır. Skorborda süresinde ( maç bitene dek ) itiraz etmeyen teknik heyet "zımni bir kabul" göstermiş sayılmalıdır. Yani dolaysız temsil hükümleri dikkate alınarak ilk golü Schevchenko'nun attığı kabul edilmelidir...

Hakların kullanılmasında "Dürüstlük ilkesi" nin esas olduğunu belirten MK 2'ye göre konuyla ilgili daha geniş açıklamanın Uefa ve Milli Piyango İdaresi tarafından bu maça bahis oynayan tüm vatandaşlara yazılı şekilde bildirilmesi gerekmektedir. Ancak iddaa kuponu hamiline yazılı kıymetli evrak niteliğinde olduğundan bu başvuru şartına da bağlanabilir. Söz konusu iddaayı kazananların maç gününden bu yana "yoksun kalınan kar" larını talep etme hakları saklı kalmalıdır.Faizlendirme için ise söz konusu haftanın İddaa programında belirtilen "en yüksek bahis oranı" ndan faizlendirmeye gidilmelidir...
Asıl tartışılması gereken durum Kezman'ın bu sözleşmenin Fenerbahçe tarafındaki 2. katılanı olmasına rağmen kendi kalesine dahi gol atamamasıdır...

"Genç" Semih te "Genç vekaletsiz iş gören" sıfatını almak için çalışmalarına devam etmelidir
Old 06-04-2008, 00:55   #42
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan AHMET ŞEREMET
6-)Duruşma 13.00 de biter. kalem kapanır. tanıklar, tanıklılk ücretini almak isterler, kalemdekiler yemek yemeğe çıkınca; "iyi ya vatandaş hep beklesin zaten olan hep biz vatandaşlara oluyor." derler. (bunu üzülerek söylüyorum, öğlen tatillerinde kaleme girmek isteyen bir çok avukatla tartıştığım da olmuştur. Yani bazı şeylerin eğitimle alakası yok.) Ayrıca şunu da belirtmek isterim ki, ben hem İstanbul hem de Ankara Adliyelerinde çalıştığımdan İstanbul ve Ankara Avukatları arasında gördüğüm en büyük farklardan biri de şudur; İstanbul Avukatlarından 2 sene çalışmam boyunca mesai saatime saygısızlık yapan bir tane bile Avukata rastlamadım. Ama maalesef yukarıda da belirttiğim gibi Ankara da bir çok Avukatla bu konuda sıkıntı yaşadım. kusuruma bakmayın bundan aşırı rahatsızlık duyduğum için burada dile getirdim.)

Mesai saatleriniz nedir, merak ettim şimdi. Saat 13:00'de biten bir duruşmada mesai saatlerinize kim saygısızlık etmiş oluyor? O "saygısız"a karşı bir rahatsızlık duyup bunu belirttiniz mi acaba?
Old 06-04-2008, 13:00   #43
Av.Selim Balku

 
Varsayılan

Yaşadığım olay inanın beni çok güldürdü ve hala gülüyorum...

Burada paylaşıyorum çünkü bu forumu sadece meslektaşlarımın okuduğunu umuyorum, şayet başkaları okuyorsa bize bu meslekten ekmek çıkmaz bile denilebilinir...

Teeddüp yok desem yalan olur ama netice itibari ile avukat da olsak insanız...

Herkese Saygılar...
Old 07-04-2008, 23:13   #44
FYLOZOF

 
Varsayılan

Selim bey, geçmiş olsun,ama, itiraf ediyim, çookk güldüümm
Old 08-04-2008, 14:39   #45
av.tuba-y

 
Varsayılan

yeni açtığım zamanlarda büroya bir amca gelmişti, tabi iş olur hevesiyle canla başla dinliyorum amcayı. fransada bir iş kazası geçirmiş, bunu bir saat detayıyla anlatıktan sonra asıl sormak istediğini sordu, "fransada davama bakan bir avukatım var şimdiye kadar hep ben onu arardım, bugünde aradım benden telefon numaramı istedi, acaba niye istedi" diye sordu. gülemedim bile.
Old 09-04-2008, 09:51   #46
Av_Ece Altunay Önal

 
Varsayılan

Selim Bey hakikaten traji-komik bir durum sözkonusu!
Sizinkine benzer bir hikaye daha duymuş veya okumuştum tam hatırlamıyorum.Şöyle,
Sanık cezaevinde tutuklu ve bir avukatla görüşmek istiyor.Avukat geliyor,
S:Allah aşkına avukat bey çıkr beni burdan, ne istersen veririm
A:Elimizden geleni yaparız ama bunun için bana ...ytl ödemen lazım. gücün var mı?
S:Ne istersen avukat bey, sana hemen ...-ytl çek vereyim.ama ne yap et çıkar beni
A:Peki tamam. hangi suçla yargılanıyorsun?
S:Karşılıksız çek keşide etmek!!
Old 11-04-2008, 13:18   #47
prometeus

 
Varsayılan

Ne kadar komik olaylarla karşılaşmışsınız. Gülmek mi gerekir , ağlamak mı? Çözemedim.
Old 16-04-2008, 16:00   #48
nabucadnazar

 
Varsayılan

Avukatlık stajımın ilk günlerinde.Büroya çok şık bir takım elbiseyle ve çok ciddi bir duruşla gelen şahıs büroya girer girmez hıçkırıklarla ağlamaya karısının kendisini dövdüğünü,kendisini bu kadından kurtarmamı istemişti..
Old 17-04-2008, 09:34   #49
av.semire nergiz

 
Varsayılan

Büroma İmam nikahlı genç bir bayan geldi.Kadınlara gönüllü hukuki danışmanlık yaptığımı duyduğunu ve eşinden boşanmak istediğini benden bu sorunuyla ilgili olarak yardım istediğini belirtti.Kendisine resmi nikahı olmadığı için hukuki anlamda dava konusu edilebilecek bir boşanma davasının olamayacağını ancak tek tek diğer yasal haklarını ve kullanım şeklini göstermek suretiyle bilgilendirdim,ancak kadın ısrarla benden boşanma davası açmamı ve eşinin burnundan fitil fitil getirmemi istedi.
Defalarca olmaz dememe rağmen kadın talebinde ısrar edince kendisine eşiyle arasındaki boşanmada tek yetkilinin imam olduğunu ve bu yetkinin beni mahkemeyi ve hakimi aştığını söyledim. İmam nikahını ancak imam bozar dedim.Kadın bunu duyunca "haaaaaaa niye bunu baştan söylemediniz ki şimdi anladım" dedi.
Bu olayda kadınların kendilerine hiçbir yasal koruma sağlamayan imam nikahına ne kadar çok değer atfettiğini gördüğüm için çok çok da üzülmüştüm.
Old 17-04-2008, 09:50   #50
av.semire nergiz

 
Varsayılan

Baro kadın hakları merkezinde gönüllü olarak mağdur kadın başvurularını aldığım bir gündü.
Odaya gayet hoş bakımlı bir bayan girdi.Hoşgeldiniz nasıl yardımcı olabilirim dedim.Oturdu ve başladı anlatmaya"avukat hanım benim kısmetim kapalı ,ama öyle kendiliğinden kapanmadı ,kapattılar kısmetimi,büyü suretiyle kısmetimi kapatıp mutsuz ettiler.Sizden ricam bana büyü yapan bu şahısları savcılığa vermeniz ve ceza almalarını sağlayıp ayrıca büyüyü bozmanızdır." Çok şaşırdım ama kısa sürede toparlanarak kendisine merkez adına böyle bir yardımımızın olamayacağını ama eğer isterse bizimle beraber işbirliği içinde olan kadın destek kurumlarına yönlendirip uzman psikologlarla sohbet edebilecek koşulları sağlayabileceğimizi söyledim.Bunu söylememle beraber kadın bağırmaya başladı""" tanrımmmm dedi.Avukat hanıma da bana yardımcı olmaması için büyü yapmışlar;Evet şuan hissedebiliyorum.Nedir günahım benim.Ne olur avukat hanım bari sen büyünün etkisinde kalma bana yardım et dedi"
Hayatımda bu kadar ürperdiğimi hatırlamıyorum.Hemen odanın kapısını açtım ve kendimi salona attım.Kadın da geldi ve yüksek sesle konuşmaya devam etti.Bundan sonrasında kadını büyük zorlukla ikna edip incitmemeye çalışarak merkezden uzaklaştırdık.Ancak daha sonraki zamanlarda da bu kadıncağız peyderpey aralıklarla merkezimizi aynı sorunla ilgili olarak ziyaret etmeye devam etti
Old 17-04-2008, 10:14   #51
av.semire nergiz

 
Varsayılan

Askeri mahkemede zimmetine para geçirmek suçundan hakkında dava açılan bir şahısla kendisini avukat olarak temsil etmek üzere anlaştık.
İddianamenin tebliğiyle beraber kendisini çağırıp iddianame üzerinde konuştuk.İddianmedeki iddaları bir bir söyledim o da dinledi.Sonra "iddianame öyle diyor da hele bir söylesin nasıl yapmışım bunları diye" ve devamında "He avukat hanım nasıl yapmışım bunları sence " sorusunu defalarca sordu bana.Ben de nasıl yaptığını bilmiyorum ben sadece dava dosyasını biliyorum dedim.Ne yaptımsa ilk duruşma tarihine kadar kendisiyle sağlıklı bir diyalog kurup sağlıklı bir savunma stratejisi gerçekleştiremedim.Ancak dava sürecinde onu anlayabileceğimi umud ederek duruşmaya kadar sabrettim.
Tensip duruşmasında dosyadaki diğer tüm sanıklar bir nizam içinde sorgularını tamamladılar ve iddianamedeki iddialara tek tek cevap verdiler.Ve nihayetinde sıra bize geldi.Mahkeme başkanı İddianmeyi okudu, iddiaları sıraladı ve bizimkine "ne diyorsun diye soruldu? Bekledi bekledi cevap vermedi .Başkan tekrar sordu "ne diyorsun beyanın nedir dedi? Bizimkisi "nediyeyim bana nasıl yaptığımı söylemediniz,hele bir söyleyin bütün bunları nasıl yapmışım,he nasıl yapmışım söyleyin bakalım" şeklinde bildik cevabını verdi. Mahkeme başkanı büyük bir sabırla iddianmeyi tekrarladı.Bizimkisi yine "hele bir söyleyin nasıl yapmışım" sorusundan başka birşey demedi.Bunun üzerine başkan dayanamayarak "Ben değil sen söyliyeceksin nasıl yaptığını sen" dedi.......bunun üzerine bizimkisini "tamam ama ben de size diyorum nasıl yapmışmışım diye"
Başkan sağ üyeye döndü,sol üyeye döndü ,bize baktı ve ya havle çekip duruşmaya ara verdi.
Ben de daha sonra "avukat hanım hele söyle nasıl yapmışım" sorusuna cevap bulamadığım için adamın davasından istifa ettim.Böylece hem sorudan hem adamdan kurtuldum.
Old 16-05-2008, 08:49   #52
Av.EErdem

 
Varsayılan

Geçenlerde bir arkadaşım beni aradı ve yakınlarından birinin şu anda cezaevinde olduğunu ve bu ceza davasında kendisini savunmamı istedi. Başıma gelenler pişmiş tavuğun başına gelmiyor diye düşünüp işimi sağlam kazığa bağlamaya karar verdim ve arkadaşıma kendisinin anlatımlarıyla bu davaya girmeye söz veremeyeceğimi, önce sanıkla görüşmem gerektiğini söyleyip dosyanın fotokopisini alarak sanıkla görüşmeye gittim. Sanık; hazırlığın her aşamasında, Emniyette, Savcılıkta, akabinde Sorgu Hakiminin önünde, sonrasında görevsizlikle dosyayı Ağır Ceza Mahkemesine gönderen Asliye Ceza Mahkemesinde birbiriyle örtüşmeyen fark farklı ifadeler vermiş olduğundan olayı anlatmasını istedim. Bana; olayı boşverelim, siz bundan önceki bütün ifadelerimi geçersiz kılın yeter dedi. Nasıl yani diye sordum, gülerek ''minareyi çalan kılıfını hazırlar '' dedi. Minareyi çaldığınıza göre kılıfı da sizde olmalı dediğimde ise sinir bozucu bir tavırla '' ben sadece adam bıçakladım, minareyi siz çalacaksınız'' cevabını verdi. Bunun üzerine kendisine; avukatların savunulacak hususları savunduklarını, suçlularla işbirliği yapmadıklarını söyleyerek geri döndüm ve arkadaşıma bu davaya girmeyeceğimi kesin bir dille söyledim. Ukalaca ve hadsiz bir şekilde böyle bir şeyin talep edilmiş olması ise bir an önce avukatlık mesleğine hak ettiği saygınlığı ve güveni kazandırmanın aciliyetini gösterdi bana.
Old 23-05-2008, 10:44   #53
Av.EErdem

 
Varsayılan

Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki bir duruşmada vekili olduğum müdahil bayan mahkeme heyetinden , ısrarla eşi olan sanığın duruşma salonuna kelepçeli olarak getirilmesini ve duruşma süresince kelepçesinin çıkartılmamasını talep etmemi istedi. Ben, bir sürü Jandarma eşliğinde salona getirilen sanığın kendisine bir şey yapamayacağını söylediğimde ise, eşinin kendisine saldırmasından korkmadığını, sadece eşini o halde görmenin kendisini ömür boyu mutlu edecek bir olay olduğunu, kendisini bu zevkten mahrum etmememi bir sürü '' lütfen'' eşliğinde yineledi durdu.
Old 27-05-2008, 09:18   #54
Av.FGY

 
Varsayılan

Daha yeni avukatım...bundan bir kaç ay öncesinde bir dava geldi dosyayı inceledim sonuna gelinmiş ve kaybedilme ihtimali oldukça yüksek... İlla müvekkiliniz olacağız diyorlar. iyi peki dendi girelim ozaman belli bir miktar söyledim beğenmediler..duruşma başına 50YTL.ye girsem olmazmıymış zaten tek bir celse kalmış sonunda dosya en sonunda sinirlendim kovaladım bürodan dışarı.. aradan on gün geçti ee av. hanım biz düşündük taşındık size 75YTL ödeyelim dedik sizde giriverin. yaa almıyorum dosyayı bu seferde bakın siz yeni avukatsınız bize mecbursunuz.. işi dava vekillerine mi kaptırmak istiyorsunuz dediler.. gidin verin kime verecekseniz umrumda değil.. yok biz sizin girmenizi istiyoruz dediler.. gene kapandı derken bu seferde anneleri geldi.. ben ne biçim avukatmışım onun çocuklarına nasıl olurda böyle davranırmışım

neyseki şuan o aileden kurtuldum.. en azından şimdilik...
Old 28-05-2008, 21:16   #55
müh2005

 
Varsayılan

benim de başıma gelen ilginç bir olayı aktarayım.bir bayan telefon yoluyla hukuki bilgi almak istediğini ve zor durumda olduğunu söylerek söze girdi ve devam etti:kocamla aramda problem var memleketime gidecegımı akrabalarımı ziyaret edecegımı söyledim.''bu kapıdan çık da bak bakalım bir daha girebiliyrmusun'' dedi.boşanacağını söylüyor.ama ben boşanmak istemiyorum.markete ekmek almaya bile gidemiyorum kapıdan çıkarsam kapıyı açmaz diye. acaba ben evden çıkmadan siz bana kocama gösterebileceğim bir kapı açma kararı getirebilir misiniz.eve girip çıkarken o kararı göstereyim ben kocama.

ne cevap vereceğimi bilemedim.
Old 28-05-2008, 23:20   #56
Akheront

 
Varsayılan

Arkadaşlar madem hepiniz müvekillere yükleniyorsunuz ben de size trajikomik bir hikayemi aktarayım. Lütfen dikkat! Az sonra bana yöneltilecek soru benimle aynı işhanında çalışan genç bir meslektaşım. Olay şu şekilde gerçekleşti:
Öğle yemeği saati yaklaşmışken zırrrrrrrrrrrrr diye bir telefon geldi.
Sekreter:
- Avukat bey! falan kişi...
Ben:
- Bağla! (tabi arayan arkadaş Avukat olunca öğle yemeği için beni yemeğe davet edeceğini düşündüm. Zira genelde böyle olurdu)
Yine ben:
- Aloooow
Arkadaş:
- Abi ya müvekkil yan tarafta, size acilen bir soru sorabilir miyim?
Ben:
- Estağfrullah. Rica ederim buyurun.
Arkadaş:
- Abi müvekkilem olan yaşlı teyze, oğlunu evlatlıktan reddetmek istiyor. Katibi göndersem bana bir dilekçe örneği gönderir misiniz?
Ben:
-
Arkadaş:
- Abi orda mısınız?
Old 30-05-2008, 17:03   #57
ESRA ÖZGEN

 
Varsayılan

Dün hacze gittim, şirket yetkilisi o sırada yoktu, şirket elemanlarından biri yetkiliyi aradı ve telefonu bana uzattı, konuştuğum borçlu bana;- abla 1,2 saat işim var, şimdi git 2 saat sonra gel dedi. Olur dedim sen beni müsahit olunca ararsın
Old 14-06-2008, 15:08   #59
heidi

 
Varsayılan

Bir süreliğine beraber çalıştığım avukat bey anlatırdı.. Çok çileden çıkarıcı ama bir o kadar da komik sorulara muhatap kalmış Kocasına boşanma davası açmaya hazırlanan bir müvekkili avukat beyi gecenin kör vaktinde aramış ve sormuş: "Avukatım avukatım, şimdi kocam geldi, yatağa yattı, ben ne yapmalıyım?" Avukat bey sakin olmaya çalışarak cevap vermiş: "Hiçbir şey yapma, şşşttt, sessiz ol ve sen de yanına yat uyu" Yine takıntılı, her akrabasıyla, her komşusuyla davası olan başka bir müvekkili (ben de tanıyorum) avukat beyi aramış ve nefes nefese o skandal sorusunu sormuş: "avukat bey, hani davalık olduğum alt komşum var ya, onun balkonuna bir tane çamaşır mandalımı düşürdüm, şimdi ben ne yapayım?" )
Old 14-06-2008, 22:56   #60
seyitsonmez

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Neslihan
Bence eksi değildir. Herşeyi bilmemiz gerekmiyor. Bilgimizin sınırlı olması da bizi yetersiz avukat haline getirmez kanaatindeyim. Gerekirse okur, araştırır buluruz. Burada belki konuyla ilgili değil ama bir tespiti de yapmadan geçemeyeceğim. Normal yani psikolojik açıdan bir rahatsızlığı olmayan insanların beyinlerinde filtreleme olarak nitelenen bir merkez vardır. Normal insan kendisine gerekli olmayan, fayda getirmeyecek,onu ilgilendirmeyen bilgiyi belleğine almaz, onu es geçer. Ancak şizofren gibi bazı psikiyatrik hastalarda, dışarıdan gelen uyarıcılara çok fazla açık hastada, bu filtreleme işlevi çalışmaz ve hasta kendisini ilgilendirsin, ilgilendirmesin her türlü veriyi belleğine alırmış. E sonuç ortada, alın size bir klinik vaka. Ben ruh ve beden sağlığımı korumak için herşeyi bilmeye hayır diyorum.

Sevgili meslektaşım sanırım tespitinize göre ben şizofrenim
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Garip bir kamulaştırma sorusu Av.Suat Ergin Meslektaşların Soruları 9 14-08-2006 03:52
garip ama gerçek murat can Hukuk Sohbetleri 0 27-04-2006 00:41
Garip Bir Durum! kemal Hukuk Soruları Arşivi 2 14-10-2004 14:30
Milli Eğitim Bakanlığı Bir Garip fortuneteller Hukuk Soruları Arşivi 1 14-06-2004 17:57


THS Sunucusu bu sayfayı 0,09837699 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.