Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

menfi tespit

Yanıt
Old 07-03-2012, 13:50   #1
Ali Osman Toprak

 
Varsayılan menfi tespit

A, 1990 senedinde dava dışı B ye boş teminat senedi veriyor. ancak böyle bir ibare tok. B 2008 yılında vefat ediyor. C, B nin eşinden senedi zorla alıyor ve alacaklı kısnına kendi adını yazarak ve diğer kısımları da doldurarak D ye ciro ediyor ve D senedi icra takibine konu koyuyor. yapılan suç duyurusu neticesi C hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan dolayı ceza veriliyor.(imzaya itiraz yok) ceza kesinleşiyor. sorum: C hakkında resmi belgede sahteclikikten dolayı ceza verildiğine göre D aleyhine menfi tespit davası kazanılır mı. bu sahtecilik iddiası iyi niyetli 3. kişiye ileri sürülebilir mi?(D nin kötüniyeti ispat edilemiyor)
Old 07-03-2012, 15:47   #2
İlhan_ERDEN

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Ali Osman Toprak
A, 1990 senedinde dava dışı B ye boş teminat senedi veriyor. ancak böyle bir ibare tok. B 2008 yılında vefat ediyor. C, B nin eşinden senedi zorla alıyor ve alacaklı kısnına kendi adını yazarak ve diğer kısımları da doldurarak D ye ciro ediyor ve D senedi icra takibine konu koyuyor. yapılan suç duyurusu neticesi C hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan dolayı ceza veriliyor.(imzaya itiraz yok) ceza kesinleşiyor. sorum: C hakkında resmi belgede sahteclikikten dolayı ceza verildiğine göre D aleyhine menfi tespit davası kazanılır mı. bu sahtecilik iddiası iyi niyetli 3. kişiye ileri sürülebilir mi?(D nin kötüniyeti ispat edilemiyor)

Yargıtay 19. H.D. 2008/5916 E. 2009/1039 K. 12.02.2009 Tarih

...

Davalı vekili, müvekkilinin dava konusu çeki ciro yolu ile aldığını ve iyiniyetli meşru hamil sıfatı ile çeki elinde bulundurduğunu, zaten davacının da müvekkilinin kötüniyetli olarak çeki ele geçirdiğine ilişkin bir iddiası bulunmadığını, dava konusu çekin de içinde bulunduğu çek koçanındaki diğer bazı çeklerin davacının çek hesabından ödendiğini, davacının çek bedelini ödemekten kaçındığını öne sürerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.

Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davacının dava konusu çekin rızası dışında elinden çıktığını ve davalının senedi kötüniyetli olarak elinde bulundurduğunu iddia ettiğini, TTK.nun 704. maddesi uyarınca davalının kötüniyetli veya ağır kusurlu olması halinde çeki iade etme yükümlülüğü altında bulunduğu, davacının bu hususu ispat edemediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.

Davacı vekili, dava konusu çek yaprağının müvekkilinin rızası dışında elinden çıktığını ve üzerindeki yazı ve imzanın da müvekkilinin eli ürünü olmadığını iddia etmiştir. Ç. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin ...sayılı çek iptali davasında alınan 01 Kasım 2000 tarihli Adli Tıp Raporu’nda dava konusu çekteki imzanın keşideci davacı S. O. ait olmadığı belirlenmiştir. Sahtecilik herkese karşı ileri sürülebilen mutlak def’ilerdendir. Hal böyle olunca mahkemece bu yönler üzerinde durulup, gerektiğinde imza incelemesi yönünden yeni bir bilirkişi incelemesi yaptırılıp, tüm deliller birlikte değerlendirilerek uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir.
...
Old 07-03-2012, 16:06   #3
Ali Osman Toprak

 
Varsayılan

öncelikle cevabınız için tşk ederim. sahtecilik iddiaısnın 3. kişilere de ileri süreleceği doğru. ancak bizim olay da imza sahte değil. ancak imza dışındaki diğer unsurlar sahte ve kesinleşmiş ceza mahkemesi kararı ile bu husus ispat edildi. diğer hususlardan kastım senedin 20 yıl önce verildiği ve sanık tarafından ele geçirilerek gerçeğe aykırı olarak doldurulduğudur.
Old 07-03-2012, 16:19   #4
İlhan_ERDEN

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Ali Osman Toprak
öncelikle cevabınız için tşk ederim. sahtecilik iddiaısnın 3. kişilere de ileri süreleceği doğru. ancak bizim olay da imza sahte değil. ancak imza dışındaki diğer unsurlar sahte ve kesinleşmiş ceza mahkemesi kararı ile bu husus ispat edildi. diğer hususlardan kastım senedin 20 yıl önce verildiği ve sanık tarafından ele geçirilerek gerçeğe aykırı olarak doldurulduğudur.

İmza sahte olmasa da belgede sahtecilik olduğu kesinleşen ceza mahkemesi kararıyla sabit olduğundan, bu tür sahteciliğin de herkese karşı ileri sürülebileceğini, ayrıca ceza mahkemesi kararı olmasa bile, bu tür bir iddianın her türlü delille ispat edilebileceğini, sanık tarafından haksız fiille ele geçirillen bu senet sebebiyle borçlu olunmadığına ilişkin menfi tespit davasının kabul göreceğini düşünüyorum.

Yargıtay H.G.K. 2003/13-659 E. 2003/629 K. 05.11.2003 Tarih
...
Buna karşılık, davalı J. vekilinin hem asıl ve hem de birleştirilen davadaki iddia ve savunmaları, dayanak belgenin, resmi dairelere verilecek dilekçelerde kullanılmak üzere, davacı dışındaki şirket elemanlarına verilmiş olan imzalı boş kağıtların, davacı tarafından rıza dışı olarak ele geçirilmesi suretiyle oluşturulduğu yönündedir. Böylece, yerel mahkemenin kabulünün tersine, davalı taraf, imzalı boş kağıdın anlaşmaya uygun şekilde sonradan doldurmak üzere davacıya verildiğini değil, başka elemanlara farklı bir amaç için verilen bu nitelikteki bir kağıdın, davacı tarafından yasaya aykırı şekilde ele geçirildiğini ileri sürmüştür.
Bu iddia, açıkça bir haksız fiil iddiasıdır ve bu nedenle de, yerel mahkemenin kabulünün tersine, yukarıda değinilen içtihadı Birleştirme Kararının ilişkin bulunduğu hukuksal durumla ilgisi yoktur; dolayısıyla her türlü delille kanıtlanması olanaklıdır. Öğreti de aynı yöndedir. (Prof. Dr. Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, 6.Baskı, Cilt: 2, sh: 2202).
...
Hal böyle olunca, gerek davacı Nazım vekilinin, dayanak belgenin ne şekilde (taraflarca birlikte mi, yoksa imzalı boş kağıt sonradan davacı tarafından doldurulmak suretiyle mi) düzenlendiği konusunda dava dilekçesinde ve duruşmada çelişkili açıklamalarda bulunmuş olması ve gerekse davalı Jale vekilinin her iki davada ileri sürdüğü haksız fiil iddiasının, yöntemince dinlenen tanıkların sözleriyle kanıtlanmış ve ayrıca, metnin imzalı boş kağıda sonradan yazıldığının bilirkişi raporlarıyla belirlenmiş bulunması karşısında; alacak iddiasının dayanağını oluşturan 1.12.1997 tarihli "Ödünç Para Akdi" başlıklı, el yazısıyla düzenlenmiş belgeye itibar edilmesine; bu belgeye dayalı olarak davacının davalıdan alacaklı olduğunun kabulüne hukuken olanak yoktur.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Menfi Tespit... savunma Meslektaşların Soruları 1 30-11-2010 21:25
Menfi Tespit jusmers Meslektaşların Soruları 2 25-11-2010 01:00
Menfi tespit Av.M_K Meslektaşların Soruları 0 15-02-2010 17:23
Menfi Tespit Davasının İstirdat Davasına Dönüşme(me)si- Tespit İlamının İnfazı halit pamuk Meslektaşların Soruları 9 14-10-2007 16:08


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06467295 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.