Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Hukuk Sohbetleri Hukuki yorumlar, görüşler ve tartışmalar.. Soru niteliği taşımayan her türlü hukuki sohbet için.

Anket Sonucu: Yargının Hızlandırılması Kanun Tasarısındaki Değişiklikleri
Destekliyorum 178 64,26%
Desteklemiyorum 83 29,96%
Kararsız 16 5,78%
Oy Verenler: 277. Bu ankette oy kullanamazsınız. (Anket no : 306)

YARGININ HIZLANDIRILMASI VE İŞ YÜKÜNÜN AZALTILMASI AMACIYLA HAZIRLANAN KANUN TASARISININ GETİRDİKLERİ ve Avukatlar Aleyhine Düzenlemeler

Yanıt
Old 02-03-2011, 16:12   #1
sarissa

 
Varsayılan YARGININ HIZLANDIRILMASI VE İŞ YÜKÜNÜN AZALTILMASI AMACIYLA HAZIRLANAN KANUN TASARISININ GETİRDİKLERİ ve Avukatlar Aleyhine Düzenlemeler

"YARGININ HIZLANDIRILMASI VE İŞ YÜKÜNÜN AZALTILMASI AMACIYLA HAZIRLANANKANUN TASARISININ GETİRDİKLERİ" tasarı kanununda ve sonrasında yapılacak bazı kanunlardaki değişiklikler yargının iş yükünü azaltma adı altında avukatları işlerinden etmekte, var olan çıkmazı iyice büyüteceğe benzemektedir.



Mesela İcra ve İflâs Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısında şu madde de aynı niteliktedir.
"MADDE 10-


Tasarının 10. maddesiyle, takip talebinin elektronik ortamda da yapılabilmesine imkân sağlanmıştır. Böylelikle UYAP’ı kullanan avukatlar bürosundan icra takip talebinde bulunabilecektir. Ayrıca maddede yapılan değişiklikle, kambiyo senetlerine mahsus takip yolu hariç ilamsız takiplerde alacak miktarının dörtyüz Türk Lirasının altında olduğu hallerde borçluya meşruhatlı bildirimde bulunmak zorunluluğu getirilerek, küçük miktarlı alacakların icra takibine konulduğunda vekâlet ücreti ile diğer icra masraflarının asıl alacağın miktarını geçmesinin önlenmesi ve icra müdürlüklerinin küçük alacaklardan kaynaklanan iş sayılarındaki artışlarının önüne geçilmesi amaçlanmıştır. Bu düzenleme ile küçük miktarlı alacaklardan borçlunun haberdar olması sağlanarak borçların icra müdürlüğüne gelmeden önce tahsilinin arttırılması, böylece hem icra müdürlüklerinin iş yükünün azaltılması hem de borçlunun küçük meblağlı borçlar nedeniyle hakkında yapılan takipler nedeniyle icra masraf ve vekâlet ücreti ödenmesi nedeniyle maruz kaldığı mağduriyetin giderilmesi amaçlanmıştır."



Bu konuda kimse birşey yapmayacak mı? Yapılanları hep beraber izleyecek miyiz? Neden diğer meslek grupları gibi toplu hareket edemiyoruz.
TBB nin görevi nedir? Birileri ön ayak olsa, hem TBB ye hem de bakanlığa öneri verilse nasıl olur?
Old 06-03-2011, 00:33   #2
Av.Ömer Güntay

 
Varsayılan Tasarı hakkında...

Tasarı ile 1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu'nun 63. maddesinin birinci fıkrasının (A) bendi değiştirildi. Buna göre, daha önce ''Kabul edilecek bir özrü olmadan barışta bakayalarla yoklama kaçağı veya saklılardan yaşıtlarının veya birlikte işleme bağlı arkadaşlarının ilk kafilesi yollanmış bulunanların ve ihtiyat erattan çağrılıp da özürsüz yaşıtlarının yollanmalarından başlayarak 7 gün içinde gelenler 1 aya kadar, yakalananlar 3 aya kadar, 7 günden sonra 3 ay içinde gelenler 3 aydan 1 yıla kadar, yakalananlar 4 aydan 1 buçuk yıla kadar, 3 aydan sonra gelenler 4 aydan 2 yıla kadar hapis, 3 aydan sonra yakalananlar 6 aydan 3 yıla kadar hapis'' cezasıyla cezalandırılıyordu.
Değişiklikle bu kişilerden 7 gün içinde gelenlerin 250, yakalananların 500, 7 günden sonra 3 ay içinde gelenlerin bin, yakalananların 2 bin, üç aydan sonra gelenlerin 2 bin 500 bin, 3 aydan sonra yakalananların 5 bin lira idari para cezası ile cezalandırılması öngörülüyor. Bu fıkra hükümlerine göre idari para cezası, ilgilinin nüfus kaydı itibariyle bağlı olduğu askerlik şubesi başkanlığınca verilecek.
Tasarıyla, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun ''Tahkikat'' olan 353. maddesi başlığı ''İtiraz'' şeklinde değiştirildi ve maddeye ''İcra mahkemesinin verdiği tazyik ve disiplin hapsine ilişkin kararlara karşı, tefhim veya tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde, kararı veren icra mahkemesine itiraz edilebilir. Kararına itiraz edilen mahkeme, itirazı yerinde görürse kararını düzeltir, itirazı yerinde görmezse en çok 3 gün içinde dosyayı, itirazı incelemesi için o yerde icra mahkemesinin birden fazla dairesinin bulunması halinde, numara olarak kendisini izleyen daireye, son numaralı daire için birinci daireye, o yerde icra mahkemesinin tek dairesi bulunması halinde asliye ceza mahkemesine, icra mahkemesi hakimi ile asliye ceza mahkemesi hakiminin aynı hakim olması halinde ise en yakın asliye ceza mahkemesine gönderir. İtiraz incelemesi neticesinde verilen karar kesindir'' hükmü eklendi.
İcra ve İflas Kanunu'nun ''Davanın ve Cezanın Düşmesi'' başlıklı 354. maddesinin başlığı ''Davanın ve Cezanın Düşmesi ile Ceza Verilemeyecek Haller'' olarak değiştirildi ve ''Nafaka alacaklarına ilişkin takipler hariç olmak üzere, toplam alacak miktarı Asgari Ücret Tespit Komisyonu tarafından 16 yaşından büyükler için her yıl belirlenen brüt asgari ücret tutarının altında kalan takiplerde bu Kanunda öngörülen disiplin ve tazyik (ödemeye zorlayan) hapsi uygulanmaz'' hükmü eklendi.

-PASAPORT KANUNU'NDAKİ HAPİS CEZALARI KALKTI-

Tasarıyla 5682 sayılı Pasaport Kanunu'nun ''Cezai Hükümleri'' içeren 33. maddesi değiştirildi.
Buna göre, ''Türkiye Cumhuriyeti sınırlarını pasaportsuz veya pasaport yerine kaim olacak bir vesikaya hamil olmaksızın terk eden veya buna teşebbüs edenlere'' daha önce 500 liraya kadar hafif para veya 3 aya kadar hafif hapis cezası veriliyor veya her iki cezaya birlikte karar veriliyordu. Değişiklikle bu kişilere yalnızca bin liradan 3 bin liraya kadar idari para cezası verilecek.
Pasaport Kanunu'nun 34. maddesindeki, ''Türkiye Cumhuriyeti sınırlarından her nasılsa pasaportsuz olarak girebilmiş vatandaşlar ve yabancılara, 250 liradan bin 250 liraya kadar adli para veya 1 aydan 6 aya kadar hapis cezası veye her ikisi cezanın verilmesi'' hükmü de değiştirildi. Tasarıya göre, bu kişilere yalnızca bin liradan 3 bin liraya kadar idari para cezası verilecek.
''Bakanlar Kurulunca tayin olunan mahallerden başka yerlerden Türkiye'ye giren veya Türkiye'den çıkanların usulüne uygun pasaport veya vesika taşısalar bile 125 liradan 250 liraya kadar hafif para veya 1 aydan 6 aya kadar hafif hapis cezası veya her ikisiyle cezalandırılmasını'' öngören Pasaport Kanunu'nun 35. maddesi de değişti. Buna göre bu kişilere de yalnızca 300 lira idari para cezası verilecek.
Pasaport Kanunu'nda yazılı cezaların sulh ceza mahkemelerince verileceğine ilişkin 38. maddesi de ''Bu Kanun hükümlerine göre idari para cezasına karar vermeye, ilgili kolluk birimi amiri yetkilidir'' olarak değiştirildi.

-YÜKSEKÖĞRETİM KANUNU'NDA DEĞİŞİKLİK-

Tasarıya göre Yükseköğretim Kanunu'nun ''Genel esaslar'' başlıklı 53. maddesi de şöyle değiştirildi:
''Yükseköğretim Kurulu ve Yükseköğretim Denetleme Kurulu Başkan ve üyeleri hakkında Danıştayın ilgili dairesinde verilen soruşturma izni verilmesi kararına itiraz ile soruşturma izni verilmemesine ilişkin kararların kendiliğinden incelenmesi Danıştayın İdari İşler Kuruluna aittir. Diğer kurullarca verilen soruşturma izni verilmesi kararına ilgililerce yapılacak itiraz ile soruşturma izni verilmemesine ilişkin kararları kendiliğinden Danıştayın ilgili dairesince, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa tabi memurlar hakkında verilen soruşturma izni verilmesi kararına ilgililerce yapılacak itiraz ile soruşturma izni verilmemesine ilişkin kararları kendiliğinden kararı veren il idare kurulunun idarî yargı yönünden bağlı olduğu bölge idare mahkemesince incelenerek karara bağlanır. Soruşturma izni verilmesine ilişkin kararların kesinleşmesi halinde, Yükseköğretim Kurulu ve Yükseköğretim Denetleme Kurulu Başkan ve üyelerinin yargılanması Yargıtay ilgili ceza dairesine, temyiz incelemesi Ceza Genel Kuruluna, diğer görevlilerin yargılanmaları suçun işlendiği yer adliye mahkemelerine aittir.''
Danıştay Kanunu'nun Danıştayın görevlerini belirleyen maddesindeki, Danıştayın, ''Bakanlıkların düzenleyici işlemleri ile kamu kuruluşları veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarınca çıkarılan ve ülke çapında uygulanacak düzenleyici işlemlere'' karşı açılacak davaları karara bağlayacağı şeklindeki hüküm, Danıştayın ''ülke genelinde uygulanacak düzenleyici işlemlere'' karşı açılacak davaları karara bağlayacağı şeklinde değiştirilecek.
Tasarıya göre, bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce ilk derece mahkemesi olarak Danıştayda açılmış bulunan ve bu Kanunla idare ve vergi mahkemeleri görevleri kapsamına alınan davalar, Danıştayda bakılarak sonuçlandırılacak.
Tasarıyla İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun ''Kararlara karşı başvuru yolları'' başlıklı 45. maddesinin (1) numaralı fıkrası değiştirildi.
Buna göre, idare ve vergi mahkemelerinin, ''İlk ve orta öğretim öğrencilerinin kayıt, nakil, ilişik kesme, disiplin ve sınıf geçmeleri ile notlarının tespitine ilişkin işlemlerden, yükseköğretim öğrencilerinin kayıt, nakil, öğrencilikle ilişiğinin kesilmesi sonucunu doğuranlar dışında kalan disiplin cezaları, sınıf geçme ve notlarının tespitine ilişkin işlemlerden, kamu görevlileri hakkında tesis edilen geçici görevlendirme, vekaleten atama, ikinci görev, görevden uzaklaştırma, yolluk, lojman, izin ve il içi naklen atama işlemlerinden, kamu görevlilerinin, görevle ilişiğinin kesilmesi sonucunu doğuranlar dışında kalan disiplin cezalarından, Taşınmaz Mal Zilyedliğine Yapılan Tecavüzlerin Önlenmesi Hakkında Kanun'un uygulanmasından, Vakıflar Kanunu'nda düzenlenen tahliye işlemlerinden, 65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında Kanun ile 3294 sayılı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Kanunu gereğince kamu kurum ve kuruluşları tarafından sosyal yardım amacıyla bağlanan aylık ve yapılan sosyal yardımlarla ilgili uygulamalardan, asker ailesine yardım ile ilgili işlemler hakkında açılacak davalardan, Devlet İhale Kanunu'nun 75, Belediye Kanunu'nun 15 ve İl Özel İdaresi Kanunu'nun 7. maddesinin uygulanmasından, Çiftçi Mallarının Korunması Hakkında Kanun'un ve Su Ürünleri Kanunu'nun uygulanmasından, Karayolları Trafik Kanunu uyarınca valiliklerce, kaymakamlıklarca ve belediyelerce tesis edilecek işlemlerden, 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile 5393 sayılı Belediye Kanunundan kaynaklanan, ulaşım ve toplu taşımaya ilişkin işlerden, İmar Kanunu ve diğer kanunlar uyarınca tesis edilen mühürleme, durdurma, yıkım kararları ile bunlara ilişkin olarak verilen para cezaları ve bu cezaların tahsili amacıyla tesis edilen işlemlerden, Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısıyla Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanun'dan, tek hakim tarafından karara bağlanan vergi ve diğer kamu alacaklarının asıllarına bağlı ceza, faiz, gecikme faizi ve Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un bunlar hakkında uygulanmasından, konusu 50 bin lirayı aşmayan idari işlemler ile bu miktarı aşmayan tazminat istemlerinden kaynaklanan uyuşmazlıklarla ilgili olarak verdikleri nihai kararlar ile tek hakimle verilen nihai kararlara'', başka kanunlarda aksine hüküm bulunsa dahi, mahkemelerin bulunduğu yargı çevresindeki bölge idare mahkemesine itiraz edilebilecek.

-TERK EDEN EŞİN ÇAĞRILMASI-

Tasarı ile Türk Medeni Kanunu'nun boşanma sebepleri arasında sayılan ''Terk'' maddesinde değişiklik yapıldı.
Buna göre, daha önce eşlerden birinin evi terk etmesi halinde davaya hakkı olan eşin istemi üzerine hakim, yapacağı ihtarda terk eden eşe iki ay içinde ortak konuta dönmesi gerektiği ve dönmemesi halinde doğacak sonuçlar hakkında uyarıda bulunuyordu. Tasarı yasalaşırsa bu uyarıyı artık noterler de yapabilecek.
Hakimler ve Savcılar Kanunu'nda yapılan değişiklikle de ''Birinci sınıf hakim ve savcıların çalışmalarının değerlendirilmesinde'', birinci sınıf hakim ve savcıların başarılı olup olmadıkları değerlendirilirken de ''kanun yolu incelemesinden geçen işleri'' de dikkate alınacak.
Türk Ceza Kanunu'nun ''Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alma, kabul etme veya bulundurma'' hükmünü içeren 191. madde de yapılan değişiklikle de kullanmak için uyuşturucu madde ve uyarıcı madde satın alan, kabul eden veya bulunduran kişiler hakkında hapis cezasının yanında denetimli serbestlik tedbiri de uygulanacak. Uyuşturucu ve uyarıcı madde kullanan kişi hakkında tedaviye de hükmolunacak.
Denetimli serbestlik tedbirinin süresi 1 yıl olarak belirlenirken, kişi hakkında tedaviye de hükmolunmuş ise denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına tedavi ile başlayacak ve tedavi sona erdiği tarihten itibaren 1 yıl süre ile devam edilecek.
Tasarıyla Ceza Muhakemesi Kanunu'nun ''Cumhuriyet Savcısının görev ve yetkileri'' başlıklı maddesine, ''Yetkisizlik kararı ile gelen bir soruşturma dosyasını ele alan cumhuriyet savcısı, kendisinin de yetkisiz olduğu kanaatine varırsa yetkisizlik kararı verir ve yetkili savcının belirlenmesi için soruşturma dosyasını yargı çevresinde görev yaptığı ağır ceza mahkemesine, en yakın ağır ceza mahkemesine gönderir. Bu konuda ağır ceza mahkemesi başkanı veya görevlendireceği üye tarafından verilen karar kesindir'' hükmü eklendi.
Tasarıya göre, Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 173. maddesinde yapılan değişiklikle, cumhuriyet savcısının kararlarına karşı ağır ceza mahkemesi başkanına değil, ağır ceza mahkemesine itirazda bulunulabilecek. İtiraz mahkeme başkanı veya görevlendireceği üye tarafından karara bağlanacak.
Tasarıyla Ceza Muhakemesi Kanunu'nun ''İstinaf'' başlıklı 272. maddesinde yapılan değişikle daha önce 2 bin lira dahil adli para cezasına mahkumiyet hükümlerine karşı istinaf yoluna başvurulmazken, hapis cezasından çevrilen adli para cezaları hariç olmak üzere bu miktar 2 bin liradan 3 bin liraya çıkarılacak.
Değişiklikle, 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'a ''Bölge adliye mahkemeleri faaliyete geçinceye kadar hapis cezasından çevrilen adli para cezaları hariç olmak üzere, sonuç olarak belirlenen 3 bin lira dahil adli para cezasına mahkumiyet hükümlerine karşı temyiz yoluna başvurulamaz'' şeklinde geçici madde eklendi. Aynı kanuna geçici bir maddeyle de ''1 Ocak 2016 tarihine kadar asliye ceza mahkemelerinde yapılan duruşmalarda cumhuriyet savcısı bulunmaz ve katılma hususunda cumhuriyet savcısının görüşü alınmaz. Cumhuriyet savcısı verilen hükümler ile tutuklamaya veya salıverilmeye ilişkin kararlara karşı kanun yoluna başvurabilir'' hükmü eklendi.
Kabahatler Kanununun 28. maddesinde yapılan değişiklikle ''Başvuru üzerine mahkemece yapılan ön inceleme sonucunda 2 bin lira dahil idari para cezalarına karşı başvuru üzerine verilen kararlar kesindir'' hükmü, 3 bin lira dahil idari para cezaları için uygulanacak.
Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'da yapılan değişiklikle de tehlikeli hükümlüler hariç olmak üzere hükümlünün talebi ve cumhuriyet başsavcısının onayı ile ana, baba, eş, kardeş ve çocuk cenazesine katılması için yol dışında 2 güne kadar izin verilebilecek.
Kabahate çevrilen suçlarla ilgili olarak 200 bine yakın dosyanın, noterlere verilen yetki ve İcra ve İflas Kanunu'ndaki değişiklik sebebiyle 1 milyon dosyanın, Harçlar Kanunu'nda yapılan değişiklik sebebiyle 300 bini aşkın dosyanın, ceza mahkemelerinin kararlarındaki kesinlik sınırı sebebiyle 80 bine yakın dosyanın, hakim ve savcılara not verilmesi uygulamasının kaldırılması sebebiyle Yargıtayın tüm iş yükünün yüzde 10'unu teşkil eden yaklaşık 80 bin dosyanın Yargıtay önüne, Danıştay Kanunu, İdari Yargılama Usulü Kanunu ve Yükseköğretim Kanunu'ndaki değişiklikler sebebiyle de yaklaşık 30 bin dosyanın Danıştay önüne gelişinin önleneceği öngörülüyor.
Tasarının, yaklaşık 1 milyon 690 bin dosya itibariyle, yargının hızlandırılması ve iş yükünün azaltılması amacına hizmet edeceği tahmin ediliyor.
Old 09-03-2011, 14:59   #3
AV.MEHMET ÖNDER

 
Varsayılan ben taraftarım

üstadım ben bizzat aynı anda açılan yüzlerce dosya gördüm alacak tutarları 1 ila 10 TL arasında değişen. bunu engelleyemediğimiz için (meslek grubu olarak) şimdi başımıza gelene bir diyeceğimiz olmamalı
Old 21-03-2011, 16:01   #4
Adalet Bakanı

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan sarissa
"YARGININ HIZLANDIRILMASI VE İŞ YÜKÜNÜN AZALTILMASI AMACIYLA HAZIRLANANKANUN TASARISININ GETİRDİKLERİ" tasarı kanununda ve sonrasında yapılacak bazı kanunlardaki değişiklikler yargının iş yükünü azaltma adı altında avukatları işlerinden etmekte, var olan çıkmazı iyice büyüteceğe benzemektedir.



Mesela İcra ve İflâs Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısında şu madde de aynı niteliktedir.
"MADDE 10-


Tasarının 10. maddesiyle, takip talebinin elektronik ortamda da yapılabilmesine imkân sağlanmıştır. Böylelikle UYAP’ı kullanan avukatlar bürosundan icra takip talebinde bulunabilecektir. Ayrıca maddede yapılan değişiklikle, kambiyo senetlerine mahsus takip yolu hariç ilamsız takiplerde alacak miktarının dörtyüz Türk Lirasının altında olduğu hallerde borçluya meşruhatlı bildirimde bulunmak zorunluluğu getirilerek, küçük miktarlı alacakların icra takibine konulduğunda vekâlet ücreti ile diğer icra masraflarının asıl alacağın miktarını geçmesinin önlenmesi ve icra müdürlüklerinin küçük alacaklardan kaynaklanan iş sayılarındaki artışlarının önüne geçilmesi amaçlanmıştır. Bu düzenleme ile küçük miktarlı alacaklardan borçlunun haberdar olması sağlanarak borçların icra müdürlüğüne gelmeden önce tahsilinin arttırılması, böylece hem icra müdürlüklerinin iş yükünün azaltılması hem de borçlunun küçük meblağlı borçlar nedeniyle hakkında yapılan takipler nedeniyle icra masraf ve vekâlet ücreti ödenmesi nedeniyle maruz kaldığı mağduriyetin giderilmesi amaçlanmıştır."



Bu konuda kimse birşey yapmayacak mı? Yapılanları hep beraber izleyecek miyiz? Neden diğer meslek grupları gibi toplu hareket edemiyoruz.
TBB nin görevi nedir? Birileri ön ayak olsa, hem TBB ye hem de bakanlığa öneri verilse nasıl olur?


bence gayet güzel ve yerinde bir uygulama. Belki miktarın 400,00 TL olarak sınırlanması tartışılabilir ancak özünde doğru bir uygulama. Keşke İcra Müdürlükleri tamamen özelleştirilse ve Noterlere benzer bir kurum meydana getirilse.
Old 24-03-2011, 22:13   #5
mehmetsahsimsek

 
Kitap İcra Daİrelerİnİn Durumu

yasanın yürülüğe girmesi durumunda İcra Dairelerinin % 60 iş yükünün azalacağı kanısındayım.Mevcut durumda özllikle iletişim sektöründe kaynaklanan ve alacaklılar yönünde ilk bakışta olumsuz görünen durum uzun vade olumlu duruma döneceği kanısındayım.Her şeyin isteğiniz gibi olması dileği ile.
Old 06-04-2011, 12:11   #6
Av.Ömer Güntay

 
Varsayılan

Yargıyı hızlandırmak amacıyla bazı kanunlarda değişiklik öngören tasarı TBMM Genel Kurulunda kabul edilerek, yasalaştı...

Kanuna göre, birçok fiil mahkemeye gitmeden para cezasının konusu olacak. Yurt dışına pasaportsuz çıkanlara ya da Türkiye'ye pasaportsuz girenlere, ormandan ağaç kesenlere yalnızca para cezası verilecek. Danıştay Başkanlık Kurulu kararlarına itiraz edilebilecek. Tutuklulara da yakınlarının cenazesine katılma izni verilecek. Bakaya sayılmama koşulları genişletiliyor.

DANIŞTAY BAŞKANLIK KURULU KARARLARINA İTİRAZ YOLU GELİYOR

"Yargı sürecinin hızlandırılması" amacıyla bazı kanunlarda değişiklik yapan tasarı, TBMM Genel Kurulunda kabul edilerek, yasalaştı. Kanuna göre, bakaya sayılmama koşulları genişletiliyor. Buna göre, istirahat gerektiren hastalığı bulunanlar, anne, baba, eş, kardeş veya çocuğunun hayati tehlikede olduğunu gösteren hastalığı olanlar, sevkten önce veya sonraki 15 gün içinde ikinci derece dahil kan veya kayın hısımlarından biri ölen, kendisi veya ikinci derece dahil kan ve kayın hısımlarından biri evlenen, sevkten önceki veya sonraki iki ay içinde çocuğu doğanlar bakaya sayılmayacak. Yoklama yapılacak süre, birlikte son yoklamaya tabi olan aynı doğumluların yurt genelindeki normal sevk yılı içindeki son celp ve sevk döneminin bitimine kadar uzatılıyor. Ancak bu imkanı kötüye kullananlara 100 TL para cezası uygulanacak. Bakaya sayılmama ile ilgili mazeretler, bu kişiler için de geçerli olacak. Buna rağmen zamanında yoklamasını yaptırmayan yükümlü, 250 TL ile 3 bin TL arasında para cezasına çarptırılacak. Bakaya suçu, ilk kez bakaya kalan yükümlüler yönünden kabahate dönüştürülerek, idari para cezası yaptırımına bağlanıyor.

Bu suçu işleyenler hakkında 250 TL ile 3 bin TL arasında değişen para cezalarına hükmedilecek. Bu suçu yeniden işleyenler ile bu eylemleri seferberlik ve savaş halinde işleyenler hakkında eylem niteliğine göre altı aydan üç yıla kadar değişen sürelerde hapis cezası uygulanacak. İcra mahkemesinin verdiği disiplin ve tazyik hapsine ilişkin itirazlar, ağır ceza mahkemeleri yerine icra mahkemelerine ya da asliye ceza mahkemelerine yapılacak. İcra ve İflas Kanunu'nda değişiklik yapılarak, nafaka borçları hariç, alacak miktarı, en yüksek asgari ücret tutarının altında kalan takiplerde, disiplin ve tazyik hapsi uygulanmayacak.

PASAPORT KANUNU'NDAKİ HAPİS CEZALARI KALKTI

Pasaport Kanunu'nda yapılan değişiklikle, yurt dışına pasaportsuz çıkan ya da Türkiye'ye pasaportsuz giren vatandaşlar ile yabancılara hapis cezası verilmeyecek; bin liradan 3 bin liraya kadar idari para cezası uygulanacak. Pasaportları olsa dahi Bakanlar Kurulunca belirlenen mahallerden başka yerlerden Türkiye'ye giren veya Türkiye'den çıkanlara da 500 lira idari para cezası uygulanacak. Para cezalarında, ilgili kolluk birim amiri yetkili olacak.

AĞAÇ KESENLERE PARA CEZASI

Orman Kanunu'nda yapılan değişikle ormanlardan ağaç kesenlere verilen hapis cezası kalkacak, yerine para cezası verilecek. Teklif, Harçlar Kanunu'nda da değişiklik getiriyor; birçok başvuru harç konusu yapılarak, yargılamayı uzatmaya yönelik yapılan başvurular önlenerek yargıdaki iş yükünün azaltılması amaçlanıyor. Buna göre, ceza mahkemesi kararlarına karşı yapılacak temyiz başvurusu da harca tabi olacak. Temyiz, istinaf ve itiraz harçları 20 lira ile 90 lira arasında değişecek. Noterler terk eden eşin ortak konuta davet edilmesi ve mirasçılık belgesi verilmesi işlemlerini yapabilecek. Bu işlemler harca tabi olacak.

DANIŞTAYA İLİŞKİN DÜZENLEMELER

Danıştay Başkanlık Kurulunun verdiği kararlara itiraz yolu getiriliyor. Danıştayın üye tam sayısının üçte birinin yedi gün içinde başvurması üzerine Başkanlık Kurulu kararlarına Danıştay Genel Kurulu nezdinde itiraz edilebilecek. Genel Kurul, Başkanlık Kurulu kararlarını aynen ya da değiştirerek onaylayabilecek. Danıştayın görevlerini yerine getirirken gelişen teknolojiden yararlanabilmesi için "Bilgi İşlem Merkezi Müdürlüğü" kurulacak. Bunun için Danıştaya 91, Yargıtayda ise 136 personel kadrosu ihdas edilecek. Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan kişi hakkında, tedaviye ve denetimli serbestlik tedbirine; kullanmayan ancak kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alan, kabul eden veya bulunduran kişi hakkında, denetimli serbestlik tedbirine karar verilebilecek. Bu karar, yargılamanın durdurulmasına ilişkin sonuçları doğuracak.

Cumhuriyet savcısı, yetkisizlik kararıyla gelen bir soruşturma dosyasında, yetkisizlik kanaati oluşması halinde yetkisizlik kararı verecek. Soruşturma dosyasını, yetkili savcılığın belirlenmesi için görev yaptığı ağır ceza mahkemesine en yakın ağır ceza mahkemesine gönderecek. Mahkemenin verdiği karar kesin olacak. İstinaf mahkemelerinin hapis cezasından çevrilen adli para cezaları hariç, bakacağı adli para cezasına mahkumiyet miktarı 2 bin liradan 3 bin liraya çıkarılıyor. Bu hüküm, istinaf mahkemeleri faaliyete geçinceye kadar geçerli olmayacak.

TUTUKLULARA DA CENAZEYE KATILMA İZNİ

Hükümlülerin ana, baba, eş, kardeş ve çocuk cenazesine katılmasına ilişkin madde yeniden düzenleniyor. Buna göre, hükümlü, mahkum olduğu cezaevinin bulunduğu yerleşim biriminin dışında da cenaze törenlerine katılabilecek. İzin süresi de yeniden belirleniyor; hükümlü, yol süresi hariç 2 gün izin kullanabilecek. Yasayla tutuklulara da yakınlarının cenaze törenlerine katılma hakkı getiriliyor. Buna göre, ana, baba, eş, kardeş veya çocuğunun ölümü halinde tutukluya soruşturma evresinde soruşturmayı yapan Cumhuriyet savcısı, kovuşturma evresinde ise kovuşturmayı yürüten hakim veya mahkeme tarafından izin verilecek. Cenaze törenine katılma izni, soruşturmanın veya kovuşturmanın selameti, güvenlik bakımından sakınca oluşturmaması koşuluyla, dış güvenlik görevlisinin refakatinde yol süresi dışında, 2 güne kadar olacak.

ASLİYE CEZA MAHKEMELERİNDE CUMHURİYET SAVCISI OLMAYACAK

1 Ocak 2014 tarihine kadar asliye ceza mahkemelerinde yapılan duruşmalarda Cumhuriyet savcısı bulunmayacak ve katılma hususunda savcının görüşü alınmayacak. Ancak verilen hükümler ile tutuklama veya salıvermeye ilişkin kararlara karşı savcının kanun yoluna başvurabilmesi amacıyla dosya gönderilecek. İstinaf mahkemeleri göreve başladıktan 6 ay sonra 3 yıl süreyle istinaf mahkemeleri Cumhuriyet Başsavcılığı ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tebliğname düzenlemeyecek. Temyiz incelemesi sırasında tarafların duruşma talep edebilmesi için öngörülen parasal değer artırılıyor. Buna göre, 20 bin lira olan miktar 60 bin liraya yükseltiliyor. Bölge adliye mahkemeleri göreve başlayıncaya kadar, yürürlükteki temyiz hükümleri geçerli olacak.

Bölge adliye mahkemelerinin faaliyete geçmeden önce aleyhine temyiz yoluna başvurulmuş kararlar hakkında Yargıtayca kanun yolu incelemesi yapılacak, bu dosya ve işler bölge adliye mahkemelerine gönderilmeyecek. Yargıtay, temyiz olunan kararın, esas yönünden kanuna uygun olup da kanunun olaya uygulanmasındaki hatadan dolayı bozulması gerektiği ve kanuna uymayan husus hakkında yeniden yargılamaya ihtiyaç duyulmadığı takdirde, kararı düzelterek onayabilecek. Hakimin takdir yetkisi kapsamında karara bağladığı işlerde bu hüküm uygulanmayacak. Yargıtay ve Danıştay dairelerinin hakim ve savcılara not vermesi uygulaması kaldırılıyor. Evlendirme memurunun evliliği ret kararına karşı açılan davalar ile nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davalarında Cumhuriyet savcısı bulunmayacak.

3 GEÇİCİ MADDE EKLENDİ

Genel Kurul görüşmeleri sırasında verilen önergelerle tasarıya 3 geçici madde eklendi. Buna göre, işyeri kiralamalarına ilişkin Türk Borçlar Kanunun bazı hükümleri 1 Temmuz 2012 tarihinden itibaren 5 yıl süreyle uygulanmayacak. Orman Genel Müdürlüğü müsadere olan ve cumhuriyet başsavcılarının hakkında kovuşturmaya yer olmadığına veya yargılama sonucunda mahkeme tarafından beraat kararı verilen tesisleri 29 yıllığına kiraya verebilecek. 2010 yılından önce özelleştirme programına alınan kuruluşlardan özelleştirme kapsamından çıkarılmış dahi sermayelerindeki kamu payı yüzde 50'inin altına düşen ve hisse senetleri İMKB'de işlem gören kuruluşlar ve bunların kurdukları ya da ortak oldukları şirketler Sayıştay denetimine tabi olmayacak. Yasanın noterlere verilen yetkilere ilişkin hükümleri 1 Ekim 2011, diğer hükümleri ise kanunun Resmi Gazete'de yayımlandığı tarihte yürürlüğe girecek.
Old 06-04-2011, 14:48   #7
Av.Yasemin

 
Varsayılan

Tasarı metnini incelediğimde madde 6 "toplam" alacaktan bahsediyordu, ancak TBMM tutanaklarını incelediğimde önerge ile toplam kelimesinin çıkarılmasının istendiğini ve de oylamada kabul edildiğini gördüm, bu durumda son durum nedir acaba diye kafama takıldı. Ayrıca eğer bu kelime çıktı ise ifade bence belirsizleşiyor , sadece alacak dendiğinde mahkeme alacak miktarı olarak neyi baz alacak asıl alacağımı? taahhüt tarihindeki toplam dosya borcunu mu? Zaten çok büyük bir haksızlık olduğunu düşündüğüm düzenleme bir de bu hale gelince iyice içinden çıkılmaz bir hal almış.
Old 06-04-2011, 18:38   #8
Av. Bülent Sabri Akpunar

 
Varsayılan

Alıntı:
1) Bakaya ve yoklama kaçağı suçlarına idarî para cezası getirilmektedir.

Askeri Ceza Kanununda yapılan değişiklikle saklı, yoklama kaçağı ve bakaya suçları, kabahate dönüştürülerek idarî para cezası yaptırımına bağlanmakta ve bu tür davalar mahkemelerin görev alanı dışına çıkarılmaktadır. İdarî yaptırım kararının askerlik şubesi başkanlığınca verilmesi öngörülmektedir. Bu şekilde 180.000 civarında dosyanın adliyelere gelişi önlenecektir.


2) Disiplin ve tazyik hapsi gerektiren her icra suçu mahkeme önüne gelmeyecektir.

İcra ve İflas Kanununda yapılan değişiklikle disiplin ve tazyik hapsi gerektiren eylemlerde parasal bir sınır öngörülerek, bu sınırın altında kalan icra suçlarının mahkeme önüne gelmesi engellenmektedir. Toplam alacak miktarı Asgari Ücret Tespit Komisyonu tarafından 16 yaşından büyükler için belirlenen aylık brüt asgari ücret tutarının altında kalan takiplerde disiplin ve tazyik hapsi uygulanmayacaktır. 2010 yılında mahkemelere bu türden "esas"a kaydedilen 300.000'i aşkın, "değişik iş"e kaydedilen 250.000'i aşkın olmak üzere toplam 550.000'i aşkın dosya gelmiştir. Yapılan değişiklikle bu dosyaların büyük kısmının mahkeme önüne gelmesi önlenecektir.


3) Pasaportsuz yurda giriş ve yurttan çıkış, idarece belirlenen giriş kapıları dışındaki yerlerden yurda giriş ve yurttan çıkış gibi suçlar kabahate çevrilerek idari para cezasına bağlanmaktadır.

Pasaport Kanununda yapılan değişiklikle yargının iş yükünü artıran ve Kanunun 33, 34 ve 35 inci maddelerinde yer alan suçlar, kabahate çevrilerek, mahkemelerin görev alanı dışına çıkarılmaktadır. İdarî yaptırım kararı ilgili kolluk birimi amiri tarafından verilecektir. Bu şekilde 2010 yılında, Cumhuriyet savcılıklarına yaklaşık 9.000, mahkemelere ise yaklaşık 3.000 dosya gelmiştir.Bu şekilde söz konusu dosyaların adliyelere gelişi önlenecektir.


4) Düşük ve devrikten emval toplamak, izinsiz dal, çırpı toplamak gibi basit orman suçları kabahate çevrilmektedir.


Orman Kanununun 91 inci maddesinin beşinci fıkrasında yer alan (düşük ve devrikten emval toplamak, izinsiz dal çırpı toplamak gibi) basit orman suçları, kabahat niteliğine dönüştürülmekte ve idarî para cezası yaptırımına bağlanmaktadır. Bu eylem sebebiyle 2009 ve 2010 yılında adliyelere toplam yaklaşık 4.000 dosya gelmiştir. Bu şekilde söz konusu dosyaların adliyelere gelişi önlenecektir.


5) Ceza davalarında istinaf ve temyiz kanun yollarına başvuru için harç getirilmektedir.

Harçlar Kanununda değişiklik yapılarak davayı uzatma maksadına yönelik kanun yolu başvurularının engellenmesi amacıyla ceza mahkemeleri kararlarına karşı kanun yoluna müracaat durumunda da harç alınması usulü getirilmektedir. UYAP istatistik verilerine göre 2010 yılında ceza mahkemelerinden verilen yaklaşık 270.000 karar, temyizen Yargıtaya gelmiştir. İcra ceza mahkemelerinden verilen yaklaşık 38.000 karar da itirazen Ağır Ceza Mahkemelerine gelmiştir.Yapılan bu değişiklikle, söz konusu kanun yolu başvurularının önemli bir kısmının önleneceği düşünülmektedir.


6) Mirasçılık belgesi alınması ile terk eden eşin ortak konuta davet edilmesinin mahkemeye başvurulmadan noterden de yapılabilmesi öngörülmektedir.

Çekişmesiz yargı işi niteliğinde bulunan, "terk eden eşin ortak konuta davet edilmesine" ve "mirasçılık belgesi verilmesine" ilişkin işlemlerin mahkemeler yanında noterler tarafından da yapılabilmesi imkânı getirilerek, mahkemelerin iş yükünün azaltılması amaçlanmaktadır. 2010 yılında mahkemelere, terk eden eşin ortak konuta davetiyle ilgili olarak 2.570, mirasçılık belgesi verilmesiyle ilgili olarak ise yaklaşık 445.000 dosya gelmiştir. Yapılan değişiklikle bunların mahkemelere gelmeye gerek kalmaksızın noterden de yapılabilmesi söz konusu olacaktır.


7) Yükseköğretim Kurumlarında görev yapan memurlar hakkında soruşturma izni verilmesi ya da verilmemesi hakkındaki kararlar Danıştayda değil ilgili Bölge İdare Mahkemesinde denetlenecektir.

Üniversitelerde 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa göre çalışan memurlar hakkında soruşturma izni verilmesi ya da verilmemesine ilişkin kararların Danıştay tarafından denetlenmesinden vazgeçilmekte ve bu tür davaların ilgili bölge idare mahkemelerince kesin olarak karara bağlanması öngörülmektedir. Böylece Danıştayın iş yükünün kısmen hafifletilmesi amaçlanmaktadır.


8) Bakanlıkların ülke çapında olmayan bölgesel alanda uygulanacak düzenleyici işlemlerine karşı yapılacak başvuruların Danıştaya gelmeden ilk derece mahkemesi olarak idare mahkemelerinde görülmesi öngörülmektedir.

Danıştayın iş yükünü azaltmak amacıyla, ilk derece mahkemesi sıfatıyla baktığı bir kısım davalar (Danıştay Kanunu md.24) idarî mahkemelerinin görev alanına bırakılmaktadır. Bu kapsamda Bakanlıkların ülke çapında olmayıp, bölgesel bir alanda uygulanacak düzenleyici işlemlerinden doğan davalar (örneğin imar planı uygulamaları) idarî mahkemelerce görülecektir.


9) İdare mahkemelerince verilen ve temyiz incelemesi için Danıştaya gelen bazı davaların itiraz incelemesinin Bölge İdare Mahkemelerinde yapılarak kesinleştirilmesi öngörülmektedir.

2577 sayılı İdarî Yargılama Usulü Kanununun 45 inci maddesine yapılan değişiklikle, halen temyiz incelemesi için Danıştaya gelen bir kısım davaların, itirazen Bölge İdare Mahkemelerince incelenip kesin olarak karara bağlanması öngörülmektedir. Böylece Danıştayın iş yükünün azaltılması hedeflenmektedir. Bu kapsamda, idare ve vergi mahkemelerinden verilen;

İlk ve orta öğretim öğrencilerinin kayıt, nakil, ilişik kesme, disiplin ve sınıf geçmeleri ile notlarının tespitine ilişkin işlemlerden,

Yükseköğretim öğrencilerinin kayıt, nakil, öğrencilikle ilişiğinin kesilmesi sonucunu doğuranlar dışında kalan disiplin cezaları, sınıf geçme ve notlarının tespitine ilişkin işlemlerden,

Kamu görevlileri hakkında tesis edilen geçici görevlendirme, vekâleten atama, ikinci görev, görevden uzaklaştırma, yolluk, lojman, izin ve il içi naklen atama ve bölge teşkilatı bulunan kurum ve kuruluşlarda görev yapan kamu görevlilerinin bölge içi atama işlemlerinden,

Kamu görevlilerinin, görevle ilişiğinin kesilmesi sonucunu doğuranlar dışında kalan disiplin cezalarından,

Taşınmaz mal zilyedliğine yapılan tecavüzlerden kaynaklanan işlemlere ilişkin davalar,

Vakıflar Genel Müdürlüğü ile mazbut ve ve mülhak vakıflara ait taşınmazların tahliye işlemlerinden,

Kamu kurum ve kuruluşları tarafından sosyal yardım amacıyla bağlanan aylık ve yapılan sosyal yardımlarla ilgili uygulamalardan,

Asker ailesine yardım ile ilgili işlemler hakkında açılacak davalardan,

Karayolları Trafik Kanunu uyarınca valiliklerce, kaymakamlıklarca ve belediyelerce tesis edilecek işlemlerden,

Belediyelerin ulaşım ve toplu taşımaya ilişkin işlemlerinden,

İmar Kanunu ve diğer kanunlar uyarınca tesis edilen mühürleme, durdurma, yıkım kararları ile bunlara ilişkin olarak verilen para cezaları ve bu cezaların tahsili amacıyla tesis edilen işlemlerden,

Tek hâkim tarafından karara bağlanan vergi ve diğer kamu alacaklarının asıllarına bağlı ceza, faiz, gecikme faizi ve Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun bunlar hakkında uygulanmasından,

Konusu ellibin lirayı aşmayan idari işlemler ile bu miktarı aşmayan tazminat istemlerinden,

kaynaklanan uyuşmazlıklarla ilgili olarak verdikleri nihai kararlar ile tek hakimle verilen nihai kararlara, başka kanunlarda aksine hüküm bulunsa dahi, mahkemelerin bulunduğu yargı çevresindeki bölge idare mahkemesine itiraz edilebilecektir.

Bu tür davalar artık Danıştaya gelmeyecektir. Bu davalarla ilgili olarak sağlıklı istatistiki veriler bulunmamakla birlikte, bu değişikliğin Danıştayın iş yükünde önemli bir azalmaya sebep olacağı düşünülmektedir.


10) Yüksek Mahkemelerin ve Bölge İdare Mahkemelerinin temyiz ya da itiraz üzerine kararlarını inceledikleri hâkim ve savcılara not vermesi ve bu notun hâkim ve savcıların terfilerinde esas alınması uygulamasından vazgeçilmektedir.

Yüksek mahkemelerce ve bölge idare mahkemelerince verilen "not"ların, hâkim ve savcıların terfilerinde esas alınmasından vazgeçilerek, hâkim ve savcıların terfi etmesi için gerekli olan dosya sayısını tutturmak amacıyla gereksiz yere yapılan temyizlerin önüne geçilmesi amaçlanmaktadır. Teknik olarak bir istatistik vermek mümkün olmamakla birlikte bu kapsamda temyiz edilen dosya sayısının toplam temyizlerin %10 - 15'ini oluşturduğu tahmin edilmektedir.


11) Cumhuriyet savcılıkları arasında çıkan yetki uyuşmazlıkları için çözüm mercii getirilmektedir.

Soruşturma aşamasında Cumhuriyet başsavcılıkları arasında çıkan yetki uyuşmazlıklarının çözüm mercii belirlenerek soruşturma evrakının sürüncemede kalmasının ve gereksiz şekilde yargılama sürecinin uzamasının önlenmesi amaçlanmaktadır. UYAP istatistik verilerine göre 2010 yılında yaklaşık 230.000 dosyada yetkisizlik kararı verilmiştir.


12) Ağır ceza mahkemesi başkanlarının itirazen inceledikleri işlerin bir kısmının, ağır ceza mahkemesi üyelerince de karara bağlanabilmesi öngörülmektedir.

Ağır ceza mahkemesi başkanlarının iş yükünün azaltılması amacıyla, "kovuşturmaya yer olmadığına dair karar"lara yapılan itirazların, başkan yanında görevlendireceği üye tarafından da karara bağlanabilmesi öngörülmektedir. UYAP istatistik verilerine göre 2010 yılında yaklaşık 32.000 dosya itiraz üzerine sadece ağır ceza mahkemesi başkanları tarafından karara bağlanmıştır.


13) Ceza mahkemelerince verilen kararlardaki kesinlik sınırı artırılmaktadır.

Ceza mahkemelerince "doğrudan" verilen ve miktarı üçbin Türk Lirasını geçmeyen adlî para cezalarına ilişkin kararların "kesin olması" öngörülerek bölge adliye mahkemelerinin ve Yargıtayın iş yükünün azaltılması amaçlanmaktadır. UYAP istatistik verilerine göre 2010 yılının adli para cezası miktarı 3.000 TL'den az olan ve Anayasa Mahkemesinin iptal kararı doğrultusunda ekim, kasım ve aralık aylarında temyiz edilen dosya sayısı 19.500 civarındadır.


14) Kabahatler Kanunu uyarınca idari yaptırım kararlarına karşı yapılacak başvurularda son karar merciinin ağır ceza mahkemesi olması yerine asliye ceza mahkemesi olması öngörülmektedir.

Kabahatler Kanununda değişiklik yapılarak idarî yaptırımlar konusunda sulh ceza mahkemesince verilecek "son karar" aleyhine itirazın "ağır ceza mahkemesine" yapılmasına ilişkin uygulamadan vazgeçilmekte ve bu itirazın "asliye ceza mahkemesine" yapılması öngörülmektedir. Böylece ağır ceza mahkemelerinin iş yükleri azaltılarak bu mahkemelerin kendi görev alanlarındaki daha nitelikli davalara zaman ayırabilmeleri mümkün hale getirilmektedir.


15) Yargıtayda temyiz incelemesi sırasında duruşma talep edilebilmesi için öngörülen parasal sınır artırılmaktadır.

Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ve 362 nci maddelerinde değişiklik yapılarak duruşmalı temyiz talepleri için öngörülen parasal sınır artırılmaktadır. Günümüzün ekonomik koşulları ve paranın satın alma gücü dikkate alınarak 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ve 362 nci maddelerindeki parasal sınırlar arttırıldığından, bu parasal değerlere uygunluğun sağlanması amacıyla değişikliğin yapılması gerekli görülmektedir.


16) Hükümlülerin ve tutukluların yakın akrabalarının cenazelerine katılabilmesi kolaylaştırılmaktadır.

Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 116 ncı maddesine fıkra eklenerek hükümlülerin, ana, baba, eş, kardeş veya çocuğunun ölümü hâlinde, cenazeye katılması için "infaz kurumunun bulunduğu yerde olmak" şartı kaldırılmakta ve bu imkân tutuklular için de getirilmektedir.


17) Cumhuriyet savcılarının asliye ceza ve asliye hukuk mahkemelerindeki duruşmalara katılma zorunluluğu kaldırılmaktadır.

5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu ve 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununda değişiklik yapılarak Cumhuriyet savcılarının, asliye ceza mahkemelerindeki duruşmalara katılması uygulamasından vazgeçilip, soruşturma işlemlerini daha etkin ve süratli bir şekilde yürütmeleri amaçlanmaktadır. Bu kapsamda tasarıyla asliye hukuk mahkemelerinde görülen ve Cumhuriyet savcılarının Nüfus Hizmetleri Kanunu ve Türk Medeni Kanunu hükümleri uyarınca katılması öngörülen davaların duruşmalarına katılması uygulamasından da vazgeçilmektedir.


Sonuç olarak;

a) Kabahate çevrilen suçlarla ilgili olarak 200 bine yakın dosyanın,

b) Noterlere verilen yetki ve İcra ve İflas Kanunundaki değişiklik sebebiyle 1 milyon dosyanın büyük kısmının adliyelere,

c) Harçlar Kanununda yapılan değişiklik sebebiyle 300 bini aşkın dosyanın büyük kısmının,

d) Ceza mahkemelerin kararlarındaki kesinlik sınırı sebebiyle 80 bine yakın dosyanın büyük kısmının,

e) Hakim ve savcılara not verilmesi uygulamasının kaldırılması sebebiyle Yargıtayın tüm iş yükünün %10-15'ini teşkil eden yaklaşık 80 bin dosyanın Yargıtay önüne,

e) Danıştay Kanunu, İdari Yargılama Usulü Kanunu ve Yükseköğretim Kanunundaki değişiklikler sebebiyle yaklaşık 30 bin dosyanın Danıştay önüne gelişinin önleneceği öngörülmektedir.

Böylece; bu Tasarının, yaklaşık 1 milyon 690 bin dosya itibariyle, yargının hızlandırılması ve iş yükünün azaltılması amacına hizmet edeceği tahmin edilmektedir

memurlar.net'ten alıntıdır
Old 07-04-2011, 11:19   #9
Av.Ömer Güntay

 
Varsayılan Yasanın Tam Metni

Yasanın kabul edilen tam metni için tıklayınız:

http://www.tbmm.gov.tr/kanunlar/k6217.html
Old 16-04-2011, 00:05   #10
Av.Mehmet SAVRUN

 
Varsayılan

Yargının hızlandırılmasına ilişkin çıkarılan kanunun yargıyı hızladırmaktan ziyade zayıflatacağını düşünüyorum.Şöyle ki; savcı duruşmaya sokulmaz ise,veraset ilamını noter düzenlerse (noterleri eleştirmiyorum yanlış anlaşılmasın), yargıtay ceza dairelerine yapılacak başvurularda harç alınırsa yargı hızlanmaz zayıflar.Yargıyı hızlandırmak için bence ilk olarak hakim savcı sayısını arttırmamız gerekiyor. Hakim savcı sayısı arttırılırsa doğal olarak hakim savcıların iş yükü azalacak ve iş yükü azalan hakim savcılar ellerindeki işleri daha hızlı neticelendirecek.
Old 18-04-2011, 11:35   #11
emrahcevik

 
Varsayılan

bu düzenlemelerin bir kısmı yargının iş yükünü azaltacaktır. örneğin noterlerle ilgili düzenleme.

fakat diğer düzenlemeler iş yükünü azaltmaktan çok yargıya güveni sarsacaktır.

iş yükünün azaltılmasının tek yolu personel sayısını artırmaktır. her tarafa koskoca adliyeler yaptıkları gibi içine personel almayı da bilmeleri gerekir.
Old 23-04-2011, 16:27   #12
KocherO

 
Varsayılan

CMK'dan giren avukatlar da ceza dosyalarında temyiz için harç ödeyecekmiş. Bence bu durum hiç adil değil. Zaten verdikleri para çok az bir de bu uygulama geldiyse herkesi CMK hizmetinden çıkmaya davet ediyorum.
Old 26-04-2011, 13:00   #13
Av. Mehmet Demirezen

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan sarissa
"YARGININ HIZLANDIRILMASI VE İŞ YÜKÜNÜN AZALTILMASI AMACIYLA HAZIRLANANKANUN TASARISININ GETİRDİKLERİ" tasarı kanununda ve sonrasında yapılacak bazı kanunlardaki değişiklikler yargının iş yükünü azaltma adı altında avukatları işlerinden etmekte, var olan çıkmazı iyice büyüteceğe benzemektedir.



Mesela İcra ve İflâs Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısında şu madde de aynı niteliktedir.
"MADDE 10-


Tasarının 10. maddesiyle, takip talebinin elektronik ortamda da yapılabilmesine imkân sağlanmıştır. Böylelikle UYAP’ı kullanan avukatlar bürosundan icra takip talebinde bulunabilecektir. Ayrıca maddede yapılan değişiklikle, kambiyo senetlerine mahsus takip yolu hariç ilamsız takiplerde alacak miktarının dörtyüz Türk Lirasının altında olduğu hallerde borçluya meşruhatlı bildirimde bulunmak zorunluluğu getirilerek, küçük miktarlı alacakların icra takibine konulduğunda vekâlet ücreti ile diğer icra masraflarının asıl alacağın miktarını geçmesinin önlenmesi ve icra müdürlüklerinin küçük alacaklardan kaynaklanan iş sayılarındaki artışlarının önüne geçilmesi amaçlanmıştır. Bu düzenleme ile küçük miktarlı alacaklardan borçlunun haberdar olması sağlanarak borçların icra müdürlüğüne gelmeden önce tahsilinin arttırılması, böylece hem icra müdürlüklerinin iş yükünün azaltılması hem de borçlunun küçük meblağlı borçlar nedeniyle hakkında yapılan takipler nedeniyle icra masraf ve vekâlet ücreti ödenmesi nedeniyle maruz kaldığı mağduriyetin giderilmesi amaçlanmıştır."



Bu konuda kimse birşey yapmayacak mı? Yapılanları hep beraber izleyecek miyiz? Neden diğer meslek grupları gibi toplu hareket edemiyoruz.
TBB nin görevi nedir? Birileri ön ayak olsa, hem TBB ye hem de bakanlığa öneri verilse nasıl olur?

Yukarıdaki madde tasarının ilk halinde mi vardı acaba. Tasarı 6217 sayı ile kanunlaştı ama içeriğinde böyle bir madde yok .
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
18 Yaşından Küçükler Aleyhine Yapılan İlamlı İcra M.SERDAR DEMİRTAŞ Meslektaşların Soruları 6 31-05-2010 18:34
İdare hukukunda , cezanın tayininde eski kanun - yeni kanun ayrımı fatoskayaismi Meslektaşların Soruları 6 06-03-2010 08:39
İki borçlu aleyhine yapılan ilamsız icra takibi Av.Hülya Büyükoğlu Meslektaşların Soruları 4 02-01-2010 22:22
yeni avukatlar eski mevzuata nasıl ulaşıyor? superavukat Meslektaşların Soruları 8 17-09-2007 20:51
Dolandırıcıların Yeni Hedefi Avukatlar Av.Güçlü KERVAN Hukuk Haberleri 0 18-08-2006 19:33


THS Sunucusu bu sayfayı 0,13011789 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.