Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde açılacak tazminat davası

Merhaba
Askere gitmeden önce eczacı kalfası olarak çalışan şahıs,askerde havacı sınıfında vatani görevini yaparken,paraşütle atlama neticesinde belinden sakatlanır ve birkısım operasyonlardan sonra beline platin takılır.
Terhis olduktan sonra belli periyotlarla kontrole giden şahıs ,sakatlığının sürekli olduğunu, platinin hayatı boyunca belinde kalacağını ve fakat belli zamanlarda değişmesi gerektiğini öğrenir.
Terhis tarihi üzerinden 3 yıl geçmiştir.Kendi çabası neticesinde aldığı heyet raporunda %16 oranında sürekli sakatlığı belirtilmiştir.Şahıs 25 yaşındadır.
Soru:
-Belindeki platini ömür boyu taşımak zorunda olması,ayakta duramaması,birçok işi yapamaması gibi nedenlerle açılacak tazminat davasında talep edilebilecek miktar ne kadar olabilir?
-Aldığı heyet raporu haricinde şahsın durumunu belirtir rapor ayrıca mahkemece temin edilecekmidir?
Teşekkürler...

Sayın meslektaşım. Bence bu olayda öncelikle tartışılması gereken durum tam yargı davası açmak için öngörülen sürenin geçip geçmediği. Bu sorunu aştığımızı düşünürsek talep edebileceğiniz maddi tazminat miktarı mahkeme tarafından bilirkişilere hesaplattırılıyor. Ancak fazlaya dair haklarınızı saklı tutarak dava açamayacağınızı hatırlatmak isterim. Manevi tazminatta ise makul bir miktar isteyin derim.Heyet raporunu da mahkeme değerlendirir mutlaka ama kendisi de tekrar bir hastaneden ( askeri hastane de olabilir )rapor alabilir.

Sayın Kanbalı,

İDARİ YARGILAMA USULÜ KANUNU
Doğrudan doğruya tam yargı davası açılması
Madde 13

1. İdari eylemlerden hakları ihlal edilmiş olanların idari dava açmadan önce, bu eylemleri yazılı bildirim üzerine veya başka suretle öğrendikleri tarihten itibaren bir yıl ve her halde eylem tarihinden itibaren beş yıl içinde ilgili idareye başvurarak haklarının yerine getirilmesini istemeleri gereklidir. Bu isteklerin kısmen veya tamamen reddi halinde, bu konudaki işlemin tebliğini izleyen günden itibaren veya istek hakkında altmış gün içinde cevap verilmediği takdirde bu sürenin bittiği tarihten itibaren dava süresi içinde dava açılabilir.

hükmü gereğince şayet zarara yol açan olayın vukuundan itibaren 5 yıl geçmemişsse ki olayımızda 3 yıllık bir süre var gibi, zarar görenin müvekkilinizin zarara muttali olduğu tarihten itibaren 1 yıl içerisinde ilgili idareye başvurması gerekiyor.

İdare mahkemesi ayrıca dosyanın tekemmülünden sonra dosyayı mutlaka Adli tıp ilgili ihtisas dairesine göndercektir.
Saygılarımla...

Cevap veren meslektaşlarıma teşekkür ederim.
Soruda belirtmediğim bir iki ayrıntı ve idari yargıda fazlaya ilişkin hakların talep edilemeyeceği gerçekliği karşısında talep edilebilecek tazminat miktarı hakkında fikirlerinize ihtiyacım var.Şöyle ki;
Şahıs terhis olalı 2.5 yıl olmuş.Ve belinde torakal 12. vertebra kompresyon fraktürü şeklinde tanımlanan kırık sonucu platin takılmıştır.
Platin takıldıktan sonra 3 ay hava değişimine gönderilmiş ve akabinde askerliği bittikten sonra terhis olmuştur. sakatlık durumunu belirtir devlet hastanesi raporunda %16 sürekli sakatlık durumu ibaresi mevcut
şahıs 25 yaşındadır.belindeki platinden dolayı,ayakta belli bir süreden fazla duramamakta,ağırlık kaldıramamakta,otururken bile belli bir süre sonrasında rahatsız olmaktadır.Bu şahsın evlenmesi durumunda bahsi geçen durumun cinsel yaşamına etkisi ise elbette çok kötü olacaktır.Bana göre devlet hastanesinden aldığı rapordaki %16 sakatlık oranı çok eksik bir orandır.
Soru:
bu anlatılanlar ışığında şahıs için talep edilebilecek maddi ve manevi tazminat miktarı ne kadar olabilir?

Sayın Kanbalı'nın sorusunun ve cevabının güncelliği kalmadı, ancak bu başlık altında bazı hususlarda kısa bilgi paylaşmak isterim.
Askeri Yüksek İdare Mahkemesi'nde(AYİM) görülen davalarda tazminat miktarı hesaplaması konusu adli yargıdaki uygulamalardan oldukça farklıdır. Bu kapsamda özellikle ve öncelikle zarar görenin statüsüne ve zararın neden olduğu hukuki sonuca bakmak gerekir. Şöyle ki;
a. Zarar gören askerlik mükellefi er/erbaş ise; zarar hesabı adli yargıya benziyor. Sakatlık oranı, yaş, kusur, askerlik öncesi meslek, gelir, öğrenim durumu vb... kriterlere göre hesap yapılıyor.
b. Zarar gören muvazzaf asker (subay, astsubay, uzman jandarma, uzman erbaş) ise; bu durumda zarar görenin zarar sonrası statüde kalıp kalmadığına bakmak gerekiyor. Zarar gören hakkında;
(1) "TSK'da görev yapamaz" kararı verilmiş, kişi mesleğinden ayrılmış ise zarar hesabı gelir kaybı/kazanç kaybı esas alınarak yapılıyor.
(2) "TSK'da görev yapamaz" kararı verilmemiş, görevine devam ediyorsa, sınıf değişikliği yapmış ise zarar hesabı "efor kaybı" olarak adlandırılan şekilde yapılıyor.

Bu konuda bazı tecrübelerimizi, özellikle son yasa değişikliğinden sonra SGK. ödemelerinin zarar/tazminat hesabında indirilme(me)si konusunu "www.dursunkaraca.av.tr" web sayfamızda paylaştık. Burada genel bir cevap vermek istedik. Saygılarımla...