Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Hukuk Sohbetleri Hukuki yorumlar, görüşler ve tartışmalar.. Soru niteliği taşımayan her türlü hukuki sohbet için.

Hakİm Savci Aliminda Farkli Krİterler

Yanıt
Old 08-12-2007, 08:28   #1
Mustafa ÖZCAN

 
Varsayılan Hakİm Savci Aliminda Farkli Krİterler


Saygı Değer Meslektaşlarım..

Hakim Savcı Alımında Yaş Sınırı gibi kriterler bu platformda konuşuldu tartışıldı ve halen tartışılmaya da devam ediyor…

Ancak ben Hakim Savcı alımındaki mevcut uygulamayı beğenmiyorum ve hatalı buluyorum.. ŞÖYLEKİ :

Hakim ve Savcıların Kişisel Hak ve Hürriyetlerin teminatı olduğu ve olması gerektiği hususunda kuşku ve duraksama yoktur… Kişisel hak ve hürriyetler gibi önemli bir konuyu elinde tutan kişilerinde YETİŞMİŞ, OLGUN, DİKKATLİ VE OBJEKTİF KİŞİLER olması zorunludur.. Aksi halde genç bir hakimin, örneğin yeni hakim olmuş ve ağır ceza üyeliğine atanmış 25 yaşında bir hakimin, müebbet hapis cezası ile yargılanan bir kişinin KARAR OYLAMASINDA vereceği oy belkide haksız yere bir kimsenin müebbeden hapse atılmasına sebebiyet verebilecektir… Yine olayları çabuk kişiselleştirebilen hakim ve savcıların ise yanlış karar verecekleri açıktır..

-Tanıkla gereksiz bir tartışma başlatıp daha sonra saygısızlık yaptı diye tanığı tutuklattıran hâkim tanıdım ben…
Yargıtay Kararlarında kişisel davranan savcıların tazminat sorumluluğuna ilişkin bir çok karar gördüm..
-Şu anda hakim savcı alımında 30 yaşını geçmemiş olma sınırı aranmaktadır.. Son derece hatalı bir uygulama… Bence 30 yaş sınırı olmalı ancak, Hakim savcı olabilmek için 30 yaşın altında olmama şartı konulmalı… Niyemi çarpıcı bir örnek vereyim..

-Cumhurbaşkanı, Milletvekili olabilmek için alt bir yaş sınırı kabul edilmektedir. Tüm dünyada da bu böyledir. Belirli bir yaşın altındakiler bu makamlara aday olmak için yeterli kabul edilmezler.. Nedenmi önemli görülen bu konularda TOY YETİŞMEMİŞ kimselerin eline böyle önemli makamların verilmesi hatalıdır da ondan…

PEKİ KİŞİSEL HAK VE HÜRRİYETLER GİBİ ÖNEMLİ BİR KONUNUN GENÇ, YETERSİZ VE TOY KİŞİLERİN ELİNE VERİLMESİNE NEDEN İZİN VERİLMEKTE HATTA GENÇ VE TOY OLMASI ŞART KOŞULMAKTADIR…(30 yaşını geçmemiş olma şartı devam ediyor)

Bütün bunları düşündükten sonra Hakim savcı alımı ile ilgili farklı kriterler uygulanması gerektiği gibi bir sonuca varıyorum ve diyorum ki:

Hakim - Savcı alımında Sabıka Kaydı gibi genel aranan şartlardan başka aşağıdaki kriterlerin uygulanması isabetli olur düşüncesindeyim.
  • Öncelikle Avrupa ülkelerinde olduğu gibi Hakim – Savcı adaylarının 5 Yıl avukatlık yapmaları şartı konulmalıdır.. Bu takdirde hayatı daha yakından tanıyan hakim ve savcılarımız olacaktır..
  • HAKİM VE SAVCI MÜLAKAT KOMİSYONLARINI, UZMAN HUKUKÇU TEORİSYEN (PROF), UZMAN PSİKİYATR (PROF), BAROLAR BİRLİĞİ TEMSİLCİSİ (20 YIL AVUKATLIK YAPMIŞ BİR MESLEKTAŞ), YÜKSEK MAHKEMELERDEN BİRER TEMSİLCİ, HAKİMLER SAVCILAR YÜKSEK KURULU TEMSİLCİSİ, BAKANLIK PERSONEL GENEL MÜDÜRÜ şeklinde oluşturmak lazım..
  • Hakim – Savcı adaylarının Psikolojik ve Kişilik profillerini dikkatle inceleyip, kızgın, fevri , önyargılı tipleri mesleğe almamak lazım..
  • Komisyonda adayların dünya görüşüne göre seçilmesi gibi bir hatanın önünü açabilecek kriterleri kaldırmak lazım.. Bu nedenle komisyonda Belirli Ana Başlıklarda Örneğin: Mantık, Teori, Hitabet, Kişilik, Genel Kültür gibi sayılı ve sınırlı alanlarda mülakata tabi tutmak lazım..
  • Ve tabiî ki 30 yaşın altındakileri sınava ve mülakata da almamak lazım…Yeni mezun arkadaşlar bu işten hoşlanmayacaklar ama isabetli olduğunu zamanla daha iyi anlayacaklardır.
Değerli arkadaşlar şimdilik benim aklıma gelenler bunlar..

Bu konuda değişik görüşleri olan arkadaşların da katkılarıyla böyle önemli bir konunun hukuk çevrelerinde konuşulması tartışılması önemli gelişmelerin önünü açabilecektir düşüncesindeyim…

Bu konuda hiçbir yazılan boşa gitmeyecektir… Tüm yazılanları ilgi ve merakla takip edeceğim… Belki bu konuyu Meclise Taşıma şansımız bile olabilir...

Saygılarımla…




Old 08-12-2007, 11:35   #2
Hukukçu55

 
Varsayılan

Sayın Mustafa Özcan'a aynen katılıyorum. 15 yıl avukatlık yapmış örneğin 40-45 yaşında bir meslek mensubu, hakimliğe geçerek mesleki deneyimini bu mesleğe verse ne sakıncası olabilir?
Old 08-12-2007, 14:01   #3
korayoz

 
Varsayılan

haklısınız ama zaten genç hakim-savcıların ömrü 5000-10000 nüfuslu yerlerde geçiyor. böyle yerlerde de haliyle altından kalkılmayacak büyük davalar yok. büyük şehirlerdeki hakimlerin hepsi 40 yaş ve üstü. ülkemizdeki şartlar gözönüne alındığında hakim alım sistemi yaş konusunda bence doğru işliyor.
Old 08-12-2007, 14:14   #4
Mustafa ÖZCAN

 
Varsayılan

Sayın Korayoz..

Bizim Karaman Ağır Ceza Mahkemesinin bir üyesi her zaman 25 yaşın altında olmuştur. Bu yönleride düşünün bu birincisi.. Hak ve Adaletin Büyüğü Küçüğü olmaz düşüncesindeyim.. Küçük bir yerdeki müebbet hapis ile büyük yerdeki farklı olmamalı bence, Tamam işte 30 yaşında başlasınlar işe küçük yerlerde, rotasyonla 40 yaşında büyük şehirlere geçsinler..

Ha bu arada hakim savcı ücretlerinin de Avrupadaki düzeyde iyileştirilmesi lazım...

Ayrıca diğer konulardaki görüşlerinizi merak ediyorum bu arada.. Onlarıda yazarsanız sevinirim... Hakim Savcı alımında başka kriterler olmalımı sizce...


Saygılarımla...
Old 08-12-2007, 14:38   #5
korayoz

 
Varsayılan

Küçük yerlerde ağır ceza mahkemesi yok ki müebbet hapis cezası verilebilsin ama haklısınız en küçük davanın bile adalete en uygun şekilde yerine getirilmesi lazım. bende 24 yaşındayım 7 ocakta hakimlik mülakatlarına giricem. okulu yeni bitirdiğim için uygulamayı fazla bilmiyorum. ancak uygulamayı bilen arkadaşlarımdan duyduğum kadarıyla işler pek doğru bir şekilde yürümüyor. 10 yıllık avukatlar elvette bizden daha tecrübelidir ama tecrübe demek her zaman en doğru kararları vermek değildir. yeni kanunla 35 yaşını doldurmamış ve 5 yıl fiilen avukatlık yapmış kişilerin ayrı bir sınava tabi tutularak hakim olabilmesi için düzenleme yapıldı. bu düzenlemede sizce yeterli değil mi ?
Old 08-12-2007, 14:41   #6
Av.Barış

 
Varsayılan

Sy. Mustafa Özcan.Dediklerinize tamamı ile katılıyorum.Yasa çıkmadan önce foruma ve bazı köşe yazarlarına ve çok okunan gazetelerin internet sayfalarına bu görüşlerimi belirttim.Ama bazıları editör tarafından sakıncalı görülerek yayımlanmadı.Bazıları yayınlandı ama beklediğim gibi hiçbir etkisi olmadı.Gazeteci yazarlardanda bu konuya değinen olmadı.
Malesef her yeni mesleğe başlayan diğer insanlar gibi Hakim ve savcı arkadaşlarımızda hatalar yapmaktadırlar.
Ben bu mesleğe başlayalı 1,5 yıl oldu ve itiraf ediyorum benimde hata yaptığım konular oldu.Dediğiniz gibi Hakimler ve savcılar Avukatlıktan gelme olsalar belkide bu hatalar en aza indirgenmiş olacaktır.Fakat toplumumuzun bütün kesimlerinin Avukatlara bakış açısı dar nitelikte olduğu için ülke şartlarında şimdilik bu mümkün görülmemektedir.Meclis kürsüsünde bile sayın kamer genç "dikkatli olun,bazı kötü niyetliler hakim ve savcı olmak için Avukatlık yolunu kullanmak isteyebilirler" şeklinde yersiz iddialarda bulunmuştur.Ve benim her zaman takdir ettiğim bir insan olan Yargıtay onusal başkanı Sayı Sami Selçuk bile bu konuda dikkatli olunması gerektiğini belirtmiştir.Bir zamanlar yargının tepesinde olan aydın bir insan bile bunu düşünebiliyorsa diğer insanların neler düşündüğünü siz tahmin edin.
Avrupa ve bazı hukuk sistemlerinde dediğiniz gibi Hakim ve savcılar Avukatlıktan gelmekdirler.Hakimlerin deneyimli olması,savcılarında uygulamayı öğrenerek gelmeleri gerekmektedir.
Mesleğe daha yeni başlamış olmama rağmen Hakim ve savcı arkadaşlarımızın o kadar çok hatasını gördük ki...
Örnek vermek gerekirse "suç vasfının değişme ihtimali,delil yetersizliği,suçun kanunda tanımlanmamış olması,görev vs" bunlarla sürekli karşılaşıyorum ve her seferinde delil olmadan bir savcı neden dava açar ve mahkeme neden cmk'ya göre iddianamenin iadesi kararını vermez.Ayrıca davayı açan savcının neden duruşmada "yeterli ve inandırıcı delil olmadığından ötürü sanığın beraati kararı verilmesini" ister anlayabilmiş değilim.Madem delil yok dava açma.
Hukuk davasında davacı vekilinin iddiamızı kanıtlayamadık davanın reddine karar verilmesi istemi ne kadar saçma ise bu dediğim şeyde aynı derece saçmadır.Bunun örneklerini arttırmak mümkündür.
Yukarıda anlatmaya çalışmış olduğum şeyler hukukumuzdaki eksikliklerdir.Kimse bu eksiklikleri gidermek için bir çalışma yapmıyor(Yürütme)
Bu kadar önemli bir kanun bile hakimlere dahi sorulmadan 1
haftada çıkabiliyorsa söyleyecek birşey kalmamış demektir.
ve tüm bunlar insanların hukuk sistemine karşı olan güvenini günden güne azaltmaktadır.
saygılar...
Old 09-12-2007, 22:10   #7
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

35 yaşını aşmamış ve fiilen en az 5 yıl avukatlık tecrübesi olan adayların farklı sınava tabi tutulması konusunda neler düşünüyorsunuz? Bildiğim kadarıyla, diğer sınavda alınacak hakim sayısının %20'sini aşmayacak biçimde alım yapılacak ikinci grup kazananlardan.

Farklı sınavın ve konan yüzdenin gerekçesi sizce nedir? Daha zor mu , yoksa daha kolay sorular mı sorulacaktır? İlk grup da , ikinci grup da nihayetinde, her iki sınavı da geçtikten sonra staj görecek, farklı sınav uygulamasının mantığını anlayabilen var mı? Tecrübe dolayısıyla ilk gruptakilere haksızlık olacağı inancı mı acaba, öyleyse neden sınav, vb.. vb...

Saygılarımla...
Old 09-12-2007, 22:31   #8
korayoz

 
Varsayılan

kanunda sadece 5 yıl fiilen avukatlık yapmış ve 35 yaşını doldurmamış avukatların önce sınav ardından mülakat sonucu doğrultusunda hakim olabileceği ile ilgili bir düzenleme var. bu konunun ayrıntıları yönetmelikle düzenlenicektir. ancak bu şekilde alınan kişilerin oranı konusunda bir bilgi olmamasına rağmen yıllık 100-200 civarı olabileceğini düşünüyorum. staj konusunda ise farklı bir prosedüre tabi tutulacaklarına eminim.
Old 09-12-2007, 22:50   #9
Mustafa ÖZCAN

 
Varsayılan Bence Sistem Kökten Değişmeli...

Sayın Av.Şehper Ferda DEMİREL

Sistem tümden yanlış ve komple gözden geçirilmeli... Farklı mülakatın Avukat güvensizliğinden kaynaklandığını düşünüyorum...

Mevcut sistem zaten yetersiz ve geri bir sistem, bunun üzerine palyatif, üzerinde düşünülmeden yeni ek yasalarla sistem açığını avukatlarla kapatmaya yönelik bir mantıkla 35 yaşın altında 5 yıl avukatlık yapmış kişileri hakimlik mesleğine almaya yönelik uyglumada yine yetersiz ve saçma... Üstüne birde siyasallaşma spekülasyonları eklenince iyice amacından uzaklaşıyor..

% 20 lik kontenjan bildiğim kadarı ile idari hakimlik için geçerli.. Teklifte % 10 idi Komisyonda % 20 ye çıktı ve bu şekilde yasalaştı..

Yine Sayın Korayoz un kısmen haklı bir yakınması vardı.. Yeni Başlayanların zaten küçük yerlerden başladığı ve olgunlaşarak ilerleyen yıllarda büyük şehirlere geldiği yönünde.. Benim düşündüklerim doğrudan aklıma geldiği şekilde ve olasılıklar üzerine... Olgunlaştırılabilir. Kademeli bir sistem geliştirilebilir.. 2 ya da 3 kademede alım yapılabilir. Yaş Alt sınırı 1. grup için 25 olur bu grup Sulh Mahkemelerinde görevlendirilir.. Avukatlık stajı ve 2 yıl fiili avukatlık şartı konulabilir. 2. Grup için yaş sınırı 35 ve görev yerleri Asliye Mahkemeleri olur.. 3. Grup için ise 40 Yaş şartı Ağır Cezalar Başsavcılıklar olurki her ikisinde de 5 yıl avukatlık şartı aranmaya devam etmelidir...

Doğrusu aklıselim ve bu konuda uzman kişilerce konu enine boyuna tartışıp olgunlaştırılarak Adli sacayağın Hakim - Savcı ayağını düzelterek işe başlanması uygun olur düşüncesindeyim.. Akabinde avukatlarla ilgili irdelenme ve düzenlemeler üzerinde ayrıca durulması gereken bir konu.. Farklı bir zeminde onu ayrıca tartışmamız uygun olur düşüncesindeyim..

Saygılarımla...
Old 11-12-2007, 12:12   #10
Av.Gülay

 
Varsayılan

Hakimlik ve savcılık mesleğinde, kişisel tecrübe ve bilginin önemi diğer dallara nazaran daha bir önem arzetmektedir. insanı olgunluk seviyesine yükselten olgulardan biride eğitimin yanında, kişinin hayattan kazandığı tecrübelerdir. İnsan ancak bu sayede, objektif değerlendirmeler yapabilme seviyesini yükseltebilir.
Old 11-12-2007, 13:15   #11
Av.Gülay

 
Varsayılan

Avrupada ve gelişmiş bir çok ülkede hakimlik, mesleğine girebilmenin ön şartları arasında 30 yaşını doldurmuş olma kriteride vardır. Bizdeki uygulama ise tam tersi, 30 yaşından sonra hakim olamıyorsunuz. Bu sınırlama, hakimlik mesleğini geliştirmekten uzak bir uygulamadır. Bizim hukuk sistemimiz de de, alt sınır olarak 30 yaşını doldurmuş olma kriteri uygulanmalıdır.

23 yaşında genç bir hakimin, 25 yıllık evliliği değerlendirme ve hatta sona erdirme kararı vermesini beklemek, gerçekten ağır bir sorumluluktur. Bu mesleğin, çeşitli alanlarında hayatını sürdürmüş ve çok çeşitli görüşlere sahip olan meslek mensubu bir kişinin, hakkı adaleti yerine getirmede göstereceği performans elbette daha kötü olmayacaktır.
Old 11-12-2007, 13:40   #12
Admin

 
Varsayılan

Sayın Mustafa ÖZCAN,
Alıntı:
Bence 30 yaş sınırı olmalı ancak, Hakim savcı olabilmek için 30 yaşın altında olmama şartı konulmalı… Niyemi çarpıcı bir örnek vereyim..

-Cumhurbaşkanı, Milletvekili olabilmek için alt bir yaş sınırı kabul edilmektedir. Tüm dünyada da bu böyledir. Belirli bir yaşın altındakiler bu makamlara aday olmak için yeterli kabul edilmezler.. Nedenmi önemli görülen bu konularda TOY YETİŞMEMİŞ kimselerin eline böyle önemli makamların verilmesi hatalıdır da ondan…

Örneğiniz bence de çarpıcı ancak tezinizi biraz da çürütüyor diye düşünüyorum. Malumunuz milletvekili olma yaşı 30'ken 25'e indi, dolayısıyla bugün 25 yaşında bir kişi milletvekili seçilip yasama faaliyetlerine katılabilir. Yasal düzenleme bu şekildeyken ve 25 yaşında "sıradan" bir vatandaşa ülkenin yasal mevzuatını belirleme yetkisi tanınıyorken, aynı yaşta bir hukuk fakültesi mezununa sizin öneriniz doğrultusunda bu mevzuatın uygulamasını dahi yapma hakkı verilmemesini ben adil görmüyorum.

Ayrıca hangi yaşın hangi olay için "toy" görüleceği de bence çok subjektif bir standart. Sayın Av.Gülay 23 yaşında genç bir hakimin, 25 yıllık evliliği değerlendirmek konusunda "toy" olabileceğini örneğini vermiş ancak bu örnekten hareket edersek 50 yaşındaki bir hakim'de 60 yıllık bir evliliği değerlendirmek konusunda "toy" görülebilir ve bunun gerçekten sonu yok.

Hakimlik cübbesi giymek çok meşakkatli bir yol. Çok çalışmanız, çok sınavlar kazanmanız, çok mülakatlar geçmeniz, çok eğitimlerden geçmeniz ve hatta hakim olduktan sonra da küçük ilçelerin görece "önemsiz" adli makamlarında çok uzun yıllar geçirmeniz gerekiyor. Yani 25 yaşında hakim olmuş hiç kimse birden bire kendini Türkiye'nin en büyük ticari (veya ceza) davasında karar merciinde bulmuyor. İstisnai olarak buluyorsa da, kat ettiği yolu düşündüğümde ben yaşı kaç olursa olsun, o kişinin o görevin altında kalkacak kişisel özellikleri taşıdığına kendi adıma inanıyorum.

Ve "genç olmayan" hakim ve savcı meslektaşlarımız alınmasınlar ancak kendi davalarımın ben şahsen genç meslektaşlarımın görev yaptığı mahkelemerde görülmesinden de mutluluk duyuyorum. Benimki kişisel bir tercih olabilir (doktor tercihim de bu yöndedir) ancak "genç olmayan hakim" tercihinin de bir kural olmanın ötesinde sadece benimki gibi "kişisel bir tercih" olmasını kendi adıma dilerim.
Old 11-12-2007, 14:29   #13
Mustafa ÖZCAN

 
Varsayılan

Sayın Admin.

Gençlere ümit veren yazınız güzel, olaya farklı bir boyut getirmiş.

Milletvekili olabilme yaş sınırı,siyasi kaygılarla düşürüldü. Ancak hatalı oldu bence. Diğer bir konu, fiilen düşürüldü ancak 30 yaşın altında milletvekili sayısı 3 - 4 kişiden ibaret bildiğim kadarı ile, onlarda sıralamada sürprizle falan çıkmışlar.. Ne dersek diyelim kendime bakıyorumda, 5 sene önceki halimle şu anki halim bir değil..

Doktorlardan örnek vermişsiniz, Uzman doktorlarımız var.. Daha dinlerken anlıyorlar.. Teşhis hatası oldukça az.. Şahsen Kalp ameliyatı olacak olsanız 25 li yaşlarda bir cerrahın önüne yatarmısınız..?? muhtemelen uzmanını doçentini yada profunu ararsınız.. Ben öyle yaparım.. Karamanda bir cerrah, (adı bende saklı) muayene etti, bana hemen ameliyat vakit geçirme dedi.. Şaka değil kesecekler. Uzman başka bir doktora gittim.. Bu teşhisi kim koydu dedi.. İsmini duyunca telefona yapıştı, aman durun napiyosunuz demeye kalmadı aradı doktoru, öğrenciykende böyleydin, şu tahlili istemeden niye karar verdin diye kızdı doktora.. Meğer öğrencisiymiş.. Teşhis hatalıymış, ilaçla düzeldi... Kesilmekten de kurtuldum..

Yine yargılanacak olsam, tecrübeli kaliteli bir hakim önüne çıkmak isterim..

Bazen düşünürüm kendi kendime avukata ihtiyacım olsa kime giderim ve neden diye..? Alacağım olsa falan avukata giderim, ceza davam olsa falana, hukuk davam olsa bir başkasına, gideceklerimin içinde 30 unun altında hiç bir meslektaş bulunmaz.. Kendimin 10 sene önceki halimede gitmem... Açık hata yapmadık belki ama, tecrübenin farkını şimdi daha iyi hissediyorum...

Yaşlılar hata yapmazmı yapar elbette, ama gençken daha heyecanlı daha fevri oluyor insan...

Yinede önemli konularda, gerek tıp, gerek hukuk, görev ve yetki verilecek kişilerin ehliyeti mutlaka dikkatle gözden geçirilmeli...

Saygılarımla...
Old 11-12-2007, 16:04   #14
Av.Barış

 
Varsayılan

Sayın Admin,Burada Mustafa bey haklı
Neredeyse bütün meslekler genelde hata yapılarak öğreniliyor.Forumun bazı yerlerinde Avukat arkadaşarımızın bazıları yaptıkları hataları açık açık yazma cesaretini göstermişler.Bende hata yaptım.İtiraf ediyorum.Ama iş karar verme yetkisine gelince ve karar vereceğiniz insan sizin yüzünüzden hapse gidecekse ya da suçlu bir insan beraat edecekse yine farklı olarak bir insan sizin yüzünüzden malından oluyorsa burada durmak gerekmektedir.
Meclisimizin çok çağdaş ve çok iyi kanunlar hazırlayan meclisler olduğunu söylemek neredeyse imkansız.Bunların yaşla ilgisi yok ama tecrübe ile ilgisi vardır.Çıkan ceza yasaları daha yürülüğe girmeden değişebiliyorsa burada meclisin çok ta iyi iş yapmadığını ya da yeterince yapmadığını görebiliriz.
Tabii bunlar telafisi mümkün şeylerdir.Fakat hakim olduğunuz zaman telafi edemeyeceğiniz şeylerle karşılaşacaksınız.Mesela adam sizin hatanız yüzünden 2-3 yıl boşuna cezaevinde yatmışsa burada telafi yoktur ve ;Ülkemizde tutuklu yargılanıp da beraat eden bis sürü insan tanıyorum ve içeride 7 ay yatıp beraat eden bir müvekkilim var.
Eğer Hakimseniz hata yapmamanız gerekiyor.Ve bu hataları engellemek içinde çağdaş bir meclise sahip olmanız gerekiyor.(Not:Çağdaşlık oturulan ceylan derisi koltuklarla kıyaslanamaz )
saygılar...
Old 11-12-2007, 16:52   #15
korayoz

 
Varsayılan

sayın mustafa özcan ben hiç genç hakimlerin yetersizliği veya yanlış kararlar verdiği ile ilgili bir şikayet duymadım. ama sanırım karaman da siz genç hakimlerden şikayetçisiniz biraz. elvette tecrübe deneyim bunlar çok önemli ancak okuldan yeni çıkmış ve çok başarılı gençler 30 yaşına kadar avukatlık yaptıktan sonra pek hakimliğe yönelmeyeceklerdir. sizin belirttiğiniz şartlarda hakimliğe daha çok avukatlıkta aradığını bulamayanlar başvuracaktır.
Old 11-12-2007, 17:13   #16
Mustafa ÖZCAN

 
Varsayılan Bir konuda haklısınız.

Sayın Korayoz bir konuda haklısınız.

Oda 30 yaşına kadar avukatlık yapanın hakimliğe geçmek istemeyeceği..

Şimdi benim hakim yada savcılığı kabul etmem için bana çok cazip teklifler sunmaları lazım...

Yukarıda yazdım. Hakim savcı özlük haklarıda şu ankinden çok daha iyi bir duruma getirilmeli.. Avrupada hakimlerin en üst düzey ücret alanlar grubu içinde olduğunu biliyorum, yıllık yarım milyon doların üzerinde kazanıyorlar... Bizim hakim savcılar duymasın

Karaman la ilgili acemi hakim şikayetim doğrudan yok son yıllarda iyi hakimler geliyor doğrusu, Ben genel olarak hakim kalitesi, adaletin teslim edileceği kişilerin ehliyeti üzerinde duruyorum...

Saygılarımla...
Old 11-12-2007, 23:42   #17
Ahmet Turan

 
Varsayılan

Hakimlerin yaşları konusunda birkaç söz söylemeyi gerekli buldum.

Kanaatimce bu konuda yazı yazan arkadaşların tamamının haklı olduğu yönler bulunmaktadır. Tecrübesiz hakim veya tecrübeli hakim ayrımı yanında tercihlerde sıralanmış.

Bizim şu andaki sistemimize göre, hakim olmak için hukuk fakültesi mezunları arasında yapılan sınav sonucunda 2 yıl süreli bir adaylık dönemi geçirilmektedir. Bu dönemin 6 aylık bir kısmı Adalet Akademisinde pratik konularda kurslarla geçirilmektedir. Kalan bölüm ise Adliyelerde geçirilmekte orada ise genellikle adayın kendi çabası ile bir şeyler öğrenmeye çalıştığı gözlenmektedir. Esas itibariyle hakimler, hakim adaylarına bilgi paylaşımında talep halinde yardımcı olmaktan kaçınmamaktadırlar. Staj sonrası kur’a ile görev yerleri belirlenen hakim ve savcılar çoğunlukla 5 ve 4. bölgelere atanmakta bir kısmı ise diğer bölgelere atanmaktadır. Diğer bölgelerdekilere genellikle Ağır ceza mahkemesi üyeliği yetkisi verilmektedir. 5. ve 4. bölgelerde dosya sayısı az olduğundan buralarda bir nevi direksiyon başında şoförlük öğrenme gibi hakim koltuğunda meslek öğrenme devam etmektedir. Az dosya sayısı ile iş ve not sistemi nedeniyle genç hakimler çalışmaya zorlanmaktadır. Bu süreç yaklaşık 5 yıl sürmektedir. Bu beş yıl gerçekten önemlidir. Burada artık direksiyona oturması mümkün hale gelmiş olan hakimler daha nitelikli yerlere atanmakta böylece 3. 2. ve 1. bölgelere gelmektedirler. Bu süreçte hem yaşlanmaktalar hem de tecrübe kazanmaktadırlar. Yaşlılık ve tecrübe ayrımı işte bu anda ortaya çıkmaktadır.
Benim gözlemim tecrübe önemli olmakla birlikte yaşlılıktan ve gençlikten ziyade çalışkanlık ve mesleği sevmek daha önemlidir. Gördüğüm nice yaşlılar gençlere taş çıkartırken kimi gençlerde gerçekten hayranlık uyandırmaktadır. Bu nedenle kanaatimce gençlik ve yaşlılık önemli değil diye düşünüyorum.


Saygı ile.
Old 12-12-2007, 03:32   #18
Mustafa ÖZCAN

 
Varsayılan Ya usta şoför oluncaya kadar ziyan olan arabalar :)

Sayın Turan güzel benzetmeler yapmışsınız. Orta bir fikirle farklı düşünceleri kaynaştırmaya çalışmışsınız...

Şoförlük örneği ile konu daha bi anlaşılır hale gelmiş bence. Acemi şoför ustalaşıncaya kadar baya bi araba ziyan eder.. Bazen ölümcül kazalar bile yapabilir.. Bu nedenle trafik hata kabul etmez. Anlık bir boşluğun bedeli hayatla ödeniverir... Yuvalar yıkılır hayatlar dağılır... Bunu Türkiyede maalesef canlı yaşıyoruz.. Bakkal dükkanı gibi dağıtılan ehliyetler otoyolları kana bulamıyormu ?? Demekki sürücü belgesi almak yeterli değil ustalaşmak ta önemli.. Trafikte hep dua ederim acemi ve henüz tecrübesiz sürücülerle karşılaşmamak için. Zira ben ne kadar dikkatli olsamda hatalı sollayan biri ile kafa kafaya gelmem kaçınılmaz olabilir. O zaman meydana gelen kazada 8/8 haklı ama 8/8 haklı bir ölü olabilirim.

Hakimler 4-5 bölgelerde şoför oluncaya kadar bir çok arabada ziyan oluyor demekki... Diğer bir konu 4-5 bölge insanlarının adalet hakkı büyük şehirlere ve kent merkezlerine göre daha mı az yani.. Küçük bir yerde boşanan birisi şansına küssün o zaman, Küçük yerlerde suç işleyen biri, veya tarlasını kurtarmaya çalışan bir çiftçi yani küçük yerlerde hak arayanların vay haline, her zaman eğitim merkezi olma konumunda olacakları için hiç bir zaman şansları olmayacak demektir..

Doktorlardan örnek verdik yukarıda, tıp öğrencileri kadavrada çalışırlar önce, daha sonra ameliyatlarda yardımcı olarak izlerler uzun bir süre, eline neşter alması zaman alır.. Ameliyat gibi hassas, el becerisi ve kişisel yetenek gerektiren bir olayda bazı doktorlar hiç bir zaman ameliyat yapacak konuma gelemeyebilir.. Doktorlar önce küçük yerlerde deneyim kazansınlar diye düşünürsek, küçük yerlerdeki insanlar bir nevi eğitim deneği gibi kullanılacak demektir ki kabul edilebilir bir yanı yok.

Geçen bir belgeselde izledim, Almanyada cerrahi baya bir ilerlemiş niyemi ?? 2. Dünya savaşında yahudiler üzerinde canlı canlı deneyler yapmışlar, insanları kesmiş biçmişler.. Cerrahi ilerlemiş ama bu arada kesilen insanları ne yapacağız..

Durum hukuk ve adalet olunca değişiyormu ? Aynı hassasiyet burada da devam ediyor.Bu nedenle konunun üzerinde ciddiyetle durmak gerekiyor. Kişileri denek olarak kullanmadan hakim savcılarımızı, doktorlarımızı eğitmenin yollarını aramalıyız..

Avrupa ülkeleri bunu düşünmüşler ve avukatlıkta 5 yılı şart koşmuşlar, işte eğitim bu süreçte tamamlanmalı, zira genç avukatın yapacağı hatanın bedelini kendisi öder, iş sahibi hakkını arar zaten, bu arada avukatta yetişir..

Bir söz var biraz argo ama deneyimin önemini iyi anlatığı için severim. "Acemi nalbant ustalığı ecnebi merkebinde öğrenir."

Ecnebi merkebi konumuna düşmemek için küçük yerlerden 4-5 bölgelerden kaçmak lazım değilse kücük yerlerin hakimleri doktorları ustalık öğrenecekler derken telef olma ihtimalimiz var

Saygılarımla...
Old 12-12-2007, 10:56   #19
Av.Barış

 
Varsayılan

Bizim burada ki ilçelerde esası 50-60-70 yıllarına dayanan arazi davaları var.Hepsi 5 bölge hakimlerinden oluşuyor ve artık gelenek olarak her yeni gelen hakim elini taşın altına sokmayıp dosya üzerinden karar vermiyor.
5 bölge insanına(ilçe insanına) yazık değil mi?
50-60 yıldır sürmekte olan arazi davaları sizce "ADALET MÜLKÜN TEMELİDİR" sözüne aykırı düşmüyor mu?
Yıllarca bu bölgede süren başka davalar yine bu 5. bölgede bulunan vatandaşlarımıza haksızlık olmuyor mu?
Saygılar...
Old 12-12-2007, 11:01   #20
Ahmet Turan

 
Varsayılan

Sayın Özcan, bu sonuçlara nasıl vardınız anlam veremedim doğrusu.
5. ve 4. bölgelerde dosya sayısı az olduğundan buralarda bir nevi direksiyon başında şoförlük öğrenme gibi hakim koltuğunda meslek öğrenme devam etmektedir. Az dosya sayısı ile iş ve not sistemi nedeniyle genç hakimler çalışmaya zorlanmaktadır. Şeklinde yazdım. Dosyası sayısı az olduğu için hakim bunalmadan rahat rahat araştırma yaparak, gerektiğinde sorup öğrenerek en doğru sonuca ulaşmak için yüksek çaba harcamaktadırlar. Hatta verdikleri kararlar nedeniyle aldıkları notlar mesleki geleceklerini etkilediğinden çokta hassas davranmaktalar hatta üst bölgedekilere nazaran daha isabetli karar vermektedirler. Dolayısıyla bir yanlış anlamaya sebep olmak ve değerli 4.5. bölge hakimlerine haksızlık yapılmasına vesile olmak istemem. Ben meramımı iyi anlatamadım galiba. Ben sistemin özünün doğru olduğunu, her zaman gelişim içinde bulunan meslektaşlarımızın yetişme biçimlerindeki hassasiyeti anlatmak istemiştim. Yoksa 4.5. bölge insanlarına kötü adalet dağıtıldığını söylemedim veya böyle çıkarım yapılmasını gerektirecek anlamda söz söylemek istemedim. Eminim ki 1 günlük hakimle 30 yıllık hakim arasında yargılama adaleti bakımından bir fark yoktur.
Saygılar.
Old 12-12-2007, 13:38   #21
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Mustafa ÖZCAN
...
Hakimler 4-5 bölgelerde şoför oluncaya kadar bir çok arabada ziyan oluyor demekki... Diğer bir konu 4-5 bölge insanlarının adalet hakkı büyük şehirlere ve kent merkezlerine göre daha mı az yani.. Küçük bir yerde boşanan birisi şansına küssün o zaman, Küçük yerlerde suç işleyen biri, veya tarlasını kurtarmaya çalışan bir çiftçi yani küçük yerlerde hak arayanların vay haline, her zaman eğitim merkezi olma konumunda olacakları için hiç bir zaman şansları olmayacak demektir..

Ecnebi merkebi konumuna düşmemek için küçük yerlerden 4-5 bölgelerden kaçmak lazım değilse kücük yerlerin hakimleri doktorları ustalık öğrenecekler derken telef olma ihtimalimiz var

Saygılarımla...


Bunun için "Üst Mahkemeler" var Yerelin hata ettiğinden kuşku duyduğunuzda müracaat etmek üzere. İster 1 yıllık, ister 30 yıllık yargıç olsun.

Endişelerinizi bu kavram karşılıyor olmalı. En azından teorik düzeyde...

Saygılarımla...
Old 12-12-2007, 14:22   #22
Mustafa ÖZCAN

 
Varsayılan Olayları başka yönü yokmu ?

Sayın Turan aslında meselenin yaştan başka yönleride var..

5 yıl Avukatlık sadece belirli bir yaşı tutturmak için değil.!

Muhakemenin gelişmesi, işte uzmanlaşmak, hayat tecrübesinin artması, hayatı tanımak, insanı tanımak, usulü öğrenmek anlamlarında avukatlıkta geçirilecek yıllar önem kazanıyor,

İnsanların ellerine bakarım bazen, bazen yüz çizgilerine bakarım, yılların derinleştirdiği bu çizgilerde yılların sıkıntısını ve hikayesini okumaya çalışırım..

"SUÇLUYU KAZIYINIZ ALTINDAN İNSAN ÇIKAR" demiş bir düşünürümüz... İnsanların özünü gören, olayların nirengi noktalarını yakalayan, hümanist, ama bir okadar tecrübeli ve de adil hakimlere ihtiyacımız var...

Sayın Av.Şehper Ferda DEMİREL

Temyiz her şeyi dört dörtlük incelese ve imbikten geçirse yanmayacağım.. Sizce Yargıtay her kararı doğru inceliyormu..?? Temyize bu anlamda güveniniz tammı..?? Hatalı onanan kararlarınız, yada hatıra binaen bozulan kararlarınız olmadımı ??

Benim oldu..

Saygılarımla...
Old 12-12-2007, 14:28   #23
*sinequanon*

 
Varsayılan

Öğrenme,tecrübe=pratik Keşke hepimizin beyinleri tüm teorik bilgiyi kaydedip bunu hatasız bir şekilde yaşama aktaracak kadar gelişmiş olsa.Maalesef trafik kurallarını hatasız bilseniz de şoför koltuğuna geçmeden şöfor olunamıyor.Ama diğerleri için tehlike yaratırsınız diye de trafiğe çıkmamak doğru bir düşünce değil.Doğru olan belki daha az insanın bulunduğu daha geniş,virajsız yollarda pratik yapmak.Esasında hakim ve savcılar için de yapılmaya çalışılan şey bu.Hiç kimsenin hakkı diğerininkinden daha önemli değil tabi ki ama daha az insanın yaşadığı,dava çeşitliliğinin daha sınırlı olduğu,daha az dava dosyasının olduğu bir yerde başlamak en doğrusu.Acemi sürücünün geniş,az trafik olan yolda araba kullanmaya alışması gibi.

İnsanların hata yapmaması mümkün değil.Ama hata yapacak diye bir insanın elini kolunu bağlamak daha hatalı bir davranış olur.

Bir hikaye duymuştum.Edison günlerce uykusuz kalarak,müthiş bir çalışmanın sonunda ilk ampulü yapıyor.Tam deneme yapacaklarken ampulü aşağı kattan yukarıya çıkaracak olan asistanın ayağı takılıyor ve ampulü düşürüyor.Büyük bir çabanın eseri olan icat tuzla buz oluyor.Asistan üzüntüden kahroluyor.Edison yine günlerce çalışıp ikinci bir örneği yapıyor.Taşıma görevini yine aynı asistanına verince odada bulunan herkes asistan da dahil şaşırıyor.Arkadaşlarından birisi "Bunu nasıl yaparsın.İlkini bu adam mahvetti" deyince Edison "Eğer bu görevi ona vermezsem ömür boyu hiç bir şey başaramayacağını düşünen,sefil bir adam olarak hayatını sürdürecek.Bir insanı kaybetmenin yanında bir ampulü kaybetmek hiç bir şeydir.Hem merak etme şimdi bu ampulü ondan daha dikkatli taşıyacak kimse yok" der.

Saygılar...
Old 12-12-2007, 14:36   #24
Mustafa ÖZCAN

 
Varsayılan Ampülü kırmamanın yollarıda olmalı..

Sayın *sinequanon*

Aslında bir konuda hepimiz müttefikiz, acemilik hak kayıplarına sebebiyet verebiliyor,

Ben diyorumki, acemiliği doğrudan otoyollarda can kayıplarına sebebiyet vermeden başka yollardan gidermenin yollarını araştırsak diyorum. Örnekmi 2 çeşit ehliyet olsa birisi şehir içi birisi şehir dışı yollarda kullanılacak türden, Belirli testlerden sonra kişileri şehir dışı otoyollara çıkarsak bu kadar can kaybını azaltmaya yönelik bir tedbir olmazmı..

Hakimlik konusunda ise hakimleri hayat ve iş deneyimi olan kişilerin içinden seçmek ve tabiki sınavla kaliteli olanlarından alınması konusundaki fikrim benim devam ediyor.. Bu bana daha doğru geliyor...

5 Yıllık Avukatlık yapmış olanların içinden hakim savcı alınması fikri de buna dayanıyor zaten.. Yaşın ötesinde iş tecrübesi ve 5 yıl avukatlık yapma koşuluna ne diyorsunuz mesela ??

Birazda konunun başka yönlerine yoğunlaşsak diyorum.

Saygılarımla...
Old 12-12-2007, 14:52   #25
*sinequanon*

 
Varsayılan

Sayın Özcan hepimiz insanız ve ampulü kırmamanın yolu yok.Ne kadar tecrübeli olsalar da hayatları şehirler arası yolculuk yapmakla geçen kamyon ve otobüs şoförlerinin daha çok kaza yaptığını görüyoruz mesela.Yani kişisel yetersizlikler ve dikkatsizliklerin de tecrübeyi işe yaramaz hale getirdiği oluyor.Sadece kırıkların sayısını azaltmanın yolu var.Bu da esasen yaptığı işi önemsemek,vicdan sahibi olmak,işini severek ve öğrenme isteğiyle yapmakla alakalı bir durum.Gerisi insani zaafiyetlere bağlı.

Hem ayrıca avukatlık hakimlikten daha az kayıplara yol açan bir meslek de değil.Bir süreyi kaçırmanız müvekkilinizin hakkını sonsuza dek kaybetmesi demek olabiliyor.Yani diyorum ki üniversiteden yeni mezun biri avukat olabiliyorsa hakim-savcı da olabilmeli.Öncesinde avukatlık tecrübesi olması ancak kişinin bu tecrübeyi değerlendirip değerlendiremeyeceği noktasında önemlidir.

Saygılar...
Old 12-12-2007, 14:53   #26
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

Sayın Özcan,

Yanıtım, mesajınızdan alıntıladığım ilk paragraftaki teorik endişelerinize yönelik, yine teorik bir yanıttı.

Pratikte kaza olması her zaman, her yerde ve her yaşta mümkün. Keza, Yüksek Mahkeme de hata yapabilir. O zaman da AİHM ne müracaat imkanınız var.

Adalet yolunda, yıpranmayı, dışlanmayı yahut yaşlanmayı göze aldıktan sonra, kazaların meydana gelmesini önlemeye yetmese bile, hasarın giderilmesini sağlayabilmeye yönelik çok sayıda basamak var. Yeter ki sabır ve zaman göze alınsın.

Saygılarımla...
Old 12-12-2007, 14:59   #27
Ahmet Turan

 
Varsayılan

Alıntı:
"SUÇLUYU KAZIYINIZ ALTINDAN İNSAN ÇIKAR"


Kazı kazan gibi bazan de "BOŞ" çıkıyor.

Benim kanaatimce de bu açıkladığınız kimi nedenlerle bir miktarda olsa avukatlık yaptırmak hakimler için yararlı olabilir.
Old 12-12-2007, 20:38   #28
Mustafa ÖZCAN

 
Varsayılan Güzel Espri :)

Alıntı:
Kazı kazan gibi bazan de "BOŞ" çıkıyor.
Aslında suçun kökünü kazıyacak yeni piyangolar lazım bize,

Suçun kökünü kazımak yerine, birbirimizin kuyusunu kazmakla mı uğraşıyoruz acaba
Old 12-12-2007, 23:21   #29
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Genç hakimlere yönelen eleştirileri çok acımasız bulduğumu belirtmek zorundayım.

Genç hakimler neden yetersiz olsun ki? Bu mantıkla olaya yaklaşılırsa; genç avukatlar çok mu yeterlidir? diye sorulmaz mı?

Olayı genç-yaşlı diye ayırmak pek doğru değildir. Yeterli ve yetersiz olarak değerlendirmeleri yapmamız gerekir.

Her mesleğin bir acemilik dönemi vardır. Olmaması düşünülemez.

Yaş sınırı kaldıırlmalıdır. Bu yaklaşıma katlıyorum ancak genç hakim olmamalıdır tezini doğru bulmuyorum.

Berberliği başımızda öğrenen, saçımızı kazıyan, doğrayan, kesen, biçen "berberlere" ses çıkarmayıp, avukata, doktora, hakime ses çıkarmamız adil olmaz.
Old 13-12-2007, 08:58   #30
Mustafa ÖZCAN

 
Varsayılan Yaşı geride bırakmıştık ama :)

Sayın Saim yaşı geride bırakmıştık ama;

Berberle doktor ve hakim birmi yani sizce ??

Berber saçı telef eder en fazla, hakim hata yaptığında hürriyetten maldan, doktor hata yaptığında candan eder.. Berberle hakimin ya da avukatın bir tutulması mantığı hatalı olur...

Genç avukatların hata yaptığını kabul ettim ben ama faturasını vatandaş derhal keser ona, yakınen takip eder, Yine avukatla hakimin ya da doktorun hatası bir değil.. Hakim ve Doktor işin Karar mercileridir ancak avukat karar merci değildir.. Avukat yön verir KARAR Hakime aittir. Hakim ve doktorun hatalarının sonuç ve mahiyetleri de aynı değildir...

Ben genç ve deneyimsiz hakime karşıyım... En azından kademeli başlanması gerektiğini, yetiştikten sonra yetki ve sorumluluk verilmesi gerektiği düşüncesindeyim...

Hakime teslim edilen ayda bir kere yeniden uzayan saç değil dikkatinizi çekerim, telafisi kabil olmayacak haklarla oynama hakkını veriyoruz hakime, Berber bir kere saçımı hatalı kesmiş 1 ay sonra iyi bir berber bulur eskisine bir daha gitmem, Ama acemi bir doktor hatalı teşhis ile hatalı bir ameliyat sonucu beni canımdan etti, o doktora da gitmem bir daha.....

Ama artık seçim özgürlüğüm olduğu için değil, ölü olduğum için gidemem de ondan gitmem

Bilmiyorum anlatabildimmi ??

Saygılarımla...
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Yazin ve farkli Dillere cevirin,Ögrenin)Türkce yok obaykan Teknoloji ve Bilgisayar 0 30-08-2006 20:57
Bİlİm Ve Teknolojİye Farkli BakiŞ.... NİLGÜN SEYMEN Yazdıklarımız - Yazdıklarınız. 2 06-04-2006 09:26


THS Sunucusu bu sayfayı 0,08887410 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.