Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Arsa olarak kiralanan mecura bina yapılması durumunda 6570 mi BK mı uygulanacak

Yanıt
Old 23-06-2010, 08:38   #1
kordelya

 
Varsayılan Arsa olarak kiralanan mecura bina yapılması durumunda 6570 mi BK mı uygulanacak

Sayın Meslektaşlarım;

Malumlarınız üzere ben stajyer avukatım ve Baro tarafından verilen ödev konusunu hazırlarken olaya hangi kanunu uygulayacağıma karar veremedim. Ödev konum ve konu ile ilgili olan, yanıtlamamı istedikleri soruları size aşağıda metin olarak sunuyorum, mesleğe yeni adım atmış biri olarak bana bu konuda yol gösterir, hangi kanunu neye dayanarak uygulamam gerektiğini belirtirseniz çok sevinirim, olayla ilgili duruşma şeklinde bir sunum yapacak olmamızdan dolayı ayrıca çok iyi hazırlanmam gerek. Ben de siz tecrübeli meslektaşlarımın yardımlarına başvurmaya karar verdim, şimdiden çok teşekkür ediyorum.

M,01.12.1989 başlangıç tarihli kira sözleşmesi ile Maltepe’deki arsasını 9 yıl için K’ya kiralamıştır.

Sözleşmenin önemli maddeleri şöyledir:

MADDE;1-Arsa,oto servis istasyonu olarak kiralanmış olup,bu amaçla sınırlı olmak kaydı ile kiracı tarafından inşaat yapılabilir.

MADDE;2-Yapılacak inşaat ve kurulacak tesisle ilgili her türlü masraf (harç,vergi,inşaat giderleri,vs.)tamamen kiracıya aittir.

MADDE;3-Kiracı,kira süresinin sonunda,teferruat niteliğindeki demirbaşlarını alarak ayrılacak ve inşa edeceği yapı ya da yapıları , o günkü haliyle bedelsiz olarak kiralayana terk edecektir.

MADDE;5-Kiracı,akdin sonunda mecuru tahliye etmediği taktirde,kiradan ayrı olarak her ay için,o günkü kur üzerinden 4.000.-USD karşılığı TL.cezai şart ödeyecektir.

Kiracı,sözleşmenin imzalanmasından sonra tek katlı bir servis binası ile altı oto aksesuarı satış yeri,üstü de yönetim ünitesi yerleşim yeri olarak kullanılan iki katlı bina olmak üzere iki ayrı bina inşa etmiştir.

Kiracı,8 Ocak 1990 tarihinde noterden verdiği taahhütname ile,sözleşme sonunda mecuru tahliye etmeyi taahhüt etmiştir.Ayrıca;kiralayan 1998’Temmuz ayında akdin yenilenmeyeceğini,dolayısıyla akdin bitiminde mecurun tahliye edilmesini noter aracılığı ile kiracıya bildirmiştir.

Kiracı,kira süresinin sonunda mecuru tahliye etmemiş , 1998’Aralık ve 1999’Ocak aylarına ait kiraları,PTT ile konutta ödemeli olarak göndermiş fakat kiraya veren tarafından alınmayarak iade edilmiştir.
1) Bu kira ilişkisinden doğacak anlaşmazlıklara Borçlar Kanunu mu yoksa 6570 sayılı kanun mu uygulanacaktır?Niçin?Konu ile ilgili Yargıtayın görüşü nedir?
2) Kiracının mecuru tahliye etmemekte direnmesi karşısında,kiraya verenin başvurabileceği yasal yollar nelerdir?Karşılaşabilecek savunmalara göre izlenebilecek yolları alternatifli olarak tartışınız.
3) Konutta ödemeli olarak gönderilen kira bedellerinin kirayaveren tarafından alınmaması durumunda,kiracının,temerrüde düşmemek için alması gereken önlem nedir?Bu önlem için nasıl bir yol izlenmesi gerekir?
4) Kiracının akdin sonunda mecuru tahliye etmemesi halinde kiradan ayrı olarak her ay için 4.000.USD karşılığı TL cezai şart ödeneceğine ilişkin hüküm geçerli midir?Neden?

Saygılarımla,
Old 23-06-2010, 09:28   #2
Admin

 
Varsayılan

Sayın kordelya,

Takdir edersiniz ki ödevlerin amacı kişinin araştırmasını ve bunu yaparken de kendini yetiştirmesini sağlamaktır. Bu açıdan ödevlere "cevabın hazır olarak" verilmesini kendi adıma doğru bulmuyorum, bu nedenle cevapları paylaşmak yerine, araştırmanızı kolaylaştıracak püf noktalarını paylaşmak istedim:

Birinci soru ile ilgili olarak BK ve 6570 sayılı kanunun kiraya ilişkin hükümlerini okumanız gerekiyor. Yargıtay'ın konuyla ilgili görüşünü forum alanlarımızda arama yaparak bulabilirsiniz.

İkinci sorunun cevabı birinci soruda bulduğunuz cevaba bağlı. Eğer birinci sorudaki cevabınız BK ise, BK'nın tahliyeye ilişkin hükümlerini okumanız gerekiyor. Eğer birinci sorudaki cevabınız 6570 ise o zaman İİK ve THS forumları size yol gösterici olacaktır.

Üçüncü sorunun cevabı BK içinde gizli, anahtarınız "alacaklının temerrüdü" kavramı, kaynağınız THS forumları, ipucunuz "te... ma.." kavramı.

Dördüncü sorunun yanıtı BK 161 içinde açıkça yer alıyor. Tek yapmanız gereken sizin olayınızda bu maddenin 1. mi yoksa 3. mü fıkrasının uygulanacağını saptamak için biraz Yargıtay içtihatlarını karıştırmak.

Ödevinizde başarılar dilerim!
Old 23-06-2010, 12:17   #3
kordelya

 
Varsayılan

Sayın Admin;

Yol gösterdiğiniz ve verdiğiniz ipuçları için çok teşekkür ederim. Amacım kesinlikle hazıra konmak değildi, zaten Yargıtay Kararlarını toplamaya başlamıştım ancak emin olamadığım için bana yol göstermenizi temenni ederek bir de sizlere danışayım dedim. Yardımcı olduğunuz için tekrar teşekkür ederim, ödevimde artık sizin de payınız var
Saygılarımla,
Old 01-08-2011, 11:37   #4
av.pelin topal

 
Varsayılan

Merhaba,
Aynı ödev bu senede benim sunum konum oldu.Yazmaya başladım;fakat aklıma takılan oto aksesuar satışı ve yönetim için yapılan binanın sözleşme kapsamındaki ot servis istasyonuna dahil olup olmadığıdır.Ve ben 6570 sayılı kanun kapsamında değerlendirme yapıyorum.Acaba yanlış bir yol mu izliyorum?
Saygılarımla,
Old 08-08-2011, 07:59   #5
kordelya

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av.pelin topal
Merhaba,
Aynı ödev bu senede benim sunum konum oldu.Yazmaya başladım;fakat aklıma takılan oto aksesuar satışı ve yönetim için yapılan binanın sözleşme kapsamındaki ot servis istasyonuna dahil olup olmadığıdır.Ve ben 6570 sayılı kanun kapsamında değerlendirme yapıyorum.Acaba yanlış bir yol mu izliyorum?
Saygılarımla,

[FONT='Arial','sans-serif']Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 16.06.2009 tarihli, 2009/4531 E. Ve 2009/5731 K. [/font]
[FONT='Arial','sans-serif'][/font]
[FONT='Arial','sans-serif']karar ışığında konuyu inceleyin isterseniz ben öyle yapmıştım, olay ile ilgili de sorularınız olursa yardımcı olmaya çalışırımYine de yüksek yargı kararlarına tekrar göz atmanızı tavsiye ederim.[/font]
[FONT='Arial','sans-serif'][/font]
[FONT='Arial','sans-serif']İyi çalışmalar,[/font]
Old 08-08-2011, 08:47   #6
av.pelin topal

 
Varsayılan

Bu cevabınızdan yanlış bir ödev hazırladığım kanısına kapıldım.Okadar yazı boşuna mı gitti acaba?Zaten yargıtay kararından 6570 sayılı yasayı uygulamaya karar verdim.Sormak istediğim bdiğer bir konu ise kapsamlı bir konu olduğundan nereden nasıl kısaltacağımı bilmiyorum?Örneğin adi kira sözleşmesinin tamamını anlatmalımıyım?Detayda boğulmak istemiyorum.Ama işin içinden de çıkamıyorum bir türlü.Malum bir de benim şimdi yeni bk ışığında bir değerlendirme yapmam gerekecek.Benim incelediğim kararda Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E. 2005/6-181 K. 2005/208 T. 30.3.2005
Old 08-08-2011, 08:58   #7
av.pelin topal

 
Varsayılan

Şöyle birşey daha var,genelde verilen kararlar sizin kararnızdaki ile aynı doğrultuda.Ama 1 tanede olsa ve aksi yönde karar var ve bu karar bu HGK Kararı.Ben neye göre hareket edeceğim.Kanımca hgk kararıda tam bu pratiğe uygun.Yani sözleşme ile arsa niteliğindeki taşınmaz üzerinde bina yapma yetkisi verilmiş.Ama yine en baştada söylediğim gibi nerden nasıl bir yol izleyeceğimi bilmiyorum.Yazmaya başladım fakat tam anlamıyla içime sinmiyor bir türlü.
Old 10-08-2011, 08:11   #8
kordelya

 
Varsayılan

"Olayda kiralanan taşınmaz başlangıçta arsadır ve arsa olması nedeniyle Borçlar Kanunu uygulanacak gibi görünmektedir. Fakat daha sonra sözleşme maddelerinden de anlaşılacağı üzere bu boş arsanın üzerine çeşitli yapılar yapılmasına izin verilmiş ve bu üstü kapalı yapılar nedeniyle olaya uygulanacak yasa 6570 sayılı Yasa olmuştur. 6570 sayılı Gayrimenkul Kiraları Hakkında Kanun md. 1 “ Belediye teşkilatı olan yerlerle, iskele, liman ve istasyonlardaki gayrimenkullerin ( musakkaf olmayanları hariç) kiralanmalarında kiralayanla kiracı arasındaki hukuki münasebetlerde bu kanun ile Borçlar Kanunun bu kanuna aykırı olmayan hükümleri tatbik olunur.” şeklinde düzenlenmiştir. Bir taşınmaz kirası hakkında, 6570 sayılı kanunun uygulanabilmesi için iki ölçü bulunmaktadır. İlki, taşınmazın musakkaf (üstünün çatı, dam vs. ile örtülü) bir yapı olması; ikincisi ise bu musakkaf taşınmazın, belediye teşkilatı olan yerlerde veya belediye teşkilatı olmasa bile iskele, liman veya istasyonda bulunmasıdır. Olayımızda her ne kadar başlangıçta kiralanan yer arsa niteliğinde olsa da daha sonra taraflar arasında kararlaştırıldığı üzere tek katlı bir servis binası ile altı oto aksesuarı satış yeri , üstü de yönetim ünitesi yerleşim yeri olarak kullanılan iki katlı bina olmak üzere iki ayrı bina inşa edilerek kiralanan yerin sadece arsa olma vasfı ortadan kaldırılmıştır. Aşağıdaki Yargıtay Kararı da 6570 sayılı yasa hükmünün olaya uygulanması yönündedir"

Pratik olay çözümümümden bir alıntı yapıyorum kullandığım diğer yargıtay kararlarını da ekleyeyim. Her ikisi de uygulanabilir ancak hangisini uygulamaya karar verirsen ver gerekçelerin doğru olması önemli. Ödev konusunda başlangıçta ayrıntılı açıklama yapmanı tavsiye ederim. Benim ödevim 40 sayfa tutmuştu kira sözleşmesi ile ilgili tüm açıklamaları yapıp sonra olay çözümüne geçmiştim.

YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
E. 2005/6-181
K. 2005/208
T. 30.3.2005
Ben asıl olarak bu HGK kararını kullandım ama aksi yönde kararlar da mevcut bildiğim kadarıyla. Sana hangisinin gerekçesi daha ağır basıyorsa savunma açısından onu kullan çünkü sözlü olarak da ödev sunumu yapacağın için gerekçelerinin sağlam olduğunu düşündüğün kararı kullanman mantıklı. Şimdiden başarılar dilerim, kolay gelsin
Old 10-08-2011, 08:12   #9
kordelya

 
Varsayılan

Bu arada önceki eklediğim kararı yanlışlıkla eklemeişim o kararı buldum ama onu kullanmadım bu HGK kararını kullandım.
Old 10-08-2011, 10:09   #10
tiryakim

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY

Hukuk Genel Kurulu
Esas: 2005/6-181
Karar: 2005/208
Karar Tarihi: 30.03.2005


TAHLİYE DAVASI - KİRALANAN BOŞ ARSAYA BİNA YAPILMASI - KİRA SÖZLEŞMESİ DOĞRULTUSUNDA TARAFLARIN İRADELERİNE UYGUN OLARAK SABİT BİR YAPI YAPILMASI -TAHLİYE İÇİN UYGULANACAK HÜKÜMLERİN BELİRLENMESİ - 6570 SAYILI YASA HÜKÜMLERİNİN UYGULANACAK OLMASI

ÖZET: Bu durumda, başlangıçta boş arsa niteliğinde olan kiralananın, tarafların ortak iradeleriyle ve sözleşmede güttükleri amaç çerçevesinde bu nitelikten çıktığı; 6570 Sayılı Kanun kapsamında bulunan, örtülü bina niteliğine büründüğü kabul edilmelidir. Dolayısıyla, uyuşmazlığın çözümünde anılan Kanun hükümlerinin uygulanması gerekir. Hal böyle olunca Yerel Mahkeme'nin uyuşmazlığın 6570 sayılı Kanun kapsamında bulunduğuna ilişkin direnme gerekçesi hukuka uygundur.

(6570 S. K. m. 1, 7) (818 S. K. m. 256)

Dava: Taraflar arasındaki "Tahliye" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İzmir 7. Sulh Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 3.12.2003 gün ve 2003/1081-1460 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine,

Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 27.4.2004 gün ve 2004/3092-3194 sayılı ilamı ile,

( ... Taraflar arasındaki uyuşmazlık kiralananın Borçlar Kanununun adi kiraya ilişkin hükümlerine mi, yoksa 6570 Sayılı Yasaya mı tabi olduğu noktasındadır. Kiralanana ait 1.8.1999 başlangıç tarihli bir yıl süreli kira sözleşmesinde kiralanan yer 9 m2 lik boş, açık alan olarak belirtilmiştir. Kira sözleşmesindeki bu belirtmeye göre kiralanan Borçlar Kanununun adi kiraya ilişkin hükümlerine tabidir. Sözleşme kurulduktan sonra kiralanan yer üzerine kiracı tarafından yapı yapılmış olması sözleşmenin bu niteliğini değiştirmez. Uyuşmazlığın Borçlar Kanununun adi kiraya ilişkin hükümleri ve sözleşme hükümleri birlikte değerlendirilerek çözümlenmesi ve ona göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi hatalı olduğundan hükmün bozulması kap etmiştir... )

Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Karar: Dava, kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir.

A-DAVACI İSTEMİNİN ÖZETİ:

Davacı Sosyal Sigortalar Kurumu Başkanlığı vekili, davacı Kurumun Çınarlı Dispanseri bahçesindeki 9 m2'lik arsanın 1.8.1999 tarihli kira sözleşmesiyle davalıya kiralandığını, sözleşmede davacının arsa üzerine polyester seyyar kabin yapacağının ve bunu büfe olarak kullanacağının belirtildiğini, sözleşme eki özel şartların 11. maddesinde de, tahliye anında kabin sökülerek yerin eski haliyle tesliminin öngörüldüğünü; Yargıtay kararlarına göre, arsa olarak kiralanan yere sonradan musakkaf bina yapılsa dahi, kiralananın sözleşmedeki arsa vasfının değişmeyeceğini, davacının sözleşmeye ve Borçlar Kanunu hükümlerine uygun 24.6.2003 günlü ihtarnamesine rağmen kiralanan yerin davalı tarafından tahliye ve teslim edilmediğini ileri sürerek, akdin feshi ile kiralananın tahliyesine karar verilmesini istemiştir.

B-DAVALI CEVABININ ÖZETİ:

Davalı Doğan Köse vekili, dava konusu büfenin musakkaf olup, 6570 Sayılı Kanuna tabi bulunduğunu; sözleşmenin 11. maddesi gereğince, davalının kiralanan yeri 6. maddede belirtilen şekilde sözleşmede yazılı gaye için kullanıma elverişli hale getirebilmek amacıyla, özel şartname eki'nin 1. maddesi çerçevesinde davacı Kurumun onayını da alarak, tüm yasal prosedürleri tamamlamak suretiyle musakkaf bir büfe inşa ettiğini ve bu haliyle hiçbir uyuşmazlık çıkmadan, sözleşmede belirtilen şekilde büfe olarak işlettiğini; taraflar arasındaki sözleşmenin düzenlenmesi sırasında, her iki tarafın ortak iradesinin boş alan üzerine tesis edilecek büfenin işletilmesine yönelik olduğunu, bu durumun sözleşmenin 6. Maddesi ile de teyit edilerek hüküm altına alındığını, ayrıca taraflar arasındaki kira sözleşmesinin 1.8.2000 tarihinden itibaren süresiz kira akdine dönüştüğünü, Borçlar Kanunu'na dayanılarak tahliye talebinde bulunulmayacağını, olayda 6570 Sayılı Kanun hükümleri ile Borçlar Kanunu'nun buna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanması gerektiğini, 6570 Sayılı Kanun'un 7. maddesinde kiralayanın tahliye isteyebilmesi için aranan koşulların dava konusu olayda gerçekleşmediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

C-YEREL MAHKEME KARARININ ÖZETİ:

Yerel Mahkeme, kira sözleşmesinde, kiracının yapacağı büfenin tümüyle sökülüp, yerin boş arsa olarak teslim edileceği yönünde bir hüküm bulunmadığı, davalı tarafından davacının muvafakati ve Belediyenin onayıyla inşa edilen yapının sabit temel sistemine sahip, sökülüp götürülmesi mümkün bulunmayan, musakkaf nitelikte bir yapı olduğunun bilirkişi raporuyla belirlendiği, bu durumda, sözleşmenin musakkaf nitelikteki büfeyi konu alması nedeniyle, uyuşmazlığın 6570 Sayılı Kanun hükümlerine göre çözülmesi gerektiği, Borçlar Kanunu çerçevesinde feshi ihbar yoluyla tahliyenin istenilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir.

D-TEMYİZ EVRESİ BOZMA VE DİRENME:

Davacı vekilince, arsa niteliğiyle kiralanan yere sonradan kiralayanın tanıdığı yetkiye dayalı olarak ve musakkaf nitelikte dahi olsa bina yapılmasının, kiralananın arsa niteliğini etkilemeyeceği iddiasıyla temyiz edilen karar. Özel Dairece yukarıdaki gerekçeyle bozulmuş; Yerel Mahkeme gerekçesini tekrarlayarak önceki kararında direnmiş, direnme kararı davacı vekilince temyiz edilmiştir.

E-MADDİ OLAY

Taraflar arasında ihale sonucunda düzenlenen 1.8.1999 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesiyle, davacı Kurum bünyesindeki Çınarlı Dispanseri bahçesinde bulunan 9 metrekarelik boş alan, büfe olarak kullanılmak üzere davalıya kiralanmıştır. Kiralanan boş alana davalı tarafından davacı Kurumca da onaylanan projeye uygun şekilde büfe yapıldığı, yapı ruhsatı ve yapı kullanma izin belgesinin de alındığı çekişmesizdir. Davacı, davalıya gönderdiği 24.6.2003 günlü ihtarnamede, sözleşme süresi 31.7.2003 tarihinde sona erecek olan kira sözleşmesinin yenilenmeyeceğini bildirerek, kiralanan yerin, ek Hususi Şartnamenin 11. maddesi doğrultusunda mevcut haliyle boş olarak Kuruma teslim edilmesini istemiş, aksi takdirde tahliye davası açılacağını ihtar etmiştir, ihtarname davalıya 25.6.2003 günü tebliğ edilmiştir.

F-GEREKÇE

Davalının da imzaladığı ihaleye ilişkin "Özel Şartname Eki"nin 1. maddesi "...9 metrekarelik açık alana yapılacak büfe için ekli projede örneği bulunan cam elyaftan ( polyester ) seyyar kabin kiracı tarafından konulacaktır..." hükmünü taşımaktadır. Sözleşmenin Hususi Şartlar bölümünün 11. maddesinde "Kurum'un izni alınarak ve her türlü masrafı kendisine ait olmak koşuluyla yapılacak tadilat, kiralık yerin tahliyesi anında kurum tarafından yerinde kalmasına izin verilmediği durumda kiracı tarafından sökülerek kiralık yer eski haliyle Kurum'a teslim edilecektir. Şayet Kurum bu tadilatın kaldırılmasını İstemezse kiracı bedelsiz olarak Kuruma terk edecektir. Kiracı bundan dolayı hiçbir hak ve tazminat talebinde bulunamayacaktır." hükmü bulunmaktadır. 10. Madde ise "Kurumumuzun ihtiyacı doğrultusunda Kurum sözleşmeyi tek taraflı olarak feshetmeye yetkili olup, belirtilen tarihte kantin boş olarak teslim edilecektir. Kiracı bu hükmü peşinen kabul ve taahhüt eder" şeklindedir. Büfeye ilişkin yapı ruhsatı, yapı kullanma izin belgesi ve diğer belgeler davalı vekilince dosyaya sunulmuştur. Yapı kullanma izin Belgesine göre, söz konusu büfe, tuğladan ve karkas yapı sistemiyle yapılmıştır.

Yargılama sırasında keşif yoluyla alınan 4.11.2003 günlü bilirkişi raporunda, kiralanan boş alan üzerinde projeye uygun olarak tuğladan, yığma tarzda, alüminyum doğramalı, üzeri kiremit kaplı, seramik döşemeli, dış cephesi mineral sıvalı 10.69 metrekarelik inşaat alanına oturan, sabit bir temel sistemine sahip, sökülüp götürülmesi mümkün olmayan, musakkaf ( örtülü ) nitelikte bir büfenin yapılmış olduğu belirtilmiştir.

Bozma ve direnme kararlarının içerik ve kapsamlarına göre. Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık, boş arsa olarak kiralanan yere, sonradan kiracı tarafından, sözleşmede tanınan yetkiye dayanılarak, sözleşmedeki kullanım amacına uygun şekilde ve kiralayanın da onayıyla büfe yapılmış olmasının, kiralananın arsa niteliğini etkileyip, etkilemeyeceği; buna bağlı olarak da, tahliye konusunda Borçlar Kanunu hükümlerinin mi, yoksa 6570 sayılı Gayrimenkul Kiraları Hakkında Kanun hükümlerinin mi uygulanması gerektiği noktasında toplanmaktadır.

Bilindiği gibi. 6570 sayılı Gayrimenkul Kiraları Hakkında Kanun, sadece belediye sınırları içerisinde ve musakkaf ( örtülü ) nitelikte olan taşınmazlarla, ilgili kira sözleşmelerine ilişkin düzenlemeler içermekte ve kapsamındaki kira sözleşmeleri yönünden, salt kira süresinin bitmiş olmasının tek başına tahliye nedeni olarak kabul etmemekte; Borçlar Kanunu'nun adi kiraya ilişkin olarak öngördüğü tahliye nedenlerinin dışında, kendine özgü, başka nedenlerin varlığını tahliye için koşul olarak öngörmektedir.

Bu noktada önemle belirtilmelidir ki; Yargıtay'ın sapma göstermeyen uygulamasına göre, sözleşme anındaki durumu itibariyle 6570 sayılı Kanun kapsamında bulunmayan bir taşınmazla ilgili olarak kira sözleşmesi düzenlendikten sonra, kiracının, o yönde kendisine tanınmış açık bir yetki olmaksızın, musakkaf ( örtülü ) nitelikte de olsa, taşınmaz üzerine bina yapmış olması, kiralananın sözleşmedeki niteliğini değiştirmez; sonradan yapılan örtülü binaya rağmen, sözleşmeye konu taşınmaz. Borçlar Kanunu'nun adi kiraya ilişkin hükümleri kapsamında kalmaya devam eder.

Ne var ki, somut olayda. 1.8.1999 günlü sözleşmeyle boş arsa olarak kiralanan yere, sözleşmede tarafların birlikte amaçladıkları kullanım şekline uygun olarak, davalı kiracı tarafından, sözleşmede kendisine bu yönde açıkça tanınan yetkiye dayalı olarak, kiralayanın onayından da geçen proje çerçevesinde. Belediyeden inşaat ruhsatı alınmak suretiyle, sabit temel sistemine sahip, sökülüp götürülmesi mümkün olmayan, musakkaf ( örtülü ) nitelikte bir büfe yapılmış, iskan izni de alınıp büfe olarak işletilmiş; davacı kiralayan da, tahliye konusundaki 24.6.2003 günlü ihtarnamesine kadar, bu yönde herhangi bir uyuşmazlık yaratmamıştır.

Bu durumda, başlangıçta boş arsa niteliğinde olan kiralananın, tarafların ortak iradeleriyle ve sözleşmede güttükleri amaç çerçevesinde bu nitelikten çıktığı; 6570 Sayılı Kanun kapsamında bulunan, örtülü bina niteliğine büründüğü kabul edilmelidir. Dolayısıyla, uyuşmazlığın çözümünde anılan Kanun hükümlerinin uygulanması gerekir.

Hal böyle olunca Yerel Mahkeme'nin uyuşmazlığın 6570 sayılı Kanun kapsamında bulunduğuna ilişkin direnme gerekçesi yerindedir. Ne var ki, uyuşmazlık Özel Dairece bu kapsamda değerlendirilmemiş olduğundan, açıklanan yönde inceleme yapılmak üzere dosya Özel Daireye gönderilmelidir.

Sonuç: Açıklanan gerekçeyle, uyuşmazlık ve davacı vekilinin temyiz itirazları 6570 sayılı Kanun çerçevesinde incelenmek üzere dosyanın 6. Hukuk Dairesine gönderilmesine. 30.03.2005 gününde oyçokluğu ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı
Old 10-08-2011, 11:35   #11
av.pelin topal

 
Varsayılan

Yardımlarınız için çok teşekkürler, bende bu kararı esas alarak yazıyorum zaten.Ve 6570 den faydalanarak devam ediyorum.Adi kira sözleşmesine ilşişkin genel bilgi verip ayrıntılı olarak tahliye davalarını anlatacağım.Sağolun,iyi günler...Umarım bende ilk seferde sunumdan gecebilirim.
Old 15-08-2011, 07:23   #12
kordelya

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av.pelin topal
Yardımlarınız için çok teşekkürler, bende bu kararı esas alarak yazıyorum zaten.Ve 6570 den faydalanarak devam ediyorum.Adi kira sözleşmesine ilşişkin genel bilgi verip ayrıntılı olarak tahliye davalarını anlatacağım.Sağolun,iyi günler...Umarım bende ilk seferde sunumdan gecebilirim.

Kendinize ve bilgilerinize güvenin, emin olun inşaallah geçersiniz. Sunum çok keyifli oluyor. başarılar dilerim.
Old 15-08-2011, 08:27   #13
av.pelin topal

 
Varsayılan

Sunum yapmak açısından sıkıntım yok,o konuda çok rahatım,yani en azından şimdilik beni stres yapan ödevi hazırlama boyutuydu.yazmaktı.Onun da büyük bir kısmını hallettim diyebeliri.Adi kira sözleşmesi ile başlayıp,6570 in tahliye davaları ile devam ettim;fakat biraz uzun gibi.Yargıtay kararlarıyla daha uzayacak,umarım niye bu kadar uzun diyen olmaz,ilginiz için de ayrıca teşekkürler....
Old 17-08-2011, 15:43   #14
av.pelin topal

 
Varsayılan

Son birşey sorabilir miyim acaba?Tez hazırlama kısmım bitti sayılır,sadece cezai şartla ilgili olarak yazdıklarınızı merak ediyorum.Okuduğum bir çok yazıda sadece cezai şartda eklenebilir şeklinde tek cümle bulmaktayım,çok fazla detaylı açıklama bulamıyorum.Hakimin buna müdahele etme hakkı var galiba ama neye göre nasıl,bilmiyorum.Bir fikriniz var mı acaba?
Old 19-08-2011, 07:26   #15
kordelya

 
Varsayılan

4. Cezai şart; borcun hiç veya gereği gibi ifa edilmemesi halinde borçlu tarafından alacaklıya ödenmesi önceden kararlaştırılmış olan edimdir. Cezai şart borçluyu borcunu ifaya zorlayıcı bir baskı aracı olduğuna göre ceza şartından söz edebilmek için her şeyden önce ortada bir asıl borcun bulunması gereklidir. Asıl borcun nerden doğmuş olduğunun önemi yoktur. Ancak asıl borcun geçerli bir borç olması gerekir. Cezai şartın aynı zamanda bağımsız bir edim olması da gereklidir.
Ceza şartı olarak kararlaştırılan edimin mali bir değer taşıması da gereklidir zira mali değeri olamayan edimler icra yolu ile takip edilemeyeceğine göre böyle bir edimin cezai şart olarak kararlaştırılmış olmasının hiçbir pratik faydası yoktur.
Ceza şartından doğan borcun asıl borç feri borç niteliğinde olması da şarttır.
Sözleşmede edimin yerine getirilmemesi veya geç yerine getirilmesi halinde taraflar cezai şart öngörebilirler. Ancak kira sözleşmesinde yer alan cezai şart için hukukumuzda özel bir düzenleme mevcuttur.
6570 sayılı Kanun genel olarak kiracıyı koruma amacı gütmektedir ve hükümlerinin büyük çoğunluğunda bu durum lafzi olarak fark edilmektedir. Sözleşme metnine kiralayan aleyhine cezai şart koymak geçerli iken, kiracı aleyhine cezai şart koymak geçerli değildir. Bu durum kendini Yargıtay’ın konu ile ilgili verdiği kararlarda da göstermektedir.
“Mahkemece, kira sözleşmelerine konulmuş bulunan ceza koşulunun geçersiz olduğundan söz edilerek davanın reddine karar verilmiştir.
6570 sayılı Kanun kiracıyı korumak için, kiracı lehine hükümler getirmiştir. Kira sözleşmesi yapılırken kiralayan yönünden bir zaruret ve manevi bir baskı söz konusu değildir. Bu nedenle kira sözleşmelerine kiracı lehine konulmuş olan ceza koşulu geçerli olup aleyhine konulan ceza koşulu geçersizdir.”[Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 1979/3966 E. 1979/4619 K. 25.9.1979 tarih]
O halde kira sözleşmesine kiracı aleyhine konulan cezai şart hükmü geçerli değildir ve uygulanma kabiliyeti yoktur.

Bu açıklama yardımcı olur umarım.
Old 19-08-2011, 09:29   #16
av.pelin topal

 
Varsayılan

Yardımlarınız için çok sağolun,pazartesi salı teslim ederim heralde artık, bende cezai şartla ilgili olarak tam tersini düşünmüştüm.Am yinede sağolun,Tez sonucunu siz burdan bildireceğim.Umarım iyi olur
Old 08-06-2012, 13:25   #18
rukiye akca

 
Varsayılan

Ben de bu konuyu aldım. Fakat imar hukukuna kadar değindim. Sanırım çok detaylı oldu ve konudan çok uzaklaştığımı hissettim, şuan işin içinden çıkamıyorum. Bu konuyu alan arkadaşlar nelerin üzerinde durduğunu yazabilir mi?
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
bina duvarının reklam amaçlı kiraya verilmesi durumunda uygulanacak kanun tuucee Hukuk Soruları 16 23-01-2009 03:17
inşaat yapılmak üzere kiralanan arsa oles Meslektaşların Soruları 1 28-11-2008 14:09
Kiralanan Araç ile Yasaya Aykırı Av Yapılması ve Aracın Müsaderesi denizus Meslektaşların Soruları 4 05-10-2008 13:51
İşyeri Olarak Kiralanan Mecura İlişkin Haklı Tahliye Sebepleri ad-hoc Meslektaşların Soruları 1 25-09-2007 18:53
Açık Arttırma Usulü İle Alınan Kiralanan Arsa 6570 Sayılı Kanuna Tabi Değil Mi? Burak Hukuk Soruları Arşivi 1 27-02-2002 17:12


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05749011 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.