Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Site Lokali Edebiyat, Müzik, Spor, Sinema, Bilgisayar.. Site üyelerimizin hukukla ilgisiz konularda sohbetleri için. [Siyaset ve din bu sitede konu dışıdır!]

Ay'a GerÇekten Ayak Basildi Mi???

Yanıt
Old 21-10-2006, 12:08   #1
üye9283

 
Yeni Fikir Ay'a GerÇekten Ayak Basildi Mi???

Old 21-10-2006, 12:12   #2
üye9283

 
Varsayılan

Ülkemizin malum pek çok sorunu mevcutken,güncel olmayan gereksiz bi konu aslında. Ama bu resimler ve verilen bilgiler gerçekten insanın kafasında soru işaretleri uyandırıyo!!!
Old 21-10-2006, 12:24   #3
Av.Nebi

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan YASEMİN
Ülkemizin malum pek çok sorunu mevcutken,güncel olmayan gereksiz bi konu aslında.

Kendi içinde çelişkili gördüm seni

Ay' a ayak basma konusuna gelirsek ben hala pek inanmıyorum. neden ay'a yakın zamanda gidilemiş peki ? Bir kere gittik hevesimiz kalmadı mı diyorlar ? Bence kurgu bu aya gidilmedi...
Old 21-10-2006, 12:44   #4
üye9283

 
Varsayılan

Kendi içinde çelişkili olmak değil tabi benimkisi,aya gerçekten gidildiği bana da hikaye gibi geliyor.Ben sadece şimdi böyle bi mevzuu nereden çıktı diye düşünen olur mu acaba diye tedbir amaçlı yazdım 2.mesajımı...
Saygılar...
Old 22-10-2006, 10:30   #5
Av.Nebi

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan YASEMİN
Kendi içinde çelişkili olmak değil tabi benimkisi,aya gerçekten gidildiği bana da hikaye gibi geliyor.Ben sadece şimdi böyle bi mevzuu nereden çıktı diye düşünen olur mu acaba diye tedbir amaçlı yazdım 2.mesajımı...
Saygılar...
Site Lokali diye geçtiği için buranın adı, sanırım öyle düşünen olmaz .
Ayrıca Ay'a da gidilmedi ispatlasın kim gittiyse
Old 22-10-2006, 21:56   #6
Gemici

 
Varsayılan

İnsanların, sadece tek tek insanların değil, devletlerin bile sırf kendilerine çıkar sağlamak amacıyla yalan söylemeleri, gerçekleri çarpıtmaları ve çoğu zaman bu çarpıtmalara diğerlerini inandırdıkları bilinen bir şey. Bir antikacı bundan birkaç sene önce Almanyanın en büyük haftalık dergilerinden Stern’e Hitlerin hatıra defterleri diye kendi yazdığı defterleri satmıştı.

Körfez savaşı ile ilgili olarak basına verilen resimlerin sahte olduğunun ortaya çıkması bir devletin bile propaganda amacı ile sahte resimlerden ve sahte belgelerden faydalandığının kanıtlarıdır.

Olayı bu açıdan değerlendirince Amerikalıların 1969 yılında Ay’a ayak basmadıkları ve Ay’a ayak bastıklarına dair tüm belgelerin bir aldatmaca olduğu akla yakın bir durum. Öyle ya, eğer Amerika’nın 60lı yıllarda Sovyetlerden daha güçlü, teknik ve bilim alanında onlardan daha ileride olduğuna yardım edecekse, neden propaganda amacıyla Ay’ı fethettik demesinler? Ama ben buna rağmen Ay’a ayak bastıklarından şüphe etmiyorum.

Sayın YASEMİN’in siteye aktardığı resimler ve bu resimlerin değerlendirilmesinden yola çıkarak Amerikalılar’ın Ay’a ayak basmadıkları ve tüm ‚Ay’a Ayak Basma Hikayeleri’nin bir aldatmacadan başka birşey olmadığı tezi yeni birşey değil.

Bu türden söylentiler daha 1970 lerde başlamış, doruk noktasına da 2001 senesinde Fox Televizyon’u tarafından yayınlanan bir filmle varmış. Aldatmaca teorilerinin en başta gelen gerekçeleri, 1960ların tekniği ile Ay’a ulaşabilmenin mümkün olmadığı.

Amerika ile Sovyetler’in 60lı yıllarda Ay’a insan gönderme çabaları ve bu rekabet uğurna milyonlarca dolar harcadıkları bilinen bir gerçek. Teknik ve teori konularında Sovyetlerin Amerikdan geri bir tarafları yoktu o zamanlar. Buna rağmen Sovyetler Amerika’nın Ay’a insan indirdikleri konusundaki iddialarına, ‘yalan söylüyorsunuz, söyledikleriniz doğru olamaz’ türünden herhangi bir tekzipte bulunmamış. Sovyetlerin bu konuda en ufak bir şüpheleri olsaydı, kıyameti koparırlardı. Sovyetlerin kendileri ile hemen hemen aynı teknik seviyede olduklarını ve bir aldatmacayi hemen deşifre edeceklerini bilen Amerika’nın böyle bir riski göze alabileceği düşünülemez.

Bilim adamları neredeyse yan yana duran iki astronottan birisinin gölgesinin neden diğerinden uzun olduğu konusunda doyurucu karşı gerekçeler öne sürüyor. Bayrağın neden dalgalanıyor gibi göründüğü ve astronotların boyunlarına asılı olarak karın hizalarına kadar gelen resim makinalarından nasıl olupta çektikleri motifi resimde tam ortalaması gibi gerekçelere de tatmin edici cevaplar veriliyor.

Ama tüm gerekçelere rağmen ortada ‘Ay’a ayak basılmadı’ türünden bir iddia var. Ne dersiniz, gerçek mi yoksa bu yoldan kolay para kazanma yolunu bulmuş birkaç açıkgözün aldatmacası mı?

Saygılarımla
Old 23-10-2006, 17:11   #7
Tiocfaidh

 
Varsayılan

Sayın Gemici,

Sizin de belirttiğiniz gibi, normal şartlarda ABD'nin dünya kamuoyunu aldatmış olduğunu varsayarsak, Sovyetlerin Amerikan ipliğini büyük bir keyifle pazara çıkaracağından bahsedebiliriz. Rakip, hatta rakipten de çok düşman iki kutup için bunun beklenen bir hadise olduğunu ben de kabul ediyorum. Ancak ABD ve Sovyetler gerçekten iki düşman kutup muydu, yoksa düşman rolü yaparak yeryüzünü fifty fifty parselleyen iki ortak/işbirlikçi mıydı, bu tartışılır.

Mahir Kaynak'ın geliştirdiği bir terori olan ve benim de fazlaca itibar ettiğim "kendine düşman tayin etmeyen küresel güç ayakta kalamaz" tezi bu iki süper gücün arasında 40'ı aşkın sene süren mücadelenin niteliğine ışık tutabilir.

Milyarlarca dolara mal olan uzay teknolojilerini geliştirme/araştırma tesis ve araçlarının, bu iki süper gücün diğer ülkeler üzerinde kullandıkları propaganda malzemelerinden başka hiç bir şey olmadığı açıktır. Bu iki ülkenin menfaatlerinin kesiştiği nokta ise, üzerinde nüfuz sahibi oldukları ülkelerde propaganda yapmak suretiyle destek ve taraftar kazanmak, bu yolla da sömürü imparatorluklarını ayakta tutabilmekti. Yukarıda bahsettiğim "düşmansız süper güç olmaz" tezi ışığında da bu iki gücün birbirine olan muhtaciyeti göze çarpmaktadır. Ancak birbirlerine olan muhtaciyetlerini ve paralel seyreden menfaatlerini, üzerinde sömürü imparatorlukları kurdukları toplumlara belli etmeden düşman rolü yapmak, bu iki ülkenin dünya siyasetindeki saltanatlarını sağlayan danışıklı dövüş ilkeleriyle mümkün olmuştur.

Şöyle ki; aslında Ay'a gidecebilecek kadar yüksek düzeyde uzay teknolojisine sahip olmayan ABD'nin bu yalanı, Sovyet ekonomisi için hayati öneme sahip olan Küba'nın ABD'den korkmasına ve Sovyetlere daha çok yaklaşmasına sebep olan, ve haliyle Sovyetlerin ekmeğine yağ süren bir hamle olmuştur. Aynı şekilde disiplinsizlikte ve düşük manevra kabiliyetinde dünyada bir numara olan Kızıl Ordu'nun, yıllarca dünyanın tahrip gücü en yüksek ordusu olarak (yalan)lansedilmesi, bu coğrafyanın Amerikan piyonları olan Türkiye ve Yunanistan'ı ürkütmek ve ABD'ye sığınmalarını sağlamak suretiyle sömürüyü hızlandırmak açısından ABD için büyük bir avantaj teşkil etmiştir. Sovyet-Amerikan ilişkilerinin, bizlere anlatıldığı gibi düşmanlık ve husumet değil; bir çok yerde paralel seyreden menfaatler üzerine kurulu bir ortaklık olduğuna işaret eden daha pek çok örnek vermek mümkündür.

Yukarıda yazdıklarım, Sovyetlerin bu yalan karşısında Amerikan ipliğini neden pazara çıkarmadığına dair bir (komplo teorisi değil)tezdir. Görüşlerime katılmayan üyelere saygı duymakla beraber konuyla ilgili fikirlerimi açıklamak istedim.

Bu arada Ay'a Sovyetler tarafından gönderilen(daha doğrusu gönderildiği iddia edilen) Sputnik hakkında da aynı şüphelere sahibim.

Saygılarımla
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Hukukta Üçüncü Sınıf Gerçekten Anlatıldığı Kadar Zor Mu? olcar Hukuk Lisans Eğitimi 105 09-05-2011 23:12
Kaldırımların İşgali - Belediyenin Görevleri TERAZİ Hukuk Soruları Arşivi 4 30-01-2007 14:25
Bunlar Gerçekten Olmuş!! Batu Han Site Lokali 3 07-05-2003 23:05


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05115104 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.