Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan, iftira, suç uydurma suçları

Yanıt
Old 05-12-2011, 19:01   #1
nurseli

 
Varsayılan resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan, iftira, suç uydurma suçları

Hepinize merhaba, acil bir bilgiye ihtiyacım var. Müvekkil TCK 103/6'dan yargılanıyor. Müşteki çocuğunun vücudunun kıyafetlerinin üzerinden okşandığını iddia ediyor. Müvekkil suçlamayı başından beri reddediyor. Mahkeme araştırdığı takdirde somut gerçeğe ulaşabileceği tüm tevsii tahkikat taleplerimizi reddederek, 15 yılın üzerinde bir ceza verme yolunda ilerliyor. Çocuğun ruh sağlığının bozulduğu yönünde adli tıp raporu var. Rapor müşteki annenin beyanına göre hazırlanmış, gözleme dayalı bilgi yok. Annenin rapora yansıyan beyanı çocuğun derslerinin olaydan sonra bozulduğu, agresif, hırçın, arkadaşları ile uyumsuz, küfürbaz vs. olduğu şeklinde. Adli tıp bunları duyunca travma sonrası stres bozukluğu diye rapor tanzim ediyor zaten. Okulla görüştüğümde suç tarihinden bu güne geçen 2 yıllık süreçte çocukta en ufak bir olumsuzluk olmadığı bilgisine ulaşıyorum. Savunmam ve iddiam şu: Çocuğun okul başarısında bir değişiklik, sosyal hayatında bir farklılık yok ise, nasıl ruh sağlığı bozulmuş diyebiriz. Mahkeme okula müzekkere yazmayı gereksiz buldu. Çocuğun annesini resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan (TCK 206 sahtecilik suçu- adli tıp raporunu düzenleyenlere yalan beyanda bulunma) suçundan şikayet ederek okuldan çocukla ilgili gerçek verileri almayı düşünüyorum. Bu suç duyurusunun faydaları ve zararları konusunda fikri olan arkadaşlardan yardım bekliyorum. Bilgisini paylaşan arkadaşlara teşekkür ederim.
Old 23-12-2011, 14:35   #2
Av. Engin EKİCİ

 
Varsayılan

Alıntı:
Hepinize merhaba, acil bir bilgiye ihtiyacım var. Müvekkil TCK 103/6'dan yargılanıyor. Müşteki çocuğunun vücudunun kıyafetlerinin üzerinden okşandığını iddia ediyor. Müvekkil suçlamayı başından beri reddediyor. Mahkeme araştırdığı takdirde somut gerçeğe ulaşabileceği tüm tevsii tahkikat taleplerimizi reddederek, 15 yılın üzerinde bir ceza verme yolunda ilerliyor. Çocuğun ruh sağlığının bozulduğu yönünde adli tıp raporu var. Rapor müşteki annenin beyanına göre hazırlanmış, gözleme dayalı bilgi yok. Annenin rapora yansıyan beyanı çocuğun derslerinin olaydan sonra bozulduğu, agresif, hırçın, arkadaşları ile uyumsuz, küfürbaz vs. olduğu şeklinde. Adli tıp bunları duyunca travma sonrası stres bozukluğu diye rapor tanzim ediyor zaten. Okulla görüştüğümde suç tarihinden bu güne geçen 2 yıllık süreçte çocukta en ufak bir olumsuzluk olmadığı bilgisine ulaşıyorum. Savunmam ve iddiam şu: Çocuğun okul başarısında bir değişiklik, sosyal hayatında bir farklılık yok ise, nasıl ruh sağlığı bozulmuş diyebiriz. Mahkeme okula müzekkere yazmayı gereksiz buldu. Çocuğun annesini resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan (TCK 206 sahtecilik suçu- adli tıp raporunu düzenleyenlere yalan beyanda bulunma) suçundan şikayet ederek okuldan çocukla ilgili gerçek verileri almayı düşünüyorum. Bu suç duyurusunun faydaları ve zararları konusunda fikri olan arkadaşlardan yardım bekliyorum. Bilgisini paylaşan arkadaşlara teşekkür ederim.
Sayın nurseli;

Adli Tıp tarafından hazırlanan raporda, anneden alınan bilgilerin değerlendirilmesinin de yapıldığı belirtiliyor mu? Eğer öyle ise, resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçunun gerekçesinde belirtilen "Kişi, kendi beyanıyla, sahte bir resmî belgenin düzenlenmesine neden olmak hakkına sahip değildir. Kişinin açıklamaları üzerine düzenlenen resmî belgenin bu beyanın doğruluğunu ispat edici bir güce sahip olması suçun oluşması için gereklidir..." şeklindeki unsur gerçekleşmiş oluyor.

Suç duyurusunda bulunmanızın müvekkilinizin hak ve menfaatleri açısından gerekli ve yararlı olacağı kanaatindeyim. Adli tıp tarafından tanzim edilmiş olan raporun aksine çocuğun okuldaki davranışlarına/derslerine/arkadaşlarıyla olan ilişkilerine yansımış olan "somut" stres bozukluğu belirtileri yok ise yapacağınız suç duyurusunda (bence anne açısından belirttiğiniz durumda mezkur suç oluşmuştur) bu önemli hususun dikkate alınması mümkün olabilecektir. Ancak bu doğrultuda okuldaki öğretmenlerin, gerekirse diğer çocukların ifadelerine başvurulması da yarar sağlayacaktır.

Müvekkilinizin, devam etmekte olan davada müsnet suçtan cezalandırılması yönünde hüküm kurulduğunda, araştırmanın genişletilmesi konusundaki taleplerinizin dikkate alınmaması temyiz incelemesinde bozma nedeni olabilecektir, mahkeme taleplerinizi dikkate almalıydı diye düşünüyorum.

Saygılarımla..
Old 26-12-2011, 15:53   #3
nurseli

 
Varsayılan

Engin Bey, cevabınız için çok teşekkür ederim. Uygulamada pek kullanılmıyor sanırım. Bu arada aile suç duyurusunda bulunmaktan çekindi, olaki yeterli delil elde edilemezse aleyhlerine yeni bir şikayet yapılmasından korktu ve şikayetçi olmak istemediler. Son bir çırpınışla çocuğun facebook kayıtlarına ulaştım, 1,5 yıl öncesinden günümüze tüm kayıtlar. Çocuğun son derece sosyal olduğu bu kayıtlardan da belli, bunları da delil olarak mahkemeye sundum. Kısa süre önce duruşma oldu. Mahkeme daha önceki tüm tevsii tahkikat taleplerinde olduğu gibi, facebook kayıtlarını da dikkate almadı. Adli Tıp raporunu sorgulamadı, 103/6'dan ceza verebilmek için kalıcı bir ruh sağlığı bozukluğu olması gerekmesine rağmen, rapor bu yönü ile eksik olduğu halde rapora itibar etti ve 12 yıl 6 ay ceza verdi. Özetle şüphenin sanık lehine olup olmadığını tekrar düşünmeye başladım. Ceza hukukunun maddi hakikati aradığını öğretmişlerdi bize. Yoksa yasalar değişirken bunu da mı değiştirdiler? Gerçekten 'Şüphe sanık lehine midir?'
Old 26-12-2011, 16:07   #4
Av. Engin EKİCİ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan nurseli
Engin Bey, cevabınız için çok teşekkür ederim. Uygulamada pek kullanılmıyor sanırım. Bu arada aile suç duyurusunda bulunmaktan çekindi, olaki yeterli delil elde edilemezse aleyhlerine yeni bir şikayet yapılmasından korktu ve şikayetçi olmak istemediler. Son bir çırpınışla çocuğun facebook kayıtlarına ulaştım, 1,5 yıl öncesinden günümüze tüm kayıtlar. Çocuğun son derece sosyal olduğu bu kayıtlardan da belli, bunları da delil olarak mahkemeye sundum. Kısa süre önce duruşma oldu. Mahkeme daha önceki tüm tevsii tahkikat taleplerinde olduğu gibi, facebook kayıtlarını da dikkate almadı. Adli Tıp raporunu sorgulamadı, 103/6'dan ceza verebilmek için kalıcı bir ruh sağlığı bozukluğu olması gerekmesine rağmen, rapor bu yönü ile eksik olduğu halde rapora itibar etti ve 12 yıl 6 ay ceza verdi. Özetle şüphenin sanık lehine olup olmadığını tekrar düşünmeye başladım. Ceza hukukunun maddi hakikati aradığını öğretmişlerdi bize. Yoksa yasalar değişirken bunu da mı değiştirdiler? Gerçekten 'Şüphe sanık lehine midir?'
Elbette ki maddi olayın nasıl cereyan ettiğini, iddia edildiği gibi bir olayın olup olmadığını bilemeyiz ancak önemli olan delillerdir. İfade ettiğiniz şekilde bir durumun varlığında şüpheden yararlanması gereken sanık olmalıydı ancak -şikayetçi ile müvekkiliniz arasında husumetli bir durumun cereyan edip etmediğini bilemiyorum- mahkeme muhtemelen, "hiçbir sorun yokken/durup dururken neden şikayetçi olmuş olsunlar ki" şeklindeki yaklaşımın tesirinden kurtulamamış olabilir. Savunma görevinizi elinizden gelen çabayı sarf ederek yerine getirdiğiniz izlenimi doğuyor.

Saygılarımla..
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunmak av.ilyasmeral Meslektaşların Soruları 0 08-08-2011 22:20
Nitelikli Dolandırıcılık ve Resmi Belgenin Düzenlenmesinde Yalan Beyan BOZDOGAN Meslektaşların Soruları 2 18-05-2011 18:04
ACİL!Yalan beyan.. dilaykar Meslektaşların Soruları 4 28-07-2009 13:20
Suç Uydurma, Yalan Tanıklık,TCK 277,TCK281 ve 288 ile ilgili fikirleriniz... brhmtr Meslektaşların Soruları 7 16-05-2008 12:16
evlatlık-yalan beyan SINIRSIZ Meslektaşların Soruları 5 09-01-2008 11:20


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04085803 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.