Kadından Ofisboy Olmaz (mı?)

'Ayrımcılık yok, ama kadından ofisboy olmaz'

Merkez Bankası'nın 'Erkek evrak memuru aranıyor' ilanı tartışma yarattı. Banka yetkilileri, 'Bu masa başı iş değil, bir tür hammaliye' diye ilanı savundu

27/01/2007 RADİKAL - ANKARA - 'Merkez Bankası'na erkek evrak memuru alınacaktır' ilanı tartışma başlattı. İlk tepki SHP'nin kadından sorumlu Merkez Yürütme Kurulu üyesi Çiğdem Aydın'dan geldi.

Aydın, dün konuyla ilgili açıklama yaparak ilanın derhal geri çekilmesini istedi: "Bu ilan Anayasa'nın 10. maddesine, BM Kadınlara Yönelik Her Türlü Ayrımcılığın Ortadan Kaldırılması Sözleşmesi'nin 11. maddesine ve AB mevzuatına aykırı. Ayrıca Anayasa'ya göre de suç. Bu tür hükümleri ihlal edenler için suç duyurusunda bulunulacağı aileden sorumlu Devlet Bakanı Nimet Çubukçu tarafından da açıklanmıştı. Merkez Bankası Başkanı'nın ve sayın Çubukçu'nun bu olaya el koymasını bekliyoruz."

Merkez Bankası: Boşa umut vermeyelim

Merkez Bankası yetkilileriyse, 'evrak memurluğu'nun sanıldığı gibi masa başı bir iş olmadığını, hammaliye, getir-götür işlerini kapsadığını, fiziksel güç istediğini söyleyerek, suçlamayı reddetti.

Boş yere umutlandırmamak için kadınlara çağrı yapmadıklarını belirten yetkililer, "Bu ilanla iki ilan daha yayımlandı. Birinde sadece kadınların sekreter olarak alınacağı, teknisyen alımı ilanındaysa hem kadınların hem erkeklerin işe alınacağı belirtildi. Cinsiyet ayrımcılığı söz konusu değil" dedi.
Yetkililer böylece Merkez Bankası'nda 'evrak memurluğu' olarak tanımlanan ofisboyluğun bir erkek, sekreterliğinse kadın mesleği olarak görüldüğünü belirtmiş oldu.

http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=211235

Herhangibir kasıt olmadıkça, mesleki açıdan kadın yada erkek alımı konusunda (yada sayılarının farklılığı konusunda) farklılıkların oluşması bence eşitliğe aykırılık taşımamaktadır. Kadın ile erkek arasındaki Maddi(bedensel) ve manevi (ruhsal) eşitsizliğin, iş yaşamına yansıması gayet doğaldır. Bu eşitsizlik tabikide altlık-üstlük anlamında değil. Birbirinden farklı olma anlamındadır. Bu farklılıklar iş verenler açısından tercih konusu olabilir. Sadece kadın veya sadece erkek çalıştırmak isteyebilirler.

saygılarımla...

Merkez Bankası evrak memuruna tır şöförü muamelesi yapmaya hazırlanıyor herhalde.

Evrak memuru nedir bilmesek inanacağız.

"Merkez Bankası yetkilileriyse, 'evrak memurluğu'nun sanıldığı gibi masa başı bir iş olmadığını, hammaliye, getir-götür işlerini kapsadığını, fiziksel güç istediğini söyleyerek, suçlamayı reddetti."

Aslında bu gerekçelerinin saçma olduğunun kendileri de farkında. Kentli bir erkeğin kaldıramadığı ağır pamuk, tahıl çuvallarını kadınların yüklenip sırtlarında taşıdıklarını veya bir hareketle arabalara attıklarını elbette biliyorlar.

Lütfen bıraksınlar artık hangi işi yapıp/yapabilip, yapmayacağına/yapamayacağına kadınlar karar versin.Bunu başarabildiğimiz gün kadın sorununu çözmüşüz demektir.
Bu ilanla ve ilandan sonra yetkililerin yaptığı sözde düzeltme açıklamalarıyla da kadın mücadelesinde nerede bulunduğumuzu acıyla gösteriyor maalesef.

Merkez Bankası yetkilileri(!) pek çok yetkili(1)gibi yetkin davranış sergileyerek hangi işi beğenip beğenmeyeceğimize karar vermişler.Sağolsunlar varolsunlar.

Kadından ofisboy olmaz. Bu benim her yerde savuacağım bir görüş. Siz bakmayın bizim erkeklerimize. karısına "git bana çay koy" "nerde kaldı benim kahvem" vs. Diyen erkekler aslında çok centilmendir.
Büroda ofis boy olarak çalışan bir bayandan fotokopi çekmesini isteyemez. Şirinliği ve centilmenliği tutar. Gder fotokopiyi kendi çektirir. İşler de aksar.
Büyüklerimiz bu konuyu bizden iyi bildiği için; Ofisboy olarak adını işe almaz.
Sonra adı üstünde ofisboy, Ofisgirl var mı?

Alıntı: Yazan ragıp Kadından ofisboy olmaz. Bu benim her yerde savuacağım bir görüş. Siz bakmayın bizim erkeklerimize. karısına "git bana çay koy" "nerde kaldı benim kahvem" vs. Diyen erkekler aslında çok centilmendir. Büroda ofis boy olarak çalışan bir bayandan fotokopi çekmesini isteyemez. Şirinliği ve centilmenliği tutar. Gder fotokopiyi kendi çektirir. İşler de aksar. Büyüklerimiz bu konuyu bizden iyi bildiği için; Ofisboy olarak adını işe almaz. Sonra adı üstünde ofisboy, Ofisgirl var mı?

İşyerlerinde çalışan kadınların hiç de dediğiniz gibi centilmen mesai arkadaşları olmadığını çok iyi biliyoruz hatta zaman zaman evdeki alışkanlıkları sebebiyle mesai arkadaşları olan kadınlara bağırdıklarına da şahit olmuşuzdur,ayrımcılığa bir isim bulunacaksa biraz daha çalışmanız lazım.
Dolayısıyla görüşlerinize katılmak mümkün değil.

Kadının isteyipte çalışamayacağı, çalışıpta başarılı olamayacağı hiç bir iş yoktur. Üstelik erkeklerden daha kararlı, başarılı ve azimlidirler.

Saygılar

Alıntı: Yazan asiyeöngü Kadının isteyipte çalışamayacağı, çalışıpta başarılı olamayacağı hiç bir iş yoktur. Üstelik erkeklerden daha kararlı, başarılı ve azimlidirler. Saygılar

Biz toplumun ayrılıkçı noktalarını (sadece kadın erkek için değil) en aza indirgeye bilmek için mücadele ederken; asiye hanım ve onun gibi düşünenler herzaman bir cephe oluşturmakta fayda görmekte; "daha" kelimesi kullanarak altlık-üstlük ilişkisinin kadının lehine devam etmesini arzu etmektedir. Ve bence toplum yaşamında hüküm süren, kadın-erkek arasındaki bir çok dengesizliğin kaynağının büyük bir bölümü de burdan kaynaklanmaktadır. "Kadın daha başarılı, erkek daha kuvvetli, kadın daha azimli, erkek daha cesaterli, işine sağdık vb..." gibi şeyler gerçekten yarayı kanatmaktan ve iyileşmez hale getirmekten başka birşey yapmayacaktır. Azimlilik, kararlılık, başarılık vs. cinsiyet farklılığının getirdiği birşey değil; faydacı, üretken, insanca yaşamayı ve yaşatmayı hedef almış ahlaklı bir birey olmanın getirdiği birşeydir.

saygılarımla...

Olayı sen ben kavgası yapmaya niyetim yok. Erkekler çalışıp para kazanarak ev geçirmek durumunda iseler, kadınlarda ev geçindirmek için çalışmak zorunda olduğundan, her işi yapabilecek durumdadır. Eğer kadın, yapamaz diyerek bazı işlerden uzak tutulursa; işte o zaman kadın erkek veya eşitlik tartışmaları ortaya çıkar ve kadınların iş alanlarıda da sınırlandırılmış olur.


Saygılar

Sn.Kanat,

Sözlerinizin bir düzeltmeye ihtiyacı var. Kırsal kesimdeki kadınların kentli erkeklerin kaldıramayacağı ağırlıktaki çuvalları kaldırdıklarından söz etmişsiniz. Teessüf ederim, bu hiç de doğru değil, biz kentli erkeklere haksızlık oluyor (!)

Kırsal kesim kadınları, kırsal kesim erkeklerinin de kaldıramayacağı ve zaten de kaldırmadıkları çuvalları kaldırmaktalar. Her yaz köye gittiğimde şaşkınlıklar içinde kalırdım. Gittiğim köy derken de, Kocaeli' nin, içinden İstanbul - Ankara yolunun geçtiği bir köyü yani. Öyle Dicle nehrinin kıyısında kuş uçmaz kervan geçmez bir köy değil; ülkenin kişi başı geliri en yüksek ilinin en uygar (!) köyü. Erkekler tarlaya teşrif etmezlerdi. Ancak ergenlik çağını henüz geçmemiş olanlar, o da ite kaka, çapaya çıkarlardı. Erkekler traktör, minibüs, kamyonet filan varsa onu kullanırlardı (!)

Top mermileri taşıyan ninelerimizin fotoğrafları montaj filan değil demek ki.

Kızların okumasına gerek yok, kızlar erkekler ayrı okusun, kızlar başını örtsün, kadınlar evde otursun, ... yoksa çuvalları kim kaldıracak?

Saygılarımla,

Sn.Cem Hekimbaşı
Yazınızın bütününde bir anlam karışıklığı var. Ayşegül yazısında fiziksel güç gerektiren işler ayrımının kökeninde de cinsiyet ayrımcılğının yattığını söylemiş sadece.
Toplumsal yaşamda kişilerin cinsiyetine bağlı roller birbirinden cinsiyet ayrımcılığına dayalı olarak belirlenmiş. Bu ayrımcılıkta hepimizin bildiği gibi kadının ikinci sınıf insan olarak yaşamını sürdürmesine neden olmaktadır. Tartışmaya neden olan olayda olduğu gibi ofisboyluk işi bile kadına kapalı hale gelmiştir. Yani iş yaşamından acımasızsa dışlanmaktadır. Oysa ki hepimiz biliyoruz çok daha ağır işleri kadınlar yapmaktadırlar.Garsonluk,evlere temizliğe gitmek,bütün evin işini çekip çevirmek, çocuklara bakmak vs dahamı kolay?
Top mermileri taşıyan ninelerin fotoğrafları montaj değil elbette.Ama savaş sonrasında eve gönderildikleri gerçeğide montaj değil.
Çuvalları kim kaldıracak? sorusunun yanıtı ise kadın hakları mücadelesinin özünde yatan hayatı birlikte paylaşmak düşüncesinde açık ve net olarak ifade edilmektedir. Anlaşılması zor değil. Kadın ve erkeğin iş paylaşımı değil sorun hayatı birlikte eşit olarak paylaşmaları sorun burada.

Sn.naile,

(!) işaretlerinin anlamları sizi yanlış yönlendirmiş sanıyorum. Söylediklerinizin tek kelimesine itirazım yok, hatta kadınlarımızın sadece kentlerde değil, köylerde de erkeklerden çok çalıştıklarını, bu nedenle sadece kent erkeklerini eleştirmekle sınırlı kalınmaması gerektiğini ima etmeye çalıştım.

Başlık, durumla dalga geçmekte ve yazının son paragrafına refere etmektedir. Söylediklerim; kadınlar sadece çuvalları kaldırsın diye mi varlar, diğer şeylerde onları kısıtlamak, arka plana itmek ve ikinci sınıf muamelesi yapmak reva mıdır; anlamındadır.

Ayşegül hanımı da eleştirmiyorum; bilakis, bir köy yaşamı deneyimimi paylaşarak, bu kadar eleştirmek az bile demek istedim.

Bu söylediklerim, 'iş ilanında cinsiyetin belirtilmesi ...' konulu başlıkta söylediklerimden tamamen bağımsızdır. Kadından ofisboy olmaz veya olur anlamında da değildir. Ofisboy sözünden hiç hoşlanmam, kullanmam da; benim için işin tanımı önemlidir. Tanım hangi işleri içeriyor, o işler hangi cins veya cinslere daha uygunsa, o cins belirtilebilir. Ancak bu görüşün de bu başlıkla ilgisi kurulmamış durumda; buradaki tartışma farklı bir eksende ilerliyor. Konuya ilgi duyuyorsanız, o başlığa buyrun.

Saygılarımla,