Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Cinsel taciz

Yanıt
Old 12-05-2017, 00:41   #1
Av.FerdiBAHŞİ

 
Varsayılan Cinsel taciz

Herkese merhabalar, cinsel taciz suçlamasıyla yargılanan bi müvekkilim var tib kayıtlarını istedik kayıtlarda müştekinin iddanamede gösterdiği mesaj içeriklerinden farklı olarak birden fazla mesajı(müşteki msj içeriklerinde tek msjını sunmuş ve seni savcılığa vericem demiş) var müvekkil sanıkda rızası vardı konuşmalarımıza ancak mesajları silmiştim der. Benim sorum müştekinin savcılıkdaki beyanına aykırı tib raporları halı hazırda elimizde var( yani birden fazla msj attığı ortada) elinde böle bi durumu gösterir ve sanık lehine (müştekinin rızası olduğunu konu alan tck 26/2) yargıtay kararı olan var mıdır? Teşekkür ederim.
Old 12-05-2017, 06:53   #2
Lord Mozart

 
Varsayılan

Merhaba
Konu ile alakalı 3 tane Yargıtay kararı sunuyorum umarım faydalı olur.Kolay gelsin.


T.C YARGITAY
14.Ceza Dairesi
Esas: 2011 / 7732
Karar: 2011 / 1479
Karar Tarihi: 27.10.2011

ÖZET: Sanığın, gönderilen mesajların katılanın mesajlarına cevap mahiyetinde olduğunu söyleyip rızaya dayandığını ileri sürerek, kullandığı iki ayrı telefonu katılanın açtığı tazminat davasının görüldüğü hukuk mahkemesine ibraz etmesi, bu mahkemece alınan bilirkişi raporlarında, sanığın telefonlarında, katılanın telefonundan gönderilmiş cinsel içerikli bir kısım mesajların bulunduğunun belirtilmesi, hts raporlarının da tespit edilen bu mesajların katılan tarafından gönderildiğinin doğrulanması, ayrıca sanık ile katılan arasında karşılıklı olarak yargılamaya konu taciz eylemlerinin gerçekleştiği iddia olunan dönemi de kapsayacak şekilde uzun süredir devam eden çok sayıda mesajlaşma bulunması karşısında, sanığın söz konusu mesajları katılanın bilgisi ve rızası dahilinde gönderdiği ve gönderilerine olumlu cevaplarda aldığının anlaşıldığı, dolayısıyla eylemin hukuka uygunluk nedeni kapsamında işlendiği gözetilmeden, sanığın beraatine karar verilmesi gerekir.(5237 S. K. m. 26, 105)

Dava ve Karar: Cinsel taciz suçundan sanık E. K.'nin yapılan yargılaması sonunda; atılı suçtan mahkumiyetine dair Bakırköy 6. Sulh Ceza Mahkemesinden verilen 17.6.2008 gün ve 2007/176 Esas, 2008/399 Karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtay'ca incelenmesi sanık müdafii tarafından istenilmiş olduğundan, dava evrakı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından tebliğname ile Daireye gönderilmekle incelendi.

Sanık müdafiin duruşmalı inceleme talebinin, sanığa tayin olunan cezanın miktarı nazara alınarak ve 5320 Sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek C.M.U.K.nun 318. maddesi uyarınca reddiyle incelemenin duruşmasız yapılmasına karar verilerek gereği düşünüldü:

Sanığın, gönderilen mesajların katılanın mesajlarına cevap mahiyetinde olduğunu söyleyip rızaya dayandığını ileri sürerek, kullandığı iki ayrı telefonu katılanın açtığı tazminat davasının görüldüğü hukuk mahkemesine ibraz etmesi, bu mahkemece alınan bilirkişi raporlarında, sanığın telefonlarında, katılanın telefonundan gönderilmiş cinsel içerikli bir kısım mesajların bulunduğunun belirtilmesi, HTS raporlarının da tespit edilen bu mesajların katılan tarafından gönderildiğinin doğrulanması, ayrıca sanık ile katılan arasında karşılıklı olarak yargılamaya konu taciz eylemlerinin gerçekleştiği iddia olunan dönemi de kapsayacak şekilde uzun süredir devam eden çok sayıda mesajlaşma bulunması karşısında, sanığın söz konusu mesajları katılanın bilgisi ve rızası dahilinde gönderdiği ve gönderilerine olumlu cevaplarda aldığının anlaşıldığı, dolayısıyla eylemin T.C.K.nun 26/2. maddesinde öngörülen hukuka uygunluk nedeni kapsamında işlendiği gözetilmeden, sanığın beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,

Sonuç: Kanuna aykırı, sanık müdafiin temyiz itirazları bu sebeple yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 Sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek C.M.U.K.nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 27.10.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)



T.C YARGITAY
14.Ceza Dairesi
Esas: 2012 / 13148
Karar: 2012 / 10807
Karar Tarihi: 06.11.2012

ÖZET: Sanık ile mağdurenin karşılıklı olarak 72 görüşme ve mesajlaşmalarının bulunduğu, görüşmelerin bazılarının 18-19 dakikayı bulduğu, mağdurenin beyanında sanığa sadece 2 mesaj çektiğini, bu mesajlarında da kendisini rahatsız etmemesini söylediğini iddia etmiş ise de, iletişim kayıtlarından mağdurenin ayrı günlerde sanığa toplam 16 mesaj çektiği ve 9 defa da aradığının anlaşıldığı, özellikle 26.03.2007 günü saat 20.47'den sonra mağdurenin sanığa 2 defa mesaj gönderip 1 defa aradıktan sonra sanığın mağdureyi aradığı, bir sonraki günün sabahında yani 27.03.2007 günü saat 07.50'de sanık henüz mağdureyi telefonla rahatsız etmemişken, mağdurenin sanığa çağrı bıraktığı gözününe alındığında, mağdurenin kendisini rahatsız ettiğini iddia ettiği bir şahsa sabah erkenden çağrı bırakmasının hayatın olağan akışına uygun olmadığı, sanık ve mağdurenin konuşma sürelerinin uzunluğu ve karşılıklı olarak arayıp mesajlaştıkları göz önüne alındığında mağdurenin bu eylemlere rızasının bulunduğunun kabulü gerektiği gözetilmeden, sanığın beraati yerine yazılı şekilde mahkûmiyetine karar verilmesi, kanuna aykırıdır.(5271 S. K. m. 34, 231, 232)

Dava ve Karar: Cinsel taciz suçundan sanık H. K.'ın yapılan yargılaması sonunda; atılı suçtan mahkûmiyetine dair Ereğli(Zonguldak) 1. Sulh Ceza Mahkemesinden verilen 10.10.2007 gün ve 2007/240 Esas, 2007/570 Karar sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi sanık müdafii tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından tebliğname ile Daireye gönderilmekle incelendi;

Sanık müdafiin yüzüne karşı verilen 10.10.2007 tarihli hükmün süresinden sonra 05.03.2008 tarihinde temyiz edildiği anlaşılmış ise de; Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 07.11.2006 gün ve 2006/213-229 sayılı Kararında ayrıntısı açıklandığı üzere; CMK.nın 34/2, 231/2 ve 232/6. maddeleri gereğince kararda başvurulacak kanun yolu, süresi, mercii ve başvuru şeklinin açıkça gösterilmesi gerektiği, aksi halde aynı Kanunun 40. maddesi uyarınca eski hale getirme nedenlerinin oluşacağı, 10.10.2007 tarihli hükümde ise kanun yolu süresinin tebliğ tarihinden itibaren başlayacağı belirtilip, sonrasında mahkemece bu yanılgının fark edilmesi üzerine gerekçeli kararın 04.03.2008 tarihinde sanık müdafiine tebliğ edilmiş olması, 05.03.2008 tarihinde de temyiz dilekçesi verilmesi karşısında tebliğnamedeki görüşe iştirak edilmeyerek, anılan hükümlere aykırı davranılarak sanık müdafiin yanıltıldığı anlaşıldığından, temyizin süresinde olduğu kabul edildikten sonra gereği düşünüldü:

Dosyada bulunan iletişim tespitine ilişkin arama kayıtları içeriğinden sanık ile mağdurenin karşılıklı olarak 72 görüşme ve mesajlaşmalarının bulunduğu, görüşmelerin bazılarının 18-19 dakikayı bulduğu, mağdurenin beyanında sanığa sadece 2 mesaj çektiğini, bu mesajlarında da kendisini rahatsız etmemesini söylediğini iddia etmiş ise de, iletişim kayıtlarından mağdurenin ayrı günlerde sanığa toplam 16 mesaj çektiği ve 9 defa da aradığının anlaşıldığı, özellikle 26.03.2007 günü saat 20.47'den sonra mağdurenin sanığa 2 defa mesaj gönderip 1 defa aradıktan sonra sanığın mağdureyi aradığı, bir sonraki günün sabahında yani 27.03.2007 günü saat 07.50'de sanık henüz mağdureyi telefonla rahatsız etmemişken, mağdurenin sanığa çağrı bıraktığı göz önüne alındığında, mağdurenin kendisini rahatsız ettiğini iddia ettiği bir şahsa sabah erkenden çağrı bırakmasının hayatın olağan akışına uygun olmadığı, sanık ve mağdurenin konuşma sürelerinin uzunluğu ve karşılıklı olarak arayıp mesajlaştıkları göz önüne alındığında mağdurenin bu eylemlere rızasının bulunduğunun kabulü gerektiği gözetilmeden, sanığın beraati yerine yazılı şekilde mahkûmiyetine karar verilmesi, kanuna aykırı, sanık müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK.nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 06.11.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)





T.C YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
Esas: 2012 / 2-1498
Karar: 2014 / 188
Karar Tarihi: 15.04.2014




Müştekinin kendisini arayan sanıkla şikâyet konusuyla telif edilemeyecek ve olağan sayılamayacak şekilde uzun görüşmeler yapması, eşi tarafından sanığın fark edildiği güne değin bir şikayet başvurusunun bulunmaması, kendisini cinsel yönden rahatsız ettiğini iddia ederek hakkında şikâyetçi olduğu bir kişiyle, başvurusundan bir saat kadar sonra kendisini aradığında 228 saniye süren bir görüşme yapması, sanığın müştekinin de hazır bulunduğu duruşmada, onun isteğiyle birlikte olduğunu ifade etmiş olmasına rağmen müştekinin bu hususta beyanda bulunmamış olması hususları birlikte değerlendirildiğinde, sanığın yüklenen suçu işlediği konusunda şüphe oluştuğu, bu şüphenin sanık lehine yorumlanması gerektiği, dolayısıyla sanığın beraatine ilişkin yerel mahkeme hükmünü onayan Özel Daire kararında bir isabetsizlik bulunmadığı kabul edilmelidir.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Cinsel Taciz/Cinsel İstismar/Cinsel Saldırı/ Yargıtay Kararları Av.Habibe YILMAZ KAYAR Kadın Hakları Çalışma Grubu 0 10-11-2014 15:54
cinsel taciz fatih gok Meslektaşların Soruları 2 23-04-2013 21:19
cinsel taciz nazell Meslektaşların Soruları 1 19-01-2009 15:15
Cinsel Saldırı İle Cinsel Taciz Suçu Arasındaki İnce Çizgi üye19576 Kadın Hakları Çalışma Grubu 0 05-08-2008 02:47
Cinsel Taciz UĞUR Hukuk Soruları Arşivi 1 15-02-2002 00:35


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04884601 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.