Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Faiz Alacağı

Yanıt
Old 16-04-2002, 14:56   #1
İlgili

 
Varsayılan Faiz Alacağı

Müvekkilce tahsil gayesi ile bankaya verilen senet ,banka tarafından kaybedilmiş bulunmaktadır. Bankaya asıl alacağın ve faizin ödenmesini içeren ihtarname çekilmekle beraber banka , senedin, çek senet işlem merkezine gönderilmesi esnasında postada kaybolduğunu,ayrıca Ticaret Mahkemesinde Senet İptali Davası açtığını bu nedenle talebin yerine getirilemeyeceği yönünde cevabi ihtar keşide etmiştir.

Senet İptali davası senetin iptaline karar verilmesi şeklinde sonuçlanmıştır. Müvekkil asıl alacağını işbu dava sonucu tahsil etmiştir. Fakat müvekkil vade tarihinden itibaren işlemiş faizin bankaca karşılanması için dava açılmasını talep etmektedir. Açılabilecek böyle bir dava ile faiz alacağı bankadan istenebilir m? İstenebilirse faiz hangi tarihten itibaren işlemeye başlayacaktır. Yanıtlarınız için şimdiden teşekkür eder, saygılar sunarım.
Old 16-04-2002, 17:41   #2
Av.M.Aydın Bilen

 
Varsayılan

Sayın İlgili,
Faiz alacağı,fer'i alacak niteliğinde olmakla birlikte ayrı bir davaya konu edilebilir.Ancak özellikle vurgulamak isterim ki;fer'i alacak niteliğinden dolayı asıl alacağın bağlı olduğu zamanaşımı süresine bağlıdır.Mesajınızda bu konuda herhangi bir durum olmamakla birlikte hatırlatma babından belirtiyorum.

Bundan başka BK.101/1 gereğince davalıya ihtarname tebliği ile temerrüde düşmüş olduğundan kanımca ihtarnamenin tebliği tarihinden itibaren faiz istenebilir.Eğer vade tarihi, ihtarnameden önceki tarih ise;a-)BK.105 düşünülerek faizle karşılanamayan munzam zarar,
b-)Hukuk Mahkemeleri taleple bağlı olduğundan (İhtarnamenin tarihi ile vade tarihi arasında meblağ olarak fark gözönüne alındığında) müvekkilinizin zarara uğramaması için vade tarihinden itibaren terditli dava açmanızı öneririm.
Davanızla ilgili olarak yargıtayın birçok emsal kararı olmakla birlikte Y.11.HD.1986/4153-3657 kararını incelemenizi öneririm.

Selam ve saygılarımla...

Av.M.Aydın Bilen
Old 16-04-2002, 20:04   #3
Av.Dr.Yahya DERYAL

 
Varsayılan SENEDİ KAYBEDEN BANKANIN SORUMLULUĞU

Uygulamada bazı bankalar ciranta ile anlaşma yaparak ve bu anlaşmaya senedin kaybından sorumlu olmayacakları (sorumsuzluk) kayıtları koymaktadırlar.

Fakat bankaların, organlarının kasıt veya ağır kusurlarından doğacak sorumluluklarından kurtulmalarını öngören kayıtlar derpiş etmeleri mümkün değildir (BK.m.99/I).

Yazılmış bu tür kayıtlar geçersiz sayılır. Hatta, organların hafif kusurlarından doğacak sorumluluğundan önceden kurtulmasını öngören sorumsuzluk kayıtları da, somut olayın özelliklerine göre hakim tarafından batıl sayılabilir (BK.m.99/II) .

Nitekim Yargıtay, bankanın tahsile aldığı senedi kendi kusuru ile kaybettiği sabit olduğunda, hamilin bu senetlerin iptali için açtığı dava dolayısıyla yaptığı masrafları bankadan talep edebileceğine hükmetmiştir .

Tüzel kişi tacir sayılan bankalar, "basiretli bir iş adamı" gibi dikkatli, tedbirli ve öngörülü hareket etmek zorundadırlar (TK.m.20, BK.m.390).

Organlar ve memurların eylem ve işlemleri de doğrudan bankayı ilzam edeceğinden, basiretli tacire yakışır özenle hareket etme yükümlülükleri vardır.

Tahsil amacıyla bankaya tevdi edilen bir senedin bankada kaybedilmiş olması, basiretli davranma yükümlülüğü ve özen gösterme borcu ile bağdaştırılamayacak ağır bir kusur sayılır.

Zira, kaybolmuş bir senedi ele geçiren kimselerin, iyiniyet veya kötüniyetli olarak onu borçludan tahsil etmeleri ve böylece meşru hamil ve alacaklı durumdaki cirantayı telafisi güç hak kayıplarına uğratacak şekilde mağdur etmeleri her zaman pek ala mümkün ve muhtemeldir.

Bu bakımdan senedin banka uhdesinde iken kaybolmasından bankanın sorumlu tutulması gerekir.

Yargıtaya göre, senedi kaybetmesi nedeniyle bankanın sorumlu tutulabilmesi için, alacaklının öncelikle ziya nedeniyle senedin iptali davası açması şarttır .

Yargıtay bir başka kararında, bankanın sorumluluğu yoluna gidebilmek için bunu da yeterli görmemekte, senedi kaybeden bankadan tazminat isteyebilmek için senet alacaklısının bütün hukuk yollarını tüketmesini aramaktadır .

Kanaatimizce bankalar birer güven kuruluşudur. Bu nedenle vekaleten tahsil etmek üzere fer'i zilyedi olduğu senedi saklamada dikkatsizlik ve özensizlik gösterdiği için kaybeden bankalar, alacaklı cirantaya karşı senet borçlusu ile birlikte müteselsilen sorumlu tutulmalıdır.

Tahsil cirosu nedeniyle ciranta ile banka arasında kurulmuş bulunan vekalet ilişkisi de bunu gerektirir . Bu nedenle, bankanın sorumluluğu için senedin iptali davasını şart gören Yargıtay içtihadını yerinde görmekle birlikte, borçluya karşı bütün hukuk yollarının tüketilmesi şartını ağır, haksız ve yersiz bulmaktayız.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Yabancı Para Alacağı - Faiz Oranları ibrahimbey Meslektaşların Soruları 4 11-10-2012 14:30
KİRA alacağı Av.Ebru Caner Meslektaşların Soruları 4 29-11-2006 11:01
vade farkı alacağı kckr Ticaret Hukuku Çalışma Grubu 4 07-11-2006 11:19
yurtdışı nafaka alacağı avserpil Meslektaşların Soruları 2 21-04-2006 11:12


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04384995 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.