Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

menfi tespit davası kesinleşme sorunu

Yanıt
Old 22-07-2010, 16:00   #1
ahmetyılmaz

 
Varsayılan menfi tespit davası kesinleşme sorunu

Müvekkilim tarafından açılmış bulunan menfi tespit ( daha sonra ki tarihler de istirdat davasına dönüşmüştür) davası sonucunda verilen hüküm taraflarca temyiz edilmiş ve müvekkilim tarafından yapılan temyiz itirazları kabul edilerek karşı tarafın temyiz itirazları reddedilmiştir. Akabinde karşı yanca yapılan tashihi karar işlemleri neticesinde karşı yanın tashihi karar talepleri de Yargıtay ilgili daire tarafından red edilmiştir. Yeni Esas numarası alan davanın yapılan yargılaması sonucunda bozma ilamına uyularak verilen hüküm, taraflarca tekrar temyiz edilmiş olup ( asıl alacağa işletilecek faiz yönünden tarafların tacir olması sebebi ile ticari faiz işletilmesi gerektiği aksi yönde yasal faiz olarak verilen kararın düzeltilerek onama kararı verilmesi tarafımızdan talep edilmiştir) ilgili Hukuk Dairesi'nde temyiz incelemesindedir. Sayın Meslektaşlarım sizlere sormak istediğim soru ise şudur? Şu anda temyiz incelemesinde olan bahse konu dosya , yargıtay tarafından düzeltilerek onanır yada onama kararı verilir ise , karşı yanın verilecek bu karara yönelik yapacağı tashihi karar işlemleri , ilamı icraya koymama engel teşkil eder mi? Kesinleşme şartı açısından fikirlerinizi paylaşmanız ricası ile saygılar
Old 22-07-2010, 17:36   #2
Av. Mehmet Demirezen

 
Varsayılan

Sayın Meslektaşım kararlara ve madde metnine göre kararın kesinleşmesi gerekiyor.

Alıntı:
Menfi tesbit ve istirdat davaları:

Madde 72 - (Değişik: 18/2/1965 - 538/43 md.)

Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir.

İcra takibinden önce açılan menfi tesbit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir.

___________________

(1) Bu fıkrada yer alan "kararı temyiz eden" ibaresi, 2/3/2005 tarihli ve 5311 sayılı Kanunun 8 inci maddesiyle "karara karşı istinaf yoluna başvuran" şeklinde değiştirilmiş ve metne işlenmiştir.


İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini istiyebilir.

(Değişik: 9/11/1988 - 3494/6 md.) Dava alacaklı lehine neticelenirse ihtiyati tedbir kararı kalkar. Buna dair hükmün kesinleşmesi halinde alacaklı ihtiyati tedbir dolayısıyla alacağını geç almış bulunmaktan doğan zararlarını gösterilen teminattan alır. Alacaklının uğradığı zarar aynı davada takdir olunarak karara bağlanır. Bu zarar herhalde yüzde kırktan aşağı tayin edilemez.

(Değişik: 9/11/1988 - 3494/6 md.) Dava borçlu lehine hükme bağlanırsa derhal takip durur. İlamın kesinleşmesi üzerine münderecatına göre ve ayrıca hükme hacet kalmadan icra kısmen veya tamamen eski hale iade edilir. Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırşa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın yüzde kırkından aşağı olamaz.

Borçlu, menfi tesbit davası zımmında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edilir.

Takibe itiraz etmemiş veya itirazının kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kalan şahıs, ödediği tarihten itibaren bir sene içinde, umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak paranın geriye alınmasını istiyebilir.

Menfi tesbit ve istirdat davaları, takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi, davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir. Davacı istirdat davasında yalnız paranın verilmesi lazımgelmediğini ispata mecburdur.



Alıntı:
T.C. YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu

Esas: 1990/12-446
Karar: 1990/564
Karar Tarihi: 07.11.1990

ÖZET: Borçlunun, borçlu olmadığını kanıtlamak için açtığı olumsuz tespit davası sonunda alınan ilamın (davacının davalı alacaklıya borçlu olmadığını) hükme bağlayan bölümü bir tespit niteliğinde olduğundan ayrı takip konusu yapılamaz. Ancak, alınan ilamın (borçlu yararına hükmedilen yargılama giderleri ve tazminata ilişkin (bölümü ise ilamda yazılı miktarın davalıdan alınmasına ilişkin bir tahsil (eda) hükmü niteliğindedir. Bu sebeple ilamlı takibe konu yapılması gerekir. İİK.nun 72. maddesinin 5. fıkrasında işin esası ile ilgili olarak icranın kısmen veya tamamen eski hale iadesi ilamın kesinleşmesine bağlanmıştır. Tazminat ve giderler ise işin eklentileridir. İlamın esası kesinleşmeden infaz edilemeyeceğine göre, eklentilerinin de kesinleşmeden infaz edilemeyeceği doğaldır.

(2004 S.K. m. 72) (1086 S.K. m. 443)

Dava: Taraflar arasındaki "şikayet" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; KAYSERİ İcra Tetki Merciince davanın reddine dair verilen 4.10.1989 gün ve 724 - 907 sayılı kararın incellenmesi davacılar vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 9.4.1990 gün ve 1989/11290-4128 sayılı ilamı: (... İcra takibi menfi tespit davası sonucu alınan, ancak henüz kesinleşmeyen ilama dayanılarak yapılmıştır. Takipteki alacaklı dayanak ilamda borçlu durumundadır. O ilamla hüküm altına alınan % 15 tazminatla mahkeme giderlerinin tahsilini istemektedir.

Borçlular kesinleşmeyen ilamın infaz edilemeyeceğine ileri sürerek takibe itiraz bulunmuşlardır.

Mercii hakimliği takip dayanağı ilamın HUMK.nun 443. maddesi kapsamı dışında kaldığından bahisle itirazı reddetmiştir. Oysa takip dayanağı ilam İİK.nun 72. maddesine göre alınmıştır. Bu husus kararın metninden anlaşıldığı gibi başlık kısmında da belirtilmiştir. İİK.nun 72/5. maddesine göre dava borçlu lehine hükme bağlanırsa derhal takip durur. İlamın kesinleşmesi üzerine, münderecatına göre ve ayrıca hükme hacet kalmadan icra kısmen veya tamamen eski hale iade edilir. Borçlunun dava sebebiyle uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın % 15'inden aşağı olamaz.

Madde metninde icranın kısmen veya tamamen eski hale iadesi açıkça ilamın kesinleşmesine bağlanmıştır. Bu husus işin esasıdır, tazminat ve giderler ise esasın eklentileridir.

İlamın esası kesinleşmeden infaz edilemeyeceğine göre eklenti ve ayrıntıları da pek doğal olarak kesinleşmeden infaz olunamaz. (Bkz. 12. H.D. 28.4.1980 tarih 2316 - 3752 sayılı karar - Av. Talih Uyar, olumlu tespit ve geri alma davaları - Sahife 24. Prof. Dr. Baki Kuru İcra ve İflas Hukuku 988 Baskı - 1. Cilt Sahife 554 - 555) Bu hususlar gözetilmeden itirazın reddine karar verilmesi isabetsizdir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Karar: Borçlunun, borçlu olmadığını kanıtlamak için açtığı olumsuz tespit davası sonunda alınan ilamın (davacının davalı alacaklıya borçlu olmadığını) hükme bağlayan bölümü bir tespit niteliğinde olduğundan ayrı takip konusu yapılamaz. Ancak, alınan ilamın (borçlu yararına hükmedilen yargılama giderleri ve tazminata ilişkin (bölümü ise ilamda yazılı miktarın davalıdan alınmasına ilişkin bir tahsil (eda) hükmü niteliğindedir. Bu sebeple ilamlı takibe konu yapılması gerekir. İİK.nun 72. maddesinin 5. fıkrasında işin esası ile ilgili olarak icranın kısmen veya tamamen eski hale iadesi ilamın kesinleşmesine bağlanmıştır. Tazminat ve giderler ise işin eklentileridir. İ - lamın esası kesinleşmeden infaz edilemeyeceğine göre, eklentilerinin de kesinleşmeden infaz edilemeyeceği doğaldır. O halde Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

Sonuç: Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA 7.11.1990 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları


Ayrıca başka bir soruda Meslektaşımızın verdiği cevap. bahsedilen kararı aradım ancak bendeki programda bulamadım. Bulan olurda paylaşırsa sevinirim ,çünkü sorunun özüne yönelik bir karar gibi gözüküyor.

Alıntı:
Av.Adnan Koray
Eğer İ.İ.K.m.72 uayrınca ilk önce menfi tespit davası açılmış, daha sonra bu dava İstirdat davasına dönüşmüşse, O zaman kesinleşmesi şarttır.( 12. HD. 3.10.1995, 12383/12692)
Old 22-07-2010, 17:50   #3
halit pamuk

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Mehmet Demirezen
Sayın Meslektaşım kararlara ve madde metnine göre kararın kesinleşmesi gerekiyor.


Ayrıca başka bir soruda Meslektaşımızın verdiği cevap. bahsedilen kararı aradım ancak bendeki programda bulamadım. Bulan olurda paylaşırsa sevinirim ,çünkü sorunun özüne yönelik bir karar gibi gözüküyor.


Av.Adnan Koray
Eğer İ.İ.K.m.72 uayrınca ilk önce menfi tespit davası açılmış, daha sonra bu dava İstirdat davasına dönüşmüşse, O zaman kesinleşmesi şarttır.( 12. HD. 3.10.1995, 12383/12692)



Soru sahibi karar düzeltme yolu kesinleşmeyi engeller mi ? diye sormakta anladığım kadarıyla...

"Takibe konu ilamın incelenmesinde kesinleşme şerhine rastlanılmamıştır. Takip dosyasında ilama ilişkin Yargıtay onama kararı mevcut ise de, Yargıtay'ın kararına karşı karar düzeltme yolunun açık olduğu hallerde hüküm karar düzeltme talebinin reddedilmesi yada karar düzeltme süresinin geçmesi ile kesinleşir." 12. HD Esas : 2004/23324 Karar : 2005/101 Tarih : 01.01.2005
Old 22-07-2010, 19:42   #4
ahmetyılmaz

 
Varsayılan

Bozma kararı verildikten sonra davalı yanın tashihi karar itirazları reddedilmişti demiştim. Bozma sonrası yargılamaya devam edilmekte iken , hükümde yer alan asıl alacak temyiz ve tashihi karar aşamalarından geçmiş olduğundan kısmi kesinleşme şerhi alınmış ve icra takibine konu yapılmış idi.(Tahsil Edildi) Bu defa verilen yeni karar da yer alan asıl alacak kesinleşmiş ve tahsil edilmiş olduğundan , yeni karar da faize yönelik itirazlarımız çerçevesinde inceleme yapılacağı dolayısı ile asıl alacak kesinleşmiş iken feri niteliğinde ki faiz kısmının kesinleşmesi için tashihi karar aşamasını geçirmesi yine de gereklimidir?
Old 05-05-2011, 11:05   #5
Hacannes

 
Varsayılan

"Karar düzeltme yoluna başvurmak hükmün icrasını durdurmaz. m. 442 son cümle. Karar düzeltme talebi üzerine Yargıtay Yargıtay İcranın durdurulmasına karar veremeyeceği gibi temyiz incelemesi sırasında verilmiş olan icranın durdurulması kararı da karar düzeltme safhası için geçerli değildir.

Bu söylenen, kesinleşmeden icraya konabilecek hükümler içindir. Kesinleşmeden icra edilemeyecek olan hükümlerin onanması üzerine karar düzeltme yoluna başvurulması halinde icranın kendiliğinden duracağı( daha doğrusu hüküm icra edilemeyeceği doğaldır) ."

Baki Kuru Medeni Usul Hukuk Ankara 2009 s. 705. Karar Düzeltme Talebi Başlıklı bölüm son cümle.
Old 03-02-2012, 14:09   #6
üye29234

 
Varsayılan

Benimde sizlere sormak istediğim bir soru var.Elimizde ilamlı bir alacak var. Davalı taraf ilamda belirtilen borcu eksik olarak mahkeme veznesine depo etmiş ve bize de bu konuda muhtıra çıkarttırmıştır.Biz de hukukumuzda böyle bir ifa yolu olmadığını ileri sürerek ilamı icraya koydum.buna karşılık borçlu için maaş haczinde bulunarak gerekli miktar dosyaya ödendi.Ben alacak iken davalı vekili kendi ücreti vekaleti için bu icra dosyasına giren paraya haciz koydurup kendisi almış.Ve ardından depo ettiği parayı almadığım için menfii tespit davası(istirdata dönmüştr) açılarak hakimde borçlu olmadığının tespitine ve dosyadan bizim elimize hiç geçmemiş olan icra dosyası alacağını karşı tarafa geri verdi ve icranın iptaline karar verdi.Sorum menfii tespit davalarında karardaki tespit için verilen kısım kesin hüküm teşkil eder,icranın iptaline karar verilmesi kısmı sizce temyiz edilebilir mi?yada ne yapmam gerekir bu aşamadan sonra????Teşekkürler şimdiden
Old 12-04-2013, 16:33   #7
Av.Nihat Arslan

 
Varsayılan

Menfi Tespit davasının reddi, (borçlu aleyhinde sonuçlanması) durumunda kesinleşme şart düzenlenmemiştir. Bu nedenle ilamın esası kesinleşmeden eda hükmü içeren fer’i niteliğindeki vekalet ücreti alacağı İNFAZ EDİLEBİLİR, HÜKMÜN KESİNLEŞMESİ GEREKMEZ. (12.HD. 2010/16924 E., 2010/29087 K. ve 07.12.2010)
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
menfi tespit vekalet ücreti kesinleşme Hasan Coşkun Meslektaşların Soruları 11 17-02-2014 11:28
Menfi Tespit-Vekalet Ücreti ve Yargılama Giderleri-Kesinleşme Şartı Av.Ayse E. Meslektaşların Soruları 4 12-04-2013 16:32
İşe İade Davası // Kararın Kesinleşme Tarihini Tespit // İşe Başlama Başvurusu Jeanne D'arc Meslektaşların Soruları 17 17-10-2011 19:18
Menfi Tespit Davası İspat Yükü Sorunu sailor1981 Meslektaşların Soruları 10 02-06-2008 21:11
menfi tespit davası teamül iddiası ve ispat sorunu Av.Ayse E. Meslektaşların Soruları 2 24-02-2007 12:24


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05566812 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.