Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Hukuk Sohbetleri Hukuki yorumlar, görüşler ve tartışmalar.. Soru niteliği taşımayan her türlü hukuki sohbet için.

Adalet Bakanının yanıtlamadığı Avukatlarla İlgili soru önergesi

Yanıt
Old 03-01-2011, 20:57   #1
Av.Ömer Güntay

 
Varsayılan Adalet Bakanının yanıtlamadığı Avukatlarla İlgili soru önergesi

Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk'ün TBMM.'ye verdiği 22 Temmuz 2010 tarihli yazılı soru önergesine Adalet Bakanı (avukat kökenlidir kendisi) tarafından hala yanıt verilmemiş. Önerge metnini okuyunca buna hiç şaşırmadım doğrusu. Soruları aşağıdaki bağlantıdan okumanızı tavsiye ederim, ne demek istediğimiz anlayacaksınız.

Alıntı:
1-) Yasa ile avukat olarak çalışabilmek için Baro'larca ruhsatname verilmesi gerekli ve yeterli iken Belediyelerce işyeri ruhsatına tabi kılınmasının yasal dayanağı nedir? Bu konuda herhangi bir çalışma yapmayı düşünüyor musunuz?
2-) Görev mahalli olan kamu binalarına girişlerde Avukatların üzeri kanuna aykırı olarak aranması ve GBT sorgulaması yapılmasının nedeni ve yasal dayanağı nedir? Yargının kurucu unsuru olan avukatları rencide eden bu uygulamanın olmaması için herhangi bir işlem yapacak mısınız?
3-) Avukat büro ve evlerindeki aramaların yasaya aykırı yapılmasının nedeni nedir? Yasaya aykırı şekilde avukat bürosu ve evlerindeki yasaya aykırı şekilde gerçekleştirilen aramaları önlemek için ne yapmayı düşünüyorsunuz?
4-) Avukatlara yasa ile tanınan belge inceleme yetkisinin, yönetmelik ya da kurum içi düşünce yazıları ile fiilen ortadan kaldırılmasının nedeni nedir? Yasa ile tanınan bir hak, yönetmelik ya da kurum içi düşünce yazılarıyla ortadan kaldırılabilir mi? Bu konuda ne gibi önlemler almayı düşünüyorsunuz? . j
5-) Cumhuriyet Başsavcılıklarında soruşturma aşamasında olan dosyaların, avukatların vekâlet sunmaksızın incelemesine izin verilmemesinin yasal dayanağı nedir? Avukatın, davayı üstlenmeden önce soruşturma aşamasında önce olayı incelemesi bunun için de soruşturma sırasında dosyayı incelemesi zorunluluktur. Davayı üstlenip üstlenmeyeceği henüz belli değilken avukatın vekâletname almak ve soruşturma sırasında vekâletname ibraz etmek zorunda bırakılmasının dayanağı nedir? Bu uygulamanın makul ve kabul edilebilir yönü var mıdır? Bu uygulamayı sona erdirmeyi düşünüyor musunuz?
6-) Terörle Mücadele Kanunu ve Kalem Yönetmeliği gibi mevzuatlarla ceza yargılamasında müdafiin dosya inceleme yetkisi tamamıyla kısıtlanması doğru mudur? Bu uygulamayı kaldıracak mısınız?
7-) Emniyet ve jandarmada ifade tutanaklarında müdafilerin şerhlerinin tutanağa geçirilmemesinin yasal dayanağı nedir? Emniyet ve Jandarmada karakollarda şüpheli müdafi için ayrı bir görüşme odası neden bulunmamaktadır?
8-) CMK uyarınca Barolarca görevlendirilen avukatlara asgari ücretin dahi altında ücret ödenmekte, üstelik, ücretleri çok geç ödenmektedir. CMK avukatları makbuz kestiği anda vergiyi ödemekte böylece alamadığı ya da çok sonra aldığı ücrete peşinen vergi ödemektedir. Bu çarpık uygulamayı, düzeltmeyi düşünüyor musunuz? Düşünüyorsanız nasıl düzelteceksiniz?
9-) CMK avukatlarına, savunma için lüzumlu olan dosya sureti için gider ödemesi yapılmamasının, duyuru ve görüş yoluyla avukatlığın saygınlığına yakışmayan ulaşım vasıtalarıyla görevin sürdürümü istenmesinin nedeni nedir?
10- Mahkemelerce duruşma saatlerine riayet edilmemesi, aynı saate birden fazla duruşma konulması, duruşmalara zamanında çıkılmaması ve avukatlar akşama kadar bir tek dosya için adliyede beklemek zorunda kalması konularındaki yanlışlıkları düzeltmek için herhangi bir çalışma yapmayı düşünüyor musunuz? Bu konuda hangi önlemleri almayı düşünüyorsunuz?
11-) Keşiflerde ve Hacizlere Adalet Teşkilatını Güçlendirme vakfının araçları ile gidilmesinin zorunlu tutulmasının yasal dayanağı nedir? Bu araçlara, piyasa araçlarına göre çok fahiş para ödenmesinin nedeni nedir? Bu araçlar piyasaya göre hem çok daha pahalı olup, haciz mahalline gidilmesine ve avukat kendi imkânı ile geri dönmesine karşı gidiş dönüş yol parası alınmaktadır. Bu konuda herhangi bir işlem yapmayı düşünüyor musunuz?
12-) Avukatlık kimliği yasa ile resmi kimlik olmasına rağmen bankacılık işlemlerinde avukatlık kimliklerinin resmi kimlik olarak kabul edilmemesinin yasal dayanağı nedir? Bu konuda ne yapmayı düşünüyorsunuz?
13-) Yetki belgelerinin, harca tabi kılınmasının yasal dayanağı nedir? Bu haksız uygulamayı kaldıracak mısınız?
14-) Tapu ve Vergi daireleri, Noterlerde ve bazı resmi kurum ve kuruluşlarda ve bankalarda, avukatlara, yasaya aykırı olarak bilgi verilmemesinin ve evrak gösterilmemesinin yasal dayanağı nedir? Bu yanlış ve yasa dışı uygulamanın sona erdirilmesi için herhangi bir işlem yapacak mısınız?
15- Mahkemelerde şimdiden 6 ay sonrasına duruşma günleri verilmesi, normal bir durum mudur? Bunun sebebi nedir? Hukuk eğitiminin ve yargılamanın kalitesi giderek düşmekte midir? Bu konuda herhangi bir önlem almayı düşünüyor musunuz?
http://www.istanbulbarosu.org.tr/Det...atID=1&ID=5408
Old 03-01-2011, 21:27   #2
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Ömer Güntay
Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk'ün TBMM.'ye verdiği 22 Temmuz 2010 tarihli yazılı soru önergesine Adalet Bakanı (avukat kökenlidir kendisi) tarafından hala yanıt verilmemiş. Önerge metnini okuyunca buna hiç şaşırmadım doğrusu. Soruları aşağıdaki bağlantıdan okumanızı tavsiye ederim, ne demek istediğimiz anlayacaksınız.


http://www.istanbulbarosu.org.tr/Det...atID=1&ID=5408

Sayın Bakanımız belli ki oldukça zeki birisi.
Old 04-01-2011, 11:30   #3
mahzen

 
Varsayılan

Belki hakim ve savcı adaylarının fişlenmesinden bu soruları cevaplamaya henüz vakit ayıramamamışlardır...
Old 04-01-2011, 14:14   #4
detay82

 
Varsayılan

Bence artık, ilgili kurumları, Adalet Bakanlığını, başta avukatlara karşı olmak üzere diğer yargı emekçilerine adli mobbing uygulamaktan dolayı, tüm avukatların ve baroların UZUN DİLEKÇELERLE şikayet etmesi gerekiyor (o kadar çok sorun var ki, yasadan ve uygulamadan kaynaklanan, bu sebeple sayfalar tutacağına eminim).

Olay, A.H.İ.M. e kadar götürülebilir.

Saygılarımla.
Old 04-01-2011, 17:40   #5
Av. F.Gül EVREN

 
Varsayılan

İdare hukukunda idarenin susması "red" ise Adalet Bakanı'nın susması da aynı manada değerlendirilmelidir.
Ayrıca bir türlü anlayamadığım bir şey var; İstanbul Barosu başta olmak üzere tüm baroların etkili bir eylem sürecine girmesi "soru önergesi" göndermekten daha etkin ve sonuç getirir olmaz mı?
Düşünün ki; mesela sadece 1 gün için dahi olsa tüm barolar CMK zorunlu müdafilik için avukat görevlendirme işlemini durdursa bu eylem soru önergesinden daha etkili olmaz mı?
Üyelerinin çoğu farkındalığa sahip ve aktif olan güçlü bir örgütüz ama sorunlarımız ya geç çözümleniyor ya da hiç çözümlenmeden rafa kaldırılıyor. Ya gücümüzü kullanmıyoruz (kasten veya ihmalen) ya da o kadar da güçlü değiliz...
Old 05-01-2011, 09:12   #6
detay82

 
Varsayılan

Bence gücümüzün farkında değiliz ve dolayısıyla gücümüzü kullanamıyoruz. Barolara bakıyoruz bazen üzerlerine vazife olmayan konulara yoğunlaşabiliyorlar ama böyle direkt avukatların hakları ile ilgili konularda genelde pek bir çekimserler.
Avukatlar arasında sürekli şikayetler, sızlanmalar var, örneğin CMK zorunlu müdafiliği ödemelerinin asgari ücret tarifesi seviyesinde olması gerektiği sürekli söyleniyor sizin de bahsettiğiniz gibi tüm avukatlar haksızlığı ve hukuksuzluğu protesto amacıyla CMK görevlendirmeden çıksalar ya da tüm barolar CMK görevlendirmesini durdursa inanın hakkımızı söke söke alırız.
Ama ben daha çok çözümü avukatlar arasında görmekteyim, baroların etkili bir girişim yapacakların sanmıyorum.
Misal ben mesleğimin ilk başlarından beri, maddi olarak ihtiyacım olmasına rağmen, avukatın haklarını ihlal eden CMK müdafiliğine girmedim. Avukatların bu düzenlemeyi kabul edip özümsemelerini içime sindiremiyorum.

Saygılarımla.
Old 05-01-2011, 11:47   #7
Av. Engin EKİCİ

 
Varsayılan

Öncelikle ifade etmeliyim ki, Adalet Bakanı'nın, siyaset üstü davranarak avukat kökenli olması dolayısıyla tamamen mesleki refleksle 22.07.2010 tarihli yazılı soru önergesini aynı netlikle yanıtlayabilmesini imkan dahilinde görmüyorum.

2009-2010 yıllarında İstanbul Barosu'nun CMK kapsamında zorunlu müdafii görevlendirmeme şeklinde bir boykot uygulaması oldu. Uzun bir süre meslektaşlarımızın büyük çoğunluğu boykot doğrultusunda görev almadı. Ancak gelinen noktada kimi meslektaşlarımızın boykot hilafına hareket ettiği, görevlendirme almak istedikleri yönünde baroya dilekçeler sunduğu ve boykotu deldiği gözlemlendi (sonradan ortaya çıktı demek daha doğru) Avukatların birlikte hareket etme iradesini zedeleyen bu yaklaşım dikkat çekici idi.

Konunun diğer bir boyutu da, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'ndeki ücretlerle kıyaslandığında zorunlu müdafiilik ücretlerinin düşüklüğü. Burada açık bir hukuka aykırılık olduğu konusunda tereddüt yok. Ancak hukuk ihlali olduğu gerekçesiyle zorunlu müdafiilik kapsamında görev almamanın kabul edilebilir olduğunu, ancak avukatların düzenlemeyi özümseyip görev almalarının içe sindirilememesini kabul etmediğimi ifade etmeliyim.

Burada tüm baro yönetimlerinin, siyasi çizgilerini bir yana bırakıp ilkesel hareket etmesi ve dahi ilkesel tutuma tüm avukatların da katılımının sağlanması gerekiyor. Ancak ilke kararlarına karşı daha önce yaşandığı gibi gerek baro yönetimlerinin gerekse avukatların tabir-i caizse yan çizmemesi oldukça önemli.

Saygılarımla..
Old 05-01-2011, 12:02   #8
Av.Ömer Faruk

 
Varsayılan

Adalet Bakanı kesinlikle bu soru önergesine cevap veremez.Hoş cevap verse ne olacak önemli olan cevap vermesi değil çözüm üretmesi ve uygulamaya sokması.Hadi adalet bakanını anladık da peki ya barolar ve barolar birliği ne zaman eslek kuruluşları olduklarını ve avukatların hak ve menfaatlerini korumaları gereğinin birinci ve en önemli vazifeleri olduğunu anlayacaklar.Çok merak ediyorum.80.000 civarında mensubu bulunan bir meslek kuruluşu nasıl olur da bazı radikal önlemler almaz anlaşılır değil.Artık bir çare bulunsun lütfen ve herkes işgal ettiği koltuğun hakkını versin.Saygılarımla...
Old 05-01-2011, 12:18   #9
Armağan Konyalı

 
Varsayılan


Barolar avukatların örgütüdür. Avukatlar bir şey yapmazsa barolar da yapmaz. Avukatların meslekle ilgisi baro yönetimini seçmekle sınırlı kalmamalıdır.

Burada çözümler sıralanmadıkça baro yönetimlerinin eleştirilmesi işlevsiz olacaktır.

Ben birinci maddeden başlayayım:

SORUN:
Avukatların işyeri ruhsatı almaları gereği ve dayanağı için aşağıdaki bağlantıya tıklayınız:
http://www.turkhukuksitesi.com/serh.php?did=2074

ÇÖZÜM:
Avukatların işyeri ruhsatı almak zorunda kalmamaları için Avukatlık Kanunu'na bu yolda bir madde eklemek gerekir.

Saygılarımla
Old 05-01-2011, 12:20   #10
detay82

 
Varsayılan

Ben kendi adıma Adalet Bakanlığının bu konudaki çözümünden de korkuyorum

3-5-10 yıldır tutuklu olanlar dosyalaradaki delil durumuna göre, %99 suçlu olduklarına inanılsa bile saleviriliyor.

Sebebi de uzayan yargılamalarda insanların mağdur olmaması.

Devletin bu konudaki çözümü, adaleti hızlandırmak, reformlar yapmak yerine yeni adaletsizlikler yaratmak olmuştur. Temelsiz bina inşa edilmiştir, yargı hazırlıksız (gafil) avlanmıştır.

Yargı reformu budur işte, insanları serbest bırakın, suçluların davaları uzayan yargılamalarla zamanaşımına uğrasın.

10 yılı aşkın sürede yargılamayı sonlandıramayan ( ! ? ) yargının kendisi bitmiştir, kokmuştur...

Tahliye edilen kişilerin tahliye edildikleri davaların akibetini de büyük ihtimalle tahmin edebiliriz;


Z A M A N A Ş I M I N A U Ğ R A Y A C A K L A R.


Türkiye de çok kolay bu...

Çünkü artık dışardalar, ilerde dışarda olacak yüzlerce kişi gibi...

Barolarımıza gelince...

Saygılar.
Old 05-01-2011, 12:24   #11
Av.Ömer Güntay

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Armağan Konyalı

Barolar avukatların örgütüdür. Avukatlar bir şey yapmazsa barolar da yapmaz. Avukatların meslekle ilgisi baro yönetimini seçmekle sınırlı kalmamalıdır.

Burada çözümler sıralanmadıkça baro yönetimlerinin eleştirilmesi işlevsiz olacaktır.

Ben birinci maddeden başlayayım:

SORUN:
Avukatların işyeri ruhsatı almaları gereği ve dayanağı için aşağıdaki bağlantıya tıklayınız:
http://www.turkhukuksitesi.com/serh.php?did=2074

ÇÖZÜM:
Avukatların işyeri ruhsatı almak zorunda kalmamaları için Avukatlık Kanunu'na bu yolda bir madde eklemek gerekir.

Saygılarımla

Doğrudan doğruya yönetim ve meslekiçi demokrasi önerisi olarak algıladığım görüşlerinize katılıyorum. Yöneten (baro yönetimleri)/yönetilen farklılaşması, ve bu farklılaşma duygusunun verdiği rahatlıkla eleştirmek keyfiyeti, kanımca avukat meslek örgütlerinde rastlanmaması gereken bir hal olmalıdır. Saygılarımla.
Old 05-01-2011, 12:45   #12
mahzen

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Armağan Konyalı

Barolar avukatların örgütüdür. Avukatlar bir şey yapmazsa barolar da yapmaz. Avukatların meslekle ilgisi baro yönetimini seçmekle sınırlı kalmamalıdır.

Burada çözümler sıralanmadıkça baro yönetimlerinin eleştirilmesi işlevsiz olacaktır.

Ben birinci maddeden başlayayım:

SORUN:
Avukatların işyeri ruhsatı almaları gereği ve dayanağı için aşağıdaki bağlantıya tıklayınız:
http://www.turkhukuksitesi.com/serh.php?did=2074

ÇÖZÜM:
Avukatların işyeri ruhsatı almak zorunda kalmamaları için Avukatlık Kanunu'na bu yolda bir madde eklemek gerekir.

Saygılarımla

Sayın meslektaşım... Bu konuda sizinle aynı fikirde değilim.Şöyle ki;
Düzeltilmesi gereken aksaklıklar ve uygulamadaki yanlışlıkların hemen hemen hepsine baktığınızda göreceksiniz ki asıl sebep keyfi uygulamalardan ve yasalara aykırı anayasal haklarımızı da ihlal eder derecedeki bir nevi teamül haline gelmiş ve birçoğuna avukatlarca da karşı konulamazmış ve zaten olması gerekenmiş gibi artık tepki bile koyamadığımız ve gündelik hayatta da sık sık karşılaştığımız durumlar değil mi bizim bahsettiğimiz? Somut örnekler de sunulabilir bununla ilgili...

Ben de yukarıda da değinilmiş sorunlardan birkaçını ele alayım öncelikle ;
>>> Avukat büro ve evlerindeki aramaların yasaya aykırı yapılmasının nedeni nedir? Yasaya aykırı şekilde avukat bürosu ve evlerindeki yasaya aykırı şekilde gerçekleştirilen aramaları önlemek için ne yapmayı düşünüyorsunuz?

.....Yasaya aykırı uygulamaların sonucunda kişiler ceza alır Ya ceza kanunda ve mevzuatta eksiklik varsa o giderilmeli , ya da keyfi uygulamalara son verilmeli...

>>>Avukatlara yasa ile tanınan belge inceleme yetkisinin, yönetmelik ya da kurum içi düşünce yazıları ile fiilen ortadan kaldırılmasının nedeni nedir? Yasa ile tanınan bir hak, yönetmelik ya da kurum içi düşünce yazılarıyla ortadan kaldırılabilir mi? Bu konuda ne gibi önlemler almayı düşünüyorsunuz?

.... Buyrun size bir keyfi uygulama daha... Demek ki sorun yalnızca yasa veya yönetmelik çıkarmada değil onu uygulama noktasında da toplanıyor....


Bunun yanısıra ; baro başkanları da avukat olduklarına göre sorunların çözümlerini gayet iyi biliyorlardır. Önemli olan çözüm üretmek kadar bunu hayata geçirme hususunda istekli olmaktır, diye düşünüyor, saygılarımı sunuyorum.
Old 05-01-2011, 12:50   #13
mahzen

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av.ismaildeger
Ben kendi adıma Adalet Bakanlığının bu konudaki çözümünden de korkuyorum

3-5-10 yıldır tutuklu olanlar dosyalaradaki delil durumuna göre, %99 suçlu olduklarına inanılsa bile saleviriliyor.

Sebebi de uzayan yargılamalarda insanların mağdur olmaması.

Devletin bu konudaki çözümü, adaleti hızlandırmak, reformlar yapmak yerine yeni adaletsizlikler yaratmak olmuştur. Temelsiz bina inşa edilmiştir, yargı hazırlıksız (gafil) avlanmıştır.

Yargı reformu budur işte, insanları serbest bırakın, suçluların davaları uzayan yargılamalarla zamanaşımına uğrasın.

10 yılı aşkın sürede yargılamayı sonlandıramayan ( ! ? ) yargının kendisi bitmiştir, kokmuştur...

Tahliye edilen kişilerin tahliye edildikleri davaların akibetini de büyük ihtimalle tahmin edebiliriz;


Z A M A N A Ş I M I N A U Ğ R A Y A C A K L A R.


Türkiye de çok kolay bu...

Çünkü artık dışardalar, ilerde dışarda olacak yüzlerce kişi gibi...

Barolarımıza gelince...

Saygılar.

Bu konuda hem iyi niyetli hem de karamsar bir bakış açım var benim Bazen ,acaba bu uygulamayla hakimleri dosya okuma konusunda hızlandırabiliriz diye düşünmüş olabilirler mi...diye umutlanırken... Bazen de, dışarı çıkan suçluların yerine koyuyorum da kendimi , yurtdışı planlarını yapmaya başlayanlar da varsa aralarına adalet sistemimizin vay haline...demekten ve hayıflanmaktan alamıyorum kendimi.. Hangi mağdur yakını suçlunun dışarıda elini kolunu sallaya sallaya dolaştığını izlemek ister ki ? Yada yarım kalan hesaplarını düşünün o suçluların... Ben düşünmek bile istemiyorum.
Old 05-01-2011, 13:19   #14
Av.Ömer Güntay

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan mahzen
Bu konuda hem iyi niyetli hem de karamsar bir bakış açım var benim Bazen ,acaba bu uygulamayla hakimleri dosya okuma konusunda hızlandırabiliriz diye düşünmüş olabilirler mi...diye umutlanırken... Bazen de, dışarı çıkan suçluların yerine koyuyorum da kendimi , yurtdışı planlarını yapmaya başlayanlar da varsa aralarına adalet sistemimizin vay haline...demekten ve hayıflanmaktan alamıyorum kendimi.. Hangi mağdur yakını suçlunun dışarıda elini kolunu sallaya sallaya dolaştığını izlemek ister ki ? Yada yarım kalan hesaplarını düşünün o suçluların... Ben düşünmek bile istemiyorum.

Ortada bir yasal düzenleme varken, ne mağdur yanın ne de fail yanın öznel duygu ve durumlarından hareketle hukuksal olguları (yasa maddeleri, mahkeme içtihatları) değerlendiremeyiz. Hukuk, sokaktaki vatandaşın, ilk ve primitif haldeki tüm duygularından arınık olarak ele alınması gereken bir disiplindir.

"Ceza hukukunda kamusallık ilkesi gereğince hak alınmaz, verilir."

Saygılarımla.
Old 05-01-2011, 13:39   #15
mahzen

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Ömer Güntay
Ortada bir yasal düzenleme varken, ne mağdur yanın ne de fail yanın öznel duygu ve durumlarından hareketle hukuksal olguları (yasa maddeleri, mahkeme içtihatları) değerlendiremeyiz. Hukuk, sokaktaki vatandaşın, ilk ve primitif haldeki tüm duygularından arınık olarak ele alınması gereken bir disiplindir.

"Ceza hukukunda kamusallık ilkesi gereğince hak alınmaz, verilir."

Saygılarımla.

Ama sn.Güntay Hukuk kim için vardır, insanlar için değil mi ? Hukukla kimlerin hakları korunur ? Hukukun öznel yanını görmezden gelemeyiz... Bir hukuk kuralını o topluma benimsetemezseniz veya o kuralın o toplumda uygulanma şansı yoksa koşullar , sosyal yapı buna izin vermiyorsa, kuralı değiştirmek kaçınılmaz olacaktır.
Old 05-01-2011, 13:44   #16
Av.Ömer Güntay

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan mahzen
Ama sn.Güntay Hukuk kim için vardır, insanlar için değil mi ? Hukukla kimlerin hakları korunur ? Hukukun öznel yanını görmezden gelemeyiz... Bir hukuk kuralını o topluma benimsetemezseniz veya o kuralın o toplumda uygulanma şansı yoksa koşullar , sosyal yapı buna izin vermiyorsa, kuralı değiştirmek kaçınılmaz olacaktır.

Hukuk her zaman, hatta çoğu zaman toplumu benimsemez, benimsetir; zorlar ve dayatır; tanımı gereğidir biraz da bu Sn.mahzen Ancak vasati toplumsal yargı ve kabullerin bir yan hukuk kaynağı olarak "ahlak" başlığı altında hukuk oluşum sürecinde dikkate alınmasına itirazım yok. Saygılarımla.
Old 05-01-2011, 13:52   #17
detay82

 
Varsayılan

Benim kanımca da meseleyi "ahlak" değil de yine "hukuk" başlığı altında ele almalıyız.

Yasaler elbtte uygulanacaktır, ancak insanların özellikle de hukukçuların bu yasaları, uygulamaları eleştirmeleri, irdelemeleri hukukidir.

Hukuk, yasalardan da üstündür.

Yasalar ancak bir TEZ dir, değişebilirler.

Her tezin de bir ANTİTEZ i olacaktır.

Sonuçta SENTEZ doğacaktır. Bu sentez de bir tez olacaktır...

Pozitif hukuk-ideal hukuk etkileşimi gibi...

Saygılarımla...
Old 05-01-2011, 14:25   #18
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan mahzen
Düzeltilmesi gereken aksaklıklar ve uygulamadaki yanlışlıkların hemen hemen hepsine baktığınızda göreceksiniz ki asıl sebep keyfi uygulamalardan ve yasalara aykırı durumlar değil mi bizim bahsettiğimiz?
Değil. Bu durumlar başa geldiğinde bizzat avukat tarafından çözülmelidir.

Sizin verdiğiniz örnekleri geri veriyorum:
Alıntı:
>>> Avukat büro ve evindeki aramaların yasaya aykırı yapılmasının nedeni nedir? Yasaya aykırı şekilde avukat bürosu ve evlerindeki yasaya aykırı şekilde gerçekleştirilen aramaları önlemek için ne yapmayı düşünüyorsunuz?
Yasaya aykırı işlemlere karşı durmayı meslek edinmiş avukat kendi haklarını da koruyabilmelidir. Vekaleten karşı dururken asaleten karşı duramamak anlaşılır değildir. Bu konuda barodan yardım isteyeceksek her davamızda baroya başvurma zorunluluğu var demektir.
Alıntı:
>>>Avukatlara yasa ile tanınan belge inceleme yetkisinin, yönetmelik ya da kurum içi düşünce yazıları ile fiilen ortadan kaldırılmasının nedeni nedir? Yasa ile tanınan bir hak, yönetmelik ya da kurum içi düşünce yazılarıyla ortadan kaldırılabilir mi? Bu konuda ne gibi önlemler almayı düşünüyorsunuz?
"Yasa ile tanınan bir hak, yönetmelik ya da kurum içi düşünce yazılarıyla ortadan kaldırılamayacağına" göre avukatın bu konuda eli kolu bağlı mıdır? Bu konuda yapılacak şeyi Bakanlık düşünmüyorsa avukatın bizzat düşünmesi gerekmez mi?

Keyfiliğin başı, görüldüğü yerde, bizzat avukat tarafından ezilmelidir. Avukatın kimseden yardım istemeye ihtiyacı bulunmamaktadır.
Old 05-01-2011, 15:43   #19
Admin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Armağan Konyalı
Burada çözümler sıralanmadıkça baro yönetimlerinin eleştirilmesi işlevsiz olacaktır.

Bu önerinize tamamen katılıyorum.

Alıntı:

ÇÖZÜM:
Avukatların işyeri ruhsatı almak zorunda kalmamaları için Avukatlık Kanunu'na bu yolda bir madde eklemek gerekir.
Öte yandan Avukatların sorunlarının -bu örnek gibi- Avukatlık Kanununa eklenecek maddelerle çözülebileceğine tam olarak katılamıyorum. Bence Avukatların sorularının çözümleri, avukatlık kanunu dışındaki kanunlara onlarla ilgili madde eklemekten geçiyor gibi.

En basit örneği avukatlık kimliği uygulamasında yaşanmıyor mu? Avukatlar yıllarca kimliklerinin resmi kimlik kabul edilmemesinden şikayet ettiler, sonunda 2004 yılında avukatlık kanununa bununla ilgili özel madde eklendi. Ne faydası oldu ve kim avukatlık kimliğini nerede resmi kimlik olarak kullanabiliyor? Seçimlerde sunmaya kalkıyorsunuz, yüksek seçim kurulu kabul etmiyor, bankalara veriyorsunuz bankalar reddediyor, sınavlarda sunuyorsunuz ÖSYM kabul etmiyor, tapuda arz ediyorsunuz, Tapu reddediyor. Hepsinin gerekçesi aynı: "bizim özel mevzuatımız var". Avukatlardan işyeri ruhsatı alınamaz diye Avukatlık Kanununa madde eklerseniz, Belediyelerin de bizim özel mevzuatımız var diye kabul etmeyeceğine eminim, zira görüşüne göre bu ülkede avukatlık kanunu dışında herşey özel mevzuat ve avukatlık kanununda ne yazarsanız yazın Avukatlar dışında kaale alan yok.

Avukatlık kanununun sorunların çözümündeki anlamsızlığı konusunun sadece kimlik örneği ile sınırlı olduğu da düşünmüyorum. Esasında bakarsak Avukatlık Kanunu oldukça yeni ve neredeyse tamamen yeniden yazılmış bir kanun. Avukatlar ben bildim bileli kanunlarından şikayetçi oldular ve 2001 ve 2004 yıllarında da kanun büyük oranda onların istekleri doğrultusunda yenilendi. Peki bu tarihten önce olan hangi sorunumuz artık çözülmüş durumda?

Bir çok konunun çözümü için ilgili mevzuatın değişmesi gerçekten önemli bir adım ancak sanıyorum Avukatların sorunları ilgili mevzuatın değişmesiyle çözülebilecek noktayı aştı. Eğer yürütme mevzuatı dinlemiyor ve yargı da mevzuatı yasamanın amacı dışında yorumluyorsa ne yazık ki mevzuat değişiklikleri bir anlam ifade etmez hale geliyor.

Konuyu avukatların sorunları ile dağıtmak istemiyorum aslında, zira bu başlık altındaki konumuz Sayın Adalet Bakanının bir soru önergesine niçin yanıt vermediği. Ancak bence bu konu bile neticede gelip mevcut mevzuatın işlememesi noktasında tıkanıyor, zira soru önergeleriyle ilgili de Anayasamızda 98.madde mevcut ancak görüldüğü gibi buna rağmen "yanıtlamamak" bir tercih olabiliyor. Yani yine mevzuat eksikliği noktasında değil, mevzuatın uygulanmaması noktasında tıkanmış görünüyoruz.
Old 05-01-2011, 16:01   #20
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Ömer Güntay
Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk'ün TBMM.'ye verdiği 22 Temmuz 2010 tarihli yazılı soru önergesine Adalet Bakanı (avukat kökenlidir kendisi) tarafından hala yanıt verilmemiş. Önerge metnini okuyunca buna hiç şaşırmadım doğrusu. Soruları aşağıdaki bağlantıdan okumanızı tavsiye ederim, ne demek istediğimiz anlayacaksınız.

Alıntı:
1-) Yasa ile avukat olarak çalışabilmek için Baro'larca ruhsatname verilmesi gerekli ve yeterli iken Belediyelerce işyeri ruhsatına tabi kılınmasının yasal dayanağı nedir? Bu konuda herhangi bir çalışma yapmayı düşünüyor musunuz?
2-) Görev mahalli olan kamu binalarına girişlerde Avukatların üzeri kanuna aykırı olarak aranması ve GBT sorgulaması yapılmasının nedeni ve yasal dayanağı nedir? Yargının kurucu unsuru olan avukatları rencide eden bu uygulamanın olmaması için herhangi bir işlem yapacak mısınız?
3-) Avukat büro ve evlerindeki aramaların yasaya aykırı yapılmasının nedeni nedir? Yasaya aykırı şekilde avukat bürosu ve evlerindeki yasaya aykırı şekilde gerçekleştirilen aramaları önlemek için ne yapmayı düşünüyorsunuz?
4-) Avukatlara yasa ile tanınan belge inceleme yetkisinin, yönetmelik ya da kurum içi düşünce yazıları ile fiilen ortadan kaldırılmasının nedeni nedir? Yasa ile tanınan bir hak, yönetmelik ya da kurum içi düşünce yazılarıyla ortadan kaldırılabilir mi? Bu konuda ne gibi önlemler almayı düşünüyorsunuz? . j
5-) Cumhuriyet Başsavcılıklarında soruşturma aşamasında olan dosyaların, avukatların vekâlet sunmaksızın incelemesine izin verilmemesinin yasal dayanağı nedir? Avukatın, davayı üstlenmeden önce soruşturma aşamasında önce olayı incelemesi bunun için de soruşturma sırasında dosyayı incelemesi zorunluluktur. Davayı üstlenip üstlenmeyeceği henüz belli değilken avukatın vekâletname almak ve soruşturma sırasında vekâletname ibraz etmek zorunda bırakılmasının dayanağı nedir? Bu uygulamanın makul ve kabul edilebilir yönü var mıdır? Bu uygulamayı sona erdirmeyi düşünüyor musunuz?
6-) Terörle Mücadele Kanunu ve Kalem Yönetmeliği gibi mevzuatlarla ceza yargılamasında müdafiin dosya inceleme yetkisi tamamıyla kısıtlanması doğru mudur? Bu uygulamayı kaldıracak mısınız?
7-) Emniyet ve jandarmada ifade tutanaklarında müdafilerin şerhlerinin tutanağa geçirilmemesinin yasal dayanağı nedir? Emniyet ve Jandarmada karakollarda şüpheli müdafi için ayrı bir görüşme odası neden bulunmamaktadır?
8-) CMK uyarınca Barolarca görevlendirilen avukatlara asgari ücretin dahi altında ücret ödenmekte, üstelik, ücretleri çok geç ödenmektedir. CMK avukatları makbuz kestiği anda vergiyi ödemekte böylece alamadığı ya da çok sonra aldığı ücrete peşinen vergi ödemektedir. Bu çarpık uygulamayı, düzeltmeyi düşünüyor musunuz? Düşünüyorsanız nasıl düzelteceksiniz?
9-) CMK avukatlarına, savunma için lüzumlu olan dosya sureti için gider ödemesi yapılmamasının, duyuru ve görüş yoluyla avukatlığın saygınlığına yakışmayan ulaşım vasıtalarıyla görevin sürdürümü istenmesinin nedeni nedir?
10- Mahkemelerce duruşma saatlerine riayet edilmemesi, aynı saate birden fazla duruşma konulması, duruşmalara zamanında çıkılmaması ve avukatlar akşama kadar bir tek dosya için adliyede beklemek zorunda kalması konularındaki yanlışlıkları düzeltmek için herhangi bir çalışma yapmayı düşünüyor musunuz? Bu konuda hangi önlemleri almayı düşünüyorsunuz?
11-) Keşiflerde ve Hacizlere Adalet Teşkilatını Güçlendirme vakfının araçları ile gidilmesinin zorunlu tutulmasının yasal dayanağı nedir? Bu araçlara, piyasa araçlarına göre çok fahiş para ödenmesinin nedeni nedir? Bu araçlar piyasaya göre hem çok daha pahalı olup, haciz mahalline gidilmesine ve avukat kendi imkânı ile geri dönmesine karşı gidiş dönüş yol parası alınmaktadır. Bu konuda herhangi bir işlem yapmayı düşünüyor musunuz?
12-) Avukatlık kimliği yasa ile resmi kimlik olmasına rağmen bankacılık işlemlerinde avukatlık kimliklerinin resmi kimlik olarak kabul edilmemesinin yasal dayanağı nedir? Bu konuda ne yapmayı düşünüyorsunuz?
13-) Yetki belgelerinin, harca tabi kılınmasının yasal dayanağı nedir? Bu haksız uygulamayı kaldıracak mısınız?
14-) Tapu ve Vergi daireleri, Noterlerde ve bazı resmi kurum ve kuruluşlarda ve bankalarda, avukatlara, yasaya aykırı olarak bilgi verilmemesinin ve evrak gösterilmemesinin yasal dayanağı nedir? Bu yanlış ve yasa dışı uygulamanın sona erdirilmesi için herhangi bir işlem yapacak mısınız?
15- Mahkemelerde şimdiden 6 ay sonrasına duruşma günleri verilmesi, normal bir durum mudur? Bunun sebebi nedir? Hukuk eğitiminin ve yargılamanın kalitesi giderek düşmekte midir? Bu konuda herhangi bir önlem almayı düşünüyor musunuz?

http://www.istanbulbarosu.org.tr/Det...atID=1&ID=5408

Bana geçmişi anımsattı: Çocukken, kendimi kabahatli hissettiğimde, o konu ile ilgili sorulara yanıt veremez, yalnızca susardım.

Yargıda hiçbirşey yolunda gitmiyor. Ne Bakan değişikliği, ne yeni yasalar çare olamadı. Çok basit bir örnek: CMK yürürlüğe girdiğinde "yargılamanın artık tek celsede biteceği" müjdelenmişti. Sonuç: Eski tas, eski hamam... Tam tersine yeni sorunlar ekleniyor.

Bu sorularda dile getirilen sorunların çözümü o kadar zor değil oysa. Çözmeye kararlı biri, hiçbirşey yapamıyorsa THS'deki tartışmaları okusa yolu bulacak.
Old 05-01-2011, 16:18   #21
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Sözlü ve Yazılı Soru hakkında İçtüzük hükümlerini aşağıda sunuyorum:

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ İÇTÜZÜĞÜ

Resmi Gazete 13.4.1973 - 14506

SORU

Madde 96 - Soru; kısa, gerekçesiz ve kişisel görüş ileri sürülmeksizin; kişilik ve özel yaşama ilişkin konuları içermeyen bir önerge ile Hükümet adına sözlü veya yazılı olarak cevaplandırılmak üzere, Başbakan veya bir bakandan açık ve belli konular hakkında bilgi istemekten ibarettir. Sözlü soru önergeleri yüz kelimeyi geçemez. Soru önergelerine belge eklenemez.
Soru önergesi, sadece bir milletvekili tarafından imzalanır ve Başkanlığa verilir.
Başkan, İçtüzük şartlarına uygun gördüğü önergeleri gelen kağıtlar listesinde yayımlar ve Başbakanlığa veya ait olduğu bakanlığa gönderir.
SORULAMIYACAK KONULAR
Madde 97 - Aşağıdaki sorular Başkanlıkça kabul edilmez:
a) Başka bir kaynaktan kolayca öğrenilmesi mümkün olan konular;
b) Tek amacı istişare sağlamaktan ibaret konular;
c) Konusu, evvelce Başkanlığa verilmiş gensoru önergesiyle aynı olan sorular.
SÖZLÜ SORUNUN GÜNDEME ALINMASI VE CEVAPLANDIRILMASI
Madde 98 - Sözlü sorular, önergenin Başbakanlığa ve ait olduğu bakanlığa sevk tarihinden itibaren beş gün sonra gündeme alınır.
Sözlü soruların cevaplandırılması için; Anayasa, kanun ve İçtüzük gereği zorunluluklar hariç olmak üzere, haftanın en az iki gününde, birleşimin başında ve birer saatten az olmamak şartıyla, Danışma Kurulunun önerisi ve Genel Kurulun onayı ile belli bir süre ayrılır.
Hükümet adına verilecek cevabın süresi beş dakikayı geçemez. Bu cevap üzerine soru sahibi, yerinden, konu ile ilgili çok kısa ek bir açıklama isteyebilir. Hükümet adına verilecek cevapla görüşme tamamlanır. İkinci cevap süresi de beş dakikayı geçemez.
Soru sahibinin Genel Kurulda bulunmaması, sorunun cevaplandırılmasına engel değildir.
Hükümet adına cevap vermek için söz alan bakan; gündemde bulunan sözlü soru önergelerinden birden fazlasını sıra gözetmeden cevaplayabilir. Bu hakkını kullanmak isteyen bakan, önceden birleşimi yöneten Başkana isteğini bildirir. Başkan bu isteği birleşimi açtıktan sonra derhal Genel Kurula duyurur. Konuları aynı olan sözlü sorular birleştirilerek cevaplandırılabilir.
İkinci fıkradaki zorunluklar hariç, üç birleşim içinde cevaplandırılmayan sözlü sorular yazılı soruya çevrilir ve istemi halinde aynı birleşimde önerge sahibine beş dakikayı geçmemek üzere söz verilir.
YAZILI SORUNUN CEVABI
Madde 99 - Yazılı soruların cevabı, Başbakanlık veya ait olduğu bakanlık eliyle Başkanlığa sunulur. Başkan, bu cevabı derhal soru sahibine iletir. Cevap ayrıca soru metniyle birlikte Başkanlıkça alındığı günkü veya bir sonraki birleşim tutanağının arkasına eklenir.
Yazılı sorular, Başbakanlığa veya ait olduğu bakanlığa gönderildiği tarihten itibaren en geç on beş gün içinde cevaplandırılır.
Başkan, bu süre içinde cevaplandırılmayan yazılı sorular için Başbakanın veya ilgili bakanın dikkatini çeker.
Yazılı sorular, dikkat çekme yazısının gönderildiği tarihten itibaren on gün içinde de cevaplandırılmazsa, önergenin süresi içinde cevaplandırılmadığı gelen kağıtlar listesinde ilân edilir.
Hükümet, yazılı sorunun cevabını, gereken bilgilerin derlenebilmesi için Başkanlığa bilgi vermek suretiyle bir ayı geçmemek üzere geciktirebilir.
Old 05-01-2011, 16:56   #22
mahzen

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Armağan Konyalı
Değil. Bu durumlar başa geldiğinde bizzat avukat tarafından çözülmelidir.

Sizin verdiğiniz örnekleri geri veriyorum:

Yasaya aykırı işlemlere karşı durmayı meslek edinmiş avukat kendi haklarını da koruyabilmelidir. Vekaleten karşı dururken asaleten karşı duramamak anlaşılır değildir. Bu konuda barodan yardım isteyeceksek her davamızda baroya başvurma zorunluluğu var demektir.

"Yasa ile tanınan bir hak, yönetmelik ya da kurum içi düşünce yazılarıyla ortadan kaldırılamayacağına" göre avukatın bu konuda eli kolu bağlı mıdır? Bu konuda yapılacak şeyi Bakanlık düşünmüyorsa avukatın bizzat düşünmesi gerekmez mi?

Keyfiliğin başı, görüldüğü yerde, bizzat avukat tarafından ezilmelidir. Avukatın kimseden yardım istemeye ihtiyacı bulunmamaktadır.

Sayın meslektaşım, ben avukatlar tepkisiz kalsın eli kolu bağlı oturup baronun ne yapacağını beklesin demiyorum ki... Avukat kimliğini kazanmış biri zaten haksızlıklar karşısında tepki gösterir, kendini ezdirmez ve haklarını savunmasını hakkı olanı almasını bilir... Lakin avukatların meslekte yaşadığı sorunlara çözüm bulma konusunda gerekli birimlerle irtibata geçme konusunda baroların yetkili olduğunu düşündüğümden ve toplu bir hareketin birey halinde hareket etmekten daha etkili olacağına inandığımdan dolayı barolara da görev düştüğünü hatırlatmaktı maksadım.Saygılar sunarım..
Old 05-01-2011, 17:52   #23
Av. Engin EKİCİ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan mahzen
...Avukat kimliğini kazanmış biri zaten haksızlıklar karşısında tepki gösterir, kendini ezdirmez ve haklarını savunmasını hakkı olanı almasını bilir...
Emin misiniz? Yoksa olması gerekeni mi ifade ettiniz?
Old 05-01-2011, 22:55   #24
mahzen

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Engin EKİCİ
Emin misiniz? Yoksa olması gerekeni mi ifade ettiniz?

Eminim Yoksa iş yaptırmazlar bu piyasada Yine de açık kapı bırakmakta fayda var Böyle temenni ediyorum diyelim...
Old 05-01-2011, 23:02   #25
Av.Ömer Güntay

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan mahzen
Eminim Yoksa iş yaptırmazlar bu piyasada Yine de açık kapı bırakmakta fayda var Böyle temenni ediyorum diyelim...

smiley seçimleriniz gerçekten çok isabetli olmuş...
Old 05-01-2011, 23:06   #26
mahzen

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Ömer Güntay
smiley seçimleriniz gerçekten çok isabetli olmuş...
Teşekkür ederim... Ömer hocam dur tek başına dans etme sana eşlik edeyim
Old 06-01-2011, 08:27   #27
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Gazete haberlerinden aldığım rakamları iletiyorum:

Yargıtay’a ulaşmış 1 milyon 100 bin dosya var. Yargıtay’da bu dosyaları koyacak yer bile yok. 1 milyon 100 bin dosyayı incelemek için sizce kaç hakim gerekir? Yargıtay’da kaç tetkik hakimi var?

Danıştay’ın rakamlarını bilmiyorum ama daha da kötü olduğu 4 yıllık inceleme süresinden belli.

Bu konularda avukatların yapabileceği sınırlıdır: Sadece AİHM’e başvurarak davalardaki taraflar adına tazminat talep edebilirler ve alabilirler. Ama amacımız tazminat almak olmamalı. Bu eksikliği gidermek avukatın yapacağı şey değil. İşte bu aşamada baroların işlevlerini yerine getirmesi beklenir. (Bu arada AİHM'de bir davanın 7-8 yıl sürmesi de ayrı bir kara mizah konusudur.)

Bir atölye şefi üretimde nerede yığılma varsa oraya daha fazla eleman gönderir. Bir atölye şefinin yaptığını devleti yönetenler de yapabilmeli. Bu konuyu dillendirmek de barolara düşer. Bu konuyu sonlandırmak ise Maliye Bakanlığının sorumluluğundadır. Adalet Bakanı'ndan beklenen Maliye Bakanı'nın boğazını sıkmasıdır. Yoksa adalet boğulacak.

Avukatlık mesleğinin itibarı adalete duyulan güven kadardır.






Old 11-01-2011, 22:36   #28
Av.Ömer Faruk

 
Varsayılan Cevap geldi

CHP Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk'ün soru önergesini yanıtlayan Adalet Bakanı Sadullah Ergin, kurulan çalışma grubunun avukatlık mesleğinin sorunlarına yönelik hazırlayacağı taslak ile ilgili şöyle dedi:

"Bakanlığımızın 2010-2014 Yılı Stratejik Planı çerçevesinde; 2013 yılı sonuna kadar avukatlık mesleğinin sorunlarının çözümüne ve avukatların yargısal faaliyetlere daha etkin katılımının sağlanmasına yönelik olarak Türkiye Barolar Birliği ve barolarla işbirliği yapılarak, avukatlık mesleğinin icrasında karşılaşılan sorunların tespiti ile bu sorunlara ilişkin çözüm önerilerinin getirilmesi; önerilerin mevzuat değişikliğini gerektirmesi durumunda bunların taslaklarının hazırlanması amacıyla 11 Şubat 2010 tarihli olurla bir çalışma grubu kurulmuştur." (Kaynak Hukuki Haber.Net)
Old 12-01-2011, 08:12   #29
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Alıntı:
Sayın Adalet Bakanı'nın yanıtı: "taslaklarının hazırlanması amacıyla 11 Şubat 2010 tarihli olurla bir çalışma grubu kurulmuştur."
Bazı yanıtlar verildiği anda nur topu gibi yeni bir soru doğar:

"Hani taslak nerede?"

Yeni soru yeni yanıt demektir:

"Dedik ya, 2013 yılı sonuna kadar sürecek bir çalışma yapılmakta. Bekleyiniz."

Dört yıllık bir çalışma süresi sonunda ulaşılan çözüm önerileri atomu bile patlatır bence.
Old 12-01-2011, 10:20   #30
detay82

 
Varsayılan

Adalet Bakanlığının bu 4 yıllık stratejisi keşke, en uzun yolculuklar bile bir adımla başlar cümlesine uygun olarak soruna yönelik küçük bir adım atılarak söylenseydi belki bir umut denilip bu beyan samimi bulunabilirdi.

Bu sebeple söylenen söz bana şimdilik soyut bir siyaset ve seçim vaadinden başka bir şey değilmiş gibi geldi.

Saygılarımla.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Partisi Kapatılan Milletvekilinin Milletvekilliğinin Düşmesi üye30988 Anayasa ve İdare Hukuku Çalışma Grubu 0 04-09-2010 00:29
Annesinin üzerine yapılmış edinilmiş mal ile ilgili bir soru Konuk Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) 3 31-08-2010 21:04
boşanma davası üzerine kritik bir soru Konuk Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) 1 30-08-2010 10:59
Haricen araç satışı üzerine bir soru; Av. Oktay Meslektaşların Soruları 8 27-09-2009 20:35


THS Sunucusu bu sayfayı 0,10731292 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.