Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Haksız Sosyal Güvenlik Destek Primi Kesintisi

Yanıt
Old 01-04-2009, 10:14   #1
saglama

 
Varsayılan Haksız Sosyal Güvenlik Destek Primi Kesintisi

Merhaba. Mesleğe bu ay başlamış bir avukat olarak açmayı düşündüğüm bir dava var. Yardımcı olursanız sevinirim. Kişi 1980–1985 yılları arasında vergi mükellefi olarak bakkallık yapmıştır. 1982–1985 yılları arasında Bağ-kur’a prim ödemesi yapmış, 1985 yılında mesleği bırakmış, 1986–1988 yılları arasında da isteğe bağlı prim ödemesi yaparak emekli olmuştur. 1985 yılında mesleği bıraktıktan sonra Vergi Dairesinden ve Bakkallar Odasından kaydını sildirmiştir. Fakat Esnaf ve Sanatkarlar Odası sicilinden kaydı silinmemiş ve bu silinmeyen kayda binaen de Esnaf ve Sanatkârlar sicilinde kaydı olduğundan dolayı, çalıştığı varsayılmış ve Sosyal Güvenlik Destek Primi Kesintisi yapılacağı kişiye bildirilmiştir. Esnaf ve Sanatkârlar sicili kanununa göre sicile kayıtlı olabilmek için vergi kaydının bulunması şartı aranıyor.
Sosyal Güvenlik Kurumu’nun kişinin vergi kaydı ve meslek odasında kaydı bulunmasa dahi(fiilen de çalışmamış zaten) sadece silinmeyen Esnaf ve Sanatkârlar odası sicilini nazara alarak kişiyi emeklilikten sonra çalışmış kabul etmesi ne kadar hukukidir?
Ben 2006 yılından bu yana yapılan kesintinin tekrar kurum tarafından kişiye geri ödenmesi gerektiği kanaatindeyim. Fakat usul yönünden izleyeceğim yol hakkında tereddütlerim var. Görevli mahkemenin İş Mahkemesi olduğunu düşünüyorum. Acaba tespit davası açmam yeterli olur mu? Kesinti 04.03.2006 tarihli 5458 sayılı yasa kapsamında yapılmaya başlanıyor. Yani 2006 yılında başlamış ve 2009 yılı sonuna kadar kesinti devam edecek. Yardımcı olursanız sevinirim.
Old 01-04-2009, 12:42   #2
zlm

 
Varsayılan

Davanızı iş mahkemesinde açacaksınız davalı taraf olarak da bağkur il müdürlüğünü göstreceksiniz. Tanık göstererek müvekkilinizin o tarihten buzamana kadar çalışmadığını ispatlayacaksınız. Kesintilerin tepiti için de mahkeme bilirkişiye gönderecek dosyanızı ve sonunda da davanız kabul görecek. bende mesleğe ilk başladığımda bana bu şekilde bir dava gelmişti süreç bu şekilde işlemişti.Ve davam kabul gördü ancak hala kesintileri tahsil edemedik bağkur her davayı olduğu gibi bu davayıda temyiz etti ve hala dönmedi.
Old 01-04-2009, 12:58   #3
Adli Tip

 
Varsayılan

Sayın saglama,


Yetkili Mahkeme İş Mahkemesidir. Ayrıca tespit davası yerine alacak davası açmanız gerektiğini sanıyorum.

Bu arada aramıza ve mesleğimize hoş geldiniz. Başarılar dilerim.

Saygılarımla,

T.C.
YARGITAY
10. HUKUK DAİRESİ
E. 2006/1311
K. 2006/9047
T. 15.6.2006
1479/m.Ek.20
ÖZET : Davacının aylıklarından davalı kurumca belli dönemler yönünden SGD kesintisi yapıldığı anlaşılmakta olup uyuşmazlık, anılan kesinti işleminin yerinde olup olmadığının tespiti ile kesinti tutarlarının istirdadı istemine ilişkindir.

Kendi adına ve hesabına bağımsız çalışma olgusu 01.10.1999-02.08.2003 ve 28.01.2004-11.03.2004 dönemleri yönünden 4447 ve 5073; 02.08.2003-28.01.2004 dönemi yönünden ise 4956 Sayılı Kanunla getirilen düzenlemeler göz önünde bulundurulmak suretiyle yöntemince araştırılmalı, davacının kayıtlı olduğu meslek kuruluşuna aidat ödeyip ödemediği ve toplantılarına katılıp katılmadığı belirlenmeli, maddi olgunun saptanması için Cumhuriyet Savcılığı araştırması yapılarak tanıkların bilgi ve görgüsüne başvurulmalı ve elde edilecek sonuca göre karar verilmelidir.

DAVA : Davacı, 01.01.2001-11.03.2004 tarihleri arasında emekli aylıklarından kesilen Sosyal Güvenlik Destek Primi kesinti tutarının tarafına iade edilmesine ve gecikme zammı bedeli olan 982.000.000 lira borcun iptaline karar verilmesini istemiştir.

Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde isteğin kabulüne karar vermiştir.

Hükmün, davalı Avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi Tolga Özmen tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi:

KARAR : 01.07.1997 tarihinden itibaren kendisine yaşlılık aylığı bağlanan, Vergi Dairesindeki kaydı 31.12.2000, Birleşik Esnaf ve Sanatkarlar Odasındaki kaydı ile Esnaf ve Sanatkarlar Sicil Memurluğu'ndaki kaydı 11.03.2004 tarihinde sona eren davacının aylıklarından davalı Kurumca 01.10.1999 -11.03.2004 dönemi yönünden sosyal güvenlik destek primi kesintisi yapıldığı, anlaşılmakta olup, uyuşmazlık, anılan kesinti işleminin yerinde olup olmadığının tespiti ile, kesinti tutarlarının istirdadı istemine ilişkindir.

Bu yönde davanın yasal dayanağı olan ve 1479 sayılı Kanuna 4447 sayılı Kanunun 38. maddesiyle eklenen ek 20. maddenin birinci fıkrası. "Bu Kanuna göre yaşlılık aylığı bağlananlardan, 24. maddenin ( 1 ) numaralı bendinde belirtilen çalışmalarına devam edenlerin veya daha sonra çalışmaya başlayanların, sosyal yardım zammı dahil tahakkuk eden aylıklarından aylığın bağlandığı veya tekrar çalışmaya başlanıldığı tarihi takip eden ay başından itibaren, çalışmalarının sona erdiği ay dahil %10 oranında sosyal güvenlik destek primi kesilir." hükmünü içermekte olup, bu düzenleme 08.09.1999 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Anılan fıkra daha sonra, 02.08.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4956 sayılı Kanunun 44, maddesiyle değiştirilerek "Bu Kanuna göre yaşlılık aylığı bağlananlardan, ticari kazanç veya serbest meslek kazancı dolayısıyla gerçek veya basit usulde gelir vergisi mükellefiyeti devam edenlerden, sosyal yardım zammı dahil tahakkuk eden aylıklarından aylığın bağlandığı veya tekrar çalışmaya başlanıldığı tarihi takip eden ay başından itibaren, çalışmalarının sona erdiği ay dahil %10 oranında sosyal güvenlik destek primi kesilir." Hükmü getirilmiştir. Anlaşılacağı gibi ilk düzenlemede prim kesintisi 24. maddede sigortalı olarak sayılanların tümü için söz konusu iken, yapılan değişiklik ile bu uygulama, anılanlardan yalnızca ticari kazanç veya serbest meslek kazancı dolayısıyla gerçek veya basit usulde gelir vergisi yükümlülüğü devam edenler yönünden kabul edilmiştir. Söz konusu hüküm son olarak, 28.01.2004 tarihinde yürürlüğe giren 5073 sayılı Kanunun 15. maddesiyle bir kez daha değiştirilmiş ve 4447 sayılı Kanunla getirilen düzenleme yeniden benimsenmiştir.

Öte taraftan 1479 sayılı Kanunun 22.03.1985 tarihinde yürürlüğe giren 3165 sayılı Kanunun 6. maddesiyle değişik 24. maddenin ( 1 ) numaralı bendinin ( a ) fıkrasında; diğer sosyal güvenlik kuruluşları kapsamı dışında kalan ve herhangi bir işverene hizmet akdi ile bağlı olmaksızın kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan; esnaf ve sanatkarlar, tüccar, sanayici ve borsa ajan ve acenteleri, mimar ve mühendisler, sigorta prodüktörleri ve eksperleri, eczacılar, tabipler, veterinerler, gümrük komisyoncuları gibi ticari kazanç veya serbest meslek kazancı dolayısıyla gerçek veya götürü usulde gelir vergisi yükümlüsü olanlar, esnaf ve sanatkar siciline kayıtlı bulunanlar veya kanunla kurulu meslek kuruluşlarına usulüne uygun olarak kayıtlı olanlar sigortalı olarak sayılmış, anılan fıkra, 04.10.2000 tarihinde yürürlüğe giren ve Anayasa Mahkemesi'nce iptal edilerek 08.08.2001 tarihinde yürürlükten kalkan 619 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile değiştirilerek esnaf ve sanatkarlar ile diğer bağımsız çalışanlardan ticari kazanç veya serbest meslek kazancı dolayısıyla gerçek veya basit usulde gelir vergisi yükümlüsü olanlar ite, gelir vergisinden muaf olanlardan esnaf ve sanatkar siciline veya kanunla kurulu meslek kuruluşlarına usulüne uygun olarak kayıtlı olanların sigortalı kabul edilecekleri hükme bağlanmış, daha sonra bu hüküm de 02.08.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4956 Sayılı Kanunun 14, maddesiyle bir kez daha değiştirilerek esnaf ve sanatkarlar ile diğer bağımsız çalışanlardan ticari kazanç veya serbest meslek kazancı dolayısıyla gerçek veya basit usulde gelir vergisi yükümlüsü olanlar ile gelir vergisinden muaf olanlardan esnaf ve sanatkar sicili ile birlikte kanunla kurulu meslek kuruluşuna usulüne uygun olarak kayıtlı olanlar kapsam altına alınmıştır.

Bu açıklamalar ışığı altında inceleme konusu dava değerlendirildiğinde, mahkemece yapılan inceleme ve araştırmanın hüküm vermeye elverişli olmadığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle, kendi adına ve hesabına bağımslZ çalışma olgusu 01.10.1999 - 02.08.2003 ve 28.01.2004 11.03.2004 dönemleri yönünden 4447 ve 5073. 02.08.2003 -28.01.2004 dönemi yönünden ise 4956 sayılı Kanunla getirilen düzenlemeler göz önünde bulundurulmak suretiyle yöntemince araştırılmalı, davacının kayıtlı olduğu meslek kuruluşuna aidat ödeyip ödemediği ve toplantılarına katılıp katılmadığı belirlenmeli, maddi olgunun saptanması için Cumhuriyet Savcılığı araştırması yapılarak tanıkların bilgi ve görgüsüne başvurulmalı ve elde edilecek sonuca göre karar verilmelidir.

Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu davanın kabulü yönünde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.

SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 15.06.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Karar KAZANCI2dan alınmıştır.
Old 01-04-2009, 13:02   #4
Adli Tip

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
21. HUKUK DAİRESİ
E. 2003/5740
K. 2003/6434
T. 7.7.2003
• SOSYAL GÜVENLİK DESTEK PRİMİ KESİLMESİ ( Esnaf Sicilinin Bağımsız Çalışma Yönünden Karine Niteliği )
• ESNAF SİCİLİNİN KARİNE NİTELİĞİ ( Bağımsız Çalışma İçin - Sosyal Güvenlik Destek Primi Kesilmesi )
• VERGİ KAYDI SİLİNMİŞ OLUP ESNAF SİCİL KAYDI DEVAM EDEN KİŞİ ( Sosyal Güvenlik Destek Primi Kesilip Kesilmemesi )
4447/m.38
506/m.Ek.20
507/m.5,119
ÖZET : Yaşlılık aylığına hak kazanıp daha sonra çalışmaya devam eden ve çalışmaya başlayanların başlama tarihinden itibaren %10 oranında sosyal güvenlik destek primi kesileceği öngörülmüştür. Esnaf ve Sanatkar Sicili bağımsız çalışma yönünden bir yasal karinedir. Bu yasal karinenin aksi kanıtlanmadıkça dikkate alınması zorunludur. Yasal sistemde vergi kaydından muaf olan bağımsız çalışanların çalışmaları mümkün olup sicil kaydına dayalı olarak esnaf kabul edilmeleri mümkündür.-

DAVA : Davacı, emekli aylığından yapılan sosyal güvenlik destek primi kesintisinin iptaline ve kesilen primlerin faiziyle birlikte iadesine karar verilmesini istemiştir.

Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.

Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi Mesut Balcı tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

KARAR : Mahkemece her ne kadar davacının kendi adına bağımsız faaliyetine son verdiği ve destek priminden muaf olduğuna karar verilmiş ise de bu sonuca eksik inceleme ile ulaşılmıştır.

Gerçekten 4447 sayılı Yasanın 38. maddesi ile 506 sayılı Yasaya ek 20. madde olarak eklenen madde içeriğine göre yaşlılık aylığına hak kazanıp daha sonra çalışmaya devam eden ve çalışmaya başlayanların başlama tarihinden itibaren %10 oranında sosyal güvenlik destek primi kesileceği öngörülmüştür.

Dava konusu olayda, davacının vergi yükümlülüğünün sona erdiği belirtilmişse de Esnaf ve Sanatkar sicil kaydının devam ettiği görülmektedir. 507 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar Yasası açısından özellikle 5 ve 119. maddeler yönünden Esnaf ve Sanatkar Sicili bağımsız çalışma yönünden bir yasal karinedir. Bu yasal karinenin aksi kanıtlanmadıkça dikkate alınması zorunludur. Yasal sistemde vergi kaydından muaf olan bağımsız çalışanların çalışmaları mümkün olup sicil kaydına dayalı olarak esnaf kabul edilmeleri mümkündür. Bu yönden vergi kaydının silinmiş olmasına karşın bu kayıttan muaf biçimde çalışmanın sürdürülüp sürdürülmediği araştırılmak ve bu yönde tüm deliller toplanıp gereğinde yerel yönetim, esnaf kuruluşlarından araştırma yapmak, bu alanda gösterilecek sözlü kanıtlardan yararlanarak sonuca gitmek gerekirken, yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.

SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 7.7.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
SSK emeklisi-Sosyal Güvenlik Destek Pirimi Kesintisi alperyldrm Meslektaşların Soruları 6 15-12-2008 21:40
Sosyal Güvenlik Kurumu Av.Selen Meslektaşların Soruları 1 09-04-2008 11:48
Başarı primi haksız azil durumunda talep edilebilir mi fozlem Meslektaşların Soruları 3 15-12-2007 08:32
SSK sosyal güvenl.dest.primi ödemeyen işçinin hakları sorunu avalaattin61 Meslektaşların Soruları 4 26-11-2007 11:49
Sosyal Güvenlik Destek Primi- Avukat Av. Muzaffer ERDOĞAN Meslektaşların Soruları 1 15-11-2007 13:27


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04589891 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.