Mal Beyanında Bulunmama Davası

Tüm hukukçu arkadaşlarıma merhabalar

ben hukuk fakültesinden yeni mezun olduğum ve henüz avukatlık stajımın henüz çok başlarında olduğumdan dolayı soracağım soru için şimdiden beni mazur görmenizi rica edeceğim... Konu şu: bütün gün mal beyanında bulunmama davasının şartlarını, sürelerini ve maktu masraflar ya da bilinen diğer masraflarını öğrenmeye çalıştım ve o kadar fazla ve çelişik bilgiye ulaştım ki -yanlış anlama olmasın forumlardan değil; ancak arama motorundan girdiğimde çıkan web sitelerin çoğu farklı farklı bilgiler veriyor, hatta yargıtay kararları da o kadar karmaşık ki -artık kafam çalışmaz oldu ve siz sayın hukukçuların bilgisine danışmak ihtiyacı doğdu, bu konularda beni aydınlatmanız ya da doğru yerlere yönlendirmeniz mümkün olursa çok sevinirim.

Şimdiden İlginiz için çok teşekkür ederim.

Sayın aeguitas,

Şimdi okuduğunuz sayfanın en altında "Benzer Konular" başlığı altında 5 adet forum bulunmaktadır. Öncelikle onları okuyunuz. Yeterince bilgi bulunduğunu sanıyorum. Buna rağmen başkaca sorunuz olacaksa, mutlaka size yanıt veren de olacaktır.

Saygılarımla

Sayın Suat Bey ve diğer hukukçu arakadaşlarım,
öncelikle yeni forum yöneticilerini tebrik ediyorum.
dün konuyu açmıştım ancak hala özellikle aradığım konuyu bulamadım: mal beyanında bulunmama davası açabilmek için tebligatın bizzat borçluya ya da aynı çatı altındaki şahıslara yapılması şart mıdır; yoksa mesela usulüne uygun şekilde muhtara yapılan tebligat neticesinde de bu şekilde bir şikayet, bir talep hakkı doğar mı?
Lütfen yardım edin, inanın çok aradım ama B-U-L-A-M-I-Y-O-R-U-M

Sayın meslektaşım,
Mal beyanı davası açma süresi, takibin niteliğine göre değişiyor. İlamılı takiplerde 8.gün, kambiyo senedine mahsus takiplerde 11.gün ( 5\10 günlük ödeme emri),genel haciz yoluyla takipte 8.gün (7\7 günlük ödeme emri), adi kiraya dayanan takiplerde 31.gün (7\30 günlük ödeme emri), hasılat kirasında ise 61.gün (7\60 günlük ödeme emri) mal beyanında bulunmama davasını açmanız gerekiyor. Her halde bu süre 3 ayı geçemiyor.
Masraflara gelince; maktu başvurma harcı ve vekalet harcı ödeniyor sanırım. Ama yargılama safahatında tebligat ve müzekkere masrafları için vereceğiniz pul masrafı dosyanın durumuna göre değişiyor...Umarım yardımcı olabilmişimdir...

mal beyanında bulunmama dan dolayı takibin kesinleşmesi tarihinden itibaren 90 gün içerisinde borçlunun cezalandırılması için icra ceza mahkemelerinden talepte bulunabiliyosun bunun için vekalet harcı dışında herhangi bir harç da yatırmana gerek yok,uygulamada usulüne uygun yani tebligat kanununa göre yapılmış olan tebligatlar(yani illa borçluya bizzat yapılmasına gerek yok örn. borçlu ile aynı konutta ikamet eden yaşı 15 yaşın üstünde görünen biri olabilir) sonucu cezalandırılması yoluna gidiliyor ama uygulamada muhtara yapılmış olan tebligatlardan dolayı ceza verilmediğini de gördüm. umarım yardımcı olabilmişimdir.

Alıntı: Yazan aequitas Sayın Suat Bey ve diğer hukukçu arakadaşlarım, öncelikle yeni forum yöneticilerini tebrik ediyorum. dün konuyu açmıştım ancak hala özellikle aradığım konuyu bulamadım: mal beyanında bulunmama davası açabilmek için tebligatın bizzat borçluya ya da aynı çatı altındaki şahıslara yapılması şart mıdır; yoksa mesela usulüne uygun şekilde muhtara yapılan tebligat neticesinde de bu şekilde bir şikayet, bir talep hakkı doğar mı? Lütfen yardım edin, inanın çok aradım ama B-U-L-A-M-I-Y-O-R-U-M

Usulüne uygun şekilde muhtara yapılan tebligat şikayet hakkı için yeterlidir. Buradaki usul Tebligat Kanunu 21 ve Tebligat Tüzüğü'nün 28 inci maddesindeki usuldür. Tebligat Kanunun ilgili maddesini alıntıladım:

Alıntı: TEBLİG İMKANSIZLIĞI VE TEBELLÜĞDEN İMTİNA MADDE 21 - (Değişik: 3220 - 6.6.1985) Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut (Değişik ibare: 4829 - 19.3.2003 / m.5) "zabıta amir veya memurlarına" imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirilir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır. (Ek fıkra: 4829 - 19.3.2003 / m.5) Muhtar, ihtiyar heyeti azaları, zabıta amir ve memurları yukarıdaki fıkra uyarınca kendilerine teslim edilen evrakı kabule mecburdurlar.

Tebligat Tüzüğünün 28 inci maddesini de alıntıladım:

Alıntı: TEBLİĞ İMKANSIZLIĞI : MADDE 28 - (Değişik 1. fıkra: 87/12170 - 5.10.1987) Muhatap veya muhatap adına tebliğ yapılabilecek olanlardan hiç biri gösterilen adreste bulunmazsa, tebliğ memurunun, adreste bulunmama sebebini bilmesi muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar kurulu veya meclis üyeleri, zabıta amir ve memurlarından tahkik ederek beyanlarını tebliğ tutanağına yazıp altını imzalatması, imzadan çekinmeleri halinde de bu durumu yazarak imzalaması gerekir. (Değişik 2. fıkra: 87/12170 - 5.10.1987) Muhatap ölmüşse veya gösterilen adresten devamlı olarak ayrılmış ve yeni adresi de tebliğ memurunca tespit edilmemişse, tebliğ evrakı, çıkaran mercie geri gönderilir. Yeni adres, tebliğ memuru tarafından tespit edilmiş ise, bu adres tebliğ mazbatasındaki mahsus yerine ve tebliğ evrakındaki adresin bulunduğu tarafa yazılır. Bu halde ; A) Yeni adres, tebliğ memurunun tevzi bölgesi dahilinde bulunduğu takdirde tebligat o adrese yapılır. B) Yeni adres, aynı PTT merkezinin diğer bir tevzi bölgesinde veya başka bir PTT merkezinin mıntıkası içinde bulunrsa, tebliğ evrakı, yeni adreste tebliğinin temini için, tebliğ memuru tarafından bağlı olduğu merkeze iade olunur. Tebligat evrakında yazılı tarihe kadar 12'nci maddede gösterilen müddetlerden daha az bir zaman kalmış veya yeni adres yabancı bir memlekete ait ise, PTT merkezi, tebliğ evrakını, tebligatı çıkaran mercie geri gönderir. Muhatap ve onun yerine tebligat yapılacak kimseler, o adreste bulundukları halde tebliğin yapılacağı sırada orada mevcut değillerse, 30'uncu maddeye göre muamele yapılır.

Borçluya yapılan tebligat titizlikle yapılmadığı için, geçerli olmamaktadır. "Muhtara yapılan tebligat nedeniyle ceza verilmiyor." şeklindeki yanlış bilgi de bundan kaynaklanmaktadır. Postacı, muhatabı bulamayınca genellikle "tevziat saatlerinde bulunmadı, komşusuna soruldu, evrak mahalle muhtarına bırakıldı" şeklinde kayıt düştüğünden tebligat usulüne uygun olmamaktadır. Yargıtay da savunma hakkı kısıtlandığı gerekçesiyle mahkumiyet kararlarını bozmaktadır.

Saygılarımla

Demet hanım kira alacaklarına ilişkin takiplerde de verilen asgari ödeme süresi sonrasında mal beyanında bulunmamaktan şikayet edilebileceğini belirtmiş. Bundan emin miyiz? Zira örnek 13 (eski örnek 51) ödeme emrinde borçluya süresi içerisinde mal beyanında bulunması ihtar edilmemiştir. Ancak diğer ödeme emirlerinde ve icra emrinde bu ihtar mevcuttur. Bu durum kafamı karıştırdı doğrusu. Beni ve durumu aydınlatabilecek arkadaşlar olursa sevinirim.

Örnek 13 ile yapılan takipte mal beyanı bahsi geçmemektedir.dolayısıyla bu tip takiplerde mal beyanında bulunmamadan dolayı şikayette bulunulamaz.SAYGILARIMLA.

Rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takiplerde mal beyanı ceza davası açılamaz. Zira ortada belli bir mal vardır, mal beyanında bulunmaya gerek yoktur.
iyi çalışmalar...

İyi Sabahlar..

Mal beyanında bulunmama nedeniyle icra ceza mahkemesine başvurulacaksa, tebliğin kesinleşmesi şarttır. Gönderilen ödeme emirlerinin altında "... süre içinde mal beyanında bulunmanız.." ifadesi yer almıyorsa elbette bu nedenle müracaat edilemez. Bunun dışında, hakimler, MBB nedeniyle yapılan müracaatlarda borçluya tebliğ edilmesini şart koşuyorlar. Muhtara, aileden biri,ne aynı çatı altında yaşayan kişilere yahut varsa borçlunun vekilene yapılan tebligat nedeniyle ceza vermiyorlar. Bizim başımıza hep böyle geldi..

Bununla beraber, müracaat sırasında vekalet harcı dışında ödeme yapmıyorsunuz. Tevzi bürosunda pul talep edilebilir ancak dosya icra mahkemesine çıktıktan sonra takip ederseniz, ne kadarlık pul bırakmanız gerektiğini söylerler.

İyi Çalışmalar..

Benim de çok rastladığım durumdur.Tebligatın borçlunun bizzat kendisine veya aynı konutta birlikte ikamet eden veya birlikte çalışan kişilere yapılmadığında mesela muhtara tebligat yapıldığında vs. mal beyanında bulunmamaktan ceza verilmemektedir.Ama yukarıda meslektaşımızın belirttiği durum da doğrudur, usulsüz tebligat durumları da buna sebebiyet vermektedir.Fakat usulünce bile yapılsa muhtara yapılan tebligatta ceza çıkmadığına da şahit oldum. Harç konusuna gelince vekalet harcı alınıyor. Onun dışında, bulunduğum şehirde mesela 16 YTL lik pul alınıyor. Bir de mümkünse dosyanıza nüfus kaydını da ekleyiniz. Mümkün değilse de nüfus kaydına ulaştırabilecek bilgileri de dosyaya ekleyiniz. Baba adı doğum tarihi, TC Kimlik Numarası gibi.

Sayın Meslektaşlarım,
Ankara ve Konya'dan sonra Samsun'da da muhtara tebligat yapıldığında borçluya ceza verilmediğini belirtmek istedim.
Saygılar...

İcra takibi kesinleşmesine rağmen borçlu ödeme yapmamışsa 3 ay çinde mal beyanında bulunmamadan dolayı dava açılabilir.Dava açarken başvurma harcı ödenmez.Sadece vekalet harcı ödenir.Tebligat giderinden başka nüfus bilgileri varsa nüfus müdürlüğüne müzekkere gideri,eğer yoksa emniyete müzekkere gideri ödenir.
Tebligata gelince uusulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen muhtara ve vekile yapılan tebligatların kabul edilmediğini,bizzat borçluya tebliğ yapılmasını mahkemler arıyorlar.İcra dosyasıyla bağlantılı başka bir dosyada borçlunun malı olduğu enlaşılabiliyorsa borçlunun bunu bildirmesine gerek olmadığı beyanı ile davanın reddedildiği de oluyor.

Merhaba değerli meslektaşlarım..
Bazı meslektaşlarım; mal beynanında bulunmama davasını açma süresini haczin kesinleşmesinden itibaren 3 ay diye belirtmişler...Benim bildiğim bu 3 aylık süre HACZİN KESİNLEŞTİĞİNİ ÖĞRENMEDEN İTİBAREN başlıyor..yanlışım varsa düzeltilirse sevinirim..

Merhabalar,

Forumun yeni bir üyesi olarak bu konu başka bir mecrada tartışıldıysa affınıza sığınarak sormak isterim: Müvekkil yurtdışında. Kendisi Türkiye vatandaşı değil. Oğlunun açtığı nafaka davasının ilamına dayanılarak başlatılan takipten dolayı mal beyanında bulunmama cezasını konsolosluk vasıtasıyla tebliğ alacak. Mal beyanında bulunurken konsolosluk vasıtasıyla bulanabilir mi? Yoksa cezanın verildiği Adliye'ye gitme zorunluluğu var mı? Cevaplarınız için teşekkür ederim.

Alıntı: Yazan Av. Ihtiyar Merhabalar, Forumun yeni bir üyesi olarak bu konu başka bir mecrada tartışıldıysa affınıza sığınarak sormak isterim: Müvekkil yurtdışında. Kendisi Türkiye vatandaşı değil. Oğlunun açtığı nafaka davasının ilamına dayanılarak başlatılan takipten dolayı mal beyanında bulunmama cezasını konsolosluk vasıtasıyla tebliğ alacak. Mal beyanında bulunurken konsolosluk vasıtasıyla bulanabilir mi? Yoksa cezanın verildiği Adliye'ye gitme zorunluluğu var mı? Cevaplarınız için teşekkür ederim.

Mal beyanı dilekçesini konsolosluk vasıtası ile gönderebilir diye düşünmekteyim. Yazdığı dilekçeyi konsoloslukta yetkili birine havale ettirip kimlik fotokopisi ile dilekçeyi gönderirse sorun olmayacağını düşünüyorum...
Teşekkürler...

Benim sorum: Mal beyanında bulunmayan borçlu hakkında 339. madde hükmü uygulanabilir mi? Yani borçlu mal beyanında bulunmamışsa fakat sonradan bir taşınmaz yahut araç satın almışsa 339. maddeye göre disiplin cezası ile cezalandırılabilir mi? Yardımcı olursanız çok teşekkür ederim. Teşekkürler