Kefilin Rücu Hakkı

Kredi Sözleşmesinden dolayı ; asıl borçluya kefil olan müvekkilim borcun tamamını ödemiş ve elinde bu borcun kendisi tarafından ödendiğine dair şerh düşülmüş banka dekontları mevcut.
Bu durumda müvekkilimin ;asıl borçluya rücu hakkını kullanabilmemiz için nasıl bir yol izlememi önerirsiniz?
Alacak davası mı açmalıyım ; yoksa icra takibinde bulunabilir miyim?

Elinizdeki banka dekontlarına dayanarak ilamsız icra yolu ile takip yapabilirsiniz.
İtiraz edilmemesi olasılığına karşılık zamandan kazanabilirsiniz.

ilamsız icraya başvurmanız en mantıklısı olur.İtiraz halinde elinizdeki banka dekontları ile itirazı bertaraf edebilirsiniz.

Sayın Deniz Karakaş;
Borçlunun itiraz etme konusundaki tutumunu ölçmek amacı ile
kendisine ;noter aracılığı ile bir ihtarname yollamayı düşünmekteyim.borçlunun ;bu ihtarnameye karşı sergileyeceği tutum üzerine izleyeceğim yolu belirlemek mantıklı olabilir kanaatindeyim
Saygılarımla..

peki ilamsız icraya başvurduğumda faizi %9 olarak mı belirlemeliyim?

Birincisi ihtarname yollamak kötüniyetli borçlular bakımından sizin için çok iyi sonuçlar yaratmaz diye düşünüyorum, borcu müvekkilinizin ödediğini bilmiyor mu? İkincisi faiz türü tarafların tacir olup olmamasına göre, olayın niteliğine göre değişir.

Asıl borçlu, kefil olarak borcu ödediğinizi biliyor veya bilebilecek durumda olduğuna göre ve banka dekontları da limiti kesin bir alacağı gösterdiğinden, asıl borçluyu hemen icraya vermek en uygunu.İtirazla takip duracaksa da, itirazın haksız olduğu açık ve itirazın kaldırılması veya iptali davasında lehinize %40 icra inkar tazminatına hükmedilecektir.

konu ile ilgili bir sorum daha olacak;
söz konusu takipte faizi hangi tarihten itibaren hesaplamalıyım?temerrüt tarihi takip tarihi mi sayılacak?

Borçlar Kanunu, madde 496 - Kefil eda ettiği şey nisbetinde alacaklının haklarında ona halef olur. Bu halefiyet kaidesinden evvelce feragat etmek caiz değildir. Şu kadar ki kefil ile borçlu beynindeki hukuki münasebetlerden mütevellit dava ve defi hakları mahfuzdur.Dolayısıyla alacaklı asıl borçludan hangi tarihten itibaren isteyebilecekse, kefilde rücu ederken aynı tarihten itibaren isteyebilir diye düşünüyorum.

Kefil, asıl borçluya ait krediyi ödediği banka makbuzları ile ilamsız icra takibine başvurur. Asıl borçlu çeşitli nedenlerlede itirazda bulunabilir.(Krediyi ortak çekme gibi) İtirazdan sonra Dosya Dava dosyasına dönüşür. Mahkeme gerekli delil, belge ve gerekirse bilirkişi raporlarına dayanarak karar verir. Süreç bu şekilde...

arkadaşlar merhaba. burada rücu hakkının 496 ya da 488 göre yapılıp yapılmadığına da dikkat etmek gerekir.
peki borcu 3 kefil olan dosyada 2 kefil ödediyse ve dekonta 3. kişinin adını yazdırdılarsa borcu ödeyen 2 kişinin asıl borçlu hakkında yapmış oldukları takipte borca itiraz edilirse hakim dava safahatında sizce takibin devamınanı diyecek yoksa asıl borcu 3 kefile eşit oranlarda bölüp takibe o tutar üzerindenmi devam edin diyecek ???

Arkadaşlar merhaba. ben de konuyu geniş kapsamda sizlerle paylaşmak istiyorum.
banka kredisine müşterek kefil olan 3 kişi mevcut ama kefillerden 2 kişi borcu ödeyip 3. kefilinde ismini dekonta yazdırıyorlar. borcu ödeyen 2 kefil asıl borçlu hakkında borcun tamamı yönünden takip başlatıyor. takibe itiraz edilince, mahkeme safahatında hakim dekontta 3. kefilin de isminin olduğunu belirtiyor. Ve 3. kefilin beyanını almak istiyor borcu ödeyen 2 kefil ile beraber.
sizlerin düşüncesine göre borcun takibi yapan 2 kefil tarafından ödendiğini ancak 3. kefilin arkadaşları olması sebebi ve manevi olarak içinin rahat etmesi açısından onunda dekonta isminin yazıldığının mı beyan edilmesi gerekir?
böyle beyanda bulunulursa hakim asıl borçlu ile beraber 3. kefilin neden takibe konulmadığını (b.k. 488 e göre) dikkate alabilirmi?