|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
23-11-2006, 17:12 | #1 |
|
Çeke Dayalı İcra Takibinde Zamanaşimi
Sayın meslektaşlarım,
Çek'e dayalı olarak yapılan bir icra takibinde, takip zaman aşımına uğramadan 6 aylık süre içinde açılmış fakat çekteki cirantaların adresi tespit edilemediği için takip talebinde isimleri yazılmış fakat ödeme emri gönderilmemiştir. adresi bilinen cirantaya ödeme emri gönderilmiştir. 6 aylık zamanaşımı süresi geçtikten sonra adresi haricen tespit edilen diğer cirantaya da ödeme emri gönderilmiştir. bu durumda 6 aylık süreden sonra ödeme emri gönderilen ciranta zamanaşımını ileri sürebilirmi. Yardımalrınızı bekliyorum Saygılarımla, AV. O. TEKGUL |
23-11-2006, 20:42 | #2 |
|
Ticaret kanunu 662'de zamanaşımı takip talebiyle kesilir, denildiğine göre, önemli olan sizin 6 aylık süre içerisinde takip talebinde bulunmanız... Bu durumda zamanaşımı ileri sürülsede reddedilmelidir.
|
23-11-2006, 20:53 | #3 |
|
Önemli olan takibin başlatılmış olmasıdır. Takip dosyası işlemden kaldırılmadığı sürece zamaşımı süresi işlemez.
************** ÇEKLERİN İBRAZ MÜDDETİNİN BİTİMİ - ZAMANAIMI SÜRESİ DOLMADAN TAKİBİN BAŞLATILMIŞ OLMASI - ZAMANAŞIMININ KESİLMESİ KAYIT NO : 66343 ************** Esas Yılı : 2005 Esas No : 1990 Karar Yılı : 2005 Karar No : 3690 Karar Tarihi : 25.02.2005 Daire No : 12 Daire : HD ************** ÖZET : Somut olayda takip dayanağı 15.11.2001 keşide tarihli çeklerin ibraz müddetinin bitimi olan 25.11.2001 tarihinden başlamak üzere 6 aylık sürenin sonu 25.05.2002 tarihi olup, bu durumda İstanbul 7.İcra Müdürlüğünün 2002/10317 sayılı dosyası ile 14.05.2002 tarihinde zamanaşımı süresi dolmadan takip başlatılmıştır. Her ne kadar takip yetkisiz yerde başlatılmış ise de, İcra Mahkemesince verilen yetkisizlik kararı üzerine HUMK.nun 193. maddesine uygun olarak yetkili yere gönderme talep edilmiş olup (yetkisiz icra dairesinde yapılan takibinde zamanaşımı keseceği nedeniyle), başlayan takip burada devam ettiğinden zamanaşımı gerçekleşmemiştir. İcra Mahkemesince zamanaşımı itirazının reddi ile diğer itiraz nedenlerinin incelenip sonucuna göre bir karar verilmesi gereklidir. ************** (1086 S. K. m. 193) (6762 S. K. m. 726) (818 S. K. m. 133) Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü : TTK.726. maddesinde; "Hamilin, cirantalarla keşideci ve diğer çek borçlularına karşı haiz olduğu müracaat hakları ibraz müddetinin bitiminden itibaren altı ay geçmekle müruruzamana uğrar" hükmüne yer verilmiştir. Buna göre somut olayda takip dayanağı 15.11.2001 keşide tarihli çeklerin ibraz müddetinin bitimi olan 25.11.2001 tarihinden başlamak üzere 6 aylık sürenin sonu 25.05.2002 tarihi olup, bu durumda İstanbul 7.İcra Müdürlüğünün 2002/10317 sayılı dosyası ile 14.05.2002 tarihinde zamanaşımı süresi dolmadan takip başlatılmıştır. Her ne kadar takip yetkisiz yerde başlatılmış ise de, İcra Mahkemesince verilen yetkisizlik kararı üzerine HUMK.nun 193. maddesine uygun olarak yetkili yere gönderme talep edilmiş olup (yetkisiz icra dairesinde yapılan takibinde zamanaşımı keseceği nedeniyle), başlayan takip burada devam ettiğinden zamanaşımı gerçekleşmemiştir. İcra Mahkemesince zamanaşımı itirazının reddi ile diğer itiraz nedenlerinin incelenip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm oluşturulması isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 25.02.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi. ************** .: CopyRight by Sinerji A.Ş. :. ************** TAKİBİN İPTALİ DAVASI - KARŞILIKSIZ ÇEKLERDE MÜRACAAT HAKKI - ZAMANAŞIMI -SÜRE KAYIT NO : 85761 ************** Esas Yılı : 2003 Esas No : 12110 Karar Yılı : 2003 Karar No : 13929 Karar Tarihi : 12.06.2003 Daire No : 12 Daire : HD ************** ÖZET ? Karşılıksız çeklerde müracaat hakkı, ibraz süresinin bitiminden itibaren altı ay geçmekle zamanaşımına uğrar. Somut olayda, on günlük ibraz süresinin bitiminden itibaren altı ay geçmeden takibe geçilmiştir. Bu durumda zamanaşımı nedeniyle takibin iptaline karar verilmesi isabetsizdir. ************** (2004 S. K. m.168, 169, 170) (6762 S. K. m.726) Dava: Merci kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin alacaklı vekilince istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü: Karar: TTK.'nun 726. maddesine göre, hamilin, cirantalarla keşideci ve diğer çek borçlularına karşı haiz olduğu müracaat hakları ibraz müddetinin bitiminden itibaren 6 ay geçmekle zamanaşımına uğrar. Takip dayanağı çekin keşide tarihi 31.3.2002'dir. 10 günlük ibraz süresinin bitim tarihi olan 10.4.2002 tarihinden itibaren 6 aylık süre dolmadan hamil, 1.10.2002 tarihinde takibe geçtiğinden zamanaşımı süresi geçmemiştir. Merciin zamanaşımı nedeniyle takibin iptaline karar vermesi isabetsizdir. Borçlunun sair itirazlarının incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde takibin iptaline karar verilmesi isabetsizdir. Sonuç: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile merci kararının yukarda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK.'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 12.6.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.(¤¤) ************** .: CopyRight by Sinerji A.Ş. :. |
23-11-2006, 20:55 | #4 |
|
Çok güzel bir yanıt. Zamanaşımı takip talebiyle kesilir. Ancak, harç ve masrafları verilmemiş talepler sayılmaz.
Ödeme emrini yollamak icra müdürünün görevidir. Ancak buna ilişkin pulun verilmesi gerekiyor. Kaldı ki sonradan gönderilen ödeme emrindeki tartih, büyük olasılıkla zamanaşımından sonradır |
23-11-2006, 23:27 | #5 |
|
Takiple birlikte kesilen 6 aylık süre yeniden işlemeye başlar.Takip kesinleşmeden önceki dönemde dosya işlemsiz kalırsa ödeme emrinin tebliği üzerine karşı tarafın zamanaşımı itirazı(5 gün) doğar. Bu süre içinde icra dairesince başkaca bir işlem yapılmışsa süre yeniden kesilir.
|
24-11-2006, 14:30 | #6 |
|
Bu konuda okuduğum bir kitapta "takip isteminin icra müdürlüğünce işleme konduğu tarihte zamanaşımı kesilir" şeklinde bir ifade vardı bu ifadeyi ödeme emrinin gönderilmesi olarak düşünmüştüm ancak yorumlarınızdan anladığım kadarıyla takibin başlaması şeklinde yorumlanabilir.
|
25-11-2006, 18:07 | #7 |
|
Çeklerdedeki 6 aylık zamanaşımı süresi ,takiple kesilir.Burda önemli bir husus sürenin yeniden işlemeye başlamasıdır.Diyelimki takibi başlatıp gayrımenkul haczi yaptık.İİK.hükümlerine göre işlem yapmasak bile haczimiz iki yıl süre ile düşmeyecektir.Ancak takipten sonra 6 ay işlemsiz kalan çek'e dayalı olarak
borçlunun zamanaşımı itirazı doğacaktır ki buda takibin iptaline sebep olabilir. |
25-11-2006, 18:19 | #8 | |||||||||||||||||||||||
|
Sn.Akpunar:İcra dairesinin yapacağı işlem alacaklının talebi üzerine yapılan işlemmidir.Yoksa icra dairesinin kendiliğinden (diyelimki başka dosyadan İİK.100.md yarar bilgi istenmesi üzerine dosyaya bilgi verilmesi gb) yaptığı işlemlerde zamanaşımını kesermi? saygılar |
26-11-2006, 03:49 | #9 |
|
masrafı verilmeden talep edilen işlemler zamanaşımını keser mi?
|
02-02-2007, 15:22 | #10 |
|
Takiple birlikte 6 aylık zamanaşamı süresi kesilir.Kesilen zamanaşımının yeniden işlemeğe başlaması için ödeme emrinin borçluya tebliği gereklidir.Takip konusu çekin müruruzamana uğradığı iddiası ile İ.İ.K.m.71/2 ve 33/a maddeleri ve T.T.K. nın 726.maddesi mucibince dava ikame edilmektedir.Mahkemelerce bazen evrak üzerinde yapılan eksik inceleme neticesinde, yasaya aykırı olarak icranın geri bırakılmasına karar verilmektedir.İ.İ.K.nun 71/2 fıkrası açıkça “takibin kesinleşmesinden sonraki” zamanaşımı hususunu düzenlemektedir. Takibe girişilmekle borçlu hakkında zamanaşımı kesilmiştir. Kesilen zamanaşımının yeniden işlemeğe başlaması için borçluya ödeme emri tebliğ edilmesi icap eder. Borçluya ödeme emri tebliğ edilmeden kesilen zamanaşımı işlemez. Dolayısıyla takibin kesinleşmesinden sonraki devre ile ilgili İ.İ.K.m.71’ e göre zamanaşımı itirazında bulunulamaz.(Yargıtay 12.Hukuk Dairesinin 26.01.2004 tarih ve 2003/24104 E.,2004/1373 K.sayılı ilamı)
|
03-02-2007, 00:35 | #11 |
|
TTK.m.662 ye göre "takip talebinde bulunulmasının" zamanaşımını kestiği doğru.
Ancak içtihatlara baktığınızda sık tekrar edilen bir cümle var : "Takip talebi zamanaşımını keser ve yeniden işlemeye başlar, bu durum, icra dairesinin takibi ileri götüren her işlemi ile yeniden kesilip,yeniden işlemeye başlar." Bu durumda, takip bir yıl süreyle hiç işlem görmeden açık da olsa, takip talebinden sonra ödeme emri tebliği talep edildiği (tebliğ edilip edilememesi önemli değil) tarih aralığında 6 aydan fazla bir zaman geçmiş ise, borçlu cirantanın mercie müracaatı üzerine ciranta yönünden takip, "bence" zamanaşımına uğramıştır ve iptali gerekir. Saygılarımla... |
04-02-2007, 03:29 | #12 |
|
Masrafı verilmeden talep edilen işlemler zamanşımını keser mi?
Bu soruyu her iletiden sonra soracağım |
04-02-2007, 13:26 | #13 |
|
Sayın Ragıp, sorduğunuz sorunun cevabı 4 numaralı mesajda var.
|
05-02-2007, 09:51 | #14 |
|
FİKRİMCE:
Çeke dayalı takipte birden fazla borçlu varsa altı aylık zamanaşımı her borçlu çin ayrı ayrı işler. Bu durumda icra dosyasından yapılan her işlem değil, hakkında işlem yapılan borçluya yönelik işlem zamanaşımını keser. Takip talebiyle A ve B borçlularına çeke dayalı icra takibi yapılmış, ödeme emrinin tebliğinden itibaren B hakkında hiç işlem ve talep yapılmamış, A hakkında ise menkul. g.menkul hak ve alack haczi yapılmışsa; B yönünden altı aylık süre dolmuş olduğu için zaman aşımı dolmuş sayılır. Zamanaşımını kesen işlem için alacaklı tarafı talebinin icra müdürü tarafından uygun bulunması veya işin niteliği gereği icra müdürünün resen karar alması yeterlidir. Masraf alınıp alınmaması öze ilişkin değildir. Hatta icra Müdürünün talebi kabul ettikten ancak altı aylık sürenin dolmasından sonra dahi verdiği kararı yerine getirmesi mümkündür. |
05-02-2007, 10:15 | #15 |
|
Sayın Akpunar, Sayın Demirel, Sayın Kısa ve Sayın Saban'ın belirttiği gibi takipten sonra 6 ay içinde işlem yapmak gerekir aksi takdirde takiple kesilen ve bu suretle BK.da zamanaşımının kesilmesinin sonuçlarını düzenleyen 133/2, 134, 135/1 ve özellikle 136/1-2 hükmü dairesinde yeniden aynı süre için başlayan zamanaşımı söz konusu olacaktır.
takip talebi, 136/2 temelinde takibe müteallik bir işlemdir ve borçlunun zamanaşımı def'i kabul görür. Yargıtay'ın bu konuda çok sayıda kararı da mevcuttur. |
05-02-2007, 10:34 | #16 |
|
slm ile aynı benzer sebep ile benim yaptığım takip zamanaşımına uğradığından iptal edildi. Şöyle ki be 6 ay dolmadan takibi başlattım anacak bir türlü ödeme emrini tebliğ ettiremedim. çüünkü borçlu devamlı yer değiştiriyor veya tebligatı almıyordu.
Bu arada SEHVEN BİLA TEBLİĞ OLAN ÖDEME EMRİNDEN SONRA TEKRAR YENİ BİR ADRESE GÖNDERDİĞİM ÖDEME EMRİ ARASINDA 6 AYLIK SÜRE GEÇTİĞİNDEN ZAAMANAŞIMI SEBEBİYLE TAKİBİMİZİN İPTALİNE KARAR VERİLDİ. Halbuki çekteki zamanışımın işlemesi için gerek kıymetli evrak hukuku gerek ise icra iflas hukukuna göre iki icrai işşlem arasında 6 aylık sürenin geçmiş olması lazımdır yazar kitaplarda. buna göre Takip talebi ile kesilen icra takibi borçludan kaynaklanan ödeme emrinin tebliğ edilememesinden dolayı yeniden işlemeye başlamz diyerek savunma yapmış isem de dinletemedim. İcrai işlemlerin neler olduğunu BAki KURU hocanın tarifi ile mahkemeye sunmulş olsamda dinletemedim. Bilgilerinize sunarım dosya akıbetindende bilgi sahibi olmak isterim. Başarılar... |
05-02-2007, 12:51 | #17 |
|
Aynen sayın Selcukacar'do olduğu gibi bir kısım çekler ile icra takibi yaptım.Borçlunun gayrimenkulü üzereni haciz koydum.Alacaklı dediki Avukat bey borçlu taksit taksit borcu ödüyor bekleyelim.Ben de nasıl olsa 2 sene haczimiz düşmez diye olur dedim.1 yıldan sonra borçlu taksitle ödemeleri kesti.Alacaklı icra takibine devam edelim dedi.Takibe devam ettik.Gayrimenkulü satmak üzere işlemlere devam ettik.Kıymet takdiri yaptırdık.Tam bu aşamada sağolsun bir meslektaşımız takibin zamanaşımına uğradığından bahisle takibin iptali için dava açtı.Biz gayrimenkül üzerinde haczimiz olduğunu yasaya göre haczimizin 2 yıl süre ile devam edeceğini ileri sürdük,ancak takip başladıktan sonrada 6 aylık zamanaşımı olduğu gerekçesi ile Mahkeme takibi iptal etti.Temyiz de onayladı.Avukatlar için çok tehlikeli bir konu bende bu iş başıma gelene kadar icra takibi yaptıktan sonra takibin zamanaşımına uğrayacağını hiç bilmiyordum.Birçok Avukat arkadaşın başını ağrıtacak bir mesele.Çek takibi yaptığınızda muhakkak Savcılığa Karşılıksız çek keşide etmekten şikayette bulunmanızı öneririm.
|
05-02-2007, 13:50 | #18 |
|
Fikrimce:
Konuyu biraz çeşitlendirelim o zaman! Bir çek nedeniyle ihtiyati haciz kararı aldınız, ihtiyati hacze gittiniz, ihtiyati haciz sırasında borçlunun dışında birisi borca icra kefili oldu.Daha sonra taraflar aralarında haricen anlaştılar, borç ödendi. ancak icra dosyasına borcun ödendiği yönünde bir bilgi verilmediği gibi, icra kefiline veya çek keşidecisi borçluya da ibra belgesi verilmedi. İki yıl sonra alacaklı çeke dayalı bu icra dosyasını başkasına temlik etti. Temlik alacaklısı hem çek keşidecisine, hemde icra kefiline yenileme talebi ve muhtırası gönderdi.Bu aşamada; - Temlik alacaklısı borcun ödendiğini, ancak bu borcu kendisinin ödediğini iddia ediyor 2-Çekin keşidecisi ve müracaat borçluları ve İCRA KEFİLİ zamanaşımı itirazında bulunuyor 3- Mercii zamanaşımı itirazını haklı buluyor ve tüm taraflar yönünden takibin iptaline karar veriyor SORU: 1-Temlik alacaklısının borcun ödendiği beyanı takibin iptalini gerektirir mi? (İİK 71. madde gereği)Bu soruyu yanıtlarken Yargıtayın öneli olan borcun ödenmesidir, ödemenin borçlu tarafından yapılması da asıl değildir şeklindeki kararını da dikkate almalı. 2-İcra kefili bu durumda TTK'nın keşideci ve müracaat borçluları lehine konulan altı aylık zamanaşımı süresinden faydalanabilir mi? 3- Temlik alacaklısı bu durumda Kambiyo Hukukunun tanıdığı haklardan faydalanabilir mi? Saygılar |
05-02-2007, 17:03 | #19 |
|
Çeke Dayalı İcra Takibinde Zamanaşimi
1- Öncelikle 6 ay içinde takibe geçilmesi (ihtiyati haciz kararı alınmasının veya uygulanmasının zamanaşımını kesmeyeceğini unutmayalım) zamanaşımını keser. Kesilen zaman aşımı yeniden işlemeye başlayacağı, bu sürenin de 6 ay olduğunu gözettiğimizde takip dosyası da 6 ay işlemsiz bırakılırsa zamanaşımının oluşacağı düşüncesindeyim. Çünkü kesilen ve yeniden işlemeye başlayan zamanaşımı 6 aydır. Bu süre içinde icra takip işlemi yapılması ve gerekiyorsa işlemin yerine getirilmesi için gerekli giderlerin ödenmesi gerekmektedir. Aksi halde zamanaşımı gerçekleşir ve takipte artık kambiyo hukukuna ilişkin ayrıcalıklardan yararlanılamaz. Burada ödeme emrinin tebliği ile zamanaşımının kesilmesinin bir ilişkisi yokmtur. Arkadaşların da belirttiği gibi bila tebliğ dönen ödeme emrinden itibaren 6 ay içinde yeniden ödeme emri tebliğinin istenmesi gerekmektedir. Aksi halde zamanaşımını kesecek başka işlem yapılmamışsa zamanaşımı gerçekleşir.
Sayın Kısa'nın tartışmasına gelince; Yukarıdaki açıklamalarım ışığında zamanaşımı gerçekleştiğinden herkes açısındantakibin iptalinin doğru olduğu düşüncesindeyim. 1- Burada takip konusu olan borcun ödenmesi önemlidir. Borcu 3. bir kişi ödemişse bu kişi ile takip borçlusu/ları arasındaki ilişki artık bir kambiyo ilişkisi değildir. Ödeme nedenine göre nedensiz zenginleşme veya rücu hakkı doğuran başka bir ilişki sözkonusu olabilir. Ama bu kişi bu takibin borcunu ödediğine dayanarak bu takibe devam edemez. Çünkü kendisi kambiyo ilişkisi dışındadır. Kambiyo hukukuna dayanarak takip yapamaz. 2- Kefalet de takibe ilişkin olduğundan takibin iptali ile onun da sorumluluğunun ortadan kalkacağı kanısındayım. 3- Yukarıdaki tanımlamalar ışığında temlik alacaklısı kambiyo hukukunun tanıdığı olanaklardan yararlanamaz. Eğer buradaki kastınız TTK da düzenlenmiş olan nedensiz zenginleşme ise bu haktan da yararlanamaz. Çünkü nedensiz zenginleşme onunla keşideci arasında oluşmamıştır. Ya BK daki kurallara dayanacaktır (1. bentte açıklandığı gibi) ya da temlik edenle uyuşmazlığı çözecektir. |
05-02-2007, 17:55 | #20 |
|
Peki; icra kefaletinin ilam hükmünde olduğu ve artık temel ilişkiden -kambiyo hukuku- ayrıldığı, başka hukuksal düzenlemeye tabi olduğu -takip yolu, itiraz şekli, zamanaşımı süresi, hukuksal dayanağı- gerçeğini ne yapacağız? Kefaletin asıl ilişkinin ferisi olduğu fikrini kişisel olarak destekliyorum. ancak burada bu fikri ihmal edebiliriz..
|
05-02-2007, 18:17 | #21 |
|
sayın muzaffer erdoğan
soruma yanıt verdiğiniz için teşekkür ederim. Bence tartışmanıun ana noktası buydu. Masfa verilmeyen taleplerin zamanaşımını kesmeyeceği kanısındayım. Bu arada Sayın Selim Balku, 4 numaralı forum, benim sorum. burada sorumun yanıtı yok. Sayın kısa 1- Alacağı temlik alan kişinin beyanına itibar etmek mümkün değil. Zira bu kişi, hukuki bilgi eksikliği ile bu şekilde beyanda bulunmuştur. Parayı ödemesinde iradeye bakmak gerekir. Bu kişi alacağı temlik almıştır. Borcu ödememiştir. Temlik sözleşmesinde de bu husus açıkça yazar zaten. 2- İcra kefaletleri ilam hükmündedir. Bu nedenle, asıl borçtan ayrı olarak 10 yıllık zamanaşımına tabidir. 3- Temlik alacaklısıi temlik aldığı alacağa halef olur. Bu nedenle kambiyo takibinin haklarından yararlanır. Ancak, temlik değil de, protestodan sonra ciro ile kambiyo senedini iktisap etmişse, bu alacağın temliki hükümlerine tabi olur. Kambiyo takibi haklarından yararlanamz. Bu arada en önemli konu. Takipten sonra zamanaşımı nedeniyle açılan dava ile, takibin iptaline karar verilemez. Takibin ertelenmesine karar verilir. Sayın meslektaşlarımız sehven takibin iptali yazmaktalar. |
05-02-2007, 18:42 | #22 | |||||||||||||||||||
|
Sayın ragıp ve Muzaffer Erdoğan'ı (Masraf konusunda) teyiden bir karar aktarıyorum. Her ne kadar ikisi de Yargıtay kararlarını sevmeseler de başka üyeler yararlanır belki...
|
05-02-2007, 19:09 | #23 |
|
Sayın Ergin ilginize teşekkür ederim. İlk iletimde masrafı verilmeyen işlemlerin zamanaşımını kemyeceğini belirtmiştim. Ama daha sonra yazılan yazılar ve eklenen kararlar(ki bu kararlar, zamanaşımına uğramış çekin takibe konması ile ilgili) bu konuyu yok sayan iletilerdi. meslektaşların dikkatini çekme anlamında, 26.11.2006 tarihinden başlayarak aynı soruyu sordum. Nihayet muzaffer erdoğan, lutfedim yanıtladı. Ben de emin oldum. Yargıtay kararlarını sevmediğim konusunda haklısınız. Daha önce de bir forumda yazmıştım. Hani şu İİK 331 göre asliye caza mı, icra ceza mı görvlidir forumu. Hiç kimse, açıklayıcı yanıtlar yazmayıp, peşpeşe yargıtay kararları ekliyor. Tabi herkesin kararı da kendine oluyor. Sonuçta esas uygulanması gereken bir yazsa var. Ben de yasa maddesini yazdım. Sizce doğru olan hangisi?
Sayın Ergin. Hani eskiden sigara paketlerinde " bakanlar kurulu kararıyla, sigara sağlığa zararlıdır" yazardı. Şimdi bizim forum da öyle oldu." Yargıtay kararıyla, masrafı verilmeyen işlemler, zamanaşımını kesmez" |
05-02-2007, 19:51 | #24 |
|
Arkadaşlar,
Açıkçası yanıtların hepsini okumadım, ama soruya verebileceğim yanıt, takip altı ay içinde açıldığında her ne kadar zamanaşımı kesilmişse de, takip açıldıktan sonraki altı ay içinde her hangi bir işlem yapılmayan borçlu için takip zamanaşımına uğramıştır. Bu da tabiki zamanaşımı itirazına bağlı bir konu, borçlu zamanaşımı itirazında bulunmazsa takip devam edebilir. |
05-02-2007, 20:03 | #25 |
|
İlk soruda birden çok borçlu için (Keşideci, Lehdar ve cirantalar) aynı takip talebi ile icra takibi yapıldığı, bir kısım borçlular için adres eksikliği nedeniyle ödeme emri gönderilemediği... belirtilmiştir.
Zamanaşımının kat'i başlıklı BK. hükmü (Yukarıda ilk mesajımda madde numaralarını da belirtmiştim yine belirteyim: BK. 134/1) incelediğinde de görülür ki aynı borçtan dolayı müteselsil borçlu olanlardan birisi için zamanaşımının kesilmesi diğerleri için de zamanaşımının kesilmesi sonucunu doğurur. Bu nedenle ödeme emri gönderilen borçlu için (Masraf bırakılmasa tebliğ edilmezdi) zamanaşımın kesilmesi, ödeme emri tebliğ edilmeyenler için de söz konusu olacağından, masrafın verilip verilmemesi somut olay bakımından önem arz etmez düşüncesindeyim. Sayın Ragıp Bey'in, Yargıtay Kararı destekli cevaplar bakımından eleştirisi bir bakıma haklıdır. Bir çok Yargıtay Kararı ne yazık ki çelişkili, somut davaya uymayan ya da bir önceki (neredeyse tıpa tıp) aynı içerikteki dosyalardaki kararlarla tamamen zıt olabilmektedir. Bu nedenle, her olayda "Yargıtay Kararı var kardeşim" mealindeki yaklaşımlar kolaycılık ya da yargıtaycılık olarak nitelendirilebilir. Saygılarımla.. |
05-02-2007, 20:12 | #26 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Dava konusu olay ise, TTK da kambiyo senetleri ile müracaat hakkının düşmesi ile ilgili bir konu. Bu konuda yorum meslektaşlarımın ama, ben burada BK 133 ün uygulama olanağı olmadığı kanısındayım |
05-02-2007, 22:53 | #27 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Sayın Dikici, Daha sonra ayrıntılı yazmak hususunda hakkım baki kalmak kaydıyla mesajlarınızdan iki alıntı yaptım. Yine iknci mesajınıza katıldığımı da belirtmek isterim. Saygılarımla |
06-02-2007, 00:13 | #28 | |||||||||||||||||||
|
Sevgili meslektaşım, Sayın Ergin;
Bu iletinizle siteye önemli bir katkı sunduğunuzu düşünüyorum. Şöyle ki: Türk toplumu olarak yazışmalarımızda -de, -da gibi ekleri bitişik yazmayı adet edinmiş durumdayız. Oysa ayrık yazıldığı zaman bu -de ve -da' lar çok farklı bir işlev görürler. Tıpkı benim yazdığım ve sizin "Yakaladım" dediğiniz şu cümledeki gibi:
Ben gerekçemi yazdıktan sonra şunu diyorum Yargıtaycı kardeşlerimize: Merak etmeyin, Yargıtayın bu konuda kararı da vardır. ))) Hepsi bu. Katkınız için tekrar teşekkür ederim. Saygılarımla. |
06-02-2007, 00:22 | #29 | |||||||||||||||||||
|
Sayın meslektaşım, Bu konuyu zamanınız olduğunda ayrıntılı olarak incelemenizi öneriyorum. Bildiğiniz gibi, BK. Genel bir kanun olup, Ticaret kanununda hüküm bulunmayan durumlarda da geçerlidir. Bu anlamda zamanaşımının kesilmesi ve sonuçları Ticaret kanununda düzenlenmediğinden zorunlu olarak ve yine Ticaret Kanununun 1.nci maddesinin emri uyarınca "Ticari örf ve adet" yoksa ki bu konuda yoktur, Borçlar Kanununda düzenlenen zamanaşımının kesilmesi ve sonuçlarına dair hükümler uygulanacaktır. Saygılarımla. |
07-02-2007, 17:48 | #30 |
|
Çeke Dayalı İcra Takibinde Zamanaşimi
Öncelikle sayın Ragıp'ın icranın geri bırakılması (ertelenmesi) hakkındaki ifadesine katılıyorum ama bu erteleme ne kadar sürecektir. Erteleme kararı kesinleştikten sonra (İİK 33a daki prosedür tamamlandıktan sonra)takibin iptaline karar verilecektir. Aksi düşünülemez. Bir takibin sonsuza kadar ertelenmiş olduğu (takip vardır ama işlem yapılamamaktadır.)kabul edilemez. Biz de erteleme kararının kesinleşmesi nedeni ile takibin iptal edildiğini kabul ile açıklama yaptık.
Gelelim kefalet meselesine; İcra kefaleti ilam hükmündedir ve 10 yıllık zamanaşımına tabiidir. Bunlar doğru. Ama burada tartışılan konunun özelliğini göz önüne almak gerekiyor. Bir icra takibi zamanaşımı nedeni ile ertelenmiş ve iptal edilmiştir. Aslında önceki yazımda da bunu açmayı düşünmüştüm ama gerek görmedim. ince detay olduğunu düşündüm. Burada kefaletin neye ilişkin olduğu önemlidir. Kefalet alacaklıya karşı borçlunun belli bir miktardaki borcuna mı ilişkindir yoksa dosyadaki borca mı ilişkindir? İcra kefaletleri alınırken genellikle "iş bu dosya borcuna" şeklinde kefalet alındığı için kefaletin dosya borcuna ilişkin olduğu kabul edilmiştir. Zaten aksi bir düşünce asıl borçtan ayrılan bir kefaleti gündeme getireceğinden ilişkiyi kefalet olmaktan çıkarıp garanti akdi ilişkisine sokar. Bu açıdan icra kefaletinin ayrılacağı konusundaki görüşlere katılamıyorum. Bu kabul çerçevesinde kefilin kefaleti bu takip borcuna ilişkindir. Takip ortadan kalktığına göre artık kefilin sorumluluğundan söz edilemez. Bu konuda Sayın Kuru'nun İcra ve İflas Hukuku El Kitabı İstanbul/Kasım-2004 kitabının 767. sahifesinde açıklamalar var. Zamanınızı almamak için buraya aktarmadım. Açıklama bence doyurucu olduğu için başka kaynağa başvurma gereğini de duymadım. Ancak Yargıtay kararlarından bu kadar söz edildiğine göre kitaba ulaşamayacak arkadaşların olabileceği ve konumuzla ilgisi açısından sözünü ettiğim yerden alınan bir yargıtay kararını ekleyeyim. "İcra kefili Ayten, takip borçlusu Serdar'ın borcuna icra kefili olmuştur. Adı geçen BORÇLU HAKKINDAKİ TAKİP, İstanbul 3. İcra Mahkemesi... ile GERİ BIRAKILDIĞINA, ASIL BORÇLU HAKKINDA İCVRA TAKİBİ BULUNMADIĞINA GÖRE İCRA KEFİLİ DE TAKİPTEN SORUMLU TUTULAMAZ. (12. HD, 26.2.2004, 25167/4150 Saygılar. |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
İcra Takibinde Vekalet Ücret Alacağı | Av.Gökben Şansöz | Meslektaşların Soruları | 2 | 15-10-2007 13:33 |
Kambiyo Senetlerine Mahsus İcra Takibinde Aylık %10 Faiz İstenmesi | av.selcukacar | Meslektaşların Soruları | 18 | 05-02-2007 13:55 |
Bağkur Alacaklarının Takibinde Yetkili İcra Dairesi | Av.Bülent Özkan | Meslektaşların Soruları | 5 | 09-12-2006 02:38 |
Karşılıksız Çeke Teşhir Geliyor... | ibreti | Hukuk Haberleri | 3 | 04-10-2006 23:33 |
Şufa Hakkinda ZamanaŞimi | Av.Elvan Akkaya | Meslektaşların Soruları | 3 | 09-05-2006 17:49 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |