Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Hukuk Soruları Arşivi THS Hukuk Soruları alanına 2000-2007 yılları arasında gönderilmiş eski soruların arşivlendiği forum alanımız. Bu alan yeni mesajlara ve yanıtlara kapalıdır ve sadece arşiv amaçlı olarak yayında tutulmaktadır.

Yurt disinda escinsel evliliklerle kazanilan haklar

 
Konu Notu: 3 oy, 4,67 ortalama. Değerlendirme: Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 24-06-2006, 02:04   #1
dmdemirbas

 
Varsayılan Yurt disinda escinsel evliliklerle kazanilan haklar

Sitenizi gordum ve bir cok konuda bilgi sahibi oldum. Bilgi paylasildikca cogalir. Ben bir konuyu tartismaya acmak, acacagim konuya aciklik getirmek maksadiyla hukuk bilgisi olanlara sormak istiyorum. Avrupa Birligi ne dahil Ispanya, Hollanda, Ingiltere, birlik uyesi disinda Kanada da escinsel evlilikler onaylanmis kimisinde heteroseksuel evliliklerle esit konuma gelmistir. Ornegin Ispanya da medeni kanundan kari koca gibi cinsiyet belirleyici terimler kaldirilarak yalnizca es terimi kullanilip ayni cinsiyetten iki kisinin evlenmesine imkan saglanmistir. Kadin erkek evliliginden hicbir farki yoktur. Miras hakki, vergi indirimi, evlat edinme gibi. Yabanci evliliklerde ise yabanci kisi kadin erkek evliliginden farksiz ayni haklara sahip. Evlilikten bir sene sonra vatandaslik icin basvurabiliyorsunuz. Ancak Turkiye de bu tur evlilikler taninmiyor. Bu tur evlilik yapildigi gerekcesiyle bireyin oturum ve calisma izni karti da taninmiyor ve pasaportunun suresi de konsolosluk uzatilmiyor. Oturum ve calisma izniniz suresiz de olsa, size askerlik yapilmadigi gerekcesiyle pasaportun suresinin uzatilmasi konusunda red cevabi veriliyor. Bu durumda da vatandaslik talebinde bulundugunzda pasaportun suresi gecmis oldugundan zorluklar yasanabilir. Evlat edinseniz de sahip oldugunuz cocugu Turkiye tanimayacaktir. Bu konularda hukukcularin neler dusundugunu ne yapilmasi gerektigini bildiren mesajlari bekliyorum.
Old 14-07-2006, 11:01   #2
hakan03

 
Varsayılan

Bu konuda mevcut MEDENİ KANUN'da herhangi bir düzenleme mevcut değildir.Yakın zamanda da olacağını sanmıyorum.Eşcinsellik durumu Türkiyede halen serbestce tartışılamadığı için düzenlemelerede kolayca gireceğini sanmıyorum.Toplumun tepkisi olumsuz yönde olduktan sonra hukuki düzenlemelerinde faydalı olacağı kanaatinde değilim.
Old 14-07-2006, 11:58   #3
Tractatus

 
Varsayılan

Türkiye'de eşcinsel hakları konusunda iyimser olmamak için çok neden var. Burası bir Islam ülkesi ve muhafazakarların oranı yüksek. Hal böyle olunca, eşcinsel hakları konusunda adım atmak isteyen bir hükümet, bir dahaki seçimde yenilgi almayı kabullenmek zorunda. Bu amaçta olan bir hükümete, nasıl muhalefet edileceğini siz düşünün.

Ancak AB "baskısı" ile ilerde böyle bir düzenlemeye gidilebilir.
Old 14-07-2006, 19:15   #5
Tiocfaidh

 
Varsayılan

Eşcinsel evlilikleri doğru-yanlış ayrımından ziyade toplum yapısıyla uyuşup-uyuşmama ayrımına tabi tutmanın gerektiğini düşünüyorum. Türkiye şartlarını ve toplumun genel yaşam tarzını düşündüğümüzde buna kesinlikle hazır olmadığımızı söyleyebiliriz. Ancak durum Hollanda ve İngiltere gibi dinen protestan, siyasi olarak da liberal çizgideki ülkelerde uygulama alanı bulabilir elbet.

Yurt dışında yapılmış bir eşcinsel evliliğinin Türkiye'de tanınmamasını ve eşlerin evliliğe bağlı bir takım haklarını kullanmalarına Türkiye'de izin verilmemesini yerinde karşılıyorum. Zira yurt dışında evlenen eşcinsel bir çiftin ülkemizde (örneğin)evlat edinmesi MÖHUK'a göre kamu düzenini doğrudan sarsacak, belki de infiallere neden olacak, toplum yapımızla bağdaşmayacak bir durumdur. Bu durumda kaynağını toplumun yaşam tarzından alan hukuk kuralları buna doğal olarak izin vermeyecektir.

PS: İspanya ve İtalya'nın muhafazakar toplum yapılarına sahip olmalarının Türkiye'de de eşcinsel evliliklere izin verilebileceği şeklinde yorumlanmasına katılmıyorum.
Old 14-07-2006, 21:00   #6
bertrand

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Dalina
Ispanya da cok dindar bir ulke olarak biliniyor, katolik kilisesine cok bagli ve bu sekilde bir yasa duzenlemesi cikti. Suan Vatika'nin oldugu Italya'da bile bu yondeki yasa gorusuluyor, Papa cok gergin oldugu halde. Bu sekilde bir hayat cizgisinden yana olunmadigi halde, ozgurluk ilkesini kabul ettiginiz zaman, toplumun milyonda 1'i bunu isterse bile o ozgurlugu/hakki tanimak zorundasiniz diye dusunuyorum ben. Tabi Turk toplumunu dusundugunuz zaman bu bir kabus gibi gorunebilir, ama tabi Turkiye tam anlamiyla cagdas oldugunda, belki birkac cag sonra, kim bilir?

Selam,

Çağdaşlık kavramı üzerinde oynanabilen bir kavram. Çağdaşlığın kıstası ne? Hangi hareket, tavır veya yaklaşım neye ve kime göre çağdaş?

Dünyada çeşitli milletlerin, millet sayılamayacak toplulukların ve bunların oluşturdukları kurumsal yapıların her birinde ister yazılı ister sözlü olsun kuralları vardır. Birinin kabulü neden bir diğeri için çağdaşlık sayılsın?

Özgürlük demişken, son bir kaç yüzyıldır "özgürlük" çığlıklarıyla insanlardan alınanların acaba kaçımız farkındayız?

Diyelim ki Türkiye' de özgürlük namına eşcinsel evliliklerine izin verildi ve buna bağlı medeni yasa değişiklikleri yapıldı. Bu toplumun çocukları, karşı komşularının evli iki erkek veya kadın olmasından, cinselliklerini yeni keşfetmeye başladıkları ve dahada öncesi, insanların erkek ve dişi olarak iki farklı cinsten müteşekkil olduğunu keşfettiği yaşlarda bu olağan dışı cinsel tercihlerden nasıl etkilenebileceğini ve heleki daha vahimi toplumda bunun normal karşılandığını gördüklerindeki eğilim ve psikolojilerini düşünüyormusunuz? Bir toplum ve devlet, gelecek nesillerinin ruhsal sağlığını düşünmekle mükelleftir. Bir İspanyol bu hataya düştüğü için bizde düşmek zorunda değiliz.

Peki başka açıdan ele alayım. Burada bu konu açılırken ve özgürlük adına bunun tartışılmasını olağan görenler acaba "ensest ilişki" ya da 12 yaşında iki çocuğun evliliği konusunda aynı özgürlüğü neden desteklemiyor? Eşcinsel evlilik, ensest ilişki veya çocukların evlilikleri arasında ne gibi farklar seziyorlarda her birine farklı tepkiler koyabiliyorlar?

Kimse aksini savunmasın, çarpık ilişkilere toplum cevaz vermek zorunda olmadığı gibi, daha rahat yapılabilmesi içinde olanak sağlamak zorunda da değil. Doğrusu da sağlamaması zaten.

Saygılar...
Old 17-07-2006, 09:06   #7
Mütercim/Tercuman

 
Kitap

Merhaba
Aranıza yeni katıldım ve bu konuda fikir beyan etmek
istedim. İlginize teşekkürler.

Dalina Gzunkshui
"Turkiye tam anlamiyla cagdas oldugunda, belki birkac cag sonra, kim bilir?"

Sayın Dalina'nın Çağdaş kavramından neyi anladığını ve neden bu tanımın bu ülke hukuku tarafından da tanınması gerektiğini düşündüğünü bilmek isterim.

Bir diğer üyenin de belirttiği gibi gençler ve yeni yetişen nesillere nasıl bakılacak? Yoksa pek çok Batılı kültürde gördüğüm gibi çocuklara lise 1 den itibaren içerisinde "...eğer eşcinsel eğilimleriniz varsa aşağıdaki telefon numaralarından sizinle ilgilenecek diğer eşcinsellerle bağlantı kurabilir ya da öğretmeninizibn sizi onlarla tanıştırmasını isteyin..." türü ibareler taşıyan broşürler mi dağıtılmaya başlayacak Türkiye'de de..bunu mu demek istiyor çağdaş deyince?
Old 17-07-2006, 15:41   #8
Mütercim/Tercuman

 
Varsayılan Dayatma "Hak"lar.

Sayın Dalina Gjunkshi

Hayır isminizi tercume etmeye çalışmadım. Anlamını bilmediğim kelimeleri çevirmem. Özel isimler çevrilmez. Benimkisi maddi bir fonetik hatasının yakın hafızama ettiği bir oyundur. Aynen sizin siteye astığınız İngilizce makalede bir ülke adını küçük harfle yazmış olduğunuz gibi.. "..Turkey-EU relations in a multi-dimensional and reciprocal manner, paying attention to how both domestic and European contexts have impact on turkey and European union (Disdan, p. 7)." masum bir hatadır.

Çağdaşlık tanımınız ----
"Fikrimce cagdaslik, yasadigimiz cagda yasamak, bu cagda olup biten ne var ise, gercekcilik ile kabul etmek (saygi ve hosgoru ile karsilamayi basaramazsak da). Gundeme ayak uydurmak, aksine gucler, çevre ve toplum bilincinin ağır bastığı halde, bu fikirleri, standardlari ve inanclari ise herseye ragmen en azinda kabul etmekle de cagdas olurlar. Estetik bir yaklaşım onemli."-----

Bana, çokça imla hataları ve anlam kaybı nedeniyle kavramakta zorlansam da,
" tatlı suda yüzmek" terimini hatırlattı. Keşke Türkiye'de herşey böyle olsaydı.

Konuyu bir polemik seviyesine getirmek istemem. Ben ne homoseksualite yanlısı ne de karşıtıyım. Konunun Türkiyeyi ilgilen diren hukuki yönü ile ilgili de bir kaç katılımcı izahat verdi.
Evet, toplumlarda var olan bu gerçeklik sadece " çağların" getirdiği bir sonuç değil (inanın ki) insanın varoluşundan beridir süregelen bir olgudur. 20 ci yüzyılın ortalarından başlayarak özellikle Batıda yayılan tartışmadır. Bize de geldi, hoş geldi sefa geldi. Çağdaşlıkla bir ilgisi yoktur. Yine Batı çıkışlı Post modern anlayış bu tanımı toptan çöpe atmıştır.
Ancak, yakın geçmişte sözkonusu toplumların çoğunluğu tarafından bu " anomali" olarak kabul denilen olguya yönelik belirli bir anlayış oluşmuştur. "Hoşgörüsünü" kullanan Batılı toplumlar onların "var" olduklarını dillendirmişlerdir. Bu" var" lık talebi gittikçe bir takım isteklere dönüşmüştür. Daha sonra kamu oyunda kendine destek bulmuştur(coming out of closet). Ve daha sonra da bir takım talepler ortaya konulmuştur. Gelinen en son aşamada da (hem ulusal hem de uluslararsı alanda) "var" lıklarını dayatmaya başlamışlar, kendilerine benzer olan insanları suni olarak yetiştirmeye talip olmuşlardır. Bir tarla gibi, geleneksel olarak yabanıl büyüyen meyve ağaçlarının aşılanarak kültür bitkisine dönüştürülmeri güzel bir örnek olur sanırım. Okullarda eğitim sistemine girmişler ve güçlenmişlerdir.
Günümüzde Batı kültürlerinde harcama gücü en fazla olan grupların başında eşcinsel gruplar gelmektedir. Avrupada bir eşcinseli yıllık geliri diğer insanların gelirlerinden 1/3 oranında fazladır.

Batıda yapılan araştırmalara bakıldığında,eşcinsel eğilimin doğuştan mı, yoksa sonradan edinilen mi ve ya çevre etkisiyle mi oluştuğu net olarak tespit edilmemiştir. Beni aşar ama, meşruiyeti de aşarak topluma dayatma yapan, "özendirme hakkı" talep eden eşcinsel gruplar "hukuk" denilen dil sihirbazlığının bu "niş"ini kullanmışlardır. Tanınmak başka bir şeydir dayatmayla empoze bir başka şeydir.

Eşcinseller hep vardı, var olmaya devam edecekler. Hergün sokaklarda " ben heteroseksüelim" diye nutuk atan birileri görmek istemediğim gibi, sokaklarda çığlık atan " homoseksüel" de gormek istemem. Ne de bunu yapan kadın. Öyle bir şey olursa da o sokaklara gitmem.
Bunları arz ettikten sonra; sanırım sizin dediğiniz gibi
"Yani dedik ki cagdasligin ilk adimi cagimizda yeni olan konulari en azindan kabul etmektir. Diyelim Istanbulda escinseller ozgur dolasiyor artik, barlari mekanlari vardir. Peki ya diger bolgelerde? Isim vermeden herkes ic yada uc bir bolgeyi dusunebilir ve bu soruya cagdaslik sorusuna dahil kendisi cevap vermis olur."
ben kendimi çağdaş kabul edebilirim.

Ve haklısınız "....tum iyi niyetimle diyorum ki atgozlu olmaktan cikmaliyiz!"

Saygılarımla.
Old 17-07-2006, 16:32   #9
bertrand

 
Varsayılan

Selam,

Yorumuzuna ilk mesajımdaki cevaplarımdan farklı birşey eklemeyeceğim ancak bir kaç hususta cevap verme gereği duydum.

"Fikrimce cagdaslik, yasadigimiz cagda yasamak, bu cagda olup biten ne var ise, gercekcilik ile kabul etmek (saygi ve hosgoru ile karsilamayi basaramazsak da). Gundeme ayak uydurmak, aksine gucler, çevre ve toplum bilincinin ağır bastığı halde, bu fikirleri, standardlari ve inanclari ise herseye ragmen en azinda kabul etmekle de cagdas olurlar."

Yaşadığım çağda olan biten ne varsa gerçekçilik ile bunları kabul etmek benim eğitimime, kimliğime, aldığım hukuk nosyonuna ve dünyada olmasını istediğim bütün güzel şeyler için verilmesi gerektiğine inandığım emeğe ters düşen bir yaklaşımdır. Şahsım adına varolan bütün olumsuzlukları olumluya yöneltmek için çabalamak benim ilk amacımdır, var olan yanlışları benimseyerek çağdaş olmayı bir kenara bırakın yine şahsen kendim ve yetiştireceğim çocuklarımla daha iyi çağlar yaratmak için birer küçük adım atacağız.

"Eşcinsel evlilik, ensest ilişki veya çocukların evlilikleri arasında ne gibi farklar seziyorlarda her birine farklı tepkiler koyabiliyorlar? - ???NE diyorsunuz?!Ensest iliski suc bir kere, aciklama gerekmez diye dusunurum bu olguya! Ayrica tum hukuk sistemlerinde cok az farklarla olsa bile resitlik yasi duzenlenmektedir, bu da evlilik yasi siniridir. Neden sordunuz?"

Ensest ilişkiyi normal karşılamıyorsunuz zira siz ve benim gibi belki insanlığın %99 una ters gelen bir cinsel tercihtir. Bunu rızasıyla yapan insanlarında var olduğunu bilerek konuşalım. Bu cinsel tercihi bu kadar tepkiyle karşılarken gerekçeniz bunun sadece kanunla suç sayılıyor olması anladığım kadarıyla. Eşcinsel evliliklere yasa gereği cevaz verilmiyor, ileri ki aşamada bu da suç kapsamına alındığında o zaman bu fikrinizi nasıl savunacaksınız? Yasada suç sayıldığı için olmamalı mı diyeceksiniz?

Benzer şekilde evlilik yaşının da hukuk sistemlerince düzenlenmiş olduğunu ve bu nedenle ayrıca tartışılmasını gereksiz bulduğunuzu belirtmişsiniz. Ama gerek ensest ilişki gerekse küçük yaşta evlilik veya cinsel ilişki ile eşcinsel evlilikler arasındaki tutum ve yaklaşım farkı sebebiyle size göre ayrım veya farkları açıklamanızı isteğime yanıt verememişsiniz! Şahsım adına söylemeliyim ki 13-14 yaşında birbirine aşık iki gencin evliliği veya cinsel ilişkisi beni çok ta rahatsız etmez. Ancak buna ilişkin getireceğim bir yaş sınırlamasında tek kriterim yine gençlerin fiziksel veya ruhsal sağlığı olur ve 17 ila 18 arasında bir yaş sınırı koyarım.

Ayrıca halen sizden bir cevap bekliyorum ensest ilişki, eşcinsel ilişki ve küçük yaştaki çocukların evlilikleri konularını ayrıntılı olarak irdelemeniz ve hangi gerekçeyle birini savunurken bir diğerine karşı çıktığınız konularında. Mantıksal çelişkiye düşmeden nasıl açıklayabileceğinizi merakla bekliyorum.

Sonuç itibariyle bence at gözlüğünü çıkarması gerekenler kendi at gözlüklerini göremediklerinden karşısındakinin at gözlüğüne takılır. Evet müslüman bir toplumuz, ancak ateist bir toplum dahi olsak bu tartışmaya yaklaşımım daha farklı olmazdı.

Hollanda'da eroin kullanmak belli sınırlarla serbest ve buna özel tahsis edilmiş eroin evleri mevcut. Özgürlük ve çağdaşlık yalanları altında Türkiye'de de açılmasını mı destekleyeceksiniz?

İnsanlık namına ne kadar zararlı, kötü ve yanlış şey varsa bunları elbirliğince güzellikle, en iyi yolla, olmazsa ve gerekirse şiddetle engellemek yerine birde bunlara kolaylık sağlanmasını, desteklenmesini savunuyorsunuz. İnanılacak gibi değil...

Saygılar...
Old 17-07-2006, 16:49   #10
hukukçu42

 
Varsayılan

Batının her yaptığını özgürlük olarak, çağdaşlık olarak algıladığımız sürece benliğimizden eser kalmayacaktır. Batının hukuk sistemi neden bir kıstastır bizim için anlayabilmiş değilim. Bu kadar acizmiydik ki kendi kanunlarımızı yazmaktansa batının hazır kanunlarını kes-yapıştır yapıp kendi sistemimize almışız.

Yasalar hazırlanırken yasa koyucu toplumun eğilimlerini, kültürel yapısını, ahlaki değerlerini göz ardı edemez. Batı kültüründe normal karşılan eşcinsel evlilikler Türk Toplumunda büyük tepki görecektir. Bu bizim aile yapımızla aldığımız ahlaki eğitimle ilgilidir, çağdaş olup olmamayla ilgili değil.

Amaç kanun yapmak değil yapılan kanunlarla toplumun ihtiyaçlarına cevap verebilmek olmalıdır. Türk toplumunda kaç kişi bu tür ilişkilere cevaz verebilir.

Çağdaşlığın kriteri evlilikk dışı çocuk sayısıyla, aile içi tecavüz, veya eşcinsel evlilikler yada uyuşturucuya başlama yaşıysa çağdaş olmayalım. Eminim daha karlı oluruz
Old 17-07-2006, 19:45   #11
Tiocfaidh

 
Varsayılan

Sayın Dalina, yazdığınız her bir kelimeyi sindire sindire okudum ve Türk toplumunun istesek de değiştremeyeceğimiz binlerce yıllık kültürüne, örfüne, adetine ve hatta din eksenli kurallarına bakış açınızdaki anlamsız sertliği son derece iyi hissettim. Nedir eleştirdiğiniz? Damla damla birikimi binlerce yıl sürmüş ve günümüzde eşcinsellik adında bir müessesenin yer bulamadığı kültürümüz mü? Kültürü eleştirmenin ne kadar doğru olduğunu oturup burada sizinle sabaha kadar tartışırım, bu ülke insanının gram gram biriktirdiği ve-doğrusuyla, yanlışıyla- bugün tonlarca ağırlığa ulaşmış, tüm dünyada adından bahsettirmiş bir medeniyet haline gelmiş olan kültrümüzü. Gururluyum, çünkü böyle bir medeniyetin varisiyim. Sahip olduğumuz değerlere gıptayla bakacak, ne tarihi ne de kültürel hiç bir derinliği olmayan Amerikan toplumunda ortaya çıkmış, sonra da manevi altyapısı son derece zayıf olan batı Avrupa'da yaygınlaşarak devam edegelmiş eşcinsellik adındaki sapkın eğilimin ülkemde kabul görmemesinden mutluyum. Bir türlü anlayamadığımız, ne olduğunu idrak edemediğimiz ve her defasında bu ülke insanını aşağılamak, hor görmek için kullandığımız 'batılılaşma' kurumunun bu şekilde insanlara dayatılmasından dolayı ise son derece rahatsızım. Batının sahip olduğu ilim, teknik ve feni değil de manevi yönden eksik temellerinde vücut bulmuş her türlü ahlaksızlığı, kokuşmuşluğu ve çirkinliği bu ülkeye transfer etmek isteyenlere ve bunun 'batıcılık' dolduğunu düşünenleredir haykırışım. Sürekli azalan nüfus hızıyla yarınından umutsuz olan ve 'bireyci' yaşam tarzının kabak tadı vermeye başladığı batı dünyasının ülkemizdeki aile yapınısına ve aile bireyleri arasındaki karşılıksız, menfaatsiz sevgi ve sadakate ne kadar imrendiğini görmek ve bununla gurur duymak yerine, aile müessesesinin dibine dinamit koymak istercesine bu ülkenin kültürünü, milli ve manevi değerlerine temelden ters düşen kurum ve uygulamaları batıdan transfer etmek isteyenlere acımaktan başka ne yapabilirim ki?. Hollanda'daki eşcinsellerin içinde bulunduğu büyük özgürlükten ve açık fikirli toplumun bu kişiler üzerinde baskı kurmamasını örnek alınması gereken bir güzellik gibi mesajında yansıtan sayın Dalina, acaba ülkemizdeki güzelliklerin de farkında mıdır? Acaba kendisi Hollanda'daki hukuk sitelerine de girip ülkemizde var olan ancak Avrupalı'nın hayal bile edemediği değerlerden de Flemenkçe dilinde bahsetmekte midir? Örneğin bir kurban bayramı sabahında tüm ailenin, ve hatta sülalenin büyüklerinin evinde toplanmasından ve büyüklerin gönlünün alınmasından bahsetmekte midir sevgiden ve saygıdan mahrum, yıllardır çocuklarını görmeye hasret kalmış, torununu sokakta görse tanımayacak kadar uzağa itilmiş Hollanda'lı yaşlı insanlara? Ya da kendisninin hassasiyetleri sadece eşcinsellerin parklarda, caddelerde öpüşüp, koklaşmalarından ve bunu Türk toplumunun kabullenmemesinden mi ibarettir? Huzur içinde bir topluma ulaşmak için batı toplumuna uyan, ancak bize uymayan eşcinsel evliliğin yasal sayılmasını arzulayan kişiler günden güne kaybetmekte olduğumuz değerlerimizin bize neye mal olacağının farkındalar mıdır acaba? Türkiye'de cahil bir grup insanın 'töre cinayetleri' adı altında katliam yapmasını ve her nasılsa bu iğrenç suçu Türk insanının ve kültürünün tamamına mal etmek midir batı karşısında kültürel yönden ezik(!) olduğumuzu vurgulamanın yolu? Kültürümüzdeki yozlaşma ve kimlik bunalımı malesef son 300 yıldır doğu ile batı kültürleri arasında med-cezirler yaşayan bu ülke insanının kaderi, ancak sayın Dalina gibi bu yozlaşmayı bir taraftan eleştirirken diğer yandan da Türk toplumunun mayasıyla taban tabana zıt olan eşcinsel evlilikleri savunmak kültür yozlaşmasına bizzat sebebiyet vermek değil midir? Veya meseleye şu yönden bakalım; eğitimsizliğinin kurbanı olarak insanların canına kıyma suçunu işleyen ve bunun adına töre cinayeti diyen cahil insanları ve bu saçma uygulamayı, bir Türk sitesine üye olmasına rağmen bulunduğu yeri 'Hollanda' yerine "The Netherlands" demek suretiyle belirten bir kişinin eleştirme hakkı var mıdır? Kültür yozlaşması dediğimiz şey bunun ta kendisi değil midir? Sorular uzar da uzar, en iyisi sorulara burada son vermek.


Eşcinsel evliliği konusundaki kendi görüşüm, Türk toplumunun bir bireyi olarak bu uygulamayı kabul edilemez görüyorum. Yukarıdaki mesajımda belirttiğim gibi, bunun doğruluğu veya yanlışlığından çok uygulanmak istenen toplumun yaşam tarzı ve ilkeleriyle uyum gösterip göstermediği sorgulanmalıdır. Hollanda'da yasal kılınan eşcinsel evliliklere eleştirilerde bulunmamız elbette düşünülemez. Hollanda insanının genel dünya görüşü veya inanışları sebebiyle eşcinsel evliliklerin serbest bırakılmasına saygı duymaktan başka yapabileceğimiz bir şey yok. Ancak müslüman, Türk ve kimliğinin bilincinde bir genç olarak kendi yaşadığım toplum üzerinde eşcinsel evlilikler hakkında yapılan fikir jimnastiklerine sessiz kalamam elbette. Kimliğimi ve kültürümü meydana getiren milli ve dini köklerimden burada bahsetmem sayın Dalina ve aynı görüşe sahip kişilerce "şovenist, faşistçe, gerici" vb şekillerde eleştrilebir. Ancak ne mutlu bana ki içinde yaşadığım toplumu da, o'nun ihtiyaçlarını da, hassasiyetlerini de son derece iyi biliyorum.

Saygılar ve Selamlar
Old 17-07-2006, 20:49   #12
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Sayın Dalina'nın ilk mesajına ne oldu?
Kendisi mi sildi? Yoksa silindi mi?
Konunun anlaşılması açısından gerekli bir mesajdı. Sayın Dalina ilk mesajı kendisi sildiyse, ikinciyi neden silmedi? Eğer mesajı kendisi sildiyse sebebini öğrenmek isterim.

Saygılarımla
Old 17-07-2006, 21:25   #13
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Sayın Dalina,

Ben ikinci mesajınızı silmenizi değil aksine ilk mesajınızın da okunmasını talep etmiştim.Çünkü site herkese açık bir site ve benim gibi yeni mesaj ekleyenler olabilir. Siz 3 kişi yazışmıyorsunuz.

Ayrıca şunu da belirtmek istiyorum ki, 2-3 tepkili mesajdan sonra savunduğunuz fikirlerinizden vazgeçecek kadar Türk müsünüz?

Saygılarımla
Old 17-07-2006, 21:26   #14
Admin

 
Varsayılan

Sayın Dalina,
Alıntı:
Yazan Dalina
Bu sitenin verdigi hakkimi kullanip birinci mesajimi sildim. Gereksiz tartismalara yol actigini gordum, farkli manalara cekildi. Cok gereksizce, ama maalesef oldu. Ikinci mesajimi iki arkadasim ciddi olarak saptirdigi icin bir sureligine kalmasini istedim, belki ikinci bir kez sakin kafa ile okumak isterler, yaziklarimi da captirmadan anlarlar diye dusundum...silmem mi gerekiyor? sorun degil, farkli dusuncelerinize saygli olmak zorundayim, ne de olsa sizin meydaninizdir!
Mesajlarınızı silmek istiyorsanız silebilirsiniz (zaten de sildiniz) ancak bana sorarsanız silmenize hiç gerek yok, zira farklı düşüncelerin medeni şekilde ortaya konulması her forumun olduğu gibi bu forumun da esas amacı olmalı.

İzninizle bu mesajınızdaki tek bir noktaya itiraz edeceğim: THS hiç kimsenin meydanı değildir. Burada azınlıkta kalan bir görüşü savunduğunuz için de susmanız gerekmiyor. Keza Türk vatandaşı olup olmamanızın da bir önemi yok, hukukçu olmanız bizim için fazlasıyla yeterli.

Ancak dile getirdiğiniz düşüncelere diğer üyelerin yanıt vermesini de anlayışla karşılamanız gerektiğini düşünüyorum. Bir diğer deyişle bu forumda sizin düşüncelerinize yer olduğu gibi, sizden farklı düşünenlerin düşüncelerine de yer var (Elbette forum kuralları dahilinde). Bu nedenle tepkisel yanıtlar almanızı da duygusal değerlendirmemeniz gerekir bence.

Bu konuya yanıt veren diğer üyelere: Sayın Delina'nın hassasiyetini de dikkate alarak, lütfen mesajları kişileştirmeyiniz (ırk, din, milliyet vs.) ve sadece fikirleri hedef alarak yanıt veriniz, fikirlerin sahiplerini ya da fikir sahiplerinin özel durumlarını değil. Teşekkürler.
Old 17-07-2006, 21:27   #15
bertrand

 
Varsayılan

Selam,

Burası ne sizin meydanınız ne de benim. Siz fikrinizi söylediniz, ben fikrinizi ilk mesajımda en ufak rencide edici söz kullanmamaya gayret ederek eleştirdim. Arkasından ikinci mesajınızda "çağdaş olmamakla" , " at gözlüğü takmakla" , "açık görüşlü olamamakla" suçlandım. Sonraki mesajımda da bu sebeple belki sizin üslubunuza döndüm.

Her mesajımda size "selam" la sözüme başlayıp sonunda "saygılarım" la bitirdim, sizin aksinize.

Ancak derseniz ki ben eleştirilmeye gelemem ve fikrimi ancak destekleyecek kişilerin arasında savunmak isterim, orası sizin bileceğiniz iş. Türk kültür ve değerlerine alakanız güzel bir şey, ancak bu alaka ve ilginizi toplumsal değerlerimize saygı göstererek sergilemenizi beklerdim. Onları çağ dışılıkla eleştirip değiştirilmesi gerektiğini savunarak değil.

Saygılar...
Old 17-07-2006, 21:35   #16
Tiocfaidh

 
Varsayılan

Sayın Dalina, mesajınıza şahsım adına cevap verecek olursam öncelikle tartışmayı kişiselleştirmekten kaçıncığımı belirtmek isterim. Ancak bir çok görüşünüzle aynı fikirde olmadığım ve isminizi fazla zikretmiş olmam sebebiyle önceki mesajımda verdiğim manzara kişisel bir tartışma görünümü vermiş olabilir.

Belki bir önceki mesajım uzunca ve sıkıcı oldu ancak söylemek istediğim ana hatlarıyla eşcinsel evliliklerinin Türk toplum yapısına uymadığı idi. Bunu savunurken de şahsınızı Hollanda'da yaşayan bir Türk zannetmem sebebiyle, kurguladığım bu senaryo üzerinde bir Türk'e ülkesinin gerçeklerini anlatma ukalalığını gösterdiğimin farkındayım. Ancak Türkçe'yi çok iyi konuşmanız sebebiyle sizi ülkenizde yaşayan yüzbinlerce Türk'ten birisi olarak hafızamda canlandırmış olmam sanırım ayıplanacak bir durum değil. Hollanda kültürünün ve Hollanda'lıların genel dünya görüşünün bir sonucu olarak gördüğüm ülkenizdeki meşru eşcinsel evliliklerini doğal karşıladığımı bir önceki mesajımda üstüne basarak vurguladım. Şahsınızın da bir Hollanda'lı olduğunu düşünürsek hiç kimseyi incitecek veya rencide edecek bir uslüp takınmadığımı düşünüyorum. Herşeye rağmen bir önceki mesajımda sizi kırmışsam burada herkes önünde özür dilerim. Umarım meydanı bizlere bırakma yolunu değil, özgür ve seviyeli olduğunu düşündüğüm bu sanal tartışma ortamına katkıda bulunmaya devam etme yolunu seçersiniz.

Saygılar
Old 17-07-2006, 21:41   #17
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Sitenizi gordum ve bir cok konuda bilgi sahibi oldum. Bilgi paylasildikca cogalir. Ben bir konuyu tartismaya acmak, acacagim konuya aciklik getirmek maksadiyla hukuk bilgisi olanlara sormak istiyorum

Sayın dmdemirbaş,

Hukuk bilgisi olanlara sormuşsunuz.Ne güzel! Cevap verenler de hukukçu... Sanırım Sayın hakan03 dışında kimse hukuki bilgi vermemiş...Ama biz böyleyiz Sayın dmdemirbaş, çok doluyuz...Her fırsatta kendi ideolojimizi dile getirmek için fırsat ararız. Kimbilir belki de 12 Eylül darbesinden dolayı fırsat bulamadık konuşmaya... Ya da başka bir şey ama konuşmak istiyoruz işte.(konuşurken saçmalasak da)

Sorunuza hukuki bir yanıt ben de bulamadım açıkçası...Mevzuat buna (şimdilik) müsait değil.

Saygılarımla
Old 17-07-2006, 21:47   #18
bertrand

 
Varsayılan

Selam,

Sanırım bir diğer hatamızda aslında hukukun ne olduğunu tam bilemememiz. Belkide hukukun sadece genel bir kaç ilkeden ibaret olduğunu, ancak bu ilkelerin taşıyıcı sütunları yıkılmadan her toplum tarafından kendi örfi, dini, ahlaki değerleriyle yorumlayıp şekillendirdiğini farkedemiyoruz.

Olaya, aslında hukuki yanıt verilmiş olmasına rağmen verilmediğini düşünmenizin sebebi bu olsa gerek.

Saygılar...
Old 17-07-2006, 21:55   #19
Tiocfaidh

 
Varsayılan

Sayın Suat Ergin,

Alıntı:

Eşcinsel evlilikleri doğru-yanlış ayrımından ziyade toplum yapısıyla uyuşup-uyuşmama ayrımına tabi tutmanın gerektiğini düşünüyorum. Türkiye şartlarını ve toplumun genel yaşam tarzını düşündüğümüzde buna kesinlikle hazır olmadığımızı söyleyebiliriz. Ancak durum Hollanda ve İngiltere gibi dinen protestan, siyasi olarak da liberal çizgideki ülkelerde uygulama alanı bulabilir elbet.

Yurt dışında yapılmış bir eşcinsel evliliğinin Türkiye'de tanınmamasını ve eşlerin evliliğe bağlı bir takım haklarını kullanmalarına Türkiye'de izin verilmemesini yerinde karşılıyorum. Zira yurt dışında evlenen eşcinsel bir çiftin ülkemizde (örneğin)evlat edinmesi MÖHUK'a göre kamu düzenini doğrudan sarsacak, belki de infiallere neden olacak, toplum yapımızla bağdaşmayacak bir durumdur. Bu durumda kaynağını toplumun yaşam tarzından alan hukuk kuralları buna doğal olarak izin vermeyecektir.

Yukarıda yeniden alıntı yaptığım ilk mesajımda, fakülteyi yeni bitiren bir hukukçu adayı olarak nacizane, saçmalayarak da olsa, kısmen hukuki çerçeveden bakarak cevap vermeye çalıştım. Sonradan tartışmanın seyri değişti ve dediğiniz gibi içimi boşaltıverdim, kendi ideolojimin propagandasını yaptım(size göre).

Genç bir meslektaş adayınızım ve siz yaşlarına geldiğimde yıllarını hukuka vermiş bir avukat olarak, sizin gibi, konu hakkında edecek iki kelam bulma sıkıntısı yaşayan bir hukukçu olmamayı diliyorum

Saygılar
Old 17-07-2006, 21:59   #20
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
karti da taninmiyor ve pasaportunun suresi de konsolosluk uzatilmiyor. Oturum ve calisma izniniz suresiz de olsa, size askerlik yapilmadigi gerekcesiyle pasaportun suresinin uzatilmasi konusunda red cevabi veriliyor. Bu durumda da vatandaslik talebinde bulundugunzda pasaportun suresi gecmis oldugundan zorluklar yasanabilir. Evlat edinseniz de sahip oldugunuz cocugu Turkiye tanimayacaktir. Bu konularda hukukcularin neler dusundugunu ne yapilmasi gerektigini bildiren mesajlari bekliyorum.

Sayın bertrand soru buydu galiba...Siz hangi mesajınızda cevap verdiğinizi iddia ediyorsunuz. İlk mesajınızla doğrudan Sayın Dalina'ya cevap verdiniz ve öyle devam ettiniz.

Hukuku bilip bilmeme konusunda tartışmaya girmek istemem. Ama lütfen benim kişisel özelliklerime girin ve yazdığım mesajlara bakın... Belki yol gösterici olur diye düşünüyorum.

Aslında bu forumda sizin eşcinsel evliliklerle ensest ilişkileri bir arada tutan örneğinizi gördükten sonra yazmamayı düşünmüştüm ama Sayın Dalina'ya birçok nedenle haksızlık yapıldığını görünce dayanamadım.

Saygılarımla
Old 17-07-2006, 22:04   #21
bertrand

 
Varsayılan

Selam,

Yasal düzenimizde ahlaka aykırı görülen bir ilişkiye yasal sonuç bağlanması mümkün değil bildiğiniz üzere. Sizin yazdıklarımdan bunu çıkarabileceğinizi düşünmüştüm, yanılmışım. Bundan sonra sizin iştirak ettiğiniz konularda daha açıklayıcı olmaya çalışırım.

Ensest ilişki ve eşcinsel ilişki arasındaki yasal zemine uygunluk veya ahlaka uygunluk-aykırılık açısından farkı bana izah edersiniz umarım, sayın dalinda edemedi de.

Saygılar...
Old 17-07-2006, 22:13   #22
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Sayın Tiocfaidh,

Az yukarıda Sayın bertrand için yazdıklarım sizin için de geçerli....Ek olarak; verdiğiniz yanıtta hukuk adına sadece MÖHÜK kavramının geçtiğini kabul ediyorum. Ama hangi madde belirtmemişsiniz. Unutmayın lütfen, bu siteye hukukçu ve hukukçu olmayan binlerce kişi girmektedir, onlara bütün Milletlararası Hukuku okutmak zahmetine sokmayınız. Üstelik ben de araştırma yapmama rağmen konuyla ilgili mevzuat bulamadım demişken...En azından benim öğrenmeme yardımcı olabilirsiniz. Bu bir şaka değil yanlış anlamayın hukuk bir derya çünkü benim şu kadar yıl avukatlık yapmamın hiçbir önemi yoktur...Özel bir konuda siz benden daha iyi olabilirsiniz ve ben bundan kompleks duymam.Bu sitenin bu yönünü çok severim zaten. Birçok şey öğrendim site sayesinde.Ama izninizle aşağıda alıntısını yaptığım yazınızda hukuki bir şey göremedim.

Alıntı:
belki de infiallere neden olacak, toplum yapımızla bağdaşmayacak bir durumdur. Bu durumda kaynağını toplumun yaşam tarzından alan hukuk kuralları buna doğal olarak izin vermeyecektir.

Saygılarımla
Old 17-07-2006, 22:44   #23
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yasal düzenimizde ahlaka aykırı görülen bir ilişkiye yasal sonuç bağlanması mümkün değil bildiğiniz üzere. Sizin yazdıklarımdan bunu çıkarabileceğinizi düşünmüştüm, yanılmışım. Bundan sonra sizin iştirak ettiğiniz konularda daha açıklayıcı olmaya çalışırım.

Ensest ilişki ve eşcinsel ilişki arasındaki yasal zemine uygunluk veya ahlaka uygunluk-aykırılık açısından farkı bana izah edersiniz umarım, sayın dalinda edemedi de.


Sayın bertrand,

Ensest ilişki insanlığın ilk tarihinden itibaren var olan bir olgudur. Bu yaradılış teorisine göre de böyledir, evrim teorisine göre de böyledir. Kur'ana göre Adem ile Havvadan sonra bir defaya mahsus(ya da geçici olarak) buna izin verilmiştir. Evrim teorisi ise olaya daha farklı bakmaktadır. Burada psikoloji ve psikanalize girmek istemem.(Ama isterseniz girerim de. Cevabımı acele istediğiniz için kısa kesiyorum)

Ama izin verirseniz şunu söylemek isterim. Daha önce bu sitede eşcinsellerin dernek kurması konusunda da bir forum olmuştu. Ve yine Bursa'dan (ismini hatırlarım Ragıp) bir meslektaşımız "ölü seviciler derneği" de kurulsun o zaman demişti. Nedense bir şeye karşı çıkarken, uç örnekler verme ihtiyacı duymaktayız. Elmalarla armutları toplamayalım diyemiyeceğim çünkü bu başka bir şey...

Sizin örneğinize tekrar dönersek. Ensest ilişkide iki tarafın rızası yoktur. Genelde küçük bir çocuk ve akrabası sözkonusudur. Burada güçler dengesi sözkonusu olmaktadır. O halde size göre sübyancıları da mazur görmemiz lazım... Ama eşcinsel ilişki de iki tarafın da rızası vardır. Siz cinsel tercihten sözetmektesiniz ama bu da yanlış bir niteleme, doğrusu cinsel yönelimdir. Ve eşcinselliğin hastalık olmadığı ve hatta sapkınlık olmadığı bilimsel olarak kanıtlanmıştır.

Çocukların ruh sağlığının bozulması konusunda da şunu söylemek isterim: Bu ülkenin çocukları analarıyla beraber sabah uyandığında kuşum Aydın'ı seyredip, ilerleyen saatlerde Fatih Ürek'in yılan dansını seyretmekte akşam ise, Bülent Ersoy'un şuh kahkahalarını dinlemektedir. Bu çocukların ruh sağlığı o zaman niye bozulmamaktadır. Küçük bir not, seyrederek(ya da komşusuna bakarak) eşcinsel olunmamaktaymış, bu da bilimsel bir gerçek...Şimdilik bu kadar...

Saygılarımla
Old 17-07-2006, 22:55   #24
Tiocfaidh

 
Varsayılan

Sayın Suat Ergin

Alıntı:
Az yukarıda Sayın bertrand için yazdıklarım sizin için de geçerli....Ek olarak; verdiğiniz yanıtta hukuk adına sadece MÖHÜK kavramının geçtiğini kabul ediyorum. Ama hangi madde belirtmemişsiniz. Unutmayın lütfen, bu siteye hukukçu ve hukukçu olmayan binlerce kişi girmektedir, onlara bütün Milletlararası Hukuku okutmak zahmetine sokmayınız. Üstelik ben de araştırma yapmama rağmen konuyla ilgili mevzuat bulamadım demişken...En azından benim öğrenmeme yardımcı olabilirsiniz. Bu bir şaka değil yanlış anlamayın hukuk bir derya çünkü benim şu kadar yıl avukatlık yapmamın hiçbir önemi yoktur...Özel bir konuda siz benden daha iyi olabilirsiniz ve ben bundan kompleks duymam.Bu sitenin bu yönünü çok severim zaten. Birçok şey öğrendim site sayesinde.Ama izninizle aşağıda alıntısını yaptığım yazınızda hukuki bir şey göremedim.

Sizin de bahsettiğiniz gibi hukukçu olmayan site üyelerini düşünerek son derece anlaşılır, detaylardan ve teknik hukuk terminolojisinden uzak, günlük hayatta kullanılan dille yazılmış basit bir iki cümle yazdım. Eğer arkadaşlarım konu içerisinde belirtselerdi konu ile ilgili bildiğim ne varsa en ayrıntılı şekilde açıklardım. Hukuk eğitimi almamış bir kimseye danıştayın ilgili kanun maddesinin ışığında vermiş olduğu bir kararı sumak sanırım o kişi için pek sıkıcı olsa gerek. Herşeye rağmen, eğer arzu ederseniz şahsınız için küçük bir araştırmayla birlikte ilgili kanunun TBMM'de kaç red oyuna karşılık kaç kabul oyuyla geçtiğini dahi belirtebilirim. Ancak o bahsettiğimiz hukukçu olmayan üyelerimizin bu tür bilgileri okumaktan hoşlanacaklarını düşünmedim.

Alıntı:

belki de infiallere neden olacak, toplum yapımızla bağdaşmayacak bir durumdur. Bu durumda kaynağını toplumun yaşam tarzından alan hukuk kuralları buna doğal olarak izin vermeyecektir.

Yukarıda yazdığım cümlelerde hukuk içerikli bir şey bulamamaktan şikayet etmişsiniz. Sayın Ergin, size ders vermek benim haddime bile düşmez ancak hukuku sadece kanun, yönetmelik, tüzük ve bunları tabi olduğu anayasa olarak algılamak sizce ne kadar doğru? Bir ülkede hukuk kuralları ne için yapılır? Branşı ceza hukuku olan bir avukat oalrak gayet iyi bilirsiniz ki toplumu karşı karşıya bulunduğu tehlikelerden korumak ve gerektiğinde yaptırım öngörmek için. Sizin 'saçmalama' olarak yorumladığınız ve bizim yukarıda yaptığımız tartışma bunun üzerineydi.

Şimdi hukuki içerikli olmadığını iddia ettiğiniz o cümlelerle ilgili bu sefer işin içine tıp be biyolojiyi de sokarak küçük açıklamalar yapayım, izin verirseniz.

Sayın Ergin, insanın cinsiyetini belirleyen, bünyesinde bulunan hormonlar ve bu hormonların oransal ağırlığıdır. Erkeklik hormonu testosteron ve kadınlık hormonu östrojen her insanın bünyesinde bulunur, ancak biz erkeklerde testosteronlar daha baskındır, bu yüzden bayan değiliz. İnsanda yaradılıştan belli oranlarda bulunan bu hormonlar kişi dünyaya geldikten sonra da değişim gösterebilir-ki eşcinsellik veya transeksüellik dediğimiz vakalar doğuştan olmaktan ziyade bu şekilde olmaktadır-. İnsanın belli bir cinsiyette dünyaya gelmesinin ardından, o'nu cinsiyetini değiştirmeye kadar götürecek olan hormon dengesindeki değişiklik kişinin yaşam stili, arkadaş grubu, ilgi alanları ve özellikle küçüklükte birlikte bulunduğu insanlarla meydana gelir. Yani erkek veya kız doğurduğunu zanneden bir anne ilerde hoş olmayan bir sürprizle karşılaşabilir. İşte bu yüzden burda bağrımızı yırtarcasına diyoruz ki; Türk toplumunda eşcinsellik veya cinsiyet değişikliği hoş karşılanmayan bir durumdur. Çocukları ve hatta yetişkinlerin bu iğrenç eğilime yönelmemeleri için mevzuatımız oluşturmalıdır. Eşcinsel evliliğinin meşru kılındığı bir toplumda(ki bana göre devlet yukarıda bahsettiğim sonradan meydana gelen eşcinselliği önlemek için kanunlar bile çıkarmalıdır) küçük çocukların ve hatta yetişkinlerin nasıl bir boşlukta kalacağını düşünebiliyor musunuz? Özellikle batı seviyesinde refah sahibi olan ailelerin çocuklarında manevi boşluk sebebiyle bu sapkınlık çok sık görülmekte. İnsanın yaradılışından gelen bu duruma(her insanın içinde bulunan potansiyel eşcinsellik eğilimi) karşı devletin üzerine düşen görevi yapması gerektiğini savunuyoruz, çünkü eşcinselliği temelinde yanlış bir şey olarak görüyoruz. Ha, eğer siz eşcinselliği bizim gördüğümüz anlamda değerlendirmiyorsanız, eğer sizin için eşcinsellik özgürlükler anlamında her insanın tatması gereken bir macera ise, o zaman saygı duyarım. Bunun için de burada mesaj yazarak değil kendinizi ve çocuklarınızı vicdanınızda değerlendirmenizi öneririm. Affınıza sığınarak bu örneği veriyorum, erkek çocuğunuzun 20'li yaşlarda bir eşcinsel olduğunu öğrenseniz tepkiniz bu forumda yazdığınız yazılar kadar özgürlükçü olur mu? Ben kendimi ve babamı o vicdan muhasebesine tabi tuttuğumda nasıl katı düşünüyorsam, burada eşcinselliğe karşı verdiğim tepki de o sertlikte. Kendi babamın 55 yaşında eşcinselliği seçmesi sürpriz olmaz, zira pek çok ünlü 40 yaşından sonra bu sapkın yolu tercih etti(isterseniz özel mesajlarla kim olduklarını söyleyebilirim). Ben de bu yüzden bu lanet olası illeti ülkemizden ve toplumumuzdan uzak tutmak için kafa yoruyorum, bunun içinde yasal düzenleme yapılması, en azından mevcut haliyle eşcinsel evliliklerin yasaklı kalmasının en doğrusu olduğunu düşünüyorum. İşte yukarıda yazdığım 'hukuki olmayan' yazımın açılımı buydu.

Saygılar
Old 17-07-2006, 23:00   #25
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Bundan sonra sizin iştirak ettiğiniz konularda daha açıklayıcı olmaya çalışırım.


Evet, lütfen...Daha önce birkaç forumda yanlış bilgi verdiğiniz ve benim müdahale ettiğim gibi...Açıklayıcı olun lütfen...Anlaşılmıyor çünkü...

Alıntı:
Genç bir meslektaş adayınızım ve siz yaşlarına geldiğimde yıllarını hukuka vermiş bir avukat olarak, sizin gibi, konu hakkında edecek iki kelam bulma sıkıntısı yaşayan bir hukukçu olmamayı diliyorum


Bu bakış açısıyla ve dünya görüşüyle gidersiniz sadece avukat olursunuz Sayın Tiocfiadh...İmzanız hukuka bakış açınızı gayet güzel özetlemekte zaten. Size başarılar dilerim.

Saygılarımla
Old 17-07-2006, 23:09   #26
Tiocfaidh

 
Varsayılan

Alıntı:
Bu bakış açısıyla ve dünya görüşüyle gidersiniz sadece avukat olursunuz Sayın Tiocfiadh...İmzanız hukuka bakış açınızı gayet güzel özetlemekte zaten. Size başarılar dilerim.

İmzamı gerçeklerden hareketle seçtim, sayın Ergin. Çek senet mafyası adında organize suç örgütlerinin hukukçuların marifetiyle kurulduğu bir ülkede hukukçuluk mesleğiyle uğraşan bir kişi olarak imzama neden şaşırdınız anlayamadım. Ne imkansızı isteyecek kadar ütopistim, ne de başkalarını bu forumda yazdığı 3-5 mesajla yargılayıp aşağılayacak kadar kendini beğenmiş. Dediğiniz gibi, farklıyız işte. Ben de size başarılar dilerim

Saygıalr
Old 17-07-2006, 23:24   #27
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Bunun için de burada mesaj yazarak değil kendinizi ve çocuklarınızı vicdanınızda değerlendirmenizi öneririm. Affınıza sığınarak bu örneği veriyorum, erkek çocuğunuzun 20'li yaşlarda bir eşcinsel olduğunu öğrenseniz tepkiniz bu forumda yazdığınız yazılar kadar özgürlükçü olur mu? Ben kendimi ve babamı o vicdan muhasebesine tabi tuttuğumda nasıl katı düşünüyorsam, burada eşcinselliğe karşı verdiğim tepki de o sertlikte. Kendi babamın 55 yaşında eşcinselliği seçmesi sürpriz olmaz, zira pek çok ünlü 40 yaşından sonra bu sapkın yolu tercih etti(isterseniz özel mesajlarla kim olduklarını söyleyebilirim).

Sayın Tiocfaidh, tam eve gidiyordum ki son mesajınızı gördüm. Siz yazdıkça bana malzeme çıkmakta. Sadece alıntısını yaptığım bölüme cevap verip, evime gidip uyuyacağım.(Çünkü sabah 9.30 da karşıda duruşmam var )

Sizin çocuğunuz yok ama benim var.(Gerçi kız ama lezbiyen olabilir değil mi?)Emin olun bu forumda yazdığım kadar özgürlükçü olurdum. Ben birilerinin hoşuna gitsin diye burada yazmıyorum ki...Bize kimse puan vermiyor. Üstelik genellikle muhalif fikirlere sahip olan benim. (Yani genelin tepkisini alan benim) Ona rağmen bana göre doğru olanı yazıyorum. Siz de size göre doğru olanı yazıyorsunuz. Mesele şu ama...Hoşgörülü olmak...Sayın Dalina'ya yapılan haksızlıklar gibi haksızlıkların yapılmaması...Şimdi ben size aynı soruyu yöneltsem(hatta Sayın bertrand'a) sizin çocuğunuz 20 yaşına geldiğinde eşcinsel olduğunu söylese(veya bir şekilde öğrenseniz)tavrınız ne olurdu?

Bahsettiğiniz ünlüleri ben de biliyorum. Az önce bir kısmını yazdım.Benim için endişelenmeyin sakın ama olur mu???

Size ve tüm siteye iyi geceler.

Saygılarımla
Old 18-07-2006, 00:23   #28
bertrand

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Suat Ergin
Sizin örneğinize tekrar dönersek. Ensest ilişkide iki tarafın rızası yoktur. Genelde küçük bir çocuk ve akrabası sözkonusudur. Burada güçler dengesi sözkonusu olmaktadır. O halde size göre sübyancıları da mazur görmemiz lazım... Ama eşcinsel ilişki de iki tarafın da rızası vardır. Siz cinsel tercihten sözetmektesiniz ama bu da yanlış bir niteleme, doğrusu cinsel yönelimdir. Ve eşcinselliğin hastalık olmadığı ve hatta sapkınlık olmadığı bilimsel olarak kanıtlanmıştır.

Selam,

İki tarafın rızası bulunan ensest ilişkilerle karşılaştım ve taraflar kardeştiler. Evlenmelerine müsade edilmeli mi sizce?

Eşcinsel kendi cinsinden biriyle birlikte olmak istiyorsa, belki iki kardeşte birlikte olmak istiyor. Eşcinsel evliliklere ılımlı bakmanıza rağmen enset ilişkilere karşı çıkmanızda hala mantık hatası var.

Eşcinsellik demişken, gerçi sadece benim kişisel inancımdır sizler ne kadar referans alırsınız bilemem ama, bu tercihlerinden dolayı, yaratıcı tarafından yok edilen toplumlar mevcut. Bilim istediği kadar aksini iddia etsin. Normal insanlarda bu eğilim bulunmaz ve bu insanların tercihleri benim açımdan sapkınlıktır.

Saygılar...
Old 18-07-2006, 00:25   #29
bertrand

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Suat Ergin
Evet, lütfen...Daha önce birkaç forumda yanlış bilgi verdiğiniz ve benim müdahale ettiğim gibi...Açıklayıcı olun lütfen...Anlaşılmıyor çünkü...

Selam,

Verdiğim yanlış bilgileri linkle bana gösterirmisiniz? Bekliyorum.

Saygılar...
Old 18-07-2006, 00:33   #30
bertrand

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Suat Ergin
Şimdi ben size aynı soruyu yöneltsem(hatta Sayın bertrand'a) sizin çocuğunuz 20 yaşına geldiğinde eşcinsel olduğunu söylese(veya bir şekilde öğrenseniz)tavrınız ne olurdu?

Selam,

Çocuğum yok ama olduğunda ve 20 yaşına geldiğinde eşcinsel olduğunu öğrendiğimde çok üzülürüm ama evlat elbette, dışlayamam. Lakin konuyu ve bizim neye karşı olduğumuzu hala anlayamamışsınız. Sokakta yürürken eşcinsel gördüğünde tekme tokat döven veya güleryüz göstermekten çekinen, iki kelam hoş sohbet etmekten çekinen insanlar değiliz. Burada tartışılan konu "eşcinsel evliliklere izin verilmeli mi veya bu evlilikler Türkiye'de tanınmalı mı? " sorusuna verilen yanıtlardır.

Avukatlığı eleştiren ve hukukçuluk iddiasında bulunan biri daha dikkatli okuyup kelimelerini seçmeli.

Saygılar...
 


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Fikri haklar ve Bilişim Av.Mehmet Saim Dikici Fikri Haklar ve Bilişim Hukuku Çalışma Grubu 17 04-06-2007 20:31
Kazanılmış Haklar-sözleşmeli Personel canan ufuk Meslektaşların Soruları 0 19-12-2005 10:25
Bıreysel Haklar Erdal Karayazgan Hukuk Soruları Arşivi 7 24-03-2002 19:08
Gayrı Menkul Ve Kişisel Haklar YerMelegi Hukuk Soruları Arşivi 1 27-02-2002 16:53


THS Sunucusu bu sayfayı 0,08930898 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.