MK 713/2 gereği olağanüstü kazandırıcı zamanaşımına dayalı tescil davası

Merhaba,
300 m2 lik taşınmaza 1980 yılında ifraz işlemi uygulanıyor. Taşınmaz 400 m2 ye çıkıyor ve arada ki 100m2 belediye tarafından ihale ile A şahsına satılıyor.
A kişisi taşınmazın tamamını (üzerine ev dükkan yapmak suretiyle) o tarihten günümüze kadar fiilen kullanıyor.
Geriye kalan 300 m2 lik kısım tapuda T oğlu B adına kayıtlı.
Şimdi A kişisi MK 713/2 de belirtilen tapu kaydından taşınmaz malikinin anlaşılmaması hükmüne dayanarak, taşınmazın 100 m2 lik kısmına ihale ile satış sonucu 1980 yılında malik olduğunu, geriye kalan 300 m lik kısmının 40 sene evvel T oğlu B tarafından, babasına ( A nın babası )haricen satıldığını ancak bu kişinin kim olduğunu bilmediğini, araştırmasına rağmen bulamadığını , bu nedenle de taşınmazın B adına kayıtlı 300 m2 lik kısmına ilişkin kaydının iptali ile babasının tek mirasçısı olarak adına tescilini dava etmiştir.
Dava açıldıktan 2 hafta sonra B nin mirasçıları kendiliğinden ortaya çıkmış ve tapuda intikal işlemi yaptırmışlardır.
Konu ile ilgili sorularım şöyle;
1)tapu kayıtlarından B nin mirasçılarının intikal işlemini gören mahkeme, mirasçıların davaya dahil edilmeleri için davacıya süre mi verecek ?
2) Dava açıldıktan sonra mirasçıların ortaya çıkmış ve adlarına intikal yaptırmış olmaları MK 713/2 de belirtilen " tapu kaydından taşınmaz malikinin anlaşılamaması" hükmünün gerçekleşmiş olmasını engeller mi ? Buna ilişkin yargıtay kararı elinde olan veya konu hakkında fikir verebilecek tüm meslektaşlarıma şimdiden çok teşekkür ederim

TMK 713/2'ye bağlı olarak taşınmazın kazanımının gerçekleşme koşulları davasız ve aralıksız 20 yıl süre ile malik sıfatı ile zilyet olmaktır. TMK 713/5 ise "Son ilândan başlayarak üç ay içinde yukarıdaki koşulların gerçekleşmediğini ileri sürerek itiraz eden bulunmaz ya da itiraz yerinde görülmez ve davacının iddiası ispatlanmış olursa, hâkim tescile karar verir. Mülkiyet, birinci fıkrada öngörülen koşulların gerçekleştiği anda kazanılmış olur." diyerek söz konusu kişilerin 2. fıkradaki şartları taşımadığını ispat etmesi gerektiğine vurgu yapmaktır. Benim düşüncem dava açıldıktan sonra tescili yaptıran kişileri davaya davalı olarak dahil etmeniz ve taşınmazın bulunduğu yerde yaşlıca birini müvekkilinizin, taşınmazda 1980 yılından beri malik sıfatı ile zilyet olduğuna dair tanık olarak dinletmeniz. Tapu kaydında T oğlu B'nin (eğer soyisim yok ise) kim olduğunun anlaşılamayacağını düşünüyorum. Hatta bu konuda tanığın da o civarda öyle birini tanımadığına, kim olduğunu çıkaramadığına dair beyanı da işinizi kolaylaştırır diye düşünüyorum. İyi çalışmalar dilerim.

Sayın Meslektaşım
Öncelikle ben intikal yaptıran mirasçıların vekiliyim.
Davacılardan A taşınmazın 100m2 lik kısmına 1980 yılından beri zaten malik. Geri kalan kısmına ise 40 sene önce babası ile tapuda malik görünen T oğlu B nin harici satış sözleşmesinden dolayı malik olduğu iddiasında.
Şu halde öncelikle 20 yıllık süre koşulu açısından olaya bakarsak; 300 m2 lik kısım için var olan zilyetliğinin gerekten " malik " sıfatıyla mı olup olmadığına bakmak gerekir. Bu noktada A nın "malik" olduğu inancına ait iddiası, ancak harici satım ilişkisini ispat etmesi halinde hüküm ifade eder. Harici satım ilişkisini de ispat için karşılığında bir ücret ödendiğinin ispatı ile olur ki bu da ancak yazılı delil ile ispat edilebilir. Özetle 20 yıl boyunca malik sıfatı ile zilyet olma koşulunun 300 m2 lik kısım için gerçekleştiğinin kabulü zannımca ancak harici satım ilişkisinin ispatı ile olur aksi halde "malik" sıfatı ile zilyet olduğu kabul edilemez.
Bir diğer husus tapu da her ne kadar 300 m2 lik kısıma malik kişi T oğlu B şeklinde yazılı soyadı yoksada, mirasçıları dava açıldıktan sonra ortaya çıkıp intikal işlemi yapabildiğine göre, gerekli özen ve araştırma yapıldığında malikin kim olduğu anlaşılabilmiştir. Eğer gerçekten malik in kim olduğu anlaşılamıyor bir diğer ifade ile bulunamıyor olsa mirasçılar nasıl intikal yapacaklardı. Bu açıdan "malikin kim olduğunun tapu kaydından anlaşılamıyor olması" koşulunun da gerçekleşmemiş olduğunu düşünüyor ve görüşlerinizi bekliyorum.
(NOT: ben mirasçılar vekili olduğum için, mahkemenin davacı A ya müvekkillerimi davaya dahil etmesini mi isteyecek diye sormuştum)

Sayın meslektaşım, sizin müvekkilleriniz gerçek varis ise -ki öyledir- davacı taraf davayı "maliki tapu kütüğünden anlaşılmayan" gerekçesiyle kazanamaz. Çünkü malik ortaya çıkmıştır artık. Elbette ki davayla münasebeti bulunduğu için müvekkilleriniz davaya dahil edilmelidir.