Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

devre tatil sözleşmelerinin hukuki niteliği ve zamanaşımı

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 31-08-2007, 13:19   #1
sinemçelik

 
Varsayılan devre tatil sözleşmelerinin hukuki niteliği ve zamanaşımı

sevgili meslektaşlarım;
müvekkilim 98 senesinde 50 senelik bir devre tatil sözleşmesi imzalamıştır.
Sözleşme Otel(kiralayan) ile kiracı(müvekkilim) arasında yapılmıştır.
Kiralayan sıfatındaki Otel'den ayrı olarak projenin aracısı olan başka bir firma oteli dolandırmış olduğu için otel edimini yerine getirememektedir.
Müvekkilim, 50 senelik kira bedeli olarak 2.250 USD yatırmış, Otel ise müvekkilime sadece bu para karşılığı olarak otelde tatil yapabileceğini söylemiştir.
Bu durum için zamanaşımını kira sözleşmesine göre mi belirleriz? Kat mülkiyeti kanununda devre tatile dair bir hüküm bulamadım, sadece devre mülkten sözediliyor ve zamanaşımı belirtilmemiş.
Bu arada zamanaşımı dolmadıysa yatırılan parayı faiziyle isteyebilir miyiz?
Bunlara ek olarak; sözleşmede kiracının(müvekkil) bütün edimlerini yerine getirmesine karşılık kiralayanın sözleşmeyi feshetmesi durumunda kiracıya tüm ödemelerini geri yapıp, %10 tutarında tazminat ödemekle yükümlü olduğu yazılı.
Şimdiden yardımlarınız için teşekkür ederim..
Old 31-08-2007, 13:36   #2
cesur_yürek

 
Varsayılan

SÖZLEŞMENİN İPTALİ DAVASI ( Davalı Firmanın Davacıya Devre Tatil Sözleşmesi Düzenleyerek Parasını Alması-Vaadin Yerine Getirilmemesi )
DEVRE TATİL SÖZLEŞMESİ ( Sözleşme Özgürlüğü Prensibi İçerisinde Yapılan ve Borçlar Kanununda Düzenlenen Sözleşmele Tiplerinden Biri Olmadığından Dolayı Atipik Sözleşmelerden Olması )
ATİPİK SÖZLEŞME ( Devre Tatil Sözleşmesi )
CAYMA SÜRESİ ( Malın Teslimi ile Sözleşmenin Aynı Tarihte Yapılması Durumunda Sözleşmenin Düzenlendiği Tarihten Başlaması )
TECRÜBE VE MUAYENE ŞARTLI SATIM ( Alıcının Malı Tecrübe ve Malı Muayene Edip Tasvip Etmesi İrade Şartına Bağlı Olarak Yapılan Satım )




ÖZET :

Devre Tatil Sözleşmeleri sözleşme özgürlüğü prensibi içerisinde yapılan sözleşmelerdir. Bu sözleşme BK.nun da düzenlenen sözleşme tiplerinden biri olmadığından atipik sözleşmelerdir. Atipik sözleşmelerin devre tatil sözleşmeleriyle ilgili olanları ise yasanın tanımladığı değişik akit tiplerini kapsadığından ( hizmet, kira, vekalet, satış gibi )karma sözleşmeler olarak tanımlanmaktadır.

Cayma süresinin malın teslimi ile sözleşmenin aynı tarihte yapılması durumunda sözleşmenin düzenlendiği tarihten, malın tüketiciye teslimi sözleşmenin imzalandığı tarihten sonra ise, malın teslim tarihinden, mesafeli satışlar da malın tüketiciye ulaştığı tarihten, hizmet edimlerinde ise hizmet ediminin tüketiciye ifa edildiği anda işlemeye başlayacağının kabulü gerekir. BK.nun 219-221. maddelerinde tecrübe ve muayene şartlı satım alıcının malı tecrübe ve malı muayene edip tasvip etmesi irade şartına bağlı olarak yapılan satım olarak tanımlanmıştır. 4077 sayılı kanunun 8. maddesinde düzenlenen satışlar ise BK.nun anlamında tecrübe ve muayene şartıyla satışlardan olup burada sözleşmeden dönme hiçbir objektif koşula bağlanmamış, tamamen tüketicinin iradesine bırakılmıştır. Sözleşmenin taraflarca imzalanması ile cayılıp cayılmayacağının bildirilmesi arasında süresinde sözleşme henüz hükümlerini doğurmaz. Sözleşmenin hükümleri bu aşamada askıda olup, tüketici bu süre içinde caymazsa sözleşme başladığından itibaren hükümlerini doğurur, cayması halinde başlangıcından itibaren hüküm doğurmaz.


DAVA :

Taraflar arasındaki sözleşmenin iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:


KARAR :

Davacı, davalı firma elamanlarının bir kısım vaatler ile kendisini yanılttıklarını ve aralarında devre tatil sözleşmesi düzenlediklerini, kendisine cayma belgesi verilmediğini, davalının devre tatilin inşaatını yapacağı taşınmazın halen üçüncü şahıs adına tapuda kayıtlı olduğunu, kendisine taahhüt edilen 1005 nolu dairenin gerçekte bulunmadığını ileri sürerek sözleşmenin feshini, ödediği 600 USD'nin istirdadını, davalı elinde bulunan senetlerin iptalini istemiştir.

Davalı, sözleşmenin yasa hükümlerine uygun olarak düzenlendiğini, cayma belgesinin verilmesine rağmen davacının süresinde cayma hakkını kullanmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.

Mahkemece, sözleşmenin geçerli olduğu ve davacıya cayma belgesi verildiği, davacının bu dava tarihinden sonra 20.8.2002 tarihinde devre tatil hakkını kullanacağı gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Devre Tatil Sözleşmeleri BK.nun 19/1 maddesine dayanılarak sözleşme özgürlüğü prensibi içerisinde yapılan sözleşmelerdir. Bu sözleşme BK.nun da düzenlenen sözleşme tiplerinden biri olmadığından atipik sözleşmelerdir. Atipik sözleşmelerin devre tatil sözleşmeleriyle ilgili olanları ise yasanın tanımladığı değişik akit tiplerini kapsadığından ( hizmet, kira, vekalet, satış gibi )karma sözleşmeler olarak tanımlanmaktadır. Taraflar arasında yukarıda açıklanan tanıma uygun olarak 1.3.2000 tarihinde sözleşme yapıldığı, tarafların iddia ve savunmaları ile ibraz edilen belgeler gözetildiğinde bu sözleşmenin kapıdan satış niteliğinde olduğu ve kullanım başlangıcının ise 20.8.2000 tarihli olup tahsis edilen dönemin ise 17 Nisan-1 Temmuz ve 2 Eylül-31 Ekim olarak kararlaştırıldığı dosyada yer alan sözleşmeden anlaşılmaktadır. 4077 sayılı Tüketicinin Korunması hakkındaki kanunun 1. maddesinde kanunun amacının ekonominin gereklerine ve kamu yararına uygun olarak tüketicinin sağlık ve güvenliği ile ekonomik çıkarlarını koruyucu, aydınlatıcı, eğitici zararlarını tazmin edici, çevresel tehlikelerden korunmasını sağlayıcı önlemleri almak ve tüketicilerin kendilerini koruyucu girişimlerini özendirmek olduğu anlaşılmaktadır. Şu haliyle tüketici kanununda yer alan hükümler buyurucu nitelikte hükümler olup, tarafların sözleşme serbestisi ilkeleri çerçevesinde imzalayacakları sözleşmelerin yasanın bu buyurucu hükümlerine aykırı olmaması gerekir. Taraflar arasında yapılan devre tatil sözleşmesi yasanın tanımını yaptığı 8. ve 9. maddelerinde belirlenen kapıdan satış niteliğinde olduğu kuşkusuzdur. Kapıdan satışlar işyeri, fuar, panayır gibi satış mekanları dışında önceden mütabakat olmaksızın yapılan tecrübe ve muayene koşullu satışlar olarak tanımlandıktan sonra, aynı yasa maddesinde bu tür satışlarda tüketicinin 7 günlük tecrübe ve muayene süresi sonuna kadar malı kabul veya hiçbir gerekçe göstermeden reddetmekte serbest olduğu vurgulanmıştır. Yasanın 9. maddesinde ise satıcının hazırladığı sözleşme, fatura veya tesellüm makbuzu ile birlikte, en az 12 punda siyah koyu harflerle yazılmış ve içeriği yasada açıklanan cayma belgesini vermeyi satıcıya yükümlülük olarak getirmiştir. Somut olayda satıcının davacıya cayma bildirim belgesini verdiği dosyadaki belgelerden anlaşılmaktadır. Burada üzerinde durulması gereken konu bu tür satışlarda yasanın 8/2. maddesinde kararlaştırılan cayma hakkının ne zaman başlayacağı yönü üzerinde durmak gerekir. Az yukarıda açıklandığı gibi satışın tecrübe ve muayene koşullu olduğu açık ve belirgin bulunduğuna göre, cayma süresinin malın teslimi ile sözleşmenin aynı tarihte yapılması durumunda sözleşmenin düzenlendiği tarihten, malın tüketiciye teslimi sözleşmenin imzalandığı tarihten sonra ise, malın teslim tarihinden, mesafeli satışlar da malın tüketiciye ulaştığı tarihten, hizmet edimlerinde ise hizmet ediminin tüketiciye ifa edildiği anda işlemeye başlayacağının kabulü gerekir. BK.nun 219-221. maddelerinde tecrübe ve muayene şartlı satım alıcının malı tecrübe ve malı muayene edip tasvip etmesi irade şartına bağlı olarak yapılan satım olarak tanımlanmıştır. 4077 sayılı kanunun 8. maddesinde düzenlenen satışlar ise BK.nun anlamında tecrübe ve muayene şartıyla satışlardan olup burada sözleşmeden dönme hiçbir objektif koşula bağlanmamış, tamamen tüketicinin iradesine bırakılmıştır. Sözleşmenin taraflarca imzalanması ile cayılıp cayılmayacağının bildirilmesi arasında süresinde sözleşme henüz hükümlerini doğurmaz. Sözleşmenin hükümleri bu aşamada askıda olup, tüketici bu süre içinde caymazsa sözleşme başladığından itibaren hükümlerini doğurur, cayması halinde başlangıcından itibaren hüküm doğurmaz. Taraflar arasında devre satış sözleşmesi imzalamakla birlikte, kullanım başlangıcının 20.8.2000 tarihi olup dönem tarihinin ise 17 Nisan- 1 Temmuz, 2 Eylül-31 Ekim olarak kararlaştırılması karşısında cayma süresinin ancak bu tarihte başlayacağının kabulü gerekir.

Eldeki dava ise sözleşmenin düzenleme tarihinden sonra, ancak mal ve hizmetin kendisine teslim edileceği tarihten önce 9.11.2001 tarihinde açılmıştır. Değinilen bu yönler gözetilerek davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, aksine düşüncelerle davanın reddi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.


SONUÇ :

Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 6.5.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 31-08-2007, 13:49   #3
cesur_yürek

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
Onüçüncü Hukuk Dairesi
Esas No : 2002/7772
Karar No : 2002/13018
Tarih : 29.11.2002


DEVRE TATİL SÖZLEŞMESİ ( Kapıdan Satış Niteliğinde Olduğu - Cayma Hakkı Mal veya Hizmetin Davacıya Tesiminden Önce Kullanıldığından Cayma Hakkının Yedi Günlük Süre Geçmeden Kullanıldığının Kabulü Gereği )
CAYMA HAKKININ NE ZAMAN BAŞLADIĞI ( Sözleşmenin İmzalanması ile Cayma Hakkının Kullanıldığı Süre Arasında Sözleşmenin Hüküm İfade Etmediği - Yedi Günlük Cayma Süresinin Hizmet Edimlerinde Hizmet Ediminin Tüketiciye İfa Edildiği Anda İşlemeye Başlayacağının Kabulü Gereği )
KAPIDAN SATIŞ ( Tüketicinin Yedi Günlük Muayene ve Tecrübe Süresi Sonuna Kadar Malı Kabul veya Gerekçe Göstermeden Reddetme Hakkı Bulunduğu - Cayma Hakkının Kullanılması )




ÖZET :

Satışın tecrübe ve muayene koşullu olduğu açık ve belirgin bulunduğuna göre, cayma süresinin malın teslimi ile sözleşmenin aynı tarihte yapılması durumunda sözleşmenin düzenlendiği tarihten, malın tüketiciye teslimi sözleşmenin imzalandığı tarihten sonra ise, malın teslim tarihinden, mesafeli satışlar da malın tüketiciye ulaştığı tarihten, hizmet edimlerinde ise hizmet ediminin tüketiciye ifa edildiği anda işlemeye başlayacağının kabulü gerekir.


DAVA :

İrfan Y... vekili avukat Özlem M... ile P... İnş. Tur. San. vekili avukat Selçuk Y... aralarındaki dava hakkında Ankara Tüketici Mahkemesinden verilen 18.9.2001 tarih ve 1366-472 sayılı hükmü n Dairenin 29.4.2002 tarih ve 1879-4860 sayı] ilamıyla onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde davacı avukat tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşuldu:


KARAR :

Davacı, davalı firma elamanlarının bir kısım vaatler il kendisini yanılttıklarını ve aralarında devre tatil sözleşmesi imzaladıklarını,kendisine cayma belgesi verilmediğini, sözleşmede sonra cayma hakkını kullandığını bildirdiğini, ancak davalını, sürenin geçtiğinden bahisle kararlaştırılan ücretin %30'un' yatırması halinde isteğinin kabul edileceğinin kendisini bildirildiğini ileri sürerek, düzenlenen devre tatil sözleşmesinin iptali ile ödediği 250 ABD nın ticari faiziyle birlikte tahsilini, bakiye borçları için düzenlediği senetlerin iptalini dava etmiştir.

Davalı, sözleşmenin yasaya uygun olarak yapıldığını cayma belgesinin verildiğini yasal sürede fesih hakkının kullanılmadığını bildirerek davanın reddini dilemiştir.

Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacının temyizi üzerine Dairemizin 29.4.2002 gün 2002/1879-4860 sayılı kararı ile onanmış, davacı bu defa karar düzeltme talebinde bulunmuştur.

Devre tatil sözleşmeleri B. K. nun 19/1 maddesine dayanılarak sözleşme özgürlüğü prensibi içerisinde yapılan sözleşmelerdir. Bu sözleşme B.K.nun da düzenlenen sözleşme tiplerinden biri olmadığından atipik sözleşmelerdir. Atipik sözleşmelerin devre tatil sözleşmeleriyle ilgili olanları ise yasanın tanımladığı değişik akit tiplerini kapsadığından ( hizmet, kira, vekalet, satış gibi )karma sözleşmeler olarak tanımlanmaktadır. Taraflar arasında yukarıda açıklanan tanıma uygun olarak 10.8.2000 tarihinde sözleşme yapıldığı, tarafların iddia ve savunmaları ile ibraz edilen belgeler gözetildiğinde bu sözleşmenin kapıdan satış niteliğinde olduğu ve kullanım başlangıcının ise 7.9.2000 tarihli olup tahsis edilen dönemin ise 2 Mart ve 17 Nisan ve 1 Kasım ve 31 Aralık olarak kararlaştırıldığı dosyada yer alan sözleşmeden anlaşılmaktadır. 4077 sayılı Tüketicinin Korunması hakkındaki kanunun 1. maddesinde kanunun amacının ekonominin gereklerine ve kamu yararına uygun olarak tüketicinin sağlık ve güvenliği ile ekonomik çıkarlarını koruyucu, aydınlatıcı, eğitici zararlarını tazmin edici, çevresel tehlikelerden korunmasını sağlayıcı önlemleri almak ve tüketicilerin kendilerini koruyucu girişimlerini özendirmek olduğu anlaşılmaktadır. Şu haliyle tüketici kanununda yer alan hükümler buyurucu nitelikte hükümler olup, tarafların sözleşme serbestisi ilkeleri çerçevesinde imzalayacakları sözleşmelerin yasanın bu buyurucu hükümlerine aykırı olmaması gerekir.

Taraflar arasında yapılan devre tatil sözleşmesi yasanın tanımını yaptığı 8. ve 9. maddelerinde belirlenen kapıdan satış niteliğinde olduğu kuşkusuzdur. Kapıdan satışlar işyeri, fuar, panayır gibi satış mekanları dışında önceden mütabakat olmaksızın yapılan tecrübe ve muayene koşullu satışlar olarak tanımlandıktan sonra, aynı yasa maddesinde bu tür satışlarda tüketicinin 7 günlük tecrübe ve muayene süresi sonuna kadar malı kabul veya hiçbir gerekçe göstermeden reddetmekte serbest olduğu vurgulanmıştır.

Yasanın 9. maddesinde ise satıcının hazırladığı sözleşme, fatura veya tesellüm makbuzu ile birlikte, en az 12 punda siyah koyu harflerle yazılmış ve içeriği yasada açıklanan cayma belgesini vermeyi satıcıya yükümlülük olarak getirmiştir. Somut olayda satıcının davacıya cayma bildirim belgesini verdiği dosyada belgelerden anlaşılmaktadır. Burada üzerinde durulması gereken konu bu tür satışlarda yasanın 8/2. maddesinde kararlaştırılan cayma hakkının ne zaman başlayacağı yönü üzerinde durmak gerekir. Az yukarıda açıklandığı gibi satışın tecrübe ve muayene koşullu olduğu açık ve belirgin bulunduğuna göre, cayma süresinin malın teslimi ile sözleşmenin aynı tarihte yapılması durumunda sözleşmenin düzenlendiği tarihten, malın tüketiciye teslimi sözleşmenin imzalandığı tarihten sonra ise, malın teslim tarihinden, mesafeli satışlar da malın tüketiciye ulaştığı tarihten, hizmet edimlerinde ise hizmet ediminin tüketiciye ifa edildiği anda işlemeye başlayacağının kabulü gerekir. B. K. nun 219-221. maddelerinde tecrübe ve muayene şartlı satım alıcının malı tecrübe ve malı muayene edip tasvip etmesi irade şartına bağlı olarak yapılan satım olarak tanımlanmıştır. 4077 sayılı kanunun 8. maddesinde düzenlenen satışlar ise B.K.nun anlamında tecrübe ve muayene şartıyla satışlardan olup burada sözleşmeden dönme hiçbir objektif koşula bağlanmamış, tamamen tüketicinin iradesine bırakılmıştır. Sözleşmenin taraflarca imzalanması ile cayılıp cayılmayacağının bildirilmesi arasında süresinde sözleşme henüz hükümlerini doğurmaz. Sözleşmenin hükümleri bu aşamada askıda olup, tüketici bu süre içinde caymazsa sözleşme başladığından itibaren hükümleri doğurur, cayması halinde başlangıcından itibaren hüküm doğurmaz. Taraflar arasında devre satış sözleşmesi imzalamakla birlikte, kullanım başlangıcının 7.9.2002 tarihi olup dönem tarihinin ise 2. Mart - 17 Nisan, 1 Kasım- 31 Aralık olarak kararlaştırılması karşısında cayma süresinin ancak bu tarihte başlayacağının kabulü gerekir. Eldeki dava ise sözleşmenin düzenleme tarihinden sonra, ancak mal ve hizmetin kendisine teslim edileceği tarihten önce 24.10.2000 tarihinde açılmıştır. Değinilen bu yönler gözetilerek davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, aksine düşüncelerle davanın reddi usul ve yasaya aykırı olup, hükmün bozulmasını gerekirken zuhulen onandığı anlaşıldığından davacının karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 29.4.2002 gün 2002/1879-4860 sayılı onama kararının kaldırıp hükmün açıklanan nedenlerle bozulması gerekmiştir.


SONUÇ :

Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının karar düzeltme isteminin kabulüne, Dairemizin 29.4.2002 gün 2002/1879-4860 sayılı onama kararı kaldırılarak temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, 29.11.2002 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 31-08-2007, 14:19   #4
sinemçelik

 
Varsayılan

Sayın Cesur Yürek;
eklemiş olduğunuz içtihat için teşekkür ederim.Fakat belirtmiş olduğum olayda cayma hakkının kullanılması zaten imkansızdır. Çünkü sözleşme 98 de imzalanmış, 1 sene sonra tahsis edilecek denilmiş fakat aracı firmanın oteli dolandırdığı anlaşılmıştır.
Bu bilgiler ışığında neler yapabiliriz ve zamanaşımını neye göre hesaplamalıyım yardım ederseniz sevinirim.
Teşekkürler..
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
devre tatil sözleşmesi Av.Gamze Korkmaz Meslektaşların Soruları 4 07-02-2007 15:34
Devre Tatil netb Hukuk Soruları Arşivi 1 17-11-2003 20:19
Devre tatil Bertanosm Hukuk Soruları Arşivi 4 08-04-2003 14:55
Devre Tatil Aidatlarının Belirlenmesi ÖZMEN Hukuk Soruları Arşivi 1 03-01-2003 09:13
Devre Tatil Tuzakları Zor Durum Hukuk Soruları Arşivi 1 14-02-2002 03:26


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05024695 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.