Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Türk Hukukunda Manevi Tazminat

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 21-02-2007, 10:48   #1
justiz

 
Varsayılan Türk Hukukunda Manevi Tazminat

Degerli arkadaslar ,

Genel manada "Manevi Tazminat" konusunda kanunda düzenlenmis genel prensipler ya da yerlesik yargitay kararlari var midir? Mesela 10 yillik köpegimi ödüren bir sahistan hangi esaslara göre manevi tazminat isteyebilirim? Manevi tazminat kavrami Avrupanin bircok hukukuna yabanci bir kavram, Türk hukuku ve uygulamasinda genel prensipler nelerdir?

Katkilariniz icin tesekkür ederim.
Old 21-02-2007, 11:10   #2
üye14072

 
Varsayılan

sayın Justiz
öncelikle belirtmeme müsade ederseniz.

forumun bu konulara ayrılan bölümünde olmadığınızı belirtmek isterim.

manevi tazminat olduukça geniş bir konudur.
ayrıca bildiğim kadarı ile avrupa hukukunda da oldukça önemli bir yer tutar.

somut olayda şunları ifade etmek isterim ki,

eğer 10 yıllık bir köpeğinizin ölümüne birisi sebep olmuşsa manevi tazminat talep edebilirsiniz.

ve fakat konu ayrıntılıdır.
ne kadar tazminat alırsınız/
bilememem

saygılarımla

av. m. emin öztürk
kocaeli
Old 21-02-2007, 11:42   #3
justiz

 
Varsayılan

Degerli meslektaslar,
mümkünse hukuk formumuzda kesin bilgi ve tecrübelerimizi paylasalim. Avrupada manevi tazminatin yaygin oldugunu yazan meslektasima gelince sanirim bildigini degil tahminini yazmis. Avrupa hukukunda önemli yer tutan Almanya ve Avusturya hukukunda manevi tazminat kavrami yoktur. Tazminat genel olarak "Schadenersatz" (zarar karsiligi) olarak gecer, bedenen yaralanma hallerindeki talep edilecek tazminat "Schmerzensgeld" yani aci parasi olarak uygulamada yer bulur fakat bu anlasilan manadaki manevi tazminat degildir. Öldürülen 10 yillik köpegime iliskin manevi tazminat bu hukuklarda simdilik mümkün degildir, ögretide "Trauerschmerzgeld"(bizim anladigimiz manada manevi tazminat) kavrami tartisiliyor ama henüz bir uygulamasi yok.
Umarim izahim anlasilmistir, Sözkonusu olan "manevi tazminat" talebinin hangi esaslar dairesinde gerekcelendirilecegidir.
saygilarimla
Old 21-02-2007, 11:48   #4
ISIL YILMAZ

 
Varsayılan Bir fikir vermesi açısından YİBK

T.C.

YARGITAY

İÇTİHADI BİRLEŞTİRME GENEL KURULU

E. 1966/7

K. 1966/7

T. 22.6.1966

• MANEVİ TAZMİNAT ( İstihdam Edenin Kusurunun Bulunmaması )

• İSTİHDAM EDENİN SORUMLULUĞU ( Kusursuz Sorumluluk İlkesinin Benimsenmiş Olması )

• MÜSTAHDEMİN KUSURLU OLMAMASI ( İstihdam Edenin Sorumluluğu )

• İLLİYET MÜNASEBETİNİN BULUNMASI ( İstihdam Edenin Sorumlu Tutulabilmesi Açısından )

• MÜTERAFİK KUSUR ( Manevi Tazminata Hükmedilirken Göz Önünde Bulundurulması )

818/m.47

506/m.26


ÖZET : İstihdam edenin Borçlar Kanununun 47 inci maddesi gereğince manevi tazminatla sorumlu tutulabilmesi için ne kendisininin, ne de müstahdeminin kusurunun şart olmadığına, hakimin sebebiyet ( illiyet ) münasebeti bulunmak kaydıyla özel hal ve şartları takdir ederek manevi tazminata hükmedebileceğine, varsa müstahdemin veya istihdam edenin yahut her ikisinin kusurunun ve ölenin veya cismani zarar uğrayanın birlikte sebebiyet verme nispetinin yahut müterafik kusurunun özel hal ve şartlar içinde takdir edilmesi gerektiğine karar verildi. DAVA : İstihdam edilenin eylemi ile işin yapılması sırasında bedence zarara uğrayan kişinin veya ölenin ailesinin, istihdam edenden manevi tazminat isteyebilip isteyemiyeceği, isteyebilmesi halinde müstahdemin kusurunun aranıp aranmıyacağı, müstahdemin kusuru aranacaksa, B.K.nun 47. maddesindeki hususi haller değiminin ağır kusur anlamında uygulanıp uygulanmıyacağı, kusurun ağırlığı sözünün kapsamı, hafif kusur halinde sorumlu tutulup tutulmıyacağı konularında daire kararları arasında içtihat ihtilafı bulunduğundan bahisle ihtilafın içtihadı birleştirme yolu ile gidilmesi 4. Hukuk Dairesi Başkanlığınca 1. Başkanlığa gönderilen 24.4.1966 tarih ve 131 sayılı yazı ile istenilmesi üzerine, keyfiyet hukuk kısmı içtihadı birleştirme Genel Kurulunda incelenip görüşüldü
KARAR : Daire kararları arasında, istihdam edilen Borçlar Kanunun 47. maddesi gereğince manevi tazminatla sorumlu tutulabilmesi için bu hükmün uygulama şartlarında, özellikle müstahdemin ağır kusurun aranıp aranmaması konusunda ve zarar görenin olaya birlikte sebebiyet verme nispetinin tazminat istenemiyeceği gibi, aynı kanunun 47. maddesinin de ancak fail hakkında uygulanabilip, istihdam edene bu madde gereğince manevi tazminat yükletilemiyeceği düşüncesi ileri sürülmüştür.
Borçlar Kanununun 47. maddesi, haksız eylemden doğan ölüm veya cismani zarar olaylarında, mesnedi ister kendi hareketi, isterse başkasının hareketi olsun bütün maddi sorumluluk hallerinde uygulanabilecek bir hüküm olduğu için bu düşünce, üç muhalif oya karşı büyük çoğunluk tarafından kabule değer görülmemiştir.
II-Filhakika sözü geçen 47. madde gereğince, hakim hususi halleri nazara alarak cismani zarara duçar olan kimseye yahut adam öldüğü takdirde ölünün ailesine manevi zarar namiyle adalete muvafık tazminat verilmesine karar verebilir.
Görüşmeler sırasında beyan edilen bir fikre göre, 47. madde kusura dayanan bir sorumluluk vazeden 41. maddeden sonra gelen maddeler arasında yer aldığından ve kusursuz sorumluluk hallerini derpiş eden 55,56 ve 58. maddeler meyanında bulunmadığından kanundaki yeri itibariyle kusura istinat eden bir hüküm olduğu gibi, madde metnindeki "hususi haler" içinde nazara alınması gereken 1. amilin de kusur olduğu tabi bulunduğundan 47. madde mucibince manevi tazminata hükmedebilmek için tazminatın miktarına tesir edebileceğini ileri sürmüşlerdir.
Görüşmelere katılanların çoğunluğu bu düşünceye iştirak etmemiş ve istihdam edenin 47. madde göreğince manevi tazminatla sorumlu tutulacağı kabul edildiği için, bu maddenin uygulama şartları üzerinde durulmuş ve 47. maddenin kusura veya kusursuzluğa dayanan bir hüküm olmadığı sonucuna varılmıştır.
a ) İşviçre Borçar Kanunun 1881 tarihli metninde, hususi hal ve şartlar olarak kasıt ve ağır ihmal zikredilmişti. 1911 yılındaki tadilde "Kasıt ve ağır ihmal" tabirleri, 47. madde metnine alınmıyarak çıkarılmıştır. ( Becker, 41. madde şerhi, No. 5; Oser - Sehünenberger, 47. madde şerhi, No. 1. ). Bu maddeye tekabül eden eski, 54. maddenin mer'i olduğu zamanda dahi, uygulamada kasıt ve ağır ihmal bir misal oraka telakki edilmiş ve bundan dolayı manevi tazminata hükmedilmesi, hafif kusur hallerinde bile imkan dahiline girmişti. ( Becker, M. 47, No. 5 ).
b ) Esasen isabetli bir neticeye vasıl olabilmek için 47. madde metni incelenirce, bu hükmün uygulama şartları arasında kusurun da bulunduğunu gösteren herhangi bir ibareye tesadüf edilmez. İsviçre metnine göre, bir kimsenin öldürülmesinde veya cismani zarara uğratılmasında hakim, özel hal ve şartları takdir ederek, mutazarrına veya öldürülenin yakınlarına uygun bir paranın manevi tazminat olarak ödenmesine hükmedebilir ( O-ser- Schönenberger, Recai Seçkin Tercümesi; Becker Kemal Reisoğlu Tercümesi ).
Metindeki "özel hal ve şartlar"dan maksaz, kendine mahsus yani olaya has hal ve şartlar, bir başka olayın özellikleri-hususiyetleri-dir.
c ) Her ne kadar görüşmelerde azınlıkta kalan noktai nazara mesnet yapılan V. Turh'un Borçlar Hukuku adlı eserinin Türkçe tercümesinde "Kusurun fevkalade ağır bulunması halinde, iş sahibi manevi zarar namiyle bir tazminat ödemeye de mahkum edilebilir" denmekte ise de ( C. Edege Tercümesi, Sah. 422-423 ), V. Tuhr- Siegwart. ikinci bası Almanca metninde bu cümle, "kusurun özel ağırlığı istihdam edeni 49. madde göreğince manevi tazminatla sorumlu kılabilir" şeklinde ifade edilmiş bulunmakta ( Sah. 382-383 ) ve aynı eserin manevi tazminat başlıklı paragrafında da "bir manevi tazminat hakkı 49. maddedeki genel hükme göre, kanun başka türlü düzenlememişse ( Not 4 a: mesela, 47. maddede böyledir. Federal Mahkeme bu hükmünden, kusur olmadan bir ölüm veya cismani zarardan sorumlu olana, manevi tazminat tahmil edilmesinin gayri mümkün olmadığı sonucunu çıkarıyor ) yalnız zararın ve kusurun özel ağırlığı haklı kılarsa husul bulur" denmektedir. ( sah.117 ).
İsviçre'de yayınlanmış eserlerden Oser-Schünenbegerin Borçlar Hukukunda "ölümün veya cismani zararın vukuunda kusuru bulunan, 47. madde gereğince manevi tazminatla sorumludur, fakat kusur nazara alınmaksızın bir eylemin sonucunu tekabbül etmeye mecbur olan dahi, manevi tazminatla müvekelleftir, zira zararın tazminine ilişkin hükümler burada da kıyazen uygulama yeri bulur. Şüphesiz kusurun bulunmadığı durumlarda hakimin takdir hakkı, ancak özel hal ve şartlar altında manevi tazminata hükmedilmesine imkan verir" ( madde 47, No. 10 ) dendiği gibi, H. Becker dahi Borçlar Hukuku adlı eserinde 47. maddeye konu olan manevi tazminatın şartlarını anlatırken, "adam öldürmenin veya cismani zararın kusurlu surette yapılmış olmasının şart olmadığını" ( madde 47, No. 2 ), tebarüz ettirmiştir.
47. maddeye dayanan manevi tazminat için kusurun şart olmadığı artık İsviçre Federal Mahkemesinin kararlarında da kabul edilmektedir. ( Karl Oftinger, İsviçre Sorumluluk Hukuku, 1. cilt, 1958, sahife 262 )
ç ) 47. madde gereğince manevi tazminata hükmedebilmek için kusurun aranması, bu hükmün uygulanacağı maddi tazminat sorumluluğunun bütün halleri ile de kabili telif değildir.
Her ne kadar harsız eylemlerde kusur sorumluluğunun temelini teşkil eden 41. madde hükmü için böyle bir durum meydana gelmez ise de, temyiz kudreti bulunmayan şahısların sorumluluğu ( madde 54 ), istihdam edenin sorumluluğu ( madde 55 ), hayvanlar için sorumluluk ( madde 56 ), eser malikinin sorumluluğu ( madde 58 ), hatta aile başkanının sorumluluğu ( Medeni K. madde 320 ) gibi kusur aranmayan sorumluluk hallerinde, maddi tazminata hükmedebilmek için kusur şart olmadığı gibi, bu durumlarda ölüm veya cismani zarar vuku bulmuşsa ayrıca 47. maddeye müsteniden manevi tazminat istenebilmesi için de yine kusurun mevcudiyeti şart değildir.
Bu konuda şu cihete de işaret etmek gerekir ki, mesela ilkokula giden çocuğu bir nakliyat şirketinin kamyonunun ezmesi sebebiyle veya küçük bebeği başkasının köpeğinin ısırması sonucu ölen yahut ta türlü meşakkatlerle yetiştirdiği genç evladı yolu kenarındaki binanın çökerek altında kaldığı için aynı akıbete maruz kalan ana ve baba lehine, Borçlar Kanununun 45. maddesinin 2. fıkrasına göre aynı kanunun sırasiyle 55,56 ve 58, maddesi gereğince maddi tazminata hükmedebilmek için kusur şart tutulmadığı halde, manevi tazminatta kusurun aranması, normal hayat münasebetlerine ve itiyatlara da aykırı düşer.
47. madde, şartları tahakkuk ettiği takdirde, yalnız yukarıda sözü edilen sorumluluk hallerinde değil, özel kanunların sorumluluk yükleyen hükümlerinin uygulandığı yani maddi tazminat hükmedilen bütün hallerde ve bunların yanı başında tatbik yeri bulur ( Becker, 47. madde şerhi No. 2; Oftinger, a.g.e. Sh. 262 ) Bu arada Karayolları Trafik Kanunu zikredilebilir.
d ) Borçlar Kanunun ( haksız eylemlerden doğan borçlar ) kısmında maddi tazminat sorumluluğuna mesnet teşkil eden 41,54,55,56 ve 58. madelere mukabil manevi tazminat talebi hakkını veren 47. maddeden başka bir de 49. maddenin bulunduğu malumdur.
49. Maddeye göre, şahsi menfaatleri ihlal edilen kimse, kusurun mevcudiyeti halinde zararın tazminini; ihlalin ve kusurun özel ağırlığını haklı kılarsa, manevi tazminat olarak bir para miktarının ödenmesini isteyebilir. Hakim bu ödemenin yerine veya onun yanı başında, manevi tazminatın diger bir nevine de karar verebilir.
Demek oluyor ki, 49. madde mucibince maddi tazminat için kusurun mevcudiyeti manevi tazminat için de kusurun bilhassa ağır olması, şarttır.
47. maddede kusur şartının aranmaması, 49. maddenin şahsi menfaatlere, 47. maddenin ise hayata ve vücut bütünlüğüne ilişkin bulunmasının meydana getirdiği sonuçlara da uygun düşer.
47. madde, 41-53. maddelere tanzim edilen genel kurallar arasında yer almıştır. Bu itibarla, 47. maddenin tanzim tekniği bakımından kanunda işgal ettiği yer, bu madde hükmünün unsurları arasına kusuru da ithal etmeğe, hem kifayet etmez hem de elverişli değildir.
III-Borçlar Kanunun 47. maddesi gereğince manevi tazminata hükmolunabilmesi için, bu maddenin metninden doğan özel şartlara birlikte hatta daha önce genel şartların yani olayda maddi tazminata hümedebilmenin tabi bulunduğu şartların tahakkuk etmiş olması lazımdır.
a ) Genel şartlar, kusur unsuru istisna edilirse, kusur sorumluluğu ile kusura dayanmayan sebebiyet ( illiyet ) sorumluluğunun bütün hallerinde aynıdır.
a ) Genel şartlar, kusur unsuru istisna edilirse, kusur sorumlulğu ile kusura dayanmayan sebebiyet ( illiyet ) sorumluluğunun bütün hallerinde aynıdır
Bunlar, 1 ) bir eylem ( yahut imtina ), 2 ) bir zarar, 3 ) zarar ile eylem arasında iliyet bağı, 4 ) eylemin hukuka aykırı olmasından ibarettir ( H. Becker, m. 41 şerhi, No. 1; Schönenberger, m. 41 şerhi, No. 2 )
Bu şartlardan en önemlisi, zarar ile eylem arasındaki illiyet bağıdır. Eğer olayda böyle bir illiyet bağı yoksa, sorumluluk da yok demektir.
Genel şartların sorumlulğun nevine göre bazı özellikler arz edeceği tabiidir. İçtihadın birleştirilmesine konu olan istihdam edenin 47 inci madde gereğince manevi tazminatla sorumlu tutulabilmesi için, 55 inci maddeye dayanan sorumluluğunun tahakkuk etmesi icap eder. Mamafih ölenin yakınları veya cismani zarara uğrayan, maddi ve manevi tazminatı birlikte dava edebilecekleri gibi, yalnız manevi tazminata hükmedilmesini de isteyebilirler. Her iki halde 55 inci maddeden doğan genel şartların yani önce bunlardan müspet şartların gerçekleşmesi, ondan sonra da menfi şartların tahakkuku, bir başka deyişle istihdam edenin ikame ettiği kurtuluş beyyinesinin amcına ulaşmaması lazımdır ( K. Oftinger, a.g.e., clit: 2/1, 1960, Sah. 142-177; K. Reisoğlu, İştihdam Edenlerin Mesuliyeti, 1985, Sah. 30-59 ).
b ) Borçlar Kanunun 47 inci maddesinden doğan özel şartlara gelince; bunlar, başlıca üç grupta toplanabilir :
1 ) Bir kimse ölmüş veya cismani zarara uğramış olmalıdır.
2 ) Davayı ölenin yakınları veya cismani zarar uğrayan kimse açmalıdır.
3 ) Özel hal ve şartlar, manevi tazminat hükmedilmesi gerektirmelidir.
Bu şartlardan sonucusu, içtihadı birleştirmenin esas konusunu teşkil etmektedir. Her ne kadar Kanunumuzda, İsviçre metninden farklı olarak hakimin manevi tazminata adelete tevfikan hükmedeceği yazılı ise de, hakim esasen özel hal ve şartları takdir ederken Medeni Kanunun 4 üncü maddesi mucibince hak ve nasafet kurallarına tabi olacağına göre, bu hükmü 4 üncü maddeyi teyit edici olarak telakki etmek gerekir.
Özel hal ve şartlar, her olaya göre değişir. Esasen maksat, yukarıda da açıklandığı gibi, olaysa has hal ve şartlar, yani olayın özellikleridir.
Bu özelliklerin başında, manevi zararın önemli olması gelir. Eli çizilen bir kimseye cismani zarar uğradı diye kural olarak manevi tazminat hükmedilmesi icap etmez. demek ki, cismani zarara uğruyan kimsede veya ölenin yakınlarında önemli bir manevi zarar ( elem, ızdırap ) husule gelmeli, yani gerçekten manevi bir tatmin ihtiyacı doğmuş bulunmalıdır. Ölüm vukubulmuşsa, sağlığında ölen ile davacı arasındaki münasebetin mahiyeti ve derecesi bu hususun takdirinde büyük rol oynar.
Bundan başka olayın oluş şekli, nazara alınır. Feci bir olay ile normal şartlar altında meydana gelmiş olan olay bir tutulamaz.
Nihayet ilgilerin yani failin, olaydan başka sorumlu varsa onun, mesela istihdam edenin, ölenin, davacıların içtimai vekilerinin, tahsil ve iktisadi durumlarının göz önünde tutulması lazımdır.
Kısacası kanun vazıı, her olayda meydana çıkan ihtiyacı karşılayan kesin bir kural koymaktaki zorluğu düşünerek, 47 inci madde metnini kasten elastiki bir şekilde formüle etmiş ve manevi tazminat hükmedilmesini gerekli kılan hal ve şartları, hakimin takdirine bırakmıştır. ( K. Oftinger, a.g.e., Cilt: 1, Sh. 265 ). tabiatıyla bu takdirde, bir yanılma durumu olmamalıdır.
Eğer olayda failin veya onun hareketinden sorumlu olan şahsın, mesela istihdam edenin kusuru varsa, bu kusurun vya cismani zarar uğrayan yahutta ölen zarar birlikte sebebiyet vermişse, sebebiyet verme nispetlerinin veya karşılıklı kusurlarının manevi tazminat hükmedilmesinde ve miktarında nazara alınması icap eder. Mücerret müterafik kusur veya birlikte sebebiyet verme durumu, manevi tazminat hüküm edilmesine engel değildir; ancak, müterafik kusur veya birlikte sebebiyet verme nispeti, manevi tazminat hükmedilmesini haksız ve yersiz kılacak derecede ağır ve büyük olursa, hakim manevi tazminataa hükmetmeyebilir. ( H. Becker, m. 47, No 2; Oser- Schönenberger, m. 47, No. 12; v. Tuhr Siegwart, Cilt: 1, Sh. 117, Not: 46; K. Oftinger, Cilt: 1, Sh 269 ).
İsviçreli Hukukçulardan H. Becker ( 1942, madde 47, No. 8 ) ve K. Oftinger'in ( 1985 cilt: 1, Sh. 269 ) eserlerinde işaret ettikleri gibi hakim manevi tazminata hükmederken para değerini de düşünmelidir. hükmettiği meblağ, bir sadak aniteliği taşınmamalı, kısmen de olsa bir manevi tatmin fonksiyonu ifa etmelidir. Mamarif diğer tarafın müzayaka haline düşmesine, onun mahvına da meydan vermemelidir.
Esasen manevi tazminat, ne bir ceza, ne de gerçek manasında bir tazminattır. Ceza değildir; çünkü, davacınn menfaati düşünülmeksizin, sorumlu olana hukukun ihlalinden dolayı yapılan bir kötülük değildir. Mamelek hukukuna ilişkin bir zararın karşılanması amaç edinmediği için de , gerçek manasında bir tazminat, mağdurda veya zarar uğrayanda bir huzur hissi, bir tatmin duygusu tevlit etmelidir ( H. Becker, m. 47, No. 1 ).
Hakimin manevi tazminat miktarını tayin ederken, Borçlar kanununu 43 ve 44 üncü maddelerindeki kuralları, "özel hal ve şartları" takdir ederken kıyasen uygulaması, kusursuz sorumluluk hallerinde ve olayda kusur bulunmadığı takdirde, kusurun dışında kalan amilleri, alelıtlak kusurun mevcudiyeti halinde ise kusur da dahil bütün faktörleri takdirine mesnet yapması gerekir ( Oser-Schönenberger, m. 47, No. 12; Oftinger, a.g.e., Cilt: 1, Sh. 269 ). SONUÇ :
İstihdam edenin Borçlar Kanununun 47 inci maddesi gereğince manevi tazminatla sorumlu tutulabilmesi için ne kendisininin, ne de müstahdeminin kusurunun şart olmadığına, hakimin sebebiyet ( illiyet ) münasebeti bulunmak kaydıyla özel hal ve şartları takdir ederek manevi tazminata hükmedebileceğine, varsa müstahdemin veya istihdam edenin yahut her ikisinin kusurunun ve ölenin veya cismani zarar uğrayanın birlikte sebebiyet verme nispetinin yahut müterafik kusurunun özel ha ve şartlar içinde takdir edilmesi gerektiğine, ilk toplantıda üçte iki çoğunluk sağlanamadığından ikinci toplantıda mevcudun yarısını geçen çoğunlukla ve 26/6/1966 tarihinde karar verildi.
KARŞI OY
N.Tüzünkan, Ş.Arınç, H.Günçel, K.Terzioğlu, N.A.Ozanalp, D.Turhan, N.Renda, E.Şener, M.R.Kayganacıoğlu:
Kusur şarttır.
Z.Dokumacı :
BK.nun 55. maddesinin 47. maddesi ile birlikte incelenmesi, ona göre işlem yapılması reyindeyim.
N.O.Akçakayalıoğlu :
Adamın kusurundan dolayı dahi olsa istihdam eden tazminatla sorumlu değildir.
M.Zafir :
Müstahdemin ağır ve galip kusuru şarttır.
Old 21-02-2007, 11:56   #5
Av. Arzu Erkol Dursun

 
Varsayılan

sayın justiz;
siz viyanada iseniz ve köpeğinizde orada öldürüldüyse, türk hukukundaki manevi tazminat size yardımcı olurmu?
eğer olursa sizin için karar bulmaya çalışacağım.
saygılar
Old 22-02-2007, 13:55   #6
av.semire nergiz

 
Varsayılan

...Esasen manevi tazminat, ne bir ceza, ne de gerçek manasında bir tazminattır. Ceza değildir; çünkü, davacınn menfaati düşünülmeksizin, sorumlu olana hukukun ihlalinden dolayı yapılan bir kötülük değildir. Mamelek hukukuna ilişkin bir zararın karşılanması amaç edinmediği için de , gerçek manasında bir tazminat, mağdurda veya zarar uğrayanda bir huzur hissi, bir tatmin duygusu tevlit etmelidir ( H. Becker, m. 47, No. 1 ). Yukarıdaki yargıtay kararından yaptığım alıntı çok hoşuma gitti;zira uygulamada bu düşüncenin tam tersi yapılmaktadır.Manevi tazminata güçbela hükmedildiği gibi hükmedilen oran ,lehine hükmedilenin 'zenginliğine yol açmayacak' bir ölçüde olmasına da çok dikkat edilmektedir!!!! ve sonuç olarak manen zarar gören zararıyla yerine oturmaktadır. Manen zarar gören biri olsanız lehinize Hükmedilen miktarın çok daha fazla olmasını istemez misiniz, miktar fazla ise çok daha fazla huzur bulmaz mısınız? Uygulamadaki bilirkişiler sizin ne kadar acı çektiğinizi nekadar çok manen etkilendiğinizi bilebilirler mi ? Ne dersiniz
Old 22-02-2007, 15:00   #7
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

Alıntı:
Madde 47 - Hakim, hususi halleri nazara alarak cismani zarara düçar olan kimseye yahut adam öldüğü takdirde ölünün ailesine manevi zarar namiyle adalete muvafık tazminat verilmesine karar verebilir.(*)

Burada CİSMANİ ZARAR dan ne anlayacağız?

Yargıtay içtihatları ve öğretide kabul gören tanım:



Alıntı:
Cismani zarar kavramına, ruhi bütünlüğün ihlali, sinir bozukluğu veya hastalığı (ruhi ve asabi sağlık bütünlüğü) gibi hallerin girdiği kabul edilmiştir. Bir kimsenin cismani zarara maruz kalması sonucunda, onun (anne, baba, karı, koca gibi) çok yakınlarından birinin de (aynı eylem) nedeniyle hukuken korunan ruhi sağlık bütünlüğü ağır bir şekilde bozulmuşsa, onlarda BK. 49 madde uyarınca manevi tazminat talep edebilirler. Bu durumda yakınların zararları ile haksız eylem arasında uygun nedensellik bağı vardır ve zararlarının niteliği itibariyle onlarında ihlal edilen normun (BK.47) koruma amacı içinde bulunduklarının (hukuka aykırılık bağının) gerçekleştiğinin kabulü gerekir. Başka bir anlatımla böyle hallerde yansıma yoluyla değil, doğrudan doğruya zarara maruz kaldıkları kabul edilmektedir (Prof. Dr.Halûk Tandoğan, Üçüncü Şahsın Zararının Tazmini A.Ü.Hukuk Fakültesi Yayınları No:182 Ank.1963 s.6 Vd. Prof.Dr.Fikret Eren, Borçlar Hukuku, Genel Hükümler Cilt: II, Gözden geçirilmiş 4.Bası Ank.1991 s.393. YHGK. 2.12.1987 gün E:4/214 K:894, 26.4.1995 gün E:1995/11-122 K:1995/430, 1.4.1998 gün E.1998/4-251 K:1998/265 sayılı kararları).

***


Alıntı:
BK.Madde 49 - (Değişik madde: 04/05/1988 - 3444/8. md.) (*)(**)Şahsiyet hakkı hukuka aykırı bir şekilde tecavüze uğrayan kişi, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat namıyla bir miktar para ödenmesini dava edebilir.

Hakim, manevi tazminatın miktarını tayin ederken, tarafların sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate alır.

Hakim, bu tazminatın ödenmesi yerine, diğer bir tazmin sureti ikame veya ilave edebileceği gibi tecavüzü kınayan bir karar vermekle yetinebilir ve bu kararın basın yolu ile ilanına da hükmedebilir



Burada da ŞAHSİYET HAKKI ndan ne anlaşıldığına bakmak gerek:

(bir içtihattan alıntı)


Alıntı:
Öncelikle belirtelim ki; BK. 49. maddesinde "şahsiyet hakkı hukuka aykırı şekilde tecavüze uğrayan kişi" sözleriyle bireyin kişiliğe ilişkin olan hakları, diğer bir ifade ile kişisel varlığı amaçlamıştır. Kişisel haklar, bireyin kendi hür ve bağımsız varlığının bütünlüğünü oluşturur. Yine, bu hak, bireyin doğumu ile kazandığı ve kişiliğine çok sıkıca bağlı bir haktır. Hayat, beden ve ruhtamlığı; vicdan, din, düşünce ve ekonomik çalışma özgürlüğü, şeref, haysiyet ve itibar, ün, ad, sır ve resim hakları bireyin doğrudan kişisel haklarıdır. Şeref ve haysiyet, toplumun gerekli saydığı ahlaki nitelik ve kriterlere sahip olması nedeni ile kişiye verilen değer yargılarıdır.

Kişinin onuru, şeref ve saygınlığı onun yaşadığı toplum içindeki tüm manevi değerlerinden oluşur.

O nedenle denilebilir ki, herkesin içinde yaşadığı toplumda ve ilişkiler kurduğu çevrelerde kişisel bir onuru, şerefi ve saygınlığı mevcuttur.

***

Sonuç olarak,

Öldürülen köpeği veya başka bir hayvan dostu için açılmış ve temyiz edilerek içtihatlara konu olmuş bir manevi tazminat hükmüne RASTLAMADIĞIMI belirtmek isterim.

Ancak yukarıdaki bilgiler ışığında istenip istenemeyeceğini incelemek gerekirse, köpeği öldürülen kişi bu ölüm nedeniyle cismani bir zarara uğradığını kanıtlayabiliyorsa (acı, elem, ruh bütünlüğünün zarara uğraması gibi...) neden isteyemesin sonucuna varıyorum. Zira cismani zarardan anlaşılan, haksız bir eylem nedeniyle uğranılan bedensel zararlardan ibaret olmayıp, manevi bütünlüğün , ruhi bütünlüğün ihlalini de kapsamakta. Köpeğinin öldürülmesi ile yaşadığı ruhsal travmayı bağlantılandırıp kanıtlayabilen kişi, BK.m.47 uyarınca manevi tazminat isteyebilmeli.

Saygılarımla...
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Akar Öcal'ın Türk Hususi Hukukunda Gecikme faizi adındaki eseri Onur dönmez Meslektaşların Soruları 1 15-03-2007 18:47
Manevi Tazminat Av.Murat Bölükbaş Meslektaşların Soruları 4 09-02-2007 15:47
Manevi Tazminat Mahmut Hukuk Soruları Arşivi 3 27-02-2002 20:33
Avrupa Birliği Ve Türk Hukukunda Tescilli Tasarımların Hükümsüzlüğü(İptali) davası Admin Hukuk Haberleri 0 05-11-2001 16:46
Türk Vergi Hukukunda Mal Beyanında Bulunmama Fiili Ve Hapsen Tazyik Yaptırımı Admin Hukuk Haberleri 0 11-08-2000 20:07


THS Sunucusu bu sayfayı 0,07797003 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.