Boşanma Kararında Taşınır Devri Beyanı Tespitinin İcra Edilebilirliği

Meslektaşlarım merhaba,

Boşanma davası karar duruşmasında koca (karı-koca terimlerini kullanacağım kısa ve anlaşılır olması açısından), 34---- plakalı aracını karısına devredeceğini beyan ediyor ve bu beyanı hakim tarafından ... beyanının tespitine diye karara geçiyor. Şimdi koca aracı devretmeyip satmaya çalışıyor. Müvekkil kadın da aracın kendine devrini istiyor.

Şu an için devrine ve tesciline denmediği için icrai bir karar yok bildiğim kadarıyla ve bu tespitin icrai hale getirilmesi gerekiyor. Bunun için hangi mahkemede ne davası açmamız gerek acaba? Arabuluculuk tutanağı gibi Sulh Hukuk Mahkemesinde icra edilebilirlik şerhi mi almalıyız? Yardımcı olursanız sevinirim. İyi çalışmalar dilerim

Otomobilin mülkiyetinin devri hakkında bir vade belirtilmediğinden kararın icra edilemeyeceği açıktır. Bu konuda aile mahkemesinde, (Trafik kaydının tescili işlemi idari bir işlem olup tescil kararı verilemeyeceğinden) ihtiyati tedbir talepli olarak ,otomobilin mülkiyetinin müvekkile ait olduğunun tespiti davasının açılması gerekir. Bu karar ile Trafik Şb.since gerekli tescil işlemi yapılabilecektir.

Sayın meslektaşım,

Yücel Bey'in görüşüne katılmıyorum.

Öncelikle akla gelen ufak bir ihtimalden bahsetmek isterim: Mahkeme önünde sulh. Anlatımınızdan, aracın devrine ilişkin bir talebin olup olmadığı anlaşılmıyor. Bu yüzden bu seçeneği ihtimaller arasından çıkarıyorum. Zira mahkeme önünde sulh yalnızca tarafların mahkemenin önüne getirdikleri konularda yapılabilecektir.

Cevabıma geçersek: Benim değerlendirmeme göre aile mahkemesi, mülkiyetin aidiyetine ilişkin bir karar vermemiştir. Kocanın mahkemedeki beyanı zapta geçirilerek, sahteliği ispat oluncaya kadar geçerli bir belgeye aktarılmıştır. Kocanın beyanı ya boşanma karşılığı tazminat olarak ya da bağışlama olarak değerlendirilmelidir.

Bence burada yapmanız gereken, öncelikle kişiye bir ihtarname çekip vaadini gerçekleştirmesini talep etmeniz, bunun için uygun bir süre vermeniz, bunu gerçekleştirmediği takdirde sözleşmenin ifası için (bağışlamanın da bir sözleşme olduğunu unutmayınız) mahkemeye başvurmanız. Davanızı "Alacak (Bağışlama Vaadinden Kaynaklanan) şeklinde, aynen ifa talebi(aracın tescili) ve ihtiyati tedbir istemiyle genel yetkili mahkemede açmanız kanaatimce daha uygundur.

Sulh ile dava neticelenmis midir? Benim anladigim burada sulh degil durusma esnasinda yapilan bir vaad var. Eger mahkemede boyle bir vaadde bulunulduysa ve sulh kapsami disinda mahkemedeki beyani tescil icin yeterli kabul edilebilir mi? Sonucta arac devri resmi sekle bagli. Sulha bagli olmadan salt beyan tescile sebeiyet verir mi?

Ayrica,

Alıntı: Yazan Burak Atak Zira mahkeme önünde sulh yalnızca tarafların mahkemenin önüne getirdikleri konularda yapılabilecektir. (bağ

313/3e göre Dava konusunun dışında kalan hususlar da sulhun kapsamına dâhil edilebilir.

Alıntı: Yazan Mehmet Mustafa ÖZÜNVER Sulh ile dava neticelenmis midir? Benim anladigim burada sulh degil durusma esnasinda yapilan bir vaad var. Eger mahkemede boyle bir vaadde bulunulduysa ve sulh kapsami disinda mahkemedeki beyani tescil icin yeterli kabul edilebilir mi? Sonucta arac devri resmi sekle bagli. Sulha bagli olmadan salt beyan tescile sebeiyet verir mi? Ayrica, 313/3e göre Dava konusunun dışında kalan hususlar da sulhun kapsamına dâhil edilebilir.

Sayın meslektaşım, hatamı düzelttiğiniz için çok teşekkür ederim.

Bağışlama vaadi TBK md. 288'de düzenlenmekte. Duruşma tutanağında kabul beyanı yer almadığı için burada susmanın kabul beyanı olarak nitelendirilip nitelendirilmeyeceği ve bağışlama vaadinin kabulü bambaşka hukuki sorunlar.

Nihayetinde, duruşma tutanağındaki beyanın icra için -hem pratikte hem de teoride- yeterli olmadığını düşünmekteyim. Önceki yorumumda söylediğim bağışlama vaadinin yerine getirilmemesinden dolayı alacak davası açılması gerektiğine dair görüşümü hâlen korumaktayım.