Boşanma davasında bir buçuk yaşındaki bebeğin velayeti

Merhaba meslektaşlarım vaktini ayırıp tecrübelerini paylaşacak meslektaşlarıma şimdiden çok teşekkür ediyorum.

Müvekkil erkek eş; kadın eşin sorumsuz davranışları, ev işleriyle hiç ilgilenmemesi ve 2020 yılında dünyaya gelen müşterek çocuklarını emzirmek istememesi, bebeğin bakımını üstlenmemesi üzerine tartışmalar yaşamış ve kadın eşin psikolojik problemleri olduğunu düşündüğünden eşini psikoloğa götürmek istemiş fakat kadın eşin gitmemekte direnmesi ve müvekkilin bebeğinin sağlığından ve güvenliğinden endişe etmesi üzerine jandarmaya başvurarak devlet eliyle eşinin tedavisini sağlamak istemiş ve 6284 Sayılı Kanun gereğince kadın eş aleyhine önleyici uzaklaştırma tedbir kararı aldırmış. Toplamda 5 aylık bir uzaklaştırma kararı uygulanmış. Bu süre zarfında 5395 Sayılı Yasa gereği çocuk lehine koruma kararı alınmış. Sosyal İnceleme Raporu doğrultusunda 1 yıl süre ile bakım tedbiri uygulanmasına hükmedilmiş fakat Sosyal Hizmet Merkezi Müdürlüğü müvekkilin bebeği ile özverili bir şekilde ilgilendiğine kanaat getirdiğinden karara itiraz ederek hazırladıkları yeni tarihli Sosyal İnceleme Raporunu da dosyaya sunmuş. Bu rapora göre çocuğun baba ve babaanne ile duygusal bağ kurduğu, bakım tedbiri verilmesine gerek olmadığı, danışmanlık sağlık tedbiri ve sosyal ekonomik destek hizmeti verilmesinin çocuğun yüksek yararına uygun olacağı kanaatine varılmış. Ayrıca anne hakkında alınan sağlık raporu ile "klinik olarak sınırda mental retarde" yani hafif zeka geriliği tanısı ile vasi tayini gerekmediği, müşavir tayini gerektiği, mahkemece dinlenebilir olduğuna oy birliği ile karar verilmiş. Bu itiraz doğrultusunda bebek babanın bakımına bırakılmış.

Müvekkil baba, annenin düzelebileceğine ve çocuğa bakacağına dair bir umudu kalmadığından boşanmak ve velayeti almak istiyor. Fakat bebeğin bakımıyla ilgilenmek zorunda kaldığından düzenli bir işte çalışamıyor, yarım günlük yevmiye işlerine gidebiliyor ve ekonomik durumu iyi olmadığından annesi ve abisi ile yaşadıkları evin durumu da pek iyi değil.

Evlilik birliği içinde eşi ile yaşamakta iken video kaydına almış olduğu bir takım görüntüler de var. Bu kayıtlarda eşine çocuğu emzirmesini söylüyor fakat eşi tuhaf hareketler sergiliyor bir süre çocuğu emzirmiyor, çocuk ağlamasına rağmen çocukla ilgilenmiyor kucağına dahi almıyor. Bunlara ek olarak sürekli sinkaflı küfürler savuruyor.

Benim kanaatim şu an bir buçuk yaşında (19 aylık) olan bebeğin fiziksel ve ruhsal açıdan sağlıklı büyüyebilmesi adına kesinlikle velayetin babaya verilmesi gerektiği yönünde. Yargıtay 2013 tarihli bir kararında, anne ve babasında doğuştan hafif zekâ geriliği bulunduğu sosyal inceleme raporu ile belirlenen çocuğa danışman atanmasının yeterli olmayacağı gerekçesiyle, başka bir koruma önlemine hükmedilmesi gerektiğini belirtmiş. Bu karara dayanarak çocuğun velayetinin anneye verilmemesi gerektiğini savunabilir miyiz?

Boşanma davasında bu video kayıtlarını sunmamız, alınan sağlık raporu ve sosyal inceleme raporuna dayanmamız velayeti almaya yeterli olur mu?

Alıntı: Yazan avukat.fks Merhaba meslektaşlarım vaktini ayırıp tecrübelerini paylaşacak meslektaşlarıma şimdiden çok teşekkür ediyorum. Müvekkil erkek eş; kadın eşin sorumsuz davranışları, ev işleriyle hiç ilgilenmemesi ve 2020 yılında dünyaya gelen müşterek çocuklarını emzirmek istememesi, bebeğin bakımını üstlenmemesi üzerine tartışmalar yaşamış ve kadın eşin psikolojik problemleri olduğunu düşündüğünden eşini psikoloğa götürmek istemiş fakat kadın eşin gitmemekte direnmesi ve müvekkilin bebeğinin sağlığından ve güvenliğinden endişe etmesi üzerine jandarmaya başvurarak devlet eliyle eşinin tedavisini sağlamak istemiş ve 6284 Sayılı Kanun gereğince kadın eş aleyhine önleyici uzaklaştırma tedbir kararı aldırmış. Toplamda 5 aylık bir uzaklaştırma kararı uygulanmış. Bu süre zarfında 5395 Sayılı Yasa gereği çocuk lehine koruma kararı alınmış. Sosyal İnceleme Raporu doğrultusunda 1 yıl süre ile bakım tedbiri uygulanmasına hükmedilmiş fakat Sosyal Hizmet Merkezi Müdürlüğü müvekkilin bebeği ile özverili bir şekilde ilgilendiğine kanaat getirdiğinden karara itiraz ederek hazırladıkları yeni tarihli Sosyal İnceleme Raporunu da dosyaya sunmuş. Bu rapora göre çocuğun baba ve babaanne ile duygusal bağ kurduğu, bakım tedbiri verilmesine gerek olmadığı, danışmanlık sağlık tedbiri ve sosyal ekonomik destek hizmeti verilmesinin çocuğun yüksek yararına uygun olacağı kanaatine varılmış. Ayrıca anne hakkında alınan sağlık raporu ile "klinik olarak sınırda mental retarde" yani hafif zeka geriliği tanısı ile vasi tayini gerekmediği, müşavir tayini gerektiği, mahkemece dinlenebilir olduğuna oy birliği ile karar verilmiş. Bu itiraz doğrultusunda bebek babanın bakımına bırakılmış. Müvekkil baba, annenin düzelebileceğine ve çocuğa bakacağına dair bir umudu kalmadığından boşanmak ve velayeti almak istiyor. Fakat bebeğin bakımıyla ilgilenmek zorunda kaldığından düzenli bir işte çalışamıyor, yarım günlük yevmiye işlerine gidebiliyor ve ekonomik durumu iyi olmadığından annesi ve abisi ile yaşadıkları evin durumu da pek iyi değil. Evlilik birliği içinde eşi ile yaşamakta iken video kaydına almış olduğu bir takım görüntüler de var. Bu kayıtlarda eşine çocuğu emzirmesini söylüyor fakat eşi tuhaf hareketler sergiliyor bir süre çocuğu emzirmiyor, çocuk ağlamasına rağmen çocukla ilgilenmiyor kucağına dahi almıyor. Bunlara ek olarak sürekli sinkaflı küfürler savuruyor. Benim kanaatim şu an bir buçuk yaşında (19 aylık) olan bebeğin fiziksel ve ruhsal açıdan sağlıklı büyüyebilmesi adına kesinlikle velayetin babaya verilmesi gerektiği yönünde. Yargıtay 2013 tarihli bir kararında, anne ve babasında doğuştan hafif zekâ geriliği bulunduğu sosyal inceleme raporu ile belirlenen çocuğa danışman atanmasının yeterli olmayacağı gerekçesiyle, başka bir koruma önlemine hükmedilmesi gerektiğini belirtmiş. Bu karara dayanarak çocuğun velayetinin anneye verilmemesi gerektiğini savunabilir miyiz? Boşanma davasında bu video kayıtlarını sunmamız, alınan sağlık raporu ve sosyal inceleme raporuna dayanmamız velayeti almaya yeterli olur mu?

Meslektaşım merhabalar; baştan aşağı okudum yazdıklarınız. Salt burada yazılanlar ile karar vermek doğru olmaz. Ama anlattıklarınızdan yola çıkarak, velayetin babaya verilmesi doğru olur diye düşünüyorum. Zaten anlatımlarınıza göre; çocuk anne ile bir bağ da kuramamış.

Velayetin kamu düzeninden olduğunu ve hakim tarafından re'sen araştırılacağını da unutmayın derim.

Meslektaşım, bu durumda çocuğun velayetinin babaya verilmeme ihtimali oldukça düşük gözüküyor. Bebeklerin velayetlerinin anneye bırakılma nedeni, yaşları itibariyle anne şefkatine ve bakımına muhtaç olmaları. Sizin olayınızda annenin şefkat göstermediği ve çocuğun bakımıyla ilgilenmediği ortada. Baba aleyhine de bir durum söz konusu olmadığına göre velayet babaya verilmelidir. Kaldı ki bugüne kadar baba ilgilenmiş ve bir sorun yaşanmamış.

Meslektaşım, tahmin ettiğiniz gibi geçici velayet müvekkil babaya verildi. Henüz öninceleme duruşması yapılmadı.

Fakat davalı annenin durumu hiç normal değil, yüksek ihtimalle evlenirken de benzer sorunları vardı ama müvekkil anlayamamış. Hastane raporunda vasi tayini gerekmez diyor ancak ben gerektiği kanaatindeyim çünkü anlaşmalı boşanmayı anlattık boşanma ne demek diye soruyor, garip davranıyor. Avukatı yok, vasisi yok, cevap dilekçesi sunmadı.

Acaba davayı ıslah edip, öncelikle davalıya vasi tayin edilmekle evliliğin iptalini, mümkün olmaması halinde boşanma kararı verilmesini talep etsek, daha hızlı sonuç alabilir miyiz?

Sayin fks

Benzer davamizda hakim birbucuk yasindaki cocugun gecici velayetinin babaya verilmesi talebimizi reddetti. Annenin cocuga siddet uyguladigina dair ses cd sini sundugumuz halde. Anne cocugu oldurecegini soyledigi ve bu soylemi savcilik dosyasindaki ifadelerle sabit oldugu halde...
Rica etsem gecici velayetin dosyanizda babaya verildigine dair tedbir kararini paylasir misiniz... ornek olarak kullanalim...cok faydali olacaktir.

Evliliğin iptali için TMK md. 145/2 ya da 3 bulunmalı(akıl hastalığı veya sürekli bir sebeple ayırt etme gücünden yoksun bulunma). Eğer bir rapor yoksa bu durumların evlenme töreni sırasında var olduğunu ispat zor olacaktır.

Bazen kararları anlamak mümkün olmuyor. Ezbere karar veriliyor. Çocuğun zarar görmesiyle ilgili en ufak bir ihtimal varsa her türlü araştırmayı yapmalılar. Bizzat gidip evi, kadını, erkeği incelemeli. Hakimlik bu zaten. Hakimin hiçbir yetki sınırı yok konu çocuksa.

Buraya yazayım da belki okuyan hakim olur. Bir konferansta anlatılmıştı. Kocaeli'de, 4-5 yaşlarında bir çocuk annesinden şiddet gördüğü için koruma altına alınmış. Annesi ısrarla görüşmek istemiş. Psikolog da "anne şefkati" diyerek yalnız görüşmelerine izin vermiş. Sonuçta kadın çocuğu, başını taşla ezerek öldürmüş.

Alıntı: Yazan Av. Erdem Akçay Evliliğin iptali için TMK md. 145/2 ya da 3 bulunmalı(akıl hastalığı veya sürekli bir sebeple ayırt etme gücünden yoksun bulunma). Eğer bir rapor yoksa bu durumların evlenme töreni sırasında var olduğunu ispat zor olacaktır. Bazen kararları anlamak mümkün olmuyor. Ezbere karar veriliyor. Çocuğun zarar görmesiyle ilgili en ufak bir ihtimal varsa her türlü araştırmayı yapmalılar. Bizzat gidip evi, kadını, erkeği incelemeli. Hakimlik bu zaten. Hakimin hiçbir yetki sınırı yok konu çocuksa. Buraya yazayım da belki okuyan hakim olur. Bir konferansta anlatılmıştı. Kocaeli'de, 4-5 yaşlarında bir çocuk annesinden şiddet gördüğü için koruma altına alınmış. Annesi ısrarla görüşmek istemiş. Psikolog da "anne şefkati" diyerek yalnız görüşmelerine izin vermiş. Sonuçta kadın çocuğu, başını taşla ezerek öldürmüş.

Cevabınız için çok teşekkür ederim meslektaşım. Verdiğiniz örneği okurken kanım dondu. Çok şükür ki bizim olayımızda kamera görüntüleri ve sosyal inceleme raporları da dikkate alınarak geçici velayet babaya verildi, anne sadece hafta sonları belirli saatlerde karakolda görebilecek. Bizim talebimiz de Tek başına görüşmelerinin sakıncalı olacağı, mutlaka gözetim altında kişisel ilişki kurulması yönündeydi.

Kadın eş adli yardım talebinde bulunmuş, ancak avukatı görevi reddetmiş vasi atanması gerektiğine ilişkin baroya dilekçe vermiş. Bazı meslektaşlarım evliliğin iptali yoluna niye gitmedin ki deyice buradan sizlere de sormak istedim. 2021 tarihli sağlık kurulu raporuna göre anne hakkında "klinik olarak sınırda mental retarde" yani hafif zeka geriliği tanısı ile vasi tayini gerekmediği, müşavir tayini gerektiği, mahkemece dinlenebilir olduğuna oy birliği ile karar verilmiş. Evlilik ise 2018 yılında gerçekleşmiş. Mental retarde sonradan ortaya çıkabilir mi bilmiyorum, evlilik tarihinde de aynı sorunları olduğunu bu rapor ile ileri sürmemizin bir faydası olur mu?

Alıntı: Yazan Av. Hatun Olguner Sayin fks Benzer davamizda hakim birbucuk yasindaki cocugun gecici velayetinin babaya verilmesi talebimizi reddetti. Annenin cocuga siddet uyguladigina dair ses cd sini sundugumuz halde. Anne cocugu oldurecegini soyledigi ve bu soylemi savcilik dosyasindaki ifadelerle sabit oldugu halde... Rica etsem gecici velayetin dosyanizda babaya verildigine dair tedbir kararini paylasir misiniz... ornek olarak kullanalim...cok faydali olacaktir.

Meslektaşım kişisel bilgileri silip şu şekilde paylaşıyorum ama bu haliyle işinizi görür mü?

T.C.
-----
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
(AİLE MAHKEMESİ SIFATIYLA)

YAZILI YARGILAMA
TENSİP SONRASI ÖN İNCELEME
HAZIRLIK TUTANAĞI

ESAS NO : ---- Esas

HAKİM : ----
KATİP : -----

DAVACI : -----
VEKİLİ : ------
DAVALI : -----
DAVA : Boşanma (Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma (Çekişmeli))
DAVA TARİHİ : 20/04/2022

Tensip ara kararı uyarınca gelen evraklar için dosyada yapılan işlemlerin takibi ve duruşma günü verilmesi için dosya üzerinde inceleme yapılmasına karar verildiğinden gelen evrakların incelenmesine başlandı.
Davacı tarafça gider avansının yatırıldığı görüldü.
Davalı tarafa dava dilekçesinin usulüne uygun bir şekilde tebliğ edildiği, davalı tarafından cevap dilekçesi sunulmadığı görüldü.
Finike Cumhuriyet Başsavcılığına yazılan müzekkereye cevap verildiği görüldü.
Finike Asliye Hukuk Mahkemesine yazılan müzekkerelere cevap verildiği görüldü.
Mahkememiz dosyasının Sosyal İnceleme Raporu düzenlenmesi amacıyla bilirkişiye tevdi edildiği ve bilirkişi tarafından rapor tanzim edildiği görüldü.
Finike İlçe Jandarma Komutanlığına yazılan müzekkereye cevap verildiği görüldü.
Dosyanın incelenmesinden HMK.nun 137.maddesi uyarınca dilekçeler aşaması tamamlanmış olmakla ön inceleme yapılması gerektiğinden ve HMK.nun 139.maddesi uyarınca ön incelemenin duruşmalı olarak yapılması zorunlu olduğundan ön inceleme duruşması için Mahkememizce aşağıdaki ara kararları alınmıştır.
Dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
1-Taraflara iş bu ön inceleme hazırlık tutanağının tebliğine, ön inceleme duruşması için HMK'nın 139 ve 150/1.maddeleri gereğince; "Belirlenen gün ve saatte duruşmada hazır bulunmadığınız takdirde, tarafların hiçbirinin duruşmaya katılmaması veya davayı takip etmemesi durumunda, davanın 150/1 maddesi uyarınca işlemden kaldırılacağı, karşı taraf davayı takip ettiği takdirde duruşmaya yokluğunuzda devam olunacağı, sulh için gerekli hazırlığın yapılması, duruşmaya taraflardan sadece birinin gelmesi ve yargılamaya devam etmek istemesi durumunda, gelmeyen tarafın yokluğunda yapılan işlemlere itiraz edemeyeceği, davetiyenin tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde tarafların dilekçelerin gösterdikleri, henüz sunmadıkları belgeleri mahkemeye sunmaları veya başka yerden getirilecek belgelerin getirilmesi amacıyla gerekli açıklamayı yapmaları, aksi halde o delile dayanmaktan vazgeçmiş sayılacaklarına karar verileceği ihtaren bildirilir" şeklinde şerh düşülmesine, ihtarın ön inceleme duruşmasına daveti de içeren iş bu tensip zaptının tebliği ile yapılmış sayılmasına, masrafın gider avansından karşılanmasına,
2-Taraflara 6100 sayılı HMK'nın 147/2 maddesi gereğince ''belirlenen gün ve saatte geçerli özrünüz olmadan mahkemede hazır bulunmayan tarafın yokluğunda duruşmaya devam edileceği ve yapılan işlemlere itiraz edemeyeceği, tahkikatın sona erdiği duruşmada sözlü yargılamaya geçileceği, sözlü yargılama için duruşmanın ertelenmesi halinde taraflara ayrıca davetiye gönderilmeyeceği ve 150. Madde hükmü saklı kalmak kaydıyla hazır bulunmayan tarafın yokluğunda hüküm verileceği" hususunun taraflara tebliğ edilmesine,
3-HMK 140/5 maddesi uyarınca taraflara dilekçelerinde gösterdikleri, ancak henüz sunmadıkları belgeleri mahkemeye sunmaları veya başka yerden getirtilecek belgelerin getirtilebilmesi amacıyla gereken açıklamayı yapmak üzere 2 (İKİ) haftalık kesin süre verilmesine, 2 haftalık kesin süre içerisinde istenilen hususlar yerine getirilmediği taktirde, o delile dayanmaktan vazgeçilmiş sayılmasına karar verilebileceğinin ihtarına, (İHTARAT YAPILAMADI)
4-Düzenlenen bilirkişi raporu kapsamında tarafların müşterek çocukları olan ------ T.C. Kimlik Numaralı -------'in velayetinin tedbiren davacı babaya verilmesine,
5-Küçük çocuk -------'in ile davalı anne arasında arasında her hafta cumartesi ve pazar günleri 10:00-13:00 saatleri arasında, resmi bir kurumda uygun bir ortamda (karakol, polis merkezi gibi) olmak üzere bu aşamada tedbiren şahsi ilişki tesisine,
6-Düzenlenen bilirkişi raporu kapsamında çocuk hakkında 5395 sayılı kanun hükümlerinin uygulanması talep edilmekle ilgili raporun bu hususta değerlendirilme yapılmak üzere Finike Asliye Hukuk Mahkemesinin ----- Esas sayılı dosyasına ihbarına,
7-Finike Sulh Hukuk Mahkemesine müzekkere yazılarak çocuk ----- ve anne ----- hakkında herhangi bir dava dosyasının bulunup bulunmadığının bildirilmesinin istenilmesine,
8-Dava yazılı yargılama usulüne tabi olduğundan ön inceleme duruşmasının HMK.nun 137-139.maddeleri gereğince ----- günü saat -----'da yapılmasına,
Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda karar verildi.29/07/2022

Sayin fks

Ara kararina gozattigim kadariyla gecici velayet duzenlemesine rastlamadim...mumkunse dosya numarasini silmeden ozel mesajla bana iletir misiniz? Cok tesekkurler.

Alıntı: Yazan Av. Hatun Olguner Sayin fks Ara kararina gozattigim kadariyla gecici velayet duzenlemesine rastlamadim...mumkunse dosya numarasini silmeden ozel mesajla bana iletir misiniz? Cok tesekkurler.

4 numaralı bentte geçici velayete ilişkin karar ayırt etmekte güçlük yaşamış olabilirsiniz meslektaşım. Size mail olarak tekrar attım dosya numarasıyla birlikte. İnşallah olumlu bir sonuç alırsınız, iyi çalışmalar dilerim.

Sayin fks

Mail bana ulasmadi. Tekrar gonderir misiniz?

Her haftasonu kisisel iliski coktur. 15 gunde bir kisisel iliski uygundur.
Yargitay 2. H D 2016/23301 esas 2018/9756 karar

Yargitay 2. HD 2013/23100 esas 2014/12278 karar

Sayin fks
Mahkeme cocjk ile anne arasinda her hafta sonu kisisel iliski kurmus. Bu karar yerlesik yargitay kararlarina aykitidir. 2007 yilinda ths de paylastigim ve mesleki hukuk rehberinde yeralan ictihatlar arasinda da her haftasonu kisisel ilidkinin fazla olduguna dair ictihatlar vardir. Siz tedbiren velayet kararini gondererek bana yardimci oldunuz. Ben de bu yargitay kararlarini paylasarak size yardimci oluyorum. Umarim isinize yarar. Mesleki dayanisma adina guzel bir ornek olmasini dilerim. Iyi calismalar.

Alıntı: Yazan Av. Hatun Olguner Sayin fks Mahkeme cocjk ile anne arasinda her hafta sonu kisisel iliski kurmus. Bu karar yerlesik yargitay kararlarina aykitidir. 2007 yilinda ths de paylastigim ve mesleki hukuk rehberinde yeralan ictihatlar arasinda da her haftasonu kisisel ilidkinin fazla olduguna dair ictihatlar vardir. Siz tedbiren velayet kararini gondererek bana yardimci oldunuz. Ben de bu yargitay kararlarini paylasarak size yardimci oluyorum. Umarim isinize yarar. Mesleki dayanisma adina guzel bir ornek olmasini dilerim. Iyi calismalar.

Yargıtay kararları ve güzel dilekleriniz için çok teşekkür ederim meslektaşım. İyi çalışmalar dilerim.

Islah ile evliliğin Butlan nedeniyle geçersizliğini dosyaya kazandırabilir miyiz? Hakim bu ayrı bir konu. Yeni bir dava açmanız gerekir demez mi? Doğrusu merak ettim.

Alıntı: Yazan AHMET01 Islah ile evliliğin Butlan nedeniyle geçersizliğini dosyaya kazandırabilir miyiz? Hakim bu ayrı bir konu. Yeni bir dava açmanız gerekir demez mi? Doğrusu merak ettim.

İlk başta davayı açarken; öncelikle evliliğin iptaline, mümkün olmaması halinde evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına karar verilmesini talep edebilirdim. Yani terditli olarak açabilirdim o yüzden ıslah ile talebimi değiştirmem de mümkün diye düşündüm. Fakat evlenme tarihinde de aynı sorunların var olduğunu ispat etmem güç olur davayı uzatırım diye bu fikirden vazgeçiyorum. Şu an her şey lehimize ilerliyor, anne duruşmaya katılır da tuhaf davranışlar sergilerse ne olacak bilmiyorum.