Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Eşden habersiz cep telefonuna konuşmalarının kaydı hukuken geçerli bir delil mi?

Yanıt
Old 19-10-2006, 09:07   #1
ruze

 
Varsayılan Eşden habersiz cep telefonuna konuşmalarının kaydı hukuken geçerli bir delil mi?

Eşler dava açılmadan önce birlikte yaşarken davacı erkek eşi ile yaptıkları konuşmayı cep telefonu ile onun bilgisi ve izni olmaksızın kayda almıştır.Kadının rızsı hilafına kaydedilen bu kayıt boşanma davasında aleyhine delil olarak kullanılmak isteniyor.Bu delilin hukuki geçerliliği ne olabilir?Mahkemenin itibar edebileceği bir delil midir?
Old 20-10-2006, 15:04   #2
AVUKAT ŞÜKRAN

 
Varsayılan

Anayasa'nın 22.maddesinde herkesin haberleşme hürriyetine sahip olduğu haberleşmenin gizliliğinin esas olduğu ifade edilmiştir.5237 syl. Türk Ceza Kanunu 132.maddede haberleşmenin gizliliğini ihlal etmenin suç olduğu ifade edilmiştir.133.maddede ise kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaları taraflardan her hangi birinin rızası olmaksızın dinleyenlerin ve kayda alanların cezalandırılacağı öngörülmüştür. Dolayısıyla suç olan bir eylem sonucu elde edilen delilin hukuken geçerli bir delil olamayacağını düşünüyorum.134.maddeyi de incelemekte fayda var tabi.
Old 20-10-2006, 16:26   #3
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

HUMK.da hukuka aykırı yollarla elde edilen delillerin dikkate alınıp alınmayacağı hakkında bir düzenleme mevcut değildir. Ancak düzenlemenin olmaması her hukuka aykırı elde edilen delillin hukuk yargılamasında serbestçe ileriye sürülebileceği anlamına gelemeyeceği de açıktır.

Hâkimliğimiz sırasında ,(Kartal 2.Asliye Hukuk Mahkemesinde ) boşanma ile ilgili verdiğimiz direnme kararında :

"D
avalı kadının izni alınmadan, kendisi tarafından tutulan günlük isimli defterin içeriğinin bu davada, koca tarafından delil olarak ileri sürülemeyeceği, günlük içeriğinin davalı kadının gizlilik alanına, sırlarına dahil olduğu, davalının kişilik haklarını ilgilendirdiği, incelenmesi ve değerlendirmeye tabi tutulmasının mümkün olmadığı " tarafımızdan savunulmuş isede ,

Yargıtay Kullanılan deliller çalınmış, tehdit ya da zorla elde edilmiş ise burada hukuka aykırılık vardır. Hukuka aykırı yollardan elde edilmemiş deliller ise yasak bir delil olarak değerlendirilemez. Boşanma davası zaten kişilerin özel yaşamını ilgilendiren bir davadır. Özel hayatın gizli alanları, özel hayatın gizli alanını ilgilendiren delillerle ispat edilebilir. Diyerek kadına ait günlüğün kendisinin izni olmadan koca tarafından elde edilip mahkemeye sunulmasını hukuka aykırı yoldan elde edilen bir delil saymamıştır. Ayrıca kararda eşe ait telefon konuşmasının izin almadan kayda alınması veya sesinin yükseltilerek tanığa dinletilmesi gibi olayların da hukuka aykırı delil sayılmayacağına dair bilimsel görüşlere yer verilmiştir.


Yargıtayın bu görüşüne göre telefon ses kayıtlarının boşanma davasında hukuka aykırı bir delil sayılmayacağını (ikrar , kesin hüküm, senet ve yemin ) şeklindeki kesin delillere dahil olmadığından, takdiri delil olarak değerlendirilebileceğini düşünüyorum.

Saygılarımla .


T.C.

YARGITAY

HUKUK GENEL KURULU

E. 2002/2-617

K. 2002/648

T. 25.9.2002

• BOŞANMA DAVASI ( Taraflar Arasında Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsıldığı İddiasıyla )

• EVLİLİK BİRLİĞİNİN TEMELİNDEN SARSILMASI NEDENİYLE BOŞANMA DA
VASI

• ORTAK YAŞANILAN EVDE BULUNDURULAN NOT DEFTERİ ( Ortak Yaşanan Evde Bulundurulan Not Defterinin Elde edilmesinde Hukuka Aykırılık Bulunmaması )

• ŞİDDETLİ GEÇİMSİZLİK ( Taraflar Arasında Ortaya Çıkan Geçimsizliğin Davalı Kadının Evi Terketmesiyle Net
icelenmesi )

• GÜNLÜK TUTULMASI ( Ortak Yaşanan Evde Bulundurulan Not Defterinin Elde Edilmesinde Hukuka Aykırılık Olmaması )

• GÜNLÜK DEFTERİNİN DELİL NİTELİĞİ ( Uyuşmazlığın Davalı Tarafından Tutulan Günlük İsimli Defterin Delil Niteliğinde Değerlendirilip Değerlendirilemeyeceği Noktasında Olması )

• ÖZEL HAYATIN GİZLİLİĞİ ( Özel Hayatın Gizli Alanını İlgilendiren Davalıya Ait Hatıra Defterinin Delil Olarak Değerlendirilebilmesi )

1412/m.254

743/m.134

ÖZET : Ortak yaşanan evde bulundurulan not defterinin elde edilmesinde, hukuka aykırılık yoktur. Hukuka aykırı olarak elde edilen delilin değerlendirilmesi konusunda Medeni Usul Hukukunda da geçerli olan dürüstlük kuralı esas alınarak karar verilmeli ve bu konuda her somut olayda değerlendirme yapılmalıdır. Bu konuda ihlal edilen kanun hükmü ile ispatlanmak istenen menfaat arasında amaca uygunluk hususu da esas alınmalıdır. Diğer taraftan gizli şekilde ele geçirilen tüm deliller hukuka aykırı delil olarak değerlendirilmemelidir. Örneğin, bir telefon görüşmesinde, telefondaki ses yükseltici veya ikinci bir dinleme aleti sayesinde tarafların söylediklerinin duyulması sonucu yapılan açıklamalar ve bu konudaki tanıklık geçerli olmalıdır.

DAVA : Taraflar arasındaki evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayanan boşanma” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Kartal Asliye 2. Hukuk Mahkemesinde davanın reddine dair verilen 26.4.2001 gün ve 2000/163 Esas, 2001/262 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 2.Hukuk Dairesinin 9.11.2001 gün ve 2001/14984 Esas, 2001/ 15615 Karar sayılı ilamı ile;

( ...Yapılan soruşturma, toplanan delillerle davacının davalıyı dövdüğü ifadeler ve günlük birlikte değerlendirildiğinde davalının da güven sarsıcı davranışlar içinde olduğu anlaşılmaktadır. Bu halde, taraflar arasında müşterek hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davacı dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, boşanmaya karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile davanın reddi doğru bulunmamıştır... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

KARAR : Dava, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayanan boşanma istemine ilişkindir.

Davacı, taraflar arasında son zamanlarda çıkan geçimsizliğin, davalı kadının evi terketmesiyle neticelendiğini ve geçimsizlikte kusurun davalıda olduğunu belirterek, şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanmalarına karar verilmesine istemiş; davacı vekili 28/11/2000 tarihli delillerin ibrazına ilişkin dilekçesinde, evlilik birliği devam ederken davalı kadının kayınbiraderi A. İle yaşadığı yasak ilişkiyi ortaya koyan günlük isimli defteri mahkemeye ibraz edeceğini, olayın tanıklarca da ifade edileceğini, bu ilişkinin ortaya çıkmasından sonra şiddetli geçimsizliğin başladığını iler
i sürerek, davalı tarafından yazılan defteri 7/12/2000 tarihli duruşmada belli ibraz etmiştir.

Davalı, taraflar arasındaki geçimsizlik kusurunun davacıda olduğunu, davacı ile 1990 yılından 1995 yılına kadar gayriresmi birlikte yaşadıklarını, müşterek çocuk C.M.’nin doğumundan sonra 1995 yılında resmen evlendiklerini, henüz 15 yaşında iken kendisini kaçırmak suretiyle evlenen davacının, müşterek yaşamda da zor kullanmayı sürdürdüğünü, 27/2/2000 günü evde kavga çıkaran davacının şiddet kullandığını, aynı gece kayınbiraderinin yanına sığındıktan sonra ertesi gün dövüldüğüne dair rapor aldığını savunarak reddini istemiş; Günlüğün ibraz edildiğini 7/12/2000 günlü duruşmada davalı vekili inceleyip beyanda bulunacaklarını bildirmiş ve müteakip duruşmada günlük müvekkilimin kişisel bir eşyasıdır. Onun izni olmadan delil olarak verilmesini kabul etmiyorum şeklinde bulunmuş, zaptı imzalamıştır.

Yerel mahkemece; dinlenen davacı tanıkları Z.A., Ş. İ. ve Ö.A.’in açık ve kesin bilgilerinin mevcut olmadığı; davalı tanıkları F.K. ve G.K.’nın davalının savunmasını doğrular maiyette davacı kocanın davalıya hakaret edip dövdüğünü bildirdiği, davacı tanıklarının beyanından davalı kadının aile birliğine sadakatsizlikte bulunduğuna dair bir sonuca varılması imkanının görülmediği ve iddianın aksine, davacının kusurlu davranışlarının bulunduğu” gerekçesiyle davanın reddine dair verdiği karar, Özel dairece yukarıda açıklanan gerekçe ile bozulmuştur.

Yerel mahkeme, davalı kadının izni alınmadan, kendisi tarafından tutulan “günlük” isimli defterin içeriğinin bu davada, koca tarafından delil olarak ileri sürülemeyeceği, günlük içeriğinin davalı kadının gizlilik alanına, sırlarına dahil olduğu, davalının “kişilik haklarını” ilgilendirdiği, incelenmesi ve değerlendirmeye tabi tutulmasınınmümkün olmadığı; Tek başına tanık beyanlarının da davacı savını kanıtlamadığı, davacı kocanın davalı kadını döverek ağır kusur içinde olup davalıya yüklenecek herhangi bir kusurun varlığı ispatlanamadığı gerekçesiyle direnme kararı vermiştir.

Uyuşmazlık; davalı kadının güven sarsıcı davranışlar içerisinde bulunup bulunmadığı, sözü edilen davranışların ispatı ile ilgili olarak davalı tarafından tutulan “GÜNLÜK” isimli defterin delil niteliğinde değerlendirilip değerlendirilemeyeceği noktalarındadır.

Yargılama sırasında tanıklardan Ş.İ.; Davalı kadının kendisine” kocam beni kayınbiraderim A. ile birlikte yakaladı artık eşi ile bir araya gelemeyeceklerini” söylediğini, kardeşi A. ile davalı kadının ilişkisinin bulunduğunu davacıdan ve komşularından da duyduğunu, ifade etmiştir.

Yukarıda aksi kanıtlanmayan tanık anlatımına göre davalı kadın, kayınbiraderi A.’e ilgi duyduğunu ve bu duyguları nedeniyle eşiyle olan müşterek hayatı yürütemeyeceğini, kendisinin de boşanma isteğini bir kısım tanıklara açıklamıştır.

Davalı tarafından tutulan “günlük” defterinin delil olarak değerlendirilip, değerlendirilemeyeceği konusu gelince;

“Zehirli ağacın meyveleri” olarak ifade edilen hukuka aykırı olarak elde edilen delillerin değerlendirilmesi konusunda Medeni Usul Hukukunda açık bir düzenleme bulunmamaktadır.
Öncelikle konuyu öğreti bakımından incelemekte yarar vardır.

Berkin, usulsüz veya kanunsuz yahut hukuka aykırı yoldan elde edilmiş delile dayanılarak hüküm verilemeyeceği görüşündedir. Yazara göre, posta memuru ile anlaşarak ele geçirilmiş ve mahkemeye sunulmuş olan başkalarına yazılmış mektupların veya evli erkeğin ilişki kurduğu ve ileride evlenmek istediği kadına yazdığı mektupların çalınarak boşanma davasında delil olarak kullanılması caiz değildir” görüşünü ileri sürmüştür.
( Bkz.Prof.Dr.Berkin N. Tatbikatçılara Medeni Usul Hukuku Rehberi İst. S.734 ).

Üstündağ “hukuka aykırı yollardan elde edilmiş olan delillerin değerlendirilmesi konusunda usul kanunumuzda bir hüküm bulunmadığını belirtmekte, kitabının bir başka yerinde “sesin gizlice banda alınması halinde buna daha sonra bir ispat vasıtası olarak dayanmanın mümkün olduğunu açıklamaktadır. Örnek olarak Alman Mahkemesinin kararına göre, insan seslerinin konuşanın muvafakati olmaksızın tespiti kişilik haklarınabir saldırı olmakla beraber, gizli ses almayı haklı kılan nedenlerin mevcudiyeti halinde bu şekilde bir tecavüze müsaade edilmesi gerektiğinin kabul edildiğini belirtmektedir. Alman Mahkeme kararına esas teşkil eden olayda evli kadın, kocasına defalarca hakaret etmiş ve bütün bunları a mahkemede inkar edeceğini de ilave etmiştir. Bunun üzerine koca açmayı tasarladığı boşanma davası için bu sahneleri teybe almıştır ( Bkz. Prof.Dr. Üstündağ S. Medeni Yargılama Hukuku C.1-II, İst.2000 S.627 ve 762 ).

Prof. Dr.Pekcanıtez’e göre, kişilik haklarının, özel yaşam alanı ve sır alanının ihlali sonucu elde edilen teyp bandı, fotoğraf, çalınmış veya el konulmuş aşk mektupları delil olarak değerlendirilemez. Hukuka aykırı olarak elde edilen delilin değerlendirilmesi konusunda Medeni Usul Hukukunda da geçerli olan dürüstlük kuralı esas alınarak karar verilmeli ve bu konuda her somut olayda değerlendirme yapılmalıdır. Bu konuda ihlal edilen kanun hükmü ile ispatlanmak istenen menfaat arasında amaca uygunluk hususu da esasalınmalıdır. Diğer taraftan gizli şekilde ele geçirilen tüm deliller hukuka aykırı delil olarak değerlendirilmemelidir. Örneğin, bir telefon görüşmesinde, telefondaki ses yükseltici veya ikinci bir dinleme aleti sayesinde tarafların söylediklerinin duyulması sonucu yapılan açıklamalar ve bu konudaki tanıklık geçerli olmalıdır. Kişilik hakkının ihlali sonucu elde edilen delilin kullanılmasına hakkı ihlal edilen kişi izin verirse bu delil mahkemece kullanılabilir
( Pekcanıtez/Atalay/Özekes, Medeni Usul Hukuku, 2.Bası, Ankara 2001/s. 390 vd. )

Hukuka aykırı elde edilen delillerin değerlendirilmesi konusunda Medeni Usul Hukukunda açık bir yasa hükmü olmadığı halde, Ceza Yargılamaları Usulü Yasasında açık düzenleme yapılmıştır. Bu yasanın ( CMUK ) 254/2.maddesinde “koğuşturma makamlarının hukuka aykırı şekilde elde ettikleri deliller hükme esas alınamaz.” denilmiştir. Burada söz geçen hukuka aykırılıklardan birisi de Özel hayata yapılan haksız müdahaledir. Ancak özel hayatın gizli alanı dediğimiz ve sadece bireyi ilgilendiren alanın hiçbir şekilde müdahale edilemeyecek alandır. Örneğin kişinin cinsel yaşamı böyledir. Hayatın bu gizli alanı ihlal edilerek bir delil elde edilmiş ise, bunu, kim, nasıl ve hangi amaçla elde etmiş olursa olsun söz konusu delil Ceza Mahkemesinde delil olarak kullanılamaz. Zira hayatın gizli alanı bir delil elde etme yasağı teşkil eder. ( Öztürk, B.Yeni Yargıtay Kararları Işığında Delil Yasakları, Ank. 1995, S.116 vd. ).

Not Defteri ile Hıristiyan kültüründe çok önemli yer turan Günlüğün özelliklerine değinmekte yarar vardır. Günlük, Hıristiyan Kültürünün bir parçasıdır ve içinde insanın iç dünyasını ilgilendiren son derece gizli ve özel hayatın dokunulmaz alanı oluşturan bilgiler yer alır. Günlüğü tutan kişi yaşadığı günün değerlendirilmesini, vicdani muhasebesini yapar ve bunları Günlüğüne yazar. örneğin sevdiği kızla evlenmeden cinsel ilişkiye girip girmediğini, cinsel tercihlerini yazar. Kiliseye günah çıkarmaya giderken Günlüğünü beraberinde götürür. Bu günlükte özel hayatın gizli bilgileri yer alır. Somut olayda davalı tarafından tutulan not defterinin anlatılan günlük ile bir ilgisi bulunmadığı açıktır. Not defterinin Ceza Yargılamasında delil olarak kullanılmasında herhangi bir sakınca bulunmamaktadır ( Öztürk a.g.e. S.118 vd. ).

Somut olayda, tarafların birlikte yaşadığı evde evi terk ettikten sonra kilitli olmayan yerden elde edilip mahkemeye sunulan zor ve tehdid ile ele geçirildiği savunulmayan ve davalı tarafından tutulduğu tartışmasız olan bir yaprağında davacının kardeşi A.’ın resmi bulunan be içinde “aşkım neredesin, neden gelmedin, sensiz bir saat sene gibi iken koskoca bir gece uzun ve karanlık, bir tanem seni özledim, ne olur gel... ( AŞKIM ) şu anda aklımdan geçenleri ve yüreğimin sesini bir bilebilsen seni ne kadar sevdiğimi o zaman, ...sensiz olamayacağımı anlayacaksın bir tanem... sen yanımda olmayınca kendimi savunmasız ve çaresiz hissediyorum... ne olurdu gitmese idin, biliyorum bana ceza verdin, sevgilinle görüşmene izin vermediğinden, ama paylaşamam seni asla... sana hiçbir zaman isteyerek ihanet etmedim... seni özledim... ölmek istiyorum... aldatmak çok ağır geliyor... “ ( 30/1/2000 saat 03.10 ) “Bana doğum günü hediyen çok acı oldu... sensizim ve acı doluyum... aşkım ne olur ara beni alkolün esiri oldum... seni beklediğin halde aramıyorsun... artık resminle konuşuyorum... ( 03/02/2000 saat:02.20 ) “seni seviyorum sır küpü çocuk” Yazıları bulunan defterin yukarıda anılan görüşler doğrultusunda delil olup olmadığının değerlendirilmesine gelince;

Öncelikli olarak hayatın gizliliğinin korunması esas olmalıdır. Ancak somut olayın özelliği bu genel görüşten ayrılmayı gerektiren istisnalar içermektedir. Kullanılan deliller çalınmış, tehdit ya da zorla elde edilmiş ise burada hukuka aykırılık vardır. Hukuka aykırı yollardan elde edilmemiş deliller ise yasak bir delil olarak değerlendirilemez. Boşanma davası zaten kişilerin özel yaşamını ilgilendiren bir davadır. Koca eşi ile birlikte yaşadıkları mekanda ele geçirdiği eşine ait fotoğrafları, not defterini veya mektupları mahkemeye delil olarak verirse, bu deliller hukuka aykırı yollardan elde edilmediğinden mahkemede delil olarak değerlendirilir. Aynı evde yaşayan kadın, kocanın bu delilleri ele geçirilebileceğini bilebilecek durumdadır. Kocanın yatak odasındaki bir dolabın içinde yada yatağın altında kadın tarafından saklanan bir not defterini ele geçirmesi, bu mekanın eşlerin müşterek yaşamlarını sürdürdüklerini bir yer olduğundan kadın gizli mekan kabul edilemez. Hiç kimse evindeki bir mekanda bulduğu bir delili hukuka aykırı yollardan ele geçirmiş sayılamaz.
Diğer taraftan özel hayatın gizli alanları, özel hayatın gizli alanını ilgilendiren delillerle ispat edilebilir. Nasıl ki, kadın başka bir erkekle müşterek hanedeki yatak odasında sevişirken koca tarafından kapı kırılarak içeri girilmesinde hukuka aykırılıktan söz edilemezse, ortak yaşanan evde bulunduran not defterinin elde edilmesi de hukuka aykırı olarak değerlendirilemez.

Eşlerin evliliğin devamı süresince birbirlerine sadık kalmaları yasal bir zorunluluktur. Kadının bu konulardaki özel yaşamı, evlilik ile bir araya geldiği hayat arkadaşı kocayı da en az kadın kadar ilgilendirmektedir. Bu nedenle de davalıya ait hatıra defterinin delil olarak değerlendirilmesinde kuşkuya düşmemek gerekir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, dinlenen tanıkların anlatımlarına, davalı kadın tarafından tutulan not defterinin içeriğine göre, davalı kadının evlilik birliği içinde davacı kocaya karşı sadakatsiz davranışlarda bulunduğu, bu davranışları nedeniyle davacıya nazaran daha ağır kusurlu bulunduğu, tarafların karşılıklı eylemleri nedeniyle müşterek hayatın temelden sarsıldığı, evlilik birliğinin devamına imkan kalmadığı anlaşıldığından bu gerekçelere ve özel dairenin bozma ilamındaki nedenlere göre bozma ilamına uyulması gerekirken eski kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırı bulunduğundan, direnme kararının bozulması gerekmiştir. (KAZANCI)

Old 20-10-2006, 16:37   #4
Ersin KUŞ

 
Varsayılan

Ceza hukuku açısından değerlendirecek olursak sayın Şükran hanıma kesinlikle katılıyorum,yasadışı elde edillen ses kaydı yasak delil kapsamındadır ve hükme esas alınamaz.
Ancak,dava hukuk davası ise iş değişir ve HUMK ilkeleri uygulanır.Bu ilkelerden bir tanesi de "delil serbestisi" ilkesidir.HUMK'da delil yasağı yoktur,herşey delil olabilir.
Ancak ses kaydı takdiri delildir, tek başına delil kabul edilerek hükme esas alınamaz,yan delillerle desteklenmesi gerekir.Tanık delili vs.
Sonuç olarak,habersiz cep telefonuna konuşmaların kaydı hukuken geçerli bir delildir ve başkaca delillerle de desteklendiği takdirde hükme esas teşkil edebilir.

Şükran Hanım'a saygılar sunarım...
Old 10-12-2010, 11:51   #5
Av. Hasan ATAM

 
Varsayılan

Yücel Kocabaş üstadıma bu doyurucu açıklamasından dolayı teşekkür ederim. Açıklamaları benzer olan davamıza fazlasıyla ışık tuttu
Old 10-12-2010, 12:00   #6
Av.Ömer Güntay

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Hasan ATAM
Yücel Kocabaş üstadıma bu doyurucu açıklamasından dolayı teşekkür ederim. Açıklamaları benzer olan davamıza fazlasıyla ışık tuttu

Değerli meslektaşım, Av.Habibe Yılmaz Kayar Hanımefendi tarafından açılan tatışmayı da aşağıdaki bağlantıdan incelemenizi öneririm. Ben de naçizane orada şöyle demiştim:

"Hukuksal olarak aynı kanıdayım. Boşanma yargılamalarında bu tür yöntemlerle elde edilen taraf delillerinin kabul edilmesi, genelgeçerlik kazanması çok tehlikeli toplumsal ve hukuki sonuçlar verir; bunun hukuk devletine ve hukukla bağlı toplum idealine hizmet etmeyeceği aşikardır. Boşanma davası süren tarafları delil toplamak uğruna hukuka aykırılığa teşvik edeceği gibi, mutsuz evlilikleri olan kişileri muhtemel davaları için hukuka aykırı yöntem ve kişilere itecektir. Dava malzemesi denilen delilleri çoğu zaman taraflar bildirir ve toplar; ancak bunların davaya müessir ve hukuki olup olmadığını da yargıç gözetmekle yükümlüdür. Bu dava ve karar bu kabil bir karar olmakla yargıcın yasal dayanak ve gerekçe olarak isabetli karar kıldığını düşünüyorum."

Yargıcın bu ödevi için HUMK.'da açık hüküm aramaya da hacet yoktur kanımca. Hüküm, Anayasa madde 2'de, TMK.m.2 ve 4'de ve nihayet HUMK.m.76'da bulunmaktadır. Saygılarımla.

http://www.turkhukuksitesi.com/showt...832#post431832
Old 10-12-2010, 12:33   #7
ATARAS

 
Varsayılan

Sayın Meslektaşım,

Bir yıl önce sonuçlanan bir boşanma davasında benzer bir olayı yaşadık. Davalı koca, eşinden habersiz biçimde telefon görüşmelerini kaydetmiş. Mahkeme, bu delilleri değerlendirmedi. Yargıtay, telefon görüşmelerinin çözümlemesinin yaptırılmasını ve ondan sonra delillerin değerlendirilmesini belirterek kararı bozdu. Mahkeme bozmaya uyarak görüşmeleri çözümletti. İyi Çalışmalar...
Old 10-12-2010, 12:47   #8
Av.Ömer Güntay

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan ATARAS
Sayın Meslektaşım,

Bir yıl önce sonuçlanan bir boşanma davasında benzer bir olayı yaşadık. Davalı koca, eşinden habersiz biçimde telefon görüşmelerini kaydetmiş. Mahkeme, bu delilleri değerlendirmedi. Yargıtay, telefon görüşmelerinin çözümlemesinin yaptırılmasını ve ondan sonra delillerin değerlendirilmesini belirterek kararı bozdu. Mahkeme bozmaya uyarak görüşmeleri çözümletti. İyi Çalışmalar...

Uygulamanın birkaç örnek karar hariç, beklentimiz yönünde olmadığını da, sizin de belirttiğiniz karar gibi, ifade etmek gerekir. Saygılarımla.
Old 10-12-2010, 20:01   #9
BaharB

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan ATARAS
...Yargıtay, telefon görüşmelerinin çözümlemesinin yaptırılmasını ve ondan sonra delillerin değerlendirilmesini belirterek kararı bozdu...

T.C.K.da telefon görüşmesini yapan kişilerden birisinin görüşmeyi kaydetmesi suç olarak tanımlanmamaktadır. Suç olan, bu kaydın alenen ifşa edilmesidir.
Yukarıda belirtilen Yargıtay kararı burada yayınlanırsa önemli bir kaynak olacaktır.
Old 24-10-2011, 12:26   #10
Av.Ömer Güntay

 
Varsayılan

HUMK.de olmayan ve fakat HMK.de bulunan yeni bir hüküm, 2. fıkra...

Alıntı:
Yazan HMK.
İspat hakkı

MADDE 189- (1) Taraflar, kanunda belirtilen süre ve usule uygun olarak ispat hakkına sahiptir.

(2) Hukuka aykırı olarak elde edilmiş olan deliller, mahkeme tarafından bir vakıanın ispatında dikkate alınamaz.

(3) Kanunun belirli delillerle ispatını emrettiği hususlar, başka delillerle ispat olunamaz.

(4) Bir vakıanın ispatı için gösterilen delilin caiz olup olmadığına mahkemece karar verilir.
Old 26-07-2012, 00:37   #11
phantomagony

 
Varsayılan

Ceza yargılamasında müvekkilim x tl tarafımıza verdiğini bunu da telefon konuşmalarının kaydedilmesi sureti ile ispatlayacağını ve bu bedel ödenmesine rağmen gereğinin yapılmadığını iddia ederek hakkımızda savcılık ve baro şikayet yoluna başvuracağını iddia etmekte.. ancak iddia edilen bedel hiçbir zaman alınmadığı gibi iftira niteliğindeki bu beyanla üstelik bir de tazminat davası açmakla tehdit emekte..yapılan telefon görüşmelerinde iddia edilen bedelin tarafımızca alındığına dair herhangi bir beyan olmadığı gibi, şayet böyle bir kayıt var ve bu mahkemede bir şekilde kullanılacak ise, Mahkemeden TCK md 134 ve devamı maddelerinin müştekilerce ihlal edilmek surtiyle aleyhine re'sen soruşturma yapılmasına karar verilmesini talep eder isem sonuç nasıl olur??

Cevaplarınız için şimdiden teşekkürler...
Old 26-07-2012, 08:49   #12
avmurat

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan phantomagony
Ceza yargılamasında müvekkilim x tl tarafımıza verdiğini bunu da telefon konuşmalarının kaydedilmesi sureti ile ispatlayacağını ve bu bedel ödenmesine rağmen gereğinin yapılmadığını iddia ederek hakkımızda savcılık ve baro şikayet yoluna başvuracağını iddia etmekte.. ancak iddia edilen bedel hiçbir zaman alınmadığı gibi iftira niteliğindeki bu beyanla üstelik bir de tazminat davası açmakla tehdit emekte..yapılan telefon görüşmelerinde iddia edilen bedelin tarafımızca alındığına dair herhangi bir beyan olmadığı gibi, şayet böyle bir kayıt var ve bu mahkemede bir şekilde kullanılacak ise, Mahkemeden TCK md 134 ve devamı maddelerinin müştekilerce ihlal edilmek surtiyle aleyhine re'sen soruşturma yapılmasına karar verilmesini talep eder isem sonuç nasıl olur??

Cevaplarınız için şimdiden teşekkürler...

Bunu mahkemeden beklemenize gerek yok.Böyle bir durumda siz de şikayetçi olarak soruşturma sürecini başlatabilirsiniz. Bununla birlikte, karşı tarafın bu delili de ceza yargılamasında dikkate alınmayacaktır. Yasal yollardan yani CMK'daki prosedürler takip edilerek yapılan dinleme kayıtlarını bile Yargıtay, başakaca delil olmaması halinde tek başına delil kabul etmezken, yasaya aykırı yapılan kaydı evleviyetle kabul etmeyecektir.Ayrıca, CMK m.217:
DELİLLERİ TAKDİR YETKİSİ
MADDE 217. (1) Hâkim, kararını ancak duruşmaya getirilmiş ve huzurunda tartışılmış delillere dayandırabilir. Bu deliller hâkimin vicdanî kanaatiyle serbestçe takdir edilir.

(2) Yüklenen suç, hukuka uygun bir şekilde elde edilmiş her türlü delille ispat edilebilir.
Old 01-02-2013, 11:16   #13
centurion

 
Varsayılan

Değerli meslektaşlarım,

Kişinin kendi görüşmelerini kaydetmesi ve bunların hukuka uygunluğu ile ilgili meslektaşlar arasında geçerli bir duruş olmadığını görüyorum.

Gerek İngilterede gerekse ABD'de gerek diğer ülkelerde kişinin kendi konuşmalarını karşısındaki bireyin bilgisi dışında kendi kullanımı için kaydetmesi, kendi kullanmı amacıyla olması şartıyla, yasaldır. Hatta bu işlemi bedel karşılığı yapan ve kullanıcıya internet üzerinden hizmet sunan firmalar bile mevcuttur.

TCK 132 ve 133 maddelerinden de bunun aksi bir anlam çıkartmak mümkün değildir. Kişiyi doğrudan ilgilendiren ve özel alanına giren bir hususa ait konuşmanın HAKİKATIN tespiti için yasal merciler önüne kullanılmasını hukuka aykırı olarak nitelendirmek ne akılcı nede adil bir yaklaşım olamaz.

Meslektaşlarımızın bu konuda daha duyarlı yaklaşması ve haklar arasındaki dengenin iyi sentez edilmesi gerektiğini düşünüyorum.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Eşten habersiz kooperatif hissesinin devri ruze Meslektaşların Soruları 2 22-12-2006 10:45
Bağ-Kur , Yaşlılık aylığının iptali, Oda Kaydı mı, Vergi Kaydı mı ? Av.Aslı Meslektaşların Soruları 1 28-11-2006 18:40
Noterde Yapılmayan Evlilik Anlaşması Geçerli Midir? mayıs Hukuk Soruları Arşivi 9 14-12-2002 15:28
Hangi Tebligat Geçerli? haydar Hukuk Soruları Arşivi 5 08-04-2002 21:19
Amerikada Evlenirsem Tc.De Gecerli Olacak Mi? yuksel artun Hukuk Soruları Arşivi 1 02-03-2002 00:23


THS Sunucusu bu sayfayı 0,07012200 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.