Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

tüketici hakem heyetine menfi tespit talebi

Yanıt
Old 25-01-2016, 09:45   #1
safaksafak

 
Varsayılan tüketici hakem heyetine menfi tespit talebi

Müvekkilim Turk Telekom ile problem yaşıyor hizmet alamıyor ,bu sebeple sözleşmesini feshediyor. Fakat karşı taraf taahhüdünüz var , taahhüdünüzü ihlal ettiniz diyerek ceza olarak fatura cıkarıyor ve icra takibine başlıyor. İcra takibi İstanbul'da acılıyor. İtiraz süreleri geçtikten sonra dosya bana geldiğinden takibe ve yetkiye itiraz edemiyorum.

Şimdi sormak istediğim konu şu, hakem heyetine menfi tespit için başvuru yapabilir miyiz? Bu durumda teminat yatırıp takibi durdurma şansımız var mıdır? Hakem heyetinden karar aldığımızda başlamış olan takiple ilgili işlem yapabilir miyiz?

Takibi durdurmamız için genel yetkili mahkemeye menfi tespit davası açıp teminatını yatırmaya karar verirsek veya borcu ödeyip istirdat davası açarsak , görevli mahkeme tüketici mahkemesi mi olacak? Tüketici davalarında ise yetkili mahkeme olarak davacı tüketicinin yerleşim yeri olan Bursada davayı açabilir miyiz?

Çünkü menfi tespit davalarında yetkili mahkeme icra takibinin başladığı yer veya davalının yerleşim yeri diyor kanunda açıkça. İstanbul'da mı Bursa'da mı acacağıma karar veremiyorum. Sizce nasıl bir yol izlemeliyim? Şimdiden teşekkürler.
Old 25-01-2016, 10:23   #2
Av.Selim Balku

 
Varsayılan

İcra takibinin kesinleştiği yerdeki Tüketici Mahkemesinde dava açmalısınız.

Tüketici benim gibi avukatsa görevsizlik kararı veriliyor. Bilginize...
Old 25-01-2016, 11:08   #3
safaksafak

 
Varsayılan

Teşekkürler. Peki Hakem heyetine başvuru yolumuz takibin kesinleşmesiyle kapanmış mı oluyor?
Old 25-01-2016, 11:35   #4
Av.Selim Balku

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan safaksafak
Teşekkürler. Peki Hakem heyetine başvuru yolumuz takibin kesinleşmesiyle kapanmış mı oluyor?

Hakem heyetine başvuramamanız usul açısından olduğunu düşünüyorum. Hakem heyetinin menfi tespit davasına usulen bakmayacağını düşünüyorum. Görevleri arasında da böyle birşey hiç okumadım, duymadım...
Old 25-01-2016, 19:21   #5
Mgulerer

 
Varsayılan

Üstadım benim de hemen hemen aynı durumda olan bir müvekkilim var ve fakat daha takibe geçilmeden taahhüt bedelini ihtirazi kayıt koyarak ödüyor. Bunun iadesi açısından hakem heyetine mi yoksa tüketici mahkemesine mi gitmeli tereddüt içerisindeyim. İstirdat nedeniyle tüketici mahkemesine gitmek daha ağır basıyor şu halde.
Old 20-12-2016, 14:19   #6
kücistan

 
Varsayılan 2016 tarihli yargıtay kararları..

DAVA : Tüketicinin Açtığı Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 13/10/2016
KARAR TARİHİ : 19/12/2016
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 19/11/2016
Mahkememizde görülmekte bulunan Tüketicinin Açtığı Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin adının ve imzasının kullanılarak davalı kurum personelleri tarafından **** kayıtlı ...... numaralı hat çıkarıldığını ve 3. kişilerce hattın kullanıldığını, hattın hizmete açılması ile fatura yansıtıldığını, müvekkilinin hat tanzim edenlerden ve kullananlardan Samsun Cumhuriyet Başsavcılığının ..... sayılı dosyası ile şikayetçi olduğunu, söz konusu suçun ön ödemeye tabi olduğundan şüpheliler tarafından suçun kabul edilerek ön ödeme yapılmasından dolayı takipsizlik kararı verildiğini, davalı kurum tarafından söz konusu fatura borcu nedeniyle İcra Müdürlüğü'nün ....... sayılı dosyası ile toplam 245,20 TL. üzerinden icra takibi başlatıldığını ve takibin kesinleştiğini, müvekkilinin söz konusu hattın varlığından haberi dahi olmayıp ismi, kimlik bilgileri ve imzası davalı kurum personeli tarafından sahte olarak hazırlandığını belirterek, İcra Müdürlüğünün ...... sayılı icra takibinin esas hakkında karar verilinceye kadar İİK. 169/2 maddesine göre teminatsız olarak durdurulmasına, müvekkilinin icra dosyasına borçlu olmadığının tespitine, davalı kurumun kötüniyetli olması nedeniyle %20'den aşağı olmamak üzere davalının kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının adına kayıtlı .... numaralı hattına ilişkin tahakkuk eden 4 adet fatura borcunun tahsili için başlatılan icra takibine davacının itirazda bulunmadığını ve takibin kesinleştiğini belirterek, davanın reddi gerektiğini beyan etmiştir.
Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 01/06/2016 tarih, 2016/9334 esas, 2016/14097 Karar sayılı "Davacı, davalı bankanın Tüccarbaşı şubesinden kredi çektiğini, kendisinden kredi tahsis ücreti adı altında 2.000,00 TL masraf alındığını, bunun geri ödenmesi için Maltepe Tüketici Sorunları Hakem Heyetine müracaat ettiğini, Tüketici Sorunları Hakem Heyetinin 10/02/2014 tarih 427 sayılı kararı ile söz konusu bedelin iadesine karar verildiğini, hakem heyeti kararına yönelik olarak İstanbul/Anadolu 1. İcra Dairesi'nin 2014/7198 numaralı dosyasından 2.000 TL asıl alacak üzerinden davalı banka hakkında takip yaptıklarını, davalının itiraz ettiğini, takibin durduğunu ileri sürerek itirazın iptalini istemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava tarihinde yürürlükte olan ve 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 68.maddesine göre; "Değeri iki bin Türk Lirasının altında bulunan uyuşmazlıklarda ilçe tüketici hakem heyetlerine, üç bin Türk Lirasının altında bulunan uyuşmazlıklarda il tüketici hakem heyetlerine, büyük şehir statüsünde bulunan illerde ise iki bin Türk Lirası ile üç bin Türk Lirası arasındaki uyuşmazlıklarda il tüketici hakem heyetlerine başvuru zorunludur. Bu değerlerin üzerindeki uyuşmazlıklar için tüketici hakem heyetlerine başvuru yapılamaz". Bu madde uyarınca değeri iki bin Türk Lirasının altında bulunan uyuşmazlıklarda ilçe tüketici hakem heyetlerine, üç bin Türk Lirasının altında bulunan uyuşmazlıklarda il tüketici hakem heyetlerine, büyük şehir statüsünde bulunan illerde ise iki bin Türk Lirası ile üç bin Türk Lirası arasındaki uyuşmazlıklarda il tüketici hakem heyetlerine başvuru zorunludur. Bu husus dava şartı olup, Tüketici Mahkemelerince re'sen dikkate alınması gerekir. Somut olayda davacı tarafından 27.12.2013 tarihinde tüketici hakem heyetine başvurulmuş ise de, tüketici hakem heyetince başvurunun kabulüne, 2.000 TL'nin tüketiciye iadesine karar verildiği, buna göre tüketici hakem heyeti kararının verildiği tarih itibariyle delil niteliğinde olduğu hususu uyuşmazlık konusu değildir. Davanın açıldığı tarih itibariyle yürürlükte olan 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun hükümlerine göre tüketici hakem heyetinin delil mahiyetinde karar verme yetkisi olmadığı gibi, 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun döneminde tüketici hakem heyetince delil mahiyetinde verilen karara karşı 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun yürürlüğe girdikten sonra tüketici hakem heyeti kararının iptali amacıyla dava açılması da mümkün değildir. Bu nitelikte alacak talepleri için talep edilen miktar tüketici hakem heyetinin görev alanına girmekte ise, tüketici hakem heyetine yeniden başvuruda bulunulması zorunludur. Tüketici hakem heyetine başvurmaksızın tüketici mahkemesinde itirazın iptaline ilişkin dava açılması mümkün değildir. Hal böyle olunca da mahkemece, uyuşmazlığın esasına girilmeksizin dava dilekçesinin dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerekirken, mahkemece; uyuşmazlığın tüketici mahkemesince çözümlenmesi gerektiği kabul edilerek ve davanın esasına girilerek hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir." şeklindeki ilamında, Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 24/03/2016 tarih, 2015/12658 esas, 2016/4521 Karar sayılı " Dava; telefon abonelik sözleşmesinden kaynaklanan menfi tespit istemine ilişkindir. Somut olayda davaya konu fatura 18.04.2013 son ödeme tarihli, 2.108,86 TL bedelli olup, eldeki menfi tespit davası, 11.06.2013 tarihinde açılmıştır. Dava tarihinde yürürlükte olan 4077 sayılı Kanunun 22/5. maddesi gereğince 2013 yılı için değeri 1.191,52 TL nin altında kalan uyuşmazlıklarda Tüketici Sorunları İlçe Hakem Heyetleri'ne başvuru zorunludur. 01.08.2003 tarih ve 25186 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Tüketici Sorunları Hakem Heyetleri Yönetmeliği'nin 5/3. fıkrasında; Büyükşehir statüsünde bulunan illerde kurulan İl Hakem Heyetlerinin, mal ve hizmet bedeli Bakanlıkça her yıl Aralık ayı içinde tespit ve ilan edilecek tutarın üzerindeki uyuşmazlıklara bakmakla görevli ve yetkili olduğu hükme bağlanmıştır.Anılan Yönetmelik hükmü gereğince; 31.12.2012 tarih ve 28514 (4. Mükerrer) sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Gümrük ve Ticaret Bakanlığının TGM-2012/2 sayılı tebliğin 1. maddesinin (b) fıkrasında, 01.01.2013 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere; Büyükşehir statüsünde bulunan illerde faaliyet gösteren İl Hakem Heyetlerinin uyuşmazlıklara bakmakla görevli ve yetkili olmalarına ilişkin parasal sınır 3.110,58 TL olarak tespit edilmiştir.Buna göre Büyükşehir statüsünde bulunan illerde, 2013 yılı itibariyle değeri 3.110,58 TL'nin altında ancak 1.191,52 TL'nin üzerinde kalan uyuşmazlıklarda İl Tüketici Sorunları Hakem Heyetleri'ne başvuru zorunludur. İl Tüketici Sorunları Hakem Heyeti'nin vereceği kararlar tarafları bağlar. Taraflar bu kararlara karşı 15 gün içinde Tüketici Mahkemesi'ne itiraz edebilirler. Hal böyle olunca mahkemece, dava değerinin İl Tüketici Sorunları Hakem Heyetine başvuruda bulunulmasını zorunlu kılan miktarda olduğu ve bu miktar için mahkemeye dava açılmasının yasa gereği mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde işin esasına girilerek davanın reddine karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı görülmüş, bu husus bozmayı gerektirmiştir." şeklindeki ilamında, yine Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 16/06/2016 tarih, 2016/8931 esas, 2016/15247 Karar sayılı " Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü........28.05.2014 tarihinden önce tüketici hakem heyetince karar verilmiş olsa bile verilen karar delil mahiyetinde olduğundan, 28.05.2014 tarihinden sonra 2.973,80 TL alacak için yeniden tüketici hakem heyetine başvuru zorunludur. Hal böyle olunca da mahkemece, uyuşmazlığın esasına girilmeksizin dava dilekçesinin dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerekirken, mahkemece; uyuşmazlığın tüketici mahkemesince çözümlenmesi gerektiği kabul edilerek ve davanın esasına girilerek hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir." şeklindeki ilamlarında ve Yargıtayın bu konuda yerleşmiş içtihatlarında da belirtildiği üzere Menfi Tespit, İstirdat, İtirazın İptali vs. talepleri için talep edilen miktar tüketici hakem heyetinin görev alanına girmekte ise, tüketici hakem heyetine yeniden başvuruda bulunulması zorunludur. Tüketici hakem heyetine başvurmaksızın tüketici mahkemesinde Menfi Tespit, İstirdat, İtirazın İptali vs. ilişkin dava açılması mümkün değildir.Tüketici hakem heyetine başvurmaksızın tüketici mahkemesinde dava açılması halinde uyuşmazlığın esasına girilmeksizin dava dilekçesinin dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerekecektir.
6100 sayılı HMK.nun 320/1. Maddesi gereğince "Mahkeme mümkün olan hallerde tarafları duruşmaya davet etmeden dosya üzerinde karar verir" şeklinde düzenleme yapılmıştır. Mevcut davada açılan davanın niteliği, dosyaya gelen deliller ve tüm dosya içeriğine göre duruşma açılmadan dosya üzerinde karar verilmesi gerekmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama neticesinde; Her ne kadar davacı Samsun 9. İcra Müdürlüğü'nün 20168/117275 E. sayılı dosyasında borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini talep etmiş ise de; Samsun 9. İcra Müdürlüğü'nün 20168/117275 E. sayılı dosyasında takip konusu alacak değerinin yani davaya konu menfi tespit talep edilen miktarın 245,20 TL. olduğu, dava tarihinde yürüklükte bulunan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 68/1.maddesine göre, bu kanunun uygulanmasından kaynaklanan ve miktarı dava tarihi olan 2016 yılı Ekim ayında 3.480,00 TL.'den az olan uyuşmazlıklarda (2400 TL ye kadarki uyuşmazlıklarda İlçe Tüketici Hakem heyetleri, 2400 -3480 TL arasındaki uyuşmazlıklarda ise İl Tüketici Hakem Heyetlerine ) Tüketici Hakem Heyetine başvuru zorunlu olduğu, Tüketici hakem heyetine başvurmaksızın tüketici mahkemesinde Menfi Tespit, İstirdat, İtirazın İptali vs. ilişkin dava açılmasının mümkün olmadığı, somut olayda Samsun 9. İcra Müdürlüğü'nün 20168/117275 E. sayılı dosyasında takip konusu alacak değerinin 245,20 TL olduğundan ve Tüketici hakem heyetine başvurmaksızın tüketici mahkemesinde dava açılması mümkün olmadığından davanın 6100 sayılı HMK 114/2-115/1,2 maddeleri uyarınca dava şartı yokluğundan (usulden) reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN 6100 sayılı HMK'nın 114/2 , 115/1-2 maddeleri uyarınca dava şartı yokluğundan usulden reddine,
2-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinden bırakılmasına,
3-Harçlar Yasası Gereğince Tüketici harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan AAÜT'nin 13. Maddesi gereğince 122,60 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, tarafların yokluğunda HMK 320. Maddesi uyarınca duruşmasız olarak tensiben yapılan inceleme sonucunda HUMK 427 maddesi gereğince kesin olarak verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 19/12/2016
Old 28-01-2017, 10:28   #7
mehmet behic güleç

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan kücistan
DAVA : Tüketicinin Açtığı Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 13/10/2016
KARAR TARİHİ : 19/12/2016
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 19/11/2016
Mahkememizde görülmekte bulunan Tüketicinin Açtığı Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin adının ve imzasının kullanılarak davalı kurum personelleri tarafından **** kayıtlı ...... numaralı hat çıkarıldığını ve 3. kişilerce hattın kullanıldığını, hattın hizmete açılması ile fatura yansıtıldığını, müvekkilinin hat tanzim edenlerden ve kullananlardan Samsun Cumhuriyet Başsavcılığının ..... sayılı dosyası ile şikayetçi olduğunu, söz konusu suçun ön ödemeye tabi olduğundan şüpheliler tarafından suçun kabul edilerek ön ödeme yapılmasından dolayı takipsizlik kararı verildiğini, davalı kurum tarafından söz konusu fatura borcu nedeniyle İcra Müdürlüğü'nün ....... sayılı dosyası ile toplam 245,20 TL. üzerinden icra takibi başlatıldığını ve takibin kesinleştiğini, müvekkilinin söz konusu hattın varlığından haberi dahi olmayıp ismi, kimlik bilgileri ve imzası davalı kurum personeli tarafından sahte olarak hazırlandığını belirterek, İcra Müdürlüğünün ...... sayılı icra takibinin esas hakkında karar verilinceye kadar İİK. 169/2 maddesine göre teminatsız olarak durdurulmasına, müvekkilinin icra dosyasına borçlu olmadığının tespitine, davalı kurumun kötüniyetli olması nedeniyle %20'den aşağı olmamak üzere davalının kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının adına kayıtlı .... numaralı hattına ilişkin tahakkuk eden 4 adet fatura borcunun tahsili için başlatılan icra takibine davacının itirazda bulunmadığını ve takibin kesinleştiğini belirterek, davanın reddi gerektiğini beyan etmiştir.
Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 01/06/2016 tarih, 2016/9334 esas, 2016/14097 Karar sayılı "Davacı, davalı bankanın Tüccarbaşı şubesinden kredi çektiğini, kendisinden kredi tahsis ücreti adı altında 2.000,00 TL masraf alındığını, bunun geri ödenmesi için Maltepe Tüketici Sorunları Hakem Heyetine müracaat ettiğini, Tüketici Sorunları Hakem Heyetinin 10/02/2014 tarih 427 sayılı kararı ile söz konusu bedelin iadesine karar verildiğini, hakem heyeti kararına yönelik olarak İstanbul/Anadolu 1. İcra Dairesi'nin 2014/7198 numaralı dosyasından 2.000 TL asıl alacak üzerinden davalı banka hakkında takip yaptıklarını, davalının itiraz ettiğini, takibin durduğunu ileri sürerek itirazın iptalini istemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava tarihinde yürürlükte olan ve 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 68.maddesine göre; "Değeri iki bin Türk Lirasının altında bulunan uyuşmazlıklarda ilçe tüketici hakem heyetlerine, üç bin Türk Lirasının altında bulunan uyuşmazlıklarda il tüketici hakem heyetlerine, büyük şehir statüsünde bulunan illerde ise iki bin Türk Lirası ile üç bin Türk Lirası arasındaki uyuşmazlıklarda il tüketici hakem heyetlerine başvuru zorunludur. Bu değerlerin üzerindeki uyuşmazlıklar için tüketici hakem heyetlerine başvuru yapılamaz". Bu madde uyarınca değeri iki bin Türk Lirasının altında bulunan uyuşmazlıklarda ilçe tüketici hakem heyetlerine, üç bin Türk Lirasının altında bulunan uyuşmazlıklarda il tüketici hakem heyetlerine, büyük şehir statüsünde bulunan illerde ise iki bin Türk Lirası ile üç bin Türk Lirası arasındaki uyuşmazlıklarda il tüketici hakem heyetlerine başvuru zorunludur. Bu husus dava şartı olup, Tüketici Mahkemelerince re'sen dikkate alınması gerekir. Somut olayda davacı tarafından 27.12.2013 tarihinde tüketici hakem heyetine başvurulmuş ise de, tüketici hakem heyetince başvurunun kabulüne, 2.000 TL'nin tüketiciye iadesine karar verildiği, buna göre tüketici hakem heyeti kararının verildiği tarih itibariyle delil niteliğinde olduğu hususu uyuşmazlık konusu değildir. Davanın açıldığı tarih itibariyle yürürlükte olan 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun hükümlerine göre tüketici hakem heyetinin delil mahiyetinde karar verme yetkisi olmadığı gibi, 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun döneminde tüketici hakem heyetince delil mahiyetinde verilen karara karşı 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun yürürlüğe girdikten sonra tüketici hakem heyeti kararının iptali amacıyla dava açılması da mümkün değildir. Bu nitelikte alacak talepleri için talep edilen miktar tüketici hakem heyetinin görev alanına girmekte ise, tüketici hakem heyetine yeniden başvuruda bulunulması zorunludur. Tüketici hakem heyetine başvurmaksızın tüketici mahkemesinde itirazın iptaline ilişkin dava açılması mümkün değildir. Hal böyle olunca da mahkemece, uyuşmazlığın esasına girilmeksizin dava dilekçesinin dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerekirken, mahkemece; uyuşmazlığın tüketici mahkemesince çözümlenmesi gerektiği kabul edilerek ve davanın esasına girilerek hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir." şeklindeki ilamında, Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 24/03/2016 tarih, 2015/12658 esas, 2016/4521 Karar sayılı " Dava; telefon abonelik sözleşmesinden kaynaklanan menfi tespit istemine ilişkindir. Somut olayda davaya konu fatura 18.04.2013 son ödeme tarihli, 2.108,86 TL bedelli olup, eldeki menfi tespit davası, 11.06.2013 tarihinde açılmıştır. Dava tarihinde yürürlükte olan 4077 sayılı Kanunun 22/5. maddesi gereğince 2013 yılı için değeri 1.191,52 TL nin altında kalan uyuşmazlıklarda Tüketici Sorunları İlçe Hakem Heyetleri'ne başvuru zorunludur. 01.08.2003 tarih ve 25186 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Tüketici Sorunları Hakem Heyetleri Yönetmeliği'nin 5/3. fıkrasında; Büyükşehir statüsünde bulunan illerde kurulan İl Hakem Heyetlerinin, mal ve hizmet bedeli Bakanlıkça her yıl Aralık ayı içinde tespit ve ilan edilecek tutarın üzerindeki uyuşmazlıklara bakmakla görevli ve yetkili olduğu hükme bağlanmıştır.Anılan Yönetmelik hükmü gereğince; 31.12.2012 tarih ve 28514 (4. Mükerrer) sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Gümrük ve Ticaret Bakanlığının TGM-2012/2 sayılı tebliğin 1. maddesinin (b) fıkrasında, 01.01.2013 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere; Büyükşehir statüsünde bulunan illerde faaliyet gösteren İl Hakem Heyetlerinin uyuşmazlıklara bakmakla görevli ve yetkili olmalarına ilişkin parasal sınır 3.110,58 TL olarak tespit edilmiştir.Buna göre Büyükşehir statüsünde bulunan illerde, 2013 yılı itibariyle değeri 3.110,58 TL'nin altında ancak 1.191,52 TL'nin üzerinde kalan uyuşmazlıklarda İl Tüketici Sorunları Hakem Heyetleri'ne başvuru zorunludur. İl Tüketici Sorunları Hakem Heyeti'nin vereceği kararlar tarafları bağlar. Taraflar bu kararlara karşı 15 gün içinde Tüketici Mahkemesi'ne itiraz edebilirler. Hal böyle olunca mahkemece, dava değerinin İl Tüketici Sorunları Hakem Heyetine başvuruda bulunulmasını zorunlu kılan miktarda olduğu ve bu miktar için mahkemeye dava açılmasının yasa gereği mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde işin esasına girilerek davanın reddine karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı görülmüş, bu husus bozmayı gerektirmiştir." şeklindeki ilamında, yine Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 16/06/2016 tarih, 2016/8931 esas, 2016/15247 Karar sayılı " Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü........28.05.2014 tarihinden önce tüketici hakem heyetince karar verilmiş olsa bile verilen karar delil mahiyetinde olduğundan, 28.05.2014 tarihinden sonra 2.973,80 TL alacak için yeniden tüketici hakem heyetine başvuru zorunludur. Hal böyle olunca da mahkemece, uyuşmazlığın esasına girilmeksizin dava dilekçesinin dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerekirken, mahkemece; uyuşmazlığın tüketici mahkemesince çözümlenmesi gerektiği kabul edilerek ve davanın esasına girilerek hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir." şeklindeki ilamlarında ve Yargıtayın bu konuda yerleşmiş içtihatlarında da belirtildiği üzere Menfi Tespit, İstirdat, İtirazın İptali vs. talepleri için talep edilen miktar tüketici hakem heyetinin görev alanına girmekte ise, tüketici hakem heyetine yeniden başvuruda bulunulması zorunludur. Tüketici hakem heyetine başvurmaksızın tüketici mahkemesinde Menfi Tespit, İstirdat, İtirazın İptali vs. ilişkin dava açılması mümkün değildir.Tüketici hakem heyetine başvurmaksızın tüketici mahkemesinde dava açılması halinde uyuşmazlığın esasına girilmeksizin dava dilekçesinin dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerekecektir.
6100 sayılı HMK.nun 320/1. Maddesi gereğince "Mahkeme mümkün olan hallerde tarafları duruşmaya davet etmeden dosya üzerinde karar verir" şeklinde düzenleme yapılmıştır. Mevcut davada açılan davanın niteliği, dosyaya gelen deliller ve tüm dosya içeriğine göre duruşma açılmadan dosya üzerinde karar verilmesi gerekmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama neticesinde; Her ne kadar davacı Samsun 9. İcra Müdürlüğü'nün 20168/117275 E. sayılı dosyasında borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini talep etmiş ise de; Samsun 9. İcra Müdürlüğü'nün 20168/117275 E. sayılı dosyasında takip konusu alacak değerinin yani davaya konu menfi tespit talep edilen miktarın 245,20 TL. olduğu, dava tarihinde yürüklükte bulunan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 68/1.maddesine göre, bu kanunun uygulanmasından kaynaklanan ve miktarı dava tarihi olan 2016 yılı Ekim ayında 3.480,00 TL.'den az olan uyuşmazlıklarda (2400 TL ye kadarki uyuşmazlıklarda İlçe Tüketici Hakem heyetleri, 2400 -3480 TL arasındaki uyuşmazlıklarda ise İl Tüketici Hakem Heyetlerine ) Tüketici Hakem Heyetine başvuru zorunlu olduğu, Tüketici hakem heyetine başvurmaksızın tüketici mahkemesinde Menfi Tespit, İstirdat, İtirazın İptali vs. ilişkin dava açılmasının mümkün olmadığı, somut olayda Samsun 9. İcra Müdürlüğü'nün 20168/117275 E. sayılı dosyasında takip konusu alacak değerinin 245,20 TL olduğundan ve Tüketici hakem heyetine başvurmaksızın tüketici mahkemesinde dava açılması mümkün olmadığından davanın 6100 sayılı HMK 114/2-115/1,2 maddeleri uyarınca dava şartı yokluğundan (usulden) reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN 6100 sayılı HMK'nın 114/2 , 115/1-2 maddeleri uyarınca dava şartı yokluğundan usulden reddine,
2-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinden bırakılmasına,
3-Harçlar Yasası Gereğince Tüketici harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan AAÜT'nin 13. Maddesi gereğince 122,60 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, tarafların yokluğunda HMK 320. Maddesi uyarınca duruşmasız olarak tensiben yapılan inceleme sonucunda HUMK 427 maddesi gereğince kesin olarak verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 19/12/2016

Sayın meslektaşım merhaba
En son yazdığınız mesajlarda ;
hakem heyetlerinin itirazın
iptaline karar verebileceğini yine aynı şekilde menfi tesit davası açabileceğini belirtmişsiniz
ve fakat yargıtay karar numaraları mesajda biraz karışık geldi . Bu sebeple sizden yargıtay kararının tam metnini rica edeceğim. Sitede yayınlıyabilirseniz ya da burada bana ulaştırırsanız çok memnun olurum
Teşekkür ederim
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Tüketici Hakem Heyetine başvuru av.muratyılmaz Meslektaşların Soruları 25 15-12-2014 17:36
Tüketici Hakem Heyetine başvuru alialtunbas Meslektaşların Soruları 2 09-12-2014 10:16
Tüketici Hakem Heyetine başvurmak zorunlu mu? hukukuçu11 Meslektaşların Soruları 2 03-04-2013 12:35
Tüketici Hakem Heyetine İtiraz üzerine Tüketici Mahkemesinin İnceleme alanı Av.Selim HARTAVİ Meslektaşların Soruları 1 15-04-2012 18:01
Tüketici Hakem Heyetine Başvuru Sınırı criminal Meslektaşların Soruları 1 12-12-2009 16:37


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04693198 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.