Birden Fazla Parsel üzerine Kurulu Siteye Karşi Açilan Dava

Meslektaşlarım İyi Çalışmalar,

Birbirine bitişik haldeki iki sitenin arasındaki istinat duvarı müvekkilin evinin üzerine yıkılıyor ve ev zarar görüyor. Bu sebeple bitişikteki siteye dava açtık. Davayı tüm kat maliklerine karşı açtığımızı sanıyorduk ki bu sitenin devamı olan üst parseldeki binaların da aynı siteye dahil olduğunu dava açtıktan sonra öğrendik. Aslında bizim tespit yaptırdığımız ve istinat duvarının ortak olduğu parsele karşı davayı açtık. Ama davalı taraf bu site bu kadar kat malikinden oluşmuyor, devamı da var diyerek itiraz etti. Şu durumda davaya diğer kat maliklerini de dahil etmeli miyim? Yoksa birden fazla parsel üzerine kurulu yapılarda genel hükümlerin uygulanması söz konusu olduğundan ve her bir parselin yönetiminin birbirinden bağımsız olması gerektiğinden yalnızca istinat duvarının yıkıldığı parseldeki kat maliklerine karşı dava açmakta haklı mıyım?

Bilgilerinizi Paylaşırsanız memnun olurum.
Saygılarımla

Merhaba

SİTE YÖNETİMİNİN TARAF EHLİYETİ
(13. HD. 27.4.2009, 14684/5645)
Davacı site yönetimi, kendileri ile davalı sitenin aynı taşınmaz üzerine inşa edilmiş iki ayrı site olduğunu, iki site yönetimi arasında imzalanan 29.2.2002 tarihli sözleşme ile davalı site içinde bulunan arıtma tesisinin ortak kullanımının kararlaştırıldığını, ancak davalı site yönetiminin arıtma tesisinden kendilerini yararlandırmadıklarını ileri sürerek bu husustaki muarazanın giderilmesini istemiştir.
Davalı davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, site yöneticiliğinin tüzel kişiliğinin ve bu nedenle taraf ehliyetinin bulunmadığı gerekçesiyle davalının husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, iki ayrı site yönetimi arasında imzalanan 29.2.2002 tarihli sözleşme uyarınca, davalı site içinde bulunan arıtma tesisinden davacının yararlandırılmamasına yönelik davalıca çıkarıldığı iddia edilen çekişmenin, giderilmesine ilişkindir. Ülkemizde yaşanan ekonomik sosyal gelişme ile nüfus artışının doğurduğu işyeri ve konut ihtiyacının karşılanması amacıyla, inşa edilen toplu yapıların kullanıma başlandığı bilinen bir gerçektir. Bu nitelikteki toplu yapılaşmalarda sitenin yönetilmesi gerekmektedir. O nedenle özellikle yönetim ve davada taraf olabilme ehliyeti yönünden doğan yasal boşluğun doldurulmaması tüm maliklerin birlikte dava açabileceğinin veya tüm maliklere karşı dava açılması gerektiğinin kabulü uyuşmazlıkları çözümsüzlüğe terk etme sonucunu doğurur. Bu durumda hak ve adalete, usul ve dava ekonomisine uygun bir çözüm bulunması gerektiğinde duraksama olmamaktadır. Bu şekilde oluşturulan yönetimlerin sözleşmeden kaynaklanan yetkileri malikleri adına temsilci sıfatıyla kullanabilmeleri için tüzel kişiliğinin oluşması da gerekmez. Kaldı ki davaya konu sözleşmenin tarafların davacı ve davalı site yönetimlerinin olduğu da anlaşılmaktadır. Bu durum karşısında gerek davacı site ve gerekse davalı site yönetimlerinin davada taraf olma ehliyetlerinin bulunduğunun kabulü gerekir.

----------------------------

Ben olsam Site yönetimine karşı dava açardım. Dava sonuçlanıp İlamı icra takibine konu ettiğimde şayet site yönetiminden tahsil edemezsem, icra dosyasında talep açarak her bir malike ödeme emri gönderilmesini de talep ederdim. Her malike ödeme emri gönderilmesi fikri bana da usule aykırı olarak geliyorsa da uygulamada bunu yapanları gördüğüm için ben bu şekilde denerdim.

Diğer cevabım da şu olabilir;

Dava açmışsınız, dosyanın bilirkişiye gitmesini isteyin, bilirkişiden gelecek rapora göre; yani raporda diğer parsel de kain olan blokların da sorumluluğundan bahsetmişse o durumda hemen birleştirme talepli bir dava açarak davaları birleştirip sonuca ulaşabilirsiniz.

Veya HMK 124 uyarınca maddi hatadan bahsedip diğer taraflarında davaya davalı olarak eklenmesini isteyebilirsiniz. Bu seçenekte aleyhinize vekalet ücreti oluşmayabilir.

Y.1.HD.16.06.2010 T.2010/6596 E.-2010/7025 K.
" Dava, tecavüzün kaldırılmasına karar verilmesi istemidir. HUMK'nun 38. maddesi hükmü gereğince davada gerçek ve hükmi şahsiyeti haiz tüzel kişiler ya da bunların yasal temsilcileri taraf olma ehliyetine sahiptir. Site yönetiminin tüzel kişiliği ve bu nedenle taraf ehliyeti bulunmadığından taşınmazın malikle
rine karşı dava açılması gerektiği kuşkusuzdur. Davada sıfat kamu düzeniyle ilgili olmadığı halde taraf ehliyeti kamu düzeniyle ilgili olup, mahkemece dava
nın her aşamasında ve re'sen gözetilmesi gerekli bir kuraldır. Diğer taraftan el atmanın önlenmesi yanında yıkım istekli davalarda el atanlar ile muhtesatın üzerinde bulunduğu zemin maliklerinin de davalı taraf olmaları asıldır. Öyle ise, davanın husumet yönünden reddine karar verilmesi gerekir."

Y.14.HD.07.01.2019 T.2016/3170 E.-2019/3 K.
" Asıl ve karşı dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi, kal ve tazminat isteklerine ilişkindir. Elatmanın önlenmesi, yıkım ve tazminat isteğiyle açılan davanın 634 Sayılı Kat Mülkiyeti Kanunun 35. maddesi uyarınca tüm kat maliklerine karşı yöneltilmesi gerekir."