Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Aile konutu satışında eş rızası şart

Yanıt
Old 26-10-2006, 15:59   #1
Merhaba

 
Varsayılan Aile konutu satışında eş rızası şart

Aile konutu satışında eş rızası şart

A.A hurriyet.com.tr 26-10-2006

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, aile konutunun eş rızasına dayanmadan devredilmesinin geçersiz sayılması gerektiğine hükmetti.

Alınan bilgiye göre, Sivas Aile Mahkemesinde dava açan eş, kocasının kendisinin rızasını almadan aile konutunu satması üzerine, üçüncü kişiler üzerindeki tapu kaydının iptali ve eşi üzerine tesciliyle taşınmaza ”aile konutu” şerhi konulmasını talep etti.

İlk yargılamada davayı kabul eden yerel mahkeme, Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin kararı usul yönünden bozması üzerine, “satın alan kişilerin, tapu kaydına göre konutun aile konutu olduğunu ve davacı eşin hilafına satıldığını bilmedikleri, bu kişilerin iyi niyetinin korunması gerektiği” gerekçesiyle davayı reddetti.

Sivas Aile Mahkemesinin, kararın tekrar bozulması üzerine ilk kararında direndi.
Davacı eşin yaptığı temyiz başvurusu üzerine dosya Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna geldi. Kurul, yerel mahkemenin direnme kararını bozdu.

Kurul, Türk Medeni Kanunu'nun 194. maddesinde “aile konutu şerhi”nin düzenlendiğine ve buna göre “eş rızası” şartı arandığına ve şerhin yokluğunda üçüncü kişilerin iyi niyetinin aranmasına gerek olmadığına işaret etti.

“Aile konutu, eşlerin bütün yaşam faaliyetlerini gerçekleştirdiği, yaşantısına buna göre yön verdiği, acı ve tatlı günleri içinde yaşadığı, anılarla dolu bir alandır” denilen Hukuk Genel Kurulu kararında, eşlerin, bu kadar önem taşıyan bir mal varlığıyla ilgili tek başlarına hukuki işlem yapmasının, diğer eşin yararlarını zedeleyeceği vurgulandı.

Kararda, “aile konutu şerhi”nin, eşin rızası alınmadan gerçekleştirilen kazandırıcı işlemlerin, üçüncü kişinin iyi niyetine rağmen geçersiz sayılacağına yönelik olduğu kaydedildi.

A.A
Old 29-10-2006, 21:01   #2
nephilis

 
Varsayılan

Hakim galiba burada bir konuyu kafasında tam oturtamamış. O da şu; Medeni Kanunun 194.maddesiyle gelen korumanın, Aile konutunu satın alan 3. kişiye karşı ileri sürülebilmesi için aile konutu şerhine gerek yoktur.Mülkiyet hakkı üzerindeki bu kısıtlama doğrudan kanundan kaynaklanan bir kısıtlamadır.Aile konutu şerhinin önemi ise, işte bu 3. kişinin ilgili taşınmazı bir 4.şahsa devir etmesi durumunda ortaya çıkar.Bu durumda şerh 4. şahsın iyiniyetini ortadan ortadan kaldırır ve bu durumda tapuya güven ilkesi uygulanamaz.
Old 29-10-2006, 23:54   #3
Tiocfaidh

 
Varsayılan

Korumanın 3. kişilere karşı neden ileri sürülemediğini pek anlayamadım, sayın Nephilis. Aile konutunu satın almak isteyen 3. kişilerin iyiniyetli olma ihtimali var olduğu sürece bu koruma da vardır, yanılıyor muyum? 4. kişi olarak adlandırdığınız kişinin iyiniyeti neyi bilip bilmediğine göre tayin edilecektir? Kendisinden bir önceki malikin mülkiyeti devir ehliyetinin var olup olmadığını mı, yoksa ondan önceki tüm maliklerin mi? Siz satın aldığınız bir gayrimenkulün sizden önce sahibi olan tüm maliklerinin devir ehliyeti olup olmadığını araştırıyor musunuz? Ben hiç rastlamadım, ama bu araştırmayı yapan 'süper iyi niyetli' 4. kişiler varsa ve yaptıkları araştırma sonucu taşınmazı satın alıyorlarsa, bence satın aldıkları taşınmaz analarının ak sütü gibi helaldir. Vel hasılı; taşınmazını satın almak istediğiniz kişinin, taşınmazı devir yetkisine sahip meşru bir malik olduğunu araştırıp, öğrendiğiniz anda iyiniyetlisinizdir ve hukuken 3. kişi sayılırsınız.

Bence kanunun lafzı iyiniyetli tüm 3. kişileri korumak yönündedir ve 3. kişi kavramı sizin 4. kişi olarak belirttiğiniz kişileri de kapsar. Emin değilim ancak belki de iyiniyetli 4. kişinin korunmasını daha önce hiç duymadığım için bu kurumu anlamakta güçlük çekiyorumdur.

Saygılar
Old 30-10-2006, 01:12   #4
nephilis

 
Önemli

Sayın Tiocfaidh,

İletinizden gördüğüm kadarıyla, yazdıklarımdan hiçbirşey anlamamışsınız.Lütfen birkez daha iyice okuyun, sonra hala itiraz ettiğiniz bir husus var ise cevaplayabilirim.
Old 30-10-2006, 14:28   #5
erdal7

 
Varsayılan

Arkadaşlar , konunun burada tartışıldığını bilmiyordum



Burada tartışılması gereken mesele ,

Tapuda aile konutu olduğu hususunda şerh olmayan ve tapuda aile konutu olup olmadığı belli olmayan g.menkulün diğer eşin rızası olmadan iyiniyetli olarak iktisap edilip edilemiyeceğidir.

Yani Aile konutu şerhi Bildirici bir şerhmidir. Yoksa Kurucu bir şerh midir. Hiç bir şekilde tapudan anlaşılamıyacak bir durum da üçüncü şahsın hukuki durumu sonradan eşler arasında çıkacak başkaca problemlerden dolayı neden etkilensin.

Haberdeki Hukuk Genel Kurulu kararında sanki şerhin bildirici olduğu ve tapuya şerh verilmemiş olmanın önemli olmadığı gibi bir sonuç çıkartmıştım. Fakat bu durumda eşlerin kötüniyetli olmaları ve anlaşmaları halinde üçüncü şahısların hakları zedelenmiyecek midir. Bu durumda konut alımlarında ilerde sorun yaşamamak için mutlaka eşin de bulunması ve rızasının olduğuna dair beyanını almak zorunluluk arzedecektir.

Hukuk Genel Kurulu Kararında sanki ,

Şerhin bildirici olduğu bu şekilde 3 - 4 ve sonraki kişilerin iyiniyetli olsalar bile mülkiyet hakkını iktisap edemeyeceği gibi bir sonuç çıkmaktadır. Bu çözüm tarzı kanatime göre daha büyük sorunlar doğuracak gibime geliyor. Ben bu çözüm şekline katılamıyorum. Çünkü eşlerden birinin katılma payı alacağı olsa bile bu durum eşe mülkiyet hakkı vermemekte ve tazminat alacağı olarak hakkını aramak sonucunu doğurmaktadır. Somut olayda tapu iptal edilince ne olacak . Mülkiyet tekrar eşe dönecek . Yani Mülkiyet sahibi olmayan eş başka birinin lehine karar elde etmiş olacak . Bu çözüm şekli bana mantıklı gelmedi. Tabi kararın aslını görmediğimizden bu yorumu yapıyoruz. Belki kararda ve somut olayda başkaca ayrıntı ve incelikler vardır.

Saygılarımı sunarım. Av. Erdal
Old 30-10-2006, 14:30   #6
medenikal

 
Varsayılan

aile konutu şerhi verilmemişse;

bu durumda kişinin iyi veya kötüniyetli olup olmadığı araştırılmaz;

devir geçerlidir;


yada şerh verilmemiştir ama kötüniyet sözkonusudur; kötüniyetli ise yani ;

eşlerden birinin diğeri zararına olarak bu devir işlemini yaptığını bildiğini ;

diğer eş ;3. kişinin de bu durumu bildiğini ispat ederek ;

kanuni bir şerh te olmadan tapu iptal ve tescil tavası açabilecek midir?


yani aile konutu şerhi koymadan dahi ;sırf kötüniyetli diye devralan 3. kişiye karşı tapu iptal ve tescil davası açılabilecek midir;

kanaatimce şerh olmadığı sürece ;

3. kişinin iyi veya kötüniyetli olması önem arzetmez;

şerh koyulmadığı sürece devralan korunur;

çünkü şerhin etkisi ;bir uyarıcı etkidir;

devralan 3. kişi ;şerhin etkisi ve hukuki içeriğiyle devralmaktadır ve buna katlanır;

ama şerh yoksa; kötüniyetli de olsa korunmalıdır;

yoksa her gayrimenkul satımında ; adam evli mi; eşinin de onayı alınmalıdır diye bir şart oluşur ki;

bu da eğer düzenlenecekse kanunda açık olarak düzenlenmelidir;ve satış ta eşin onayı kanun icabı olarak alınmalıdır;

yoksa şerh koyulmadığı sürece;

3. kişiye karşı ;kötü niyetli de olsa tapu iptal ve tescil davası açılamaz kanaatindeyim;
Old 30-10-2006, 18:35   #7
Tiocfaidh

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan nephilis
Sayın Tiocfaidh,

İletinizden gördüğüm kadarıyla, yazdıklarımdan hiçbirşey anlamamışsınız.Lütfen birkez daha iyice okuyun, sonra hala itiraz ettiğiniz bir husus var ise cevaplayabilirim.

Sayın Nephilis,

'4. kişinin iyiniyeti' kavramını hukuk literatürüne yeni soktuğunuz için, karşılaştığım her yeni kavram gibi bunu anlamakta da zorlandım ve bunu inkar etmiyorum.

Ancak tavrınızdan anlaşıldığı kadarıyla tartışmakdan ve fikir alışverişnde bulunmaktan pek hoşlanmayan bir yapınız var. O yüzden daha fazla uzatmaya gerek görmüyorum.

Saygılar
Old 30-10-2006, 23:14   #8
nephilis

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Tiocfaidh
Sayın Nephilis,

'4. kişinin iyiniyeti' kavramını hukuk literatürüne yeni soktuğunuz için, karşılaştığım her yeni kavram gibi bunu anlamakta da zorlandım ve bunu inkar etmiyorum.

Ancak tavrınızdan anlaşıldığı kadarıyla tartışmakdan ve fikir alışverişnde bulunmaktan pek hoşlanmayan bir yapınız var. O yüzden daha fazla uzatmaya gerek görmüyorum.

Saygılar

Sayın Tiocfaidh,

Yazdığım iletinin neresi sizi rahatsız etti bilmiyorum, ne bir hakaretamiz bir sözcük kullandım ne de sizi tersledim sadece düşüncemi yazdım, bence gerçekten yazdığım iletiyi anlamamışsınız ve bende bunu belirttim neyse..
4.kişi kavramına gelirsek, bir örnekle açıklamaya çalışayım;
Malik(M) adına sahte bir vekaletname düzenleyen sahte vekil (V), bu sahte vekaletnameye dayanarak iyiniyetli 3.kişi (İ) ile tapuda satım sözleşmesi akteder ve sözkonusu taşınmaz tapuda (İ) adına tescil edilir. Buradaki Tescil yolsuzdur ve TMK m.1023 uygulanmaz.Çünkü iyiniyetli (İ) tapu kaydına değil, sahte vekaletnameye güvenmiştir.Velhasıl işte bu iyiniyetli 3. kişi (İ) bu taşınmazı bir başka kişiye, misal iyiniyetli (C) ye satarsa tapudaki yolsuz tescile iyiniyetle dayanan 4. kişi konumunda olan (olayımızda 4. kişi) (C)'nin bu iyiniyeti korunur ve TMK 1023 uygulama alanı bularak (C) taşınmazın mülkiyetini kazanır.

İşte yukarıda verdiğim örnekte, 4.kişi olarak bahsettiğim (C) ile neyi ve kimi kastettiysem, ilk iletimde 4.kişi sözcüğüyle onu kastettim.
Old 03-11-2006, 13:21   #9
medenikal

 
Varsayılan

T.C.
Y A R G I T A Y
2.HUKUK DAİRESİ
SAYI:
ESAS KARAR
2005/2547 2005/7234
Y A R G I T A Y İ L A M I
MAHKEMESİ :Sivas Aile Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hükmün temyizen mürafaa icrası suretiyle tetkiki istenilmekle duruşma için tayin olunan 19.04.2005* günü temyiz eden Türkan Bakan ile vekili Av. Mehmet Temel ve karşı taraf davalılar vekili geldiler. Dahili Davalı tebligata rağmen gelmedi. Gelenlerin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu 1.1.2002 tarihinde yürürlüğe girmiş, yeni kanunda 194, 240, 254, 279 ve 652. maddelerde "aile konutu" adı altında yeni bir hukuki kavram getirmiştir.Türk Medeni Kanununun 194/1. maddesi " eşlerden biri diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez; aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki haklarını sınırlandıramayacağını " hükme bağlamıştır. Bu düzenleme ile Tapu Sicilinde konutun maliki olarak gözüken eşin, hukuki işlem özgürlüğü diğer eşin katılımına onamına bağlanmıştır. Amaç aile konutunun ve bu konutla ilgili kanuni hakları koruma altına almaktır. Bu koruma evlilik birliği devam ettiğine göre 4721 sayılı kanunun yürürlüğe girişi 1.1.2002'den önceki edinilmiş aile konutları içinde geçerlidir. Toplanan delillerden dava konusu taşınmazın eşler tarafından kendilerine aile konutu olarak özgülendikleri tartışmasızdır. Davalılar Harun ve Hadi'nin taşınmazı satın alırken bu yerin aile konutu olduğunu ve davacının da satışa rızasının bulunmadığını bildikleri sabittir. Türk Medeni Kanununun 1023. maddesi koşulları da gerçekleşmemiştir. Bu açıklamalar karşısında davanın kabulü gerekirken yazılı şekilde reddi uygun görülmemiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, duruşma için takdir olunan 400 YTL. vekalet ücretinin davalılardan alınıp davacıya verilmesine, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine,işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere s oybirliğiyle
Old 05-11-2006, 02:49   #10
Av. Başak SANCAR

 
Varsayılan

Konudan ilk olarak gazete haberi nedeniyle haberdar oldum. Ancak haber çok anlaşılmazdı. Karar şu sıralar açacağım bu konuya yönelik bir dava için bire bir uyan emsal bir karar. Ancak konuya tarafsız bakarsam, bu konudaki istismarların tamamı ile önü açılmış, çok kötüye kullanan olacaktır ve bu nedenle ileride Yargıtay görüş değiştirebilir. Eşler anlaşıp, 3. kişiye evi satar. Satış esnasında diğer eş ortada görünmez. Daha sonra satın alanı dava eder. 3. kişi, sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca, evi satın aldığı eşin üzerine kayıtlı başka malvarlığı bulursa parasını kurtarır. Bulamazsa, iyiniyetli 3. kişinin mağduriyeti nasıl giderilecek?

Özet olarak iyiniyet konusundaki genel hukuk prensipleri ile çelişen bir karar olduğu kanaatindeyim.
Old 05-11-2006, 19:50   #11
A.Turan

 
Varsayılan Harika Bir Karar

Bu dava gerçekten toplulumuzdaki önemli bir yarayı iyişleştirecek mahiyettedir. HGK kararı uyarınca MK 2. maddesi kapsamında alıcı iyiniyetli olduğu takdirde tapu kaydında aile konut şerhi bulunmuyorsa korunmalıdır. Ancak iyi niyetli değilse korunmayacaktır. Esasında burdaki iyi niyet araştırması bir sorundur. Neye göre ve nasıl belirleyceğiz alıcının iyi niyetini? Alıcı bir konut satın aldığına göre öncelikle satıcının sattığı bu konutun ailesiyle birlikte oturduğu ve hayatının önemli vaktini geçirdiği konut olup olmadığını en basit özenle araştırmak zorunluluğundadır. Bunu yaptığı halde satıcının başka konutları da varsa o zaman zaten aile konutu iddiası dinlenmez. Yoksa satıcıya eşinizle birlikte gelin öyle satış işlemini tamamlayalım demesi iktiza eder.
Burda yargıtay HGK ne yazıkki iyi niyete vurgu yamıştır. Bu kanaatimce yerinde olmamıştır. İyi niyetli olsun olmasın iptal kararı verilmelidir. Zira aile konutu şerhi inşai bir işlem değil ve fakat bildirici mahiyettedir. Bildir gerekliliği sebebiyle sanırım iyi niyet kavramını yargıtay esas almıştır. Hayırlı olsun.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Aile Konutu Şerhi berrin leyla Meslektaşların Soruları 21 05-03-2015 16:18
Aile Konutu Şerhi Avukat Kamer Akgül Meslektaşların Soruları 8 17-07-2009 12:38
Aile Konutu Şerhi Avukat Kamer Akgül Meslektaşların Soruları 9 20-02-2007 22:49
Aile konutu satışında eş rızası şart ahmetsacit Hukuk Haberleri 3 28-10-2006 14:40


THS Sunucusu bu sayfayı 0,07558894 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.