Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Doktora yanlış tedavi davasında Sağlık Bakanlığı Da Davalı Mıdır?

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 16-05-2010, 00:43   #1
avukat.derviş.yıldızoğlu

 
Varsayılan Doktora yanlış tedavi davasında Sağlık Bakanlığı Da Davalı Mıdır?

Müvekkil karıştığı bir kavga sonucunda bacağından bıçaklanıyor. Hemen devlet hastanesine sevkediliyor. Buradaki uzman doktor, atardamarı yanlış bağlayıp, atardamarın kurumasına ve işlevini yitirmesine neden oluyor. Hasta daha sonra Ankara'ya sevkediliyor. Ancak Ankara'daki hastanece verilen raporda, atardamarın yanlış tedavi sonucu işlevini yitirdiği rapor edilerek, neticede müvekkilin ayağı diz altından kesilyor.
Burada sadece doktora karşı haksız fiil nedeniyle maddi ve manevi tazninat davası açmayı düşünüyorum. Acaba burada devletin kusursuz sorumluluğu gereği Devlet Hastanesi (Sağlık Bakanlığı) da kusurl doktorka birlikte mecburi dava arkadaşı mıdır? Ya da olayın idari yargıyı ilgilendiren yönü var mıdır?
Şimdiden teşekkürler
Old 16-05-2010, 13:32   #2
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

Merhaba

Benim kişisel görüşüm davanın Bakanlık aleyhine idari yargıda açılması gerektiği yönünde.

Alıntı:

T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU

E. 2006/4-86
K. 2006/111
T. 29.3.2006
Anayasa'nın 129/5. maddesi gereğince memurların ve diğer kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken meydana gelen zararlara ilişkin davaların idare aleyhine açılması gerekir. Ancak idare aleyhine dava açılabilmesi eylemin hizmet kusurundan kaynaklanmış olması koşuluna bağlıdır. Dava dilekçesindeki açıklamalara göre davacılar, davalı gerçek kişilerin kişisel kusurlarına dayanmışlardır. Şu durumda mahkemece, öncelikle bu iddia doğrultusunda inceleme yapılmalı, bu bağlamda tarafların tüm delilleri toplanıp değerlendirilmeli, idarenin hizmet kusuru dışında, davalı gerçek kişilerin hizmetten ayrılabilen kişisel kusur oluşturabilecek davranışları bulunup bulunmadığı araştırılarak varılacak sonuca göre karar verilmelidir.


Ayrıca davayı haksız fiile dayandırmak yerine vekalet sözleşmesine dayandırmanın zamanaşımı ve kusur sorumluluğu bakımından daha avantajlı olduğunu düşünüyorum.

Alıntı:
T.C.
YARGITAY
13. HUKUK DAİRESİ
E. 2005/3645
K. 2005/11796
T. 8.7.2005


Bir davada dayanılan maddi olguları hukuksal açıdan nitelendirmek ve uygulanacak yasa hükümlerini bulmak ve uygulamak HUMK. 76. maddesi gereği doğrudan hakimin görevidir. Dava, davacının desteği annesinin tedavisini üstlenen davalı hastane ve çalıştırdığı doktorun tedavi sırasındaki kusurları nedeniyle oluşan zararın giderilmesine ilişkindir. Davanın temeli vekillik sözleşmesi olup, özen borcuna aykırılığa dayandırılmıştır. ( BK. 386-390 )

Vekil vekalet görevine konu işi görürken yöneldiği sonucun elde edilmemesinden sorumlu değil ise de, bu sonuca ulaşmak için gösterdiği çabanın, yaptığı işlemlerin, eylemlerin ve davranışların özenli olmayışından doğan zararlardan dolayı sorumludur. Vekilin sorumluluğu genel olarak işçinin sorumluluğuna ilişkin kurallara bağlıdır. Vekil işçi gibi özenle davranmak zorunda olup, en hafif kusurundan bile sorumludur. ( BK. 321/1 md. ) O nedenle doktorun meslek alanı içinde olan bütün kusurları, hafifte olsa, sorumluluğun unsuru olarak kabul edilmelidir. Doktor, hastasının zarar görmemesi için, mesleki tüm şartları yerine getirmek, hastanın durumunu tıbbi açıdan zamanında ve gecikmeksizin saptayıp, somut durumun gerektirdiği önlemleri eksiksiz biçimde almak, uygun tedaviyi de yine gecikmeden belirleyip uygulamak zorundadır. Asgari düzeyde dahi olsa, bir tereddüt doğuran durumlar da, bu tereddüdünü ortadan kaldıracak araştırmalar yapmak ve bu arada da, koruyucu tedbirleri almakla yükümlüdür. Çeşitli tedavi yöntemleri arasında bir seçim yapılırken, hastanın ve hastalığın özellikleri göz önünde tutulmalı, onu risk altına sokacak tutum ve davranışlardan kaçınılmalı ve en emin yol seçilmelidir. Gerçekten de müvekkil ( hasta ), mesleki bir iş gören doktor olan vekilden, tedavinin bütün aşamalarında titiz bir ihtimam ve dikkat göstermesini beklemek hakkına sahiptir. Gereken özeni göstermeyen vekil, BK.nun 394/1 maddesi hükmü uyarınca, vekaleti gereği gibi ifa etmemiş sayılmalıdır.
Somut olayda, hükme esas alınan Adli Tıp Genel Kurulunun 29.1.2004 tarihli raporunda, davalı doğum ve kadın hastalıkları uzmanı Dr. A.'nın, davacının annesi olan S.'nin doğum sonrası takibinde özensiz ve dikkatsiz davrandığı, kontrolleri sırasında başlamış olan enfeksiyona yönelik bir tedaviye başlamadığı, bu nedenle olayda 2/8 oranında kusurlu bulunduğu açıklanmıştır. Raporda her ne kadar davalı hastanenin kusuru bulunmadığı belirtilmiş ise de davalı hastane, çalıştırdığı personelin seçiminde gerekli özeni göstermediğinden doktor ile aynı oranda kusurlu olduğu kabul edilmelidir. Dosya içindeki raporlarda davacının bir kusurundan bahsedilmemektedir.

Tüm bu açıklamalar ışığında, taraflar arasındaki uyuşmazlık vekalet aktinden kaynaklandığına, davalıların her türlü özen gösterme borcu olup, en hafif kusurundan bile sorumlu bulunduğuna göre, zararın tamamından sorumlu tutulmaları gerekirken, maddi zarar hesabında kusur oranına göre indirim yapılmış olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.

Kararların tamamı için:
http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=6105
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
sağlık bakanlığı ek ödeme yönetmeliğinin iptali young_jurıst Meslektaşların Soruları 1 12-05-2009 23:11
Bir Avukat'ın ,devlet memuru olan eşi nedeniyle sağlık karnesi alması mümkün müdür? Av.Motrit Meslektaşların Soruları 8 21-04-2009 15:38
Sağlık Hizmetlerinde Verimlilik Anlayışı ve Bunun Sağlık Sistemindeki Sonuçları M. Uğur Yılmaz Hasta Hakları Çalışma Grubu 0 02-01-2008 17:19
Genel Sağlık Sigortası ve Sağlık Sisteminde Yeni Dönem Av.Habibe YILMAZ KAYAR Hasta Hakları Çalışma Grubu 1 05-02-2007 18:09
Gelir İdaresi Başkanlığının Davalı Gösterilmesi Mümkün Müdür? av.remzi sulhan Meslektaşların Soruları 1 25-01-2007 22:16


THS Sunucusu bu sayfayı 0,10281491 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.