Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Eser Sözleşmesi Yüklenici ve Yüklenicinin Malzeme Aldığı İmalatçının Sorumluluğu

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 11-12-2011, 12:56   #1
Avukat934

 
Varsayılan Eser Sözleşmesi Yüklenici ve Yüklenicinin Malzeme Aldığı İmalatçının Sorumluluğu

Herkese Merhaba ,

Müvekkilim sahibi olduğu kaba inşaatı bitmiş iş merkezinin çatısının yapımı için bir firmayla sözleşme imzalıyor. Sözleşmede bu işin 40 günde bitirileceği ve Yüklenicinin çatı yapımında 1.sınıf malzeme kullanacağı belirtilerek , kullanılacak malzemelerin markaları kalem kalem sözleşmede yazılıyor. Ancak Çatı yüklenici tarafından 40 gün geçmesine rağmen yüklenici tarafından teslim edilmiyor ve yağan yağmurlar neticesinde Çatının su aldığı görülüyor. Müvekkil'in tarafıma müracaat etmesinden sonra Yüklenici'ye işin tamamlanması ve eksikliklerin ve arızaların giderilmesi bunların yapılmaması halinde işin 3.kişilere yapılacağı ve yasal haklarımızın saklı olduğuyla ilgili ilgili ihtar çektik , daha sonra mahkeme vasıtasıyla tespit yaptırdık, Bilirkişi raporunda çatıda meydana gelen sorunun imalat hatasından oluştuğu ve çatının tamamen yeniden yapılması gerektiği ve bunun maddi olarak ne kadar tutacağı konusunda rapor verdi, Bu rapordan sonra Yükleniciye bir ihtar daha çekerek Bilirkişi raporunda belirtilen tutarın tarafımıza ödenmesi ile ilgili ihtar çektik. Yüklenici ihtarlara veya bilirkişi tespit raporuna hiçbir cevap vermedi, Şimdi sorum Yüklenici Firma ile beraber Yüklenicinin malzeme sağladığı firmaya ürünlerinin bilirkişi raporunda belirtildiği üzere "imalat hatalı" olduğu gerekçesiyle açacağımız davada husumet yöneltebilirmiyiz ? Yoksa biz davamızı BK'daki sorumluluğu nedeniyle sadece Yükleniciye açmalı ve Yüklenici , imalatçı firmaya rücu mu etmeli?

Görüşleriniz için şimdiden teşekkürler..
Old 11-12-2011, 14:41   #2
Cumhur Okyay

 
Varsayılan

Takdirle karşılanacak durum ki, siz, eser sözleşmesi ile ilgili olarak yükleniciye müracaat için, yasa ve uygulamada öngörülen tüm şart ve yükümlülüklerinizi yerine getirmiş bulunmaktasınız. Yüklenici Firma ile beraber ona malzeme sağlayan firmaya da dava açtığınız takdirde, malzeme sağlayan firmanın husumet itirazıyla karşılaşmanız muhtemeldir.Çünkü, yüklenici ile ona malzeme sağlayan arasındaki münasebet bir " iç münasebettir" diye düşünüyorum. Kolay gelsin.
Old 11-12-2011, 18:32   #3
Av.Günar

 
Varsayılan

Davanızı eser sözleşmesinin tarafı olan yükleniciye karşı açmalısınız.Sayın 06Cumhurun dediği gibi muhtemelen husumet itirazıyla karşılaşacaksınız.Yüklenici istiyorsa firmaya rücu edebilir.
Old 12-12-2011, 10:44   #4
limpid

 
Varsayılan

siz aranızdaki ilişkiye istinaden yükleniciye dava açınız. yüklenici gerekirse davayı onlara ihbar eder. husumet itirazıyla karşılaşırsanız boş yere vekalet ücreti vs. ödemeyiniz.
Old 12-12-2011, 14:00   #5
Avukat934

 
Varsayılan

Dava konusu, davalı tarafından yapılan mutfak dolaplarının düşmesi ile davacı kiracının evine verdiği zararın tazmini istemidir.

Davacı kiracının, BK m.58 ve kira sözleşmesine mesnetle dava dışı kiralayan, ev sahibinden zararının tazminini talep hakkının varlığı uyuşmazlık konusu değildir.

Özel daire ile yerel mahkeme arasındaki uyuşmazlık; davacı kiracının, aralarında sözleşme ilişkisi bulunmayan (mutfak dolaplarını yapan) davalıdan zararının tazminini talep edip edemeyeceği hususundadır.

Özel Daireye göre; davacı kiracı ile mutfak dolaplarını yapan davalı arasında herhangi bir hukuki ilişki olmadığından ve davalının haksız eylemi de söz konusu olmamakla davacı, zararının tazminini davalıdan isteyemez. Yerel mahkemeye göre; ev sahibi ile arasında istisna akdi olan davalının sıfatı imalatçıdır, uyuşmazlık da imalatçının sorumluluğu çerçevesinde değerlendirilmeli ve meydana gelen zarar ile davalının eylemi arasında uygun illiyet bağı olması sebebiyle de davacı, zararının tazminini davalıdan talep edebilmelidir.

Genel Kurula göre; dava dışı taşınmaz maliki kiralayan ile davalı arasında içinde satım akdinin unsurlarını da taşıyan ama ağırlıkla imalat ve montaj işini barındıran karma nitelikte akit vardır. Kiracı ile davalı arasında bir sözleşme ilişkisi olmamakla birlikte; öğreti ve uygulamaya göre yapımcının (imalatçının) sözleşme dışı sorumlu tutulabilmesi mümkündür. Yapımcının sorumluluğuna ilişkin özel bir kanun maddesi olmamakla birlikte bu sorumluluk BK m.41/1 çerçevesinde değerlendirilebilir. Kusurlu bir malı piyasaya süren yapımcı tehlike yaratmış demektir ve bu tehlikenin gerçekleşmesini önlemek için gerekli önlemleri almamışsa, zararın gerçekleşmesi halinde bunu tazmin ile yükümlü olur. Bu sebeple davacının, zararının tazminini, davalıdan talep hakkı vardır.

(Karar Tarihi : 13.02.2002)
"Taraflar arasındaki "tazminat" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara Asliye 8. Hukuk Mahkemesi'nce davanın kısmen kabul, kısmen reddine dair verilen 27.06.2000 gün ve 1999/676-2000/469 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 29.01.2001 gün ve 2000/9971-2001/756 sayılı ilamı ile; (... Davacı, dava dışı kişilere ait daireyi kiraladığını, dairede davalı tarafından yapılmış bulunan mutfak dolaplarının asılı bulunduğu yerden düşerek eşyalarına zarar verdiğini, olayın davalının dolabı sağlam yapmamasından ileri geldiğini belirterek zararın ödetilmesini istemiştir.

Mahkemece dava kısmen kabul edilmiş, karar davalı tarafından temyiz edilmiştir.

Dosyadaki kanıtlara göre, davaya konu mutfak dolapları dairenin malikleri N____ B____ ve Z____ B____ tarafından davalıya yaptırılmış ve bu hali ile 01.10.1998 tarihinde davacıya kiraya verilmiştir. Davacı dairede kiracı olarak otururken olay meydana gelmiş ve davacının eşyaları zarar görmüştür.

Davacı ile davalı arasında hiçbir hukuksal ilişki olmadığı gibi, davalının davacıya karşı haksız bir eylemi de yoktur. Bu nedenle davacı zararını davalıdan isteyemez. Ancak kira sözleşmesine dayanarak ev sahibinden zararının karşılanmasını isteyebilir. Bu yön gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup kararın bozulması gerekmiştir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

KARAR : Dava, maddi tazminat isteğine ilişkindir.

Davacı kiracı, davalı ise dava dışı kiralayana mutfak dolabı yapıp monte eden üçüncü kişidir.

Davacı kiracı-zarar gören vekili 10.11.1999 tarihli dava dilekçesinde; müvekkilinin kiracı olarak oturduğu dairede davalı tarafından yapılan mutfak dolaplarının asılı bulunduğu yerden düşerek, gerek dolapta gerek mutfakta bulunan beyaz ve sair eşyaların hasar görmesine neden olduğunu, hasarın davalının sağlam montaj yapmamasından kaynaklandığının bilirkişi raporu ile saptandığını, müvekkilince yaptırılan tespit sonucunda zarar ziyanın 319.450.000 TL olduğunun saptandığını, ayrıca tespit giderleri olarak ödenen 30.000.000 TL de nazara alındığında 350.000.000 TL maddi zararının bulunduğunu, istenmesine rağmen karşılamaya yanaşmayan davalıdan 319.450.000 TL hasar bedeli ile 30.000.000 TL tespit masrafının tazmin ve tahsili ile müvekkiline verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı A____ K____ cevap dilekçesinde ve duruşmadaki beyanlarında; dava dilekçesinde adı geçenin kendisi olduğunu, ancak yapılan dükkanın kardeşine ait olduğunu, açılan davanın eser sözleşmesinden kaynaklandığını, davacı ile davalı arasında eser sözleşmesi bulunmadığını, davacının eser sözleşmesinin tarafı olan eser sözleşmesinin işverenlerinin kiracısı olup, sözleşmenin tarafı olmadığından davada taraf ehliyetinin bulunmadığını, dava şartı noksanlığından davanın reddi gerektiğini, davada zamanaşımı olduğunu, eserin yapım ve tesliminden sonra 1 yıldan fazla süre geçtiğini, zamanaşımı nedeniyle de davanın reddini, dolapların asılı oldukları yerden düşmelerinin montaj hatasından kaynaklanmadığını, dolaba ne kadar ağırlıkta yük bindirildiğinin bilinmediğini, ayrıca üst taraftaki eşyaya; uzanmak için kapağa asılma halinde de dolabın düşebileceğini, dolabın monte edilmesinden sonra Ankara'yı da içine alan iki büyük deprem geçirildiğini, bu depremlerin ve artçılarının olayda etkili olmasının büyük olasılık olduğunu, tespit dosyasındaki bilirkişi raporunda kullanılan dübellerin ve vidaların yetersizliğinden ve naylona sarılmasından söz edilmiş ise de bilirkişinin inşaat mühendisi olup, bundan anlamayacağını, hepsinin yeterli ve montajın mutad uygulanan ve tüm esnafın yaptığı şekilde yapıldığını, davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece; "Toplanan deliller itibariyle davalı her ne kadar meydana gelen zarardan sorumlu olmadığını savunmuş ise de: dinlenen tanık ifadeleri ve bilirkişi görüşü itibariyle meydana gelen zarar ile davalının eylemi arasında uygun illiyet bağı olduğu kanaatine varıldığından bu savunması yerinde görülmemiş ve bilirkişi raporu itibariyle davanın kısmen kabulü gerekmiştir." gerekçesiyle davanın kısmen kabulüyle, 287.505.000 TL.'nin dava tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazla istemin reddine karar verilmiştir.

Davalının temyizi üzerine Özel Daire; "Davacı ile davalı arasında hiçbir hukuksal ilişki olmadığı gibi, davalının davacıya karşı haksız bir eylemi de yoktur. Bu nedenle davacı zararını davalıdan isteyemez. Ancak kira sözleşmesine dayanarak ev sahibinden zararının karşılanmasını isteyebilir. Bu yön gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup kararın bozulması gerekmiştir." gerekçesi ile hükmün bozulmasına karar vermiştir.

Yerel Mahkemece; "Dava dışı ev malikleri ile davalı arasındaki istisna akdi ile davalı davacıya kiralanan taşınmaz için mutfak dolabının imalat ve montajını gerçekleştirmiştir. Davalının bu ilişkideki sıfatı imalatçıdır. Dolayısıyla uyuşmazlığın imalatçının sorumluluğu çerçevesinde değerlendirilmesi gerekir. İmalatçının sorumluluğuna tehlikeyi uzaklaştırma prensibi uyarınca malulün üretimi ve düzgün olarak montajı da dahildir. Akit dışı 3. kişilere verilen zarardan dolayı imalatçının sorumluluğu: Akitten doğan bir yükümlülüğü yerine getirmediği için değil, piyasaya ayıplı bir mal sürdüğü ve/veya imal edilen ürünün kullanım amacına uygun olmayacak şekilde imalatçı tarafından hatalı monte edildiği içindir. Böyle bir durumda ayıplı montajdan doğan zararın karşı akidin hukuki sahasında doğmasıyla 3. şahsın hukuki sahasında doğması arasında bir fark yoktur. Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 06.05.1974 gün ve 1603/1537 sayılı, 20.9.1979 gün ve 3398/4053 sayılı kararlarında bu ilkeden hareketle imalatçının sorumluluğunu sözleşme dışı kusura dayanan sorumluluk olarak kabul etmektedir. İmalatçının imal ettiği ve işbu dava konusu olayda aynı zamanda montajını da üstlenmesi nedeniyle ayıp sonucu 3. kişilerin mal varlıklarında doğmasına sebebiyet verdikleri zararlar nedeniyle doğrudan doğruya ürünün kendi bünyesinde meydana gelen, dolayısıyla da 3. şahısların mal varlığında ortaya çıkan azalma değildir. Burada söz konusu olan malın veya montajının ayıplı olması sebebiyle 3. şahısların bu ayıplı mal dışında kalan mal varlıklarındaki meydana gelen bir azalma söz konusudur. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın da bu çerçevede değerlendirilerek BK'nun 41. maddesi uyarınca kusur kavramının yorumlanması suretiyle çözümlenmesi gerekmektedir. Dava konusu olayda davalının kusurlu olduğu imal ettiği mutfak dolabını ayıplı olarak montajı sonucunda düşmesiyle davacının mal varlığında zarara sebebiyet verdiği ve davalının kusurlu eylemi ile meydana gelen zarar arasında nedensellik bağının bulunduğu kanıtlanmıştır." gerekçesiyle önceki kararda direnilmiştir.

Hükmü davalı vekili temyiz etmiştir.

Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; davacı kiracının aynı zamanda kendisinin kiralayanı durumunda olan dava dışı iş sahibi ile davalı arasındaki sözleşme gereği yapılan işin hatalı montajından doğan zararından dolayı, işi yapan üçüncü kişiye karşı zararının giderimi konusunda dava açma olanağı bulunup bulunmadığı, kısacası husumet noktasındadır.

Öncelikle; gerek davacı kiracı ile dava dışı kiralayanlar, gerekse de kiralayanlar ile davalı arasındaki sözleşmelerin irdelenmesinde yarar vardır.

Davacı kiracı İ____ 01.10.1998 başlangıç tarihli 1 yıl süreli kira sözleşmesi ile dava dışı N____ ve Z____'den ____ Mahallesi, ____ Sokak, ____ Apartmanı, 3/13 nolu konutu kiralamış, demirbaşlar arasında mutfak dolapları da monteli vaziyette kiracı davacıya kiralayanlar tarafından teslim edilmiştir. Kira akdi hukuksal nitelikçe kullandırma akitlerindendir. Kiralayan kiraya konu taşınmazı kiracının kullanımına uygun teslim etmek ve bu hakkın özüne dokunmamak, kiracı da kiralananı sözleşme ve yasa hükümlerine uygun kullanmak zorundadır.

Kiraya konu taşınmaz maliki dava dışı kiralayanlar ile davalı arasındaki ilişkiye gelince, davalı kiralayan dava dışı kişilerle yaptığı anlaşma gereğince mutfak dolabı yapım ve montajını üstlenmiş, imal ettiği mutfak dolabını kiraya konu daireye monte etmiştir. Davalı akdedilen sözleşme gereği yapımını üstlendiği dolabı istenen vasıflarda imal yanında, buna bağlı olarak üstlendiği montaj işini de eksiksiz ve ayıpsız olarak yerine getirmek yükümlülüğündedir. Bu yönüyle dava dışı kiralayanlarla davalı arasında içinde satım akdinin unsurlarını da taşıyan ama ağırlıkla imalat ve montaj işini de barındıran karma nitelikteki akdin bulunduğunda kuşku yoktur.

Şu durumda; davacının sıfatı, dava dışı kiralayanlarla arasındaki sözleşme yönünden kiracılık, kiralayanların davalı ile akdedilen istisna sözleşmesindeki sıfatları ise iş sahipliğidir. Davalı ile davacı arasında ise akdi ilişki bulunmamaktadır. Yeri gelmişken, davanın tarafları arasında akdi ilişkinin bulunmamasının davacının davalıdan zararının tazminin istemesine engel olup olmayacağı sorusuna cevap aranmalıdır.

Davalı, dava dışı ev malikleri kiralayanlar ile arasındaki akit gereği mutfak dolabının imalat ve montajını gerçekleştirmiş, davacı sonradan daireyi kiralayarak mutfak dolabını da kira akdi kapsamı içinde kullanmaya başlamıştır. Montajı takip eden yaklaşık 1 yıl sonunda da dolap asılı olduğu yerden düşmüş ve kiracı davacının eşyalarına zarar vermiştir. Bu olayın meydana gelişi itibariyle davacının BK'nun 58. maddesine göre ve kira sözleşmesine dayanarak ev sahibinden zararının karşılanmasını isteyebileceği mahkeme ve dairenin de kabulündedir.

Yerel Mahkeme ile Özel Daire arasındaki uyuşmazlık; taraflar arasındaki ilişkinin vasıflandırılmasında ve buna göre davacının aktif dava ehliyetinin varlığı konusunda düğümlenmektedir. Dolayısıyla davalı tarafından imal edilip monte edilen mutfak dolabının hatalı montajı nedeniyle davacının malvarlığında ortaya çıkan zararın tazmini gerektiği iddiası ile davacının davalı aleyhine açtığı eldeki davanın husumet noktasından görülebilirliği tartışma konusudur.

Gerçekten taraflar arasında bir sözleşme ilişkisi yoktur. Ancak öğreti ve uygulamada yapımcı ile zarar gören arasında böyle bir bağ olmasa bile yapımcının sözleşme dışı da sorumlu tutulabileceği benimsenmektedir. Türk Hukukunda yapımcının sorumluluğuna ilişkin özel bir sorumluluk düzenlenmemişse de; bu konuda Borçlar Kanununun 41. maddesinin birinci fıkrası hükmünün uygulanması mümkündür. Sözü edilen fıkra hükmünde belirtildiği gibi kusuru ile diğer bir kimseye zarar ika eden kişi o zararın tazminine mecburdur buradaki kusur, hukuka uygun olmayan, hukuk düzeninin kınadığı bir irade veya irade noksanıdır. Bir imalat, normal şartlar altında ve normal kullanma halinde, zarar vermeye elverişli ise, kural olarak ortada "kusur"un (hatanın) varlığını kabul etmek gerekir. Böyle bir malı piyasaya süren yapımcı tehlike yaratmış demektir. Yapımcı bu tehlikenin gerçekleşmesini önlemek için gerekli önlemleri almamışsa, zararın gerçekleşmesi halinde bunu tazmin ile yükümlü olur. Federal Mahkeme de imalatta kullanılan malzemenin seçiminde ve kontrolünde, malın yapımında ve birleşiminde, bundan sonraki denetiminde, elemanın seçiminde gerekli özeni göstermeyen imalatçı, hatalı imalatı piyasaya sürmek suretiyle başkaları için tehlikeli bir durum yaratmış, göstermesi gerekli özeni yerine getirmemiş bulunduğundan BK'nun 41. madde uyarınca sorumlu olduğunu kabul etmiştir (BGE 64 II 260, 66 II 117; 79 II 69; 80 III 59. Bkz.). (Türk ve İsviçre Hukukunda İmalatçının sorumluluğu Dr. Jur İbrahim Kaplan Adalet Dergisi 1977 s. 78 vd).

Nitekim Türk öğreti ve uygulamasında da, İsviçre'de olduğu gibi yapımcıların sorumluluğunun yasadan doğan (BK m.41 vd.) kusur sorumluluğu olduğu benimsenmiştir. Yapımcının imal ettiği malda saptanan yapım bozukluğu, montaj hatası nedeni ile o malı alan , kullanan herkese karşı sorumlu olacağı üretim ve montaj hatası nedeniyle haksız biçimde zarara uğrayan kişilerin objektif nitelikte bu zararlarının yapımcı tarafından giderilmesi gerektiği kabul edilmektedir (Bkz. Prof. Dr. Ergun Özsunay "yapımcının sorumluluğu, sorunlar, çözümler, yönetimler" Teori ve Uygulama Acısından Mesuliyet Sigortaları 3. Sigorta Semineri, İst. 04-07 Nisan 1977, Ankara 1977 sh. 205- 209 ve "Türk Hukukunda Gerçek Boşluk Yapımcının Sorumluluğu" İÜ. Hukuk Fakültesince düzenlenen sempozyum, sunulan tebliğ, İst. 1978 sh: 13-21, Y.11.HD.nin, 6.5.1974 gün ve E: 1063, K: 1537 Y.K.D. 1976 C.2, S.11, s.59- 61, Y.4.HD. 5.7.1977 gün E: 2921 K: 7745, Y.K.D. 1978 C.4, s. 11, s. 1801- 1802).

Bu ilkeler doğrultusunda somut olaya bakıldığında 02.11.1999 ve 24.05.2000 tarihli bilirkişi raporlarında davalı yapımcının montaj hatasının bulunduğu açıkça belirtilmiştir. Davalının hatalı ve kusurlu montajı sonucunda davacıya ait mutfak dolaplarının düştüğü davacının zararı ile davalının eylem arasında uygun nedensellik bağının da oluştuğu anlaşıldığından doğan zararın davalı yapımcı tarafından giderilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

Yukarıda açıklanan gerekçelerle direnme kararı usul ve yasaya uygun bulunmuştur. Ne var ki, Özel Dairece işin esasına ilişkin diğer temyiz itirazları incelenmediğinden bu itirazlar incelenmek üzere dosyanın Özel Dairesine gönderilmesi gerekir.

KARAR : Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı yerel mahkemenin direnme kararı yerinde olup, işin esasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 4. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 13.02.2002 gününde oybirliği ile karar verildi."

Konu ile ilgili bir Yargıtay kararı buldum, burda ki karar imalatçınında sorumluluğuna gidilebileceği yönünde..
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Yüklenici, inşaat sözleşmesi, nama ifa, asli müdahil, muvazaa, hile Av. İlhan SALBAŞ Meslektaşların Soruları 5 07-09-2018 13:14
eser sözleşmesi,yüklenici karı ,kdv hırs Meslektaşların Soruları 1 08-04-2012 16:15
İmar Kirliliğine Neden Olma- Yüklenici Firma Sorumluluğu Av.Seda Meslektaşların Soruları 1 28-05-2011 13:16
Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi-Yüklenicinin Borcu Nedeniyle Ferağdan Kaçınma empas Meslektaşların Soruları 8 19-05-2009 11:47
İtirazın iptali davası yüklenici -alt yüklenici ilişkisi lawyercakir Meslektaşların Soruları 2 16-12-2008 20:22


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04841495 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.