Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

SuÇa TeŞvİk Ve Konut DokunulmazliĞini İhlal

Yanıt
Old 24-03-2007, 14:22   #1
Av. BNK

 
Varsayılan SuÇa TeŞvİk Ve Konut DokunulmazliĞini İhlal

Genç yakışıklı bir delikanlımız çok beğendiği ama bir türlü randevu kopartamadığı genç güzel bir kızımızla arkadaşlık etmek için çok fazla ısrarlı davranır. Bu geç kızımızda bu ısrarlı davranıştan bıkar ve delikanlıyı gece geç saatte evine çağırır. Delikanlı apartman dairsinin kapısının örüre geldiğinde kapının açık olduğunu fark eder ve şüphelenmeden evin içine girer. Bu esnada kızımız içeride kendini bir odaya kapamıştır ve delikanlının eve geldiğini görür görmez telefon ederek polisi çağırır. Delikanlı evin içinde kızı bulamayınca durumdan şüphelenir ve apartmanı terk etmek üzere iken polisler tarafından yakalanır.

1- Konut dokunulmazlığını ihlal hükümlerinin somut olayda uygulanabilmesi mümkün müdür?

2- Olayda suça teşvik var mıdır?

Dava konusu olayda delikanlı 6 ay hapis cezası aldı, Ceza para çevrildi ve ertelendi. Olay Eski ceza kanunu döneminde yaşandı.
Old 24-03-2007, 15:17   #2
kowalevski

 
Varsayılan

Sayın Kurdoğlu, bildiğim kadarıyla yardımcı olmaya çalışıyım.Konut dokunulmazlığı suçunun oluşması için ya fail rıza dışı konuta girecek ya da rıza ile girdiği konutta rıza halefine çıkmamak için direnecek.Sizin olayınızda rıza ile girdiği söylenebilir.Kapı açık bırakılmış ve kişi, failin geleceğini bilerek açık bırakıyor.Burada ancak rıza olmamasına rağmen konuttan çıkmamak iddia edilebilir.Ancak burada da henüz rızanın bitmediğini söylemek mümkün.Karşı taraf, "çık dışarı, istemiyorum seni, evi terket" vb.beyanda bulunmamış. Rızanın devam ettiği söylenebilir.
Ulaşabildiğim bir kararda; adam, evli kadınla ilişkiye girmek için eve gidiyor.Evli kadın ve kocası da adamı yakalatmak için, bilerek eve kabul ediyorlar.Yerel mah., konut dok.ihlal suçu oluşmamıştır diyerek beraat veriyor.Yargıtay, kocanın rızası olmadığı gerekçesiyle sadece kadının rızası yeterli değil diyerek kararı bozuyor.(4.CD, 08.04.1996, 1391E, 3170K)
Başka bir kararda Ceza Genel Kurulu, rıza ile eve girip rıza ortadan kalkmadan evden ayrılan kişinin eylemi, konut dok. ihlal suçunu oluşturmaz yönünde karar vermiştir.Bu karar, sizin olaya daha uygun.(C.G.K., 14.5.1996, 4/91E, 94K)
Umarım yardımcı olabilmişimdir.Saygılar.
Old 24-03-2007, 15:21   #3
dark

 
Varsayılan

Gerekçe
MADDE 116.– Madde, Anayasanın 21 inci maddesinde güvence al*tına alınan konut dokunulmazlığını ihlâl fiillerini suç olarak tanımlamakta*dır. Konut dokunulmazlığının ihlâli, kişinin kendisine özgü barış ve süku*nunu ve yuvasındaki yaşamının sulh ve selametle cereyanı için varolması gerekli güvenlik duygusunun sarsılmasını ifade etmektedir.
Bireylere karşı işlenen ve aynı zamanda onların muhtaç oldukları gü*venlik ve sükunu ihlâl eyleyen bu fiillerin, hürriyete karşı işlenen suçlar arasında bir suç olarak tanımlanması uygun görülmüştür.
Maddenin birinci fıkrasında konut dokunulmazlığını ihlâl suçunun temel şekli düzenlenmiştir. Buna göre; bir kimsenin konutuna, konutunun eklentilerine rızasına aykırı olarak girilmesi veya rıza ile girildikten sonra buradan çıkılmaması konut dokunulmazlığını ihlâl suçunun temel şeklini oluşturmaktadır. Bu suç, herkes tarafından işlenebilir. Bu suç, icraî bir dav*ranışla işlenebileceği gibi, ihmali davranışla da işlenebilir. Başkasının ko*nutuna veya konutun eklentilerine rıza ile girdikten sonra, çıkmama hâlinde, konut dokunulmazlığı ihmali davranışla ihlâl edilmektedir.
Konut dokunulmazlığını ihlâl suçunun oluşabilmesi için, yetkili kişi*nin konuta girme konusunda rızasının olmaması gerekir. Konut sahibinin konuta girildiğinden haberdar olmaması, aynı zamanda rızasının da olma*ması anlamına gelir. Bu nedenle, konuta gizlice veya hileyle girilmiş olması hâlinde, bu suç oluşur. Sahibinin rızasına dayalı olarak konuta girildikten sonra, bu rızanın geri alınması hâlinde konutun terk edilmesi gerekir. Aksi takdirde söz konusu suç oluşur. Belirtilen nedenlerle, konut sahibinin rızası*nın olmaması, bu suçun bir unsurunu oluşturmaktadır.
Konut dokunulmazlığını ihlâl suçunun hukuka aykırılık vasfını orta*dan kaldıran rızanın, hukuken geçerli rıza olması gerekir. Kişinin konuta girme konusunda rıza açıklamaya yetkili olmasının yanı sıra, açıklanan rıza*nın da örneğin hile dolayısıyla sakatlanmamış olması gerekir.
Maddenin ikinci fıkrası, söz konusu suçun hukuka aykırılık vasfını ortadan kaldıran rıza ile ilgili bazı durumlara ilişkin hükümler içermektedir. Buna göre, evlilik birliğinde aile bireylerinden birinin rızasının olması, söz konusu suça ilişkin hukuka aykırılık vasfını ortadan kaldırır. Keza, konutun birden fazla kişi tarafından ortak kullanılması durumunda bu kişilerden biri*nin konuta girme konusunda rıza göstermesi, fiili hukuka uygun hâle geti*rir. Ancak bu hâllerde konuta girişin hukuka uygun sayılabilmesi için, rıza açıklamasının meşru bir amaca yönelik olması gerekir. Bu bakımdan örne*ğin, konuttaki teknik bir arızanın tamiri için, diğerinin bilgisi olmaksızın, eşlerden birinin tamircinin konuta girmesine rıza göstermesi hâlinde, bu rıza geçerli bir rıza olarak kabul edilmelidir. Buna karşılık, eşlerden birinin bir başkasını zina yapmak üzere konuta kabul etmesi durumunda, bu kişinin konuta girmesine gösterilen rızanın, geçerli bir rıza olarak kabul edilmesi imkansızdır ve bu durumda diğer eşe karşı işlenmiş konut dokunulmazlığını ihlâl suçu söz konusudur.
Maddeye göre, girilen veya çıkılmayan yerin bir konut veya bunun eklentisi olması gerekir.
Konut dokunulmazlığını ihlâl suçunun soruşturma ve kovuşturması mağdurun şikâyetine bağlı kılınmıştır.
Maddenin üçüncü fıkrası suçun konusu bakımından farklı bir hüküm içermektedir. Buna göre, birinci fıkrada tanımlanan fiillerin, açık bir rızaya gerek duyulmaksızın girilmesi mutat olan yerler dışında kalan işyerleri ve eklentileri hakkında işlenmesi, ayrı bir suç olarak tanımlanmıştır.
Bu fıkranın uygulanmasında, birinci fıkrada söz konusu olan koşullar aranacaktır. Niteliği itibarıyla açık bir rızaya gerek duyulmaksızın girilmesi alışılmış (mutat) olan yerler dışında kalan yerlere rıza olmaksızın girilmesi bu suçu oluşturacaktır. Avukatlık bürosu ve özel muayenehane, bu gibi izinle girilmesi gereken yerlere örnek olarak gösterilebilir. Keza, herkesin herhangi bir koşulu yerine getirmeksizin girebileceği yerlere, söz gelimi süper marketlere, dükkânlara, mağazalara halka açık olmadıkları zaman*larda, meselâ mesai saatleri dışında rıza hilafına girilmesi hâlinde de bu suç oluşacaktır. Ancak, halka açık oldukları sırada girildiği takdirde suç oluşma*yacaktır. Zira hak sahipleri bu gibi yerlere isteyenin girmesi hususunda daha başlangıçta rızalarını örtülü olarak açıklamış sayılırlar.
Dördüncü fıkrada, bu madde kapsamında tanımlanan suçların cebir veya tehdit kullanılarak ya da gece vakti işlenmesi, cezanın artırılmasını gerektiren nitelikli hâller olarak belirlenmiştir.
Burada söz konusu olan cebir, kasten yaralama suçunun daha az ce*zayı gerektiren hâli olarak düşünülmelidir. Bu nedenle, kullanılan cebir ki*şide basit bir tıbbî müdahaleyle giderilebilecek ölçünün ötesinde bir etki meydana getirmiş ise, hem konut dokunulmazlığını ihlâl suçundan hem de kasten yaralama suçundan dolayı ayrı ayrı cezaya hükmolunur.
________.__________
Olayda rızanın olduğunun ispatlanmasına gidilmesi kanaatindeyim..
Old 25-03-2007, 03:24   #4
Kemal Yıldırım

 
Rahatsiz

Konut dokunulmazlığını ihlal suçu oluşmamıştır. Çünkü suçun oluşması için konuta rıza dışış girilmesi ya da rızanın ortadan kalkmasına rağmen konuttan çıkılmaması gerekir. Olayda konuta girilmesi konusunda rıza sözkonusudur. Gerek telefonla eve çağrılması gerekse kapının açılması rızanın varlığını gösterir. Ayrıca rızanın ortadan kalktığını gösterir bir beyan da olmadığı için rızanın kalkmasına rağmen konuttan çıkılmaması hareketi de gerçekleşmemiştir.

Ayrıca suç işlemeye teşvik de oluşmamıştır. Kanımca suç işlemeye teşvik olabilmesi için ortada bir suçun olması gerekir. Konut dokunulmazlığı ihlal edilmediği için suç da yoktur. Ancak;
Alıntı:
İftira
Alıntı:
MADDE 267. - (1) Yetkili makamlara ihbar veya şikayette bulunarak ya da basın ve yayın yoluyla, işlemediğini bildiği halde, hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idari bir yaptırım uygulanmasını sağlamak için bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat eden kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Fiilin maddi eser ve delillerini uydurarak iftirada bulunulması halinde, ceza yarı oranında artırılır.
(3) Yüklenen fiili işlemediğinden dolayı hakkında beraat kararı veya kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş mağdurun aleyhine olarak bu fiil nedeniyle gözaltına alma ve tutuklama dışında başka bir koruma tedbiri uygulanmışsa, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(4) Yüklenen fiili işlemediğinden dolayı hakkında beraat kararı veya kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş olan mağdurun bu fiil nedeniyle gözaltına alınması veya tutuklanması halinde; iftira eden, ayrıca kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçuna ilişkin hükümlere göre dolaylı fail olarak sorumlu tutulur.
(5) Mağdurun ağırlaştırılmış müebbet hapis veya müebbet hapis cezasına mahkûmiyeti halinde, yirmi yıldan otuz yıla kadar hapis cezasına; süreli hapis cezasına mahkûmiyeti halinde, mahkûm olunan cezanın üçte ikisi kadar hapis cezasına hükmolunur.
(6) Mağdurun mahkûm olduğu hapis cezasının infazına başlanmış ise, beşinci fıkraya göre verilecek ceza yarısı kadar artırılır.
(7) İftira sonucunda mağdur hakkında hapis cezası dışında adli veya idari bir yaptırım uygulanmışsa; iftira eden kişi, üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(8) İftira suçundan dolayı dava zamanaşımı, mağdurun fiili işlemediğinin sabit olduğu tarihten başlar.
(9) Basın ve yayın yoluyla işlenen iftira suçundan dolayı verilen mahkûmiyet kararı, aynı veya eşdeğerde basın ve yayın organıyla ilan olunur. İlan masrafı, hükümlüden tahsil edilir.


madde gereği iftira suçunun işlendiği(kız açısından) söylenebilir.

Sayın kowalevski;
Alıntı:
Ulaşabildiğim bir kararda; adam, evli kadınla ilişkiye girmek için eve gidiyor.Evli kadın ve kocası da adamı yakalatmak için, bilerek eve kabul ediyorlar.Yerel mah., konut dok.ihlal suçu oluşmamıştır diyerek beraat veriyor.Yargıtay, kocanın rızası olmadığı gerekçesiyle sadece kadının rızası yeterli değil diyerek kararı bozuyor.(4.CD, 08.04.1996, 1391E, 3170K)
sizin bahsettiğiniz bu kararda, eve giren kişi hukuken korunmayan bir kişi olması nedeniyle, kadının rızasının yeterli olmayacağı belirtilmiştir. Her durumda kadın ve kocanın her ikisininde rızasının olması gerekmemektedir. Bu konu ile ilgili yorumlar için verdiğim linke bakınız.


http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=13648

Saygılar...
Old 03-04-2007, 21:58   #5
Derebey06

 
Varsayılan bu durumu kanıtlayabiliyor mu?

Alıntı:
gece geç saatte evine çağırır. Delikanlı apartman dairsinin kapısının örüre geldiğinde kapının açık olduğunu fark eder ve şüphelenmeden evin içine girer. Bu esnada kızımız içeride kendini bir odaya kapamıştır ve delikanlının eve geldiğini görür görmez telefon ederek polisi çağırır.
bu durumu kanıtlayabiliyor mu? gerçek ne olursa olsun kanıt yoksa yapılacak birşey yoktur.. Kanıtlayamadığı için mahkemenin almış olduğu karar doğrudur yani konut dokunulmazlığını ihlal suçu mevcuttur.
Old 04-04-2007, 13:36   #6
Av. BNK

 
Varsayılan

Sayın Derebey06 müşteki kız bütün bunları kendi ağzı ile itiraf etti.

Müvekkilimi özellikle çağırdığını, kapıyı bilerek açık bıraktığını, geldiğini görünce kendisini odaya kapattığını ve polisi aradığını ifadesinde açıkça belirtiyor.
Old 05-04-2007, 17:33   #7
Derebey06

 
Varsayılan

Bülent bey bilindiği gibi konut dokunulmazlığını ihal suçu oluşması için zorlama olması gerekiyor ama burada öyle bişiy yok.. bu sebeple delikanlı tarafından işlenen bir suç yok. Ancak genç kızın yapmış olduğu olay iftiraya girer bence müşteki ve şüpheli yer değiştirmeli ve kıza dava açılmalıydı.
saygılarımla
Old 05-04-2007, 22:31   #8
Kemal Yıldırım

 
Soru

Alıntı:
bilindiği gibi konut dokunulmazlığını ihal suçu oluşması için zorlama olması gerekiyor

Sayın derebey; nasıl bir zorlama olacağı konusunda düşüncenizi anlayamadım, rica etsem biraz açıklaqr mısınız?

Saygılar...
Old 06-04-2007, 16:21   #9
Derebey06

 
Varsayılan

Kemal bey zorla derken evsahibinin rızasını kast etmiştim bundan sonra anlatımda daha dikkatli olurum

SAYGILARIMLA
Old 06-04-2007, 22:46   #10
Kemal Yıldırım

 
Varsayılan

Teşekkürler. Bu konudaki ayrıntılı tartışmalar için verdiğim linke bakmanızı öneririm.

Zina Suç Değil Ancak Konut Dokunulmazlığının İhlali Var:

http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=13648

Konut dokunulmazlığının ihlali ile ilgili ayrıntılı görüş ve tartışmalar linkte yer almakta.

Saygılar...
Old 07-04-2007, 09:05   #11
Av. BNK

 
Varsayılan

Müteki müvekkilimi çağırmasaydı müvekkilim o konuta gitmeyecekti.

Müştekinin amacı müvekkilimi tuzağa düşürmekti. Bunu da ifadesinde açıkça belirtiyor.

Buna rağmen konut dokunulmazlığını ihlal suçu oluşur mu?
Old 07-04-2007, 15:24   #12
Kemal Yıldırım

 
Varsayılan

Sayın Bülent Bey; zaten kız durumu bu şekilde ifade etmeseydi de, konut dokunulmazlığını hilal suçu oluşmayacaktı. Kızın bunu belirtmesi sizin ispatlamanız açısından kolaylık sağlayacaktır. Bu durumda, müvekkiliniz kurtulduktan sonra, kız hakkında iftira suçu nedeniyle takip yapılabilir...

Saygılar...
Old 02-06-2007, 02:00   #13
sibel19

 
Varsayılan

konut dokunulmazlığı bir kimsenin konutuna veya konutunun eklentilerine rızası halefine girilince olunduğuna göre yoktur. ancak sizin bunu ispat etmeniz zor olurdu. bu konuda da bayan yardımcı olmuş.

kolay gelsin
Old 07-06-2007, 20:28   #14
muratsadioğlu

 
Varsayılan Gönüllü bir çağrı var mı?

Alıntı:
Yazan Av.Kurdoğlu
..genç kızımızda bu ısrarlı davranıştan bıkar ve delikanlıyı gece geç saatte evine çağırır.(
Alıntı:
Yazan dark
.C.Y.116.md.Gerekçesi
Konut dokunulmazlığını ihlâl suçunun hukuka aykırılık vasfını orta*dan kaldıran rızanın, hukuken geçerli rıza olması gerekir. Kişinin konuta girme konusunda rıza açıklamaya yetkili olmasının yanı sıra, açıklanan rıza*nın da örneğin hile dolayısıyla sakatlanmamış olması gerekir

Sayın Meslektaşlarım,

Arkadaşlarım,yaklaşık oybirliği ile:eve kız tarafından çağrılmış olan sanığın,bu çağrı nedeni ile aklanması gerektiği düşüncesinde..
Oysa,çağrının hiç te gönüllü olmadığı,kerhen (isteksiz) yapıldığı,soru sahibi arkadaşımızın anlatımından açıkça anlaşılmaktadır.
Öte yandan konut dokunulmazlığını düzenleyen yasa maddesinin gerekçesinde,bir çağrı varsa bu çağrının gönüllü olması gerektiği ifade edilmektedir..
Kanımızca suçun unsurları oluşmuştur.
Sonuç olarak:Mahkumiyet kararı yerindedir.
Saygılarımla.
Old 07-06-2007, 21:48   #15
Kemal Yıldırım

 
Varsayılan Şahıs suçsuzdur, kız ise iftira suçunu işlemiştir...

Alıntı:
Genç yakışıklı bir delikanlımız çok beğendiği ama bir türlü randevu kopartamadığı genç güzel bir kızımızla arkadaşlık etmek için çok fazla ısrarlı davranır. Bu geç kızımızda bu ısrarlı davranıştan bıkar ve delikanlıyı gece geç saatte evine çağırır. Delikanlı apartman dairsinin kapısının örüre geldiğinde kapının açık olduğunu fark eder ve şüphelenmeden evin içine girer. Bu esnada kızımız içeride kendini bir odaya kapamıştır ve delikanlının eve geldiğini görür görmez telefon ederek polisi çağırır. Delikanlı evin içinde kızı bulamayınca durumdan şüphelenir ve apartmanı terk etmek üzere iken polisler tarafından yakalanır.

Fail,rıza gösterilmeden önce (uzun süre ısrarlı olmasına rağmen) eve girme ya da başka herhangi bir fiil için bir girişimde bulunmamıştır. Aksine rıza gösterilmesinden yani mağdur olduğunu iddia eden kızın onu eve çağırmasından sonra gitmiştir. Kaldı ki kapı da açık bırakılşmıştır. Bura da açık bir rızanın olduğu aşikardır. Mağdurun rızasına rağmen failin suçlu olduğunu kabulş edersek adaletin zedeleneceği şüphesizdir. Kaldı ki mağdur kızın yaptıkları ortadadır. Zaten bunu ikrar etmiştir. Ayrıca fail, evde kimseyi bulamayınca çıkmak için kapıya yönelmiş, tam bu sırada polis tarafından yakalanmıştır. Şahıs suçsuzdur.

Bunun yanında kızın yaptıkları ortadadır. İftira suçunu işlemiş olduğu su götürmez bir gerçektir...

Saygılar...
Old 30-12-2009, 14:09   #16
Derebey06

 
Varsayılan

tamam da murat bey ortada kızın rahatsız olma gibi bir durumu var ise yapması gereken hareket tarzı bu değildir. Tamam Kızın burada bir mağduriyeti var. Böyle bir durum varsa TCK nın uygun maddelerine göre gerekli şikayette bulunması gerekirdi. Daha önce de belirttiğim gibi kız iftira suçu işlemiştir. Ama gencin yapmış olduğunu rahatsız edici davranışlar, haksız tahriğe girebileceği kanısındayım..


SAYGILARIMLA
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Taahhüdü İhlal avslh Meslektaşların Soruları 53 09-06-2017 14:58
Taahhudu İhlal SEZIN Meslektaşların Soruları 19 17-03-2010 11:49
Evlilik Birliğinde: Hırsızlık ve Konut Dokunulmazlığını İhlal av.knel Meslektaşların Soruları 6 02-08-2009 09:26
Taahhüdü İhlal Suçu kaldırıldı mı? Onur dönmez Meslektaşların Soruları 5 31-01-2007 20:59
Kişiyi Suça Toplum Mu İter Yosa Kişi Kendi Mi Suça Yönelir?Neden? yasemin Hukuk Soruları Arşivi 2 04-03-2002 19:55


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05793095 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.