Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Yurtdışında kullandırılan kredinin Türkiye' de takibi - TK m. 35' e göre tebliğ (Usulsüz olup olmadığı)

Yanıt
Old 27-12-2012, 16:20   #1
Iustitia

 
Varsayılan Yurtdışında kullandırılan kredinin Türkiye' de takibi - TK m. 35' e göre tebliğ (Usulsüz olup olmadığı)

Saygıdeğer meslektaşlar,
Bir konuda değerli görüşlerinize ihtiyaç duymaktayım. Yurt dışında yaşayan bir Türk vatandaşına yine bir Türk bankasının yurt dışı şubesinden kredi kullandırılıyor. (Bu kişi uzun yıllardır yurt dışında ikamet edip orada şirket sahibidir) Kredi sözleşmesinde o yer hukukunun geçerli ve o yer mahkemesinin yetkili olduğu yazıyor. Krediyi kullanan kişi bir süre sonra işlerinin kötüye gitmesi nedeniyle yurt dışında iflasını talep ediyor ancak bahsedilen krediyi kullandıran banka adını iflas masasına yazdırmıyor. Sanıyorum ki, banka iflas masasına adını yazdırmadığı için yurt dışında tahsilat yapamayacağı düşüncesiyle Türkiye' de bu kişi hakkında takip başlatarak Tapu Müdürlüğü' ne müzekkere yazmak suretiyle borçlunun tapuda kayıtlı adresini istiyor. (Bu şahsın Türkiye' de gayrimenkulü mevcut) Tapuda kayıtlı adrese çıkarılan tebligat borçlunun yurt dışında ikamet ediyor olması sebebiyle iade oluyor. Bunun üzerine alacaklı taraf TK m. 35' e göre tebliğ talep ediyor ve icra müdürlüğü talebi kabul ederek tebligatı çıkarıyor. 35. maddeye göre takip kesinleştirildikten sonra gayrimenkulün kıymet takdiri vs. yapılıyor. Bu arada borçlu vefat ediyor geriye mirasçı olarak yine yurt dışında ikamet eden çocukları kalıyor. Bunun üzerine alacaklı İİK m.53/son uyarınca mirasçılara muhtıra gönderilmesini istiyor ve bu muhtıra yurt dışında mirasçılara tebliğ ediliyor. Bu itibarla,

1) Kredi sözleşmesinde o yer hukukunun geçerli ve o yer mahkemelerinin yetkili olduğu yazılı olmasına rağmen Türkiye' de takip başlatılabilir mi?

2) Borçlunun Türk vatandaşı, takibin de ilamsız olması sebebiyle Türkiye' de takip başlatılmasında bir sakınca yok ise; kredi sözleşmesinde borçlunun yurt dışı adresi açıkça yazıyor olmasına rağmen tapuda kayıtlı adresin temin edilerek bu adrese tebligat çıkarılması, tebligatın borçlunun yurt dışında ikamet etmesi sebebiyle iade olmasına rağmen TK m. 35' e göre tebligat çıkarılmasının hukuka uygun olup olmadığı hususunda değerli görüşlerinize ihtiyaç duyuyorum.

Şimdiden teşekkürler, saygılar.
Old 27-12-2012, 18:35   #2
Gemici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Iustitia
Yurtdışında kullandırılan kredinin Türkiye' de takibi - TK m. 35' e göre tebliğ (Usulsüz olup olmadığı)
Saygıdeğer meslektaşlar,
Bir konuda değerli görüşlerinize ihtiyaç duymaktayım. Yurt dışında yaşayan bir Türk vatandaşına yine bir Türk bankasının yurt dışı şubesinden kredi kullandırılıyor. (Bu kişi uzun yıllardır yurt dışında ikamet edip orada şirket sahibidir) Kredi sözleşmesinde o yer hukukunun geçerli ve o yer mahkemesinin yetkili olduğu yazıyor. Krediyi kullanan kişi bir süre sonra işlerinin kötüye gitmesi nedeniyle yurt dışında iflasını talep ediyor ancak bahsedilen krediyi kullandıran banka adını iflas masasına yazdırmıyor. Sanıyorum ki, banka iflas masasına adını yazdırmadığı için yurt dışında tahsilat yapamayacağı düşüncesiyle Türkiye' de bu kişi hakkında takip başlatarak Tapu Müdürlüğü' ne müzekkere yazmak suretiyle borçlunun tapuda kayıtlı adresini istiyor. (Bu şahsın Türkiye' de gayrimenkulü mevcut) Tapuda kayıtlı adrese çıkarılan tebligat borçlunun yurt dışında ikamet ediyor olması sebebiyle iade oluyor. Bunun üzerine alacaklı taraf TK m. 35' e göre tebliğ talep ediyor ve icra müdürlüğü talebi kabul ederek tebligatı çıkarıyor. 35. maddeye göre takip kesinleştirildikten sonra gayrimenkulün kıymet takdiri vs. yapılıyor. Bu arada borçlu vefat ediyor geriye mirasçı olarak yine yurt dışında ikamet eden çocukları kalıyor. Bunun üzerine alacaklı İİK m.53/son uyarınca mirasçılara muhtıra gönderilmesini istiyor ve bu muhtıra yurt dışında mirasçılara tebliğ ediliyor. Bu itibarla,

1) Kredi sözleşmesinde o yer hukukunun geçerli ve o yer mahkemelerinin yetkili olduğu yazılı olmasına rağmen Türkiye' de takip başlatılabilir mi?

2) Borçlunun Türk vatandaşı, takibin de ilamsız olması sebebiyle Türkiye' de takip başlatılmasında bir sakınca yok ise; kredi sözleşmesinde borçlunun yurt dışı adresi açıkça yazıyor olmasına rağmen tapuda kayıtlı adresin temin edilerek bu adrese tebligat çıkarılması, tebligatın borçlunun yurt dışında ikamet etmesi sebebiyle iade olmasına rağmen TK m. 35' e göre tebligat çıkarılmasının hukuka uygun olup olmadığı hususunda değerli görüşlerinize ihtiyaç duyuyorum.

Şimdiden teşekkürler, saygılar.

Sayın Iustitia,
'Yurt Dışı' dediğiniz devletin adını açıkça yazmanızın herhangi hukuki bir mahzuru yok, tam tersine faydalı olabilir, Türkiye'nin belirli alanlarda karşılıklı sözleşme yaptığı, veya söz konusu ülke ve Türkiye'nin imzalamış olduğu sözleşmeler söz konusu ise.

Ayrıca: bir Türk Bankası durup dururken veya ortada bir anlaşma yokken, 'o yerde' bir şube açamaz. Türkiye dışında faaliyet gösteren söz konusu bankanın hukuki statüsüne bakmak gerekir:
Türkiye dışında faaliyet gösteren birim bir temsilcilik midir, yoksa o ülke yasalarına göre bankacılık faaliyetinde bulunan, ve o ülke yasalarına tabi bir hukuki kişilik statüsüne mi sahiptir.

Not: Söz konusu 'o yer' Almanya ise ve Alman yasalarına göre bir iflas işlemi yürütülmüşse,Alman yasalarına göre faaliyette bulunan bankanın alacağı, banka alacağını iflas masasına bildirmese bile, yasal olarak ortadan kalmış olur, borçlu bu alacağı iflas kararına dayanarak ödemekten çekinebilir.

Saygılarımla
Old 27-12-2012, 18:49   #3
Iustitia

 
Varsayılan

Sayın Gemici yanıtınız için öncelikle teşekkürler. Yurt dışı tabirini kullanmamın herhangi hukuki bir mahzuru yok haklısınız ama yazmamamın başka bir nedeni vardı
Evet "o yer" den kastım Almanya ve banka GmbH olarak faaliyet gösteriyor. Bu çerçevede görüşlerinizi iletirseniz sevinirim.
Old 27-12-2012, 20:25   #4
Gemici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Iustitia
Sayın Gemici yanıtınız için öncelikle teşekkürler. Yurt dışı tabirini kullanmamın herhangi hukuki bir mahzuru yok haklısınız ama yazmamamın başka bir nedeni vardı
Evet "o yer" den kastım Almanya ve banka GmbH olarak faaliyet gösteriyor. Bu çerçevede görüşlerinizi iletirseniz sevinirim.

Sayın Iustitia,
GmbH olarak faaliyet gösteren bankamızın adını ben de vermiyorum! Batık bir bankayı satın alan bu GmbH tamamen Alman yasalarına göre faaliyet gösteriyor, belirli durumlarda Türkiye'deki ana şirket üzerinden Türkiyedeki alacaklarını tahsil etmesine rağmen.

Benim düşünceme göre bu banka Alman yasalarına göre faaliyette bulunduğu için, iflas konusunda da Alman hukukuna bağlıdır.

Müvekkiliniz tacir olarak mı, yoksa özel şahıs olarak mı iflas etti bilemiyeceğim. Çalıştırdığı bir şirketi var idiyse ve bu şirket iflas etti ise, şahsın borçları iflas neticesinde tasfiye edilmez. Kişinin ayrıca kişi olarak iflas etmesi gerekir.

İflas eden kişi tüm alacaklarını iflas masasına bildirmek zorundadır. Kişi alacaklısını iflas masasına bildirdikten sonra, söz konusu alacaklı iflas alacaklısı olur, bu alacaklı ayrıca alacağını masaya bildirmek zorundadır. Belirtilen süre içinde bildirilen tüm alacaklar deftere işlenir. Alacağını masaya bildirmeyen alacaklı sonradan gelip benim de alacağım vardı iddiasında bulunamaz. Bu alacaklı süre geçtikten sonra hiçbir hak iddia edemez.

Alacaklının alacağını masaya bildirip bildirmemesine bakılmaksızın iflas işleminin sona ermesi ile boçlu, masaya bildirilien ve bildirilmeyen tüm borçlarından kurtulmuş olur.

İflas işlemlerine sadece kişinin işlem süresi boyunca ve önceden var olan geliri ve malvarlığı konu olur. İflastan sonrad edindiği mal ve elde ettiği gelir iflas dışıdır ve kişiye kalır.

Sonuç:
1. Düzenli bir iflas işlemi yürütüldü ise müvekkiliniz bankanın alacağı dahil tüm borçlarından kurtulmuştur. Ayrı bir konu olan Türkiye'deki borçları kast etmiyorum. Bu alacaklar/borçlar konusunda Alman iflas mahkemesi kararının tanıması ve tenfizi kuralları geçerlidir. Ayrı konu.
2. Bankanın alacağı iflasa dahil olduğu için ortadan kalkmıştır. Var olmayan bir alacaktan dolayı Türkiyede icra takibi yapılmasının hukuki bir dayanağı yoktur.
3. Var olmayan bir alacağın devredilmesi olamıyacağından, banka sözde alacağını Türkiye'deki ana şirkete devredemez.
4. İflas işlemleri başlatılmdan önce kişinin üzerine kayıtlı mal var idiyse ve kişi bu malı iflas masasına bildirmedi ise durum değişir elbette. Çünkü ortada bir iflas suçu vardır.

Saygılarımla
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
ambulans temininin zorunlu olup olmadığı konuk Hasta Hakları Hukuki Destek Merkezi (HASDEM) 2 15-07-2015 17:25
Usulsüz Tebliğ ne kadar usulsüz ? Emin ERKILIÇ Meslektaşların Soruları 1 27-08-2012 13:27
işverene yükletilebilecek sorumluluk olup olmadığı hukukcu gürkan Meslektaşların Soruları 1 26-02-2012 16:25
Tüketici Mahkemesinin görevli olup olmadığı hususu şebeke Hukuk Soruları 2 13-10-2010 17:20
Hamilin Kötüniyetli Olup Olmadığı ,icra Mahkemesinde Belirlenebilir Mi Av.Zuhat Kaya Meslektaşların Soruları 5 18-02-2007 18:03


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04936194 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.