Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Hukuk Sohbetleri Hukuki yorumlar, görüşler ve tartışmalar.. Soru niteliği taşımayan her türlü hukuki sohbet için.

Duruşma salonunda bacak bacak üstüne atılır mı?

Yanıt
Old 22-12-2010, 11:20   #31
Av. Engin EKİCİ

 
Varsayılan

Alıntı:
...Sanırım anlatmak istediğimi tam anlatamadım...
Sayın Meslektaşım;

Bence hepimize bir çok şeyi söylemek düşmeli.. Duruşma salonundaki oturuş biçimlerine dair elbette eleştirel olmakta hiçbir sakınca yok. Kendinizi yeterince ifade edemediğiniz konusunda sanıyorum hemfikiriz. Dolayısıyla eleştiride bulunurken öncelikle kendimizi net ifade edersek yanlış anlamaların da önüne mümkün mertebe geçmiş oluruz. İfade etme noktasında sorunlar yaşıyorsak da eksikliklerimizi gidermek adına -kitap okumayı artırmak gibi- çabalamalıyız.

Saygılarımla..
Old 26-12-2010, 09:46   #32
Tractatus

 
Varsayılan

Bacak bacak üstüne atmak kesinlikle saygısızca bir hareket değildir.
Old 26-12-2010, 12:44   #33
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Mehmet Saim Dikici
...Aynı durum, forumda yazarken, yani muhatabımıza cevap verirken de geçerli midir?

Konfüçyus demiş ki: "Bildiğini bilenin arkasından gidiniz, bildiğini bilmeyeni uyarınız, bilmediğini bilene öğretiniz, bilmediğini bilmeyenden kaçınız." Bence de...
Old 26-12-2010, 13:06   #34
Av.Duygu Işık Behrem

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Suat Ergin
Yıllar önce duruşma salonunda cübbesini çıkaran meslektaşa, hakim " avukat bey, burası gardrop değil, cübbenizi dışarıda çıkarın" diyerek azarlamıştı.

O Hakim Bey yine kibarmış! Ben de bundan bir kaç yıl önce duruşmaya girmek ve yerimi almak üzere salona yönelmişken, üstelik her şeyim de tam tekmilken bir hakim: "avukat hanım burası hangar mı, istediğiniz gibi girip çıkamazsınız, tabi sizler zaten ancak ağır ceza mahkemelerinde saygı gösterirsiniz, bize gelince istediğiniz gibi girip çıkarsınız!" gibi saçma sapan bir cümle etmişti.

Ben de konumunu kompleks ettiğini düşünerek ve girdiğim şokun da etkisiyle sakin sakin cevap vermiştim. Hatta çok iyi hatırlıyorum kesin başka bir şeye sinirlenmiştir, başka özel bir sorunu vardır bu kadar saçma bir tepki verilemez diye düşünmüştüm. Tabii ki bu durum kimseye bir başkasını incitme, azarlama, hakaret etme vs. hakkı vermiyor fakat bu şekilde düşünmek çoğu zaman benim kendimi yatıştırmama yardımcı oluyor.

Karşımdaki insan ne yaparsa yapsın, ne söylerse söylesin benim tercihim her zaman kendi saygı düzeyimi ve mesafemi korumaktan yanadır. Şimdiye kadar bu şekilde davrandım ve bundan da hiçbir zaman zarar görmedim. Bir şekilde karşınızdaki insan eğer bir anomalisi yoksa kendi yaptığı hatalı davranışı anlıyor. Ha anlamıyorsa zaten sizin de canınızı sıkmanıza gerek kalmıyor.
Old 27-12-2010, 09:44   #35
Av. Engin EKİCİ

 
Varsayılan

Sayın Av.Duygu Işık;
Alıntı:
...sakin sakin cevap vermiştim.

Nasıl bir yanıt verdiğinizi, doğrusu merak ettim. Zaman zaman sosyal ilişkilerde sizin yapıcı olduğunuz ölçüde muhatabınız aksi tavır benimseyebiliyor çünkü.
Alıntı:
Karşımdaki insan ne yaparsa yapsın, ne söylerse söylesin benim tercihim her zaman kendi saygı düzeyimi ve mesafemi korumaktan yanadır
Emin misiniz?
Old 27-12-2010, 09:49   #36
Nur Deniz

 
Varsayılan

Bazı insanlar vardır ayakta el-pençe divan durur görmek istemezsiniz, bazı insanlar vardır ayak ayak üstüne atar ama saygısız diyemezsiniz.
Old 27-12-2010, 14:20   #37
Av.Duygu Işık Behrem

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Engin EKİCİ
Nasıl bir yanıt verdiğinizi, doğrusu merak ettim. Zaman zaman sosyal ilişkilerde sizin yapıcı olduğunuz ölçüde muhatabınız aksi tavır benimseyebiliyor çünkü.

Mahkemeler arasında bu şekilde ayrım yaparak saygı seviyemi belirleyecek kişilikte bir insan olmadığımı, her şey bir yana mesleğe ve meslektaşlarıma olan saygımdan dolayı bu şekilde davranmış olamayacağımı söyleyip, hak etmediğim bu sözü kabul etmediğimi belirttim. Ardından da "Sinirlenmenizi gerektirecek ne gibi bir harekette bulunduğumu merak ettim?" diye sordum. (Bu arada bir kimse size saldırıya geçtiğinde kendisine hareketinin nedenine ilişkin soru sorarak yaklaştığınızda çok etkili oluyor. En azından ben şimdiye kadar meslek ve özel hayatımda bunu tecrübe ettim. Gerçi kimisi de "sana hesap mı verecem!" şeklinde yaklaşabiliyor.) Hakimimiz de bana cevap vermedi, sustu mırmır bir şeyler söyledi. Duruşmaya geçtik, duruşma esnasında sanki az önce hiçbir şey olmamış gibi; hatta gereğinden fazla ilgili davrandı. Ben de zabtımı aldım, iyi çalışmalar diledim ve çıktım. Yalnız o günden sonra bu Hakim ile başkaca hiçbir problem yaşamadım. (Bu Hakimimiz fevriliği ile bilinen bir kimsedir, hatta fevriliği hakkında bir takım efsaneler bile dolanır etrafta.)

Alıntı:
Yazan Av. Engin EKİCİ
Emin misiniz?
Evet eminim. Çok genel olarak sabrım ve sakinliğim ile bilinirim zaten. Yalnız her sabırlı insan gibi ben de sinirlenince zıvanadan çıkıyorum. -İnsanız haliyle- Sadece şunu biliyorum ki ben o hale geldiğimde her şey çözümsüzleşiyor. İstediğim çözümsüzlük değil çözüm olduğu için buna uygun davranmayı yeğliyorum.

Çok değer verdiğim, öğretmenim dediğim bir meslektaşımdan duyduğum ve her zaman aklımda sakladığım bir söz vardır. Belki kendisi de şu anda bu yazdığımı okuyordur, sevgi ve saygılarımı sunuyorum zira bir kaç oda ötemde!
"Sabır insanın ekmeğidir ve insan onu yiyerek olgunlaşır."
Old 27-12-2010, 14:26   #38
Av.Duygu Işık Behrem

 
Varsayılan

Yeri gelmişken dün gece TV izlerken Mehmet Ali Birand ile Okan Bayülgen'in söyleşisine denk geldim. Konu bu başlıkta tartışılanla paraleldi.

Mehmet Ali Birand'ın, ülkelerin liderleri ile röportaj yaparken bacak bacak üstüne atmasına tepki gösterenler varmış. "Nasıl yaparsın?" "Nasıl böyle rahat oturursun?" gibi bir takım tepkiler aldığı oluyormuş. Demek ki genel kanı olarak dünya çapında bacak bacak üzerine atmak ayıplanıyor.

Hey be! Ne bacakmış bu böyle... Atınca saygısız, atmayınca saygılı addediliyoruz!!!
Old 27-12-2010, 22:10   #39
AvTürk

 
Varsayılan

hakime 'efendim' denilmesinin adet olduğu ülkemizde, bu soru çok ilginç ve cüretkar olmuş.
Old 27-12-2010, 22:22   #40
Av.Duygu Işık Behrem

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan AvTürk
hakime 'efendim' denilmesinin adet olduğu ülkemizde, bu soru çok ilginç ve cüretkar olmuş.

Açıkçası ben, meslektaşım gibi düşünmüyorum. Hakime "efendim" şeklinde hitap etmekte bir beis görmüyorum. "Efendim" kelimesi nezaket içerikli zarif bir hitap şeklidir. Adaleti sağlamaya çalışan bir makama bu şekilde hitap etmek bizden neyi eksiltir? Küçük duruma mı düşeriz? Ya da kişiliğimiz mi zarar görür? Açıkçası ben saygı duyduğum bir insana, bir meslektaşıma "efendim" şeklinde hitap etmekten hiçbir şekilde gocunmam. Yeri gelip benden yaşça çok büyük insanların bana karşı bu hitap şeklini kullandığına da şahit olmuşumdur.
Bu, kelimeyi hangi amaçla kullandığınıza bağlı. Tek mesele, zarafet ile sırnaşıklığı birbirine karıştırmamakta yatıyor...
Old 28-12-2010, 13:59   #41
AvTürk

 
Varsayılan

Bunun nezaketle de, gocunmayla da bir ilgisi yoktur. Özellikle savunmanın yargılama makamına 'efendim' diye hitap etmesi, savunmanın karakterine terstir.

Ben şahsen hiç bir hakim-savcının savunma makamına efendim dediğini duymadım. Hakeza bir savcı da, hakime efendim demez. Buradan savcının ve hakimin nezaketsiz oldukları sonucunu çıkaramayız. Aynı şekilde avukatın da..
Old 28-12-2010, 14:48   #42
Admin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan AvTürk
Bunun nezaketle de, gocunmayla da bir ilgisi yoktur. Özellikle savunmanın yargılama makamına 'efendim' diye hitap etmesi, savunmanın karakterine terstir.
Sanıyorum "yargılama" makamıyla "iddia" makamını karıştırıyorsunuz. Savunma, iddia makamıyla eşittir ancak ne iddia, ne de savunma makamı yargılama makamı ile eşit değildir ve bunun böyle olması da yargı erkinin doğası gereğidir. Açıkçası bu durumun "savunmanın karakteri" ile bağlantısını ben çözebilmiş değilim. "Türk Milleti adına hüküm" diye söze başlayan hakime "ben savunmayım ve senle eşitim canım benim, sen kim oluyorsan benimle ilgili hüküm kuruyorsun, gel ben seni bir yanağından öpeyim" şeklinde mi hitap edilecek?

Bırakalım Türkiye'yi, dünyanın neresinde Mahkemeye karşı saygı gösterilmesinin zorunlu olmadığı bir düzen var? Türkiye'de hakimlere veya yargı erkine "fazla saygı" gösterildiğini düşünen meslektaşlarımıza bir fırsat bulduklarında Joe Pesci'nin "My Cousin Vinny" filmini seyretmelerini öneriyorum. Orada avukatı canlandıran Joe Pesci'nin gayet özgürlükçü ve hakaret, ifade özgürlüğü vs. konularında bize göre çok daha esnek Amerikan hukuk sisteminde mahkemeye hakaretten tutuklandığı ünlü bir sahne var, gerekçesi ve sonuçları başta olmak üzere tüm olayı eminim gayet ilginç bulacaksınız.
Old 28-12-2010, 14:58   #43
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Duygu Işık
Açıkçası ben, meslektaşım gibi düşünmüyorum. Hakime "efendim" şeklinde hitap etmekte bir beis görmüyorum. "Efendim" kelimesi nezaket içerikli zarif bir hitap şeklidir. Adaleti sağlamaya çalışan bir makama bu şekilde hitap etmek bizden neyi eksiltir? Küçük duruma mı düşeriz? Ya da kişiliğimiz mi zarar görür? Açıkçası ben saygı duyduğum bir insana, bir meslektaşıma "efendim" şeklinde hitap etmekten hiçbir şekilde gocunmam. Yeri gelip benden yaşça çok büyük insanların bana karşı bu hitap şeklini kullandığına da şahit olmuşumdur.
Bu, kelimeyi hangi amaçla kullandığınıza bağlı. Tek mesele, zarafet ile sırnaşıklığı birbirine karıştırmamakta yatıyor...



Aynı şekilde ben de mahkeme heyetine veya hakim'e "efendim" şeklinde hitap ederim.

Bu durum, adalete olan saygımızı, sevgimizi ve inancımızı ifade eder.
Old 28-12-2010, 16:28   #44
AvTürk

 
Varsayılan

sn admin biraz abartmışsınız. ben de biraz abartsam, savunmanın aslında hiç bir işe yaramadığını, adeta yargılama makamına ram olduğunu(ve iddia makamına), ne derse 'amennaa siz nasıl takdir buyurursanız efendi hazretleri, sözünüz emir telakki edilir başüstüne' demesinin de nezakete dahil olduğunu söyleyebilirim.

karakterin tersliği meselesine gelince, savunma biraz asidir. kendisine 'emrinizdeyim' hissi uyandıracak herhangi bir hitabı kabul etmez.(nezaket icabı olsa bile)

kastettiğim illa bir nezaket kuralı kabul edilecekse bu sadece avukatlar için kabul edilmesin. efendim lafzı sadece avukatlara hasredilmesin. sadece bu konuda da değil hemen hemen her konuda avukatlar nezaket kuralları çerçevesinde sindirilmiş durumda. mesela avukatın ayağa kalkarak konuşması, ara kararlarda dahi ayağa kalkması v.s. zaten mevzuatta yazılan uygulansa problem yok. hakim-savcı-avukat. bitti. ama nezaket kuralları devreye girince, efendi-efendi benzeri- avukat(!). ben bunu kabul edemiyorum. saygılar


not: bahsettiğiniz filmi de izleyeceğim teşekkürler
Old 28-12-2010, 17:59   #45
Av.Duygu Işık Behrem

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan AvTürk
karakterin tersliği meselesine gelince, savunma biraz asidir. kendisine 'emrinizdeyim' hissi uyandıracak herhangi bir hitabı kabul etmez.(nezaket icabı olsa bile)

Değerli meslektaşım,
Pardon ama bu cümlenizle ben de dahil pek çok meslektaşınızı töhmet altında bıraktınız. Bu kelimenin, "emrinizdeyiz" hissi uyandırdığı ya da "itaat" içerdiği yönündeki görüş, sizin kişisel; nesnel olmayan görüşünüzdür. Bu kelimenin sizin düşüncenizde yarattığı algı demek ki bizlerden farklı.

Zira "efendim" kelimesinin içerdiği mana "'amennaa siz nasıl takdir buyurursanız efendi hazretleri, sözünüz emir telakki edilir başüstüne" gibi şeyler değildir.

Dil Derneği'nin açıkladığı kelime anlamına da bakacak olur iseniz aşağıdaki açıklama ile karşılaşabilirsiniz:
efendim ünl. 1. Bir sesleniş karşısında “buradayım” anlamında kullanılır: -Ali! -Efendim! 2. Anlaşılmayan bir sözü yineletmek ya da karşısındakinin ne düşündüğünü sormak için söylenir: Efendim, bu olacak şey mi dediniz? 3. Nezaket ya da saygı için söze katılır: Haklısınız efendim.

Siz kelimenin anlamını biraz fazlaca detaylandırıp bambaşka boyutlara ulaştırmışsınız.

Bir de örnek vermek isterim. Çokça yaşadığım bir şeydir. Ben oturmayı hiç sevmem, çok da hareketli bir insanımdır. Bu yüzden duruşma salonunda da oturmayı sevmem ve çok genel olarak ayakta dururum.

Ben böyle duruşma esnasında ayakta dururken pek çok hakimden "buyrun efendim, ayakta beklemeyin" şeklinde sözler de duydum. Önyargılarınızı biraz yıkarsanız siz de benzer davranışlarla karşılanabilirsiniz.

Saygılarımla efendim,
Old 31-12-2010, 19:17   #46
Av.Ömer Güntay

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Duygu Işık
Değerli meslektaşım,
Pardon ama bu cümlenizle ben de dahil pek çok meslektaşınızı töhmet altında bıraktınız. Bu kelimenin, "emrinizdeyiz" hissi uyandırdığı ya da "itaat" içerdiği yönündeki görüş, sizin kişisel; nesnel olmayan görüşünüzdür. Bu kelimenin sizin düşüncenizde yarattığı algı demek ki bizlerden farklı.

Zira "efendim" kelimesinin içerdiği mana "'amennaa siz nasıl takdir buyurursanız efendi hazretleri, sözünüz emir telakki edilir başüstüne" gibi şeyler değildir.

Dil Derneği'nin açıkladığı kelime anlamına da bakacak olur iseniz aşağıdaki açıklama ile karşılaşabilirsiniz:
efendim ünl. 1. Bir sesleniş karşısında “buradayım” anlamında kullanılır: -Ali! -Efendim! 2. Anlaşılmayan bir sözü yineletmek ya da karşısındakinin ne düşündüğünü sormak için söylenir: Efendim, bu olacak şey mi dediniz? 3. Nezaket ya da saygı için söze katılır: Haklısınız efendim.

Siz kelimenin anlamını biraz fazlaca detaylandırıp bambaşka boyutlara ulaştırmışsınız.

Bir de örnek vermek isterim. Çokça yaşadığım bir şeydir. Ben oturmayı hiç sevmem, çok da hareketli bir insanımdır. Bu yüzden duruşma salonunda da oturmayı sevmem ve çok genel olarak ayakta dururum.

Ben böyle duruşma esnasında ayakta dururken pek çok hakimden "buyrun efendim, ayakta beklemeyin" şeklinde sözler de duydum. Önyargılarınızı biraz yıkarsanız siz de benzer davranışlarla karşılanabilirsiniz.

Saygılarımla efendim,

Ben kendime de bir başka avukata da toz kondurtmam, gerektiğinde avukatlık haklarının savunulması için çok şedit cümleler de kurduğum olur hakim/savcılara, hele sezinlersem hal ve tavırlarından avukatın hak ve hukukunu umursamazlıklarını... Ancak, meslektaşlarım bu kelimede bir beis yoktur kanımca. Şöyle ki,

Bizim burada, avukatlar olarak birbirimize ve hakimlere karşı kullandığımız efendim;

"haşmetlü efendimiz", "efendi-hizmetkar" anlamında asla telakki olunamaz. Burada kelime;

"beyefendi", "cânım efendim" "muhterem efendim" de kullanıldığı şekilde ve anlamda medeni ve sıcak bir hitap olarak kullanılmaktadır. Kesinlikle feodal manada bir kullanım değildir.

Ben şahsen genç bir insan ve avukat olmama karşın, duruşmada söz sırası bana geldiğinde, bir noktayı izah edeceksem, cezai savunma yapıyorsam, söze genelde "şimdi bakınız efendim" cümlesiyle başlarım. Keza sevdiğim ve saydığım insanlara yazdığım yazıların sonunu genelde "hürmetle ve muhabbetle efendim." diye bitiririm.

Hepinize hürmetle ve muhabbetle efendim...
Old 01-01-2011, 20:37   #47
detay82

 
Varsayılan

Hitap şekli bir tercih meselesidir. Ancak hitapta, bilinçte ve bilinçaltında, düşünülenin ne olduğu hitap edilen cümleden önemlidir. Karşı tarafın, bu hitabı anlayış biçimi ise bunlardan çok daha önemlidir.

Hakimin avukata, avukatın da hakime göre bir üstünlüğü bulunmamaktadır.

Hakim ve savcılara "efendim" yerine, "sayın hakim/savcı, savcı/hakim-bey-hanım" şeklinde hitap edilmesinin daha nesnel ve şık olacağını düşünmekteyim. Bu şekilde hem nezaket kurallarına uyulmuş olacak, hem de iki taraf için öznel değerlendirmelerin (bilinç ve bilinçaltlarında) önüne geçilmiş olacaktır.

Şu ana kadar hiç bir hakimin, bir avukata, duymadığı bir şeyi ifade etmek anlamı dışında, hitap olarak, "efendim" gibi bir cümle sarfettiğini duymadım; Avukat Bey/Hanım ya da hiç avukat demeden "oturun", "kalkın", "ne diyorsunuz" gibi hitaplarda bulunmaktadırlar.

Görevimizi yaparken “kimseye, ne müvekkile, ne hakime hele ne iktidara tabiiz. Bizim aşağımızda kişilerin varlığı iddiasında değiliz. Fakat hiç bir hiyerarşik üst de tanımıyoruz. En kıdemsizin, en kıdemliden veya isim yapmış olandan farkı yoktur. Avukatlar esir kullanmadılar, fakat efendileri de olmadı

Lafı bir anda aklıma geldi. Tabi efendim sözcüğü nezaket kurallarına göre söyleniyor ama yine de tam olarak içime sindiremiyorum.

Saygılarımla.
Old 15-02-2011, 15:32   #48
esmir

 
Varsayılan

cüppeyi duruşma salonunda giyme konusunu anlayabiliyorum fakat avukatların cüppelerini salonda giymelerinde rahatsız olan hakimler olduğu gibi, hakim ve savcıların da cüppelerini salonda giymelerinden rahatsız olan avukatlar da var, mesela ben.
şu cüppeleri giymeden kimse ne avukat ne hakim savcı olamıyor mu
Old 12-03-2013, 03:34   #49
Selma1375

 
Varsayılan mahkemede hakime Hitap

Mahkemelerde hakime karşı''efendim''şeklinde hitap etmek neden bu kadar büyütüldü, tartışıldı.Bir avukat arkadaşım da hiçbir hakimin avukata efendim diyerek hitap etmediğini, sayın hakim denilmesi gerektiğini söylemekte. E peki hangi hakim bugüne kadar ''sayın avukatım'' dedi ki. Şahsen sayın hakimim demektense ''efendim''demeyi tercih ederim. Bu kelimenin de öyle bazı meslektaşlarımızın söylediği gibi üstünlük belirtmek amacıyla kullanılan ''efendim'' değil, sadece nezaketen söylendiğini düşünüyorum. Hiçbir hakimin de bir kelime ile''ben üstünüm, ben efendiniizim'' triplerine gireceğini sanmam. O şekilde düşünüyorsa da bu onun karakteri ile ilgili bir durumdur. O kürsüde oturmak, yüksekte oturmak, kendisine efendim denilmesi ile büyüklenip böbürlenmek sadece insani bir sorundur. Hakim olmaya gerek yok ki bunun için. Bu mesleğe yıllarını vermiş, belki de Türkiye'nin birçok yerinde hakimlik yapmış hiçbir hakimimizin de bir kelimeden büyüklenme duygularının kabaracağına inanmıyorum. Bir hitap şeklini de bu kadar abartmayalım, sonra avukatların kompleksi var denilmesine neden olunuyor. Herkese saygılar efendim!
Old 12-03-2013, 14:29   #50
suskun_juliette

 
Varsayılan

Ben hakim ya da savcılara "Efendim" şeklinde hitap edemiyorum. Aslında hayatımın hiçbir alanında kullanmadığım bir kelime.Söylemeye çalıştığımda dudaklarımın arasında eriyip anlamsız bir hale bürünüyor ya da ben öyle hissediyorum. Sayın hakim/sayın savcı demeyi tercih edenlerdenim.

Duruşma salonunda bacak bacak üstüne atılmasına bakış açınız, saygı kavramının içini hangi olaylarla doldurduğunuza bağlıdır. Ben bacak bacak üstüne atılmasını saygısızlık olarak görmüyorum.

Cüppenin duruşma salonunda giyilmesi konusuna gelecek olursak, duruşma esnasında birkaç avukatın aynı anda cüppelerini giymeye çalışması durumunda tuhaf karşılıyorum, dikkat dağıttığı bir gerçek.
Old 12-03-2013, 15:48   #51
Av.Deniz Dilek

 
Varsayılan

Ne zaman ki teamül gölgesine sığınmak yerine HUKUKU içselleştiren hukukçular çoğalır o zaman işler düzelir..
Avukat tüm mesleği temsil ettiğinin bilincinde olmalı, hakim teamülü bahane ederek avukata çeşitli talimatlar vermeye çalışmamalı, mübaşir de üstüne vazife olmayan sorumluluklar almamalı, olayda garip bir şekilde sayın juristbla bakan meslektaş kendini sorgulamalı !?!
Old 12-03-2013, 17:18   #52
Av. Mehmet Kağan Gürbüz

 
Varsayılan

Bir çok farklı görüş olsa da ortak paydada buluşmak en güzeli diye düşünüyorum. Bizler avukat olarak toplumdaki görüşlere göre saygın bir yere sahip olmakla üç kağıtçı kan emici olmak arasında ince bir çizgideyiz. Ağır Ceza Mahkemelerinde bir çok kez şahit oldum üyelerin ve savcıların uyukladığına ya da genç olanların telefonla uğraştığına. Bizler öncelikle mesleğimize sahip çıkıp saygı duymalıyız ve gerekeni yapmalıyız. Bacak bacak üstüne atmak bir saygı kriteri olmamalı bence. Kişi bunu kendisine yakıştırıyorsa ya da ihtiyaçtan doyalı yapıyorsa buna bir diyeceğin olmaması gerek. Ancak bunu bir karşı saldırı niteliğinde yağıyorsa hakim ve savcılara ya da izleyenlere ben kimseyi önemsemem şeklinde poz veriyorsa insan buna karşıyımdır
Old 25-03-2013, 00:56   #53
Av. Özge Çavuş

 
Varsayılan

Avukatların genel olarak şu ana kadar edindiğim izlenimlerime göre hakime veya mahkemeye bir saygısızlık yaptığına şahit olmadım, genel olarak çok dikkat ediliyor avukatlar tarafından. Ancak aynı saygının hakimler tarafından da gösterilmesi gerektiği muhakkak. Avukatı azarlayan, karşısında çocuk varmış gibi "yola getirmeye" çalışan hakimlere ise sürekli rastlıyorum ve bu konuda kendilerine cevap verilmesi gerektiğini düşündüğümden, azarlanan avukat bulunduğum dosyada karşı taraf olsa dahi, kendisi sessiz kalıyorsa, onun adına mesleği savunmak zorunda hissediyorum kendimi. Zira meslek onuru denen bir şey var ise, bunun karşı taraflarca sorgusuzca kabul edilmesinden önce ve ondan da önemli olarak bunun bizzat avukatlar tarafından savunulması gerekiyor. Bu konuda bazı eksiklikler olduğu için de hakimler meslektaş olduklarını unuttukları avukatları çocuk gibi azarlama hakkını kendilerinde görüyorlar. Hatta ve hatta bu iş hakimlere bile kalmıyor, azarlama işini mübaşirler devralıyorlar. Bu duruma kesinlikle müsaade etmemek ve gerekli cevapları saygı dairesinde vermek gerekir.

Duruşma beklerken bacak bacak üstüne atıyorum, zira bu şekilde oturma pozisyonu diğerinden daha rahat ve konforlu geliyor bana. Bunun saygısızlık olarak telakki edilmesi manasız; saygı böyle şekli şeylerle sağlanmaz ya da tersinden gideyim, böyle gösterildiği iddia edilen saygıdan bir hayır gelmez.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
"Taşıt mı,Bacak mı?" Av.Görkem TURGUT Hasta Hakları Çalışma Grubu 2 01-09-2007 12:56
HÂkİmler Karar Odasinda MÜzakere Ederken Savcilar DuruŞma Salonunda Kalmali ahmetsacit Hukuk Haberleri 2 27-08-2006 00:38


THS Sunucusu bu sayfayı 0,07407689 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.