Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

babalık davası ve boşanmayı mirasçının takip etmesi

Yanıt
Old 24-10-2007, 10:07   #1
avbf

 
Varsayılan babalık davası ve boşanmayı mirasçının takip etmesi

Sayın Meslektaşlarım ,
Gerçek babasını yeni öğrenen çocuk için nesebin reddi ve babalık davası açmam gerekiyor.Bu iki davayı tek dava olarak açmak mümkün mü?

Esas konumuz ise gerçek baba, eşine karşı açtığı boşanma davası devam ederken vefat etmiş.Şimdi yasal mirasçısı gözüken davalı eşten olan çocukların davayı devam ettirmesi beklenmiyor.Müvekkil adına nesebin reddi ve babalık davası açtıktan sonra bu boşanma davasına devam etmek üzere müdahale etmek gerektiği kanısındayım.Aile Mahkemesinin bu davaları beklemesi için ayrıca mirasçılığın tespiti için bir dava daha açmam gerekir mi ?Bu konuda başka bir yol olabilir mi? Ayrıca şuan yasal mirasçı gözükenlerin mal kaçırmasını önlemek için ne yapabilirim
Görüşlerinizi bekliyorum.Teşekkürlerimle.
Old 24-10-2007, 17:04   #2
OLCAYK

 
Varsayılan

Sorunuzu daha açık yazabilir misiniz? Olay biraz karışık görünüyor. A müvekkil, B gerçek baba vs. şeklinde.
Old 25-10-2007, 13:24   #3
avbf

 
Varsayılan

Sayın OLCAYK ,

A müvekkil ,gerçek babası olan B'yi yıllarca uzak akrabası olarak biliyormuş.B , A'yı çok küçükken annesinden alarak uzak akrabası olan başka bir ailenin nüfus kaydına geçmesini sağlamış.Müvekkil A , anne ve babası olmayan kişilerin nüfus kaydında kayıtlıdır.Müvekkil şuan orta yaşlarda.
Gerçek baba B buarada başka bir kadınla evlenerek üç çocuk sahibi daha olmuştur.Gerçek baba B ölmeden önce üç çocuğunun annesi C'ya karşı boşanma davası açmıştır.Ancak boşanma davası bitmeden ölmüştür.
Yeni MK.hükümlerine göre boşanma mahkemesi B in mirasçılarına davayı takip edip etmeyeceklerini sormak zorundadır.C'den olan çocukların boşanma davasını takip etmeyeceklerini biliyoruz.

Bu sırada müvekkil A , B'nin gerçek babası olduğunu bir şekilde kesin olarak öğreniyor.Müvekkil A için , nesebin reddi ile babalık davası açmak istiyoruz.nesebin reddi davası ile babalık davasını aynı davada açabilirmiyim. Tarafları ayrı olduğu için teredütteyim.
Ayrıca Müvekkil A, B'nin C'ye karşı açtığı boşanma davasını takip etmek istiyor.Bu nedenle bu boşanma davasına müdahale dilekçesi vermek gerekecek diye düşünüyorum.C ve C'nin çocuklarının mal kaçırmasını engellemek için ne yapmam gerekir.
Umarım yeterince anlaşılabilir olmuştur.
Old 25-10-2007, 20:38   #4
OLCAYK

 
Varsayılan

Teşekkür ederim, yeterince anlaşılır olmuş. Bence olayınızda nüfus kaydının iptali davası açılması gerekli ve süreye tabi değildir. Soybağının reddi davası açılamaz. Zira "Soybağının reddi davası, ancak babalık karinesinin kapsamında yer alan, dolayısıyla babalık karinesinden faydalanan çocukların soybağının ortadan kaldırılmasını ifade eden bir davadır. Babalık karinesinden faydalanma söz konusu olmaksızın kocanın nüfus kütüğüne kaydedilen çocukla koca arasında soybağının kurulması söz konusu olmadığı için, böyle bir durumda çocuk ile koca arasında soybağının bulunmadığının tespitine yönelik olarak açılacak dava, yanlış kaydın düzeltilmesi amacına yönelik kayıt düzeltme davasıdır.( MK m39). Babalık davasına gelince bence yine olayınızda yeri yok. Babalık davasının çocuk ile baba arasında soybağını kurabilmesi için, çocuğun bir başka erkek ile soybağının bulunmaması gerekir. Çocuğun herhangi bir yolla başka bir erkek ile soybağı kurulmuş ise, bu soybağı ortadan kaldırılmadıkça babalık davası açılamaz. ( Prof. Dr. Mustafa Dural, Doç. Dr. Tufan Öğüz, Yard. Doç. Dr. Alper Gümüş Türk Özel Hukuku Cilt III )"
Benim vekil olduğum bir olayda da, müvekkilim çocuğu olmayan amcasına verilmiş, amcası ve yengesi nüfus kaydında anne ve babası olarak görünüyormuş. Sonra babası görünen amcası vefat edince annesi görünen yengesi nüfus kaydının düzeltilmesi davası açtı, yargılama devam ediyor. Size tavsiyem nüfus kaydının düzeltilmesi davası ve çıkartılmışsa gerçek babaya ait veraset ilamının iptali davası açmanız. Veraset ilamının iptali davası, nüfus kaydının düzeltilmesi davasını bekletici mesele yapmaktadır. Ayrıca bunlara ilişkin dilekçelerinizide boşanma davasının yürütüldüğü mahkemeye sunarak müdahale talebinde bulunmanız.
Ayrıca şu an diğerlerini bulamadım ama bir karar ekledim.
T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
E. 1995/2-457
K. 1995/657
T. 21.6.1995
• NÜFUS KAYDININ İPTALİ
• NÜFUS KAYDININ GERÇEĞE UYGUN OLUŞTURULMASI
1086/m.74
ÖZET : Davacılar dava dilekçeleride, davalının nüfus tablosundaki kaydın iptali ile gerçek anne ve babasına ait aile kaydına göre işlem yapılmasını talep ettiklerinden, talebin davalının gerçek anne-baba nüfus aile tablosuna tesçili isteğini de içerdiği aşikardır.

Dava sabit görüldüğünden, ( asıl anne ve baba veya mirasçılarının davaya dahil edilmesine gerek görülmeden ), verilen tesçil kararı isabetlidir.

DAVA VE KARAR: Taraflar arasındaki "nüfus kayıt iptalt" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İzmir Asliye 6.Hukuk Mahkemesi'nce davanını kabulüne dair verilen 9.5.1994 gün ve 1993/1172 Esas-1994-387 karar sayılı kararın incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmesi üzeri-ne,

Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 12.9.1994 gün ve 7887 Esas-1883 karar sayılı ilâmı:

( ...1- Dosyadaki yazılara, bozmaya uygun işlem ve araştırma yapılmış olmasına, delillerin takdirinde bir yanlışlık ,bulunmamasına göre, davalıların aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekir.

2-Hâkim iki tarafın iddia ve savunmalarıyla bağlı olup ondan fazlasına veya başka bir şeye hüküm veremez ( H.U.M.K.Md.74 ). Davacılar Hülya'nın asıl anne ve babası hanesine tescilini talep etmedikleri halde, tescile karar verilmesi, kabule göre de asıl anne ve baba olarak görülen kişiler veya mirasçıları da KH olunmadan yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir... ) gerekçesiyle mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

YARGITAY HUKUK GENEL KURULU KARARI:

Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, mahkeme kararında açıklanan gerektirici nedenlere ye özellikle davacıların dava dilekçesinde belirtildiği üzere davalı Hülya Üre ( Güneş )'in Mehmet ve Nazife Güneş'e ait aile nüfus tablosundaki kaydının iptali ile gerçek anne ve babasına ait aile kaydına göre gerekli işlem yapılması talebi, Hülya'nın gerçek anne-baba nüfus aile kaydının tescili isteğini de i-çerdiği aşikar olduğuna göre, usul ve yasaya uygun bulunan direnme kararı onanmalıdır.

SONUÇ: Davalılar vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile, direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle ( ONANMASINA ) oyçokluğu ile karar verildi.
Old 25-10-2007, 20:43   #5
OLCAYK

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
E. 1998/12502
K. 1998/14440
T. 31.12.1998
• NÜFUS KAYDININ DÜZELTİLMESİ ( Irs ve Nesebe Dayalı Davada Mirasçıların Davaya Dahil Edilmesi )
• TARAF TEŞKİLİ ( Irs ve Nesebe Dayalı Kayıt Düzeltme Davası )
• MİRASÇILARIN TARAF GÖSTERİLMESİ ( Irs ve Nesebe Dayalı Kayıt Düzeltme Davası )
1086/m.73
1587/m.46
ÖZET : Davacının kayıtlardaki baba adının evlilik nedeniyle nakilden sonra yanlış yazılması nedeniyle açılacak nüfus kaydının düzeltilmesi davasında baba öldüğü için diğer mirasçıların da taraf gösterilmesi gerekir.

DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan mahkemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hükmün kanun yararına bozulması Adalet Bakanlığının yazısı üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından istenilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Davacı N.S.`nin 15.4.1997 havale tarihli dava dilekçesi ile, Okul kayıtları, evlenme cüzdanı ve memuriyete başladığı tarihten itibaren tüm belgelerinde adının N., baba adının S. olmasına rağmen, Yalova İli Çiftlikköy İlçesi ve evlenerek Çorum İli Merkez İlçesine nakledilen nüfus kayıtlarında adının N., baba adının N. olarak yazıldığından nüfus kaydındaki adının N., baba adının S. olarak düzeltilmesini istediği, mahkemece tüm avukatların Yozgat İli Çayıralan İlçesine nüfusa kayıtlı N.A. üzerine taşınarak tesciline karar verildiği, hükmün temyiz edilmeksizin kesinleştiği anlaşılmaktadır.

Dosyada mevcut nüfus aile kayıt tablolarından, Yalova İli Çiftlikköy İlçesi Laledere Köyü cilt 043/02, sayfa no: 76`da kayıtlı N. ve E. kızı 6.12.1945 doğumlu N.U.`nun evlenerek Çorum İli Merkez İlçesi Ahmetoğlan Köyüne naklen gittiği, kayden babası olarak görülen N.U.`nun 25.4.1945 tarihinde öldüğü ve davacının annesi E.`nin, S.A. ile evlenerek naklen gittiği Yozgat İli, Çayıralan İlçesi nüfusunda 20.4.1948 doğumlu S. ve E.`nin kızı N.A.`nın kayıtlı olduğu, davacının babası olduğunu iddia ettiği S.A.`nın 3.1.1997 tarihinde öldüğü ve N. dışında başkaca mirasçılarının da bulunduğu görülmektedir.

Dava irs ve nesebe ilişkin kayıt düzeltme davası olduğundan, S.A. mirasçılarının davaya dahil edilmesi gerekirken, taraf teşkili tamamlanmadan hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı bulunmuştur.

SONUÇ : Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 427/6. maddesine dayalı kanun yararına bozma isteğinin açıklanan sebeple kabulü ile hükmün sonuca etkili olmak üzere kanun yararına BOZULMASINA, 31.12.1998 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Old 25-10-2007, 20:46   #6
OLCAYK

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
E. 2005/2-572
K. 2005/551
T. 28.9.2005
• SOYBAĞININ TESPİTİ ( Nüfus Kaydının İptali - Aile Mahkemelerinin Görevi Kapsamında Olduğu )
• NÜFUS KAYDININ İPTALİ ( Soybağının Tespit Edilmesi Gereken Hallerde Soybağının Tespiti ile Birlikte Açılması Halinde Görevli Mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi Değil Aile Mahkemesi Olduğu )
• GÖREV ( Soybağının Tespit Edilmesi Gereken Hallerde Soybağının Tespiti ile Birlikte Açılması Halinde Görevli Mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi Değil Aile Mahkemesi Olduğu )
4721/m.282
1587/m.46
ÖZET : Dava, soybağının tespiti ve buna bağlı olarak nüfus kaydının iptali istemine ilişkindir. Soybağına ilişkin hükümler 4721 sayılı Medeni Kanunun 282.maddesi ve devamında düzenlenmiş olup Aile Mahkemelerinin görevi kapsamındadır. Nüfus Kanununun 46. maddesinde düzenlenen nüfus kaydının düzeltilmesi davalarına ise Asliye Hukuk Mahkemelerinde bakılır. Ancak nüfus kayıtlarının davacının talebi gibi düzeltilebilmesi için öncelikle gerçek anne-babanın dolayısı ile soybağının tespit edilmesi gerekir. O halde her iki davanın birlikte açılması halinde görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi değil Aile Mahkemesidir.

DAVA : Taraflar arasındaki "soybağı ve nüfus kaydının düzeltilmesi" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Adana 1.Aile Mahkemesince dava dilekçesinin görev yönünden reddine dair verilen 12.10.2004 gün ve 2004/331 E. 104 K. sayılı kararın incelenmesi davalılar tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 2.Hukuk Dairesinin 21.02.2005 gün ve 2004/16747-2469 sayılı ilamı ile;

( ... Dava Hasan ve Fatma yönünden nüfus kaydının iptali, Kazım ve Fadima yönünden soybağı davasıdır.Yargılama sürdürülerek varsa taraf delilerinin toplanıp, sonucu uyarınca bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde görevsizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırıdır... ),

Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

KARAR : A-DAVA KONUSU: Dava, soybağının tespiti ve buna bağlı olarak nüfus kaydının iptali istemine ilişkindir.

B-DAVACININ İSTEMİNİN ÖZETİ: Davacı, nüfus kayıtlarında anne ve babası olarak gözüken Fatma Yardımcı ve Hasan Yardımcı’nın gerçek anne ve babası olmadığını, gerçek anne ve babasının Fadıma Türkoğlu ve Kazım Türkoğlu olduğunu, bu durumun tespiti ile nüfus kayıtlarının gerçeğe uygun şekilde düzeltilmesini istemiştir.

C-DAVALININ CEVABININ ÖZETİ: Davalılar Kazım ve Fadıma Türkoğlu ile Fatma ve Hasan Yardımcı, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmişlerdir.

D-YEREL MAHKEME KARARININ ÖZETİ: Adana Asliye 3. Hukuk Mahkemesi, Aile Mahkemesinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı vermiş ve dosyayı Aile Mahkemesine devretmiştir.

D Adana 1.Aile Mahkemesi ise davanın soybağı davası olmayıp nüfus kayıtlarının düzeltilmesi davası olduğunu açıklayarak davanın görev yönünden reddine karar vermiştir.

D-TEMYİZ EVRESİ, BOZMA VE DİRENME: Hükmün davalılar Hasan ve Fatma Yardımcı tarafından temyizi üzerine Özel Daire, yukarıda açıklanan şekilde, Aile Mahkemesinin davaya bakması gerektiği gerekçesi ile kararı bozmuş, mahkeme önceki kararında direnmiştir, direnme kararı davalılar tarafından temyiz edilmiştir.

E-UYUŞMAZLIK: Davanın niteliği ve buna bağlı olarak davaya bakma görevinin Asliye Hukuk Mahkemesine mi, yoksa Aile Mahkemesine mi ait olduğu noktasında toplanmaktadır.

a )Ön sorun değerlendirilmesi;

Yukarıda da açıklandığı üzere dava kendisine açılan Asliye Hukuk Mahkemesi, görevli olmadığına, davaya bakmakla aile mahkemesinin görevli olduğuna karar vermiştir; dosya kendisine gönderilen aile mahkemesi ise kendisinin görevli olmayıp asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu yolunda karar ittihaz etmiştir. Bu kararın temyizi üzerine Özel Daire davaya aile mahkemesinin bakması gerektiği gerekçesiyle hükmü bozmuştur.

Bu bozma üzerine dosya kendisine ulaşan aile mahkemesinin ilk oturumunda, davacı vekili ile davalılar bozma kararına uyulmasını istemişlerdir. Aile mahkemesi tarafların bozmaya uyulmasını istemelerine karşın bozma kararına uymayıp asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğuna ilişkin ilk kararında direnmiştir.

Bu durumda her iki tarafın uyma kararı verilmesini istemeleri halinde, yerel mahkemece direnme kararı verilip verilemeyeceği bir ön sorun olarak karşımıza çıkmaktadır.

Bilindiği gibi H.U.M.K.nun 429. maddesi hükmüne göre, Yargıtay bozma kararı üzerine hakim, tarafları duruşmaya davet edip dinledikten sonra bozma ilamına uyulup uyulmayacağına karar verir. Görülüyor ki hakim, kural olarak Yargıtay bozma ilamına uymak ya da bu karara karşı direnme kararı vermek konusunda tarafların istekleri ile bağlı olmayıp serbest takdir yetkisine sahiptir. Eş anlatımla hakim bozma ilamına uymak zorunda olmayıp eski kararında direnebilir.

Ana kural bu olmakla birlikte bozma nedenlerinin kamu düzenine ilişkin ve dolayısıyla hakimin kendiliğinden ( re'sen ) göz önünde bulundurması gereken hususlardan olmaması halinde, taraflar veya vekilleri, bozma kararına uyulmasını istemişlerse, artık mahkeme bu bozmaya uymak zorunda olup, direnme kararı veremez. Yargıtay'ın çekişmeli yargıda yerleşmiş ve kurallaşmış uygulaması bu doğrultudadır ( Hukuk Genel Kurulu'nun 25.06.1997 gün, E: 1997/11-313, K:1997/ 569, 18.10.1989 gün 541-534, 21.02.1990 gün 10-117, 19.02.1992 gün, 635-82, 23.02.1994 gün, 936-94, 27.01.1999 gün, 26-4 sayılı kararları ).

Somut olayda taraflar bozma ilamına uyulmasını istemiş iseler de, Genel Kurulda yapılan görüşmeler sonunda; Özel Dairenin bozma sebebi yaptığı konu kamu düzenine ilişkin görülmüş ve bu nedenle yerel mahkemenin her iki tarafın bozmaya uyulmasını istemelerine rağmen direnebileceği sonucuna varılmıştır.

Db )Direnmenin değerlendirmesi ;

Davacı, Kazım ve Fadıma Türkoğlu’nun gerçek anne babası olduğunun tespitini, nüfus kayıtlarında anne babası gözüken ancak gerçek anne ve babası olmayan Hasan ve Fatma Yardımcı’nın nüfus kayıtlarından çıkarılmayı ve nüfus kaydının gerçeğe uygun şekilde düzeltilmesini istemiştir.

Dava Kazım ve Fadıma açısından soybağı, Hasan ve Fatma açısından nüfus kaydının düzeltilmesi davasıdır.

4787 Sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 5133 sayılı Kanun ile değişik 4/1 maddesinde; 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun üçüncü kısım hariç olmak üzere ikinci kitabından ( MK. md. 118-494 ) doğan bütün dava ve işlere Aile Mahkemesinde bakılacağı düzenlenmiştir.

Soybağına ilişkin hükümler 4721 sayılı Medeni Kanunun 282.maddesi ve devamında düzenlenmiş olup Aile Mahkemelerinin görevi kapsamındadır. Nüfus Kanununun 46. maddesinde düzenlenen nüfus kaydının düzeltilmesi davalarına ise Asliye Hukuk Mahkemelerinde bakılır. Ancak nüfus kayıtlarının davacının talebi gibi düzeltilebilmesi için öncelikle gerçek anne-babanın dolayısı ile soybağının tespit edilmesi gerekir. O halde her iki davanın birlikte açılması halinde görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi değil Aile Mahkemesidir.

Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

SONUÇ : Davalıların temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 28.09.2005 gününde oybirliği ile karar verildi.

Benim olayımda dava Aile Mahkemesinde açılmıştı, Asliye Hukuk Mahkemeleri görevlidir diye görev itirazında bulunmuştum, kabul edilmişti. Dava Asliye Hukuk Mahkemesinde yürüyor, umarım bu kararı görmezler
Old 25-10-2007, 21:02   #7
OLCAYK

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
E. 1984/1-343
K. 1984/725
T. 20.6.1984
• MİRAS HAKKININ YOKEDİLMESİ ( Tapu İptali )
• VERASET İLAMININ İPTALİ ( Tapu İptali )
• VERASET BELGESİ
743/m.538
ÖZET : Bir kısım mirasçıların gösterilmediği veraset ilâmına dayanılarak yapılan intikal ve sonradan açılan ortaklığın giderilmesi davası sonucu taşınmazı adına tescil ettiren mirasçı aleyhine; açılan tapu iptali davasının davacının miras payı oranında kabulü gerekirken; hissedarlığın kesinleşen ihaleden sonra gerçekleştiğinden bahisle davanın reddi isabetsizdir.

DAVA VE KARAR : Taraflar arasındaki "tapu iptali" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; KADIKÖY Asliye 4. Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 15.12.1980 gün ve 1154-882 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine,

( ...Dava konusu taşınmaz, tarafların ortak miras bırakanları adına tapuda kayıtlı iken, öteki paydaşların davacıyı ketmederek aldıkları tek yanlı veraset belgesine dayanmak suretiyle ortaklığın giderilmesi davası açtıkları ve yapılan ihale sonucunda taşınmazın aynı zamanda mirasçı olan iki davalı tarafından iktisap edildiği, anılan davada davacının taraf olmadığı anlaşıldığına ve davacının miras hakkının ketmedildiği ve saptandığına, davalıların iyiniyetli olduklarından söz edilemiyeceğine göre, davacının payı oranında tapu kaydının iptaline karar verilmesi gerekirken, davacının hissedarlığının kesinleşen ihaleden sonra gerçekleştiğinden bahisle davanın reddine karar verilmesinde isabet yoktur... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi Usul ve Yasa’ya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

SONUÇ : Davacı vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı ( BOZULMASINA ), oybirliğiyle karar verildi.
Old 25-10-2007, 21:07   #8
OLCAYK

 
Varsayılan

Eğer veraset ilamı çıkarılmamışsa, B' nin diğer mirasçıları miras üzerinde zaten tasarrufta bulunamazlar. Veraset ilamı varsa zaten iptalini talep edeceğinizden, B' nin malvarlığı değerleri biliniyorsa, örneğin tapuya açtığınız davalarla ilgili bir derkenar götürmeniz işe yarayabilir diye düşünüyorum.
Old 30-10-2007, 14:45   #9
avbf

 
Varsayılan

Sayın OLCAYK,
Mesajınızı bugün okuyabildim.Görüşleriniz ve yargıtay kararları için çok teşekkür ederim.
Bu davada benim için sorun olan taraf şu ; müvekkil A'nın gerçek annesi bilinmiyor.Bu nedenle nüfus kaydının düzeltilmesi davası açılacağını zannetmiyorum.Bildiğim ve eraştırdığım kadarıyla nüfus kaydının düzeltilmesi davası ancak anne isminin veya anne-babanın isminin birlikte düzeltilmesi istenebilir.Sadece baba isminin düzeltilmesi mümkün değil.Bu konuda araştırmalarım devam ediyor.Sonuçtan bilgi veririm.
Old 30-10-2007, 14:49   #10
OLCAYK

 
Varsayılan

Sayın avbf,
Gerçekten karışık bir durummuş. Mutlaka anneyi bilen birileri vardır, ama araştırmak lazım tabiki. Gelişmeleri bekliyorum. Kolay gelsin.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Babalık Davası av.gzm Meslektaşların Soruları 3 18-10-2007 16:06
babalık davası advocat63 Meslektaşların Soruları 2 16-06-2007 02:28
Yetkisiz İcra Dairesinde Başlatılan Takip. borçlunun Sadece Borca İtiraz Etmesi avmhy Meslektaşların Soruları 1 27-04-2005 09:38
Babalık Davası gülten Hukuk Soruları Arşivi 4 27-02-2002 19:38
Babalık Davası melike Hukuk Soruları Arşivi 2 18-02-2002 01:12


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04384589 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.