Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Haczin Fekki Davası

Yanıt
Old 11-05-2006, 11:43   #1
Av. Eugen Huber

 
Varsayılan Haczin Fekki Davası

Müvekkilim arsa sahibi,1999 senesinde, müteahhitle kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapıyor.Doğal olarak bu sözleşmeye dayanarak,belli bir pay mütiahhit adına tesçil ediliyor. Daha sonra, müteahhit, iki kişiye 5'er milyarlık iki senetten borçlanıyor.Ardından, 17/12/1999 tarihinde birincisi, 04/01/2000 tarihinde de ikinci alacaklı,müteahhidin tapuda mevcut hissesi üzerine haciz koyuyor. Edimini ifa etmeyen müteahhide karşı, müvekkilim arsa sahibi 18/06/2001 tarihinde tapu iptal davası açıyor ve kazanıyor, dava, 16/09/2004 tarihinde kesinleşiyor. Ancak, davayı açarken, müteahhidin hissesi üzerine 20/06/2001'de tedbir koyduruyor.
Benim sorum,acaba, müvekkilimin 20 Haziran 2001 tarihinde haciz borçlusu müteahhidin hissesi üzerine koyduğu bu tedbir, haciz alacaklılarının satış isteme süresini keser mi?Zira, her iki haciz de süresinde satış istenmediği için düşmüş durumda ve haczin fekki davası açarak bu hacizleri kaldırmak istiyorum.Böyle bir davayı açmak için süre var mı? Genel mahkemede açıldığını öğrendim. Davalı tarafta ihtiyari dava arkadaşlığı müessesesini işletip, iki haciz alacaklısına tek dava açmak istiyorum. Asliye'de mi açacağım?Sulh'te mi? Zira, ihti.dava arkdaşlığında,her bir dava diğerinden bağımsız.
Old 11-05-2006, 16:50   #2
erdal7

 
Varsayılan

Sayın Huber

12 HD. 13-03-1980 T. 2140 E , 2402 K. Sy. ilamı ile Taşınmazın aynı ile ilgili bir uyuşmazlıK için konulmuş olmadıkça tedbir kararının satışı engellemiyeceği belirtilmektedir.
Sizin olayınızda ayrıntılı düşünülecek olursa .

Tedbir konulan dava Tapu Tescil davasıdır. Yani gayrimenkulün aynından doğan bir davadır Kural olarak Üçüncü kişilerin daha önceden koydukları hacizlerinden dolayı satış istemelerini engeller.
Yargıtayın bir kısım kararlarında hacizlerin fekki için mülkiyet hakkına dayanılarak genel mahkemelerde dava açılması gerektiği belirtilmişken
T.C.
YARGITAY

12. HUKUK DAİRESİ

E. 2001/11757

K. 2001/12472

T. 6.7.2001

• HACZİN KALDIRILMASI TALEBİ ( Haciz Tarihinde Borçlu Adına Kayıtlı Olan Taşınmazı Sonradan İktisap Eden Malikin )

• HACZİN FEKKİ DAVASI AÇMA MECBURİYETİ ( Haciz Tarihinden Önce Taşınmaza İhtiyati Tedbir Koyduran ve Dava Sonunda İktisap Eden Malik )

• İHTİYATİ TEDBİRLİ TAŞINMAZIN HACZİ ( Hacizden Sonra Davayla Taşınmazı İktisap Eden Malikin Haczin Fekki Davası Açması Mecburiyeti )

• GÖREVLİ MERCİ ( İhtiyati Tedbir Konmuşken Haczedilen Taşınmazın Dava Sonunda Mülkiyetini Kazanan Malikin Haczin Kaldırılması Talebinde )

2004/m.110

ÖZET :Haciz tarihinde taşınmaz borçlu adına kayıtlı olduğundan icra müdürünün haciz işleminde usulsüzlük bulunmamaktadır. Taşınmazın sonradan maliki olan şikayetçinin haczin fekki yönünden genel mahkemede mülkiyet hakkına dayalı olarak dava açması gerekir. Mercice taşınmazın mülkiyetinin aidiyeti hususunda değerlendirme yapılarak yazılı şekilde haczin kaldırılmasına karar vermesi isabetsizdir.
DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı merci kararının müddeti içinde temyizen tetkiki Alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
KARAR : İcra müdürlüğünce şikayete konu taşınmaz üzerine 24.5.1999 tarihinde haciz konulmuş olup, bu tarihte taşınmaz borçlu adına tapuda kayıtlıdır. Gaziosmanpaşa Asliye Hukuk Mahkemesinin 10.11.1997 tarih 1997/140 sayılı ihtiyati tedbir kararı rızai devir ve temlikleri önleyici nitelikte olup, haciz konulmasına engel teşkil etmez. Gaziosmanpaşa Asliye Hukuk Mahkemesinin 1997/140 esas 1999/28 karar sayılı 2.2.1999 tarihli kararıyla şikayetçi adına hükmen tescil kararı verilmiş ve bu karar 8.5.2000 tarihinde kesinleşmiştir. Haciz tarihinde taşınmaz, borçlu adına kayıtlı olduğundan icra müdürünün haciz işleminde usulsüzlük bulunmamaktadır. Taşınmazın sonradan maliki olan şikayetçinin haczin fekki yönünden genel mahkemede mülkiyet hakkına dayalı olarak dava açması gerekir. Mercice taşınmazın mülkiyetinin aidiyeti hususunda değerlendirme yapılarak yazılı şekilde haczin kaldırılmasına karar vermesi isabetsizdir. ( Hukuk Genel Kurulunun 13.6.2001 tarih 2001/12-461 E. -2001/516 K.sayılı karan da bu doğrultudadır. )
SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile merci kararının yukanda yazılı nedenlerle İİK. 366. ve HUMK. 428. maddeleri uyarınca ( BOZULMASINA ), 6.7.2001 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Fakat sizin olayınızda dikatimi çeken başka bir husus var. Sorunuzda açıklık olmamasına rağmen İİK 78 ve İİK 110 maddeleri somut olayda birlikte düşününüz.. Şayet dosyada işlem yapılmadığından İİK 78 göre dosya işlemden kaldırılmışsa veya maddedeki bir yıllık süre geçmiş ise haciz lerde evleviyetle İİK 110 maddeye göre düşer.Yani , bu halde siz icra dosyasına beyanda bulunur. ve hacizlerin düştüğünü belirtir ve fekkini istersiniz. İcra müdürü talebinizi red ederse Bu işlemin iptali için İcra Hakimliğinde süresi içerisinde Şikayet yoluna gidersiniz.burada , şikayet yolunda aktif dava ehliyeti olup olmadığı şikayet eden bakımından hukuki menfatinizin olup olmadığı ( icra dosyasının tarafı olmaığınızdan tartışılır ) sorunu çıkabilir. Burada dikkatinizi çekmek istediğim husus Hacizlerin düşmesinde , Tedbir dolayısı ile Satış isteme süresinin korunduğu hususu ile olaya yaklaşmak değil , Bizatihi İİK 78 madde deki bir yıllık (duruma göre iki yıl ) sürelerde işlem yapılmadığı için hacizlerin düşüp düşmediği hususudur.

Şayet şikayet yolu ile sonuç alamaz iseniz. Hacizler daha önce konmuş olduğu için Mülkiyet hakkına dayalı genel mahkemede hacizlerin fekkine yönelik dava açmaktan başka çare kalmıyor.

Başarılar diler saygılarımı sunarım. ERDAL DÜLGAR
Old 12-05-2006, 11:59   #3
Av. Eugen Huber

 
Varsayılan

Sayın erdal17. soruma verdiğiniz yanıt ve ilgi ve Yargıtay içtihadı için çok teşekkür ederim. Zaten, ben de bugün itibariyle,her iki haciz alacaklısına karşı, Sulh Hukuk Mahkemesi'nde 'haczin fekki davası' ikame ettim.Ben olayı şöyle mütalaa ettim: Madem ki, haciz alacaklısının hakkı,taşınmazı sonradan iktisab edenlere karşı da dermeyan edilebiliyor ve satış isteme hakkını engellemiyor, o halde, mülkiyete dayalı bir tapu iptal davası ikamesi de (ve bu yolla konan tedbir de) engellemez. Zira, davanın sonucu, haciz alacaklısını ilgilendirmiyor; onun hakkı bu ayniyet sorunundan bağımsız. Davayı kim kazanırsa kazansın, haciz alacaklısı,taşınmazın satışını isteyebiliyor. Ancak, tabii ki süresi içinde. Ben, icra dosyalarına baktım. 2000 yılındaki dosya düşmüş, hatta maalesef arşivde bile bulunmuyor. 1999 senesinin haczine ise değerli mütalaanızdan sonra tekrar bakmayı düşüneceğim.Benim, direkt genel mahkemede dava açmamın sebebi, ise malumunuz menfi bir kararın çıkma ihtimalidir. Yani, icra mahkemesine gfitsem ve arz ettiğiniz içtihatta belirtilen durum hasıl olsa, yeniden genel mahkemeye gitme yerine şimdiden bu yolu seçtim ki zamandan tasarrruf edeyim. İlgilerinize tekrar çok teşekkür ediyor; çalışmalarınızda başarılar diliyorum.
Old 16-05-2006, 16:40   #4
Av. Eugen Huber

 
Varsayılan

Sayın erdal17. İcra dosyasını gidip incelediğimde, haciz alacaklısının, maalesef 13/12/2001 tarihinde,satış avansı yatırdığını gördüm.Yani, 17/12/1999'da tapuda haciz şerhi konmuş ve 2 yıllık yasal sürede de satış istemiş. Ancak, o tarihten bu yana başkaca hiç bir işlem yapılmamış.Bizim hükmen tesçil tarihimiz ise, 16/09/2004 tarihi idi.Kafam da iyice karıştı.İcra müdürü, kendisinin bu haczi kaldıramayacağını (zira, satış avansı yattığından)ancak mahkemede dava açmamız gerektiğini söyledi. Ben de zaten açtığımı belirttim. İcra müdürüne göre, satış vaadi söz'den sonra konan haczin geçersiz olduğunu, hatta olayda muvazaa da olabileceğini belirtti. Çünkü hissesine haciz konan kişinin, kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereği hisse alan müteahhit olduğunu,bu hisselerin hükmen tesçille arsa sahibine geri döndüğünü belirtti ve müteahhidin, kendi hissesi üzerine konan haciz bulunduğunu söyledi.Kısaca, sizin belirtmiş olduğunuz, icra dosyası, İİK. 78'e göre düşmemiş oluyor.Ancak, biz de kararı tapuya işlettik, şu anda müteahhidin taşınmaz (arsa) üzerinde hissesi bulunmuyor.Şu halde, haçiz alacaklısının, satış isteme hakkı halen geçer limidir; yani benim açtığım 'haczin fekki'davası red mi olacak?
Old 16-05-2006, 17:48   #5
erdal7

 
Varsayılan

SAYIN HUBER

Satış Vaadi şahsi hak doğuran bir dava olup kural olarak iyiniyetli üçüncü şahıslara karşı dermeyan edilemez. . Satış Vaadi Sözleşmesi ancak Tapuya şerh verildikten sonra üçüncü şahıslara karşı ileri sürülebilir. Bu nedenle Şerhten önce konulmuş bulunan hacizlerin fekki mümkün değildir. Talih uyar ın istihkak ile ilgili kitabının baş kısımlarında ilgili kararlar var. Sizin ilk olarak sorduğunuz soru açık olmadığı için o şekilde cevap verilmiştir.

Bu tür davalarda İstihkak prosüdürü içerisinde çözülebildiği gibi , Genellikle süreler kaçırıldığı için Genel mahkemede açılacak haczin fekki ne ilişkin davalara rastlanılmaktadır. Her iki yol da hukuken mümkündür.

Tapuya şerh verildikten sonra konulmuş hacizlerin fekki için , (Hatırlayabildiğim kadarı ile Yargıtay Kararı var ) haczin fekki çok kolay
Somut olayınızda alacaklı şahıs haczin düşmemesi için satış avansını yatırmış ve haczin düşmesini yoruma açık bırakmadan önlemiş. Olayınızda Satış vaadi olduğu için ve sanırım hacizden önce şerh verilmediği için hacizlerin fekki mümkün değil gibime geldi. O şahıs bu hali ile satış da yapamıyacak çünkü g.menkul borçlu adına değil , her iki tarafın da eli kolu bağlı ,


Saygılarımı sunarım . ERDAL
Old 16-05-2006, 18:02   #6
Av. Eugen Huber

 
Varsayılan

Değerli Erdal17. Satış vadini yapan, benim müvekkilim. Yani satış vadi borçlusu,müvekkilimken, satış vadi alacaklısı ise müteahhit.Dolayısı ile, ben, burada rollerin yer değiştirdiğini düşünüyorum.Yani, tapuya şerh verilmeyen, müteahhidin hakkı olmuyor mu?Dolayısı ile şerh verilmeyen bir hak üzerine haciz uygulanmış oluyor diye düşünüyorum.Eğer, vaad alacaklısı müvekikilm olsa ve adına hisseler geçmeden vaad borçlusunun hissesi üzerine haciz konsa ,dediğiniz gibi bir sonuç olur diye düşünüyorum.
İlginize tekrar teşekkür ediyor saygılarımı sunuyorum.
Old 17-05-2006, 18:42   #7
Av. Eugen Huber

 
Varsayılan

Sayın erdal 17.Nihayet ilgili kararları buldum. "Kat karşılığı sözleşmeye dayanılarak,arsa sahibi tarafından peşinen yüklenici adına geçirilen tapu kaydına,yüklenicinin borcu nedeniyle konulan hacizlerin,akdin geriye etkili şekilde feshi halinde,arsanın her türlü takyidattan arındırılarak ve üzerindeki hacizler kaldırılarak ilk sahibine iadesine karar verilmelidir...." (Y.15.H.D.,30.3.1998 T.,1998/406-1259 S.Karar)Ayrıca, "Yüklenicinin,haketmediği arsa payları üzerine borcu için alacaklı III.kişiler yararına konulmuş haciz veya ipotekler de arsa sahibi yönünden hükümsüz olup,arsa paylarının iadesinde bu yükümlülükler kaldırılarak,arsa sahibi adına yükümsüz olarak tesçil edilir." (Cengiz KOSTAKOĞLU,Y.19.H.D. Onursal Başkanı,İçtihatlı İnşaat Hukuku ve Kat karşılığı İnşaat Sözleşmeleri, 4.Bası,Beta,Ankara,s.768) Değerli meslektaşım,yukarıda belirtiğim kararı (ki,sanırım siz de içtihat programı var) okuyup yorumunuzu alabilir miyim? Teşekkür ediyor;saygılarımı sunuyorum.
Old 18-05-2006, 11:35   #8
erdal7

 
Varsayılan

Sayın HUBER

Olaya işık tutacak kararları bulmuşsunuz. Bulduğunuz kararlar somut olayın nihayi çözümüdür. İşlerinizde başarılar dilerim.

Saygılarımı Sunarım. ERDAL
Old 07-12-2013, 13:07   #9
ÇİTLENBİK

 
Varsayılan

Merhabalar,
Benim olayım sizinkine benzer olmakla birlikte farklar da var. Şöyle ki;
Müvekkilim 1993 yılında gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile henüz inşaat aşamasında olan bir daireyi satın alıyor. Dairenin inşaatı bitince müvekkilim hiçbir sorun yaşanmadan daireyi kullanmaya başlıyor. Ve fakat bu arada daireyi satan kişi ölüyor ve dairenin mülkiyeti mirasçıları olan 7 kişiye intikal ediyor. Mirasçılarından birinin hissesi üzerine 2009 yılında haciz konuluyor ve 2011 yılında kıymet takdiri için İcra Müdürlüğü'nce müvekkilimin evine geliniyor. Bunun üzerine 2011 yılında Tapu İptali ve Tescil davası açtık, taşınmaz üüzerine 15/12/2011 tarihinde İhtiyati Tedbir şerhi konuldu, dava lehimize sonuçlandı ve iş bu karar 27/03/2013 tarihinde kesinleşti. Davanın kabulüne dair verilen kararda, "dava konusu taşınmazın davalılar adına olan kaydının iptali ile davacı adına tesciline" denildi, haciz şerhleri ile tesciline denilmediği için 2009 yılındaki haczin de kaldırılması gerektiğini düşünüyorum.
Ve fakat müvekkilimiz 2013 yılı Kasım ayında işbu kararı tescil ettirmek için Tapu dairesine başvurduğunda 2009 yılında konulan haczin 2013 yılı Eylül ayında tekrar yenilendiği ve bir başka hissedarın hissesi üzerine 2013 yılı Ekim ayıında dört farklı icra dosyasından haciz şerhi konulduğunu fark ettik.
Her ne kadar tapuda tescil işlemleri gerçekleşmemiş ise de 27/03/2013 tarihinde kesinleşen mahleme ilamı ile müvekkilimin taşınmaz maliki olduğu açık. Bu konuda ne yapmam gerekiyor?
1-İcra Müdürlüğü'ne talepte bulunmadan direkt olarak Asliye Hukuk Mahkemesi'nde haczin fekki davası mı açmalıyım? Ve tabi sanırım taşınmazın değeri üzerinden açmam gereken bir dava olacak bu dava?
2-Beş ayrı alacaklı tarafından beş ayrı icra dosyasından konulan hacizlerin fekki için tek bir dava açmam yeterli olur mu? Yoksa ayrı ayrı mı dava açmalıyım?
3-Bu süreçte yeni konulacak olası haciz şerhlerini önlemek adına müvekkilimin taşınmazı mevcut hacizlerle birlikte adına tescil ettirmesi mi doğru olur yoksa genel mahkemede açacağımız fekk davasının sonuçlanmasını mı beklemeliyiz?
Bu konularda yardımlarınızı ve elinizde Yargıtay içtihatları varsa paylaşmanızı rica ediyorum.
Old 08-12-2016, 16:47   #10
zlm

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan ÇİTLENBİK
Merhabalar,
Benim olayım sizinkine benzer olmakla birlikte farklar da var. Şöyle ki;
Müvekkilim 1993 yılında gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile henüz inşaat aşamasında olan bir daireyi satın alıyor. Dairenin inşaatı bitince müvekkilim hiçbir sorun yaşanmadan daireyi kullanmaya başlıyor. Ve fakat bu arada daireyi satan kişi ölüyor ve dairenin mülkiyeti mirasçıları olan 7 kişiye intikal ediyor. Mirasçılarından birinin hissesi üzerine 2009 yılında haciz konuluyor ve 2011 yılında kıymet takdiri için İcra Müdürlüğü'nce müvekkilimin evine geliniyor. Bunun üzerine 2011 yılında Tapu İptali ve Tescil davası açtık, taşınmaz üüzerine 15/12/2011 tarihinde İhtiyati Tedbir şerhi konuldu, dava lehimize sonuçlandı ve iş bu karar 27/03/2013 tarihinde kesinleşti. Davanın kabulüne dair verilen kararda, "dava konusu taşınmazın davalılar adına olan kaydının iptali ile davacı adına tesciline" denildi, haciz şerhleri ile tesciline denilmediği için 2009 yılındaki haczin de kaldırılması gerektiğini düşünüyorum.
Ve fakat müvekkilimiz 2013 yılı Kasım ayında işbu kararı tescil ettirmek için Tapu dairesine başvurduğunda 2009 yılında konulan haczin 2013 yılı Eylül ayında tekrar yenilendiği ve bir başka hissedarın hissesi üzerine 2013 yılı Ekim ayıında dört farklı icra dosyasından haciz şerhi konulduğunu fark ettik.
Her ne kadar tapuda tescil işlemleri gerçekleşmemiş ise de 27/03/2013 tarihinde kesinleşen mahleme ilamı ile müvekkilimin taşınmaz maliki olduğu açık. Bu konuda ne yapmam gerekiyor?
1-İcra Müdürlüğü'ne talepte bulunmadan direkt olarak Asliye Hukuk Mahkemesi'nde haczin fekki davası mı açmalıyım? Ve tabi sanırım taşınmazın değeri üzerinden açmam gereken bir dava olacak bu dava?
2-Beş ayrı alacaklı tarafından beş ayrı icra dosyasından konulan hacizlerin fekki için tek bir dava açmam yeterli olur mu? Yoksa ayrı ayrı mı dava açmalıyım?
3-Bu süreçte yeni konulacak olası haciz şerhlerini önlemek adına müvekkilimin taşınmazı mevcut hacizlerle birlikte adına tescil ettirmesi mi doğru olur yoksa genel mahkemede açacağımız fekk davasının sonuçlanmasını mı beklemeliyiz?
Bu konularda yardımlarınızı ve elinizde Yargıtay içtihatları varsa paylaşmanızı rica ediyorum.

Merhabalar
Benim de siZin olayınıza benzer bir olayım var da siz dava açtınız mı ?
Süreçte Nasıl ilerlediniz bilgi verebilir misiniz ?
Teşekkür ederim
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Haczın Fekki Talebınde Tahsil Harci AV. MUSTAFA ALİ Meslektaşların Soruları 36 13-04-2017 16:01
haczin kaldırılması bilgan Meslektaşların Soruları 1 17-10-2006 22:41
ipoteğin fekki hilal.k Meslektaşların Soruları 2 02-08-2006 17:11
Haczin Fekki Davası İlgili Meslektaşların Soruları 2 09-05-2003 18:12
Haczin Kaldırılması Av.Cengiz KOCABEY Meslektaşların Soruları 1 25-05-2002 13:19


THS Sunucusu bu sayfayı 0,03257608 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.