|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
26-02-2009, 17:54 | #1 |
|
Suça Sürüklenen Çocuk - 5395 Sayılı Kanun
Merhablar Herkese İyi çalışmalar;
CMK da aldığım bir dosya bugün karara çıktı. 10 yaşındaki çocuk hırsızlık yaptığı için çoçuk mahkemesi sıfatı ile asliye ceza mahkemesinde yargılandı.Ben dosyada sanık müdafiiydim. Kısa Kararda ise ; 1-) Yargılama giderleri ile bilirkişi gideri suça sürüklenen çocuktan alınmak üzere karar verildi. Bu kararın hukuki dayanağı nedir ? ve böyle bir karar verilebilir mi ? Yargılama giderleri suça sürüklenen çocuk üzerine bırakılmayıp kamu üzerine bırakılması gerekmezmiydi ? Neden ? 2-) Suça sürüklenen çocuğa 5395 sayılı yasanın 11.maddesi yollaması ile aynı yasanın 5. maddesi 5/1-a maddesi uyarınca danışmanlık tedbirine hükmedilmesine karar verildi. 5395 Sayılı kanunun 5/1-a Maddesi : Koruyucu ve destekleyici tedbirler MADDE 5 - (1) Koruyucu ve destekleyici tedbirler, çocuğun öncelikle kendi aile ortamında korunmasını sağlamaya yönelik danışmanlık, eğitim, bakım, sağlık ve barınma konularında alınacak tedbirlerdir. Bunlardan; a) Danışmanlık tedbiri, çocuğun bakımından sorumlu olan kimselere çocuk yetiştirme konusunda; çocuklara da eğitim ve gelişimleri ile ilgili sorunlarının çözümünde yol göstermeye, (YÜRL T: 15.07.2006) 2 numaralı bendde yazdığım karar aleyhe bir karar değil benim yorumlamama göre; peki ben bu sebeplerden dolayı karara karşı itiraz etmem gerekir mi? cmk görevlendirmesi gereği itiraz etmesem görevi ihmal suçunu işlermiyim.siz değerli hukuka gönül veren meslektaşlarımın yorumlarını bekliyorum...Saygılar... |
26-02-2009, 20:49 | #2 |
|
Karar aleyhte; göreviniz gereği kanun yollarına başvurmanız gerekir.
|
26-02-2009, 22:11 | #3 |
|
peki;
Yargılama giderleri ile bilirkişi gideri suça sürüklenen çocuktan alınmak üzere karar verildi. Bu kararın hukuki dayanağı nedir ? ve böyle bir karar verilebilir mi ? Yargılama giderleri suça sürüklenen çocuk üzerine bırakılmayıp kamu üzerine bırakılması gerekmezmiydi ? Neden ? ve bu karara itiraz edicez değil mi? kararı veren asliye ceza mahkemesine temyiz edilecek bi karar değil...kısa kararda itiraz mercii olarak asliye ceza mahkemesi yazıyor... |
27-02-2009, 15:44 | #4 |
|
yanlış okumadıysam 10 yaşındaki çocuk yargılanıp ceza alıyor. ceza ehliyeti yaşı 5237 sayılı yasa ile 12 ye çıkartıldı. peki 10 yaşındaki çocuk nasıl yargılandı. gerçi burası Türkiye!
|
27-02-2009, 16:05 | #5 |
|
Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
************************************** Kanun No: 5237 Türk Ceza Kanunu (TCK) Kabul Tarihi: 26.09.2004 R.G. Tarihi: 12.10.2004 R.G. No: 25611 Yaş küçüklüğü MADDE 31 - (1) Fiili işlediği sırada oniki yaşını doldurmamış olan çocukların ceza sorumluluğu yoktur. Bu kişiler hakkında, ceza kovuşturması yapılamaz; ancak, çocuklara özgü güvenlik tedbirleri uygulanabilir. (DEĞİŞİK FIKRA RGT: 08.07.2005 RG NO: 25869 KANUN NO: 5377/5) (KOD 1) (2) Fiili işlediği sırada oniki yaşını doldurmuş olup da onbeş yaşını doldurmamış olanların işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayamaması veya davranışlarını yönlendirme yeteneğinin yeterince gelişmemiş olması hâlinde ceza sorumluluğu yoktur. Ancak bu kişiler hakkında çocuklara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur. İşlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama ve bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin varlığı hâlinde, bu kişiler hakkında suç, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektirdiği takdirde oniki yıldan onbeş yıla; müebbet hapis cezasını gerektirdiği takdirde dokuz yıldan onbir yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Diğer cezaların yarısı indirilir ve bu hâlde her fiil için verilecek hapis cezası yedi yıldan fazla olamaz. (DEĞİŞİK FIKRA RGT: 08.07.2005 RG NO: 25869 KANUN NO: 5377/5) (KOD 1) (3) Fiili işlediği sırada onbeş yaşını doldurmuş olup da onsekiz yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında suç, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektirdiği takdirde onsekiz yıldan yirmidört yıla; müebbet hapis cezasını gerektirdiği takdirde oniki yıldan onbeş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Diğer cezaların üçte biri indirilir ve bu hâlde her fiil için verilecek hapis cezası oniki yıldan fazla olamaz. |
27-02-2009, 16:41 | #6 |
|
güvenlik tedbiri uygulandı sayın meslektaşım...
aynı zamanda aşağıda yazdığım sorulara cevap verirseniz sevinirim.... Yargılama giderleri ile bilirkişi gideri suça sürüklenen çocuktan alınmak üzere karar verildi. Bu kararın hukuki dayanağı nedir ? ve böyle bir karar verilebilir mi ? Yargılama giderleri suça sürüklenen çocuk üzerine bırakılmayıp kamu üzerine bırakılması gerekmezmiydi ? Neden ? ve bu karara itiraz edicez değil mi? kararı veren asliye ceza mahkemesine temyiz edilecek bi karar değil...kısa kararda itiraz mercii olarak asliye ceza mahkemesi yazıyor... saygılar... |
01-03-2009, 21:17 | #7 |
|
bu karara karşı itiraz merci kararı veren mahkeme yani asliye ceza mahkemesimidir
|
03-03-2009, 09:44 | #8 |
|
Bulduğum bir kararı paylaşmak istiyorum ;
T.C. YARGITAY 8.Ceza Dairesi Esas: 2008/3755 Karar: 2008/3044 Karar Tarihi: 28.03.2008 ÖZET: Suç tarihi itibariyle oniki yaşını doldurmamış olan suça sürüklenen çocuklara kusurlarının bulunmaması dolayısıyla ceza verilmesine yer olmadığına, çocukların velilerine teslim edilmelerine, tabanca ve şarjörünün müsaderesine, yargılama giderinin kamu üzerinde bırakılmasına, dosyanın mahalline gönderilmesi için Yargıtay C.Başsavcılığına karar verildi. (5271 S. K. m. 223, 309, 327) (5237 S. K. m. 31, 54) (765 S. K. m. 36) Dava: 6136 sayılı kanuna aykırılıktan sanıklar Hasan Yıldız ve Yusuf Öztürk'ün 5395 sayılı Kanunun 11. maddesi delaletiyle 5/3. maddesi uyarınca velilerine teslimine, anılan kanunun 5/1-6 maddesi uyarınca iş ve meslek edinmeleri amacı ile elektrik işi ile uğraşan bir ustanın yanına yerleştirilmelerine, bu dava için bozmadan önce yapılan 74,40 YTL yargılama giderinin küçüklerden müteselsilen ve mütesaviyen tahsiline dair Eruh Asliye Ceza Mahkemesinin 27/09/2006 tarih ve 2006/37-43 sayılı kararına yapılan itirazın reddine ilişkin, Siirt Ağır Ceza Mahkemesinin 27.11.2006 tarih ve 2006/501-501 sayılı kararını kapsayan dosya ile ilgili olarak; 1- CMK. 223/3-a maddesi gereğince yaş küçüklüğü bulunan sanıklar hakkında, <kusurun bulunmamasından dolayı ceza verilmesine yer olmadığı> kararı verildikten sonra TCK. nun 31/1-son cümle gereğince çocuklara özgü güvenlik tedbirlerinin uygulanması gerekirken, doğrudan tedbir kararına hükmedilmesinde, 2- 5271 sayılı Kanunun 327/1. maddesi gereğince ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilmesi gereken hallerde yargılama giderlerinin hazine üzerinde bırakılacağına karar verilmesi gerekirken çocuklara yükletilmesinde, 3- Sanığın ceza sorumluluğunun tayininin 5237 sayılı Kanunun 31. maddesine göre yapılırken, silahın müsaderesine ilişkin hükmün aynı kanunun 54. maddesi yerine karma uygulama yapılarak 765 sayılı TCK. nun 36. maddesine göre yapılmasında isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı CMK. nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 31.1.2008 gün ve 6434 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen Yargıtay C.Başsavcılığından 6.3.2008 tarih ve 2008/031276 sayılı ihbarnamesiyle Dairemize tevdi edilmekle incelendi: TÜRK MİLLETİ ADINA Gereği görüşülüp düşünüldü: Karar: Kanun yararına bozma talebine konu karar; Eruh Asliye Ceza Mahkemesinin 27/09/2006 tarih, 2006/37-43 sayılı kararına yapılan itirazın reddine ilişkin, Siirt Ağır Ceza Mahkemesinin 27/11/2006 tarih, 2006/501-501 sayılı kararı olarak gösterilmiştir. Oysa; Eruh Asliye Ceza Mahkemesinin 27.9.2006 tarih, 2006/37-43 sayılı kararına karşı sanıklar müdafiinin 4.10.2006 tarihli itiraz dilekçesi üzerine Eruh Asliye Ceza Mahkemesinin 12.10.2006 gün ve 2006/21-21 değişik iş sayılı kararı ile <Mahkemenin 27.9.2006 tarih ve 2006/37-43 sayılı kararının kaldırılmasına ve dosyanın yeniden esasa kaydına> karar verilmiştir. Eruh Asliye Ceza Mahkemesi bu defa 12.10.2006 tarih ve 2006/41-47 sayı ile yeniden bir hüküm tesis etmiştir. Bu hükme karşı sanıklar müdafiinin 7.11.2006 tarihli itiraz dilekçesi ile dosya Siirt Ağır Ceza Mahkemesine intikal etmiştir. Siirt Ağır Ceza Mahkemesi, 27.11.2006 tarih ve 2006/501-501 sayılı kararıyla; itiraza konu Eruh Asliye Ceza Mahkemesi kararında bulunmayan ve itiraz dilekçesinde de yer almayan <hükmün açıklanmasının geri bırakılması> koşullarının oluşup oluşmadığı yönünde dosyayı incelediğini belirtmek suretiyle, itirazın reddine karar vermiştir. Sonuç itibariyle, Kanun yararına bozma talebine konu edilen Siirt Ağır Ceza Mahkemesinin 27.11.2006 gün ve 2006/501-501 sayılı itirazın reddine ilişkin kararı, Eruh Asliye Ceza Mahkemesinin 27.9.2006 tarih ve 2006/37-43 sayılı kararına değil; 12.10.2006 tarih ve 2006/41-47 sayılı kararına ilişkindir. Ayrıca yukarda belirtildiği üzere, Siirt Ağır Ceza Mahkemesi kararının içeriğinde yer almamakla birlikte, incelemenin karar ve taleple ilgisi bulunmayan <hükmün açıklanmasının geri bırakılması> yönünde yapıldığı ifade edilmiştir. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 31. maddesi ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 223. maddesinde fiili işlediği sırada oniki yaşını doldurmamış olan çocuklar hakkında verilecek kararın gösterilmiş olduğu; 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanununda, çocuklara özgü güvenlik tedbirlerinin belirlenmiş bulunduğu, hakkında <ceza verilmesine yer olmadığı> kararı verilen kişilerin sadece kendi kusurlarından ileri gelen giderlerden sorumlu tutulabilecekleri ve uygulanan kanunun, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu olması itibariyle müsaderenin de bu kanuna göre yapılması gerekeceği cihetle; Adalet Bakanlığının 31.1.2008 gün ve 6434 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen Yargıtay C.Başsavcılığının 6.3.2008 tarih ve 2008/031276 sayılı ihbarname içeriği yerinde görülmekle, Siirt Ağır Ceza Mahkemesinin 27.11.2006 tarih ve 2006/501-501 sayılı kararının 5271 sayılı CMK. nun 309/4-d maddesi uyarınca BOZULMASINA, ortadan kaldırılmasına, Suç tarihi itibariyle oniki yaşını doldurmamış olan suça sürüklenen çocuklar Hasan Yıldız ve Yusuf Öztürk'e 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 31/1. maddesi delaletiyle, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 223/3-a ve son cümle uyarınca kusurlarının bulunmaması dolayısıyla ceza verilmesine yer olmadığına; 5395 sayılı Kanunun 11. maddesi delaletiyle aynı kanunun 5/3. maddesi uyarınca velilerine teslim edilmelerine, Eruh Adli Emanetinin 2002/23 sırasında kayıtlı, 7.65 mm. çaplı, AS 2231-1982 seri numaralı tabanca ve şarjörünün 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 54/4. maddesi uyarınca müsaderesine, yargılama giderinin 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 327/1. maddesi gereğince kamu üzerinde bırakılmasına, dosyanın mahalline gönderilmesi için Yargıtay C.Başsavcılığına tevdiine, 28.03.2008 gününde oybirliği ile karar verildi. |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
3239 sayılı kanun (Bir çok kanunu değiştiren bir kanun) | ibreti | Meslektaşların Soruları | 7 | 24-09-2010 13:01 |
186 sayılı kanun | Av_Ece Altunay Önal | Meslektaşların Soruları | 3 | 11-10-2007 08:13 |
Suça Sürüklenmiş Çocuk | Av.Elvan Akkaya | Çocuk Hakları Çalışma Grubu | 5 | 09-11-2006 11:15 |
Kişiyi Suça Toplum Mu İter Yosa Kişi Kendi Mi Suça Yönelir?Neden? | yasemin | Hukuk Soruları Arşivi | 2 | 04-03-2002 19:55 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |