Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Hukuk Sohbetleri Hukuki yorumlar, görüşler ve tartışmalar.. Soru niteliği taşımayan her türlü hukuki sohbet için.

Harç ödemeden karar alabilmek!

Yanıt
Old 13-07-2009, 12:06   #91
Avukat Hakan Eren

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Şehper Ferda DEMİREL
Ben alamadım...

Mahkeme Hakimi Adalet Bakanlığı'ndan görüş istedi. Bakanlık da özetle; "Ülger davasına somut dava dosyası açısından itibar edilebileceğini, Harçlar kanunu değişmedikçe harç alınmaksızın kararın verilmemesi yönünde" yazılı görüş bildirdi...

Yani Bakanlık dedi ki; sen de AİHM ye git, sana da tazminat ödeyelim, ilginç.... Başvurmayacağım o ayrı

İyi çalışmalar...

Bakanlığın yanıtına hiç şaşırmadım...

Ama beni çok şaşırtan bir şey var; o da, bir yargıcın yasayı ne şekilde uygulayacağını bakanlığa sorması...

Hukuk, pratikle - uygulama ile gelişir. Yargıcın yapması gereken olumlu ya da olumsuz bir karar vermektir. Taraflar kararı temyize götürürlerse, Yargıtay da bir karar verir ve uygulama bir şekilde (doğru ya da yanlış) yerleşir.

Ama işin içine idareyi/bakanlığı katmak ve onun söylediğne itibar etmek olacak şey değil.

Yine de mücadeleye devam!
Old 13-07-2009, 16:52   #92
Av.H.Sancar KARACA

 
Varsayılan

"Bir yargıcın yasayı ne şekilde uygulayacağını bakanlığa sorması" nı ben de yadırgadım.
Ama, yargıcın önüne gelen bir sorunu çözmek için Bakanlıktan hangi hususlarda görüş sorması gerektiğini bilemediğimden çekince belirtemiyorum.
Sahi, hangi hususlarda Bakanlıktan görüş istenmeli?
Sayın DEMİREL'in talebini reddeden yargıç, Bakanlıkta görev mi yapmıştır? Bürokraside bu çareye sıkça başvurulur da...
Old 13-07-2009, 17:02   #93
Avukat Hakan Eren

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.S.Karaca
Ama, yargıcın önüne gelen bir sorunu çözmek için Bakanlıktan hangi hususlarda görüş sorması gerektiğini bilemediğimden çekince belirtemiyorum.
Sahi, hangi hususlarda Bakanlıktan görüş istenmeli?

Yargıç, idari görevleri ile ilgili konularda bakanlıktan görüş sorabilir. Ama yargısal görevleri ile ilgili, vereceği yargısal bir karar ile ilgili olarak görüş soramaz.

Sorsa da, aklı başında bir idarenin Anayasa'nın 138. madde hükmüne atıf yaparak "bu konuda bir yanıt veremeyeceğini" yargıca belirtmesi gerekir.

Ama, neremiz doğru ki?!
Old 13-07-2009, 18:03   #94
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

Görüş istemenin yasal dayanağını bilmiyorum, öğrendiğimde ben de benzer düşüncelere kapıldım. Mahkeme yargıcı kararını kendisi vermelidir, bağımsız mahkemeler, bağımsız yargı, olumlu ya da olumsuz ancak, hangi yönde olursa olsun telkinden bağışık biçimde, "Kendi, özgür" kararını tesir etmelidir diye düşündü İSEM DE: (Ki yasal dayanağı bence vardır, araştırmalı ancak şu an zamanım kısıtlı, yalnız görüş isteme usulü de savcılık kanalıyla gerçekleşiyor ve ben yargıcın dayanaksız hareket etmemiş olduğuna inanıyorum)

Doğrusunu isterseniz ben "Mevcut koşullar altında" somut olayda Mahkeme Yargıcının davranışını en mantıklı ve en İSABETLİ davranış biçimi olarak gördüm. Neden derseniz:

-Ülger davasını gözetip, harç alınmasından vazgeçilmesi yönünde karar verse; uluslararası anlaşmaya uygun, ancak yerel mevzuata (Harçlar K.na) aykırı hüküm tesis etmiş olacak. Yarın herhangi bir teftişte, sorumluluk onun üzerinde bırakılacak.

-AİHM nin kararını ve karara esas olan anlaşmaları ve AY.m.90'ı baz almayarak, harç alınmalıdır şeklinde kendisi BAĞIMSIZ karar verse; yarın davacı ben AİHM ye gidip, Ülger davasını emsal gösterip TC aleyhine tazminata hak kazandığımda, tazminatı ödeyen devlet GERİ DÖNÜP KARARI VERENE RÜCU ETMEYECEK Mİ??!

Mahkeme yargıcının yerinde ben olsam, BEN DE farklı davranmazdım. Çünkü hukuk mantığım gereği harç almamam gerektiğini bilir, anlar, ancak GÜVENEMEZDİM.

Neden güvenemezdim:

Ülger davası tüm TC hukuk camiasınca malum ve maruf oldu. Peki ne oldu: Harçlar Kanunun ilgili hükmü değişti mi? HAYIR, HALA DEĞİŞMEDİ. Bunca zaman aralığında, TC nin değişik bölgelerindeki binlerce yargıcı belirsizlikte ve sıkıntı içinde bırakmaya hakkımız var mı? Yasama organı hala Ülger davasından bihaber mi? Elbette hayır... Bu belirsizlik ortamında, hangi yönde karar verse, sorumluluk kararı veren yargıcın omzuna bırakılacak. Ben bundan daha büyük haksızlık düşünemiyorum!

Üstelik görüş sorma neticesi verilen karar da, Yargıcın izlediği yöntemde kendisini haklı çıkarmadı mı?

Sizi asıl hayal kırıklığına uğratacak olan, görüş isteme üzerine bildirilen görüşten alıntıları, "Bilgi ve duyuru" yazısının ilgili bölümlerini aktarayım ben en iyisi:

Cevabi yazıda 492 s.lı yasa m.28/1-a , aynı yasa m.130, Hukuk ve Ticaret mhk.lerinin Yazı İşleri Yönetmeliğinin 54.m.si kısaca içeriğiyle birlikte anımsatıldıktan sonra, "..bunlar iç hukukumuzda yürürlükte olan mevzuatı oluşturmaktadır" tespiti yapılmış;

Daha sonra AİHS m.6/1 açıklanmış ve 27.06.1997 Tarihli Ülger davasında verilen karar ile de, AİHS m.6/1 in ihlal edildiği kanaatine varıldığı dile getirilmiştir.

Akabinde AY.m.90/son kaleme alınmıştır (madde metni) . Ve bakın buradan , tüm maddeler ve AİHM nın kararının birlikte yorumundan aşağıdaki sonuca ulaşılmıştır:

"....görüldüğü üzere madde metninde MİLLETLERARASI MAHKEMELERİN KARARLARININ DEĞİL; APAÇIK MİLLETLERARASI SÖZLEŞME METİNLERİNİN FARKLI HÜKÜMLER İÇERMESİNDEN bahsedilmekte; MİLLETLERARASI MAHKEMENİN SÖZLEŞME HÜKÜMLERİNİ GENİŞLETECEK ŞEKİLDE YAPTIĞI YORUMLAR AY M.90/SON KAPSAMINDA KALMAMAKTADIR. (..... )

Yargıtay 12.HD harçlarla ilgili AİHM kararlarının bağlayıcılığı hususundaki 2008/15602 E.-19983 K.s.lı ilamında; AİHM nin yukarıda belirtilen kararının, SADECE BU KARARA KONU OLAN DAVA İÇİN BAĞLAYICI OLDUĞUNU ve bu karar doğrultusunda YASAMA ORGANINCA BİR DÜZENLEME YAPILMADIĞI SÜRECE ANILAN KARARIN BAŞKA DAVALAR İÇİN UYGULANMA OLANAĞININ BULUNMADIĞINI belirtmiştir. (......)

Bu itibarla; AY.m.90/son maddesinin yoruma mahal bırakmadan yazılı sözleşme metinleri esas alındığında uygulama imkanı bulacağı, bunun dışında AİHM KARARLARININ İÇ HUKUKTA BAĞLAYICILIĞI BULUNMAYIP; YARGITAY KARARI VE MEVCUT MEVZUAT HÜKÜMLERİ YÖNÜNDEKİ UYGULAMANIN, İÇ HUKUKUMUZA UYGUN OLDUĞU düşünülmektedir.

Bununla birlikte konu, yasal değişiklik yapılması hususunun değerlendirilmesi için, Bakanlığımız Kanunlar Genel Müdürlüğüne ve Maliye Bakanlığına bildirilmiştir.

Bilgi edinilmesini ve.....

22.06.2009"


Sonucu ve mevcut metinlerden ulaşılan yorum neticesini düşündükçe, görüş soran yargıca katılmaktan başka seçenek var mı?

Saygılarımla...
Old 24-07-2009, 16:46   #95
AV.ZAFER TUNCA

 
Varsayılan

Öncelikle merhabalar,
Neticelenen bir iş davası sonucunda, ben de kararı harçsız almak üzere yargıca AİHM'in bu kararını sundum. Yargıç ilk aşamada şaşırdı, ben bir konuyu araştırayım deyip bir hafta süre istedi. Sonrasında kalem müdürüyle kurduğum irtibat sonucunda yargıcın bir Yargıtay kararı bulduğunu bunu Ankara' dan fakslattığını ve benim talebimi reddettiğini söyledi. Kararı merak ettim gidip almaya kalktım ama tek nüsha diye sadece esas ve karar numaralarını alıp geldim.Nedir bu diye bakınırken de kendimi sitemizde buldum

Sevgili dostlarımın yazdıklarını okuduktan sonra yüzümde Cuma akşamının melankolikliğine ve hava sıcaklığının gevşekliğine de dayalı olan hafiften acımsı gayri ihtiyari bir tebessüm oluştu.

Demek sevgili Yargıtayımız İHAS iç hukuk açısından bağlayıcı ama AİHM kararları bağlayıcı değildir dediği için ve buna benzer çeşitli dayanaklarla talepleri reddetmiş Ne hoş Belki de, iç hukukumuzda sadece yazılı metinleri yani mevzuatı bağlayıcı yapmak, bunların tecelli etmiş hali olan Yargıtay kararlarını bağlayıcı yapmamak lazım Ne kadar güzel olurdu değil mi

Hayır hayır olmazdı. Aynı İHAS metni kadar AİHM nin kararlarının da bağlayıcı olması gerektiği gibi, kanunlar gibi onun ruh bulmuş hali olan Yargıtay kararlarının da bağlayıcılığı daha hoş olmalı...

Neyse uzatmayalım. Bu işin özü şudur: Devlet yine yakaladığını öpüyor. Davayı kazandıysan, kuzu kuzu kazandım diye kaleme geldiysen, devlet diyor ki sana; madem kazandın, ben hiç kaybedeni arayıp da ondan harç tahsil edip kasama koymak için uğraşmam; senden paşa paşa alayım da sen git bul karşı tarafı ondan sen alırsın koçum diyor vatandaşına. hep böyle demiyor mu kaçak kullanılan kamu hizmetlerinin bedellerinde kaçak kullanmayan vatandaşın tepesine binip gagalamıyor mu. evet evet işte orası tam burası: bir başkadır benim güzel memleketiiiiiiim

selamlar, saygılar dostlar....
Old 25-07-2009, 13:22   #96
tiyerianri

 
Varsayılan

Samsun'da ilamı harçsız almak için başvurduk ve kabul edildi.
Old 10-10-2009, 18:26   #97
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

AİHM dava başına karar veriyor. Her karar her olaya emsal gösterilemez. AİHM tarafından "kararın harç ödenmeden alınamaması" konusunda her davanın özelliğine göre karar verilmekte.

Aşağıda erişim hakkının engellendiğinin kabulü için hangi ölçütün kullanılacağına ilişkin bir başka karar sunulmuştur. Bu kararda davalının davacının ödemesi gereken harcı ödeyerek kararı alabileceği ve bu nedenle erişim hakkının engellenmediğinden davanın reddine karar verilmiştir.



ORİMPEKS MADENCİLİK SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ. ve ADİL ORGUNER/Türkiye*




Başvuru No. 43475/02

4 Eylül 2007



KABULEDİLEBİLİRLİĞİNE İLİŞKİN KARARIN ÖZET ÇEVİRİSİ

İKİNCİ DAİRE





OLAYLAR

Başvuranlar, Türkiye’de kayıtlı bir inşaat şirketi olan Orimpeks Madencilik San. ve Tic. Ltd. Şti. ile şirketin müdürü ve ana hissedarı, 1946 doğumlu ve İzmir’de ikamet etmekte olan T.C. vatandaşı Adil Orguner’dir. Başvuranlar AİHM önünde İzmir Barosu avukatlarından A. F. Eren tarafından temsil edilmişlerdir.
Davanın koşulları
Davanın olayları başvuranların sunduğu üzere aşağıdaki gibi özetlenebilir.
Orimpeks Madencilik San. ve Tic. Ltd. Şti. (“başvuran şirket”) 1997 ile 1998 yılları arasında Uzay İnşaat Ltd. (“Uzay”) ile yapılan bir sözleşmeyle bazı inşaat işleri üstlenmiştir. Bu yolla Uzay başvuran şirkete 170.000 Amerikan doları (Dolar) borçlanmıştır.
Ödeme yapılmaması üzerine, başvuran şirket, 8 Ekim 1998 tarihinde, Uzay hakkında, kendisine olan borcun bir kısmı için (53.327 Dolar) İzmir İcra Müdürlüğü’nde icra takibi açtırmıştır. Uzay buna itiraz etmiş, yapmış olduğu yürütmenin durdurulması talebi kabul edilmiştir.
Başvuran şirket, 17 Ağustos 1999 tarihinde, Uzay hakkında İstanbul Ticaret Mahkemesi’nde dava açmıştır.
Dava sırasında, İstanbul Ticaret Mahkemesi, başvuran şirketin tamamladığı işin değerine ilişkin uzman raporu edinmiştir. Bu rapora göre, Uzay’ın borcun ödenmesine ilişkin icra takibine yaptığı itiraz gerekçesizdir.
İstanbul Ticaret Mahkemesi, 27 Şubat 2001 tarihinde başvuran şirket lehine karar vermiş, yürütmenin durdurulması kararını kaldırmıştır. Ayrıca 116.673 Dolar olan borcun geri kalanına ilişkin talebi de kabul etmiştir. Mahkeme, bu meblağın, başvuran şirkete, davanın açıldığı tarihten itibaren işleyen faiz ve İcra Müdürlüğü’nde bekleyen ve daha önceki ödenmemiş borç olan 53.327 Dolar ile beraber ödenmesine karar vermiştir. Geri kalan mahkeme masrafları, 3.376.194 Türk Lirası ((TL), sözkonusu tarihlerde yaklaşık 4.925 Dolar’a tekabül etmektedir) olarak belirlenmiştir.
* Dışişleri Bakanlığı Çok Taraflı Siyasî İşler Genel Müdürlüğü tarafından Türkçe’ye çevrilmiş olup, gayrıresmî tercümedir.

Uzay, mahkeme masraflarını, Harçlar Kanunu’nun (492 Sayılı Kanun) 28/1 (a) maddesinde öngörülen mecburi iki ay içinde ödememiştir. İstanbul Ticaret Mahkemesi, 10 Mayıs 2001 tarihinde, 492 Sayılı Kanun’un 37. maddesi uyarınca, bu masrafların Uzay’dan tahsil edilmesine ilişkin Şişli Gelir Vergi Dairesi’ne emir göndermiştir.
Başvuranların avukatı, 3 Nisan 2002 tarihinde, İstanbul Ticaret Mahkemesi’ne başvurarak, mahkemenin Şişli Gelir Vergi Dairesi’ne gönderdiği emrin üzerinden yaklaşık bir yıl geçmesine karşın, bir sonuca varılamadığını ifade etmiştir. Karar tarihinde kesin adresi bulunan Uzay’ın, başka bir yere taşınarak mali yükümlülüğünden kaçma girişiminde bulunma riski bulunduğuna işaret etmiştir. Uzay sahip olduğu mal ve mülklerini saklamadan, icra takibini başlatmak için, kararın bir örneğinin kendisine gönderilmesini talep etmiştir.
İstanbul Ticaret Mahkemesi 26 Nisan 2002 tarihinde, 492 Sayılı Kanun’un 28/1 (a) maddesinde öngörülen masraflar ödenmeden kararın bir örneğinin sağlanmasının mümkün olmadığı gerekçesiyle bu talebi reddetmiştir.
Başvuranlar 3 Mayıs 2002 tarihinde masrafların ödenmesine ilişkin olarak Şişli Gelir Vergi Dairesi’ne başvurmuşlardır.
Mecidiyeköy Vergi Dairesi 23 Temmuz 2002 tarihinde, masrafların ödenmesi emrinin, kendilerine bildirilen son adreste Uzay’a tebliğ edilemediğini İstanbul Ticaret Mahkemesi’ne bildirmiştir. Bununla beraber, tebligatın yapılması için aramaların devam ettiğini de eklemiştir.
Bunun ardından başvuranlar 25 Ağustos 2004 tarihli bir dilekçede, Şişli Gelir Vergi Dairesi’ne, masrafların tahsil edilmesiyle ilgili kaydedilen gelişmeleri sormuşlardır. Gelir Vergi Dairesi buna bir yanıt vermemiştir.
ŞİKAYETLER
Başvuranlar, AİHS’nin 6/1. maddesi uyarınca yargılama sürecinin aşırı uzun olduğundan ve lehlerine verilen karar kendilerine tebliğ edilmediği için icra takibi açtıramadıklarından şikayetçi olmuşlardır.
Bu nedenle, AİHS’nin 13. maddesi uyarınca, taleplerine ilişkin iç hukuk yollarının etkisiz kaldığını iddia etmişlerdir.
Başvuranlar ayrıca, mevcut uygulamanın alacaklıların zararlarına ilişkin fark gözetici muameleye tekabül etmesi nedeniyle, AİHS’nin 14. maddesinin ihlal edildiğini iddia etmişlerdir.
Son olarak, AİHS’ye Ek 1 No’lu Protokol’ün 1. maddesi uyarınca alacaklı oldukları meblağın kendilerine ödenmediğini ileri sürmüşlerdir.
HUKUK
1. Başvuranlar, ulusal mahkeme lehlerinde verilen kararın bir örneğini kendilerine vermediği için icra takibi başlatamadıklarından şikayetçi olmuşlardır. Bu durum ayrıca işlemlerin uzamasına neden olmuştur. Başvuranlar AİHS’nin 6/1. Maddesine dayanmışlardır.
Hükümet, başvuranların, AİHS’nin 35/1. maddesi uyarınca yararlanabilecekleri iç hukuk yollarını tüketmediklerini iddia etmiştir. Örneğin, başvuranlar mali durumlarını gerekçe göstererek adli yardım için başvurabilirlerdi.
Ayrıca, İstanbul Ticaret Mahkemesi’nin kararını 21 Şubat 2001 tarihinde verdiğini ileri sürmüşlerdir. Öte yandan, başvuranlar, kararın kendilerine tebliğ edilmesini talep etmek için 3 Nisan 2002 tarihine kadar beklemişlerdir. İstanbul Ticaret Mahkemesi 26 Nisan 2002 tarihinde bu taleplerini reddetmiştir. Ancak başvuranlar, bu tarihten altı ay geçtikten sonra, 5 Kasım 2002 tarihinde AİHM’ye başvurmuşlardır. Bu nedenle, başvuru bu yönüyle AİHS’nin 35/1. maddesinde belirtilen altı aylık sürenin dışında yapıldığı biçiminde değerlendirilmelidir.
Başvuru izleyen nedenlerden dolayı her halükarda kabuledilemez olduğu için, AİHM, başvuranların iç hukuk yollarını tüketip tüketmediklerini veya AİHS’nin 35/1. maddesiyle uyumlu olarak başvurunun zamanında yapılıp yapılmadığını belirlemenin gerekli olmadığı kanısındadır.
a) Ulusal mahkemenin kararının uygulanmamasına ilişkin olarak, AİHM, 6/1. madde çerçevesinde mahkemede hukuki konularda dava açma hakkının (“mahkemeye gitme hakkı”), mahkeme kararının uygulanmasının sağlanması hakkını da ihtiva ettiğini yineler. Bu nedenle, 6/1. maddenin amaçları doğrultusunda bir mahkemenin verdiği kararın uygulanması, yargılamanın tamamlayıcı parçası olarak değerlendirilmelidir (bkz. Hornsby - Yunanistan).
Öte yandan, bu hak mutlak değildir; erişim hakkı, , niteliği itibarıyla devlet tarafından düzenlenmesi gereken bir hak olduğu cihetle, kısıtlamalara da tabi olabilir. Ancak bu kısıtlamalar sonucu bireye bırakılan erişim imkanının, hakkın esasına zarar gelecek ölçüde sınırlanmaması ya da azalmaması gerekmektedir. Öte yandan, meşru amaç gütmüyorsa ve başvurulan yollarla ulaşmak istenilen amaç arasında makul bir orantılılık ilişkisi bulunmuyorsa, getirilen kısıtlama 6/1. maddeyle uyumlu olmayacaktır. (bkz. Waite ve Kennedy – Almanya [BD], 26083/94 ve Apostol – Gürcistan, 40765/02).

AİHM, mevcut davada, yerel mahkemenin Harçlar Kanunu’nun 28/1 (a) maddesine atıfta bulunmakla, başvuranlara, mali bir sorumluluk yüklemiş olduğunu, böylece karara erişimlerini ve kararın uygulanmasını engellediğini kaydeder. Bu bağlamda, AİHM, bir kimsenin erişim hakkından yararlanıp yararlanmadığının belirlemek için, ödenecek mahkeme masraflarına tekabül eden meblağın makullüğünün, başvuranların bu meblağı ödeme kapasiteleri ve bu sorumluluğun yüklendiği sırada işlemlerin safhası da dahil olmak üzere davanın özel koşulları içerisinde değerlendirilmesi gerektiğini hatırlatır (bkz. Kruez – Polonya, 28249/95).
Bu davada AİHM, başvuranlara 170.000 Dolar ödenmesine karar verildiğini gözlemler. Davaya ilişkin mahkeme masraflarının geri kalanı 3.376.194 TL (yaklaşık 4.925 Dolar) olarak belirlenmiştir. İç hukukun hükümleriyle uyumlu olarak, İstanbul Ticaret Mahkemesi, davayla ilgili masraflar ödenene dek başvuranlara kararın bir örneğini vermeyi reddetmiştir. Bunu müteakiben, bu masraflar, icra takibi sonucunda kaybeden taraf tarafından ödenebilirdi. Bu esnada mahkeme harekete geçmiş ve borçlunun vergi dairesine mahkeme masraflarının tahsil edilmesi için talimat vermiş, ancak sonuçsuz kalmıştır.
Bu nedenle AİHM, talep edilen masrafa ilişkin meblağ ile başvuranların bunu ödeme güçleri arasında makul orantılılık ilişkisini dikkate almalıdır. Bu bağlamda, sözkonusu mahkeme masrafları yaklaşık olarak 4.925 Dolar’dır. Bu meblağ başvuranlara ödenmesine karar verilen 170.000 Dolar’ın küçük bir bölümünü oluşturmaktadır. AİHM, başvuranların dava sonunda kaybedebilecekleri unsurları göz önünde bulundurularak, işlemlerin devam edebilmesi için başvuranlardan mahkeme masraflarını ödemelerinin beklenmesinin makul olduğu kanısındadır.
Bu nedenle, mevcut davada, başvuranları kararın örneğini alamadan mahkeme masraflarını ödemekle yükümlü kılmak, onlar üzerine haddinden fazla yük yüklememekte ve başvurulan yollar ile ulaşılmak istenen amaç arasındaki makul orantılılık ilişkisini bozmamaktadır.
Dolayısıyla bu şikayet açıkça dayanaktan yoksundur ve AİHS’nin 35. maddesinin 3. ve 4. fıkraları uyarınca reddedilmelidir.
b) Yargılama sürecinin uzunluğuna ilişkin şikayetler incelendiğinde, AİHM, İstanbul Ticaret Mahkemesi önündeki asıl yargılamanın 6 Eylül 1999 tarihinde başladığını, 27 Şubat 2001 tarihinde sona erdiğini kaydeder. Dolayısıyla süreç 14 ay sürmüştür. Yargılama sırasında mahkeme ayrıntılı bir uzman raporu almış, sürecin tamamlanması için düzenli aralıklarla duruşmalar görülmesini programlamıştır. Bu koşullarda, bu sürecin uzunluğu AİHS’nin 6/1. maddesine aykırı olarak haddinden fazla olarak değerlendirilemez.
Öte yandan, mahkeme tarafından verilen kararın uygulanmasının, 6/1. maddenin amaçları doğrultusunda “yargılamanın” tamamlayıcı parçası olarak değerlendirilmesi gerektiğinden, AİHM, 27 Şubat 2001 tarihli karardan bu yana geçen neredeyse altı buçuk yıllık süreyi de göz önünde bulundurmalıdır. Ayrıca AİHM yargılama süresinin uzunluğuna ilişkin davalarda bu ilkeyi zaten kabul etmiştir (bkz. Zappia -İtalya).
Bununla beraber, AİHM, mevcut davada, sözkonusu gecikmenin kararın uygulanmamasının doğrudan sonucu olduğunu ve bundan yerel makamların sorumlu tutulamayacağını zaten tespit ettiğini kaydeder.
Sonuç olarak, başvurunun bu kısmı açıkça dayanaktan yoksundur ve AİHS’nin 35. maddesinin 3. ve 4. fıkraları uyarınca reddedilmelidir.
2. Başvuranlar AİHS’nin 13. ve 14. maddeleri ile AİHS’ye Ek 1 No’lu Protokol’ün 1. maddesi uyarınca ve AİHS’nin 6/1. maddesiyle bağlantılı olarak, yerel mahkemenin kararının kadük kaldığını iddia etmişlerdir. Bu durum başvuranların mülkiyetin çekişmesiz kullanımı haklarını ihlal etmiştir. Ayrıca alacaklı oldukları borç, devlete olan borçtan daha korunmasız bırakılmıştır ve bu durum, ayrımcı bir tutumu ortaya koymaktadır.
AİHM’nin AİHS’nin 6/1. maddesi uyarınca ulaştığı sonuçlar göz önünde tutularak, mevcut davanın koşullarında, AİHM, bu şikayetlerin dayanaksız olduğu ve AİHS’nin 35. maddesinin 3. ve 4. fıkralarıyla uyumlu olarak reddedilmesi gerektiği kanısına varır.
Yukarıdakiler ışığında, AİHS’nin 29/3. maddesinin uygulanmaya devam edilmemesi ve başvurunun reddedilmesi uygun olacaktır.

Bu gerekçelere dayanarak AİHM, oybirliğiyle
Başvurunun kabuledilemez olduğunu ilan eder.

F. ELENS-PASSOS ................................................F. TULKENS
Zabıt Katibi Yardımcısı........................................ ..... Başkan
Old 10-10-2009, 18:52   #98
BaharB

 
Varsayılan

Bu konuda, Adalet Bakanlığı "Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdür Yardımcısı" Hakim Bilal Çalışkan'ın Terazi Hukuk Dergisinin Ekim 2008 (26.)sayısında yayınlanan bir makalesi de bulunmaktadır. Burada da ya hükmün yumuşak uygulanması ya da yoksul kişilerden karar harcının alınmayacağına ilişkin hüküm değişikliği yapılması gerektiği belirtilmektedir.
Old 10-10-2009, 19:44   #99
Av.MB

 
Varsayılan

Sayın meslektaşlarım,

Ben de hazıra konanlardanım. Bütün bu kararları ekleyip başvurdum ve mahkeme 2.500 TL tutarındaki harcı ödetmeden aynı gerekçelerle kararı bana verdi.
Old 10-10-2009, 20:49   #100
Avukat Hakan Eren

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.MB
Sayın meslektaşlarım,

Ben de hazıra konanlardanım. Bütün bu kararları ekleyip başvurdum ve mahkeme 2.500 TL tutarındaki harcı ödetmeden aynı gerekçelerle kararı bana verdi.

Mahkeme, talebinizi bir "karar" ile yerine getirdi ise kararı bizlerle paylaşır mısınız?

Saygılarımla...
Old 09-12-2009, 19:21   #101
ismailduygulu

 
Varsayılan

Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2008/108 E. ve 2008/233 K. sayılı kararı, Antalya Barosu Dergisi, Nisan-Haziran 2009, Yıl 19, Sayı:69'da da yayınlandı.

Antalya Barosu'na kayıtlı avukatlar olarak, biz de benzer durumda olan kararlarımızın, anılan karar dayanak gösterilerek, tebliğe verilmesi isteminde bulunduk.

Bir mahkeme kabul kararı verdi: Örneğin ANTALYA 3. SULH HUKUK MAHKEMESİ’NİN 2008/987 E. ve 2009/180 K. sayılı kararı bu yönde pozitif oldu. Bu kararı da emsal olarak değerlendirmek gerekir.

Ancak ANTALYA 8. AHM'nin 2007/41 E. ve 2007/427 K. sayılı dosyasına yaptığımız başvurumuz ise REDDEDİLDİ.

Antalya'daki bazı mahkemelerin C. Savcılığına görüş sorması ve bunun üzerine Antalya C. Savcılığı'nın da Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğü'ne bu yönde görüş sorması sonrasında;

bu görüş sorma karşısında Adalet Bakanlığı ve Antalya Cumhuriyet Savcılığı tarafından gönderilen;

TC. ANTALYA CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI BAKANLIK MUHABERE BÜROSU antetli, Antalya Cumhuriyet Başsavcısı Osman Vural imzalı, 27.05.2009 tarih ve B.M. 2009/2713 sayılı DAĞITIM başlıklı yazıları ile ekinde yer alan, TC. ADALET BAKANLIĞI, Hukuk İşleri Genel Müdürlüğü antetli, Genel Müdür Yardımcısı Hüsnü UĞURLU imzalı, 15.05.2009 tarih ve B.03.0.HİG.0.00.00.03-647.03.02-57-2009/1833/11738 sayılı ANTALYA CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI’NA başlıklı yazılarını kararına dayanak yaptı.

Bu noktada, Anayasa m. 138, TCK. m. 257, 277'yi dikkati nazara almak lazım.

Diğer yandan BOLU 1.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'nin, 27/03/2009tarihli, 2008/35 E. ve 2009/2 K. sayılı dosyasından vermiş olduğu EK KARARI ile Anayasa m. 152 kapsamında, ANAYASA MAHKEMESİne İTİRAZ yoluna başvurmuş olması da önemli bir gelişmedir.

Biz yukarıdaki süreci bir bütün halinde değerlendirerek,
aAnayasa m. 152. madde uyarınca, 492 Sayılı Harçlar Kanunu m. 28/1-a ve 32. maddelerinin Anayasa’nın 2, 10, 11,90/5, 17/1, 36, 40/1. maddelerine açıkça aykırı olduğundan bahisle İTİRAZ YOLUNA BAŞVURULMASINI da içerecek şekilde,

Kararı Anayasa m. 10, 17/1, 36, 40/1, 11, 90/5, 138, İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetlerini Koruma Sözleşmesi (Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi) m. 6/1, (TCK. m. 277, 257 hükümlerine de dikkat çekerek) hükümlerine açık aykırılık oluşturduğu gerekçesiyle TEMYİZ ettik.

Bakalım Yargıtay bu konuya nasıl yaklaşacak?
Old 20-12-2009, 15:45   #102
AVUKAT78

 
Varsayılan

Değerli meslektaşlarım Harçlar Kanunu 28.madde ile ilgili mücadeleniz için sizleri kutlarım.
Bu arada Sayın Av.Selen acaba Bolu Asliye Hukuk Mahkemesinin konuyu Anayasa Mahkemesine taşıması üzerine acaba AYM bu konuda karar verdi mi acaba? Karar verdi ise paylaşırsanız sevinirim. Saygılar...
Old 21-12-2009, 09:50   #103
Avukat Hakan Eren

 
Varsayılan Yargıtay'ın görüşü

Birçok meslektaşımız soruyor, "Yargıtay'ın yaklaşımı ne olacak?" diye.

Yargıtay, bu konudaki görüşünü "ulusal mevzuat fetişizmi" yaklaşımı sergileyerek oluşturdu.

"Uygulaması insan hakkı ihlali olsa da, ben önce yasaya bakarım" dedi.

Maalesef Yargıtay bu noktadaki sınavı geçemedi.

Önünde, yasa ihlaline sebep olan bir ulusal mevzuat (Harçlar Yasası) ve bu ihlali yasaklayan bir ulusalüstü mevzuat (AİH Sözleşmesi) varken, tercihini ulusal mevzuattan yana koydu.


T.C.

YARGITAY

12. HUKUK DAİRESİ

E. 2008/15602

K. 2008/19983

T. 13.11.2008

• EKSİK HARÇ ( Alacaklının Lehine Hükmedilen Vekalet Ücretini Bu İlama Göre Borçludan Tahsil Edebilmesi İçin Karar Tarihindeki Red Harcını Yatırması Gerektiği )

• VEKALET ÜCRETİ ( Alacaklının Lehine Hükmedilen Vekalet Ücretini Bu İlama Göre Borçludan Tahsil Edebilmesi İçin Karar Tarihindeki Red Harcını Yatırması Gerektiği )

• AİHM KARARLARININ BAĞLAYICILIĞI ( Karara Konu Olan Dava İçin Bağlayıcılığı Söz Konusu Olup Karar Doğrultusunda Yürürlükteki Yasa Değiştirilmedikçe Anılan Kararın Eldeki Davaya Uygulanma Olanağının Bulunmadığı )

492/m. 28, 32


ÖZET : AİHM'nin kararının karara konu olan dava için bağlayıcılığı söz konusu olup, karar doğrultusunda yürürlükteki yasa değiştirilmedikçe anılan kararın eldeki davaya uygulanma olanağı bulunmamaktadır. Bu durumda harçtan sorumlu tutulmayan alacaklıdan harcın ödenmesi istenemez ise de; alacaklının, lehine hükmedilen vekalet ücretini bu ilama göre borçludan tahsil edebilmesi için karar tarihindeki red harcını yatırması gerekir.
DAVA : Mahalli mahkemece verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine, bu işle ilgili dosya mahallinden Daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Harçlar Kanunu'nun 28/a maddesine göre "karar ve ilam harcı ödenmedikçe ilgiliye ilam verilmez". Aynı Kanun'un 32. maddesinde ise "yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılamayacağı" öngörülmüştür. Harçlar Kanunu'nun bu hükümleri doğrudan doğruya kamu düzenini ilgilendirdiklerinden re'sen dikkate alınmaları zorunludur.
Somut olayda, takip dayanağı kararın, karar harcı ödenmeden alacaklı tarafça takibe konu edilmesi üzerine, borçlu vekili icra emrinin iptali için icra mahkemesine başvurmuştur. Mahkemece AİHM'nin 26.06.2007 tarih ve 25321/02 başvuru no'lu kararından dolayı ortaya yeni bir durum çıktığını, bu karara göre Harçlar Kanunu'nun 28/a ve 32. maddelerinin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne aykırı olduğundan, sözü edilen maddelerin Anayasa'nın mülkiyet hakkını düzenleyen 35. maddesiyle hak arama hürriyetiyle ilgili 36. maddelerine aykırılığı gündeme geleceğinden yukarıda belirtilen AİHM'nin kararının uygulanmasının mümkün olduğu sonucuna varılarak borçlunun şikayetinin reddine karar verildiği görülmektedir.
Harçlar Kanunu'nun 28/a ve 32. maddeleri halen yürürlükte bulunmaktadır.
AİHM'nin yukarıda belirtilen kararı, bu karara konu olan dava için bağlayıcılığı söz konusudur. İşbu karar doğrultusunda yasama organınca bir düzenleme yapılmadığı sürece anılan kararın bu ihtilafta uygulanma olanağı bulunmamaktadır.
Dayanak ilamda borçlunun alacaklı aleyhine açtığı dava reddedilmiş, sadece o davada takipte taraf olmayan Cafer hakkındaki istem kabul edilmiştir. Burada hüküm altına alınan alacak için 167.254.960.244 YTL karar harcına hükmedilerek bunun da adı geçen Caferden tahsiline karar verilmiştir.
Bu durumda harçtan sorumlu tutulmayan alacaklıdan bu harcın ödenmesi elbette ki istenemez. Ancak alacaklı lehine hükmedilen vekalet ücretini bu ila ma göre borçludan tahsil edebilmesi için karar tarihindeki red harcını yatırması gerekir. Yatırdığı red harcını da yaptığı takipte borçludan tahsil yoluna gidebilir.
Bu nedenlerle mahkemece alacaklıya yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda bir süre verilerek Harçlar Kanunu'nun 32. maddesi de gözönünde tutularak sonucuna göre bir karar verilmelidir.
O halde, eksik inceleme ile ve yazılı gerekçeyle sonuca gidilmesi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK'nın 428. maddeleri uyarınca ( BOZULMASINA ), 13.11.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.

(Karar Kazancı Yazılım'dan alınmıştır)
Old 05-01-2010, 20:29   #104
YALÇIN ÖNDER

 
Varsayılan 14 OCAK ta ANAYASA MAHKEMESİ GÜNDEMİNDE

14 Ocak 2010 Perşembe Günü Saat 09.30’ da Yapılacak Mahkeme Toplantısı Gündemi
Anasayfa

Gündem



9
2009/27

Bolu 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

2.7.1964 günlü, 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun;
1- 28. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin “Karar ve İlâm Harcı ödenmedikçe ilgiliye ilâm verilmez.” biçimindeki ikinci tümcesinin,
2- 32. maddesinin “Yargı işlemlerinden alınacak harclar ödenmedikçe mütaakıp işlemler yapılmaz.” biçimindeki birinci tümcesinin,
iptallerine karar verilmesi istemi.

Esas
İtiraz


http://www.anayasa.gov.tr/general/haberdetay.asp?contID=750

Old 15-01-2010, 11:57   #105
DİYAN

 
Varsayılan

2.7.1964 günlü, 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun;
1- 28. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin “Karar ve İlâm Harcı ödenmedikçe ilgiliye ilâm verilmez.” biçimindeki ikinci tümcesinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve İPTALİNE,

2- 32. maddesinin “Yargı işlemlerinden alınacak harclar ödenmedikçe mütaakıp işlemler yapılmaz.” biçimindeki birinci tümcesinin Anayasa’ya aykırı olmadığına ve itirazın REDDİNE,
OYBİRLİĞİ

ANAYASA MAHKEMESİ KARARINI VERDİ ANCAK ŞİMDİ KARARI ALABİLİYORUZ ANCAK İCRAİ İŞLEMLERDE KULLANAMIYORUZ. BU NASIL BİR KARAR ANLAMADIM. YEMEĞİN KOKUSUNU KOKLA AMA YEME. RESİMİ GAZETEDE GEREKÇELİ KARARI GÖRELİM BAKALIM NASIL BİR UYGULAMA OLUŞACAK!!!!
Old 15-01-2010, 12:04   #106
Avukat Hakan Eren

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan DİYAN
2.7.1964 günlü, 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun;
1- 28. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin “Karar ve İlâm Harcı ödenmedikçe ilgiliye ilâm verilmez.” biçimindeki ikinci tümcesinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve İPTALİNE,

2- 32. maddesinin “Yargı işlemlerinden alınacak harclar ödenmedikçe mütaakıp işlemler yapılmaz.” biçimindeki birinci tümcesinin Anayasa’ya aykırı olmadığına ve itirazın REDDİNE,
OYBİRLİĞİ

ANAYASA MAHKEMESİ KARARINI VERDİ ANCAK ŞİMDİ KARARI ALABİLİYORUZ ANCAK İCRAİ İŞLEMLERDE KULLANAMIYORUZ. BU NASIL BİR KARAR ANLAMADIM. YEMEĞİN KOKUSUNU KOKLA AMA YEME. RESİMİ GAZETEDE GEREKÇELİ KARARI GÖRELİM BAKALIM NASIL BİR UYGULAMA OLUŞACAK!!!!

Sayın DİYAN
32. madde hükmünün Anayasa'ya aykırı olmadığına karar verilmesinin, ilamın icraya konulmasına engel oluşturmayacağını düşünüyorum.

32. madde harca bağlı işlemler ile ilgili genel bir düzenlemedir; ve şahsi görüşüme göre de Anayasa'ya aykırı değildir.

Harç ödenmeden kararın taraflara verilmesine engel yasa hükmü 28. maddenin ilgili tümcesidir ve iptal edilmiştir. Dolayısıyla, bu karar ile birlikte, davanın tarafı harcı ödemeden de kararı alır ve icra takibine konu edebilir. 32. madde buna engel olamaz.

Bilgilendirme için teşekkürler...
Old 15-01-2010, 12:14   #107
Av.YBayrak

 
Varsayılan

Merhabalar;
Sayın Meslektaşım Av.Hakan Eren'in tespiti doğru, katılıyorum. İlam icra'ya konulabilir.
"Harç ödenmedikçe müteakip işlemler yapılmaz" Hükmünün iptal edilmemesi bence de isabetli. Çünkü, ilam aleyhine olan taraf, ilam'a karşı gidilecek yasa yollarına başvurabilmek için geri kalan harç' ı yatırmak zorunda kalacaktır. Böyle anlaşılmalıdır.
Old 15-01-2010, 16:46   #108
Olcayhukuk.com

 
Varsayılan

Şahsen ben de 28. maddenin iptaliyle beraber ilamların icraya konu edilebileceğini düşünüyorum, sonuçta kararı icraya koyamadıktan sonra kararı alabilmenin de bir getirisi olmayacaktır; ancak, 32. maddenin iptal edilmemesi sebebiyle icra dairelerinin veya mahkemelerin uygulamada birçok sorun çıkarabileğini tahmin ediyorum. Ama gerekçeli kararı gördükten sonra daha somut tahminde bulunabiliriz herhalde..

Saygılarımla.
Old 24-01-2010, 15:14   #109
M.Yusuf

 
Varsayılan

32. madde konusunda Anayasa'ya aykırılık itirazının reddine karar verildiğine göre ilamın icraya konulması kanımca mümkün değildir.
Ancak kafama takılan husus şu:
Kararı alan taraf, bunu karşı tarafa tebliğ ettirerek kesinleştirebilir mi?
Yani icra safhasına kadar olan kısım da "müteakip işlemler" olarak değerlendirilebilir mi?
Old 25-01-2010, 22:50   #110
M.Yusuf

 
Varsayılan

Bugün bakiye karar harcını ödemeden kararı almak için başvurduğum 2 ayrı Mahkeme yasa değişikliği yapılana kadar kararların eski usule göre verileceğini bildirdi.
Hakimler bu konuda ortak karar almışlar.
Sanırım Türkiye'de Hakimler Anayasa'dan ve yasalardan daha üstün...
Old 26-01-2010, 08:16   #111
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan M.Yusuf
Bugün bakiye karar harcını ödemeden kararı almak için başvurduğum 2 ayrı Mahkeme yasa değişikliği yapılana kadar kararların eski usule göre verileceğini bildirdi.
"Yeni usul" henüz yürürlüğe girmediğinden hali hazırda geçerli olan kanuna göre karar verilmesi doğrudur kanısındayım.
Old 26-01-2010, 10:00   #112
Avukat Hakan Eren

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan M.Yusuf
Bugün bakiye karar harcını ödemeden kararı almak için başvurduğum 2 ayrı Mahkeme yasa değişikliği yapılana kadar kararların eski usule göre verileceğini bildirdi.
Hakimler bu konuda ortak karar almışlar.
Sanırım Türkiye'de Hakimler Anayasa'dan ve yasalardan daha üstün...

Hadi AİH Mahkemesini geçtik, onlar "gâvur mahkeme"...

Peki bu hakimler, öz be öz Anayasa Mahkememizi de mi tanımıyorlar?

Deseler ki "Karar RG'de yayımlanana dek eski usulü uygulayacağız" bir yere kadar haklı olabilirler ama, "yasa değişikliğini beklemek" ne demek?

İptal kararı bir anlam ifade etmiyor mu?

Yok yok, siz bizi kızdırmak için yazdınız bunları; hiçbir hakim böyle bir şey demez
Old 06-02-2010, 23:54   #113
Av. Ö.Erol Yavuz

 
Varsayılan

Başka bir başlık altında konu açmak yerine, konuyla ilgili olabileceğini düşündüğüm forum konusu altında irdelenebileceğini düşündüm. Forum Yöneticileri, uygun görürse tabii ki ayrı bir başlık altına taşınabilir.

Karar ve ilam harcında değişik bir karar :

1) ….... TL Bakiye Karar ve ilam harcının davacıdan alınmasına,

2) Davacının belirtilen harcı ödemesi halinde ….. TL Bakiye Karar ve ilam harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,

Gerekçesinin Harçlar Yasası'nın 11.maddesi olduğunu tahmin ediyorum.

Ne önerirsiniz ?

Saygılarımla.
Old 07-02-2010, 13:42   #114
Av. Eyüp KATI

 
Varsayılan

Arkadaşlar Anayasa MAhkemesi doğru bir karar verdi ama bu kararı vermek için AİHM kararının beklenmiş olması garip. Peki ben size bu bağlamda bir soru sormak istiyorum. ben bir davada davalılardan birinin vekiliyim. davada kısmı kabul kısmi red kararı verildi. bana yüklenen bir harç yok. harcı ödemesi gereken ise davacı ve davalılardan diğeri. peki ben ilamı kullanabilmek için davalı olarak ilamı almak istediğimde durum ne olur???
Old 01-03-2010, 16:06   #115
pallanco

 
Varsayılan

ACİL: Davalı vekili olduğum bir dosyada davanın (aleyhimize) kabulüne karar verildi. Haliyle aleyhimize nisbi bir harç var.

Davacı taraf AİHM kararını gerekçe göstererek kararı harçsız almış ve bize de posta ile tebliğ edildi. Kararı temyiz etmek için dilekçemizi kaleme götürdüğümüzde, hakimin kesin talimatıyla harç ödenmeden temyiz dilekçesini alamayacaklarını söylediler.

Any. Mahk. Harçlar Kanunu'nun harç alınmadan kararın verilemeyeceğine dair hükmünü iptal etti ama müteakip usuli işlemlerin devam etmeyeceğine dair hükmünü iptal etmedi. Bu durumda Hakim'in bu tavrı doğru mudur ? Yoksa, Temyiz bunun istisnası mıdır ? Ayrıca bu harcı ödemek zorunda kalırsak ve karar bozulursa ne olacak ? Ödediğimiz bu harcı nasıl ve kimden geri alacağız ?

Şimdiden teşekkürler. Umarım acilen cevap bulurum.
Old 01-03-2010, 16:33   #116
Avukat Hakan Eren

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan pallanco
ACİL: Davalı vekili olduğum bir dosyada davanın (aleyhimize) kabulüne karar verildi. Haliyle aleyhimize nisbi bir harç var.

Davacı taraf AİHM kararını gerekçe göstererek kararı harçsız almış ve bize de posta ile tebliğ edildi. Kararı temyiz etmek için dilekçemizi kaleme götürdüğümüzde, hakimin kesin talimatıyla harç ödenmeden temyiz dilekçesini alamayacaklarını söylediler.

Any. Mahk. Harçlar Kanunu'nun harç alınmadan kararın verilemeyeceğine dair hükmünü iptal etti ama müteakip usuli işlemlerin devam etmeyeceğine dair hükmünü iptal etmedi. Bu durumda Hakim'in bu tavrı doğru mudur ? Yoksa, Temyiz bunun istisnası mıdır ? Ayrıca bu harcı ödemek zorunda kalırsak ve karar bozulursa ne olacak ? Ödediğimiz bu harcı nasıl ve kimden geri alacağız ?

Şimdiden teşekkürler. Umarım acilen cevap bulurum.

Sadece "acil" kısmını yanıtlayayım; yargıcın kararı doğrudur.

Zaten bunun sebebi tam da dediğiniz şekilde "harç ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılmayacağını" düzenleyen 32. madde hükmünün geçerli olması.

Ama bir yanlış var onu da yapan kalem. "Dilekçeyi almamak" ne demek! Böyle şey olur mu?

Dilekçeyi alır ama harç ödenmedikçe müteakip işlemleri (karşı tarafa tebliğ - dosyanın Yargıtay'a gönderilmesi gibi) yapmaz.

Sevgi ve saygılarımla...
Old 01-03-2010, 16:36   #117
pallanco

 
Varsayılan

Öncelikle acil soruya acil cevabınız için içtenlikle teşekkür ederim. Devamla, hatamı düzelteyim. Kalem dilekçeyi almadı demem yanlış oldu. Dediğiniz gibi dilekçemizi (hakimle görüşmemiz üzerine) aldılar ama bize muhtıra tebliği ile harcın ödenmesi için süre verdiler, ödenmezse dosyanın yargıtay'a gönderilmeyeceği de belirtildi. Yapılan işlem doğru gibi görünüyor
Old 01-03-2010, 16:54   #118
Avukat Hakan Eren

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan pallanco
Öncelikle acil soruya acil cevabınız için içtenlikle teşekkür ederim. Devamla, hatamı düzelteyim. Kalem dilekçeyi almadı demem yanlış oldu. Dediğiniz gibi dilekçemizi (hakimle görüşmemiz üzerine) aldılar ama bize muhtıra tebliği ile harcın ödenmesi için süre verdiler, ödenmezse dosyanın yargıtay'a gönderilmeyeceği de belirtildi. Yapılan işlem doğru gibi görünüyor

Old 01-03-2010, 17:48   #119
Av.Selen

 
Varsayılan

Sn.Pallanco; davacı tarafın harçsız aldığı kararı posta ile size göndermesi temyiz süzresini başlatmayacaktır. Hakimin 32 nci madde bağlamında kararı gayet uygun bence. Harcı yatırıp kararı tebellüğ ederek temyiz edebilirsiniz,davacı yanca gönderilen karar temyiz süresini başlatmayacaktır.
Old 01-03-2010, 18:02   #120
Avukat Hakan Eren

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Selen
Sn.Pallanco; davacı tarafın harçsız aldığı kararı posta ile size göndermesi temyiz süzresini başlatmayacaktır. ...

...davacı yanca gönderilen karar temyiz süresini başlatmayacaktır.

Neden meslektaşım?
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Yargı Harçlarını Ödemeden Karar Sureti Alabilme Gamze Dülger Hukuk Haberleri 28 26-06-2010 10:07
Karar Aşamasına Gelen Davada Harç İkmali Av.Ersin Ofl Meslektaşların Soruları 9 27-03-2009 18:20
Karar Lehine Olan Taraf Bakiye Harç Ödemeye Zorlanabilir Mi? Av.Turhan Demiroğlu Meslektaşların Soruları 2 18-02-2009 19:51
Harç İkmali - Eksik Değer Üzerinden Vekalet Ücreti - Karar Düzeltme Üye7528 Meslektaşların Soruları 5 13-11-2008 10:33
mahkeme tarafından ödemeden meni yönünde karar verilen çek için ihtiyati haciz hırs Meslektaşların Soruları 1 09-09-2008 10:15


THS Sunucusu bu sayfayı 0,10700202 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.