Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Satış Sözleşmesinde Gecikme Faizi Ne Kadar Olmalı

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 06-02-2012, 14:11   #1
av.rahsan

 
Varsayılan Satış Sözleşmesinde Gecikme Faizi Ne Kadar Olmalı

Tüm meslektaşlarıma iyi çalışmalar diliyorum. Müvekkilim bir satış sözleşmesine müteselsilen ve müştereken kefil olmuş. Tabii bunun için icra takibi yapılmış, itiraz edilmiş ve itirazın iptali davası açılmış. Müvekkilim bu parayı her koşulda ödemek zorunda, ancak sözleşmede gecikme faiz oranı %53 olarak belirlenmiş. Sormak istediğim şu, bu faiz oranına adaletsiz bir oran olduğundan dolayı itiraz etmek mümkün mü?
Bu konuda sayın meslektaşlarımın elinde yargıtay kararı varsa benimle paylaşabilirler mi? Veya bana başka ne gibi önerileri olabilir? Cevaplar için şimdiden teşekkürler.
Old 06-02-2012, 14:46   #2
Av.Şenel DELİGÖZ

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY

3.Hukuk Dairesi
Esas: 2003/11621
Karar: 2003/11471
Karar Tarihi: 02.10.2003


İTİRAZIN İPALİ DAVASI -KREDİ KARTI FAİZİ UYGULAMASI - İCRA İNKAR TAZMİNATINA HÜKMEDİLMESİ ŞARTLARI

ÖZET : Benzer kredi kartı üyelik sözleşmelerinde diğer şirketlerin uyguladığı faiz oranları araştırılmadan ve MK'nun 2 ve 4. maddeleri hükümleri nazara alınmadan, hakkaniyet kuralları ve adalet ilkelerini zedeleyecek şekilde talep edilen yıllık %240 oranındaki faiz oranı üzerinden bilirkişi hesabına göre hüküm kurulması doğru değildir. Bu nedenle dava konusu alacak miktarının tesbiti yargılamayı gerektirdiğinden, ve likit olmadığından hükmedilen miktar üzerinden %40 icra inkar tazminatının da davalıdan tahsiline karar verilmesi doğru değildir.

(2004 S. K. m. 68/b) (4721 S. K. m. 2, 4)

Dava: Dava dilekçesinde 81.250.000 liranın tahsili için yapılan takibe itirazın iptali istenilmiştir. Mahkemece davanın 63.395.534 lira olarak kısmen kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadakı bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Karar: Davacı vekili dava dilekçesi ile müşterileri olan davalının yaptığı alışveriş tutarını zamanında ödememesi nedeniyle yapılan takibe itirazın iptalini ve %40 icra-inkar tazminatının tahsilini talep etmiş, mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar arasında düzenlenen B kredi kartı üyelik sözleşmesinin 8. maddesinde faturanın zamanında ödenmemesi halinde 15'er günlük her dönem için %10 oranında temerrüt faizi tahakkuk ettirileceği düzenlenmiştir. Benzer kredi kartı üyelik sözleşmelerinde diğer şirketlerin uyguladığı faiz oranları araştırılmadan ve MK'nun 2 ve 4. maddeleri hükümleri nazara alınmadan, hakkaniyet kuralları ve adalet ilkelerini zedeleyecek şekilde talep edilen yıllık %240 oranındaki faiz oranı üzerinden bilirkişi hesabına göre hüküm kurulması doğru görülmemiştir.

Kabulü göre de, dava konusu alacak miktarının tespiti yargılamayı gerektirdiğinden, ve likit olmadığından hükmedilen miktar üzerinden %40 icra inkar tazminatının da davalıdan tahsiline karar verilmesi doğru değildir.

Sonuç: Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine oybirliği ile karar verildi.




Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı
Old 06-02-2012, 14:53   #3
Av.Şenel DELİGÖZ

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY

13.Hukuk Dairesi
Esas: 2011/3576
Karar: 2011/10221
Karar Tarihi: 27.06.2011


İSTİRDAT DAVASI - BANKA TARAFINDAN DOSYA MASRAFI VE İPOTEK ÜCRETİ ADI ALTINDA ÜCRET TAHSİL EDİLMESİ - KREDİNİN KULLANILMASI İÇİN ZORUNLU MASRAFLARIN NELER OLDUĞUNUN VE MİKTARININ TESPİTİ -HAKSIZ ŞART KAVRAMI - EKSİK İNCELEME - HÜKMÜN BOZULMASI GEREĞİ

ÖZET: Somut olayda, mahkemece, davalı bankadan delilleri sorulduktan sonra, konusunda uzman bilirkişi ya da heyetinden kredinin kullanılması için zorunlu masrafların neler olduğunun ve miktarının tespiti için bilirkişi raporu alınması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

(2004 S. K. m. 72) (4077 S. K. m. 6, 31) (Tüketici Sözleşmelerindeki Haksız Şartlar Hakkında Yönetmelik m. 7)

Dava: Taraflar arasındaki istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:

Karar: Davacı, davalı bankadan konut kredisi aldığını, bu esnada dosya masrafı ve ipotek ücreti adı altında 1645 TL ücret tahsil edildiğini, bunların sözleşmede yer alsalar dahi haksız şart olduğunu, hakem heyeti kararı ile bu paranın iadesine karar verildiğini ancak ödeme yapılmadığını belirterek, 1645 TL.nin davalıdan tahsilini istemiştir.

Davalı; davanın reddini dilemiştir.

Mahkemece, davanın kabulüne, 1.645,00 TL.nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.

1- Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.

2- Davacı eldeki davada, davalı banka tarafından konut kredisi verildiği esnada dosya masrafı ve ipotek ücreti adı altında kendisinden 1645 TL ücret tahsil edildiğini, bunun haksız olarak kendisinden alındığını belirterek bu bedelin davalıdan tahsilini istemiş, davalı ise alınan bedelin taraflar arasında imzalanan sözleşmeye uygun olduğunu belirterek davanın reddini dilemiştir.

4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 4822 Sayılı Kanunla değişik 6. maddesi ile sözleşmelerdeki haksız şart düzenlenmiş ve <Satıcı ve sağlayıcının tüketiciyle müzakere etmeden, tek taraflı olarak sözleşmeye koyduğu, tarafların sözleşmeden doğan hak ve yükümlülüklerinde iyi niyet kuralına aykırı düşecek biçimde tüketici aleyhine dengesizliğe neden olan sözleşme koşulları haksız şarttır. Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu her türlü sözleşmede yer alan haksız şartlar tüketici için bağlayıcı, değildir. Eğer bir sözleşme şartı önceden hazırlanmışsa ve özellikle standart sözleşmede yer alması nedeniyle tüketici içeriğine etki edememişse, o sözleşme şartının tüketiciyle müzakere edilmediği kabul edilir. Sözleşmenin bütün olarak değerlendirilmesinden, standart sözleşme olduğu sonucuna varılırsa, bu sözleşmedeki bir şartın belirli unsurlarının veya münferit bir hükmünün müzakere edilmiş olması, sözleşmenin kalan kısmına bu maddenin uygulanmasını engellemez. Bir satıcı veya sağlayıcı, bir standart şartın münferiden tartışıldığını ileri sürüyorsa, bunu ispat yükü ona aittir. 6/A, 6/B, 6/C, 7, 9, 9/A, 10, 10/A ve 11/A maddelerinde yazılı olarak düzenlenmesi öngörülen tüketici sözleşmeleri en az oniki punto ve koyu siyah harflerle düzenlenir...> hükmü, yine 4077 Sayılı Kanunun değişik 6 ve 31 maddelerine dayanılarak hazırlanan Tüketici Sözleşmelerindeki Haksız Şartlar Hakkında Yönetmeliğin 7. maddesinde <satıcı, sağlayıcı veya kredi veren tarafından tüketici ile akdedilen sözleşmede kullanılan haksız şartlar batıldır> hükmü getirilmiştir.

Taraflar arasında düzenlenen 10.02.2010 tarihli Konut Kredisi Sözleşmesinin 6. maddesinde, <Müşteri işbu sözleşme hükümleri çerçevesinde kullandırılan kredi dolayısıyla, ödenmesi gereken her türlü vergi, resim, harç, sigorta primi, operasyon masrafını ... Bank Asya'ya ödemekle yükümlü olduğunu kabul ve taahhüt eder> hükmü mevcuttur. Ancak, bu ücret ve masrafların hangi nedenlerle alınacağına dair sözleşmede ve bilgi formunda açıklayıcı bir hüküm bulunmamaktadır. Hemen belirtmek gerekir ki, davalı banka, sadece kredinin verilmesi için zorunlu olan masrafları tüketiciden isteyebilir. Kredi verilmesi için gereken zorunlu masrafların neler olduğu konusunda ispat yükü ise davalı bankaya aittir. Aksi halde, diğer ücret ve masraflar başlığı altında maktuen belirlenen bir miktarın tüketiciden alınacağına dair hükmün yukarıda açıklanan yasa ve yönetmelik hükümleri karşısında haksız şart olduğunun kabulü gerekir. Öyle olunca, mahkemece, davalı bankadan bu yönde delilleri sorulduktan sonra, konusunda uzman bilirkişi ya da heyetinden kredinin kullanılması için zorunlu masrafların neler olduğunun ve miktarının tespiti için bilirkişi raporu alınması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken bu yönler gözetilmeksizin eksik inceleme ile yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

Sonuç: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte belirtilen nedenler ile davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 27.06.2011 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı
Old 06-02-2012, 14:53   #4
Av.Şenel DELİGÖZ

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY

Hukuk Genel Kurulu
Esas: 2010/13-466
Karar: 2010/410
Karar Tarihi: 22.09.2010


ALACAK DAVASI - ABONELİK SÖZLEŞMESİNDEN KAYNAKLANAN ALACAK İSTEMİ - DAVALININ YASAL ORANDA FAİZ İSTEYEBİLECEĞİ KABUL EDİLEREK BİLİRKİŞİ İNCELEMESİ YAPILMAK SURETİYLE DAVACI ALACAĞININ BELİRLENMESİ GEREĞİ - HÜKMÜN BOZULDUĞU

ÖZET: Taraflar arasında düzenlenen dava konusu aboneliğe ilişkin abone sözleşmesinde, ödemelerde gecikme olması halinde fatura bedeline 6183 sayılı yasada belirlenen gecikme zammı uygulanacağına dair bir hüküm bulunmamaktadır. Bu sözleşme nedeniyle 6183 sayılı yasada öngörülen gecikme cezası istenemez. Ancak çoğun içinde az vardır kuralı uyarınca bu aboneliğe ilişkin alacağının geç ödenmesi halinde yasal oranda gecikme faizi istenebilir. Mahkemece bu sözleşme nedeniyle davalının yasal oranda faiz isteyebileceği kabul edilerek, bilirkişi incelemesi yapılmak suretiyle davacı alacağı belirlenerek bulunacak miktara hükmedilmesi gerekirken yanlış değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.

(4077 S. K. m. 6) (İZSU Tarifeler Yönetmeliği m. 32)

Dava ve Karar: Taraflar arasındaki <Alacak> davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İzmir 1.Tüketici Mahkemesince <davanın kabulüne> dair verilen 07.10.2008 gün ve 2007/314 E. 2008/367 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 29.04.2009 gün ve 2008/15943-2009/5752 sayılı ilamı ile;

(<...Davacı, davalının konut kuyu atık su abonesi olduğunu, kurumun alacağını sağlamak amacıyla da, davalı aleyhine İzmir 22. İcra Müdürlüğü’nün 2007/139 sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, İzmir 5. Hukuk Mahkemesinin de takibin iptaline karar verdiğini belirterek, 12.12.2005-11.09.2006 tarihleri arasında tahakkuk eden 9 adet toplamı 2.405,85 YTL asıl borç ve 907 YTL işlemiş faiz ile birlikte davalıdan tahsiline, karar verilmesini istemiştir.

Davalı, davanın reddini dilemiştir.

Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.

1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.

2- Taraflar arasında düzenlenen dava konusu aboneliğe ilişkin abone sözleşmesinde, ödemelerde gecikme olması halinde fatura bedeline 6183 sayılı yasada belirlenen gecikme zammı uygulanacağına dair bir hüküm bulunmamaktadır. Bu sözleşme nedeniyle 6183 sayılı yasada öngörülen gecikme cezası istenemez. Ancak çoğun içinde az vardır kuralı uyarınca bu aboneliğe ilişkin alacağının geç ödenmesi halinde yasal oranda gecikme faizi istenebilir. Mahkemece bu sözleşme nedeniyle davalının yasal oranda faiz isteyebileceği kabul edilerek, bilirkişi incelemesi yapılmak suretiyle davacı alacağı belirlenerek bulunacak miktara hükmedilmesi gerekirken yanlış değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir...>) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

TEMYİZ EDEN: Davalı vekili

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Dava, abonelik sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.

Davacı vekili; konut kuyu atık su abonesi olan davalı aleyhine, 12.12.2005- 11.09.2006 tarihleri arasında tahakkuk eden borcun tahsili amacıyla müvekkilince girişilen icra takibinin iptaline karar verildiğini ileri sürerek, 12.12.2005-11.09.2006 tarihleri arasında tahakkuk eden ve davalı tarafça ödenmeyen toplam 2.405,85 YTL borç aslı ile 907,00 YTL işlemiş faizin davalıdan tahsiline, asıl borca dava tarihinden itibaren İZSU Tarifeler Yönetmeliği’nin 32. maddesi gereğince amme alacağı faizi oranında gecikme faizi uygulanmasını talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili; tahakkuk ettirilen atık su bedeli ile uygulanan faizin haksız ve fahiş olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

Mahkemenin, <davanın kabulü ile 2.405,85 YTL asıl alacak ve 907 YTL işlemiş faizin davalıdan tahsiline, asıl alacağa dava tarihinden itibaren İZSU Tarifeler Yönetmeliğinin 32.maddesi gereğince 6183 sayılı Yasa gereğince değişen oranlarda gecikme faizi tatbikine> dair verdiği karar, Özel Daire’ce yukarıda yazılı gerekçeyle bozulmuş; Yerel Mahkemece, <taraflar arasında imzalanan 02.12.1993 tarihli sözleşmede açıkça, zamanında ödenmeyen atık su faturalarına İZSU Tarifeler Yönetmeliğinin 32. maddesi hükümlerinin uygulanacağına dair atıf bulunduğu> gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.

Uyuşmazlık; taraflar arasında düzenlenen abone sözleşmesi nedeniyle 6183 sayılı Yasada öngörülen gecikme cezasının istenip istenemeyeceği; buna bağlı olarak aboneliğe ilişkin alacağın geç ödenmesi nedeniyle sözleşme gereğince 6183 sayılı Yasa gereğince değişen oranlarda gecikme faizine mi yoksa yasal oranda gecikme faizine mi hükmedilmesi gerektiği noktasında toplanmaktadır.

4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un <Sözleşmedeki Haksız Şartlar> başlığı altında düzenlenen 6.maddesinin birinci fıkrasında:

“Satıcı veya sağlayıcının tüketiciyle müzakere etmeden, tek taraflı olarak sözleşmeye koyduğu, tarafların sözleşmeden doğan hak ve yükümlülüklerinde iyi niyet kuralına aykırı düşecek biçimde tüketici aleyhine dengesizliğe neden olan sözleşme koşulları haksız şarttır> hükmüne yer verilmiş; aynı maddenin ikinci fıkrasında <Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu her türlü sözleşmede yer alan haksız şartlar tüketici için bağlayıcı değildir> hükmü öngörülmüş; üçüncü fıkrasında ise, <Eğer bir sözleşme şartı önceden hazırlanmışsa ve özellikle standart sözleşmede yer alması nedeniyle tüketici içeriğine etki edememişse, o sözleşme şartının tüketiciyle müzakere edilmediği kabul edilir>

düzenlemesine yer verilmiştir.

Bu açık hüküm karşısında, standart sözleşmelerde yer alan genel işlem şartlarından haksız olanlarının tüketici için bağlayıcı olmadığı kuşkusuzdur.

Şu halde hükmün uygulanması alanı, diğer bir ifadeyle haksız şartın tüketiciyi bağlamamasının koşulları, standart bir sözleşmede genel işlem şartının bulunması ve bunun tüketici aleyhine haksız şart içermesidir.

Genel işlem şartlarının unsurları ise, ekonomik açıdan daha güçlü olan tarafça önceden tek yanlı olarak hazırlanıp belirlenerek tüketiciyle müzakere edilmemesi, genel ve soyut nitelikte olması ve çok sayıda sözleşme için önceden hazırlanmasıdır.

Bu noktada, genel işlem şartlarının açık ve anlaşılır olmaması durumunda, ilke olarak tüketici aleyhine haksız şart olarak kabul edilmesi gerektiği açıktır. Tüketici aleyhine haksız şart içeren böyle bir genel işlem şartının da, tüketiciyi bağlamayacağı her türlü duraksamadan uzaktır.

Somut olayda, taraflar arasında düzenlenen dava konusu aboneliğe ilişkin 02.12.1993 tarihli sözleşmenin; tek yanlı, idarece önceden hazırlanmış, standart, iltihaki nitelikte bir sözleşme olduğu belirgindir. Anılan Sözleşmenin 6. maddesinin c fıkrasında, <Zamanında ödenmeyen atık su faturalarına, İZSU Tarifeler Yönetmeliğinin 32. maddesi hükümleri uygulanacaktır> şeklinde yer alan düzenlemeyle, soyut olarak, salt Yönetmelik hükümlerine atıf yapılmış; İZSU Tarifeler Yönetmeliğinin 32. maddesinde ise, <her ay için 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunda öngörülen gecikme zammı oranında gecikme faizi alınır> hükmü öngörülmüştür.

Görüldüğü üzere; iltihaki nitelikteki davaya konu abone sözleşmesinde, ödemelerde gecikme olması halinde fatura bedeline 6183 sayılı yasada belirlenen gecikme zammı uygulanacağına dair açık ve anlaşılır bir ifadeye yer verilmediği gibi; Sözleşmede yer alan <Zamanında ödenmeyen atık su faturalarına, İZSU Tarifeler Yönetmeliğinin 32. maddesi hükümleri uygulanacağına> ilişkin hükmün, davalı/tüketici aleyhine haksız şart içerdiği ve davalıyı bağlamayacağı kuşkusuzdur.

Hal böyle olunca; Yerel Mahkemece, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen ve aynı yöne işaret eden Özel Daire bozma ilamına uyularak, davalının yasal oranda faiz isteyebileceği göz önünde bulundurulmak suretiyle bilirkişi incelemesi yaptırılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, 6183 sayılı Yasa gereğince değişen oranlarda gecikme faizi yürütülmesine dair önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

Direnme kararı bu nedenle bozulmalıdır.

Sonuç: Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda ve Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK. nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 22.09.2010 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı
Old 06-02-2012, 14:56   #5
Av.Şenel DELİGÖZ

 
Varsayılan

Sözleşme; tek yanlı, satıcı tarafından önceden hazırlanmış, standart, iltihaki nitelikte bir sözleşme ise ,iltihaki nitelikteki satış sözleşmesinde, % 53 oranında faiz ödeneceğine ilişkin hükmün, tüketici aleyhine haksız şart içerdiği ve tüketiciyi bağlamayacağını düşünüyorum. KOLAY GELSİN
Old 06-02-2012, 14:59   #6
av.rahsan

 
Varsayılan

Sayın meslektaşım ilginiz ve alakanızdan dolayı çok teşekkür ederim çok makbule geçti. İyi çalışmalar diliyorum.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Gecİkme Faİzlerİnİn Sİlİnmesİnde Son GÜn :28 AĞustos 2009 avseher Meslektaşların Soruları 2 26-10-2009 15:25
Kadin Haklari Savunuculari Erkekler Mİ Olmali? A.Turan Kadın Hakları Çalışma Grubu 1 08-01-2007 14:34
TEBLİGAT - GECİKME ZAMMI ( Yargıtay kararı) Av.Ceylan Pala Karadağ Tüketicinin Korunması Hukuku Çalışma Grubu 0 08-09-2006 12:52
SÖzleŞmeden DoĞan Gecİkme Faİzİ Ramazan NARİN Hukuk Soruları Arşivi 5 18-04-2006 00:25
Bagkur'da Prım Ve Gecıkme Zammının Bırlestırılmesı Hk. guvenuzman Hukuk Soruları Arşivi 0 09-09-2003 13:34


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05770707 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.