Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Hizmet Tespit Davalarında SGK Artık Davalı Değil

Yanıt
Old 13-04-2015, 16:24   #1
ahmet çam

 
Varsayılan Hizmet Tespit Davalarında SGK Artık Davalı Değil

[Değerli Meslektaşlarım;

Hizmet tespit davalarında işveren yanında SGK kurumunun da davalı olarak belirtilmesine son verildi.

Yapılan yasal değişiklik ile SGK davalı olmaktan çıkarılarak feri müdahil konumuna getirilmiştir.

İlgili yasal değişikliği ve yasanın gerekçesini aşağıda sunuyorum.

Bu konuda dava açacak arkadaşların dikkatine sunuyorum.

Saygılarımla:



Kanun No: 6552
İş Kanunu İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması İle Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına Dair Kanun

Kabul Tarihi: 10.09.2014
R.G. Tarihi: 11.09.2014
R.G. No: 29116

MADDE 64 - 30/1/1950 tarihli ve 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 7 nci maddesine aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.

“31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile diğer sosyal güvenlik mevzuatından kaynaklanan uyuşmazlıklarda, hizmet akdine tabi çalışmaları nedeniyle zorunlu sigortalılık sürelerinin tespiti talepleri hariç olmak üzere, dava açılmadan önce Sosyal Güvenlik Kurumuna müracaat edilmesi zorunludur. Diğer kanunlarda öngörülen süreler saklı kalmak kaydıyla yapılan müracaata altmış gün içinde Kurumca cevap verilmezse talep reddedilmiş sayılır. Kuruma karşı dava açılabilmesi için taleplerin reddedilmesi veya reddedilmiş sayılması şarttır. Kuruma başvuruda geçirilecek süre zamanaşımı ve hak düşürücü sürelerin hesaplanmasında dikkate alınmaz.

Hizmet akdine tabi çalışmaları nedeniyle zorunlu sigortalılık sürelerinin tespiti talebi ile işveren aleyhine açılan davalarda, dava Kuruma resen ihbar edilir. İhbar üzerine davaya davalı yanında ferî müdahil olarak katılan Kurum, yanında katıldığı taraf başvurmasa dâhi kanun yoluna başvurabilir. Kurum, yargılama sonucu verilecek kararı kesinleştikten sonra uygulamakla yükümlüdür.”



GEREKÇE

(TASARININ 54. MADDESİ KANUNUN YASALAŞAN METNİNİN 64. MADDESİNE KARŞILIK GELMEKTEDİR.)
MADDE 54- Madde ile, 5510 sayılı Kanun ile diğer sosyal güvenlik mevzuatı uygulamasından kaynaklanan davalarda, dava açılmadan önce Kuruma müracaat şartı getirilmiş ve yargı yoluna başvurulmadan önce idari aşamada uyuşmazlıkların çözümlenmesi amaçlanmıştır. Hizmet tespit davaları Kuruma başvuru şartı dışında bırakılmıştır.

Diğer taraftan hizmet akti nedeniyle zorunlu sigortalılık sürelerinin tespiti talebi ile sigortalılar tarafından işveren aleyhine açılan davalarda dava, Sosyal Güvenlik Kurumuna re'sen ihbar edilerek Kurumun bu davalarda artık davalı taraf olmaktan çıkarılması, ihbar üzerine davaya davalı yanında fer'i müdahil olarak katılması, davalı taraf başvurmasa dahi kanun yollarına başvurabilmesi, yargılama sonucu verilen kararı kesinleştikten soma uygulamakla yükümlü kılınması hedeflenmiştir.

Kurum bu davada taraf olmayıp fer'i müdahil olacağı için dava sonucu verilen, kararda Kurum aleyhine yargılama giderlerine hükmolunmayacağı gibi, Kurum lehine de yargılama giderlerine hükmolunmayacaktır.
Old 13-04-2015, 17:26   #2
Matrix

 
Varsayılan Davalı Şirket???

Değerli Meslektaşlar ; kanun değişikliğini göz önüne alırsak,davalı şirket 9 yıl evvel işyerini kapatmış ve fiili varlığı sona ermiştir.Hukuki varlığı daha doğrusu Ticaret Sicili kaydı ise silinmemiştir.1 Günlük çalışmanın tespiti bizim için yeterlidir.Davayı ne şekilde ve kime husumet yönelterek açmalıyız?
Old 14-04-2015, 09:32   #3
ahmet çam

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Matrix
Değerli Meslektaşlar ; kanun değişikliğini göz önüne alırsak,davalı şirket 9 yıl evvel işyerini kapatmış ve fiili varlığı sona ermiştir.Hukuki varlığı daha doğrusu Ticaret Sicili kaydı ise silinmemiştir.1 Günlük çalışmanın tespiti bizim için yeterlidir.Davayı ne şekilde ve kime husumet yönelterek açmalıyız?

Ticari şirketlerin ticari faaliyetlerine devam edip etmediği, ticaret sicil kaydına bakılarak karar verilir. Yasal olarak aktif bir şirketten bahsediyorsunuz.Fiili durum önemli değil.

Ticaret Sicil kaydındaki ünvan ve adres sizin için yeterli.

Hizmet tespit davanızı söz konusu şirkete karşı açmalısınız. Yukarıda belirttiğim gibi artık SGK davalı olmuyor.

Saygılarımla.
Old 14-04-2015, 10:04   #4
Matrix

 
Varsayılan

Alıntı:
Ticari şirketlerin ticari faaliyetlerine devam edip etmediği, ticaret sicil kaydına bakılarak karar verilir. Yasal olarak aktif bir şirketten bahsediyorsunuz.Fiili durum önemli değil.

Ticaret Sicil kaydındaki ünvan ve adres sizin için yeterli.

Hizmet tespit davanızı söz konusu şirkete karşı açmalısınız. Yukarıda belirttiğim gibi artık SGK davalı olmuyor.

Saygılarımla.


Bu gün Ticaret Sicili kayıtlarını inceledim , şirketin ticaret sicili kayıtlarının 6102 Sayılı TTK'nun Geçici 7. maddesi gereği 22/08/2013 Tarihinde münfesih sayılarak Re'sen terkin edildiğini gördüm.Bu durumda davalı kim olmalıdır?( Önceki mesajda yer alan bilgiler müvekkil tarafından verildiği için şirketin Ticaret Sicili kaydının mevcut olduğunu belirtmiştim, bu nedenle özür dilerim.Doğrusu yukarıdaki gibidir. )
Old 14-04-2015, 10:47   #5
ahmet çam

 
Varsayılan

[quote=Matrix]Bu gün Ticaret Sicili kayıtlarını inceledim , şirketin ticaret sicili kayıtlarının 6102 Sayılı TTK'nun Geçici 7. maddesi gereği 22/08/2013 Tarihinde münfesih sayılarak Re'sen terkin edildiğini gördüm.Bu durumda davalı kim olmalıdır?( Önceki mesajda yer alan bilgiler müvekkil tarafından verildiği için şirketin Ticaret Sicili kaydının mevcut olduğunu belirtmiştim, bu nedenle özür dilerim.Doğrusu yukarıdaki gibidir. )[/QU

Ticaret Sicil Memurluğundan kaydı silinen şirketin tüzel kişiliği ortadan kalktığından, söz konusu şirkete karşı dava açamazsınız.
Old 15-04-2015, 17:24   #6
Av. M. Yasir Bağce

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Matrix
Değerli Meslektaşlar ; kanun değişikliğini göz önüne alırsak,davalı şirket 9 yıl evvel işyerini kapatmış ve fiili varlığı sona ermiştir.Hukuki varlığı daha doğrusu Ticaret Sicili kaydı ise silinmemiştir.1 Günlük çalışmanın tespiti bizim için yeterlidir.Davayı ne şekilde ve kime husumet yönelterek açmalıyız?

Meslektaşım tek gün sigorta başlangıç talepli davanızda işvereni davalı göstermiyorsunuz zaten. SGK tek hasım olup bu tür davalarda davalı sıfatını taşımaktadır.
Old 16-04-2015, 11:13   #7
Matrix

 
Varsayılan

Son öğrendiğim bilgi notu;6552 Sayılı Kanun gereği önce SGK'ya yazılı olarak müracaat şart.Verilen cevap eğer olumsuz olursa ( örneğin sigortalılık işe giriş belgesi bulunmadığı, giriş kaydının olmadığı vs. gibi nedenlerle olumsuz cevap verilmesi gibi...) bu kez 1 günlük hizmet tespit davası açmak ve hasım olarak SGK'nu göstermek gerekiyormuş. Cevap veren tüm arkadaşlara teşekkürler.
Old 03-12-2015, 14:52   #8
av.ebru

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Matrix
Son öğrendiğim bilgi notu;6552 Sayılı Kanun gereği önce SGK'ya yazılı olarak müracaat şart.Verilen cevap eğer olumsuz olursa ( örneğin sigortalılık işe giriş belgesi bulunmadığı, giriş kaydının olmadığı vs. gibi nedenlerle olumsuz cevap verilmesi gibi...) bu kez 1 günlük hizmet tespit davası açmak ve hasım olarak SGK'nu göstermek gerekiyormuş. Cevap veren tüm arkadaşlara teşekkürler.
Dava, kooperatifin sicilden terkin kaydının kaldırılarak yeniden tüzel kişilik kazanması için açılmış ihya davasıdır. Kooperatifin tüzel kişiliği, ticaret sicilinden silinmesi ile sona erer. Kooperatiflerin tasfiyesinde, tasfiye işlemleri ortaklarla üçüncü kişiler ve kooperatif arasında hukuken sona ermedikçe, kooperatifin sicilden silinmesi mümkün değildir. Bir başka ifadeyle, tüzel kişiliğin sona ermesi için, tasfiye işlemlerinin eksiksiz olarak tamamlanması gerekir. Bu nedenle, menfaati olanlar tüzel kişiliğin ihyasını isteme hakkına sahiptir. Tüzel kişiliğin ihyası için, tasfiye kurulu ile ticaret siciline husumet yöneltilerek dava açılması gerekir (11. HD. 12.2.2004, 6314/1181)

Yani menfaati bulunan 3.kişi olarak şirketin ihyası için Ticaret Mahkemesi'nde dava açıp, hizmet tespiti davasında da bekletici mesele yaptırabilirdiniz diye düşünmekteyim.
Old 01-06-2016, 14:41   #9
av tayfun baltaci

 
Varsayılan

merhaba değerli meslektaşlarım.Hizmet dökümünde belirtilen kurum/işyeri no ile sorgulamayı sgk da mı yapıyoruz yoksa bunun için ticaret odasına mı gidiyoruz .
Old 16-06-2017, 15:53   #10
Gamze39

 
Varsayılan

Peki bir günlük hizmet tespiti davasında hata ile sgk yı feri müdahil gösterdim, işyerini davalı gösterdim, bunu nasıl düzeltebilirim?
Old 19-06-2017, 14:07   #11
Senatus

 
Varsayılan

'' ahmet çam: Hizmet tespit davanızı söz konusu şirkete karşı açmalısınız. Yukarıda belirttiğim gibi artık SGK davalı olmuyor.
...
Av. M. Yasir Bağce : ... işvereni davalı göstermiyorsunuz zaten. SGK tek hasım olup bu tür davalarda davalı sıfatını taşımaktadır. ''


Kafam karıştı haliyle ???
Old 20-06-2017, 12:43   #12
Gamze39

 
Varsayılan

Kısaca sigortalılığın başlangıcı taleplerinde SGK davalı gösteriliyor, hizmet tespit davalarında işveren davalı SGK feri müdahil. Ben de araştırmalarım sonucu çözdüm
Old 13-12-2017, 16:01   #13
Av. D. Koca

 
Varsayılan

Sosyal Güvenlik Kurumuna başvuru zorunluluğu

MADDE 4.
(1) 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile diğer sosyal güvenlik mevzuatından kaynaklanan uyuşmazlıklarda, hizmet akdine tabi çalışmaları nedeniyle zorunlu sigortalılık sürelerinin tespiti talepleri hariç olmak üzere, dava açılmadan önce Sosyal Güvenlik Kurumuna başvurulması zorunludur.

Diğer kanunlarda öngörülen süreler saklı kalmak kaydıyla yapılan başvuruya altmış gün içinde Kurumca cevap verilmezse talep reddedilmiş sayılır. Kuruma karşı dava açılabilmesi için taleplerin reddedilmesi veya reddedilmiş sayılması şarttır.

Kuruma başvuruda geçirilecek süre zamanaşımı ve hak düşürücü sürelerin hesaplanmasında dikkate alınmaz.

(2) Hizmet akdine tabi çalışmaları nedeniyle zorunlu sigortalılık sürelerinin tespiti talebi ile işveren aleyhine açılan davalarda, dava Kuruma resen ihbar edilir. İhbar üzerine davaya davalı yanında ferî müdahil olarak katılan Kurum, yanında katıldığı taraf başvurmasa dahi kanun yoluna başvurabilir. Kurum, yargılama sonucu verilecek kararı kesinleştikten sonra uygulamakla yükümlüdür.



Sigortalılık Başlangıcının Tespiti(Tek Gün) davalarında SGK'nın davalı sıfatına sahip olmasının hukuki dayanağı; SGK'nın işe giriş bildirgesi benzeri belgelerle sigortalının çalıştığından haberdar olması halinde işverene tebligatta bulunup, prim belgeleri için 1 ay süre vermesi ve bu süre içerisinde verilmezse,prim belgelerini re'sen düzenlemek zorunda olmasıdır. Bu nedenle İş Mahk. Kanunu m.4/2 kapsamında değildir. Ancak 4/1 kapsamında başvuruda bulunma zorunluluğu vardır.

Örneğin Mülga 506 Sayılı Yasa'nın (Prim Belgeleri)79. maddesi (Değişik 7. fıkra)

"...Fiilen veya iş yeri kayıtlarından tespit edilecek her türlü bilgiden ya da kamu kuruluşları tarafından düzenlenen belge veya alınan bilgilerden çalıştığı tespit edilen sigortalılara ait olup, bu Kanun uyarınca Kuruma verilmesi gereken belgelerin yapılan tebligata rağmen bir ay içinde verilmemesi veya noksan verilmesi halinde, bu belgeler Kurumca re`sen düzenlenir ve muhteviyatı sigorta primleri Kurumca tespit edilerek işverene tebliğ edilir. .."

SGK'nın 2014/30 tarihli genelgesinde de işverene karşı açılan " hizmet süresinin tespiti, aidiyet ve prime esas kazancın tespiti" davalarında fer'i müdahil oalcakları tespiti yapılmış:

"...Bu fıkranın birinci cümlesinde dava açılmadan önce hangi uyuşmazlıklar yönünden SGK müracaat edileceği düzenlenmiştir. Madde metninden hizmet akdine tabi çalışmaları nedeniyle zorunlu sigortalılık süresine ilişkin davaların kapsam dışında olduğu başka bir deyimle hizmet süresinin tespitine yönelik davalar için Kuruma müracaata gerek olmaksızın doğrudan dava açılmasının mümkün olduğu anlaşılmaktadır.

Bilindiği üzere hizmet tespitine ilişkin uyuşmazlıklar, hizmet süresinin tespiti, aidiyet ve prime esas kazancın tespitine ilişkin hususlardan kaynaklanmaktadır..."
http://www.turkhukuksitesi.com/showp...77&postcount=4
Old 03-01-2018, 12:57   #14
av.abdullahelinc

 
Varsayılan

müvekkilim 1984 yılında bir yerde çalışmış işveren çalıştığını bildirmiş ama prim yatırmamıştır. işveren gerçek kişi 1985'te iş yerini kapatıyor. işvereni davalı olarak göstermeden sigortalılık başlangıcının tespiti ile bir günlük hizmet tespiti davasını açmak istiyorum. Yargıtay kararları da bu konuda farklılık gösteriyor. Davalı taraf olarak SGK'yı nasıl gösterebilirim. Önce SGK'ya başvurup sonra mı dava açayım. Bu şekilde dava açan meslektaşlarım yardımcı olabilir mi?
Old 03-01-2018, 14:12   #15
Gamze39

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av.abdullahelinc
müvekkilim 1984 yılında bir yerde çalışmış işveren çalıştığını bildirmiş ama prim yatırmamıştır. işveren gerçek kişi 1985'te iş yerini kapatıyor. işvereni davalı olarak göstermeden sigortalılık başlangıcının tespiti ile bir günlük hizmet tespiti davasını açmak istiyorum. Yargıtay kararları da bu konuda farklılık gösteriyor. Davalı taraf olarak SGK'yı nasıl gösterebilirim. Önce SGK'ya başvurup sonra mı dava açayım. Bu şekilde dava açan meslektaşlarım yardımcı olabilir mi?

Bir günlük hizmet tespiti davalarında sgk ya basvurma şartı var sgk reddederse ya da susarsa davalı tarafı sgk gösterip dava açılıyor bu konuda yargıtay kararları var
Old 03-01-2018, 15:45   #16
av.abdullahelinc

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Gamze39
Bir günlük hizmet tespiti davalarında sgk ya basvurma şartı var sgk reddederse ya da susarsa davalı tarafı sgk gösterip dava açılıyor bu konuda yargıtay kararları var

verdiğiniz cevaptan dolayı teşekkür ederim. Elinizde Yargıtay kararı varsa paylaşabilir misiniz?
Old 04-01-2018, 16:29   #17
Gamze39

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av.abdullahelinc
verdiğiniz cevaptan dolayı teşekkür ederim. Elinizde Yargıtay kararı varsa paylaşabilir misiniz?
T.C.YARGITAY10. HUKUK DAİRESİE. 2015/13924K. 2016/7682T. 9.5.2016
• 1479 SAYILI KANUN KAPSAMINDA SİGORTALILIĞIN TESPİTİ ( Davalı Kurumun Merkezinin Bulunduğu İş Mahkemeleri İle Sigortalılığı İptal Eden Kurum Şubesinin Bulunduğu İş Mahkemelerinden Birinin Yetkili Olduğu/Dava Açılmadan Önce Müracaatın Olmasının ve Kurumca Müracaata Konu İstemin Zımnen Ya da Açıkça Reddedilmesi Gerektiğinin Dava Şartı Olarak Düzenlendiği -Dava Şartı Eksikliğinin Tamamlanması İçin Süre Verilmesinin Gerektiği )
• YETKİLİ MAHKEME ( Sigortalılığın Tespiti/Kurumun Merkezi Bulunan İş Mahkemeleri İle Davacının Sigortalılığını İptal Eden Kurum Şubesinin Bulunduğu İş Mahkemelerininden Birinde Açılma Hususunda Davacının Seçimlik Hakkının Bulunduğu - Davalı Tarafından Seçilmeyen İş Mahkemesine Yetkisizlik Kararı Verilmesinin Bozma Nedeni Olduğu/Karar Davalı Kurum Tarafından Temyiz Edilmediğinden Yeniden Yetkisizlik Kararı Verilemeyeceği )
• DAVA ŞARTI ( 1479 Sayılı Kanun Kapsamında Sigortalılığın Tespiti/Dava Açılmadan Önce Müracaatın Olmasının ve Kurumca Müracaata Konu İstemin Zımnen Ya Da Açıkça Reddedilmesi Gerektiğinin Dava Şartı Olarak Düzenlendiği - Davacı Tarafından Sosyal Güvenlik Kurumuna Müracaat ve Kurum Tarafından Bu Müracaata Konu İstemin Reddine Dair Bir İşlem Veya Eylem Bulunmadığı/Dava Şartı Eksikliğinin Tamamlanması İçin Süre Verileceği )
• DAVA ŞARTI EKSİKLİĞİ ( Davaya Konu İstem Hakkında Sosyal Güvenlik Kurumuna Müracaat Etmesi ve Bu Müracaat Hakkında Kurumun Red İradesini Gösterir İşlem veya Eyleminin Olduğunun Belgelenmesi İçin Kesin Süre İhtaratlı Önel Verilmesinin Gerektiği/Süre İçerisinde Dava Şartı Eksikliğinin Tamamlanmaması Halinde Dava Şartı Yokluğu Sebebiyle Usulden Reddedileceği- Kesin Süreli İhtaratlı Önel Verilmeden Hüküm Kurulmasının Hatalı Olduğu )
5521/m.7, 15 6100/m.115
ÖZET : Dava, 1479 Sayılı Kanun kapsamında sigortalılığın tespiti istemine ilişkindir. Söz konusu talebe dair davalı Kurum merkezi bulunan İş Mahkemeleri ile 9.2.2000 tarihli Mahallinde düzenlenen tutanağa göre de 10.2.2000 tarihli sigortalılık döküm föyü ile davaya konu edilen 1.12.1985-30.11.1991 tarihleri arası davacının 1479 Sayılı Kanun kapsamındaki sigortalılığını iptal eden davalı Kurum şubesinin bulunduğu İş Mahkemelerinden birinde açılması hususunda seçimlik hakkı bulunan davacı, davayı yetkisi bulunan İş Mahkemesinde açmıştır. Davalı Kurum süresinde ve usulüne uygun olarak Ankara İş Mahkemelerini yetkili göstermek suretiyle yetkisizlik ilk itirazında bulunmuş ise de; Mahkemece yetkili olmasına rağmen ve davalı tarafından seçilmeyen Karadeniz İş Mahkemesine yetkisizlik kararı verilmiş olması yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. Öte yandan, bozmaya konu karar davalı Kurum tarafından temyiz edilmediğinden artık yeniden yetkisizlik kararı verilemez. Bu sebeple Mahkemece işin esasına girilerek deliller değerlendirilmek suretiyle bir karar verilmelidir.
5521 Sayılı Kanun'un 7. maddesine 3. fıkra olarak eklenen düzenleme gereği, dava açılmadan önce ... müracaatın olması ve Kurumca müracaata konu istemin zımnen ya da açıkça reddedilmesi gerektiği dava şartı olarak düzenlenmiş olup, eldeki davada, davacı tarafından 5521 Sayılı Kanun'un 7/3 maddesine uygun bir şekilde, davaya konu istem hakkında, Sosyal Güvenlik Kurumuna müracaat ve Kurum tarafından bu müracaata konu istemin reddine dair bir işlem veya eylem bulunmadığı görülmekle, mahkemece, davacı tarafa 6100 Sayılı HMK.'nun 115/2. maddesi uyarınca, davaya konu istemi hakkında Sosyal Güvenlik Kurumuna müracaat etmesi ve bu müracaat hakkında anılan yasal düzenleme uyarınca Kurumun red iradesini gösterir işlem veya eyleminin olduğunun belgelenmesi için kesin süre ihtaratlı önel verilmeli, bu süre içerisinde dava şartı eksikliğinin tamamlanmaması halinde, dava, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddedilmeli, Kuruma müracaat ve müracaatın reddine dair Kurum işlem veya eylemine dair dava şartının tamamlanması halinde ise davanın esasına girilerek, varılacak sonuca göre karar verilmelidir. Eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmeye dayalı olarak, davacı tarafa dava şartı eksiliğinin tamamlatılması için kesin süre ihtaratlı önel vermeden, hüküm kurması, yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
DAVA : Dava, 1479 Sayılı Kanun kapsamında sigortalılığın tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilâmında belirtildiği şekilde, Karadeniz İş Mahkemesi yetkili olduğundan bahisle mahkemenin yetkisizliğine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi:
KARAR : 1- ) 5521 Sayılı İş Mahkemeleri Kanunun yetki konusunun düzenlendiği 5'inci maddesinde; “İş mahkemelerinde açılacak her dava, açıldığı tarihte dava olunanın Türk Medeni Kanunu gereğince ikametgahı sayılan yer mahkemesinde bakılabileceği gibi, işçinin işini yaptığı işyeri için yetkili mahkemede de bakılabilir. Bunlara aykırı sözleşme muteber sayılmaz.” hükmü öngörülmüştür. Söz konusu düzenleme, uyuşmazlığın iş akdi veya İş Kanunundan kaynaklanması halinde geçerli bir kuraldır.
5510 Sayılı Kanun'un “Uyuşmazlıkların çözüm yeri” başlığını taşıyan 101. maddesinde, bu Kanunda aksine hüküm bulunmayan durumlarda, bu Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıkların iş mahkemelerinde görüleceği belirtilerek görev konusu açıklanmış olmasına karşın, Kanunda yetkiye dair herhangi bir genel düzenleme yapılmamıştır. “Primlerin ödenmesi” başlıklı 88. maddenin on dokuzuncu fıkrasında, Kurumun prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 6183 Sayılı Kanun'un uygulanmasından doğacak uyuşmazlıkların çözümlenmesinde Kurumun alacaklı biriminin bulunduğu yer iş mahkemesinin yetkili olduğu bildirilmiş ise de, bu hükmün, inceleme konusu davada uygulama yeri bulunmamaktadır. 5521 Sayılı Kanun'un 15'nici maddesinde, “Bu yasada açıklık bulunmayan hususlarda Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun hükümleri uygulanır” düzenlemesi uyarınca yetki konusunun ( Hukuk Muhakemeleri Kanununun 447'nci maddesindeki atıf gereği ) Hukuk Muhakemeleri Kanununda yer alan genel hükümlere göre belirlenmesi gerekir.
Tüm davalar için uygulanan yetki kuralına genel yetki kuralı denilmekte olup, 1086 ve 6100 Sayılı Kanun hükümlerine göre genel yetkili mahkeme, davalının ikametgahının bulunduğu yer mahkemesidir. Başka bir anlatımla, her dava, Kanunda aksine hüküm öngörülmediği takdirde, açıldığı tarih itibarıyla davalının yerleşim yeri sayılan yer mahkemesinde görülür. Anılan genel yetki kuralının yanında, bazı davalar için başka yer mahkemeleri de yetkili kılınmış olup, istisna niteliğindeki bu düzenlemelere özel yetki
kuralları denilmektedir. Özel yetki kurallarının kamu düzenine dair olmadığı, özel yetkinin genel yetkiyi kaldırmayıp her iki kuralın beraber uygulandığı, davacının her iki yetki düzenlemesi arasında seçim hakkı bulunup davasını, öngörülen iki mahkemeden birinde açabileceği temel ilke olmakla birlikte, bazı davaların mutlak surette belli bir yer mahkemesinde açılması benimsenmiştir ki, bu durumda kesin yetki söz konusudur. Diğer taraftan, tüzel kişilere karşı açılacak davalarda genel yetkili mahkeme, tüzel kişilerin yerleşim yeri sayılan merkezinin bulunduğu yer mahkemesi olmakla birlikte, şube işlemleri sebebiyle açılacak dava, taraf olarak bağlı bulunulan merkez davalı gösterilerek, şubenin bulunduğu yerde de açılabilir.
Öte yandan; bir dava için birden fazla yetkili mahkeme olması durumunda, davacının, bu mahkemelerden herhangi birinde davayı açmak hususunda seçimlik bir hakkı vardır. Davacı, yetkili mahkemeler yerine, yetkisiz bir mahkemede dava açarsa, o zaman seçme hakkı davalıya geçer. 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 19. maddesi uyarınca, davalı yetki itirazında yetkili olan mahkemeyi göstermek zorunda olup; bu durumda davalı yetkili mahkemelerden seçeceği birinin yetkili olduğunu yetki itirazında bildirmelidir. Mahkeme de davalının gösterdiği yetkili mahkemeye gönderilmesi için yetkisizlik kararı verecektir.
Somut olayda; söz konusu talebe dair davalı Kurum merkezi bulunan İş Mahkemeleri ile 9.2.2000 tarihli Mehallinde düzenlenen tutanağa göre de 10.2.2000 tarihli sigortalılık döküm föyü ile davaya konu edilen 1.12.1985-30.11.1991 tarihleri arası davacının 1479 Sayılı Kanun kapsamındaki sigortalılığını iptal eden davalı Kurum şubesinin bulunduğu ş Mahkemelerinden birinde açılması hususunda seçimlik hakkı bulunan davacı, davayı yetkisi bulunan İş Mahkemesinde açmıştır. Davalı Kurum süresinde ve usulüne uygun olarak Ankara İş Mahkemelerini yetkili göstermek suretiyle yetkisizlik ilk itirazında bulunmuş ise de; Mahkemece yetkili olmasına rağmen ve davalı tarafından seçilmeyen Karadeniz İş Mahkemesine yetkisizlik kararı verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Öte yandan, bozmaya konu karar davalı Kurum tarafından temyiz edilmediğinden artık yeniden yetkisizlik kararı verilemez. Bu sebeple Mahkemece işin esasına girilerek deliller değerlendirilmek suretiyle bir karar verilmelidir.
2- ) Kabule göre de; 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 114/2. fıkrasında, “diğer Kanunlarda yer alan dava şartlarına dair hükümler saklıdır.” şeklinde düzenlenme gözetildiğinde, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun'u dışındaki kanunlar ile de dava şartı düzenlenebileceği anlaşılmaktadır.
11.9.2014 tarihli Mükerrer Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6552 Sayılı Kanun'un 64. maddesiyle 5521 Sayılı Kanun'un 7. maddesinin üçüncü fıkra olarak “31.5.2006 tarihli ve 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile diğer sosyal güvenlik mevzuatından kaynaklanan uyuşmazlıklarda, hizmet akdine tabi çalışmaları sebebiyle zorunlu sigortalılık sürelerinin tespiti talepleri hariç olmak üzere, dava açılmadan önce Sosyal Güvenlik Kurumuna müracaat edilmesi zorunludur. Diğer kanunlarda öngörülen süreler saklı kalmak kaydıyla yapılan müracaata altmış gün içinde Kurumca cevap verilmezse talep reddedilmiş sayılır. Kuruma karşı dava açılabilmesi için taleplerin reddedilmesi veya reddedilmiş sayılması şarttır. Kuruma başvuruda geçirilecek süre zamanaşımı ve hak düşürücü sürelerin hesaplanmasında dikkate alınmaz.” hükmü eklenmiştir.
Dava şartları, mahkemenin davanın esası hakkında yargılamanın devamı için gerekli olan şartlardır. Diğer bir anlatımla; dava şartları, dava açılabilmesi için değil mahkemenin davanın esasına girebilmesi için aranan kamu düzeni ile ilgili zorunlu koşullardır.
HMK.'nun 115/2. maddesindeki kurala göre, “Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder”. Düzenleme gereğince, eksik olan bir dava şartı, belirli bir süre verilerek giderilebilecek ise hâkim tarafından eksikliğin giderilmesi için kesin süre verilmesi gerekir. Bu süre içinde dava şartı eksikliği tamamlanmaz ise dava, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddedilmelidir.
Yukarıda belirtilen açıklamalar ışığında, 11.9.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6552 Sayılı Kanun'un 64. maddesiyle 5521 Sayılı Kanun'un 7. maddesine 3. fıkra olarak eklenen düzenleme gereği, dava açılmadan önce ... müracaatın olması ve Kurumca müracaata konu istemin zımnen ya da açıkça reddedilmesi gerektiği dava şartı olarak düzenlenmiş olup, eldeki davada, davacı tarafından 5521 Sayılı Kanun'un 7/3 maddesine uygun bir şekilde, davaya konu istem hakkında, Sosyal Güvenlik Kurumuna müracaat ve Kurum tarafından bu müracaata konu istemin reddine dair bir işlem veya eylem bulunmadığı görülmekle, mahkemece, davacı tarafa 6100 Sayılı HMK.'nun 115/2. maddesi uyarınca, 6552 Sayılı Kanun'un 64. maddesiyle 5521 Sayılı Kanun'un 7. maddesine üçüncü fıkra olarak eklenenen düzenleme doğrultusunda, davaya konu istemi hakkında Sosyal Güvenlik Kurumuna müracaat etmesi ve bu müracaat hakkında anılan yasal düzenleme uyarınca Kurumun red iradesini gösterir işlem veya eyleminin olduğunun belgelenmesi için kesin süre ihtaratlı önel verilmeli, bu süre içerisinde dava şartı eksikliğinin tamamlanmaması halinde, dava, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddedilmeli, Kuruma müracaat ve müracaatın reddine dair Kurum işlem veya eylemine dair dava şartının tamamlanması halinde ise davanın esasına girilerek, varılacak sonuca göre karar verilmelidir.
Mahkemenin, yukarda belirtilen eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmeye dayalı olarak, davacı tarafa dava şartı eksiliğinin tamamlatılması için kesin süre ihtaratlı önel vermeden, yazılı şekilde hüküm kurması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarda açıklanan sebeplerle BOZULMASINA, temyiz harcının istenmesi halinde davacıya iadesine, 09.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


Yargıtay 10. Hukuk Dairesi Esas No:2016/15966 Karar No:2016/14817 K. Tarihi:

Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi

Davacı, çalıştığı iş ve işyeri itibariyle itibari hizmet süresinin tespiti ile sigortalılık süresine eklenmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, hükümde belirtildiği şekilde isteğin kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı işveren vekili ile fer’i müdahil Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-11.09.2014 tarihli Mükerrer Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6552 sayılı Kanunun 64'üncü maddesi ile 5521 sayılı Kanunun 7'inci maddesine üç ve dördüncü fıkra olarak “31.5.2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile diğer sosyal güvenlik mevzuatından kaynaklanan uyuşmazlıklarda, hizmet akdine tabi çalışmaları nedeniyle zorunlu sigortalılık sürelerinin tespiti talepleri hariç olmak üzere, dava açılmadan önce Sosyal Güvenlik Kurumuna müracaat edilmesi zorunludur. Diğer kanunlarda öngörülen süreler saklı kalmak kaydıyla yapılan müracaata altmış gün içinde Kurumca cevap verilmezse talep reddedilmiş sayılır. Kuruma karşı dava açılabilmesi için taleplerin reddedilmesi veya reddedilmiş sayılması şarttır. Kuruma başvuruda geçirilecek süre zamanaşımı ve hak düşürücü sürelerin hesaplanmasında dikkate alınmaz.
Hizmet akdine tabi çalışmaları nedeniyle zorunlu sigortalılık sürelerinin tespiti talebi ile işveren aleyhine açılan davalarda, dava Kuruma resen ihbar edilir. İhbar üzerine davaya davalı yanında ferî müdahil olarak katılan Kurum, yanında katıldığı taraf başvurmasa dâhi kanun yoluna başvurabilir. Kurum, yargılama sonucu verilecek kararı kesinleştikten sonra uygulamakla yükümlüdür.” hükmü eklenmiştir.
Eldeki davada, davacıya ait çalışmaların Kuruma bildirilmiş olduğu ve bu nedenle itibari hizmet süresinin tespitine ilişkin uyuşmazlığın, 6552 sayılı Kanunun 64. maddesi ile 5521 sayılı Kanunun 7. maddesine eklenen 4. fıkradaki, hizmet akdine tabi çalışma nedeniyle zorunlu sigortalılık sürelerinin tespiti niteliğinde bulunmadığı gözetildiğinde, Sosyal Güvenlik Kurumunun davada usulünce davalı sıfatı ile taraf olmasının sağlanması gerekirken, hatalı değerlendirme ile Kuruma davada fer’i müdahil sıfatı ile yer verilmesi;
2-Davacının davaya konu olan 19.10.1992-30.09.1995 tarihleri arasındaki çalışmalarının dava dışı işveren ...Paz. A.Ş. yanından Kuruma bildirimlerinin yapıldığının, anılan şirket ile davalı işveren arasında işyeri devri ve benzeri ilişkinin bulunmadığının anlaşılması ve davacı tarafından anılan çalışmaların davalı işverene ait işyerinde geçtiğinin ileri sürülmesi karşısında, davacıya, anılan çalışmaların davalı işverene ait dava konusu işyerinde gerçekleştiğinin tespiti için dava açması amacı ile süre verilerek, HMK’nın 165. Maddesi kapsamında anılan sorun bekletici mesele yapılarak, açılacak davanın sonucu beklenerek hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması;
2-Basım ve gazetecilik işyerindeki çalışma koşulları nedeniyle itibari hizmet süresinden yararlanabilmek için, sigortalının basım ve gazetecilik işyerinde çalışmış olması yanında, 506 sayılı Yasanın Ek 5/II. maddesinin (a-f) işaretli alt bentlerinde yazılı fiziksel dış etkenlerden birinin de çalışan yönünden gerçekleşmesi zorunluluğu bulunmaktadır.
Davacının, davalı işverene ait işyerindeki çalışmalarının itibari hizmet süresinden yararlanmayı gerektirir koşullarda geçip geçmediğinin tespiti amacıyla yapılan incelemede, davalı işveren ile arasında aynı konuda uyuşmazlık bulunan tanıkların beyanları ile mahkemenin ... esas sayılı dava dosyasında yapılan keşifte tespit edilen hususlar esas alınarak, kimya mühendisi bilirkişinin dosya üzerinden yaptığı incelemeyle düzenlediği, dava konusu çalışmada, bu iki koşulun varlığı açısından; işyerinin kapsamı, çalışma düzeni, bölümleri ve bu bölümlerin taşıdıkları özellikler yönünden yeterli inceleme içermeyen; sigortalının, hangi bölümlerdeki çalışmalarında anılan fiziksel dış etkenlere nasıl maruz kaldığını ayrıntılı olarak inceleyip bireyselleştirmeyen bilirkişi raporuna dayalı olarak hüküm kurulmuştur.
Mahkemece, öncelikle, davalı işveren ile arasında aynı konuda dava bulunmayan bordro tanıkları belirlenerek, işyerinde itibari hizmet süresinden yararlanmayı gerektirir koşullarda bildirimi yapılan sigortalılar bulunup bulunmadığı araştırılarak, varlığı halinde, çalışma ortamı yönünden beyanlarına başvurulması gereği üzerinde durularak, işyeri özlük dosyaları davalı işverenden celp edilerek, davalı işverene ait işyerinin üç ana bölümden oluştuğu gözetilerek, makinelerin bölümlerdeki pozisyonları, bölümler arası geçişi sağlayan kapıların konum ve büyüklükleri çalışma esnasında anılan kapıların kapalı olup olmadığı ve kapatılmış ise hangi tarihten itibaren kapatıldığı belirlenerek, işyerinin kapsamı, çalışma düzeni ve koşulları ile bölümleri ve bu bölümlerin taşıdıkları özellikler, hangi bölümlerdeki çalışmalarda anılan yasada sayılan fiziksel dış etkenlere maruz kalındığı ve buna bağlı olarak itibari hizmet süresinden yararlanmayı gerektirir işlerden olup olmadığı yönleri incelenip, davacının çalışmasının işyerinin hangi bölümlerinde geçtiği, yapılan işin niteliği, özellikleri ve buna bağlı olarak hangi olumsuz dış etkenlere maruz kalındığı; gürültü ve ihtizaz yapıcı makine ve aletlerdeki çalışma düzeniyle, çalışmanın gerçekleştiği saatler, gürültü düzeyi ve kullanılan maddelerin, insan sağlığı için tehlike düzeyinin belirlenmesi amacıyla, tanıkların, aynı işyerinde çalışma ve işyeri koşullarına ilişkin beyanlarının gerçekliği, dönem bordroları veya tanıklara ait sigorta kayıtlarından denetlenerek, dosyaya katılan tüm bilgi ve kanıtlar ışığındaki değerlendirme sonucunda bir hüküm kurulması gereği gözetilmeksizin, soyut düzeydeki tanık anlatımları ve bilirkişi raporuna dayalı olarak hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davalı işveren ve fer’i müdahil Kurum vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan ... San. A.Ş.'ye iadesine, 12.12.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 13-12-2018, 13:35   #18
Av.Özlem PEKSÜSLÜ

 
Varsayılan

Müvekkil 16.06.1979-29.06.1979 yılları arasında 13 gün Tarım işletmeleri genel müdürlüğünde çalışmış fakat 14 yaşında olduğu için sigortası yapılamamış ve bu nedenle sigortasının yapılamadığına ilişkin de 2003 yılında kendisine belge verilmiş.

Hizmet tespiti mi yoksa sigortalığın başlangıcının tespiti davası mı açmam gerekiyor tereddütte kaldım.

Bilgi ve görüşlerinizi paylaşırsanız sevinirim.
Old 13-12-2018, 16:23   #19
ahmet çam

 
Varsayılan Sözünü Ettiğiniz Davalarin Size Bir Yarari Olmaz.

506 sayılı Kanunun 60/G maddesi uyarınca sigortalılık başlangıç tarihi sigortalının 18 yaşını doldurduğu tarihtir.

Bu tarihten önceki hizmetleri, prim ödeme gün sayısı hesabında dikkate alınır. sizin için söz konusu olan 13 günlük süre.

Müvekkilinizin bu sürede sigortalı olduğunu kanıtlasanız dahi, hizmet süresine 13 gün eklenecek.sigortalılık başlangıç tarihi değişmeyecek.

Söz konusu 13 günlük hizmet tespiti, emeklilik koşullarında başkaca bir değişime yol açmayacak ise 13 gün için hizmet tespit davası açmak bana pek makul gelmiyor.

Saygılarımla.
Old 14-12-2018, 10:07   #20
Av.Özlem PEKSÜSLÜ

 
Varsayılan

[quote=ahmet çam]506 sayılı Kanunun 60/G maddesi uyarınca sigortalılık başlangıç tarihi sigortalının 18 yaşını doldurduğu tarihtir.

Bu tarihten önceki hizmetleri, prim ödeme gün sayısı hesabında dikkate alınır. sizin için söz konusu olan 13 günlük süre.

Müvekkilinizin bu sürede sigortalı olduğunu kanıtlasanız dahi, hizmet süresine 13 gün eklenecek.sigortalılık başlangıç tarihi değişmeyecek.

Söz konusu 13 günlük hizmet tespiti, emeklilik koşullarında başkaca bir değişime yol açmayacak ise 13 gün için hizmet tespit davası açmak bana pek makul gelmiyor.
-----------------------
01.04.1981 yılından öncesi için 18 yaşından küçükte olsa sigorta başlangıç tarihinin esas alındığı biliyorum ama .

Bu nedenle sadece SGK yı davalı olarak gösterip sigortalık başlangıç tarihinin tespitini istemenin yeterli olacağı kanaatindeyim ama emin olmadım.
Old 14-12-2018, 11:32   #21
ahmet çam

 
Varsayılan Bu Konudaki Görüş ve Değerlendirmem Şöyle;

5510 sayılı Kanun hükmüne göre, 506 sayılı Kanuna tabi olarak 1/4/1981 tarihinden önce uzun vadeli sigorta kollarına primi ödeyenler hakkında, sigortalılık süresinin 18 yaşın doldurulduğu tarihte başlayacağına ilişkin hüküm uygulanmaz.

Yani, sigortalılık süresinin başlangıcı; 01/04/1981 tarihinden önce ise işe başlayanlar için işe başlama tarihi, 01/04/1981 tarihinden sonra işe başlayanlar için ise 18 yaşın doldurulduğu tarih olarak kabul edilir.

Ancak 18 yaşın öncesinde geçen çalışma süreleri iptal edilmeyip, SGK emeklilik hesabında prim ödeme gün sayısına ilave edilir. Bu durum, 1.10.2008 tarihinden önce sigortalı olan 4/(a) sigortalıları için yalnızca yaşlılık aylığı şartları için geçerli olup, malullük ve ölüm aylıklarında uygulanmaz.
8 Eylül 1999 tarihinde yapılan yasal değişiklikle emeklilikte sigortalılık süresi dışında yaş şartı da arandığı için 30 Nisan 2008 tarihinden önce 18 yaşın altında geçen hizmetlerin bulunmasının erkekler açısından bir önemi kalmamıştır. Sadece 1 Nisan 1981 ila 8 Eylül 1981 tarihleri arasında işe girmiş olan kadınlar için örtülü olarak emeklilik yaşı 38 olmaktadır. Dolayısıyla sadece, 01.04.1981 ile 08.09.1981 (dahil) tarihleri arasında 18 yaşından önce sigortalı olmuş kadınlar 38 yaşından önce emekli olamazlar.

Bu açıdan değerlendirildiğinde emeklilik açısından, erkekler için 18 yaşın altında geçirilen sigortalılık süreleri emeklilik hesabında önemini yitirmiştir, (8 Eylül 1976’dan sonra işe girenler erkekler ve 8 Eylül 1981 tarihinden sonra işe giren kadınlar açısından).

Saygılarımla.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Hizmet tespit Av.Ömer Ş. Meslektaşların Soruları 4 16-09-2014 11:04
hizmet tespit antlawyer Meslektaşların Soruları 0 29-04-2014 14:39
Hizmet Tespit advocat63 Meslektaşların Soruları 0 23-03-2011 17:31
hizmet tespit mi? avnihal Meslektaşların Soruları 2 02-12-2008 20:44
hizmet tespit parézer Meslektaşların Soruları 3 11-01-2008 12:39


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06565094 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.