Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Kambiyo Yoluyla Takipte Bono Miktarı İçin İstenecek Faiz Oranı Nedir?

Yanıt
Old 06-04-2007, 15:05   #1
üye15184

 
Varsayılan Kambiyo Yoluyla Takipte Bono Miktarı İçin İstenecek Faiz Oranı Nedir?

Merhabalar,

Sigorta acentesi işleten müvekkilim, sigorta ücretini ödemeyen bir borçlusuyla ilgili olarak geçerli bir bono getirdi. İcra takibine konu yapmak istiyor.
Sorularım;
1-Müvekkil, acente olduğu için ticari faiz isteyebilir miyim?
2-Cevap evetse bu yıl için istenecek ticari faiz faiz oranı nedir? (sened vadesi, 31/07/2006)

Not: Merkez bankasının internet sitesinde ticari faizlerle ilgili olarak bazı oranlar var. Ben bu tür işlemlerimde, Reeskont İşlemlerinde Uygulanan İskonto Oranını mı yoksa Avans İşlemlerinde Uygulanan Faiz Oranını mı dikkate almalıyım?
Teşekkürler....
Old 06-04-2007, 15:19   #2
Av. Bülent Sabri Akpunar

 
Varsayılan

Zaten senet takibi olduğu için ticari faizi sözkonusudur. Ticari faiz "avans" oranı.Ama oradaki tarihler 3095'e göre farklı hesaplanıyor.Şu anda avans faiz oranı % 29.
Old 06-04-2007, 15:22   #3
Av.Gülsüm Sezen

 
Varsayılan

Ayrıca faiz oranının başına "reeskont faizinden az olmamak kaydıyla" ibaresini eklerseniz daha sağlıklı olmaktadır.Bir de ödeme günü ve sonrasında reeskont faiz oranı takip tarihindeki orandan farklıysa (www.tcmb.gov.tr'den öğrenebilirsiniz), faizi kademeli olarak hesaplamakta fayda var. Saygılarımla...
Old 06-04-2007, 17:12   #4
Av.Ayse E.

 
Varsayılan

31.07.2006 tarihinden 01.01.2007 tarıhıne kadar yıllık %25
01.01.2007 tarihinden takip tarihine kadar yıllık %29..
olarak isleteceksınız...
ıyı calısmalar...
Old 06-04-2007, 21:50   #5
Av. Dr. V. SEVEN

 
Varsayılan

Verilen bütün cevaplar oranlarla ilgili. Aşağıda metnini verdiğim TTK maddeleri hâlâ yürürlükte iken bu oranları hangi hükme dayanarak uyguluyoruz ? Gerekçe olarak 3095 sayılı Kanun m. 2/2’yi gösterebilirsiniz ancak, aşağıdaki maddeler özel maddeler, 3095 ise faiz konusunda genel kanun niteliğinde, özel hüküm varken genel hüküm uygulanmaz değil mi ???

TTK m. 690/1 atfı ile Bono (Emre Muharrer Senet) hakkında da uygulama imkanı olan

TTK m. 637’ye göre, “ Hamil müracaat yoluyla:

1. Poliçenin (Bononun) ödenmemiş olan bedelini ve eğer şart kılınmışsa işlemiş faizi;

2. Vadenin gelmesinden itibaren işleyecek yüzde on hesabiyle faizi;

3. Protestonun ve hamil tarafından tebliğ olunan ihbarnamelerinin masraflarıyla diğer masrafları;

4. Poliçe (Bononun) bedelinin binde üçünü aşmamak üzere komisyon ücretini; isteyebilir.

Cevap daha sonra.
Küçük bir bilgi 01.01.2000 tarihinden itibaren gerçekleşen ticari işlerde reeskont faiz oranının uygulanma imkanı yok, onun yerini avans faiz oranı almıştır.
Old 06-04-2007, 22:10   #6
Av.Gülsüm Sezen

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.SEVEN
Verilen bütün cevaplar oranlarla ilgili

Sayın Seven; yanlış anlamayınız, ancak zaten sorun oranlarla ilgili Ayrıca uygulamada her zaman "avans faizinden az olmamak kaydıyla %..(temerrür tarihindeki değişken oran)la takip yapılyorum ve hiçbir problem çıkmıyor.

Ayrıca;
Alıntı:
Küçük bir bilgi 01.01.2000 tarihinden itibaren ortaya çıkan hukuki ilişkilerde reeskont faiz oranının uygulanma imkanı yok, onun yerini avans faiz oranı almıştır.
TCMB tarafından verilen faiz oranlarını incelerseniz, değil 2000'den sonra olmaması, 2006'dan sonra da reeskont faizi diye birşey olduğunu görürsünüz, ticari işlerde her zaman kullanılır, avans faizi de ayrıdır, hatta bugün itibarıyla reeskont faizi ile avans faizi oranları dahi ayrıdır. Naçizane fikrimi sunuyorum, kusura bakmayın. Ayrıca sizin sunduğunuz da tartışmaya değer ayrı bir konu..Teşekkürler..Saygılarımla..
Old 07-04-2007, 05:01   #7
bertrand

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Dr. V. SEVEN
Verilen bütün cevaplar oranlarla ilgili. Aşağıda metnini verdiğim TTK maddeleri hâlâ yürürlükte iken bu oranları hangi hükme dayanarak uyguluyoruz ? Gerekçe olarak 3095 sayılı Kanun m. 2/2’yi gösterebilirsiniz ancak, aşağıdaki maddeler özel maddeler, 3095 ise faiz konusunda genel kanun niteliğinde, özel hüküm varken genel hüküm uygulanmaz değil mi ???

TTK m. 690/1 atfı ile Bono (Emre Muharrer Senet) hakkında da uygulama imkanı olan

TTK m. 637’ye göre, “ Hamil müracaat yoluyla:

1. Poliçenin (Bononun) ödenmemiş olan bedelini ve eğer şart kılınmışsa işlemiş faizi;

2. Vadenin gelmesinden itibaren işleyecek yüzde on hesabiyle faizi;

3. Protestonun ve hamil tarafından tebliğ olunan ihbarnamelerinin masraflarıyla diğer masrafları;

4. Poliçe (Bononun) bedelinin binde üçünü aşmamak üzere komisyon ücretini; isteyebilir.

Cevap daha sonra.
Küçük bir bilgi 01.01.2000 tarihinden itibaren ortaya çıkan hukuki ilişkilerde reeskont faiz oranının uygulanma imkanı yok, onun yerini avans faiz oranı almıştır.

Selam,

Sonraki kanun genel nitelikte olsa dahi, kendisinden önceki özel nitelikli kanunun kendisiyle çelişen hükümlerini ilga eder. Ancak anlayamadığım ve bir türlüde anlayamayacağım şekilde halen bu faiz tartışmalarının yapılması son derece garip, zira;

KANUN NO: 5335
BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN (*)

Kabul Tarihi: 21 Nisan 2005

Resmi Gazete ile Neşir ve İlânı: 27 Nisan 2005 - Sayı: 25798


MADDE 14.- 4.12.1984 tarihli ve 3095 sayılı Kanunun 1 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Madde 1.- Borçlar Kanunu ve Türk Ticaret Kanununa göre faiz ödenmesi gereken hallerde, miktarı sözleşme ile tespit edilmemişse bu ödeme yıllık yüzde oniki oranı üzerinden yapılır.
Bakanlar Kurulu, bu oranı aylık olarak belirlemeye, yüzde onuna kadar indirmeye veya bir katına kadar artırmaya yetkilidir."

(yürürlük maddesi) MADDE 35.- Bu Kanunun;

c) 14 ve 22 nci maddeleriyle 29 uncu maddesinin (c) bendinin 5277 sayılı Kanunun 37 nci maddesinin (e) fıkrasına ilişkin hükmü yayımını izleyen ayın başında,

Şuan bu oran %9 yanılmıyorsam. Kambiyo senedinden doğan alacak TTK gereğince faiz ödenmesi gereken hallerden biri değil mi? %29 nerden çıktı?

Lütfen biri bana bunu anlatsın, bugüne kadar hiçkimse hukuki olarak izah edemedi ancak anlamsız şekilde hakimlerde hala eski sistemde yok avans faiziydi yok resskont faiziydi tutturmuş gidiyorlar.

Saygılar.
Old 07-04-2007, 12:34   #8
Av.Gülsüm Sezen

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan bertrand
Şuan bu oran %9 yanılmıyorsam. Kambiyo senedinden doğan alacak TTK gereğince faiz ödenmesi gereken hallerden biri değil mi? %29 nerden çıktı?


%9 yasal faizdir efendim, karıştırmayalım.

Alıntı:
Yazan bertrand
Lütfen biri bana bunu anlatsın, bugüne kadar hiçkimse hukuki olarak izah edemedi ancak anlamsız şekilde hakimlerde hala eski sistemde yok avans faiziydi yok resskont faiziydi tutturmuş gidiyorlar.

Ticari faiz oranı, 3095 Sayılı yasanın 2. Maddesine göre Merkez Bankasının reeskont işlerinde uygulamış olduğu avans faiz oranıdır.
bknz.www.tcmb.gov.tr/yeni/reeskont/reeskont.html - 3k

Ayrıca Sn. Av. Bülent S. Akpunar'ın konu ile ilgili başarılı makalesi bknz:http://www.turkhukuksitesi.com/makale_170.htm

Saygılarımla...
Old 07-04-2007, 13:06   #9
bertrand

 
Varsayılan

"Madde 1.- Borçlar Kanunu ve Türk Ticaret Kanununa göre faiz ödenmesi gereken hallerde, miktarı sözleşme ile tespit edilmemişse bu ödeme yıllık yüzde oniki oranı üzerinden yapılır.


Selam,

Görüldüğü üzere Borçlar kanunu ve Türk Ticaret kanunu diye açıkça belirtilmiş, sadece yasal faiz kapsamına nasıl aldınız onu izah edermisiniz? Yasa hükmünü nasıl ve hangi gerekçeyle böyle bir sınırlamaya tabi tuttunuz?

Saygılar...
Old 07-04-2007, 17:13   #10
Av. Dr. V. SEVEN

 
Varsayılan

Daha önce de yazdığım üzere, eskilerin yanlışlıkları sergilemek üzere anlatmayı sevdikleri bir kıssa vardır.
Kurban olayını anlatmak için kürsüye çıkan biri, “Hz. Davut Allah'a 'Yarabbi bana bir kız çocuğu ver de sana kurban edeyim' diye yakarmış. Duası yerine gelmiş ve Ayşe doğmuş. Tam adağını yerine getireceği sırada Azrail gökten bir keçiyle çıkagelmiş, 'Kızı bırak, keçiyi kurban et' demiş…”
Sabrı o noktaya kadar dayanan bir dinleyici, “Edep yahu!” nidasıyla söze destursuz girmiş: “Hangi yanlışını düzelteyim: O peygamber Hz. Davut değil Hz. İbrahim… İstediği çocuğun cinsiyeti kız değil erkek… Doğan çocuğun adı Ayşe değil İsmail… Gökten gelen melek Azrail değil Cebrail… Kurban edilen de keçi değil koç…”

Ben yanlış anlamadım, kusura da bakmıyorum. Siz de yanlış anlamayınız!

Sormak istediğim konu uygulanan bu oranların yasal dayanağı idi. Ben yazdım oldu diyorsanız benim buna diyeceğim bir şey olamaz. Ancak bu tür bir iddia içinde, yasa yapma yetkisinin TBMM’nin yanında sizde de olduğu anlamını taşır. İkinci olarak TCMB’nın reeskont faiz oranlarını yayınlamış olmasından bu oranların hukuki ilişkilere de uygulanacağı sonucu çıkmaz. Bu sonucun çıkabilmesi için yasal bir temelinin bulunması gerekir.

Avukatlık Kanunu m.2’ye göre, “Avukatlığın amacı; hukuki münasebetlerin düzenlenmesini, her türlü hukuki mesele ve anlaşmazlıkların adalet ve hakkaniyete uygun olarak çözümlenmesini ve hukuk kurallarının tam olarak uygulanmasını her derecede yargı organları, hakemler, resmi ve özel kişi, kurul ve kurumlar nezdinde sağlamaktır.

Olayımıza dönecek olursak; olayda bir bono söz konusu, bono TTK m. 688-691’de düzenlenmiştir. TTK m. 3’e göre, “Bu kanunda tanzim olunan hususlarla bir ticarethane veya fabrika yahut ticari şekilde işletilen diğer bir müesseseyi ilgilendiren bütün muamele, fiil ve işler ticari işlerdendir.” Dolayısıyla sorun Ticari İşlerde Uygulanacak, yasal temerrüt faizi ile ilgilidir. Şu an için çeklerde bu tür bir sorun yoktur (3167 Sayılı Kanun Madde 16a - (Ek madde: 26/02/2003 - 4814 S.K./15. md. Çekin karşılıksız kalan miktarı için gecikme faizi, ibraz tarihinden itibaren, 04/12/1984 tarihli ve 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanuna göre ticari işlerde temerrüt faizi oranı üzerinden hesaplanır.).

Kambiyo senetlerinde temerrüt faizinin kanunda açıkça %10 oranı üzerinden talep edilebileceğinin özel olarak öngörülmesi, ticari işlerde daha yüksek olabilecek banka iskontosu oranında temerrüt faizinin talep edebileceğini öngören TTK m. 1461/II hükmünün uygulanıp uygulanmayacağı açısından şüphelere neden olmuştur (Ayrıca bkz TTK m 9). Bu konudaki farklı yorumlar 3095 sayılı kanunun yürürlüğe girmesinden sonra da devam etmiştir, özellikle Yargıtay daireleri arasında içtihat uyuşmazlığına yol açmıştır. Yargıtay HGK’nun bonoda temerrüt faizine ilişkin 26.04.1995 tarih ve 11-171/413 sayılı kararı ile “…esasen ticari bir iş olduğu çekişmesiz bono düzenlenmesi nedeniyle uygulanması gereken temerrüt faiz oranının, ticari temerrüt faiz oranı olduğu .. ve bu nedenle reeskont oranının uygulanması gerektiği…” kabul edildiğinden uygulama bu yönde devam etmektedir. Şu an için ilk kaynak bu karardır. Ancak kararın verildiği tarihte ticari işlerde uygulanan yasal temerrüt faiz oranı “reeskont faiz oranı” iken, 18/12/1999 tarih ve 4489 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik ile reeskont faiz oranı adi işlerde uygulanacak faiz oranı halinde getirilmiş, ticari işlerde uygulanacak faiz oranı ise “avans faiz oranı” olarak değiştirilmiştir. 01.01.2000 tarihinden itibaren ticari işlerdeki yasal temerrüt faiz oranı “avans faiz oranı” olarak uygulanırken, adi işlerdeki oran sürekli değişiklik göstermiştir. Günümüze kadar olan değişiklikler aşağıda verilmiştir.

[1] Değişik madde: 18/12/1999 - 4489/1 md.)Borçlar Kanunu ve Türk Ticaret Kanununa göre faiz ödenmesi gereken hallerde, miktarı sözleşme ile tespit edilmemişse bu ödeme, yıllık, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının önceki yılın 31 Aralık günü kısa vadeli kredi işlemlerinde uyguladığı reeskont oranı üzerinden yapılır. Söz konusu reeskont oranı, 30 Haziran günü önceki yılın 31 Aralık günü uygulanan reeskont oranından beş puan veya daha çok farklı ise, yılın ikinci yarısında bu oran geçerli olur.
2 29/03/2003 kabul tarihli, 31/03/2003 tarih ve 25065 (Mük.) sayılı R.G.de yayımlanan 4833 sayılı 2003 Mali Yılı Bütçe Kanununun 51. maddesinin (t) bendi gereğince, ilgili kanununda düzenleme yapılıncaya kadar, 04/12/1984 tarihli ve 3095 sayılı Kanunun 1. maddesindeki kanuni faiz oranı, 01/04/2003 tarihinden itibaren aylık % 2.5 olarak uygulanır.
3 24/12/2003 kabul tarihli, 28/12/2003 tarih ve 25330 (Mük.) sayılı R.G.de yayımlanan 5027 sayılı 2004 Mali Yılı Bütçe Kanununun 49. maddesinin (o) bendi gereğince, ilgili kanununda düzenleme yapılıncaya kadar, 04/12/1984 tarihli ve 3095 sayılı Kanunun 1 inci maddesindeki kanuni faiz oranı, 01/01/2004 tarihinden itibaren aylık % 1,25 olarak uygulanır.
4 28/12/2004 kabul tarihli, 31/12/2004 tarih ve 25687 (1. Mük.) sayılı R.G.de yayımlanan 5277 sayılı 2005 Mali Yılı Bütçe Kanununun 37 maddesinin (e) bendi gereğince, ilgili kanununda düzenleme yapılıncaya kadar, 04/12/1984 tarihli ve 3095 sayılı Kanunun 1 inci maddesindeki kanuni faiz oranı, aylık % 1 olarak uygulanır.
5 21/4/2005 kabul tarihli, 27/4/2005 tarih ve 25798 sayılı R.G.’de yayımlanan 5335 sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 14’ne göre, 04/12/1984 tarihli ve 3095 sayılı Kanunun 1 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
Madde 1 - Borçlar Kanunu ve Türk Ticaret Kanununa göre faiz ödenmesi gereken hallerde, miktarı sözleşme ile tespit edilmemişse bu ödeme yıllık yüzde oniki oranı üzerinden yapılır.
Bakanlar Kurulu, bu oranı aylık olarak belirlemeye, yüzde onuna kadar indirmeye veya bir katına kadar artırmaya yetkilidir. 5335 sayılı kanun m. 35/c’ye göre 14. madde yayımı izleyen ayın başından itibaren yürürlüğe gireceğinden yıllık % 12’lik oran 01.05.2005 tarihinden itibaren uygulanacaktır.
6 30/12/2005 tarih ve 26039 sayılı R.G.de yayımlanan 2005/9831 Karar Sayılı BKK. ile maddede öngörülen kanuni faiz oranının 01/01/2006 tarihinden geçerli olmak üzere yıllık % 12'den % 9'a indirilmesi kararlaştırılmıştır.

Ayrıca, Bütçe Kanunu ile yapılan yukarıdaki düzenlemelere Anayasa ile izin verilmediği (Anayasa m. 161), dolayısıyla Bütçe Kanunu kapsamında belirlenen faiz oranlarının olsa olsa devlet tarafından ödenecek faizlerle ilgili olabileceği, bu nedenle anılan hükümlerin özel hukuk işlerinde uygulanmayacağını belirten, Yargıtay kararları ile Makaleler de bulunmaktadır.

OKUMADAN ALİM, YAZMADAN KATİP OLUNMAZ.
Old 07-04-2007, 18:56   #11
Av. Ö.Erol Yavuz

 
Varsayılan

Yargıtay'ın nispeten daha yeni tarihli kararlarına bakacak olursak, Yargıtay HGK.2002/12-1058 e. 2002/1064 k. sayılı ve 18.12.2002 tarihli, ayrıca Yargıtay 12.HD. 2005/2246 e. 2005/6205 k. sayılı ve 24.03.2005 tarihli kararlarında, Bonoya dayalı yabancı para borcunun, kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takibi sebebiyle, (yabancı para borcu takip tarihinde Türk lirasına çevrilmiştir.) takip tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek faizinin, 3095 sayılı yasanın 2 inci maddesi gereğince ticari işlerde uygulanan avans faizi olduğu içtihat edilmektedir.

Saygılarımla.
Old 07-04-2007, 21:51   #12
Av.Turan

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Ayse Eroral
31.07.2006 tarihinden 01.01.2007 tarıhıne kadar yıllık %25
01.01.2007 tarihinden takip tarihine kadar yıllık %29..
olarak isleteceksınız...
ıyı calısmalar...
Ayşe hanım, o tarih 20.12.2006 dır. lütfen düzeltelim
Old 07-04-2007, 21:56   #13
Av.Ayse E.

 
Varsayılan

Sayın Av. Turan keske 20.12.2006 olsaydı...:)
((vekalet ucretı yargılama gıderlerıne mahkum olmazdık))
http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=14178...
Old 07-04-2007, 22:52   #14
bertrand

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Dr. V. SEVEN
Ayrıca, Bütçe Kanunu ile yapılan yukarıdaki düzenlemelere Anayasa ile izin verilmediği (Anayasa m. 161), dolayısıyla Bütçe Kanunu kapsamında belirlenen faiz oranlarının olsa olsa devlet tarafından ödenecek faizlerle ilgili olabileceği, bu nedenle anılan hükümlerin özel hukuk işlerinde uygulanmayacağını belirten, Yargıtay kararları ile Makaleler de bulunmaktadır.

OKUMADAN ALİM, YAZMADAN KATİP OLUNMAZ.

Selam,

Benim mesajımda belirttiğim kanun, bütçe kanunu içerisinde yapılan bir düzenleme değildir.

Saygılar.
Old 07-04-2007, 23:01   #15
bertrand

 
Varsayılan

Selam,

Konu biraz daha kafamda oturmaya başladı sanırım.

Katkılar için teşekkürler.

Saygılar.
Old 07-04-2007, 23:46   #16
Av. Can DOĞANEL

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Dr. V. SEVEN
Verilen bütün cevaplar oranlarla ilgili. Aşağıda metnini verdiğim TTK maddeleri hâlâ yürürlükte iken bu oranları hangi hükme dayanarak uyguluyoruz ? Gerekçe olarak 3095 sayılı Kanun m. 2/2’yi gösterebilirsiniz ancak, aşağıdaki maddeler özel maddeler, 3095 ise faiz konusunda genel kanun niteliğinde, özel hüküm varken genel hüküm uygulanmaz değil mi ???


Sn. Seven,
3095 sayılı yasanın 5. maddesine dayanarak uyguluyoruz.

Madde 5 - 22 Mart 1303 tarihli Murabaha Nizamnamesi yürürlükten kaldırılmıştır.
Borçlar Kanunu ve Türk Ticaret Kanununda kanuni faiz temerrüt faizi oranlarını belirleyen hükümler uygulanmaz.

Ayrıca bütçe kanunu ile yapılan ve yukarıda verdiğiniz düzenlemeler, Anayasa Mahkemesince iptal edildi diye biliyorum.
Old 08-04-2007, 14:55   #17
Av. Dr. V. SEVEN

 
Varsayılan

Sayın DOĞANEL,
3095 sayılı Kanun 19.12.1984 tarihinde yürürlüğe girdiğinde 1. maddedeki oran yıllık %30’du. Madde 1 ve 5’in birlikte değerlendirilmesi ile TTK’daki faiz oranlarının yıllık %30’a çıkarıldığı kabul edildi. Bu oran ise adi işlerde uygulanan yasal faiz oranıdır. Sorun ise Bono’larda m.2’de düzenlenen ticari faizin uygulanıp uygulanmayacağına ilişkindir. Yargıtay’ın bazı daireleri yaklaşık 11 yıl m.2'nin uygulanmayacağını düşündüler. Mesajımda da belirttiğim üzere, bu konudaki farklı yorumlar 3095 sayılı kanunun yürürlüğe girmesinden sonra da devam etmiştir, özellikle Yargıtay daireleri arasında içtihat uyuşmazlığına yol açmıştır. Özellikle 11. HD.’si TTK m. 637’deki oranı uygulamaya devam etmiştir.
Bkz. 11. Hukuk Dairesi’nin E: 1991/005504, K: 1991/006907, Tarih: 27.12.1991 Kararı:

TTK.nun 690. maddesi yollaması ile aynı Yasanın 637. maddesi hükmü uyarınca emre muharrer senetlerde vadenin gelmesinden itibaren işleyecek % 10 oranında faizin, protesto, ihbar masrafları ile senet bedelinin %03’nü aşmamak üzere komisyon ücretinin hamil tarafından müracaat yolu ile istenebileceği, özel ve ayrık bir düzenleme olarak getirilmiş bulunmaktadır. Sonradan 3095 sayılı Yasanın yürürlüğe girmesi ile birlikte % 10 oranındaki temerrüt faiz oranı % 30’a yükseltilmiş bulunmaktadır. Esasen 3095 sayılı Yasanın kabulünden önce de yürürlükte bulunan TTK. nun 1461. maddesi hükmüne rağmen TTK.nun 637. ve 722. maddeleri ile sadece kambiyo senetlerinde uygulanmak üzere özel faiz oranı ile diğer giderlerin tespit edilmiş olması kanun koyucunun amacının, kambiyo senedine bağlanan ilişkilerde bu özel faiz oranlarının ve eklentilerinin uygulanması olduğu sonucunu doğurmaktadır.

Bu durum 13 - 14 Mayıs 1994 tarihlerinde Ticaret Hukuku ve Yargıtay Kararları Sempozyumunda Tartışılmış (Bkz. Prof. Dr. H. Sami Türk, Kambiyo Senetlerinde Temerrüt Faizi, Türk Ticaret Hukuk ve Yargıtay Kararları Sempozyumu XI, Ankara 1994, s. 207-255) ve tartışma Yargıtay HGK’nun bonoda temerrüt faizine ilişkin 26.04.1995 tarih ve 11-171/413 sayılı kararına kadar devam etmiştir.

Hukuk Genel Kurulu, “…Belirtmek gerekir ki, 3095 sayılı Yasanın 1. maddesinin 2. fıkrasında, Bakanlar Kurulu`na bu yasanın yayınlanmasından sonra ekonomik koşullar dikkate alınarak faiz oranını artırılabilme yetkisi verilmiş bulunduğu halde ve aradan enflasyonun artarak süregeldiği on yıla yakın bir zaman dilimi geçmesine karşın, hükümetçe oran artırılmamış ve bu nedenle faiz yetersiz kalmış bulunmaktadır. Bu durum karşısında alacaklıların, alacaklarına adil bir şekilde kavuşabilmelerinin, 3095 sayılı Yasanın en geniş bir biçimde yorumlanması ile mümkün olabileceği açıktır. Bunun sağlanmasının da bu gün için yargıya düşen önemli bir görev olduğu aşikardır…” temel gerekçesi ile 3095 m. 2’nin Bono’lar hakkında da uygulanacağını belirtmiştir. Bu gerekçenin mefhumu muhalifinden de, şayet 1984-1995 arası enflasyon oranları yüksek olmasaydı, 3095’in bono’lara uygulama imkanının olmayacağı da çıkartılabilir.

Bütçe Kanunu ile adi yasal faiz oranlarında yapılan düzenlemelerin bir kısmı Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildi. Ancak, son düzenleme bütçe kanunu ile değil 5335 sayılı kanunla yapıldığından şu an için her hangi bir sorun yok (Bkz. bir önceki mesaj 5 nolu başlık).

İlk mesajımda “cevap daha sonra” diyerek belirttiğim üzere, amaç konunun biraz daha tartışılmaya açılmasıydı.
Küçük bilgi notuna gelince, ticari işlerde avans faiz oranı yerine, reeskont faizi talep etmenin hâlâ çok sık yapılan bir yanlışlık olduğuna dikkat çekmektir.

SONUÇ : 01.01.2000 TARİHİNDEN İTİBAREN, TİCARİ İŞLERDE YASAL TEMERRÜT FAİZ ORANI, “REESKONT FAİZ ORANI” DEĞİL, “AVANS FAİZ ORANI”DIR. Avans faiz oranı, reeskont faiz oranından her zaman yüksek olmuştur.
Old 08-04-2007, 17:51   #18
Av. Ö.Erol Yavuz

 
Varsayılan

Sayın Doğanel ' in, 3095 Sayılı yasanın 2 inci maddesinin, aynı yasanın 5 inci maddesi dolayısıyla uygulandığına dair görüşüne katılmaktayım. Zira, Yargıtay 12.H.D ' nin 24.03.2005 tarihli, 11 numaralı mesajımda belirtilen ve aşağıya alınan kararına göre, Yargıtay 12.Hukuk Dairesi, bonolar için hala daha TTK 637/2 hükmüne göre faiz istenebileceğini işaret etmektedir. Fakat 3095 sayılı yasanın 5 inci maddesiyle, Türk Ticaret Kanunu'nun faiz oranlarını belirleyen hükümlerinin uygulanmayacağı düzenlendiğinden, 3095 sayılı yasanın 2 inci maddesi tatbik edilmektedir.

Saygılarımla.

T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi

Esas :2005/2246
Karar :2005/6205
Tarih :24.03.2005

ÖZET : Alacaklının kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla başlattığı takibe konu bono, yabancı para alacağı üzerinden düzenlenmiştir. TTK.nun 690. maddesinin gönderilmesiyle bonolar hakkında da uygulanması gereken aynı yasanın 637/2. maddesi gereğince alacaklı vade gününden itibaren faiz isteyebilir. İİK.nun 68/3. maddesi gereğince yabancı para alacağı takip tarihindeki TL.ye çevrilmiş olmakla alacaklı vade gününden takip gününe kadar 4095 S. Kanunun 4/a maddesi gereğince yabancı para alacağı için devlet banklarının yabancı para ile açılmış 1 senelik vadeli mevduat hesabına ödenen en yüksek faizi talep edebilir. Takip gününden sonra ise tahsil gününe kadar 4489 S. Kanun ile değişik 3095 S. Yasanın 2. madde gereğince ticari işlerde uygulanan avans faizi üzerinden anılan kanuni koşullarında faiz talep edebilir. Borçlu takipten sonra uygulanması istenen reeskont faizine itiraz etmeyerek oranına karşı çıkmış olduğundan takip gününden sonraki uygulanacak reeskont faiz oranları gözetilerek faize ait itirazın açıklanan ilkeler doğrultusunda incelenerek ayrıntılı biçimde karar verilmesi gerekir.

(6762 sayılı TTK. m. 637/2, 690) (3095 sayılı Faiz K. m. 2, 4A) (2004 sayılı İİK. m. 68/3)

KARAR METNİ :
Yukarıda gün ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içerisinde temyizen incelenmesi borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :

Alacaklının kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla başlattığı takibe konu bono, yabancı para alacağı üzerinden düzenlenmiştir. TTK.nun 690. maddesinin gönderilmesiyle bonolar hakkında da uygulanması gereken aynı yasanın 637/2. maddesi gereğince alacaklı vade gününden itibaren faiz isteyebilir. İİK.nun 68/3. maddesi gereğince yabancı para alacağı takip tarihindeki TL.ye çevrilmiş olmakla alacaklı vade gününden takip gününe kadar 3095 S. Kanunun 4/a maddesi gereğince yabancı para alacağı için devlet banklarının yabancı para ile açılmış 1 senelik vadeli mevduat hesabına ödenen en yüksek faizi talep edebilir. Takip gününden sonra ise tahsil gününe kadar 4489 S. Kanun ile değişik 3095 S. Yasanın 2. madde gereğince ticari işlerde uygulanan avans faizi üzerinden anılan kanuni koşullarında faiz talep edebilir. Borçlu takipten sonra uygulanması istenen reeskont faizine itiraz etmeyerek oranına karşı çıkmış olduğundan takip gününden sonraki uygulanacak reeskont faiz oranları gözetilerek faize ait itirazın yukarda açıklanan ilkeler doğrultusunda incelenerek ayrıntılı biçimde karar verilmesi gerekirken yazılı biçimde hüküm tesisi isabetsizdir.

SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarda yazılı sebeplerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 24.03.2005 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kaynak : Corpus
Old 08-04-2007, 18:27   #19
Av. Can DOĞANEL

 
Varsayılan

Sn. SEVEN,
Verdiğiniz detaylı bilgiler için teşekkür ederiz.. Ancak Yargıtay uygulamasını ve özellikle "HGK'nun enflasyon oranı yüksek gittiği için artık 3095 sayılı yasayı geniş yorumlamalıyız." Şeklindeki görüşünü hukuki dayanaktan yoksun buluyorum ve bunun hatadan dönme olduğunu düşünüyorum. Bence 3095 sayılı yasanın 5. maddesi açık bir ilga maddesidir ve özel hüküm - genel hüküm gibi bir istisna getirmeksizin Borçlar Kanunu ve TTK'daki oran belirleyen tüm maddelerin uygulanmasını imkansız hale getirmektedir. Uygulanması gereken hukuk kurallarının tespitinde yanılgıya düşülmüş, maddi hukuk yanlış algılanmış ve uygulanmıştır. Maddi hukukun tespitinde düşülen yanılgı bu kadar açık olunca, 5. maddeden hiç bahsedilmeksizin, "Bu durum karşısında alacaklıların, alacaklarına adil bir şekilde kavuşabilmelerinin, 3095 sayılı Yasanın en geniş bir biçimde yorumlanması ile mümkün olabileceği açıktır." gibi bir cümleyle durum geçiştirilmiş ve yorumda bir değişikliğe gidildiği izlenimi yaratılmış ve bu sayede daire hakimlerinin ciddi tazminatlara muhatap olma olasılığının önüne geçilmeye çalışılmıştır. Oysa durum yoruma gerek bırakmayacak kadar açıktır. Burada yapılan yorum değişikliği değil, uygulanacak maddi hukukun tespitine ilişkin büyük yanılgıdan dönmedir.

Madde metninde görüldüğü üzere ilga o kadar açık ki, yoruma hiç yer bırakmıyor..


Borçlar Kanunu ve Türk Ticaret Kanununda kanuni faiz temerrüt faizi oranlarını belirleyen hükümler uygulanmaz.

Old 08-04-2007, 18:29   #20
Av. Dr. V. SEVEN

 
Varsayılan

Sayın Yavuz,

Yukarıdaki mesajımda, “Yargıtay’ın bazı daireleri yaklaşık 11 yıl m.2'nin uygulanmayacağını düşündüler…. özellikle Yargıtay daireleri arasında içtihat uyuşmazlığına yol açmıştır.” ifadelerini bu çelişkiyi belirtmek için kullandım. O tarihlerdeki bu içtihat uyuşmazlığı özellikle kendisini 11. HD.’si ile 12. HD.’si arasında göstermiştir.
Old 08-04-2007, 19:30   #21
Av. Dr. V. SEVEN

 
Varsayılan

Sayın DOĞANEL,

Borçlar Kanunu ve Türk Ticaret Kanununda kanuni faiz temerrüt faizi oranlarını belirleyen hükümler uygulanmaz. Bu madde tek başına sorunu çözmemektedir.

Eski oranlar uygulanmayacak ancak, yerine hangi oran veya oranlar uygulanacak? Sorun uygulanacak oranda, Yargıtay 11. HD.’si 3095’i uygulamış ama birinci maddeyi dikkate alarak % 30’luk oranı. Başka bir ifade ile yasal adi faiz oranını uygulamıştır.

Madde 1 – (Eski Metin) Borçlar Kanunu ve Türk Ticaret Kanununa göre faiz ödenmesi gereken hallerde, miktarı sözleşme ile tespit edilmemişse faiz ödemesi senelik yüzde otuz oranında yapılır.


Sorun ise Bono’larda m.2’de düzenlenen ticari faizin uygulanıp uygulanmayacağına ilişkindir. Benim kanaatime göre de doğru olan 2. maddenin de istek halinde uygulanmasıdır. Bu maddenin uygulanması talebe bağlıdır. Madde. 2/2 “Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının önceki yılın 31 Aralık günü kısa vadeli avanslar için uyguladığı faiz oranı, yukarıda açıklanan miktardan fazla ise, arada sözleşme olmasa bile ticari işlerde temerrüt faizi bu oran üzerinden istenebilir.”
Old 08-04-2007, 21:10   #22
Av. Ö.Erol Yavuz

 
Varsayılan

Sayın Seven,

Yargıtay 12.Hukuk Dairesi'nin 24.03.2005 tarihinde, ( lütfen tarihe dikkat ediniz ) bonolar için TTK m.637/2 hükmüne göre faiz istenebileceğini işaret etmesini bir çelişki ; daireler arasında bir görüş ayrılığı olarak mı değerlendiriyorsunuz ?

3095 Sayılı yasanın 5 inci maddesi ile birlikte değerlendirildiğinde bir çelişki ya da görüş ayrılığı olmadığı kanısındayım.

Saygılarımla.
Old 08-04-2007, 22:24   #23
Av. Dr. V. SEVEN

 
Varsayılan

Sayın Yavuz,

Karardan aynen, “…TTK.nun 690. maddesinin gönderilmesiyle bonolar hakkında da uygulanması gereken aynı yasanın 637/2. maddesi gereğince alacaklı vade gününden itibaren faiz isteyebilir… 4489 S. Kanun ile değişik 3095 S. Yasanın 2. madde gereğince ticari işlerde uygulanan avans faizi üzerinden anılan kanuni koşullarında faiz talep edebilir….”.
TTK m. 637/2’nin içeriğinde iki temel unsur var. Birincisi vade gününden itibaren faiz talep edilebileceği ikincisi ise oranın %10 olduğudur.
Yargıtay burada 637/2’ye yapılan atfı faizin talep edilebileceğine ilişkin hüküm olarak kullanılmakta, oranı ise 3095 m. 2/2’ye (Avans) göre belirlemektedir. Çünkü, 3095’in TTK’da yaptığı değişiklik sadece faiz oranlarına ilişkindir (Bkz m.1/1).

Ayrıca, Hukuk Kuralları kendi içinde Emredici Hukuk kuralları ile yedek hukuk kuralları olmak üzere ikiye ayrılır. Yedek hukuk kuralları da kendi içinde boşluk doldurucu ve yorumlayıcı yedek hukuk kuralları olarak ikiye ayrılır.

3095 madde 1/1 ve 2/1’de düzenlenen oranlar, yedek hukuk kuralı niteliğindedir. Başka bir ifade ile sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça bu oranlar uygulanır. Madde 2/2 ise alacaklıya verilen seçimlik bir haktır. Bu hakkı kullanıp kullanmamak alacaklıya aittir. Mahkeme taleple bağlı olduğundan kendiliğinden res’en dikkate alamaz.

Kısaca kararda anlatılmak istenen budur.
Old 08-04-2007, 22:55   #24
Av.Turan

 
Varsayılan slm

Alıntı:
Yazan Av.Ayse Eroral
Sayın Av. Turan keske 20.12.2006 olsaydı...:)
((vekalet ucretı yargılama gıderlerıne mahkum olmazdık))
http://www.turkhukuksitesi.com/showt...php?t=14178...
uygulamada herkes bunu 20.12 tarihinden başlatmaktadır.yarından itibaren tüm kambiyo takibi borçlularından vekalet toplayıp itirazlarda bulunayım yüklü miktarda vekalet ücreti kazanmış olurum desene :=))
Old 09-04-2007, 00:58   #25
Av. Can DOĞANEL

 
Varsayılan

Sn. SEVEN,
Dolayısıyla;
Mevcut durum için verilen karar şu nedenle olağandır. 637/2'deki oran yasama işlemi ile (yasa metninden çıkarılmak suretiyle) mülga edilmediğinden.. Fiili olarak varlığını sürdürmeye devam eder. Tarafın 637/2'ye atıfla faiz istemesi fazlayı talep etmek imkanı varken bu talep hakkından feragat etmektir ve bu mümkündür. Ancak Avans Faizinin ilerleyen dönemde %9'a düştüğünü düşündüğümüzde ne olacak? O zaman alacaklı tarafın Ben avans değil 637/2'ye göre faiz istiyorum deme hakkı olacak mıdır? Bence olmayacaktır. Çünkü 3095/5 emredici niteliği ile 637/2 "Vadenin gelmesinden itibaren işleyecek % 10 hesabıyla faizi" ibaresindeki %10 hesabıyla kısmını ilga etmiştir. Şu anki hali Vadenin gelmesinden itibaren işleyecek faizi (özel yasa ile düzenlenen faizi) şeklinde anlaşılmalıdır. Bu nedenle Yargıtay'ın seçimlik bir hak vermekten bahsettiğini düşünmüyorum. 3095'deki faizden düşük bir faizi talep etmek fazlasından feragat etmek olup talep bu şekilde ise hakimin de fazlayı talep hakkından feragat durumunda yapacağı bir şey yoktur. Mecburen fiilen varlığını sürdüren madde metnine yapılan atıf nedeniyle buradaki orandan talep edilen faize uymak zorundadır. Bu uygulama avans oranının %10'un altına düşmesine kadar böyle sürebilir..
Old 11-04-2007, 00:29   #26
Av. Dr. V. SEVEN

 
Varsayılan

Sayın Doğanel,

“3095/5 emredici niteliği ile 637/2 "Vadenin gelmesinden itibaren işleyecek % 10 hesabıyla faizi" ibaresindeki %10 hesabıyla kısmını ilga etmiştir. Şu anki hali Vadenin gelmesinden itibaren işleyecek faizi (özel yasa ile düzenlenen faizi) şeklinde anlaşılmalıdır.”

Bahsini ettiğiniz özel yasa ile düzenlenen faiz ise 3095 m. 1’deki faiz oranı olan şimdi %9’dur.
Seçimlik hakkı ise Yargıtay değil 3095 m. 2/2 vermektedir. Bir ticari işle ilgili davada sadece faiz talebinde bulunulursa m. 1/1 ve 2/1’e göre %9 uygulanacaktır. Alacaklı 2/2’deki avans faiz oranını istiyorsa bunu talep etmelidir. Aşağıda verdiğim kanun metnine bakarsanız, 2/2’nin uygulanma şartlarından birinin de 1/1’deki orandan fazla olması gerektiğidir. Az ise zaten 2/2’yi talep etmenin benim aklıma gelen mantıklı bir izahı yoktur. Ancak, bir ticari işte bu gün avans faiz oranı yerine, hâlâ reeskont faiz oranı talep edenler olduğundan, 2/2’nin 1/1 ve 2/1’den az olduğu durumlarda da (Pratik ve ekonomik olarak bu pek mümkün değil) bunu talep edenler olacaktır. Çünkü herkes kepçesi kadar su alabilecektir.
m. 2/2. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının önceki yılın 31 Aralık günü kısa vadeli avanslar için uyguladığı faiz oranı, yukarıda açıklanan miktardan fazla ise, arada sözleşme olmasa bile ticari işlerde temerrüt faizi bu oran üzerinden istenebilir.
Old 11-04-2007, 01:00   #27
Av. Can DOĞANEL

 
Varsayılan

Sonuç olarak..

Alacaklı talebinde;

-637/2. maddesi metin olarak mülga edilmediğinden 637/2'deki oran üzerinden faiziyle birlikte.. gibi bir talep halinde 637/2'deki oran (%10) 3095/2/2'deki faizden düşük veya eşit olduğu sürece fazladan feragat niteliğinde olduğundan bu şekildeki talep kabul görecek..

-Yalnızca yasal faiziyle dendiğinde; 3095/5 gereğince zorunlu olarak. 3095-1/1'deki orandan talep yapılmış kabul edilecek..

- 3095-2/2 deki düzenlemeye atıfla faiz talep edildiğinde avans oranı üzerinden faize hükmedilecektir.

Ancak her halükarda; Yargıtayın enflasyonun yüksek gitmesi nedeniyle 3095 sayılı yasa geniş yorumlanmak suretiyle 3095-2/2'deki oranın bonolarda uygulanacağına dair görüş değişikliğini, hatadan dönme olarak görüyorum. Hakim maddi hukuku tespit hususunda tarafların talepleriyle bağlı olmaksızın sorumludur. 3095/5. maddesi dururken. Yıllar boyu Bonolarda 3095/2/2'den talep yapılamayacağı yönünde karar verilmesi bariz bir hatadır.
Old 11-04-2007, 17:33   #28
Av. Dr. V. SEVEN

 
Varsayılan

Sonuç olarak…,


Gerekçe, gerçeklik üzerine olan bilgiyi ifade eden önerme veya cümlenin dayanaklarını ortaya koyma işlemidir. Bir bilginin doğruluğu önce o bilgiyi veren cümlenin anlamlı olmasına sonra da anlamlı önermenin dış dünyadaki gerçeklikle ilişkisini gösterecek gerekçelendirmeyi yapmaya bağlıdır.


Mesajınızdaki;


1. “Hakim maddi hukuku tespit hususunda tarafların talepleriyle bağlı olmaksızın sorumludur”.

Oysa 3095/2 alacaklıya seçimlik bir hak verdiği için sorun hukuki nitelendirme ile değil netice-i taleple ilgili olduğundan hakim taleple bağlıdır.

2. “3095/5 gereğince zorunlu olarak” ve “3095/5. maddesi dururken” ifadelerini saymaysak bir sorun kalmayacak.

3095’i bir bütün olarak değerlendirdiğinizde aşağıdaki 5. madde olmasaydı, sizce bir farklılık olur muydu? Çözüm sorunun cevabında!

3095/m. 5 Borçlar Kanunu ve Türk Ticaret Kanununda kanuni faiz temerrüt faizi oranlarını belirleyen hükümler uygulanmaz.

3095/1/1 – (Eski Metin) Borçlar Kanunu ve Türk Ticaret Kanununa göre faiz ödenmesi gereken hallerde, miktarı sözleşme ile tespit edilmemişse faiz ödemesi senelik yüzde otuz oranında yapılır.
Old 11-04-2007, 22:16   #29
Av. Can DOĞANEL

 
Varsayılan

1-
Alıntı:
...temel gerekçesi ile 3095 m. 2’nin Bono’lar hakkında da uygulanacağını belirtmiştir. Bu gerekçenin mefhumu muhalifinden de, şayet 1984-1995 arası enflasyon oranları yüksek olmasaydı, 3095’in bono’lara uygulama imkanının olmayacağı da çıkartılabilir.
Talep edilmiş ve vermemişler (1995'e kadar).


2- Oranlar dönemsel olarak TCMB tarafından açıklanan ekonomik değişken verilere bağlandığından, bu değişkenliğin, ileride oranlardaki değişiklikler nedeniyle kafa karıştırabileceği düşünülmüştür. Birbirinden farklı kanunlarda aynı konunun düzenlenmesi hiç kuşkusuz büyük bir çelişkidir ve kabulü mümkün değildir. Uygulanamaz vurgusu yapılmazsa söz konusu hükümler uygulamada büyük kargaşaya yol açabilecektir. Diğer kanunlar metin olarak mülga edilmiş değildir. Bugün de TTK ve BK da TTK 637 gibi oran bildiren maddeler varlıklarını sürdürmektedir.
Old 16-07-2013, 12:31   #30
omav

 
Varsayılan

Yukarıdaki tartışmaları mantıklı görüyorum ancak net bir sonuca ulaşılamadığına göre ve son yazım tarihinden 6 yıl geçmiş olduğundan yukarıda yazan meslektaşlarımızın şu anki görüşlerini yazmalarını bekliyorum... umarım zaman ayırırlar Teşekkürler
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
İslah Yoluyla Faiz Istenebilir mi ekaral Meslektaşların Soruları 5 28-02-2008 17:48
faiz oranı attorneytalay Meslektaşların Soruları 10 04-02-2008 14:19
faiz oranı avhalit Meslektaşların Soruları 5 30-03-2007 15:35
Ticari Faiz Oranı Nedir? şahin Hukuk Soruları Arşivi 3 26-04-2006 10:54


THS Sunucusu bu sayfayı 0,08588290 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.