Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

destekten yoksun kalma tazminatı

Yanıt
Old 24-10-2008, 14:06   #1
av_omerolgun

 
Varsayılan destekten yoksun kalma tazminatı

Müvekkillerin oğlu şizofreni hastasıdır,40 yaşındadır ve çalışmamaktadır.Ayrıca bekardır ve çocuğuda yoktur.Bu şahıs trafik kazasında ölmüştür.Karşı taraf kazanın oluşumunda kusurludur.Şimdi bu kaza nedeniyle maktulün anne babası olan müvekkiller adına destekten yoksun kalma tazminatı talep edilebilirmi?Cevaplar için şimdiden teşekkür ederim.
Old 24-10-2008, 14:23   #2
av_sibelll

 
Karar

Bir dönem trafik kazaları neticesinde sigorta şirketlerine dava açan bir avukat yanında çalışmıştım.. Bu davalarda destekten yoksun kalma tazminatı isteyebilmek için ölen çocuğun ya anne babasının geçimini sağlıyor yada ilerde sağlayabilecek olması aranır. Ama sizin olayda anne babanın 40 yaşındaki çocukları şizofreni hastasıdır. Eğerki hastalığı çalışamayacak şiddetde ise anne babaya destek olma gibi bir durumu söz konusu değildir. Ancak çalışma durumu var ise ilerideki çalışma ihtimali göz önüne alınır bilirkişilerce. Ama bana göre vefat eden kişinin anne babaya bir desteği olamdığı için destekten yoksun kalma değilde ancak manevi tazminat istenebilir. Manevi tazmimatı da sigorta şirketi karşılamamaktadır.Sigorta poliçeis kapsamı dışındadır. Manevi tazminatı kişinin ölümüne yol açan araç sahibinde isteyebilirsiniz. İyi çalışmalar.
Old 25-10-2008, 10:25   #3
av_omerolgun

 
Varsayılan

Öncelikle yanıtınız için teşekkür ederim.Ancak bildiğim kadarı ile yerleşmiş yargıtay içtihatlarında destekten yoksun kalma sadece parasal destek olarak kabul edilmiyor.Evde bayram günlerinde anne-babaya ziyaret,evde ailesine yardımcı olması,hastalık ve diğer sıkıntılarda yardıma koşması maddi desteğin kapsamında kabul ediliyor.Ayrıca belki şahıs yaşasa idi iyileşecek ve ailesine destek olabilecekti.Ama tabi bu ancak bilirkişi incelemesi sonucu ortaya çıkabilir.Bu nedenle ölen şahsın özellikleride gözönüne alınarak ufakta olsa bir şansım olduğunu düşünüyorum destekten yoksun kalma tazminatı kazanabilmek için.Gerçi şahsın kendiside bakıma muhtaçken anne-babanın dertlerine nasıl yardımcı olacak diye de düşünülebilir.Kararsızım açıkçası.Manevi tazminat konusunda ise bir çekince yok.Sürücü ve araç sahibinden talep edebilirim.Sigorta şirketi haliyle manevi tazminattan sorumlu değildir.Daha evvel buna benzer bir dava ile karşılaşan veya bu konuda elinde yargıtay kararı olan meslektaş varmıdır acaba?
Old 25-10-2008, 11:08   #4
Av.Mehmet_Ali

 
Varsayılan

YARGITAY

4. HUKUK DAİRESİ

E. 2004/13893

K. 2005/9189

T. 13.9.2005

• DESTEKTEN YOKSUN KALMA TAZMİNATI ( Ölen Çocuğun Ölüm Tarihinde Ücretli Olarak Bir İşyerinde Çalışmamış Olması Anne ve Babasına Destek Olamayacağı Sonucunu Doğurmadığı )

• ANNE VE BABANIN HAKLARI ( Ölen Çocuğun Ölüm Tarihinde Ücretli Olarak Bir İşyerinde Çalışmamış Olması Anne ve Babasına Destek Olamayacağı Sonucunu Doğurmadığı )

• ÇOCUĞUN DESTEK OLMA KONUMU ( Bir Çocuğun Anne ve Babasına Destek Sağlayacağı Varsayım Olarak Kabul Edilmesi Gereği )

818/m. 45

ÖZET : Bir çocuğun anne ve babasına destek sağlayacağı varsayım olarak kabul edilmelidir.
Ölen kişinin çocuğunun bulunması, bu nedenle anne ve babasının kanuni mirasçı olamamaları, destekten yoksun kalma tazminatını istemelerine engel teşkil etmez.
Ayrıca, ölen çocuğun ölüm tarihinde ücretli olarak bir işyerinde çalışmamış olmasıda anne ve babasına destek olamayacağı sonucunu doğurmaz.
DAVA : Davacılar SA ve GA Av. ŞAB tarafından, davalı YA aleyhine 14.2.2002 gününde verilen dilekçe ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 21.5.2004 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü:
KARAR : Davacılar, davalının haksız eylemi sonucu kızlarının öldürülmesi nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat talep etmişlerdir. Mahkemece istenen manevi tazminatın kısmen kabulüne, maddi tazminat istemi ise davacıların ölenin mirasçıları olmadıkları gerekçesiyle reddine karar verilmiştir.
Davacıların her biri 3.000.000.000 lira manevi tazminat istemişlerdir. Mahkemece hüküm altına alınan tazminat miktarı ölenin davacılara yakınlığı ve davalının ağır kusuru gözetildiğinde uygun görülmemiştir. Esasen istekte ılımlıdır.
Öte yandan BK'nın 45. maddesine göre, ölenin desteğinden yoksun kalanların maddi tazminat isteyebilecekleri hükme bağlanmıştır. Davacılar ölenin ana ve babasıdır. Bir çocuğun anne ve babasına destek olabileceği varsayım olarak kabul edilmelidir. Ölenin bir çocuğun anne ve babasına destek olabileceği varsayım olarak kabul edilmelidir. Ölenin bir çocuğunun bulunması. bu nedenle de davacıların mirasçı olamamaları destekten yoksun kalma tazminatım istemeye engel teşkil etmez. Ayrıca desteğin öldüğü tarihte ücretli olarak bir yerde çalışmamış olması da anne ve babasına destek olamayacağı sonucunu doğurmaz. Bu yönler ve olayın oluş biçimi de gözetilerek karar verilmesi gerekirken mevcut yasal düzenlemeye aykırı hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenle bozulmasına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 13.09.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.
yarx
Old 25-10-2008, 11:18   #5
krizantem

 
Varsayılan

Bu arada konuyla ilgisi olması dolayısısla bilenlerden sormaak istiyorum. Sigorta şirketinden " destekten yoksun kalma " , kaza yapan araç malikinden ( aynı zamanda sürücüsü )ise manevi tazminatı aynı mahkemeden dava ve talep etmek mi daha uygun olur yoksa ayrı ayrı dava mı açmak?Ne dersiniz?
Old 25-10-2008, 14:19   #6
avfatih

 
Varsayılan avfatih

Sayın Krizantem.Kanımca sigorta şirketi,araç sahibi ve sürücüden maddi tazminatı birlikte(destek)istemelisiniz. Böylelikle araç sahibi ve sürücüsü de vekalet ücretinden sorumlu olacaktır. Ayrıca zararınız poliçe limitinin üstünde ise bu zararı işleten ve sürücüden talep edebileceksiniz. Manevi tazminatı ise taleplerinizde sadece işleten ve sürücüye yöneltirsiniz. Her iki dava aşağı yukarı aynı safahattan geçecek, bu şekilde iki dava ile uğraşmaz ve zamandan da kazanırsınız. Ayrıca sigorta şirketine daha önce bir müracaatınız olmadı ise vekalet ücretine hak kazanamayabilirsiniz.Bunu da dikkate alın. Saygılar.
Old 25-10-2008, 21:51   #7
Yerleşik Yabancı

 
Varsayılan

Bütün problem, desteği kanıtlayabilmeketdir. Güçlü deliller olması gerekir. Saygılarımla.
Old 27-10-2008, 00:43   #8
Mehmet Taşcı

 
Varsayılan

Ayrıca sigorta şirketine daha önce bir müracaatınız olmadı ise vekalet ücretine hak kazanamayabilirsiniz.Bunu da dikkate alın.

Sayın avfatih,

Bu söylediğinizden emin misiniz? Bu zamana kadar açtığım hiçbir tazminat davasında böylebir şey ne yaşadım ne de yşayanı gördüm.
Zarar görenin KTK. göre DOĞRUDAN VE ÖNCELİKLE SİGORTA ŞİRKETİNE BAŞVURMA ZORUNLULUĞU MEVCUT DEĞİLDİR.

Şirkete İHBAR- başvurma -temerrüt tarihi ve dolayısıyla faiz başlangıcı için gerekmektedir.

Kısaca: Doğrudan sigorta şirketine, sürücüye ve işletene karşı MADDİ tazminat; sürücüye ve işletene karşı da manevi tazminat açabilirsiniz ve yargılama giderleri ile karşı vekalet ücreti de davalılara müteselsilen ve müştereken yüklenir.
Old 27-10-2008, 17:03   #9
v. Aynur

 
Varsayılan

Sayın Krizantem Mehmet Taşçı'ya katılıyorum. Bir davada hem maddi hem de manevi tazminat isteyebilirsiniz. Ancak netice kısmında özellikle maddi tazminatı sigorta şirketi , sürücü ve araç malikinden ; manevi tazminatı ise sürücü ve araç malikinden talep ettiğinizi ayrı ayrı belirtmelisiniz. Zira sigorta şirketi manevi tazminattan sorumlu değildir.Bu tür davalarda sigorta şirketinden zararı tazmin etmek daha kolaydır. İyi çalışmalar.
Old 27-10-2008, 22:41   #10
avfatih

 
Varsayılan

Sayın Taşçı temerrüt açısından ihbar hususunda haklısınız. Yani ihbar temerrüt açısından da gereklidir. Ancak eğer sigorta şirketi ilk celse açılan miktar üzerinden davayı kabul ederse vekalet ücretine hükmedilmeyecektir. Zira hem dava açılmasına sebep olmayacak hem de davayı kabul etmiş olacaktır.
Ancak ihbarda ödemeyip daha sonra davayı kabul ederse, dava açılmasına sebebiyet vermediğinden vekalet ücretinden sorumlu olacaktır. Saygılar.
Old 27-10-2008, 23:24   #11
Mehmet Taşcı

 
Varsayılan

Sayın Meslektaşım!

Yürürlükte olan Av. Asgari Ücret tarifesinin ilgili maddesi:

Davanın konusuz kalması, feragat, kabul ve sulhte ücret
MADDE 6 – (1) Anlaşmazlık, davanın konusuz kalması, feragat, kabul ve sulh nedenleriyle; delillerin toplanmasına ilişkin ara kararı gereğinin yerine getirilmesinden önce giderilirse, Tarife hükümleriyle belirlenen ücretlerin yarısına, karar gereğinin yerine getirilmesinden sonra giderilirse tamamına hükmolunur.

Yargıtayın yukarıdaki madde kapsamında yüzlerce kararı mevcuttur.
Davalı yan ister sürücü , ister işleten veya sigortacı olsun fark etmez.
Özellikle maddi tazminatta( destekten yoksun kalma tazminatında) GERÇEK ZARAR tazminata esas alınacağı için ve gerçek zararın tespiti de yargılama neticesinde tespit edileceği için DAVACI tarafın kötüniyetinden bahsetmek mümkün olamaz.

Hukuk düzeninin şahıslara tanımış olduğu bir hakkın ( dava hakkının) bu şekilde sınırlandırılması mümkün değildir. Sizin söz ettiğiniz durum çok istisnai olarak bazı hallerde başvurulan bir yoldur. Gerçek zararınızı bilmeden nasıl kötüniyetliolabilirsiniz ki?
İyi çalışmalar.
Old 28-10-2008, 00:15   #12
avfatih

 
Varsayılan

Davanın konusuz kalması, feragat, kabul ve sulhte ücret
MADDE 6 – (1) Anlaşmazlık, davanın konusuz kalması, feragat, kabul ve sulh nedenleriyle; delillerin toplanmasına ilişkin ara kararı gereğinin yerine getirilmesinden önce giderilirse, Tarife hükümleriyle belirlenen ücretlerin yarısına, karar gereğinin yerine getirilmesinden sonra giderilirse tamamına hükmolunur.


T.C.

YARGITAY

7. HUKUK DAİRESİ

E. 2004/1502

K. 2004/1860

T. 11.5.2004

• KADASTRO TESPİTİ ( Kazandırıcı Zamanaşımı Zilyetliğine Dayanılarak Taşınmazın Davalı Adına Tescil Edilmesi-Zilyetlik Koşullarının Oluşmaması )

• KAZANDIRICI ZAMANAŞIMI ZİLYETLİĞİ ( Buna Dayanılarak Taşınmazın Davalı Adına Tescil Edilmesi- Zilyetlik Koşullarının Oluşmaması )

• VEKALET ÜCRETİ ( Kendisine Karşı Dava Açılmasına Haksız Olarak Sebebiyet Vermeyen Kişi Aleyhine Avukatlık Ücreti Ve Yargılama Giderine Hükmedilememesi )

• YARGILAMA GİDERİ ( Kendisine Karşı Dava Açılmasına Haksız Olarak Sebebiyet Vermeyen Kişi Aleyhine Avukatlık Ücreti Ve Yargılama Giderine Hükmedilememesi )

3402/m.1,2,9

1086/m.151

ÖZET : Davalı davayı duruşma sırasında kabul ettiğine göre, dosya içeriğine göre davalı taraf haksız hareketiyle davanın açılmasına neden olmamıştır. Bu nedenlerle davalı hazine adına yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesi doğrudur.
DAVA : Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı hazine tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşılmakla, dosya incelendi, dosyadaki belgeler okundu, tetkik hakiminin açıklamaları dinlendi. Gereği görüşüldü:
KARAR : Kadastro sırasında 114 ada 253 parsel sayılı 1200 m2 yüzölçümündeki taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak davalı Arif adına tesbit edilmiştir. Davacı hazine hak kazanma koşullarının oluşmadığını öne sürerek dava açmıştır. Davalı Arif ilk celse duruşmaya gelerek davayı kabul ettiğini bildirmiş, aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücreti yükletilmemesini savunmuştur. Mahkemece davanın kabulüne, 114 ada 253 parselin hazine adına tapuya tesciline, davalıya yargılama gideri ve vekalet ücreti yükletilmesine yer olmadığına karar verilmiş,hüküm davacı hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Kadastro sırasında dava konusu taşınmaz davalı taraf adına tesbit edilmiştir. Davacı hazine hak kazanma koşullarının gerçekleşmediğini öne sürerek dava açmıştır. Davalı taraf ilk duruşma oturumunda davayı kayıtsız koşulsuz yöntemine uygun şekilde kabul etmiş, bu beyanı usulün 151. maddesi uyarınca imzası ile belgelendirilmiştir. Dava niteliği ile dosya içeriğine göre davalı taraf haksız davranışı ile dava açılmasına neden olmamıştır. Kadastro tesbiti 3402 sayılı kadastro kanununda açıklanan usul ve esaslar gözönünde tutularak yetkili idari merciler tarafından davalı taraf adına yapılmıştır. Öte yandan delillerin toplanmasına ilişkin ara kararları gereğide yerine getirilmemiştir. Feragat kabul gibi irade beyanları yöntemine uygun şekilde belgelendirilmiş olmak koşulu ile kesin hükmün bütün sonuçlarını doğurur. Kabulden dönmeyi gerektiren haklı bir hukuksal neden davalı tarafçada ileri sürülmemiştir. Mahkemece bu olgular dikkate alınarak davalı tarafa yargılama gideri yükletilmemesinde ve davacı hazine yararına yargılama giderinden sayılan avukatlık parası takdir ve tesbit edilmemiş olmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle davacı hazinenin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA, hazineden ilam harcı alınmasına yer olmadığına, 11.5.2004 gününde oybirliği ile karar verildi.
Old 28-10-2008, 00:24   #13
avfatih

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
HUKUK DAİRESİ 11

Esas No.
2006/14661
Karar No.
2006/13817
Tarihi
26.12.2006

1086-HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU (HUMK)/94/427


ALACAK DAVASI
BANKACA ALINAN KİRA TAHSİLAT İŞLEM MASRAFININ GERİ ÖDENMESİ TALEBİ
DAVANIN KONUSUZ KALDIĞI İDDİASI
DAVALININ DAVANIN AÇILMASINA SEBEBİYET VERİLMEMİŞ OLMASI GEREĞİ
PARANIN DAVA AÇILDIKTAN SONRA İADE EDİLMİŞ OLMASI

ÖZET
DAVALININ ALACAĞIN VARLIĞINI KABUL İLE ÖDEMEDE BULUNMASI NEDENİYLE DAVANIN KONUSUZ KALMASI HALİNDE YARGILAMA GİDERİNDEN SORUMLU TUTULMAMASI İÇİN DAVA AÇILMASINA SEBEBİYET VERMEMİŞ OLMASI GEREKMEKTEDİR. SOMUT OLAYDA DAVALI HATALI İŞLEMİ İLE DAVACIDAN ALMAMASI GEREKEN BİR PARAYI MASRAF OLARAK ALMIŞ VE DAVA AÇILMASINDAN SONRA İADE ETMİŞTİR. BU NEDENLE DAVA AÇILMASINA SEBEBİYET VERMEDİĞİ KABUL EDİLEMEYECEĞİNDEN YAZILI GEREKÇEYLE VEKALET ÜCRETİ VE YARGILAMA GİDERİNDEN SORUMLU TUTULMAMASI DOĞRU OLMAMIŞ, KANUN YARARINA BOZMA İSTEĞİNİN KABULÜNE KARAR VERMEK GEREKMİŞTİR.

Taraflar arasında görülen davada İzmir l. Sulh Hukuk Mahkemesi'nce verilen 21/6/2006 tarih ve 2006/692 - 2006/956 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi kanun yararına bozma talep eden davacı vekili tarafından 2/8/2006 tarihli dilekçe ile istenmiş ve Dairemizce düzenlenen rapor incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili tarafından davalı bankanın İzmir/Konak Şubesi'ndeki hesaba kira bedelini yatırması sırasında kendisinden kira tahsilat işlem masrafı adı altında 12,60 YTL ek ücret alındığını, yapılan işlemin yasal dayanağı bulunmadığını ileri sürerek, 12,60 YTL. nin yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili, davaya konu 12,60 YTL. nin 14/6/2006 tarihinde konutta ödemeli olarak posta havalesi ile iade edildiğini, bu nedenle konusuz kalan davanın reddine ve müvekkili temerrüde düşmediğinden ücreti vekalet ve yargılama giderlerine hükmolunmamasına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davacıya yapılan ödeme nedeniyle konusu kalmayan davanın reddine, dava açılmadan önce davalının temerrüde düşürülmediği gerekçesiyle "... davacı lehine ücreti vekalete ve yargılama giderine hüküm olunmasına yer olmadığına..." karar verilmiştir.
Dava, 20.4.2006 tarihinde açılmış, talep edilen tutar 14.6.2006 günü konutta teslim posta havalesi ile davacıya ödenmiştir. Mahkemece bu ödeme nedeniyle konusu kalmayan davanın reddine, davadan önce davalı temerrüde düşürülmediğinden davacı yararına vekalet ücreti ve yargılama giderine karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Davalının alacağın varlığını kabul ile ödemede bulunması nedeniyle davanın konusuz kalması halinde yargılama giderinden sorumlu tutulmaması için dava açılmasına sebebiyet vermemiş olması gerekmektedir. Somut olayda davalı hatalı işlemi ile davacıdan almaması gereken bir parayı masraf olarak almış ve dava açılmasından sonra iade etmiştir. Bu nedenle dava açılmasına sebebiyet vermediği kabul edilemeyeceğinden yazılı gerekçeyle vekalet ücreti ve yargılama giderinden sorumlu tutulmaması doğru olmamış, HUMK. nun 427/6 ncı maddesi uyarınca kanun yararına bozma isteğinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Sonuç: Yargıtay Başsavcılığı'nın HUMK. nun 427/6 ncı maddesine dayalı kanun yararına bozma isteğinin açıklanan sebeplerden dolayı kabulü ile hükmün sonuca etkili olmamak üzere kanun yararına BOZULMASINA, gereğinin yapılması için kararın bir örneği ile dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına Gönderilmesine, 26.12.2006 tarihinde oybirliği i karar verildi.
Old 28-10-2008, 00:33   #14
Mehmet Taşcı

 
Varsayılan

2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu Md. 97.

DOĞRUDAN DOĞRUYA TALEP VE DAVA HAKKI:
Madde 97 - Zarar gören, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde doğrudan doğruya sigortacıya karşı talepte bulunabileceği gibi dava da açabilir.
Old 28-10-2008, 18:57   #16
M. Adnan Kayaçetin

 
Mesaj Şizofren hasta ve DYK tazminatı

Alıntı:
Yazan av_omerolgun
Müvekkillerin oğlu şizofreni hastasıdır,40 yaşındadır ve çalışmamaktadır.Ayrıca bekardır ve çocuğuda yoktur.Bu şahıs trafik kazasında ölmüştür.Karşı taraf kazanın oluşumunda kusurludur.Şimdi bu kaza nedeniyle maktulün anne babası olan müvekkiller adına destekten yoksun kalma tazminatı talep edilebilirmi?Cevaplar için şimdiden teşekkür ederim.

Olayda ölen çocuk 40 yaşında ve şizofren hastası. Murisin kalan anne ve babaya destek olup olamayacağı şizofreni konusunda kişinin geçirdiği tedavi aşamalarına dair hastane veya mevcut belgelerle Adli Tıp Kurumundan veya başka bir hastaneden alınacak kurul raporu sonucuna göre belirlenir. Sağlık Kurulu Raporu ölenin konumuna göre çalışabileceği kanaatine varır ise karşılık kusur durumu da nazara alınarak destekten yoksun kalma tazminatı hesabı yapılabilir. Ayrıca tanık beyanları da, sağlığında çocuğun anne ve babaya, çalışmasa dahi nasıl destek olduğu konusunda mahkemeye açıklık getirebilir. Sadece çalışıp gelir getirmekle olmasa bile fiili eylemleri ile anne ve babaya destek olabiliyor ise bunun ekonomik karşılığı (genellikle asgari ücret esasından hareketle) hesaplanabilir.

Sanıyorum, fazlaya dair hak saklı kalmak kaydı ile sembolik bir rakam talep edilebilir.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Destekten yoksun kalma tazminatı av elif Meslektaşların Soruları 13 27-12-2009 14:08
ZMMS destekten yoksun kalma tazminatı NAZ80 Meslektaşların Soruları 16 27-04-2009 16:12
destekten yoksun kalma tazminatı av.sgenc Meslektaşların Soruları 17 12-06-2008 17:40
destekten yoksun kalma tazminatı huguk kuşu Meslektaşların Soruları 3 04-01-2007 13:28
Destekten Yoksun Kalma Tazminatı madagaskar Meslektaşların Soruları 3 29-05-2004 23:55


THS Sunucusu bu sayfayı 0,07130194 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.