Eski kanun-yeni Kanun

Temmuz 2009 yılında meydana gelen Hile ve hataya dayalı tapuda hisse satışı ( satan anne alan oğlu) na karşı açılacak Tapu iptal ve tescil davasında Eski Borçlar kanunu mu yoksa yeni Borçlar kanunu mu uygulanır?bu sorunun cevabı dava açısından çok önemli. Eski borçlar kanununda zamanaşımı 10 seneyken yani borçlar kanununda hata/ hile/ ikraha dayalı davalarda zamanaşımı 5 yıl. Yardımcı olursanız sevinirim

Merhaba

Meslektaşım sorunuzun cevabına 6101 sayılı Türk Borçlar Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun 5.madde cevap vermektedir. Buna göre;

MADDE 5 – (1) Türk Borçlar Kanununun yürürlüğe girmesinden önce işlemeye başlamış bulunan hak düşürücü süreler ile zamanaşımı süreleri, eski kanun hükümlerine tabi olmaya devam eder. Ancak, bu sürelerin henüz dolmamış kısmı, Türk Borçlar Kanununda öngörülen süreden uzun ise, yürürlüğünden başlayarak Türk Borçlar Kanununda öngörülen sürenin geçmesiyle, hak düşürücü süre veya zamanaşımı süresi dolmuş olur.

denilmektedir.Madde metninden anlaşılacağı üzere eski kanun döneminde işlemeye başlayan süreler eski kanuna tabi olacağıdır. Ancak işlemeye başlamış sürelerin henüz dolmamış kısmı somut olayda yaklaşık 7 yıl civarında olup yeni kanunda belirtilen zamanaşımından daha uzun bir süre olduğu için bu durumda 6098 TBK'da belirtilen sürenin sonu zamanaşımı açısından son süredir. Somut olayda son zamanaşımı 01.07.2017 tarihidir diye düşünüyorum

Üstadım öncelikle selamlar. Zaman Ayırıp yanıt verdiğiniz için teşekkür ederim.Yukrdaki soruda yaptığım hatayı düzeltmek istiyorum. Hata hile ikrah da zamanaşımı yeni borçlar kanunundaysa 10 yılmış. Daha önce 5 yıl yazmıştım.buna göre cevabınızı değiştirmenizi bekliyorum. Teşekkür ederim.

6098 Sayılı TBK
IV. İrade bozukluğunun giderilmesi
MADDE 39- Yanılma veya aldatma sebebiyle ya da korkutulma sonucunda sözleşme yapan taraf, yanılma veya aldatmayı öğrendiği ya da korkutmanın etkisinin ortadan kalktığı andan başlayarak bir yıl içinde sözleşme ile bağlı olmadığını bildirmez veya verdiği şeyi geri istemezse, sözleşmeyi onamış sayılır.

Üstadım zaman ayırıp yanıt verdiğiniz için teşekkür ederim.Aslında bizim olayımız şöyle gelişti. Müvekkilin oğlu müvekkili hile ile tapuya götürüp satış işlemi yapıyor 2009 yılında.Müvekkil 2011 yılında hileyi öğreniyor. Diğer oğlu bana gelerek bazı tapu parsel numaraları verdi. Tapu iptal ve tescil davasını açtık ve savcılığa suç duyurusunda bulunduk.Dava dem etti ve Tahkikat aşaması bitti.sözlü yargılamaya gelindi. Bu sefer BAna verilen ada parsel numaralarında yanlışlık olduğunu anladım. Müvekkilin oğlu bana yanlış ada parsel numarası vermiş. Daha doğrusu dava açılan 6 ada parselden 3 ü doğru 3 ü yanlış. Buradaki yanlışlık yanlış olan ada parsellerin satışı yapılmamış. Aslında tüm ada parseller müvekkile ait. Ama 3 ü hile ile satılmış 3 ü satılmamış.Dosyaya gelen satış sözleşmesini yeni inceledim.Burada benim de hatam var.Bu satış sözleşmesinde bizim dava konusu etmediğimiz parsellerde var. Aslında benden kaynaklanan bir hata değil. Müvekkil taraftan kaynaklanıyor hata. Bu durumda ne yapılabilir. Islah yapma süremiz doldu. Maddi hata dilekçesi versem kabul edilir mi?Bu durumda müvekkil beni baro ve savcılığa şikayet ederse ne olabilir?Dava konusu yapılmayan diğer parseller için ek dava açılabilir mi? Dava açılırsa zamanaşımından reddedilir mi? Birde bu yanlış açılan parsellerden feragat edilebilir mi? Yanıtlarınız için teşekkür ederim

Öncelikle iyigünler.Bu soruyu ben sormuş ve konuyu açmıştım.Bu konuyla ilgili YANILMA-ALDATMA-KORKUTMA isimli kitabından Eski Yargıtay başkanı ERASLAN ÖZKAYA 'Bunun yanında tapulu taşınmazlarda hak aramak hiçbir süreye bağlı tutulmamıştır.İllilik prensibinin aykırılık hallerinde her zaman tapunun iptali yoluna gidilebilir.İradeyi bozan nedenlere azami bir sürenin tanınması illilik prensibine aykırı düşeceği gibi taşınmaz hukukunda ayni hak aramanın süreye bağlı olmadığına ilişkin ana kurala da ters düşer.Tabandaki sözleşme sakat olmasına rağmen tapu kaydına geçerlik tanımak gibi bir sonuç doğar.Keza medeni kanunun 712,777. maddelerinde düzenlenen kazandırıcı zamanaşımında ön koşul olan iyi niyet kuralı ile bağdaşmaz.'

Kısacası Yanılma-aldatma-korkutma gibi iradeyi bozan sözleşmelerde azami zamanaşımı yoktur.Yalnızca Yanılma-aldatmayi öğrendiği tarihten ve korkutmanın ortadan kalkmasından itibaren işleyen 1 yıllık zamanaşımı vardır.Yalnızca GABİN DE 1YIL VE 5YILLIK AZAMİ ZAMANAŞIMI süresi vardır.