Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

İpotekli Taşınmaz-Aile Konutu-Vefat

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 30-05-2011, 15:28   #31
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

Karar temyiz edildi. Benim için onanması önemli tabii. Bulabildiğim bir karar düzeltme ilamındaki karşı oydan hareketle; verilen kısmi onama-kısmi bozma ilamının lehime ve birebir olaya uygun olduğunu düşünüyorum. Karar düzeltme ilamına konu üst mahkeme kararına ise nasıl ulaşabilirim bilmiyorum. Künye ve karar şu:


T.C. YARGITAY
2.Hukuk Dairesi

Esas: 2010/4341
Karar: 2010/6779
Karar Tarihi: 07.04.2010

İPOTEĞİN TERKİNİ DAVASI - KARAR DÜZELTME İSTEMİ - DÜZELTİLMESİ İSTENEN İLAMIN YASADA SAYILAN SEBEPLERDEN HİÇBİRİNE GİRMEMESİ - KARAR DÜZELTME İSTEĞİNİN REDDİ - İDARİ PARA CEZASININ KARAR DÜZELTME TALEP EDENE YÜKLETİLMESİ

ÖZET: Düzeltilmesi istenen ilamda gösterilen gerektirici nedenlere göre, 1086 sayılı yasada yazılı sebeplerden hiç birisine dayanmayan ve yerinde olmayan karar düzeltme isteğinin reddi gerekir.

(4721 S. K. m. 194, 1023) (1086 S. K. m. 440, 442) (5252 S. K. m. 4, 7) (5326 S. K. m. 17)

Yukarıda tarihi, konusu ve tarafları gösterilen hükmün; kısmen bozulmasına, kısmen onanmasına dair Dairemizin 2.12.2009 gün ve 15857-20663 sayılı ilamiyle ilgili karar düzeltme isteminde bulunulmakla, evrak okundu, gereği düşünüldü;

Temyiz ilamında yer alan açıklamalara göre Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunun 440. maddesinde sayılan sebeplerden hiçbirisine uygun olmayan karar düzeltme isteğinin reddine, aynı Kanunun 442/3. maddesi gereğince; bu maddede gösterilen para cezasının miktarı 5252 sayılı Kanunun 4. maddesiyle artırıldığından ve aynı yasanın 7. maddesiyle, ceza, idari para cezasına dönüştürüldüğünden, 5326 sayılı Kabahatler Kanununun 17. maddesinin 7. fıkrasıyla da idari para cezaları her takvim yılı başından geçerli olmak üzere önceki yıl uygulanan miktarın, o yıl için belirlenmiş olan yeniden değerleme oranında artırılarak uygulanacağı öngörülmüş olmakla, hesaplanan 172.00 TL. idari para cezasının ve Harçlar Kanunu uyarınca 35.50 TL. ilam harcının karar düzeltme talep edene yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna, oyçokluğu ile karar verildi. 07.04.2010

KARŞI OY YAZISI

Türk Medeni Kanunu, aile konutunun devrini veya bu konut üzerindeki hakların sınırlanmasını, diğer eşin açık rızasına bağlamıştır. (TMK. m.194/1) Buna göre, konutun kaybedilmesi sonucunu doğuran tasarruf işlemi, diğer eşin açık rızası varsa geçerlidir. Rıza alınmadan gerçekleştirilmiş ise, geçerliliği rıza verilinceye kadar askıdadır. Dava konusu <mesken> niteliğindeki bağımsız bölümün, kat mülkiyeti kütüğünde davacının eşi Y. A. adına kayıtlı olduğu, taşınmazın <eşlerin aile konutu> olarak özgülendiği hususunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Konut üzerinde hak sahibi olan kocanın, dava dışı üçüncü şahsin borçlarının teminatını oluşturmak üzere davalı Vakıflar Bankası A.O. lehine ilki 24.6.2004 tarihinde, ikincisi ise 19.1.2006 tarihinde eşinin rızasını almaksızın taşınmazı üzerinde ipotek tesis ettirdiği anlaşılmaktadır. Taşınmazın Tapu kütüğünde <aile konutu> olduğuna ilişkin bir şerh bulunmadığına göre, lehine ipotek tesis edilen davalı bankanın kazanımı ancak iyiniyetli ise korunur. (TMK. m. 1023) Kanunun, iyiniyete hukuki sonuç bağladığı durumlarda, aslolan iyiniyetin varlığıdır. Ancak, durumun gereklerine göre kendisinden beklenen özeni göstermeyen kimse iyiniyet iddiasında bulunamaz. (TMK. m.3) İpotek alacaklısı banka <anonim şirket> statüsünde faaliyet gösteren bir tacirdir. Türk Ticaret Kanununa göre, her tacirin, ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi lazımdır. (TTK. m. 20/2) Basiretli hareket etme yükümlülüğü, alacağının teminatı olmak üzere gösterilen taşınmazın kullanım şeklini bilmeyi de gerektirir. Banka, borcun teminatı olarak gösterilen taşınmazın, aile konutu olduğunu ve diğer eşin işleme açık rıza veya muvafakatinin gerektiğini bilecek durumdadır. Kaldı ki Türkiye Bankalar Birliğinin aile konutu ipoteğinde malik olmayan eşin, ipotek tesis edilmeden önce noterden imzası tasdikli rızasının alınması gerektiğine ilişkin (10.01.2002 tarihli 2002/67057 sayılı) genelgesine de uymamıştır. Öyleyse davalı bankanın iyiniyet iddiası dinlenmez. Bu bakımdan ipoteğin terkinine karar verilmesi gerekir. Davacının bu yöne ilişkin karar düzeltme talebinin açıklanan sebeple kabulü gerektiği düşüncesiyle değerli çoğunluğun aksi yöndeki görüşüne iştirak etmiyorum. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları



Fikri olan?

Saygılarımla...
Old 30-05-2011, 15:37   #32
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Şehper Ferda DEMİREL
Karar temyiz edildi. Benim için onanması önemli tabii. Bulabildiğim bir karar düzeltme ilamındaki karşı oydan hareketle; verilen kısmi onama-kısmi bozma ilamının lehime ve birebir olaya uygun olduğunu düşünüyorum. Karar düzeltme ilamına konu üst mahkeme kararına ise nasıl ulaşabilirim bilmiyorum. Künye ve karar şu:


T.C. YARGITAY
2.Hukuk Dairesi

Esas: 2010/4341
Karar: 2010/6779
Karar Tarihi: 07.04.2010

İPOTEĞİN TERKİNİ DAVASI - KARAR DÜZELTME İSTEMİ - DÜZELTİLMESİ İSTENEN İLAMIN YASADA SAYILAN SEBEPLERDEN HİÇBİRİNE GİRMEMESİ - KARAR DÜZELTME İSTEĞİNİN REDDİ - İDARİ PARA CEZASININ KARAR DÜZELTME TALEP EDENE YÜKLETİLMESİ

ÖZET: Düzeltilmesi istenen ilamda gösterilen gerektirici nedenlere göre, 1086 sayılı yasada yazılı sebeplerden hiç birisine dayanmayan ve yerinde olmayan karar düzeltme isteğinin reddi gerekir.

(4721 S. K. m. 194, 1023) (1086 S. K. m. 440, 442) (5252 S. K. m. 4, 7) (5326 S. K. m. 17)

Yukarıda tarihi, konusu ve tarafları gösterilen hükmün; kısmen bozulmasına, kısmen onanmasına dair Dairemizin 2.12.2009 gün ve 15857-20663 sayılı ilamiyle ilgili karar düzeltme isteminde bulunulmakla, evrak okundu, gereği düşünüldü;

Temyiz ilamında yer alan açıklamalara göre Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunun 440. maddesinde sayılan sebeplerden hiçbirisine uygun olmayan karar düzeltme isteğinin reddine, aynı Kanunun 442/3. maddesi gereğince; bu maddede gösterilen para cezasının miktarı 5252 sayılı Kanunun 4. maddesiyle artırıldığından ve aynı yasanın 7. maddesiyle, ceza, idari para cezasına dönüştürüldüğünden, 5326 sayılı Kabahatler Kanununun 17. maddesinin 7. fıkrasıyla da idari para cezaları her takvim yılı başından geçerli olmak üzere önceki yıl uygulanan miktarın, o yıl için belirlenmiş olan yeniden değerleme oranında artırılarak uygulanacağı öngörülmüş olmakla, hesaplanan 172.00 TL. idari para cezasının ve Harçlar Kanunu uyarınca 35.50 TL. ilam harcının karar düzeltme talep edene yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna, oyçokluğu ile karar verildi. 07.04.2010

KARŞI OY YAZISI

Türk Medeni Kanunu, aile konutunun devrini veya bu konut üzerindeki hakların sınırlanmasını, diğer eşin açık rızasına bağlamıştır. (TMK. m.194/1) Buna göre, konutun kaybedilmesi sonucunu doğuran tasarruf işlemi, diğer eşin açık rızası varsa geçerlidir. Rıza alınmadan gerçekleştirilmiş ise, geçerliliği rıza verilinceye kadar askıdadır. Dava konusu <mesken> niteliğindeki bağımsız bölümün, kat mülkiyeti kütüğünde davacının eşi Y. A. adına kayıtlı olduğu, taşınmazın <eşlerin aile konutu> olarak özgülendiği hususunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Konut üzerinde hak sahibi olan kocanın, dava dışı üçüncü şahsin borçlarının teminatını oluşturmak üzere davalı Vakıflar Bankası A.O. lehine ilki 24.6.2004 tarihinde, ikincisi ise 19.1.2006 tarihinde eşinin rızasını almaksızın taşınmazı üzerinde ipotek tesis ettirdiği anlaşılmaktadır. Taşınmazın Tapu kütüğünde <aile konutu> olduğuna ilişkin bir şerh bulunmadığına göre, lehine ipotek tesis edilen davalı bankanın kazanımı ancak iyiniyetli ise korunur. (TMK. m. 1023) Kanunun, iyiniyete hukuki sonuç bağladığı durumlarda, aslolan iyiniyetin varlığıdır. Ancak, durumun gereklerine göre kendisinden beklenen özeni göstermeyen kimse iyiniyet iddiasında bulunamaz. (TMK. m.3) İpotek alacaklısı banka <anonim şirket> statüsünde faaliyet gösteren bir tacirdir. Türk Ticaret Kanununa göre, her tacirin, ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi lazımdır. (TTK. m. 20/2) Basiretli hareket etme yükümlülüğü, alacağının teminatı olmak üzere gösterilen taşınmazın kullanım şeklini bilmeyi de gerektirir. Banka, borcun teminatı olarak gösterilen taşınmazın, aile konutu olduğunu ve diğer eşin işleme açık rıza veya muvafakatinin gerektiğini bilecek durumdadır. Kaldı ki Türkiye Bankalar Birliğinin aile konutu ipoteğinde malik olmayan eşin, ipotek tesis edilmeden önce noterden imzası tasdikli rızasının alınması gerektiğine ilişkin (10.01.2002 tarihli 2002/67057 sayılı) genelgesine de uymamıştır. Öyleyse davalı bankanın iyiniyet iddiası dinlenmez. Bu bakımdan ipoteğin terkinine karar verilmesi gerekir. Davacının bu yöne ilişkin karar düzeltme talebinin açıklanan sebeple kabulü gerektiği düşüncesiyle değerli çoğunluğun aksi yöndeki görüşüne iştirak etmiyorum. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları



Fikri olan?

Saygılarımla...

Karar, Bakırköy 1. Aile Mahkemesinin 2008/194 E-2009/276 K sayılı kararının karar düzeltme isteminin reddine dair; İstanbul'daki arkadaşlardan yardım talep edebilir; dosya avukatını öğrenip kendisinden kararı rica edebilirsiniz (diye düşünüyorum )

Saygılar...
Old 01-06-2011, 15:56   #33
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

Sayın Öksüz'ün yol göstermesiyle dosyanın tarafları aracılığıyla karara ve ilama ulaştım. Temyizde onanarak kesinleşen yerel mahkeme kararının, emsal olması bakımından, dosyamızdan eksiği var, fazlası yok.

Kriterler şunlar:

-İpoteğin konulduğu tarihte aile içinde olan bir durumu davacı yanın bilmemesinin hayatın olağan akışına aykırılığı,(Bizim olayımızda da ipotek veren eş, çocuğunun borcu için veriyordu, emsalde kızkardeşi için)

-Davacının ipotek tarihinin üzerinden 4 yıl geçmesine karşın fek istememesinin ve ipoteğin terkini için ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibe geçilmesini beklemiş olmasının, ipotekten habersiz olduğu iddiasını doğrulamadığı, (Bizim olayımızda ipoteğimizden iki yıl sonra aile konutu şerhi verilmiş, ipç takibine şerhten 1, ipotekten 3 yıl sonra geçilmiş üstelik)

-Takip yapıldıktan sonra ipoteğe itirazın, iyiniyet kurallarıyla bağdaşmayacağı.

*

Karar 7 sayfa olduğu için şu an ekleyemiyorum ancak bilahare şerhlere ekleyeceğim. (İlam 1 sayfa aslında da, karşı oy 6 sayfa. Ancak karar düzeltme aşamasından da geçerek, kesinleşmiş bir emsal)

Kararı paylaşan meslektaşım Av.Esra AKSOY'a açık teşekkürlerimle.

Saygılarımla...
Old 13-02-2013, 10:34   #34
av.halilari

 
Varsayılan

Bu konuyu derinlemesine tartışan meslektaşlara hissem adına teşekkür ederim. Değerli fikirlerinizden faydalandık, istifade ettik. Lehimize olanları dilekçemize ve beyanlarımıza yansıtacağız.

Bizim de taşınmaz malikinin eşi adına açtığımız dava karar aşamasına doğru hızla yaklaşıyor. Dava açıldığı tarihte sağ olan ve tarafımızca davalı olarak gösterilen taşınmaz maliki eş, yargılama esnasında vefat etti. Diğer davalı banka vekili; davalı eşin vefatı nedeniyle evlilik birliğinin sona erdiğini, 194. madde hükmünün ise "evliliğin genel hükümleri" başlığı altında bulunduğunu, bu nedenle 194. madde hükümlerinin uygulanma imkanının kalmadığını, 240 ve 652. maddelerin uygulanabileceğini beyan etmektedir.

Bizim savunduğumuz görüş elbette ki aksi istikamettedir. Şöyle ki;
1- Doğuştan sakat olan bir işlemin, işlemi gerçekleştiren eşin ölümü nedeniyle geçerlilik kazanamayacağı,
2- Davanın, açıldığı tarihteki koşullara göre ele alınması gerektiği, dava açılma tarihinde evlilik birliğinin mevcut olması nedeniyle davanın bu gerekçeyle reddedilemeyeceği, (veya konusuz kaldığına karar verilemeyeceği)
3-İşlemin yolsuz tescil niteliğinde olduğu,
4-Taşınmazın aile konutu olduğunu bilen ve eşin açık rızasını almayan bankanın yolsuz tescile dayanamayacağı,
5- Davalı eşin ölümü sebebiyle, davacı eşin artık mülkiyet hakkı kazandığı ve 1024/3. madde uyarınca ayni hakkı zedelenen kişi olarak tescilin yolsuz olduğunu bankaya karşı ileri sürebileceği

düşüncesindeyiz.

Ayrıca; "açık rıza" şartını bir kenara koyan ve davacı eşin ipotek tesis işleminden haberdar olmasını yeterli gören kimi Yargıtay Kararları ortaya çıkmaktadır. Bu kararlara da katılmak mümkün değildir.

Zira 4721 S.K.'un;

1-

a) 194/1 maddesi ile; taşınmaz maliki eşin, taşınmaz üzerindeki tasarruf yetkisi sınırlandırılarak eşin açık rızası şartına bağlanmış,
b) 1008. maddesi ile; “ipotek hakkının” tapu kütüğüne tescil edilmesi gereken haklardan olduğu belirtilmiş,
c) 1013/1. maddesi ile; ipotek hakkının iradi yolla tescili için taşınmaz malikinin yazılı beyanının gerektiği belirtilmiş,
d) 1015/1. maddesi ile; TESCİL işleminin yapılabilmesi için, istemde bulunanın tasarruf yetkisini belgelemesi gerektiği düzenlenmiş,
e) 1024/2. maddesi ile; bağlayıcı olmayan bir hukuki işleme dayanan veya hukuki sebepten yoksun bulunan tescilin yolsuz olduğu ifade edilmiş,
f) 1024/1 maddesi ile; bir ayni hakkın yolsuz olarak tescil edildiğini bilen ve ya bilmesi gereken 3.kişinin bu tescile dayanamayacağı açıkça düzenlenmiştir.

Bu cihetle, 194/1. madde ile taşınmaz malikinin tasarruf yetkisi sınırlandırılmış olmakla; Taşınmaz malikinin tescil için (1015/1) tasarruf yetkisini ipotek işlemi esnasında belgelemesi gerektiği, bu sebeple tasarruf yetkisindeki sınırlamanın ortadan kalktığını da belgelemesinin zorunlu olduğu, netice olarak “açık rıza” nın yazılı belge niteliğinde olması gerektiği kanaatindeyiz.

2-

194/2 maddesi; "Rızayı sağlayamayan veya haklı bir sebep olmadan kendisine rıza verilmeyen eş, hakimin müdahalesini isteyebilir." hükmünü amirdir. Bu fıkra ile birlikte değerlendirildiğinde taşınmaz malikinin eşinin 3 türlü davranışı söz konusu olabilecektir. 1- Açık rıza verme 2- Sükut 3- Rıza vermeme. 194/2 maddesindeki "rızayı sağlayamayan" dizisini "eşin sükutu" olarak yorumlamak gerekmektedir. Dolayısıyla "eşin sükutu" halinde rızanın var olduğunun kabulü mümkün değildir. Bu durumda, taşınmaz maliki hakimin müdahalesini isteyebilecektir.

Bu nedenlerle, 1. durumda rızanın yazılı olarak belgelenmesi gerektiği, 2. durumda, eşin haberdar olmasının, rızasının olduğu şeklinde yorumlanamayacağı sonuçları ortaya çıkmaktadır.

“Güçlü bankaya karşı hukukun üstünlüğü” diyerek dava sonucunu merakla beklemekteyiz.

Saygılarımla.
Old 13-05-2014, 15:55   #35
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Şehper Ferda DEMİREL
Karar temyiz edildi. Benim için onanması önemli tabii.
Saygılarımla...

Pardon. Temyiz sonucunu paylaşmayı unutmuşum. Karar onandı.

Yarg.2.H.D. 2011/12706 E.-2012/22825 K., 28.09.2012 T.

Karar düzeltme başvuruları da aynı dairenin 27.12.2012 GÜNLÜ VE 2012/26053-31844 E.-K..slı kararıyla reddedildi.

Saygılarımla...
Old 14-05-2014, 12:41   #36
av.halilari

 
Varsayılan

Bizim dosyamızda, "aile konutu şerhi konulması" ve "ipoteğin fekki" olmak üzere 2 talebimiz vardı.

Aile konutu şerhi konulması talebimiz hakkında; (davalı eşin yargılama esnasında vefatı üzerine davanın konusuz kaldığı gerekçesiyle) karar verilmesine yer olmadığına hükmedildi.

İpoteğin fekki talebimiz hakkında ise, (bankanın üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirmediği gerekçesiyle) ipoteğin kaldırılmasına hükmedildi.

Davacı eşin okur yazar olmaması, parmak izi bulunan belgenin (imza itirazında olduğu şekilde) incelemeye tabi tutulamayacağı, belgede "eş okur yazar değilse imzanın noter huzurunda alınması" talimatı yer almasına rağmen bu hususun yerine getirilmemesi, kanunda okuma yazma bilmeyenler için belirtilen şartlara da riayet edilmemesi, bu durumlar karşısında bankanın iyi niyet iddiasında bulunamayacağı hususları da kararda zikredilmiştir.

Temennimiz, karar onanır. Ancak davalı eşin vefatı üzerine ipoteğin kaldırılması davasının konusuz kalacağına ilişkin kararlar mevcutken, pek de ümitli değiliz.
Old 14-05-2014, 12:50   #37
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

Bankanın kötüniyetli olması durumu istisna kılınan durum zaten. Ancak kötüniyetin ispatı davacıya, yani fek talebinde bulunana ait. Sizin davanızda okur yazar olmama faktörü davacı lehine bir tablo oluşturmuş. Muhtemelen bozulmaz diye düşünüyorum ben de.

Ancak davacı eş vefat ettiğine göre, taşınmaz da diğer eş adına ise, yeniden ipotek konulmasına da engel kalmadığını düşünüyorum, yani sonuca etkili bir karar olmayacak gibi...

Saygılarımla...
Old 14-05-2014, 12:57   #38
av.halilari

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Şehper Ferda DEMİREL
Ancak davacı eş vefat ettiğine göre, taşınmaz da diğer eş adına ise, yeniden ipotek konulmasına da engel kalmadığını düşünüyorum, yani sonuca etkili bir karar olmayacak gibi...

Şehper Hanım, vefat eden; taşınmaz maliki olan davalı eş.
Old 14-05-2014, 13:08   #39
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

O zaman durum değişiyor. Bizim olayımızda da taşınmaz maliki eş dava devam ederken vefat etmişti, biz de şahsın mirasçılarının dahili dava edilmesini talep etmiştik, edilmişlerdi. Bizim dosyamızda da sizinki gibi konusuz kalma kararı verilmedi. Doğrudan davanın reddine, yani esasına dair karar verildi.

İyi çalışmalar
Old 14-05-2014, 13:17   #40
av.halilari

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Şehper Ferda DEMİREL
O zaman durum değişiyor. Bizim olayımızda da taşınmaz maliki eş dava devam ederken vefat etmişti, biz de şahsın mirasçılarının dahili dava edilmesini talep etmiştik, edilmişlerdi. Bizim dosyamızda da sizinki gibi konusuz kalma kararı verilmedi. Doğrudan davanın reddine, yani esasına dair karar verildi.

İyi çalışmalar

Sizin dosyanızda verilen karar aslında bizim için iyi. Çünkü işin esasına girilmiş oluyor. İşin esasına girildiğinde karar gerekçesinin kuvvetli olduğunu düşünüyorum.

Teşekkür ederim. İyi çalışmalar.
Old 01-07-2015, 14:43   #41
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, 11.4.2011 T., Esas: 2010/17326, Karar: 2011/6399:"Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm ipoteğin kaldırılması talebinin reddi, vekalet ücreti, icranın durdurulması ve icra inkar tazminatı talebinin reddi yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : 1- ) Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davalı bankanın temyiz itirazları yersizdir.

2- ) Davacının temyiz itirazlarına hasren yapılan incelemede;

Dava, aile konutu olması sebebiyle ipoteğin kaldırılmasına ilişkin olup Türk Medeni Kanunu'nun 194. maddesine dayanmaktadır. Toplanan delillerden ipotek veren davalının 15.8.2009 tarihinde, yargılama devam ederken öldüğü anlaşılmaktadır. Evlilik birliği ölümle sona erdiğinden, Türk Medeni Kanunu'nun 194. maddesinin uygulanma olanağı kalmamıştır. Davanın konusuz kalması sebebiyle karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.

SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarda 2. bentte açıklanan sebeple BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerin yukarda 1. bentte açıklanan sebeple ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davalıya yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 73.90 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, istenmesi halinde temyiz peşin harcının yatıran davacıya iadesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11.4.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi."

Karar düzeltme talebi; Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin 19.09.2011 T., E-K: 2011/13091-13513 sayılı kararı ile reddedilmiştir.
Old 13-01-2019, 09:10   #42
tegese

 
Varsayılan

İpotek veren eşin dava açılmadan vefat etmesi halinde, eş rızası alınmamış olması nedeniyle aile konutu üzerine konulan ipoteğin kaldırılması talebinde aile mahkemesi mi görevlidir?
Old 13-01-2019, 12:29   #43
av.halilari

 
Varsayılan

2. Hukuk Dairesinin "karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği" yönündeki aleyhte bozma kararına İDM'ce direnilmişti. Genel Kurul temyiz incelemesinde özel daire gibi karar vermiş, karar düzeltme talebimiz neticesinde 2. Hukuk Dairesinin yerleşik içtihadı değiştirilmiştir. Karar metnini aşağıda sunuyorum.

Görevli Mahkeme Aile Mahkemesidir. Saygılarımla.

T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2017/2-2906
KARAR NO : 2017/1723 Y A R G I T A Y İ L A M I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Konya 4. Aile Mahkemesi
KARAR DÜZELTME İSTEYEN: Fatma Kılınç vekilleri Av.Halil Arı - Av. Emin Cihan İskender ve diğerleri

Somut olayda, dava açıldığı tarihte davalı eş üzerine kayıtlı taşınmaz üzerinde davalı banka lehine konulmuş bir ipoteğin varlığı söz konusu olup, davacı sağ eş dava açarak ipoteğin geçersiz olduğunu ileri sürmüştür. Şayet iddia edildiği gibi açık rıza alınmamış ise bu ipotek işleminin geçersiz olduğu açıktır. Dolayısıyla, geçerli bir işlemin olmadığının kabul edildiği hallerde, malik olan eşin ölümünün bu işleme hukukilik kazandırması düşünülemez. Diğer bir anlatımla ölü olan bir işlem diriltilemez.
O hâlde, sağ kalan eşin mirasçı sıfatıyla, yukarıda açıklanan hakları (TMK m. 240 ve 652) bulunmaktadır ve davacının bu davayı açtığı sırada var olan hukuki yararı, yargılama sırasında davalı eşin ölümünden sonra da devam etmektedir. Bunun yanında, hâlen ortada geçersizliği ileri sürülen bir ipotek bulunmaktadır. Bu nedenlerle, evlilik ölümle sona ermekle birlikte davanın konusuz kaldığını söylemek mümkün değildir. Aksi düşünce, davacının davasında haklı olup olmadığı hususunun araştırılmasına olanak sağlanmadan, taşınmazın cebri icra ile satılması sonucunu doğuracak, bu durum ise büyük hak ihlallerine yol açacaktır.

Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Hukuk Genel Kurulunun 24.05.2017 gün ve 2017/2-1609 E., 2017/965 K. sayılı bozma kararının kaldırılması ve direnme kararı uygun olmakla, işin esası yönünden diğer temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Özel Daireye gönderilmesi gerekmektedir.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
İpotekli taşınmaz satışının düşmesinden sonra tapuda artan takyidatlar ve kıymet takdiri tebliğ sorunu PINARKEÇECİ Meslektaşların Soruları 6 12-01-2011 15:14
Tapusuz taşınmaz - Aile konutu Av.Cengiz Aladağ Meslektaşların Soruları 10 02-09-2010 10:04
aile konutu Av. Nizamettin Meslektaşların Soruları 1 03-09-2009 12:11
Aile Konutu av.nilüferyurdakul Aile Hukuku Çalışma Grubu 0 19-03-2008 17:23


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06373501 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.