Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Hukuk Sohbetleri Hukuki yorumlar, görüşler ve tartışmalar.. Soru niteliği taşımayan her türlü hukuki sohbet için.

İşe İade Davasında Hak Düşürücü Dava Açma Süresi?

Yanıt
Old 13-12-2004, 15:51   #1
nfb

 
Varsayılan İşe İade Davasında Hak Düşürücü Dava Açma Süresi?

4857 sayılı İş k. 20. maddesi uyarınca, işverence yapılan feshin geçersiz olduğu iddiasıyla işçi tarafından yazılı fesih bildiriminden itibaren 1 aylık hak düşürücü süre içinde işe iade davası açılmalıdır.

Bu durumda :

1) fesih bildiriminde 17. maddedeki önellere uyularak fesih yapılmışsa ( İhbar tazminatı yerine önel verilmişse)
2) işçi yıllık ücretli izin hakkını kullanırken veya raporlu olduğu bir sırada fesih bildirimi tebliğ edilmişse

işe iade davası açma süresi hangi tarihte başlayacaktır?
Old 13-12-2004, 18:38   #2
AV.SERTANn

 
Varsayılan

Doktrin bir görüş ;işverence bildirim süresi tanınmak suretiyle yapılan fesihlerde bu süre ,bildirimin yapıldığı tarih değil ,feshin gerçekleştiği önel bitiminden başlar.Böyle olunca önel içinde iş sözleşmesi devam ediyor olduğundan önel içinde açılan işe iade davası reddedilir.

ayrıca fesih işlemi hastalık dönemi içinde yapılmış olsa bile işcinin iş sözleşmesinin feshi istirahat süresinin bittiği günün ertesi geçerlilik kazanır.süre de istirahat süresinin bitimini izleyen günden itibaren başlar.

yargıtay;yasa ihbar süresinin kullandırıldığı veya kullandırılmadığı ayırımı yapmadan süreyi''fesih bildiriminin tebliği tarhinden ''başlatmaktadır.yargıtayın görüş ve uygulaması bu yöndedir.

yargıtayın görüşü dikkate alınırsa ;bildirim süresi kullandırılarak yapılan fesihlerde henüz iş sözleşmesi devam ederken işe iade davasının açılması söz konusu olacak,örneğin 8haftalık bildirim süresi kendisine bildirilerek kullandırılan bir işçi 56 günden sonra itiraz ederse bir aylık hak düşürücü süreyi kaçırmış olacak.



yaşam bir hak düşürücü süre
Old 13-12-2004, 22:01   #3
nfb

 
Varsayılan

sevgili sertan, ilgine teşekkür ederim.

Ben de zaten bu soruyu Legal Hukuk (İş ve Sos. Güv.) dergisinin 2004, 2. sayı 533.sf da çıkan Prof. Dr.CAN TUNCAY'ın KARAR İNCELEMESİ' ni okuduktan sonra sorma ihtiyacı duydum.

YARGITAY 9.H.D. 2003/20424-20629 E.K. 11.12.2003

İncelenen bu kararda işveren 6 haftalık ihbar önelini kullandırarak akdi feshettiğini bildirmiştir. ( karardan aynen: hizmet sözleşmesinin 25.04.2003 TARİHİNDE TEBLİĞ EDİLEN BİLDİRİM İLE, 05.06.2003 TARİHİ İTİBARİYLE FESHEDİLDİĞİ)

Yasanın lafzına bakarsanız, dava açma süresi fesih bildiriminin tebliğinden itibaren 1 aydır ve işçinin hizmet akdi, fesih bildirimi süresince devam etmekte iken işe iade davası açmak zorunda olacaktır. Demek ki fesih bildirimi henüz bütün hukuki sonuçlarını doğurmamıştır.

İş K. 17. maddesindeki "İşverenin bildirim şartına uymaması veya bildirim süresine ait ücreti peşin ödeyerek sözleşmeyi feshetmesi, bu kanunun 18,19,20 ve 21. maddelerinin uygulanmasına engel olmaz" hükmü, sizi ve Can Tuncay'ı haklı çıkartmaktadır. Ancak yeni iş kanunundaki bu ve benzeri tuzak hükümler de ne yazık ki insanları çok kolayca yanıltmaktadır.
Biraz önceki sözümüze geri dönersek, henüz bütün hukuki sonuçlarını tam anlamıyla doğurmadığı bir tarihte ( ki işçi bu süre zarfında işyerinde çalışmaya devam etmek zorundadır) işçiyi işe iade davası açmaya zorlamak ne kadar anlamlıdır? Eline tutuşturulan fesih ihbarında işine son verildiğini gören işçi, bu önel içinde İŞYERİNDE nasıl çalışacaktır? Bu ihbardan sonra iki gün çalışıp bir daha işyerine uğramaz ise akdi kendisi mi feshetmiş olacaktır? O halde üstelik bir de işverene ihbar tazminatı mı borçlanacaktır? İŞ GÜVENCESİ NEREDEDİR ?

Bana kalırsa, İŞ hukukunun yerleşik temel ilkeleri, bu yasal düzenleme ile değiştirilmemiştir. Bu yasa,hizmet akdinin yapılmasını, akdin feshi, ihtar verilmesi, savunma alınması gibi konuların mutlak biçimde YAZILI ŞEKİLDE olması gerektiğini, bunun aynı zamanda bir ispat vasıtası olduğunu kabul etmektedir.
Buna rağmen yazılı şekilde yapılmamış iş akitlerini yok hükmünde sayamayız. Fesih bildiriminin yazılı olması, bozucu yenilik doğuran irade açıklamasının işçiye ulaştığının kanıtıdır. Ancak bu bildirmde eğer 17. madde uyarınca önel verilmiş ise, bu fesih bütün hukuki sonuçlarını ancak önel sonunda doğuracaktır. O halde henüz fesih bildiriminde 17. m uyarınca belirlenen ihbar öneli sona ermeden fesih iradesi yürürlüğe girmeyeceğine göre, işe iade davası nasıl açılacaktır?
Old 14-12-2004, 13:18   #4
AV.SERTANn

 
Varsayılan

sayın nfb

işveren vekili olmama rağmen şunu söyleyebilirim ki burada yine işçi lehine yorum ilkesi devreye girecektir.

ayrıca yaptığım araştırmalarda anladım ki uygulamanın netleşmemesi, kökleşmemesinden dolayı yazarlar da tereddüt
içindeler.yukarıda verdiğim bilgiler tartışmaların çok özeti.gerçekten mantıken söylediğiniz doğru...... ,bu konuda daha çok içtihata ihtiyaç var.

yasa koyucunun bü tür tereddütlere mahal vermemesi için çok dikkatli bir şekilde kanun çıkarması gerek fakat ....cmuk Yeni tck,infaz ...sırada bekleyen tereddüt çok...
Old 14-12-2004, 17:25   #5
nfb

 
Varsayılan

sayın sertan,

Zaten bu yasa çıkarken gerek meclis görüşmelerinde gerek komisyon tutanaklarında iş hukukuna böyle geniş bir kapsamda kazandırılan iş güvencesi kavramının büyük ölçüde Yargıtay İçtihatları ve doktrin çalışmalarıyla açıklığa ve istikrara kavuşacağı açıklanmıştır.
Ancak 9.H.D. nin bugün eriştiği 27-28000 esasa göre nasıl İÇTİHAT YARATILACAĞI bence muammadır. Hep söyledim yine söyliyeceğim. Bu yeni kavram ve yasal düzenleme, işçi-işverenden hangi kesim olursa olsun mutlaka davalarda tarafların birisinin canını yakacaktır, yakmaktadır. Mutlaka her davada bir kazanan vardır ancak bu özel konuda adaletin çoğunlukla gerçekleştiğinden, gerçekleşeceğinden hiç emin değilim ne yazık ki.

Konuya bir başka soruyla devam edelim. 4857/29. madde TOPLU İŞÇİ ÇIKARTMA

Bu maddenin düzenlemesine bakıldığında yasa koyucunun, toplu işçi çıkışını çok sert ve emredici kurallara bağladığını görmekteyiz.
Bununla da kalınmamış ve bu maddeye aykırılığın ayrıca 100. madde ile suç teşkil edeceği, yaptırımının da idari para cezası olduğu düzenlenmiştir.

Bu durumda 25. maddedeki hiç bir koşula uymadan toplu işçi çıkartan işverenin bu eyleminin müeyyidesini sadece idari para cezası olarak görmek suretiyle, fesih bildiriminde, örneğin işyerinin hiç bir bölümü kapatılmadan, işyerinde hiç bir teknolojik yenilik uygulanmadan sırf istihdam fazlalığı, norm kadro çalışması, şirket organizasyonunda değişiklik vb. sebepleri GEÇERLİ SEBEP kavramı içine sokarak neticede işverinin fesih işleminin doğru olduğuna karar verilebilir mi?

29. madde, bu tür fesihlerin Bölge Müdürlüğüne bildiriminden 30 gün sonra hüküm doğuracağını amirdir.

Peki bu durumda yine de dava açma süresi bildirim tarihi midir?

Bir başka soru . 29. maddeye aykırı olarak toplu işçi çıkartılması durumunda :

Yasa bu eylemi ayrıca suç olarak kabul etmişse ve madde metninine göre de bu düzenleme NORMATİF yani emredici ise, özel hukuk açısından da bu eylem ve işlem aslında KEENLEMYEKUN değilmidir?

Eğer emrdici yasa kurallarına açıkça aykırılık butlanla malul ise, o takdirde işçi, fesih işleminin GEÇERSİZLİĞİNİ değil, daha ağır bir sonuç olan HÜKÜMSÜZLÜĞÜNÜ iddia edemeyecek midir?. Mahkemece bunun kabulü halinde ise, 4+4(veya 8) aylık ücret+ tazminat yerine dava kaç ay sürerse o kadar sürenin ücretini işveren ödemek ve KENDİLİĞİNDEN işçiyi çalıştırmaya devam etmek zorunda kalmayacak mıdır?
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
idari yargıda dava açma süresi nezaman başlar atk Meslektaşların Soruları 21 27-01-2010 23:12
Dava Açma Süresi... Kemal Yıldırım Hukuk Soruları Arşivi 15 16-12-2006 19:28
tüketici mahkemelerinde zamanaşımı ve dava açma süresi devrim tuba Meslektaşların Soruları 2 12-12-2006 21:33
Dava AÇma Ehlİyetİ üye7160 Meslektaşların Soruları 10 31-07-2006 18:26
Dava Açma Hakkı kaya Hukuk Soruları Arşivi 1 25-09-2003 13:40


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05008793 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.