Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Trafik kazasında Karayollarının kusuru

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 28-10-2007, 14:30   #1
üye18721

 
Varsayılan Trafik kazasında Karayollarının kusuru

Müvekkilimin maliki olduğu arabada; müvekkilimin oğlu ve arkadaşı Tekirdağ-Malkara kara yolu üzerindeki bir güzergahda gece 23.30 -24.00 saatleri arasında 40 km hızla giderken; gece olması,yolda aydınlatma ve uyarı levhası olmadığından tümseği göremiyorlar.Ve kaza yapıyorlar.Kaza sonucunda araba pert duruma geliyor. Müvekkilimin oğlunda kaza mahaline gelen trafik polislerinin yaptığı ölçümler sonucu 100%, arkadaşında 95% promil alkollü oldukları tespit ediliyor. Arabayı süren m.in oğlunun arkadaşı.M.in oğlunda omurga kırığı oluşuyor.Arkadaşında ufak tefek zedelenmeler oluyor. Trafik kaza tutanağında Karayollarının 6/8, sürücünün 2/8 kusurlu olduğu yer alıyor. Kaza sonrası gidilen Tekirdağ Devlet hastanesi M.in oğluna 1 haftalık rapor veriyor. Okmeydanı SSK ise, M.in oğlunun bir ay boyunca evden çıkmamasının sağlığı açısından yararlı olacağını söylüyor.Ama müvekkilim 1 aylık işgöremezlik raporu almayı ihmal ediyor. Mezkur genç 21 yaşında öğrenci, 1 ay boyunca okuluna gitmesi bu nedenle imkansız.Belki de bir dönem kaybı yaşayacak.Öte yandan aynı genç kazanın etkisiyle depresyona giriyor ve şu anda anti-depresif ilaçlar kullanıyor.Karayollarına karşı maddi ve manevi tazminat davası açmayı düşünüyoruz
Kaza sonucu pert haline gelen arabanın kaskosu yenilenmemiş sadece trafik sigortası var.Müvekkilim arabanın değerinin 15.000 YTL, hasarın ise en az 10.000 YTL olduğunu söylüyor. Araba şu anda Tekirdağdaki bir otoparkta bulunuyor. Hasar tespitini Tekirdağdaki Sulh Hukuk Mahkemesine başvurarak ben mi yaptırayım? Yoksa müvekkil önce sigortaya başvurarak hasarı ve sigorta tazminini mi istesin?
.Bu konuda deneyimi olanarın davada nasıl bir seyir izlemem konusunda yardımcı olmalarını ve varsa yargıtay kararı eklemelerini Saygılarımla rica ediyorum.
Old 29-10-2007, 11:08   #2
Av.Yüksel Eren

 
Varsayılan

Sayın meslektaşım,

Kazada hasar gören aracın kasko poliçesi kaza tarihi itibariyle süresinde yenilenmediğine göre -aracın trafik poliçesi üçüncü şahıslara karşı teminat sağladığından dolayı- müvekkilinize ait aracın hasarı, sigortadan değil hasara sebebiyet veren taraftan -olayda karayolları- talep edilecektir. Bu durumda hasar tespitini Sizin yaptırmanızı öneririm.
Old 29-10-2007, 11:20   #3
TRINITY

 
Varsayılan

Sayın Aydın,
Müvekkilinize ait aracın KASKO poliçesi yenilenmediği için sigorta şirketi maddi tazminat talebinizi reddedecektir. Ayrıca trafik sigortasına başvursanız bile trafik sigortası 3.kişilerin zararını karşıladığı için talebinizi reddedecektir. Bu durumda davayı sadece Karayolları'na karşı açacaksınız.
Saygılar...
Old 29-10-2007, 14:21   #4
üye18721

 
Varsayılan

Yanıtlarınız için teşekkürler Sayın Meslektaşlarım.Karayollarına karşı açacağım bu davayı Asliye Hukuk Mahkemesinde mi ,yoksa İdare Mahkemesinde mi açayım? Yetkili mahkeme haksız fiilin vuku bulduğu yer olan Tekirdağ Mahkemeleri olacak sanıyorum.Saygılarımla.
Old 29-10-2007, 14:36   #5
Av.Ergün Vardar

 
Varsayılan

Adli Yargı Mahkemeleri görevlidir.
Old 29-10-2007, 16:47   #6
TRINITY

 
Varsayılan

Sayın Aydın,
Kazanın gerçekleştiği yer belediye sınırları içindeyse Karayollarına, köy sınırları içindeyse İl Özel İdaresine dava açacaksınız. Öncelikle davanızı açmadan önce o yolun bakım ve sorumluluğunun hangi kurumda olduğunu tespit edin. İdarenin hizmet kusuru olduğu için davanızı İdare Mahkemesine açacaksınız ki önce idari başvurunuzu yapın.
Saygılar...
Old 29-10-2007, 18:01   #7
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

Ben de ;
İdari yargı görevlidir.
Diyorum.

T.C.
YARGITAY

11. HUKUK DAİRESİ

E. 2004/5430

K. 2005/2320

T. 10.3.2005

• TRAFİK KAZASI ( Yapımı Tamamlanmayan Yolu Trafiğe Açarak Kazaya Neden Olan Karayolları Genel Müdürlüğünün Bu Eylemi Hizmet Kusuru Olup Tazminat Talepli Dava İdari Yargıda Açılması Gereği )

• MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT DAVASI ( Trafik Kazası - Yapımı Tamamlanmayan Yolu Trafiğe Açarak Kazaya Neden Olan Karayolları Genel Müdürlüğünün Bu Eylemi Hizmet Kusuru Olup Davanın İdari Yargıda Açılması Gereği )

• GÖREV ( Yol Yapımı Tamamlanmayan Yolu Trafiğe Açarak Kazaya Neden Olan Karayolları Genel Müdürlüğünün Bu Eylemi Hizmet Kusuru Olup Tazminat Talepli Davanın İdari Yargıda Açılacağı )

• HİZMET KUSURU ( Yol Yapımı Tamamlanmayan Yolu Trafiğe Açarak Kazaya Neden Olan Karayolları Genel Müdürlüğünün Eylemi - Tazminat Talepli Davanın İdari Yargıda Açılacağı )

2918/m.85

2577/m.2

1086/m.7

ÖZET : Dava, trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir. Davalı Karayolları Genel Müdürlüğü'nün henüz yapımı tamamlanmayan yolu trafiğe açarak kazaya neden olduğu iddia edilmiştir. Kamu hizmeti görmekle yükümlü genel müdürlüğün karayollarının bakımı ve onarımı sırasında verdiği zararlar özel hukuk hükümlerine tabi değildir. Hizmet kusurundan kaynaklanan davaların idari yargıda açılması gerekir.
DAVA : Taraflar arasında görülen davada Şile Asliye Hukuk Mahkemesi'nce verilen 23.05.2003 tarih ve 2000/181-2003/151 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili ile davalılardan Karayolları Genel Müdürlüğü vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi M.L. düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, müvekkilinin babası R'nin, dava dışı arkadaşının aracında yolculuk yapmakta iken, davalılardan M'nin, diğer davalı H'nin maliki olduğu, davalı sigorta şirketlerinin trafik sigortacısı bulundukları araçların çarpışması sonucunda yaşamını yitirdiğini, davalılardan müteahhit B. İnşaat Tic. ve San. AŞ.'nin yola döktüğü mıcırı temizlememesinin ve henüz yol yapımı ikmal edilmeden yolun trafiğe açılmasının kazanın oluşmasında önemli rol oynadığını, davacının maddi ve manevi yönden zarara uğradığını ileri sürerek, maddi tazminat yönünden fazlaya ilişkin haklarının saklı tutularak, davalı sigorta şirketlerinin sorumluluğu poliçe limiti ile sınırlı olduğu ve manevi tazminat isteminden sorumlu olmadıkları gözetilerek, 9.500.000.000.- Lira maddi, 10.000.000.000.- Lira manevi tazminatın temerrüt faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılardan M. ve H., B. İnşaat Tic.ve San. AŞ. ve C. Sigorta AŞ. ( ayrı ayrı ) vekilleri, davanın reddini istemiştir.
Davalı A. Sigorta A.Ş. vekili, aktüerya hesabı doğrultusunda davacıya 807.391.000.- Lira ödeme yaptıklarını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı Karayolları Genel Müdürlüğü vekili, hizmet kusuruna dayalı açılan davada yargı yolu itirazında bulunarak, öncelikle görev ve esas yönünden davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve benimsenen bilirkişi kurulu raporu doğrultusunda, olayda davalılardan M'nin 6/8, davalı Karayolları Genel Müdürlüğü'nün 2/8 oranında kusurlu oldukları gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü 7.573.427.513.- Lira maddi, 4.000.000.000.- Lira manevi tazminatın belirlenen kusur oranlan doğrultusunda, davalılardan M., H. ve Karayolları Genel Müdürlüğü'nden temerrüt faizi ile birlikte tahsiline, davalı A Sigorta AŞ. tarafından davacıya 807.391.000.- Lira ödenmekle, bu miktar tazminat miktarından düşülerek, anılan davalının poliçe limiti ile maddi tazminattan sorumlu tutulmasına, diğer davalılar B. İnşaat Tic. ve San. AŞ. ile C. Sigorta AŞ. hakkındaki davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı ve davalılardan Karayolları Genel Müdürlüğü ( ayrı ayrı ) vekili temyiz etmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Dava, haksız eyleme dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Birden çok kimsenin birlikte neden oldukları zarardan sorumluluklarını düzenleyen BK'nun 50'nci maddesi ve aynı yasanın 142'nci maddesi hükmüne dayanarak davacı, zararın tümünü, müteselsil sorumlulardan biri aleyhine açacağı bir dava ile isteyebileceği gibi, sorumluların hepsi aleyhine açacağı tek bir dava ile de talep edebilir.
Somut olayda, davacı vekili, dava dilekçesinde dayanakları dahi açıklanmak suretiyle, davalılardan müteselsilen tahsil isteminde bulunmuş olup, mahkemece, teselsül hükümlerinin uygulanması gerekirken, davalıların bilirkişi tarafından belirlenen kusur oranları çerçevesinde, maddi ve manevi tazminattan sorumlu olacak şekilde karar verilmesi doğru bulunmamıştır.
Öte yandan, davalılardan A. Sigorta A.Ş.'nin sorumlu olduğu temerrüt faizi noktasında isteme rağmen olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi de doğru görülmemiştir.
3- Davalılardan Karayolları Genel Müdürlüğü vekilinin temyiz itirazlarına gelince, davacı, davalılardan Karayolları Genel Müdürlüğü aleyhine işbu davayı henüz yol yapımı ikmal edilmeden onu trafiğe açmasından dolayı meydana gelen trafik kazası sonucunda oluşan zararın tazmini amacıyla açmış bulunmaktadır. Bir kamu hizmeti görmekle yükümlü olan davalı T.C. Karayolları Genel Müdürlüğü karayollarının yapım ve onarım hizmetleri sırasında verdiği zararlardan dolayı özel hukuk hükümlerine tabi değildir. Hizmet kusurundan kaynaklanan zararlar yönünden idare aleyhine tam yargı davasının idari yargı yerinde açılması gereklidir. Esasen, 2918 Sayılı Yasanın hukuki sorumluluğa ilişkin 85 ve onu izleyen maddelerinde araç işleteninin sorumluluğu düzenlenmiş olup, idarenin hizmet kusurundan kaynaklanan sorumluluğu bu yasa kapsamı dışında tutulmuştur. Bu nedenler karşısında, mahkemece, davalı idare vekilinin bu yöndeki görev itirazının kabulü gerekirken, işin esasına girilerek, yazılı şekilde karar verilmesi de isabetli bulunmamıştır.
4- Bozma neden ve şekline göre, davalılardan Karayolları Genel Müdürlüğü vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda ( 1 ) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, ( 2 ) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına, ( 3 ) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalılardan Karayolları Genel Müdürlüğü vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün bu davalı yararına BOZULMASINA, ( 4 ) numaralı bentte açıklanan nedenle, idare vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davacı ile davalılardan Karayolları Genel Müdürlüğü'ne iadesine, 10.03.2005 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Old 29-10-2007, 21:14   #8
Av.Olcay Pehlivanlıoğlu

 
Varsayılan

Sayın Ferda Aydın;

Ben olayımızda idari yargının görevli olduğu kanaatindeyim.Ayrıca aracın hasar tespiti istenirken mezkur kazanın meydana geldiği yolda aydınlatma ve uyarı levhası olmadığının da-yolda araçların güvenli bir şekilde seyir edebilmeleri için ilgili kurumca gerekli güvenlik önlemlerinin alınmadığının- tespiti mahkemeden talep edilir ve bu durum bilirkişilerce tanzim edilecek rapor ile tespit edilirse ilerde açacağınız dava da çok işinize yarayacaktır.

Saygılar
Old 29-10-2007, 23:43   #9
Av.Ergün Vardar

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
17.Hukuk Dairesi
Esas: 2007/848
Karar: 2007/1020
Karar Tarihi: 28.03.2007
ÖZET: Davanın dayandığı maddi vakaların açıklanması tarafa ait olmakla beraber bu vakaların hukuksal vasfının değerlendirilmesi ve kabulü yargısal bir faaliyet olup hakime aittir. Mahkemece, salt iklim şartlarına bağlı buzlanmanın hizmet kusuru olarak kabulü isabetli doğru değildir.

(6762 S. K. m. 1301)
Dava: Taraflar arasındaki rücuan tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
Karar: Davacı vekili, müvekkili şirkete kasko sigortalı aracın 17.01.2005 tarihinde Muş-Bingöl karayolunda yolun buzlu ve kaygan olması nedeniyle meydana gelen trafik kazasında hasarlandığını, olayda davalının 4/8 oranında kusurlu olduğunu, kaza nedeniyle sigortalıya ödenen tazminattan davalının kusur oranına isabet eden 9.951.50.-YTL.'nin ödeme tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, yargı yolu ve yetki itirazlarında bulunmuş ve kusuru da kabul etmediklerini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, (dava dilekçesinin) görev yönünden reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Mahkemece davacı tarafın hizmet kusuruna dayanarak davalı aleyhine tazminat davası açtığı düşüncesiyle davaya bakmaya idari yargının görevli olduğu biçiminde karar verilmiş ise de, varılan sonuç dosyadaki delillere uygun düşmemektedir. Yolun buzlu ve kaygan olması, hava- soğukluğundan kaynaklanan doğal bir olaydır. Bu tür doğal olaylara karşı tedbir alınması, bir takım imkanlarla ve zamanla ilgilidir. Karayolları gibi hizmet alanı çok geniş olan bir kuruluşun havanın anında soğuması ile oluşabilen buzlanmayı bir anda giderebilmesi olanak dışıdır. Yörenin iklim şartları da buna imkan verecek gibi değildir. Araç sürücülerinin hızlarını hava ve yol şartlarına uygun biçimde ayarlamaları gerekir. Trafik kaza raporunda sürücünün hızını, hava ve yol şartlarına uygun ayarlamadığı da açıkça yazılıdır. Kaza raporunda idarenin de kusurlu olduğuna değinilmiş ise de, Karayolları Genel Müdürlüğü'nün kusurunun tam izahı yapılamamıştır. Toplanan delillere göre davalı Karayolları Genel Müdürlüğü'nün kazada kusurlu görülmesi isabetli değildir. Davanın dayandığı maddi vakaların açıklanması tarafa ait olmakla beraber bu vakaların hukuksal vasfının değerlendirilmesi ve kabulü yargısal bir faaliyet olup hakime aittir. Mahkemece, salt iklim şartlarına bağlı buzlanmanın hizmet kusuru olarak kabulü isabetli doğru değildir.
2- Kabule göre de; görevsizlikle sonuçlandırılan davada Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 7. maddesi uyarınca vekalet ücreti takdir edilmesi gerektiği halde davalı taraf lehine fazla ücreti vekalete hükmedilmesi de doğru değildir.
Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene geri verilmesine, 28.03.2007 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)
Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
**************************************
Old 30-10-2007, 09:40   #10
TRINITY

 
Varsayılan

Ergün bey,
Yayınladığınız Yargıtay kararından da anlaşılacağı üzere Karayollarının 'hizmet kusuru' olmadığından bahisle davaya adli yargının bakacağından söz edilmiştir. Kararda'Mahkemece, salt iklim şartlarına bağlı buzlanmanın hizmet kusuru olarak kabulü isabetli doğru değildir.' denilmektedir.
Ferda hanımın bahsettiği olayda idarenin hizmet kusurunun olduğu bence su götürmez bir gerçektir. Bu nedenle davanın idari yargıda açılacağında ısrar ediyorum.
Saygılar...

T.C. YARGITAY
4.Hukuk Dairesi

Esas: 2002/11785
Karar: 2003/2187
Karar Tarihi: 05.03.2003

ÖZET: Karayolları Genel Müdürlüğünün yol çalışması sırasında yola konulan mıcırların işaretlenmesini yapmamaktan dolayı hizmet kusuru bulunduğu, idarenin yasa gereği yapmak zorunda bulunduğu kamu hizmeti sırasında kusurlu davranışından dolayı tazminat istemini içeren bu davanın hizmet kusuru nedeniyle tam yargı davası niteliği taşıdığı gözetilerek dava görev yönünden reddedilmelidir.

(1086 S. K. m. 8) (2577 S. K. m. 1)

Dava: Davacı H. Özdemir vekili Avukat Aziz Akgül tarafından, davalı Karayolları Genel Müdürlüğü ve Alican İnş. Taah. San. Tic. Ltd. Şti. aleyhine 817/1999 gününde verilen dilekçe ile maddi hasarlı ve yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 29/3/2001 günlü kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı Karayolları Genel Müdürlüğü vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.

Karar: Dava, trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Davacı,davalı Karayolları Genel Müdürlüğünün işaret koymaksızın yola mıcır dökmesi nedeniyle trafik kazası sonucu zarara uğradığını ileri sürmüştür. Davalı ise yola dökülen malzemelerin işaretlenmesinin taşeronu tarafından yapılmadığını savunmuştur. Mahkemece trafik işaret levhaları dikilmeden yola mıcır dökülmesine yol açan davalı idarenin özel kusurlu olduğu belirtilerek sorumluluğuna karar verilmiştir.

Gerek dava dilekçesindeki ileri sürüş ve gerekse savunma ile dosyadaki deliller ve karar gerekçesi itibarıyla davalı Karayolları Genel Müdürlüğünün yol çalışması sırasında yola konulan mıcırların işaretlenmesini yapmamaktan dolayı hizmet kusuru bulunduğunun davada ileri sürülmesine göre idarenin yasa gereği yapmak zorunda bulunduğu kamu hizmeti sırasında kusurlu davranışından dolayı tazminat istemini içeren bu davanın hizmet kusuru nedeniyle tam yargı davası niteliği taşıdığı ve adli yargıda görülemeyeceği gözetilerek adı geçen davalı yönünden dava dilekçesinin yargı yolu nedeniyle reddedilmesi gerekirken mahkemece görev yönü gözetilmeksizin Karayolları Genel Müdürlüğünün sorumluluğuna karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.

Sonuç: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA,bozma nedenine göre öteki temyiz itirazlarının şimdiden incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 5/3/2003 gününde oybirliği ile karar verildi.(¤¤)
Old 30-10-2007, 13:15   #11
Av.Ergün Vardar

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan TRINITY
Ergün bey,
olayda idarenin hizmet kusurunun olduğu bence su götürmez bir gerçektir. Bu nedenle davanın idari yargıda açılacağında ısrar ediyorum.
Saygılar...
(¤¤)

Sayın meslektaşım,ben ısrar etmiyorum.İyi çalışmalar.
Old 15-11-2007, 13:48   #12
hakan68

 
Varsayılan bencede

kesınlıkle ıdarı yargı da acılmalı...
Old 30-11-2007, 16:34   #13
Av.Hatice CAN

 
Varsayılan Yaralamalı tarfik kazasında kusur oranları

Ben bu sitede tam olarak nasıl soru soracağımı bilemediğim için bu şeklide yanıtla kısmından giriş yapmak zorunda kaldım. Yani anlayacağınız ben de bir soru sormak istiyorum. Olay şu: Yaralamalı bir trafik kazası var. Müvekkilim bir yaya'ya çarpmış. Fren izi 10.40M. Yaya, karşıdan karşıya geçmek için birden yola çıkmış.Müvekkil alkolsüz, ehliyetli. Tutanağa göre, yaya adi kusurlardan (2) yola birden bire çıkmak bendini ihlal etmiş. Müvekkil diğer kusurlardan 47/1 d ihlal etmiş.Yaya şu an hastanede. 4 diş kırılmış ve omuz kırığı varmış.Müvekkil uzlaşmak istiyor ama karşı taraf yanaşmıyor. Yaralı yaya 12 yaşında. Tutanakta ne asli kusur ne de tali kusur tabiri var.Adi kusur yayanın olunca asli kusur müvekkilimin mi oluyor? Müvekkilim, hastane masraflarını karşımak istiyor. Karşı taraf buna da müsaade etmiyor. Maddi ve manevi tazminat isteyeceklerini beyan ediyorlar. Nasıl bir tavır almalıyız? Müvekkilimin üzerine kayıtlı hiç birşeyi yok. Kendisi ev hanımı tek başına yaşıyor ve çocukları tarafından bakılıyor. Böyle bir durumda ne yapmak gerek. Ortada açılmış bir davada yok henüz. Olay yeni anlayacağınız.
Old 30-11-2007, 17:18   #14
TRINITY

 
Varsayılan

Sayın Can,
Trafik tespit tutanağında uzun zamandır kusur oranı belirtilmiyor. Sadece asli ve tali kusur durumu belirtilir. Ayrıca müvekkilinizin Zorunlu Trafik Sigortası varsa yaralı şahıs maddi zararını sizin sigortanızdan talep edebilir. Size dava açılması durumunda ise sigorta şirketinize davayı ihbar ederseniz tazminat yükümlülüğünden kurtulursunuz.
Saygılarımla...
Old 22-06-2013, 10:36   #15
yildirimaslan

 
Varsayılan

Sayın meslektaşlarım,
Benim de bir sorum olacak ;
Müvekkilim Bursa-Mudanya karayolunda yola etraftan, çeşmeden vs. akan su nedeniyle ve yoldaki çukurlar nedeniyle kaza yapıyor. Alkol yok. Kasko yok ancak sigorta var.Kaza sonrasında %97 felçli kalmış durumda. Kaza tutanagında sürücü müvekkile KTK m 52 gereğince kusurdan bahsedilmiş. ''HIZIN GEREKLİ ŞARTLARA UYGUNLUĞUNU SAĞLAMAK:
Sürücüler:

a) Kavşaklara yaklaşırken, dönemeçlere girerken, tepe üstlerine yaklaşırken, dönemeçli yollarda ilerlerken, yaya geçitlerine, hemzemin geçitlere, tünellere, dar köprü ve menfezlere yaklaşırken, yapım ve onarım alanlarına girerken, hızlarını azaltmak,

b) Hızlarını, kullandıkları aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmak,

c) Diğer bir aracı izlerken yukarıdaki fıkrada belirlenen durumları göz önünde tutarak güvenli bir mesafe bırakmak,

d) Kol ve grup halinde araç kullananlar, araçları arasında yönetmelikte belirtilen esaslara uygun olarak diğer araçların güvenle girebilecekleri açıklıklar bulundurmak, Zorundadırlar.''

Sorularım;

İdari yargıya başvurmam gerekli sanırım. İdari davadan önceki idari başvuru ne şekilde yapılmalı, hangi kuruma, dilekçede zarar ( tazminat ) oranını nasıl belirleyeceğim,Belirlediğim tazminatla red durumunda açacağım davada bağlı mıyım ?

Tutanakta atfedilen kusur beni davada ne derece zorlar, yaklaşık olarak maddi, manevi tazminat miktarları ne olmalı. Müvekkilim genç, evli ve çocuklu.
Old 05-07-2013, 12:02   #16
baharada

 
Varsayılan

Peki karayolları ben yol yapım işini .... firmaya vermiştim diyerek işin içinden sıyrılabilir mi?
Old 09-07-2013, 22:33   #17
Av. Yasin Yıldız

 
Varsayılan

Karayollari Trafik Kanunundan kaynakli olup hizmet kusuru nedeniyle idare alyhine acilacak davalarda, asliye hukuk mahkemeleri gorevlidir. Bu konuda cok yeni Uyusmazlik Mahkemesi karari ve Yargitay kararlari mevcuttur.
Old 09-07-2013, 22:40   #18
Av. Yasin Yıldız

 
Varsayılan

Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığından:

ESAS NO : 2012/541
KARAR NO: 2012/438
KARAR TR : 24.12.2012

(Hukuk Bölümü)

ÖZET: Trafik kazasında, davalı idarenin hizmet kusuru bulunduğundan bahisle maddi ve manevi tazminat istemi ile açılan davanın ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği. hk.

K A R A R
Davacı : C.T.
Vekili : Av.M.D.
Davalı : Samsun Valiliği İl Özel İdare Müdürlüğü
Vekili : Av.T.T.
O L A Y : Davacı vekili dilekçesinde; davacının, bir başkasının sevk ve idaresinde bulunan 55 RU 094 plakalı araçta yolcu iken, aracın yoldaki çukura girmesi sebebiyle direksiyon hakimiyetinin kaybolduğu ve yaralamalı trafik kazası meydana geldiğini belirterek, söz konusu kazaya karayolundaki çukurun sebebiyet verdiğinden bahisle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 1.000 TL maddi, 35.000 TL manevi olmak üzere toplam 36.000 TL tazminatın davalıdan tahsili talebiyle 02.02.2011 tarihinde adli yargı yerinde dava açılmıştır.
ÇARŞAMBA 2.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ: 26.04.2011 gün ve E:2011/59, K:2011/218 sayı ile özetle; davanın idarenin hizmet kusurundan kaynaklandığı ve 6099 sk ile değişik 2918 sk.nun 110.maddesi kapsamında da olmadığı, davanın idari yargının görev alanına girdiğinden bahisle görevsizlik kararı vermiş olup, bu karar kesinleşmiştir.
Davacı bu kez aynı istemle 05.07.2011 tarihinde idari yargı yerinde dava açmıştır.
SAMSUN 1.İDARE MAHKEMESİ: 17.07.2012 gün ve E:2011/1128, K:2012/940 sayı ile özetle; 2918 sayılı yasanın 110.maddesinin başlığının ‘’görevli ve yetkili mahkeme’’ olduğu, özel bir görev kuralı getirdiği ve bu kanundan doğan tüm sorumluluk davalarının adli yargıda görüleceğini belirterek, 2918 sayılı kanunda 6099 sayılı kanunun 14.maddesi ile yapılan değişiklik ile davaya konu olay nevindeki tazminat taleplerinden kaynaklanan davaların görüm ve çözümünde adli yargının görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı vermiş olup, bu karar kesinleşmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Mustafa AYSAL, Eyüp Sabri BAYDAR, Sıddık YILDIZ, Nurdane TOPUZ, Sedat ÇELENLİOĞLU ve Ayhan AKARSU’nun katılımlarıyla yapılan 24.12.2012 günlü toplantısında:
l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; Davacı vekili tarafından; 2247 sayılı Yasa’nın 14. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, adli ve idari yargı yerleri arasında görev uyuşmazlığın doğduğu, idari yargı dosyasının mahkemece, ekinde adli yargı dosyası ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi.
II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Selim Şamil KAYNAK’ın, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN ile Danıştay Savcısı Tuncay DÜNDAR’ın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava; davacının, bir başkasının sevk ve idaresinde bulunan araçta yolcu iken, aracın yoldaki çukura girmesi sebebiyle direksiyon hakimiyetinin kaybedilmesi neticesinde meydana gelen yaralamalı trafik kazasında, kazanın davalı idarenin kusurundan kaynaklı olduğundan bahisle maddi ve manevi tazminat istemiyle açılmıştır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 1. maddesinde, Kanunun amacının karayollarında can ve mal güvenliği yönünden trafik düzenini sağlayacak ve trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri belirlemek olduğu; “Kapsam” başlıklı 2. maddesinde, bu Kanunun trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri bunların uygulamasını ve denetlenmesini ilgili kuruluşları ve bunların görev, yetki ve sorumluluk, çalışma usulleri ile diğer hükümleri kapsadığı ve bu kanunun karayollarında uygulanacağı; 10. maddesinde, yapım ve bakımdan sorumlu olduğu yolları trafik düzeni ve güvenliğini sağlayacak durumda bulundurmanın gerekli görülen kavşaklara ve yerlere trafik ışıklı işaretleri, işaret levhaları koymak ve yer işaretlemeleri yapmanın Belediye Trafik birimlerinin görev ve yetkileri arasında olduğu belirtilmiştir.
Öte yandan 2918 sayılı Yasanın 19.01.2011 günlü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasanın 14. maddesiyle değişik 110. maddesinde “İşleteni veya sahibi Devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları dahil, bu Kanundan doğan sorumluluk davaları, adli yargıda görülür. Zarar görenin kamu görevlisi olması, bu fıkra hükmünün uygulanmasını önlemez. Hemzemin geçitte meydana gelen tren-trafik kazalarında da bu Kanun hükümleri uygulanır.
Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir”; Geçici 21. maddesinde de “Bu Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrasının göreve ilişkin hükmü, yürürlüğe girdiği tarihten önce idari yargıda ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde açılmış bulunan davalara uygulanmaz” denilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden,
23.08.2009 tarihinde, davacının içerisinde yolcu olarak bulunduğu özel otomobilin, Demirli Köyünden Kızılot Köyü istikametine doğru giderken, aracın yoldaki çukura girmesi sebebiyle direksiyon hakimiyetinin kaybedilmesi sonucu meydana gelen yaralamalı trafik kazasından kaynaklı maddi ve manevi tazminat istemiyle iş bu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Belediye aleyhine idare mahkemesinde açılan başka bir tazminat talepli tam yargı davasında, İdare Mahkemesi 2918 sayılı Yasanın 110.maddesinin 1.fıkrasının birinci ve ikinci cümlelerinin Anayasaya aykırı olduğu kanısına varmış, İdare Mahkemesinin bu iki cümlenin iptali istemiyle yaptığı başvuruyu inceleyen Anayasa Mahkemesi 8.12.2011 gün ve E:2011/124, K:2011/160 sayı ve 8.11.2012 gün ve E:2012/118, K:2012/170 sayılı aynı içerikli iki kararı ile; “2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 110. maddesinin birinci fıkrasında, bu Kanun’dan doğan sorumluluk davalarının adli yargıda görüleceği öngörülmektedir. İtiraz başvurusunda bulunan mahkeme ise idare mahkemesi olup davaya bakmakta görevli ve yetkili mahkeme değildir.
Başvurunun Mahkeme’nin yetkisizliği nedeniyle reddi gerekir.” Kararına varmıştır.
Bu durumda, 2918 sayılı Yasanın 19.1.2011 tarihinde yürürlüğe giren 110. maddesi ile Anayasa Mahkemesi’nin benzer bir konuda İdare Mahkemesi’nin davaya bakmakla görevli bulunmadığı yolundaki kararları gözetildiğinde, bahsi geçen Kanun maddesinin karayollarında, can ve mal güvenliği yönünden trafik düzeninin sağlanarak trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri kapsadığı ve Kanunun, trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri, bunların uygulanmasını ve denetlenmesini, ilgili kuruluşları ve bunların görev yetki ve sorumlulukları ile, çalışma usullerini kapsadığı, dolayısıyla oluşan trafik kazası nedeniyle açılacak sorumluluk davalarının görüm ve çözümünde adli yargının görevli olduğu; meydana gelen zararın tazmini istemiyle açılan bu davanın da adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle davanın görüm ve çözümü adli yargı yerinin görevine girdiğinden Çarşamba 2.Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.
SONUÇ : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Çarşamba 2. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 26.04.2011 gün ve E:2011/59, K:2011/218 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 24.12.2012 gününde Üye Eyüp Sabri BAYDAR’ın KARŞI OYU ve OY ÇOKLUĞU İLE KESİN OLARAK karar verildi.
Old 09-07-2013, 23:07   #19
baharada

 
Varsayılan

Avukat bey en son anayasa mahkemesi hmk daki bu degisikligi iptal etti tarih ve numara var ama büroda. Yani davalar artık idari Yargı'da görülüyor..
Old 09-07-2013, 23:30   #20
Av. Yasin Yıldız

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan baharada
Avukat bey en son anayasa mahkemesi hmk daki bu degisikligi iptal etti tarih ve numara var ama büroda. Yani davalar artık idari Yargı'da görülüyor..

Evet haklisiniz Anayasa Mahkemesi HMK da yapilan duzenlemeyi iptal etti. Ancak karayollari trafik kanunun 110'ncu maddesinde acik duzenleme var. Uyusmazlik Mahkemesi karari da zaten Anayasa Mahkemesinin iptal kararindan sonra verilmistir.
Old 28-03-2014, 16:33   #21
davuterkan

 
Varsayılan

Aşağıda sunduğum Danıştay kararına göre idarenin hizmet kusurundan dolayı gerçekleşen trafik kazasından kaynaklanan tazminat davalarında İdare Mahkemeleri görevlidir.

T.C
DANIŞTAY
ONBEŞİNCİ DAİRE

ESAS NO: 2013/14152
KARAR NO: 2014/181

Temyiz Eden (Davalı) : Karayolları Genel Müdürlüğü - ANKARA
Vekili :

Karşı Taraf (Davacılar) :
Vekili :

İstemin Özeti : Erzurum 2. İdare Mahkemesi'nin 13/09/2013 tarih ve E:2013/801; K:2013/786 sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hakimi : Nihat Bayram

Düşüncesi : 2918 sayılı Yasa uyarınca, uyuşmazlığın çözümü İdari Yargı'nın görevinde olduğundan, davanın görev yönünden reddi yolunda verilen İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Onbeşinci Dairesi'nce gereği görüşüldü:
Dava; davacılar vekili tarafından, Erzurum İli, Tekman İlçesi, Çeperli - Yıkılgan mevkiinde meydana gelen trafik kazasında müvekkillerinin yakını ...'ın vefat etmesi olayında, yolun bakım ve onarımında davalı idarenin kusuru bulunduğundan bahisle oluştuğu ileri sürülen maddi ve manevi zararın yasal faiziyle birlikte tazminine hükmedilmesi istemiyle açılmıştır.
Erzurum 2. İdare Mahkemesi'nce; 2918 sayılı Yasa'nın 110. maddesi uyarınca uyuşmazlığın görüm ve çözümünde adli yargının görevli olduğu gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 15/1-a maddesi uyarınca görev yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
Davalı idarece, hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek anılan İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Konunun açıklığa kavuşturulabilmesi için öncelikle ilgili mevzuatın ayrıntılı olarak ele alınıp incelenmesi gerekmektedir:
6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğü Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun'a göre, kamu tüzel kişiliğine sahip özel bütçeli bir kamu kuruluşu olan Karayolları Genel Müdürlüğü, karayollarını yapmak, yaptırmak, emniyetle kullanılmasını sağlamak, karayollarını onarmak, işletmek, işlettirmekle görevli ve yetkili bulunmaktadır. Karayolları Genel Müdürlüğünce karayolu yapım, bakım ve işletilmesi şeklindeki kamu hizmetinin, idare hukuku ilke ve kurallarına göre yürütüleceği; anılan Genel Müdürlüğün idari işlem ve eylemlerinden doğan uyuşmazlıkların da Anayasanın 125. maddesi ve 2577 sayılı Yasanın 2. maddesine göre idari yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği konusunda duraksama bulunmamaktadır. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununda 6099 sayılı Yasayla yapılan değişiklik de, Karayolları Genel Müdürlüğü'nün yol yapım ve bakım hizmetinin yürütülmesiyle ilgili hukuki sorumluluğu hususunda yeni bir düzenleme içermemekte; yargı yolunu değiştirmemektedir.


2918 sayılı Yasanın 11.1.2011 tarihli ve 6099 sayılı Yasanın 14. maddesi ile değişik "Görevli ve Yetkili Mahkeme" başlıklı 110. maddesinde "İşleteni veya sahibi Devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları dâhil, bu Kanundan doğan sorumluluk davaları, adli yargıda görülür. Zarar görenin kamu görevlisi olması, bu fıkra hükmünün uygulanmasını önlemez. Hemzemin geçitte meydana gelen tren-trafik kazalarında da bu Kanun hükümleri uygulanır. Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir." kuralı yer almaktadır.
Anılan yasa hükmünde, "bu kanundan doğan sorumluluk davaları" ifadesiyle 2918 sayılı Yasada yer alan hukuki sorumluluğa ilişkin kuralların uygulanacağı davalarla sınırlı biçimde görevli yargı yerinin belirlendiği vurgulanmaktadır. Dolayısıyla, görevli yargı yeri belirlenirken, söz konusu Yasa'da motorlu taşıt araçlarının verdiği zararlarla sınırlı biçimde düzenlenen sorumluluk kurallarının, dava konusu uyuşmazlığa uygulanıp uygulanmayacağının saptanması gerekir.
Karayollarında can ve mal güvenliği yönünden trafik güvenliğini sağlamak ve trafik güvenliğini ilgilendiren tüm önlemleri belirlemek amacını taşıyan 2918 sayılı Yasa, Emniyet Genel Müdürlüğü, Milli Eğitim Bakanlığı, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı yanında Karayolları Genel Müdürlüğünün de trafik güvenliği yönünden görev ve yetkilerini sayma yoluyla belirlemiştir. Ancak Yasada, diğer kamu idarelerinin ve bu arada Karayolları Genel Müdürlüğünün, trafik düzeni ve trafik güvenliği ile ilgili olarak üstlendikleri kamu hizmetlerinden dolayı hukuki sorumlulukları düzenlenmiş değildir.
2918 sayılı Yasanın hukuki sorumluluk ve sigorta başlıklı sekizinci kısmında; araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibinin hukuki sorumluluğu; bir başka deyişle motorlu araçların karıştığı trafik kazaları sonucu ortaya çıkan zarar nedeniyle araç sahiplerinin ve işletenlerin hukuki sorumluluğu düzenlenmiştir.
2918 sayılı Yasanın hukuki sorumluluğa ilişkin sekizinci kısmında yer alan hükümler birlikte değerlendirildiğinde; Devlet ve diğer kamu kuruluşlarına ait motorlu araçların karıştığı kazalar nedeniyle araç işleticisi sıfatıyla kamu idareleri ve kuruluşlarına karşı açılacaklar da dahil bütün araç sahibi ve işleticilerine karşı açılan davaların görüm ve çözümü adli yargının görev alanına girmektedir. Fakat kamu idareleri ve kuruluşlarının, trafik güvenliği ve düzenini sağlamak amacıyla gerek kendi kuruluş yasaları, gerekse 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre yürüttükleri hizmetlerin, kamu hizmeti niteliğini taşımaları ve 2918 sayılı Yasada da görevlendirilen kamu idare ve kuruluşlarının sorumluluklarının ayrıca düzenlenmemiş olması karşısında; trafik düzeni ve güvenliği hizmetlerinden kaynaklandığı öne sürülen zararların tazmini istemiyle, ilgili idarelere karşı açılan davaların görüm ve çözümü idari yargının görev alanına girmektedir.
Sonuç olarak Karayolları Genel Müdürlüğünün kuruluş yasasında belirlenen, 2918 sayılı Yasa'da tekrarlanan görevlerinden, yani; yol yapım, bakım, işletme, trafik güvenliğini sağlama şeklinde yürüttüğü kamu hizmetinden kaynaklanan hukuki sorumluluğunun idare hukuku ilke ve kurallarına göre belirlenmesi; bu sebeple açılacak tam yargı davalarının da idari yargı yerinde çözümlenmesi gerekmektedir.
Dava dosyasının incelenmesinden; davalı idarenin bakım ve sorumluluğunda olan karayolunda yeterli tedbir alınmadığından bahisle meydana geldiği ileri sürülen olaydan kaynaklanan zararın ödenmesi istemiyle temyizen incelenmekte olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Bu haliyle bakılan uyuşmazlık, özel hukuktaki araç işletenin hukuki sorumluluğundan değil, 6001 sayılı Yasada karayollarının emniyetle kullanılmalarını sağlayacak şekilde sürekli bakım altında bulundurmak, bakımını yaptırmak, onarmak, onarımını yaptırtmak, işletmek, işlettirmek, temizliğini yapmak, yaptırmak ve trafik güvenliğini sağlamak şeklinde öngörülen görevlerin tam ve eksiksiz yerine getirilmediği, dolayısıyla yürütülen hizmetlerin kusurlu işletildiği, meydana gelen zararda hizmet kusuru bulunduğu iddiasından kaynaklanmakta olup, buna göre davanın görüm ve çözümü idare mahkemelerine aittir.


Bu durumda, idare mahkemesince uyuşmazlığın esası incelenerek bir karar verilmesi gerekirken, görev yönünden davanın reddi yolunda verilen kararda hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesine uygun bulunan temyiz isteminin kabulüne, Erzurum 2. İdare Mahkemesi'nin 13/09/2013 tarih ve E:2013/801; K:2013/786 sayılı kararının BOZULMASINA, dava dosyasının yeniden karar verilmek üzere adı geçen İdare Mahkemesine gönderilmesine, 28/01/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Old 24-08-2016, 17:34   #22
Analiz

 
Varsayılan

Merhabalar.
Benzer bir durumla karşı karşıyayım. Yeni bir konu açmak yerine buradan devam etmek daha doğru olur sanırım. Şöyle ki; Müvekkil ve ablası hastaneye giderken refüj girişinde uyarı tabelası olmaması sebebiyle refüje çarpıyor. Müvekkil kolundan yaralanıyor , ablası ise hafif bir sıyrıkla olayı atlatıyor. Olayın şokunu atlatan müvekkil belediyeyi arayarak durumu anlatıyor ve refüjün önünde uyarı levhalarının olmadığını belirtiyor. Bu konuşmadan yaklaşık 20 dk sonra belediye ekipleri gelerek refüjün önüne ve arkasına uyarı levhalarını takıyorlar Müvekkil bu sırada olayı gören bir dükkandan kamera kayıtlarını alıyor ve levhaların olmadığı zaman ve belediye işçilerinin gelerek levhaları taktıkları anları gösteren fotolar çekiyor. Daha sonra belediyeyi arayarak zararının tazminin istiyor ve olumsuz yanıt alıyor.Yazılı istem dilekçesi de yolluyor , henüz daha cevap gelmedi. (araç hasarı teknik serviste 20 bin tl gibi bir rakam çıkıyor)

NOT:Tutanak da polis memuru idarenin kusurlu olduğunu , levhaları koymadığını belirtmiş zaten . İdare tam kusurludur demiş.

Sorularım;

1-İdari yargıya başvurmam gerekli sanırım. İdari davadan önceki işlemlerim ne olmalı ?
2-idari başvuru ne şekilde yapılmalı, hangi kuruma, dilekçede zarar ( tazminat ) oranını nasıl belirleyeceğim (Maddi tazminatta neleri katacağım örneğin araç onarım bedeli, araç değer kaybı, aracı kullanamamaktan doğan zararlar vs ? )
3-Belirlediğim tazminatla red durumunda açacağım davada bağlı mıyım ?
4-Yaklaşık olarak maddi, manevi tazminat miktarları ne olmalı. Bu miktarlar neye göre belirlenir.
5-Tespit davası açmalı mıyım bir işe yarar mı ? Yoksa zaman kaybımı (Araç şu an hasarlı beklemede)
6-Bu davayı Belediyeyemi açacağım yoksa Karayollarınamı ?

Yardımlarınız için şimdiden teşekkürler.
Old 22-05-2017, 14:30   #23
Nergiz

 
Varsayılan

bu konuyla ilgili son durum nedir arkadaşlar. Uyuşmazlık mahkemesi ile Danıştay'ın kararları çelişkili ?
Old 20-10-2017, 12:04   #24
yaman

 
Varsayılan

Bu konu da açmam gereken bir dava var. Görevli mahkeme konusunda uyuşmazlık giderilebildi mi.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Trafik Kazasında İspat Sorunu... av.knel Meslektaşların Soruları 7 19-01-2017 14:44
Trafik kazasında ölenin yakınlarının zorunlu trafik sigortasından maddi veya manevi t askeri hakim Meslektaşların Soruları 11 29-05-2013 13:00
trafik kazasında dava açılması lawyer_denizsari Meslektaşların Soruları 6 05-09-2008 22:40
Trafik Kazasında Görevli Mahkeme Av.Sezer Yiğit Meslektaşların Soruları 1 22-03-2007 07:27
Yaralamalı trafik kazasında tarafların sorumluluğu? mslmklvz Meslektaşların Soruları 7 18-01-2007 10:24


THS Sunucusu bu sayfayı 0,07563400 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.