Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Hukuk Sohbetleri Hukuki yorumlar, görüşler ve tartışmalar.. Soru niteliği taşımayan her türlü hukuki sohbet için.

Hukukçu Olmanın Getirisi: Yaşama Hukukçu Olarak Yaklaşmak

Yanıt
Old 26-02-2007, 15:32   #1
neu_lawyer

 
Varsayılan Hukukçu Olmanın Getirisi: Yaşama Hukukçu Olarak Yaklaşmak

Hukuk insanı insan yapan değerleri ana teması yapmış ve toplumsal yaşam içinde vazgeçilmez bir öğe olarak kendini bulmuştur.

Bu anlamda hukukçu olmak bir ayrıcalıktır. Zira yaşam içinde belirli şartlarla olgunlaşmış imkanı olan her insan hukuki eğitim alabilir ama herkes hukukçu olamaz, hukukçu gibi düşünme yetisine eremez. Ayrıcalık bu anlamda değerlendirilmeli.

Nedir bu ayrıcalık, bu ayrıcalık somut yaşamda karşılaşılan olaylar karşısında hukukun ana ilkelerini olaylar üzerine istemli ya da istemsizce yansıtmak, çözümleyici sonuçları bulmaktır. Hukukun pratik yaşama yansımasıdır.

Diyelim ki sokak ortasında birinin yaralandığını gördük. Burada ilk önce ele alacağımız, eğer faili gördüysek yaşı, daha sonra suçun maddi unsurları, suç aleti, suç mahalli, mağdurun yaşı, yaralandığı nokta vb., vb., vb. gibi somut unsurları gözümüzün önüne getirmememiz, zihnimizde çözümleyip hukuki sonuçları çıkarıp bunu olaya yansıtmamamız düşünülemez. Yanı sıra özel hukuku ilgilendiren günlük yaşamdaki bütün olaylar hukukla iç içedir. Karşımıza çıkan her olayı hukukla boyutlandırabilmek hukukçu olmanın kaçınılmaz sonucudur diye düşünüyorum.

Hukuk fakültesi son sınıf öğrencisiyim. Düşüncemi sizlerle paylaşmak istedim. Okuduğunuz için teşekkür ederim.
Old 26-02-2007, 23:38   #2
Av.ZekiÖZSOY

 
Varsayılan

Hukuk fakültesi olan bir insan hukuk devleti nde yaşamıyorsa üzülür. Adaletin adası oda yarımada Türkiye ise üzülür..Suç ve cezaların caydırcılığı yoksa..İnsanlar şehirn orta yerinde suç işliyor adalet yoksa üzülür ben bir avukattan öte hukukcuyum belki hukukcu olmasan bu kadar bilmesem herşeyi bunlar beni üzmezdi..
Old 27-02-2007, 00:38   #3
nfb

 
Varsayılan

Tabi, tabi, bu ayrıcalığınızı kullandığınız vakit aynı zamanda neden mutsuz olduğunuzu farkedemezsiniz bile. Hele bir de bu ayrıcalığınızı insanlara gösterin, hissetirin bakalım neler olacak...
Old 27-02-2007, 02:53   #4
ragıp

 
Varsayılan

Hukukçu olmanın en büyük özelliği:
Ücretsiz olarak, insanların sorunlarına çözüm bulmaktır. Para isterseniz, ne biçim hukukçusunuz derler
Old 27-02-2007, 10:40   #5
av.sally

 
Varsayılan

hep bir ağırlığı omzunuzda hissedip kimi zaman o ağırlığın altında ezilmektir,hukukçu olmak...
Old 27-02-2007, 11:00   #6
ISIL YILMAZ

 
Varsayılan

Stajımı yaptığım dönemde Ağır Ceza üyesinin bizlerle yaptığı bir sohbet olmuştu. Bu sohbette hukukçu olmakla ilgili şöyle bir hatırasını aktarmıştı :

" Biliyorsunuz Sıhhiye çok kalabalık, bazen orada yürürken insanlar üstüme üstüme geliyor. Birçoğu da o kadar kaba ki neredeyse bilinçli olarak insana çarpıyorlar. Geçen biri çarptı, sinirlendim. Döndüm adama, sonra düşündüm. Şimdi ben bu adama bir iki laf edeceğim, o bana cevap verecek, itişip kakışacağız, ben bunu iteceğim, ayağı kayacak düşecek. Kafayı çarpıp ölecek, buyur sana kastı aşan adam öldürme. Değmez bilmemkaç yıl yemeye diye düşünüp, uzaklaştım."

Hukukçuluk biraz da öngörü ve tedbir demek galiba

Saygılar.
Old 27-02-2007, 11:40   #7
tiyerianri

 
Varsayılan

hukukçuyum diyemem avukatım da diyemem ama bağımlı bir avukatım diyebilirim Hukuk okumanın bana verdiği en ve tek fayda şu:İnsanların neden hukuk dışı yollarla sorunlarını çözmek istediklerini çok iyi anladım bu ülkede.Bizim adaletimiz çok yavaşta ondan malesef
Old 27-02-2007, 12:28   #8
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

Alıntı:
Biliyorsunuz Sıhhiye çok kalabalık, bazen orada yürürken insanlar üstüme üstüme geliyor. Birçoğu da o kadar kaba ki neredeyse bilinçli olarak insana çarpıyorlar. Geçen biri çarptı, sinirlendim. Döndüm adama, sonra düşündüm. Şimdi ben bu adama bir iki laf edeceğim, o bana cevap verecek, itişip kakışacağız, ben bunu iteceğim, ayağı kayacak düşecek. Kafayı çarpıp ölecek, buyur sana kastı aşan adam öldürme. Değmez bilmemkaç yıl yemeye diye düşünüp, uzaklaştım."

Hukukçuluk biraz da öngörü ve tedbir demek galiba

Hukukçuluk yolda giderken kaba saba üzerinize yürüyerek düşmenizi öngörebilecek halde olup da önemsemeyenlerin yaşadığı bir ülkede, biraz da arafta yaşamak galiba.


*


Bir anı da benden.

Çok yaşlı ve hiç kimsesi olmayan, yirmiyi aşkın taşınmazı ve bir türlü hiç birinden hoşlanamadığı kiracıları olan, bu kiracıların ödedikleri kiradan her kira dönemi sonu yaklaşırken (bir önceki dönem de mahkeme kararıyla tespit edilmiş olsun/olmasın) yeniden hoşnut olmadığını farkeden , insan içine yalnızca tahsil edilen kira paralarını almak için çıkan ve bu çıkışları da haberden sonra tez vakitte gerçekleşen bir müvekkilim vardı.

3-4 yıl kadar önce yine bir haber verdik, "teyze tahsilatın var gel de alıver."

Bir saati bulmayacağını sanırken, bir gün, iki gün teyze yok. Telefonlara yanıt yok. Üçüncü gün , dördüncü gün vehme kapılmaya başladık... Derken tam 7.günü artık yaşamıyor olduğundan neredeyse emin olarak ama yaşıyor olduğunu ümit ederek evine gittik. Akşamüzeri, çaldık kapısını. Açan yok. Alışveriş yaptığı büfeye sorduk, teyze en son 6-7 gün önce alış veriş yaptı demez mi! Pencereye konuşlanan meraklı kiracılarına sorduk, onlar da uzun zamandır görmediklerini teyit etmezler mi!

Ah teyze, vah teyze, yalnız yalnız mı öldü diye biz acı çekmeye başlamıştık ki aklıma geldi, polise ihbar etmeli. Kapıya yüklenip içeri girecek değiliz ya! Şayet hala yaşıyorsa sorun yok, ama ya ... Neyse, yasa var, usul var, nizam var dedik, karakola haber vermeye gittik.

Bu arada akşamüstü saat 6 civarında başlayan yardımcı timimizin saatleri 7'yi gösteriyordu. Polisin bilumum yazışmalarından ve ihbar tutanağı tanziminden yılmak üzereydim ki, saat 9'a yaklaşırken nihayet, ancak bu kez bir ekip dolusu polisle (!), yeniden teyzenin evinin önündeydik. Polislerden biri kapıyı çaldı. Ve teyze kapıyı açtı!

Bu arada teyzenin meraklı komşuları yeniden pencerelerine konuşlanmışlardı. Birisi seslendi; "aaa aman be teyze, haber vermedin mi avukatına, söyledik de üstelik ara kadın uğraşmasın daha diye!"

Teyze şükür ki yaşıyormuş, ama nasıl ve ne şekilde yaşadığını komşuları, yegane alışveriş yaptığı büfecisi, polisler ve ben dahil olmak üzere hiç birimiz çözemedik. (6 gündür kolunu kaldıramadan uyur vaziyette yattığını ifade etti, doğru gibiydi!)

Hasıl-ı kelam, yüklen kapıya, sağlığını teyit et, çek git, beş dakika sürerdi.

Değil mi ama
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Hukukçu Eşler Admin Konumuz : Hukukçular 196 13-01-2010 01:15
hukukçu hatıraları av.mustafa akıncı Meslektaşların Soruları 5 24-03-2006 20:24
Hukuk Var Mı? hukukçu Yok Mu? Armağan Konyalı Hukuk Sohbetleri 5 27-04-2004 08:16
Hukukçu Arkadaşını Ara Admin Hukuk Haberleri 0 24-02-2001 21:34


THS Sunucusu bu sayfayı 0,03361702 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.