Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Sözlü kira sözleşmesi-ihtiyaçtan Tahliye davası - kiracının kira ilişkisini reddetmesi

Yanıt
Old 13-01-2011, 10:42   #1
AV. İLKER VURAL

 
Varsayılan Sözlü kira sözleşmesi-ihtiyaçtan Tahliye davası - kiracının kira ilişkisini reddetmesi

Yazılı kira sözleşmesi bulunmayan bir kira ilişkisinde kiracıya karşı ihtiyaç sebebi ile tahliye davası açtık. Ancak kiracı kira ilişkisini inkar etti ve davamızın usul yönünden reddini istedi.
Yargıtay kararlarını incelediğimde kira ilişkisinin yazılı delille ispat edilmesi gerektiğini gördüm.
Davada öncelikle yemin deliline dayanmayı düşünüyorum.
Buna rağmen davamız reddedilecek olursa kiracıyı kiralanandan nasıl çıkartabilirim?
Şu an için, dava devam ederken, 3091 sayılı yasaya başvurabilir miyim veya kiracıyı konut dokunulmazlığını ihlalden şikayet edebilir miyim?
Bunları yapamayacak olursam ne şekilde bir yöntem izlemeliyim?
Old 13-01-2011, 11:00   #2
Admin

 
Varsayılan

Davalı size büyük iyilik yapmış. Kiracıyım deseydi, sözleşme yenileme tarihini ispat etmeniz gerekecekti (ihtiyaçtan tahliye davasının süresinde açıldığını ispat açısından), ihtiyacınız olduğunu ispat etmeniz gerekecekti vs. Kiracı değilim diyorsa bu davayı mutlulukla kaybeder, sonra fuzuli işgalden yeni dava açarsınız, bu defa ispat külfeti ona geçer ve o davada fuzuli işgalci olmadığını YAZILI DELİLLE ispat etmesi gerekir. Kiracı olmadığın da ikrar ettiğine göre, işgalci olmadığına ilişkin başka nasıl savunma yapacağını dinlemek isterdim.
Old 13-01-2011, 11:40   #3
AV. İLKER VURAL

 
Varsayılan

Sayın Admin çok teşekkür ederim, burada ihtiç yeni satın alan malikin ihtiyacı.
Davalı kiracı davaya konu kuaför dükkanında bir arkadaşı ile birlikte kuaförlük yapıyor. Kiracı sıfatının arkadaşına ait olduğunu (vergi levhası arkadaşı üzerine)iddia ediyor. halbuki eski malikten burayı kiralayan bizzat kendisi(kendisinin kiracı olduğuna dair hiçbir yazılı delil yok), arkadaşını olaya sonradan dahil ediyor ve vergi levhasını arkadaşı üzerine çıkarıyor.
Biz dava şartı olan ihtarnameyi davacı kiracıya göndermiştik.
Şimdi sorum şu. Tahliye davasının duruşmasına daha 10 gün var. Ben yemin deliline dayanacağım. Ve söylediğiniz gibi büyük ihtimalle davamız reddedilecek. Ben tahliye davasının ilk duruşması yapılmadan kiralananda bulunan bu iki kişiye karşı fuzuli işgalden dolayı dava açsam ve akabinde savcılığa konut dokunulmazlığını ihlalden suç duyurusunda bulunsam olur mu? Saygılarımla.
Old 13-01-2011, 15:05   #4
Admin

 
Varsayılan

İkinci mesajınız karşısında sözümü geri alıyorum, davalı gayet "uyanıklık" yapmış.

Ben sizin yerinizde olsaydım hemen (her iki şahıs için de) 3091 sayılı yasa gereğince başvuruda bulunurdum. Bu soruşturma yapılırken ikisinde de gayrımenkuldeki zilyetliklerinin neye istinaden olduğu sorulacaktır ve bu soruşturmada verecekleri cevap onlar açısından bağlayıcı olacak ve sizin bir sonraki hukuki adımı belirlemenize yardımcı olacaktır. Bir diğer deyişle 3091 sayılı yasa tahliyeyi sağlamanıza yardımcı olmasa bile (ki olabilir de), bir sonraki aşamada yeniden başka bir "oyunla" size zaman kaybettirmelerini engelleyecektir diye düşünüyorum.

Bu arada savcılığa gitmek isterseniz ona da engel yok tabii, sonuç alabileceğinizi düşünmüyorum ancak yaptıkları konusunda ders vermek açısından yararlı olur diye düşünüyorsanız katılabilirim. Yemin teklifi düşüncenizi de destekliyorum, ayrıca eski malikle iletişime geçip bankaya ödenmiş bir kira olup olmadığını da soruşturabilirsiniz. Bu da kiracının kim olduğunu ispatlayabilir.
Old 13-01-2011, 15:19   #5
AV. İLKER VURAL

 
Varsayılan

Sayın admin yeniden teşekkürler. Durum maalesef böyle, biraz önce müvekkille görüştüm, kiracının adına su faturası olabilir dedi. Böyle bir su faturası(veya stopaj vergisini kiracı ödemişse) varsa durum ne kadar lehimize döner.
Eğer hiçbir delil bulamazsam, bu tahliye davası devam ederken kiralanan da bulunan her iki kişiye karşı elatmanın önlenmesi davası açabilir miyim?
Old 13-01-2011, 15:32   #6
Admin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan AV. İLKER VURAL
Sayın admin yeniden teşekkürler. Durum maalesef böyle, biraz önce müvekkille görüştüm, kiracının adına su faturası olabilir dedi. Böyle bir su faturası(veya stopaj vergisini kiracı ödemişse) varsa durum ne kadar lehimize döner.
Eğer hiçbir delil bulamazsam, bu tahliye davası devam ederken kiralanan da bulunan her iki kişiye karşı elatmanın önlenmesi davası açabilir miyim?
Stopaj kiracının sorumluluğu olduğundan stopajın bu kişi tarafından ödendiğini ispat ederseniz davanız kuvvetlenir diye düşünüyorum.

Öte yandan -bence- su/elektrik/telefon faturalarının kimin adına olduğu çok önemli değil, zira kiracı durumunda olmayan bir kişinin de mecurun elektrik sözleşmesini kendi adına yapmasına borçlar hukuku anlamında bir engel yok. Yalnız İdarelerin büyük çoğunluğu abonelik sözleşmesi yaparken başvurda bulunan kişiden yazılı kira sözleşmesi istiyor, dolayısıyla su faturası o kişi adınaysa bu davanızda tek başına bir delil olamasa bile, idareye başvurup abonelik sözleşmesinin hukuki dayanağını araştırabilirsiniz. Eğer kiracı oraya kendi adıyla bir kira sözleşmesi verdiyse "nakavt" etmeniz mümkün.
Old 13-01-2011, 15:48   #7
AV. İLKER VURAL

 
Varsayılan

Yeniden teşekkürler. Diyelim ki dava tamamen aleyhimize gelişti veye ben öyle olacağını varsayıyorum.
Ben davalı kiracıdır dememe rağmen davalı kiracı olmadığını mahkeme huzurunda beyan ediyor.
Yarın gidip bu iki kişiye karşı elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davası açabilir miyim?
Old 13-01-2011, 15:58   #8
hukukcu1985

 
Varsayılan

Bahsettiğiniz bütün ihtimaller mevcut. Ancak aklıma şöyle birşeyde geldi.Sonuçta davalı kiracı davadan haberdar olduğu için davaya katıldı ve doğal olarak kendisine tebligat yapıldı ve tebligatı aldı.Acaba tebligatı ne sıfatla alıyor.Madem kira ilişkisi yoksa orada neden bulunuyor bununda ispatını isteyebilirsiniz diye düşündüm.Ayrıca karşı tarafın vekili yoksa yani davanın reddinin yalnızca manevi zararı dışında vekalet ücreti çıkmayacaksa, valiliğe müracaat edebilirsiniz. Duruşma gününe kadar elinize bu sebeple yeni deliller . Kolay gelsin
Old 13-01-2011, 16:20   #9
AV. İLKER VURAL

 
Varsayılan

Sayın Hukukçu1985 teşekkürler. Bizim davalı eski malikle kira sözleşmesi yapan H. Kuaför dükkanını S. ile birlikte işletiyorlar. Vergi levhası S. adına kayıtlı.
Biz tahliye davasını H.ye karşı açtık. Davalı H. cevap dilekçesinde kendisinin kiracı olmadığını, asıl kiracının S. olduğunu kendisinin ise S'ye yardımcı olduğunu söylemiş. Bu sebeple senetle ispat kuralına dayanarak davanın reddini istemiş. H. adına hiçbir fatura yok.
Yargıtay kararlarından gördüğüm kadarıyla kira sözleşmesi senetle ispat edilebiliyor. Dolayısıyla davanın reddedilme olasılığı yüksek.
Bu dava başlamadan H.ye ve S.ye karşı elatmanın önlenmesi davası açsam olur mu?
Old 13-01-2011, 16:29   #10
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

İşyeri açma ve çalışma ruhsatı verilmesi sırasında belediye de kira sözleşmesi ister.

İşyeri ruhsatı bulunup bulunmadığını, adres bilgisine dayanarak, belediyeden öğrenebilirsiniz. Ruhsatı varsa dosyasında kira sözleşmesi de olmalı; ruhsatı yoksa işyeri belediyece kapatılmalı.

Saygılarımla
Old 13-01-2011, 18:52   #11
AV. İLKER VURAL

 
Varsayılan

Sayın Armağan Konyalı cevabınız için teşekkürler. İşyeri, kiracı olmayan S.nin ustalık belgesi ve vergi levhası üzerine açıldı büyük ihtimalle. Asıl kiracı olan H., işyerinde S'ye yardımcı olduğu iddiasında. Kira sözleşmesi hiçbir şekilde yok. S. adına alınan vergi levhası ile kuaförlük yapıyorlar. Ben davada S. yi taraf göstermedim. 3091 sayılı yasayı inceleyip imkanım varsa öncelikle S.yi işyerinden çıkarmayı planlıyorum. S işyerinden çıkarıldığı takdirde vergi levhası ve ustalık belgesi olmayan H.de aynı işyerinde tutunamayacaktır kanaatindeyim, akabinde ona karşı da elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davası açmayı planlıyorum. Saygılarımla.
Old 13-01-2011, 19:22   #12
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan AV. İLKER VURAL
Sayın Armağan Konyalı cevabınız için teşekkürler. İşyeri, kiracı olmayan S.nin ustalık belgesi ve vergi levhası üzerine açıldı büyük ihtimalle. Asıl kiracı olan H., işyerinde S'ye yardımcı olduğu iddiasında. Kira sözleşmesi hiçbir şekilde yok. S. adına alınan vergi levhası ile kuaförlük yapıyorlar. Ben davada S. yi taraf göstermedim. 3091 sayılı yasayı inceleyip imkanım varsa öncelikle S.yi işyerinden çıkarmayı planlıyorum. S işyerinden çıkarıldığı takdirde vergi levhası ve ustalık belgesi olmayan H.de aynı işyerinde tutunamayacaktır kanaatindeyim, akabinde ona karşı da elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davası açmayı planlıyorum. Saygılarımla.

Muhtemelen süreyi kaçırdınız.

Alıntı:
Başvuruda bulunma süresi




Madde 4 – Yetkililerin; tecavüz veya müdahalenin yapıldığını öğrendikleri tarihten altmış gün içinde, idari makama başvuruda bulunmaları gerekir. Ancak, tecavüz veya müdahalenin oluşundan itibaren bir yıl geçtikten sonra bu makamlara başvuruda bulunulamaz.



Ben olsam, Sayın Av.Armağan Konyalı'nın önerisini dinler, belediyedeki(hatta vergi dairesindeki)kira kontratlarını da incelerdim. Çünkü, hayat sürprizlerle doludur.
Old 13-01-2011, 19:30   #13
Av. Mehmet Demirezen

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan AV. İLKER VURAL
Sayın Armağan Konyalı cevabınız için teşekkürler. İşyeri, kiracı olmayan S.nin ustalık belgesi ve vergi levhası üzerine açıldı büyük ihtimalle. Asıl kiracı olan H., işyerinde S'ye yardımcı olduğu iddiasında. Kira sözleşmesi hiçbir şekilde yok. S. adına alınan vergi levhası ile kuaförlük yapıyorlar. Ben davada S. yi taraf göstermedim. 3091 sayılı yasayı inceleyip imkanım varsa öncelikle S.yi işyerinden çıkarmayı planlıyorum. S işyerinden çıkarıldığı takdirde vergi levhası ve ustalık belgesi olmayan H.de aynı işyerinde tutunamayacaktır kanaatindeyim, akabinde ona karşı da elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davası açmayı planlıyorum. Saygılarımla.

S'nin Vergi levhası olduğunu söylüyorsunuz.S 'nin vergi dairesinden kira sözleşmesini de araştırın.

Ayrıca S'nin davaya dahil edilmesi seçeneği tam emin olmamakla birlikte değerlendirilebilir düşüncesindeyim.Çünkü davaya konu anlaşmazlık S nin beyanlarıyla aydınlanacaktır.

Not: Üstadlar vergi dairesi seçeneğini daha önce önermişler şu an gördüm.
Old 14-01-2011, 13:22   #14
AV. İLKER VURAL

 
Varsayılan

Değerli Av. Suat Ergin ve Mehmet Demirezen cevaplarınız için teşekkür ederim. Davaya konu gayrimenkulün bulunduğu ilçe belediyesi gerçekten de işyeri açma ruhsatı için kira sözleşmesi istiyor. Cevaba cevap dilekçesinde bu hususu bildirip, vergi dairesinden ve belediyeden kira sözleşmesinin istenilmesini talep edeceğim. Sayın Av. Armağan Konyalı'nın belirttiği gibi ''Ruhsatı varsa dosyasında kira sözleşmesi de olmalı; ruhsatı yoksa işyeri belediyece kapatılmalı.'' Saygılarımla.
Old 17-03-2011, 16:29   #15
AV. İLKER VURAL

 
Varsayılan Belediyeye Verilen Kira Sözleşmesinde Bulunan Sahte İmza

Müvekkilim bir dükkanı eski maliklerden satın almıştır. Müvekkilim bu dükkanı satın aldığında eski maliklerin kiracısı olan A şahsı ile kiracı olmayan B şahsı bu dükkanı işletiyorlardı.
Biz kiracı olan A şahsına tahliye davası açtık, ancak yazılı sözleşme olmadığından dolayı, A kötü niyetli olarak kira ilişkisini inkar etti.
Bunun üzerine belediyeden işyeri ruhsatı ( iş yeri ruhsatı alınabilmesi için kira sözlşemesi gerektiğinden dolayı ) olup olmadığını araştırdık. Belediyeden aldığımız cevap iş yeri ruhsatı olmadığı yönündeydi. Bunu üzerine zabıta iş yerine teftişe gitti.
Bu teftişten 3 gün sonra belediyeye gittiğimde, belediyeden iş yeri ruhsatı olduğu için iş yeri kapatılamaz cevabını aldım, yine belediye de eski maliklerle kiracı olmayan B arasında yapılmış bir kira sözleşmesi olduğunu gördüm.
Durumu eski maliklere bildirdiğimde belediyede bulunan kira sözleşmesindeki imzaların sahte olduğu anlaşıldı ve Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunduk. Henüz ceza davası açılmadı.
Sorum şu : Karşı taraf vekili, eski maliklerin üç senedir kira parasını aldığı iddiasıyla bu durumda suç duyurusunun sonuçsuz kalacağını beyan ediyor.
Ben ise sahtecilik suçu oluştuğu ve dolayısıyla B şahsının başının ağrıyacağı kanaatindeyim.
Bu kanaatim doğru mudur?
B şahsı açısından oluşan suç nedir?
Old 17-03-2011, 17:19   #16
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan AV. İLKER VURAL
Müvekkilim bir dükkanı eski maliklerden satın almıştır. Müvekkilim bu dükkanı satın aldığında eski maliklerin kiracısı olan A şahsı ile kiracı olmayan B şahsı bu dükkanı işletiyorlardı.
Biz kiracı olan A şahsına tahliye davası açtık, ancak yazılı sözleşme olmadığından dolayı, A kötü niyetli olarak kira ilişkisini inkar etti.
Bunun üzerine belediyeden işyeri ruhsatı ( iş yeri ruhsatı alınabilmesi için kira sözlşemesi gerektiğinden dolayı ) olup olmadığını araştırdık. Belediyeden aldığımız cevap iş yeri ruhsatı olmadığı yönündeydi. Bunu üzerine zabıta iş yerine teftişe gitti.
Bu teftişten 3 gün sonra belediyeye gittiğimde, belediyeden iş yeri ruhsatı olduğu için iş yeri kapatılamaz cevabını aldım, yine belediye de eski maliklerle kiracı olmayan B arasında yapılmış bir kira sözleşmesi olduğunu gördüm.
Durumu eski maliklere bildirdiğimde belediyede bulunan kira sözleşmesindeki imzaların sahte olduğu anlaşıldı ve Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunduk. Henüz ceza davası açılmadı.
Sorum şu : Karşı taraf vekili, eski maliklerin üç senedir kira parasını aldığı iddiasıyla bu durumda suç duyurusunun sonuçsuz kalacağını beyan ediyor.
Ben ise sahtecilik suçu oluştuğu ve dolayısıyla B şahsının başının ağrıyacağı kanaatindeyim.
Bu kanaatim doğru mudur?
B şahsı açısından oluşan suç nedir?

Özel evrakta sahtecilik.
Old 17-03-2011, 17:32   #17
Av.Ömer Güntay

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan AV. İLKER VURAL
Müvekkilim bir dükkanı eski maliklerden satın almıştır. Müvekkilim bu dükkanı satın aldığında eski maliklerin kiracısı olan A şahsı ile kiracı olmayan B şahsı bu dükkanı işletiyorlardı.
Biz kiracı olan A şahsına tahliye davası açtık, ancak yazılı sözleşme olmadığından dolayı, A kötü niyetli olarak kira ilişkisini inkar etti.
Bunun üzerine belediyeden işyeri ruhsatı ( iş yeri ruhsatı alınabilmesi için kira sözlşemesi gerektiğinden dolayı ) olup olmadığını araştırdık. Belediyeden aldığımız cevap iş yeri ruhsatı olmadığı yönündeydi. Bunu üzerine zabıta iş yerine teftişe gitti.
Bu teftişten 3 gün sonra belediyeye gittiğimde, belediyeden iş yeri ruhsatı olduğu için iş yeri kapatılamaz cevabını aldım, yine belediye de eski maliklerle kiracı olmayan B arasında yapılmış bir kira sözleşmesi olduğunu gördüm.
Durumu eski maliklere bildirdiğimde belediyede bulunan kira sözleşmesindeki imzaların sahte olduğu anlaşıldı ve Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunduk. Henüz ceza davası açılmadı.
Sorum şu : Karşı taraf vekili, eski maliklerin üç senedir kira parasını aldığı iddiasıyla bu durumda suç duyurusunun sonuçsuz kalacağını beyan ediyor.
Ben ise sahtecilik suçu oluştuğu ve dolayısıyla B şahsının başının ağrıyacağı kanaatindeyim.
Bu kanaatim doğru mudur?
B şahsı açısından oluşan suç nedir?

Sn.meslektaşım ben de sizinle ve Sn.Ergin'le aynı fikirdeyim.

Zira, (doğru olduğu kabul edilse bile) üç yıllık kira ilişkisi olması başka, sahte bir özel belge oluşturup bunu kullanmak başkadır. Ruhsat alabilmek için yapıldığı anlaşılıyor. Özel belgede sahtecilik suçudur.
Saygılarımla.
Old 17-03-2011, 17:37   #18
v. Aynur

 
Varsayılan

Ben de Suat Bey'e katılıyorum. Her ne kadar eski malikler kira parasını almış ise de eski malikler ile B şahsı arasında yapılmış olan gerçek bir kira sözleşmesi yok anladığım kadarıyla ve belediyeye verilen kira sözleşmesinde de eski maliklerin imzası taklit edilmiş , bu durumda bence de özel evrakta sahtecilik suçu oluşmuştur.
Old 17-03-2011, 17:51   #19
AV. İLKER VURAL

 
Varsayılan

Değerli meslektaşlarım ben de özel belge de sahtecilik suçu yanında, iş yeri ruhsatı almak için düzenlenmiş bir kira sözleşmesi olduğu için resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçunun oluştuğu kanısındayım. Olayda iki gerçek kişi( eski malikler ) mağdur var. Belediyenin mağdur olup olmadığı konusunda tam olarak emin değilim.
Esasen amacım, bu şahsın, erteleme veya hükmün açıklanmasının geri bırakılması gibi lehe hükümler uygulanmadan, hürriyeti bağlayıcı ceza almasını sağlamak. Lehe hükümlerin uygulanma ve bu şahsın hürriyeti bağlayıcı ceza alması ihtimali konusundaki görüşlerinizi bekliyorum. Saygılarımla.
Old 17-03-2011, 18:05   #20
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan AV. İLKER VURAL
Değerli meslektaşlarım ben de özel belge de sahtecilik suçu yanında, iş yeri ruhsatı almak için düzenlenmiş bir kira sözleşmesi olduğu için resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçunun oluştuğu kanısındayım. Olayda iki gerçek kişi( eski malikler ) mağdur var. Belediyenin mağdur olup olmadığı konusunda tam olarak emin değilim.
Esasen amacım, bu şahsın, erteleme veya hükmün açıklanmasının geri bırakılması gibi lehe hükümler uygulanmadan, hürriyeti bağlayıcı ceza almasını sağlamak. Lehe hükümlerin uygulanma ve bu şahsın hürriyeti bağlayıcı ceza alması ihtimali konusundaki görüşlerinizi bekliyorum. Saygılarımla.

Mağdurların mağduriyeti nedir? Örneğin, vergi beyannamesi düzenlenirken A kişi kiracı olarak kabul edilip düzenlenmiş ve ona göre vergi yatırılmıştır da son kira sözleşmesi nedeniyle yeni bir vergi borcu mu doğacaktır?

TCK 207 inci maddeden yargılanacaklarına göre, cezanın alt sınırı 1 yıldır. Alt sınırdan uzaklaşacak bir neden olmadığına göre ve muhtemelen TCK 62 inci madde de uygulanacağına göre verilecek ceza 10 ay olacaktır.
Old 17-03-2011, 18:14   #22
Av.Ömer Güntay

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan AV. İLKER VURAL
Değerli meslektaşlarım ben de özel belge de sahtecilik suçu yanında, iş yeri ruhsatı almak için düzenlenmiş bir kira sözleşmesi olduğu için resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçunun oluştuğu kanısındayım. Olayda iki gerçek kişi( eski malikler ) mağdur var. Belediyenin mağdur olup olmadığı konusunda tam olarak emin değilim.
Esasen amacım, bu şahsın, erteleme veya hükmün açıklanmasının geri bırakılması gibi lehe hükümler uygulanmadan, hürriyeti bağlayıcı ceza almasını sağlamak. Lehe hükümlerin uygulanma ve bu şahsın hürriyeti bağlayıcı ceza alması ihtimali konusundaki görüşlerinizi bekliyorum. Saygılarımla.

Zannımca, faillere işyeri ruhsatı verilmesi yani ruhsatname tanzimi, doğrudan kira sözleşmesinin doğruluğunu ve sıhhatini tazammun etmediğinden dediğiniz suç (TCK.m206) oluşmaz.
Sonuç cezaya ilişkin olarak yine Sn.Ergin'le aynı fikirdeyim.

Saygılarımla.
Old 17-03-2011, 18:19   #23
AV. İLKER VURAL

 
Varsayılan

''İşyeri açma ve çalışma ruhsatı verilmesi sırasında belediye de kira sözleşmesi ister.
İşyeri ruhsatı bulunup bulunmadığını, adres bilgisine dayanarak, belediyeden öğrenebilirsiniz. Ruhsatı varsa dosyasında kira sözleşmesi de olmalı; ruhsatı yoksa işyeri belediyece kapatılmalı.''
Sayın Armağan Konyalı dediklerinizi harfiyen yapmaya çalışıyorum. Öncelikle belediye ye başvurdum, belediye den iş yeri ruhsatı olmadığı bilgisini aldım, zabıta iş yerine geldi. Bunlardan 3 gün sonra, eski maliklerin imzalarını taklit ederek 2007 yılı düzenleme tarihli ( sözleşme 2011 de düzenleniyor) bir kira sözleşmesini belediyeye vermişler. Savcılığa suç duyurusunda bulunduk. Ceza davası açılsa bile muhtemelen erteleme çıkacak.
Sayın Armağan Konyalı tavsiyelerinizi bekliyorum. Saygılarımla.
Old 18-03-2011, 09:02   #24
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Öncelikle şunu belirtmeliyim ki ruhsattan yola çıkarak tahliyeyi sağlayamazsınız. Bir başka deyişle, tahliye davası yoluyla çözebileceğiniz konuyu belediyeye başvurarak çözmeniz mümkün olmaz. Belediye ruhsatsız işyerini mühürlese bile dükkan tahliye edilmiş olmaz.

Tahliye davası açılması için öncelikle kiracının kim olduğunu belirlemek gerekir. Siz kiracı olduğunu iddia ettiğiniz kişiyle uğraşmakta direnmeyiniz. Madem kiracı olmadığını beyan etti artık onunla işiniz kalmadı demektir.

Belediyedeki kayıtlarda kiracı olarak ruhsat sahibi ve vergi levhasında adı geçen kişi görünüyor. Bu kayıtlara dayanarak tahliye davasını ruhsat sahibi ve vergi levhasında adı geçen kişi aleyhine açınız.

Olayı karmaşık hale getirmek kiracının işine yarar. Siz en kestirme yolu seçmek zorundasınız. En kestirme yol görünen yoldur.

Karşınızda iki kişi var: Biri "ben kiracıyım" diyor, diğeri "ben kiracı değilim" diyor. Aksini kanıtlamakla boşuna zaman kaybetmeyiniz.

Saygılarımla
Old 19-03-2011, 17:11   #25
AV. İLKER VURAL

 
Varsayılan

Sayın Armağan Konyalı, bildiğiniz üzere bu olayda iki kişi var.(h. ve s.) Bunlardan eski malikin kiracısı olan H'ye karşı tahliye davası açtık. H ben kiracı değilim, S kiracıdır dedi.
Dükkan S üzerine açılmış, vergi levhası ve sahte de olsa işyeri ruhsatı S üzerine. Eski malik S'yi tanımıyor, dolayısıyla S'nin kira sözleşmesi yok.
Ben son olarak S'ye haksız kullanım bedelini ödemesi ve dükkanı tahliye etmesi için ihtarname çektim.
S vekili ihtarnameye cevabında, ''müvekkilim S, 01/11/2010 tarihine kadar olan bedeli eski malike ödemiştir, siz ancak bundan sonrasını isteyebilirsiniz ki, ancak yıllık kira bedeli 7000 TL değil 1800 TL dir'' dedi.
Ben bu aşamadan sonra şunları yapmayı planlıyorum:
1 - ) S'ye karşı, haksız kullanım bedeli olarak 01/11/2010 dan günümüze kadar kullanım bedeli olan 2.750 TL için ilamsız icra takibi başlatacağım. Muhakkak suretle bu takibe itiraz edeceklerdir. İtirazın iptali davasında S vekilinin tarafıma gönderdiği ihtarname cevabını (''müvekkilim S, 01/11/2010 tarihine kadar olan bedeli eski malike ödemiştir, siz ancak bundan sonrasını isteyebilirsiniz ki, ancak yıllık kira bedeli 7000 TL değil 1800 TL dir'') kullanmayı düşünüyorum. Bu ifadenin itirazın iptali davasındaki faydası ne olur?
S takibe alacağınız 2.750 TL değil 750 TL dir diyerek kısmi itirazda bulunursa bu işyerinin emsal kira bedelinin yıllık 7000 TL olduğunu nasıl ispatlayabilirim.( Vergi dairesine yıllık kira bedeli stopaj vergisi sebebiyle 1800 TL gösterilmiş. )
2 - ) İcra takibinden sonra tahliye davasından vazgeçip, H'ye ve S'ye karşı el atmanın önlenmesi ve ecri misil davası açmayı planlıyorum. Dava değerini 100.000 TL ( dükkan bedeli ) gösterdiğim takdirde ne kadar harç yatırırım? Ecri misil bedelini nasıl ve ne kadar talep edebilirim?
Sayın Armağan Konyalı saygılar sunarım.
Old 20-03-2011, 13:35   #26
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan AV. İLKER VURAL
1 - ) S'ye karşı, haksız kullanım bedeli olarak 01/11/2010 dan günümüze kadar kullanım bedeli olan 2.750 TL için ilamsız icra takibi başlatacağım. Muhakkak suretle bu takibe itiraz edeceklerdir. İtirazın iptali davasında S vekilinin tarafıma gönderdiği ihtarname cevabını (''müvekkilim S, 01/11/2010 tarihine kadar olan bedeli eski malike ödemiştir, siz ancak bundan sonrasını isteyebilirsiniz ki, ancak yıllık kira bedeli 7000 TL değil 1800 TL dir'') kullanmayı düşünüyorum. Bu ifadenin itirazın iptali davasındaki faydası ne olur?
Kiracı ödediğini iddia ettiği kiraları ödediğini kanıtlama yükü altına girmiştir. Kiracı kiraları ödediğini kanıtlayamaz ama siz de kira bedelini kanıtlayamazsınız. Kiracı yıllık 1800 lirayı kabul ettiğine göre kira 1800 liradır.
Alıntı:

S takibe alacağınız 2.750 TL değil 750 TL dir diyerek kısmi itirazda bulunursa bu işyerinin emsal kira bedelinin yıllık 7000 TL olduğunu nasıl ispatlayabilirim
Bence ispatlayamazsınız. Hedefiniz bir an önce tahliyeyi sağlamakla zararı azaltmak olmalı. Kira bedeliyle nafile uğraşmayınız.
Alıntı:

2 - ) İcra takibinden sonra tahliye davasından vazgeçip, H'ye ve S'ye karşı el atmanın önlenmesi ve ecri misil davası açmayı planlıyorum. Dava değerini 100.000 TL ( dükkan bedeli ) gösterdiğim takdirde ne kadar harç yatırırım?
S vergi levhası sahibi olduğuna göre stopajları S ödüyordur. S'nin kiracı olduğunu kanıtlayacak resmi belgeleri olduğuna göre fuzuli işgal nedeniyle dava açmanız önerilmez. Harçları dava açmanız için değil, sorduğunuz için yanıtlıyorum:
Fuzuli işgal nedeniyle binde 59,4 nisbi harç taşınmazın değeri üzerinden hesaplanır.
Ecrimisil davalarında binde 59,4 nisbi harç yıllık kira üzerinden üzerinden hesaplanır.
Fuzuli işgal ve ecrimisil birlikte dava konusu olursa her iki harç ayrı ayrı ödenir.
(Bakınız Harçlar Kanunu madde 16)
Alıntı:
Ecri misil bedelini nasıl ve ne kadar talep edebilirim?
Ecrimisil bedelini uğradığınız zarar kadar talep edebilirsiniz. Eski kira bedeliyle bağlı değilsiniz. 2010 yılında kiraya verseydiniz kaça verecekseniz o kadar talep edebilirsiniz. Rayiç kiralar örnek alınabilir.

Saygılarımla
Old 21-03-2011, 19:00   #27
AV. İLKER VURAL

 
Varsayılan

Sayın Armağan Konyalı, 3091 sayılı yasa uyarınca kaymakamlık memurları bu işyerine geldi. H ve S'nin ifadesi alındı.
H ve S ayrı ayrı verdikleri ifadelerde, bu iş yerinin S tarafından, kasım 2007 tarihinde yıllık 3000 euro kira bedeli kararlaştırılarak kiralandığını belirttiler ve ifadelerinin altını imzaladılar.
Ben de bu ifadelerin fotokopilerini bugün, aslı gibidir yaptırarak kaymakalıktan aldım.
Yukarıdaki sorumda belirttiğim ve sizin de tavsiyeniz üzere, S yi kiracı olarak kabul edip, S vekilinin de, ihtara cevabında belirttiği gibi, 01/11/2010 tarihinden günümüze kadar olan kira alacağını ve tahliyeyi icra takibi ile talep edeceğim.
S takibe itiraz ettiği taktirde S'nin kaymakamlık huzurunda verdiği ifadede geçen '' ben burayı 2007 kasım ayında kiraladım, yıllık kira bedeli 3000 euro'' dur ifadesi, yani mahkeme dışı ikrar, itirazın iptalinde ne kadar işimize yarar. Tanık, bilirkişi ve diğer takdiri deliller konusunda bir sıkıntım olacağını sanmıyorum.
Yani esasen sorum şu : Mahkeme dışı ikrar, kesin delille ispatı gereken bir davada işe yarar mı?
Saygılar sunarım.
Old 22-03-2011, 12:14   #28
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan AV. İLKER VURAL
Sayın Armağan Konyalı, 3091 sayılı yasa uyarınca kaymakamlık memurları bu işyerine geldi. H ve S'nin ifadesi alındı.
H ve S ayrı ayrı verdikleri ifadelerde, bu iş yerinin S tarafından, kasım 2007 tarihinde yıllık 3000 euro kira bedeli kararlaştırılarak kiralandığını belirttiler ve ifadelerinin altını imzaladılar.
Ben de bu ifadelerin fotokopilerini bugün, aslı gibidir yaptırarak kaymakalıktan aldım.
Yukarıdaki sorumda belirttiğim ve sizin de tavsiyeniz üzere, S yi kiracı olarak kabul edip, S vekilinin de, ihtara cevabında belirttiği gibi, 01/11/2010 tarihinden günümüze kadar olan kira alacağını ve tahliyeyi icra takibi ile talep edeceğim.
S takibe itiraz ettiği taktirde S'nin kaymakamlık huzurunda verdiği ifadede geçen '' ben burayı 2007 kasım ayında kiraladım, yıllık kira bedeli 3000 euro'' dur ifadesi, yani mahkeme dışı ikrar, itirazın iptalinde ne kadar işimize yarar. Tanık, bilirkişi ve diğer takdiri deliller konusunda bir sıkıntım olacağını sanmıyorum.
Yani esasen sorum şu : Mahkeme dışı ikrar, kesin delille ispatı gereken bir davada işe yarar mı?
Saygılar sunarım.

Aşağıya aktaracağım kararlar işinize yarayacaktır. İlkinde "yazılı delil başlangıcı" olur denilmesine rağmen ikincisinde doğrudan delil olarak kabul etmiş.

Alıntı:
Yazan Karar-1
T.C.
YARGITAY
13. HUKUK DAİRESİ
E. 2007/558
K. 2007/6328
T. 7.5.2007
• MAHKEME DIŞI İKRAR ( Kesin Bir Delil Olmadığı - İkrarın Mahkeme Dışında Yapılması Halinde İkrar Başka Delil ve Emare İle Kanıtlanması Halinde Takdiri Delil Niteliğini Kazandığı )
• TAKDİRİ DELİL ( İkrarın Mahkeme Dışında Yapılması Halinde İkrar Başka Delil ve Emare İle Kanıtlanması Halinde Takdiri Delil Niteliğini Kazandığı )
• TAMAMLAYICI YEMİN ( Hakimin Kanaatini Güçlendirmek Üzere Lehine Harici İkrarda Bulunana Tamamlayıcı Yemin Yaptırılabileceği Gözetilerek Hasıl Olacak Sonucuna Uygun Bir Karar Verilmesi Gerektiği )
• İKRARIN TANIKLA İSPATI ( Mahkeme Dışı İkrarın Tanıkla Kanıtlanmasının Mümkün Olduğu )
1086/m.236/4,236/son
ÖZET : Mahkeme dışında yapılan ikrar kesin bir delil değildir. İkrarın mahkeme dışında yapılması halinde, ikrar başka delil ve emare ile kanıtlanması halinde takdiri delil niteliğini kazanır. Buna göre, mahkeme dışı ikrarın tanıkla kanıtlanması mümkündür.

Mahkemece, davaya konu alacağa ilişkin taraflara tanık dahil, her türlü delilleri sorulmalı, hakimin bu konudaki kanaatini güçlendirmek üzere, lehine harici ikrarda bulunana tamamlayıcı yemin yaptırılabileceği de gözetilerek hasıl olacak sonucuna uygun bir karar verilmelidir.

DAVA : Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : Davacı, davalı Mine adına kayıtlı 24 nolu parseldeki taşınmazı satın almak üzere anlaştıklarını ve satış bedeli olarak 10.000 DM ödeme yaptığını, ancak tapu ferağının verilmediğini, davalıların 8.000 DM ödeme yapıldığını kabul ettiklerinden 8.000 DM'nin döviz faizi ile ödetilmesini istemiştir.

Davalı, davacıya taşınmazın 1.900 YTL'ye satılması konusunda anlaşma yaptıklarını ve davacının 800 YTL dışında ödeme yapılmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.

Mahkemece, 8.000 DM'nin döviz faizi ile davalı Baki'den tahsiline, davalı Mine hakkındaki davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir.

Davacı, satış bedeline karşılık olarak davalılara 8.000 DM karşılığı ödeme yaptığını ileri sürmüş, davalı Baki ise, kendisine 800 YTL ödeme yapıldığını, DM olarak ödeme yapılmadığını, davalı Mine de kendisine hiçbir ödeme yapılmadığını savunmuştur. Mahkemece, 800 YTL'nin davalı Baki'den tahsiline ilişkin verilen kararın faiz konusunda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi nedeni ile bozulması üzerine, mahkemece davalı Baki'nin Jandarma'daki ifadesi gözetilerek, 8.000 DM'nin davalı Baki'den tahsiline karar verilmiştir. Davalı Baki'nin Jandarma'daki 05.07.2002 tarihli ifadesinde, "Zülfikar'a tarlamı 2.100 YTL'ye sattım. 8.000 DM peşinat aldım. Geriye 13.000 DM borç kaldı ve ödemedi" şeklinde beyanda bulunarak harici ikrarda bulunduğu ve 08.11.2002 tarihli Cumhuriyet Savcılığı huzurundaki ifadesinde ise, tarla sattığını ve karşılığında peşin olarak 800 YTL aldığını açıkladığı anlaşılmaktadır.

Mahkeme dışı ikrar, kesin bir delil değildir. Hakim, mahkeme dışı ikrarı doğrulayacak delil ve emare varsa, buna dayanarak karar verebilir ( HUMK m. 236/IV ). Eş söyleyişle, ikrarın mahkeme dışında yapılması halinde, ikrar başka delil ve emare ile kanıtlanması halinde takdiri delil niteliğini kazanır. Bu itibarla, mahkeme dışı ikrarın tanıkla kanıtlanması mümkündür. Hal böyle olunca mahkemece, davaya konu alacağa ilişkin taraflara tanık dahil, her türlü delilleri sorulmalı, hakimin bu konudaki kanaatini güçlendirmek üzere, lehine harici ikrarda bulunana tamamlayıcı yemin yaptırılabileceği de ( HUMK m. 236/son ) gözetilerek hasıl olacak sonucuna uygun bir karar verilmelidir. Mahkemece delillerin değerlendirilmesinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenle temyiz olunan kararın temyiz eden davalı yararına ( BOZULMASINA ), peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 07.05.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.




Alıntı:
Yazan Karar-2
T.C.
YARGITAY
15. HUKUK DAİRESİ
E. 2007/4100
K. 2007/5673
T. 25.9.2007
• İŞ BEDELİNİN TAHSİLİ ( İtirazın İptali - Davacının Mahkeme Dışı İkrarı Nedeniyle İş Bedelinin Yarısını Davalıdan İsteyebileceği/Kalan Miktar Üzerinden Davanın Kabulü Gerektiği )
• MAHKEME DIŞI İKRAR ( Yapan Kişiyi Bağladığı - Davacının Mahkeme Dışı İkrarı Nedeniyle İş Bedelinin Yarısını Davalıdan İsteyebileceği/Kalan Miktar Üzerinden Davanın Kabulü Gerektiği )
• İTİRAZIN İPTALİ ( İş Bedelinin Tahsili - Davacının Mahkeme Dışı İkrarı Nedeniyle İş Bedelinin Yarısını Davalıdan İsteyebileceği/Kalan Miktar Üzerinden Davanın Kabulü Gerektiği )
2004/m.67
ÖZET : Dava, eser sözleşmesine dayalı iş bedelinden kalan alacağın tahsili amacıyla yapılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacının anlatımı, mahkeme dışı ikrar olup kendisini bağlar. O halde davacının iş bedelinin yarısını, yani 8 milyar TL.sını davalıdan isteyebileceği, bunun da 4 milyar TL.sının ödendiği anlaşılmasına göre kalan 4 milyar TL. üzerinden davanın kabulü gerekir.

DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmal edilerek gelmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : Dava, eser sözleşmesine dayalı iş bedelinden kalan alacağın tahsili amacıyla yapılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.

Davalı, sözleşmede tek başına görünse de Duran Eren'le birlikte maliki oldukları evin çatısına yapılan inşaat işlerinin yerine getirilmediğini belirterek davanın reddine savunmuştur.

Mahkemece dava kısmen kabul edilmiş, karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Taraflarca imzalanan tarihsiz sözleşmede, yapılacak işler karşılığı ödenecek 16.000.000.000 TL.dan 6.000.000.000 TL.sının iş başlamadan önce ödeneceği, kalanın da iş bitiminde ödenmesi kararlaştırılmıştır. Sözleşme altında yeralan imzalı açıklamada davacı dört milyar para aldığını belirtmiştir. Aynı çatıda ortak olduğu anlaşılan Duran Eren'in davalıya bu çatı imalatı nedeniyle verdiği teminat bonosu için Marmaris 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2004/385 Esas sayılı dosyasında açtığı dava keşifinde davacı tanığı olarak dinlenilen eldeki davanın davacısı Mustafa Uz imzalı beyanıyla toplam çatı sahipleriyle 16 milyara anlaştığını, yarı yarıya ödeneceğini, Duran Eren'in kendi payını ödediğini, Mehmet Emin Acar'ın 4 milyar lira dışında ödeme yapmadığını açıklamıştır. Davacının bu anlatımı, mahkeme dışı ikrar olup kendisini bağlar.

O halde davacının iş bedelinin yarısını, yani 8 milyar TL.sını davalıdan isteyebileceği, bunun da 4 milyar TL.sının ödendiği anlaşılmasına göre kalan 4 milyar TL. üzerinden davanın kabulü gerekirken sözleşmede ödeneceği belirtilen 6 milyar TL.nın ayrıca ödendiği usulen kanıtlanmadan ve peşin ödendiği de yazılı olmadığı halde ödeme kabulüyle hükme varılması doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 25.09.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.


Old 05-04-2011, 09:49   #29
AV. İLKER VURAL

 
Varsayılan

Değerli meslektaşlarım, biz bu davada kiracı olmayan S'yi eski malikin imzalarını taklit ederek kira sözleşmesi düzenlediği ve bu sözleşmeleri kullanarak vergi levhası ve iş yeri ruhsatı aldığı gerekçesi ile savcılığa şikayet etmiştik. Henüz dava açılmadı, ancak bilirkişi raporunda imzaların eski malike ait olmadığı anlaşıldı.
S kiracı olduğu iddiasında hala ısrarcı.
Sayın Armağan Konyalı; ''S vergi levhası sahibi olduğuna göre stopajları S ödüyordur. S'nin kiracı olduğunu kanıtlayacak resmi belgeleri olduğuna göre fuzuli işgal nedeniyle dava açmanız önerilmez.'' diyerek bir tavsiyede bulunmuştu. Ancak, yukarıda da belirttiğim üzere bu vergi levhası sahte kira sözleşmesine istinaden verilmiştir, bilirkişi raporu bunu doğrulamaktadır. Kısacası S kiracı olduğunu ispatlayabilecek bir belgeye sahip değil.
Bizim en başından beri kiracı olarak gördüğümüz ve kendisine karşı tahliye davası açtığımız H ise en başından beri kiracılık ilişkisini inkar ediyor.
İzlemeyi düşündüğüm iki yol var :
1 - ) H ye karşı açtığımız tahliye davasından vazgeçerek hem H ye Hem de S ye karşı elatmanın önlenmesi ve ecri misil davası davası açmak. Bu durumda H kiracılık iddiasında bulunamaz. S ise kiracı olduğunu ispat edemez, biz de kira sözleşmelerinin sahte olduğunu ve bu sebeple ceza davası açıldığını mahkemeye bildiririz.
2 - ) S yi kiracı olarak kabul edip yaklaşık 6 aydır ödemediği kira parası için kendisine tahliye talepli bir ihtarname göndermek, ödeme olmazsa S ye karşı ilamsız tahliye yoluna başvurmak. ( S nin kiracı olmadığı ve eski malikin imzalarını taklit ederek kira sözleşmesi düzenlediği gerekçesi ile savcılığa suç duyurusunda bulunmuştuk. Şimdi S yi kiracı olarak kabul etmek bir çelişki doğurmaz mı?)

Sizce bu 2 yoldan hangisini izlemeliyim? Veya bu 2 yoldan başka izlenecek başka yollar var mıdır?
Saygılarımla.
Old 05-04-2011, 10:40   #30
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan AV. İLKER VURAL
1 - ) H ye karşı açtığımız tahliye davasından vazgeçerek hem H ye Hem de S ye karşı elatmanın önlenmesi ve ecri misil davası davası açmak. Bu durumda H kiracılık iddiasında bulunamaz. S ise kiracı olduğunu ispat edemez, biz de kira sözleşmelerinin sahte olduğunu ve bu sebeple ceza davası açıldığını mahkemeye bildiririz.
Bir kimsenin parayonak olması onun takip edilmediği anlamına gelmez.
Belediyedeki yazılı kira sözleşmesinin sahte olması sözlü kira sözleşmesinin gerçek olmadığı anlamına gelmez. Bu nedenle sahtelik olayına fazlaca güvenmeyiniz.
Alıntı:

2 - ) S yi kiracı olarak kabul edip yaklaşık 6 aydır ödemediği kira parası için kendisine tahliye talepli bir ihtarname göndermek, ödeme olmazsa S ye karşı ilamsız tahliye yoluna başvurmak. ( S nin kiracı olmadığı ve eski malikin imzalarını taklit ederek kira sözleşmesi düzenlediği gerekçesi ile savcılığa suç duyurusunda bulunmuştuk. Şimdi S yi kiracı olarak kabul etmek bir çelişki doğurmaz mı?)
Doğurmaz. Sahte olan yazılı kira sözleşmesi olup sözlü kira sözleşmesi var olabilir.
Alıntı:
Sizce bu 2 yoldan hangisini izlemeliyim?
Sözlü kira sözleşmelerinde kiraya veren açısından en zor iş kira miktarının ve başlangıç tarihinin belirlenmesidir. Sayın Admin'in doğru önerisiyle siz bu zor aşamayı başarıyla atlatmışsınız. Artık düz yola çıkmışsınız. Başka yol aramayınız.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
sözlü kira kontratı - tahliye incitanesi Meslektaşların Soruları 17 02-11-2016 19:56
yazılı-sözlü kira sözleşmesi avgubse Meslektaşların Soruları 0 22-03-2010 14:41
sözlü kira sözleşmesi,kira alacağı,kira bedelinin tespiti Av.Doğuhan Meslektaşların Soruları 14 18-12-2008 17:33
Sözlü Kira Akti - Alacak İddiası -Tahliye tiyerianri Meslektaşların Soruları 1 27-02-2008 14:16
İhtiyaç İçin Tahliye,Sözlü Kira Akti av.sinem Meslektaşların Soruları 4 26-02-2008 21:24


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05669808 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.